Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/1056 E. 2023/479 K. 11.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/1056 Esas
KARAR NO : 2023/479

DAVA : Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 03/02/2017
KARAR TARİHİ : 11/05/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 18/05/2023

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin oğlu ….’nın davalı şirketle iş ortaklığı kurulacağından dolayı Haziran 2016’da davalı şirketin adresine gittiğini, müvekkilinin oğlunun iş tecrübesinin olmaması nedeniyle teminat senedi verilmesinin zorunlu olduğunun belirtildiğini, müvekkilinin ve oğlunun ikna olması üzerine davalı şirket yetkililerine dört adet bonoya isim, rakamla 50.000-TL yazmak ve imza atmak suretiyle verdiğini, 11/01/2017 tarihinde müvekkilinin aranarak şirket merkezine çağrıldığını, müvekkilinin oğlu ile birlikte teminat senetlerinin iade edileceği düşüncesiyle şirkete gittiğini, davalı şirket yetkilisinin bonoların vadesinde ödenmemesi nedeniyle icra takibinde bulunduklarını ve takibin kesinleştiğini bildirdiğini, bunun üzerine Bakırköy … İcra Dairesinin …. Esas sayılı takip dosyasını incelediklerini, 27/6/2016 tarihinde kambiyo senedine özgü icra takibi başlatıldığını ve ödeme emrinin 12/08/2016 tarihinde muhtara bırakılarak tebliğ edildiğini gördüklerini, icra takibinden önce alacaklı tarafın Bakırköy … ATM ‘den … D.iş, … karar sayılı ihtiyati haciz kararı aldığını ve 3 adet toplamda 150.000-TL’lik bononun takibe konulduğunu tespit ettiklerini, bonoların incelenmesinde 50.000-TL’nin önüne “1” rakamının eklenerek 150.000-TL hale getirildiğini, bonolarda tahrifat yapıldığını, müvekkilinin davalıya herhangi bir borcu bulunmadığını, usulsüz yapılan tebligat sonucu müvekkiline ait İstanbul, … ilçesi, … pafta, … ada, …. parsel (11) nolu bağımsız bölüm üzerine haciz konulduğunu, bononun sahte ve tahrif edilmiş olduğunu, Bakırköy C.Başsavcılığına … sayılı soruşturma dosyası ile 17/01/2017 tarihinde bonoda tahrifat, sahtecilik ve güveni kötüye kullanma nedeniyle suç duyurusunda bulunulduğunu, ayrıca Bakırköy … İcra Hukuk Mahkemesinde … Esas sayılı dosya ile haczedilmezlik nedeniyle haczin kaldırılması davası açtıklarını, müvekkilinin davalıya herhangi bir borcu bulunmadığını belirterek, öncelikle satış avansının yatırılmış ve satış talebinde bulunulmuş olması ve müvekkilinin mağduriyeti oluşacağından HMK.209/1 md.gereği teminatsız olarak dava sonuna kadar icra takibinin durdurulmasına, müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine, icra takibinin iptaline, haksız ve kötüniyetli takip nedeniyle tazminata, davanın devamı esnasında tahsil halinde davaya istirdat davası olarak devam edilerek tahsil edilen paranın icra veznesine girdiği ve tahsil edildiği tarihten itibaren mevduata uygulanan en yüksek ticari faizi ile birlikte istirdatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin taraflarla girmiş olduğu ticari ilişkiden doğan davaya konu senede bağlanmış alacağının 2 yıldır senetlerde tahrifat iddiaları ile ödenmediğini, bu iddiaların 2007 yılında reklam, tanıtım ve pazarlamaya yönelik promosyon ürünlerini temini, ithali, satışı ve pazarlanması konusunda kurularak uzmanlaşan ve hatırı sayılan bir müşteri çevresine sahip olan müvekkili şirketin ticari itibarını zedelemekte olduğunu, ortaklık ve kurumsal yapısı ve büyüklüğü itibarı ile resmi evrakta tahrifat/sahtecilik yapacak bir firma olmadığını, davacının müvekkili şirket ile ortaklık çerçevesinde kendisini emekli, sosyal konumu ve gelir kaynakları itibariyle bu senetleri veremeyecek bir kişi oğlu … ‘yı ise tecrübesiz, mesleki gelişimi zaman alacak, birikimi olmayan, hesapları hareket görmeyen sosyal konumu ve gelir kaynakları itibariyle böyle bir borca girme imkanı olmayan bir kişi olarak gösterdiğini, müvekkili şirketin takibe konu 3 adet bonoyu lehdarı ….’dan ciro yolu ile devraldığını, ….’nın 20.000,00 TL sermaye ile kurulmuş …. Tic. Ltd. Şirketi unvanlı şirketin müdürü ve tek ortağı olduğunu, bu nedenle davacı iddialarının gerçeği yansıtmadığını, kendilerini tanıtmaya yönelik beyanları değerlendirildiğinde dürüst davranmadığı, olaylar ve taleplerle ilgili doğruyu söylemediği, tümüyle kötü niyetli davrandığı sonucunun ortaya çıkmakta olduğunu, davacının bu şekilde borçtan kurtulmaya çalıştığını, hakkın kötüye kullanımı niteliğindeki bu davranışa hukuken izin verilemeyeceğini, senet bir ödeme vasıtası olup davacının keşide etmiş olduğu senetlerin bedelini ödediğini kanıtlaması gerektiğini, bu anlamda ispat yükünün davacıda olduğunu, davacının herhangi bir imza inkarının da bulunmadığını, müvekkili şirketin senetlerin hamili sıfatıyla iyi niyetli üçüncü şahıs konumunda olduğunu, keşideci ile lehtar arasındaki talep ve iddiaların müvekkili şirketi bağlamayacağını, müvekkilinin senetleri mevcut halleriyle teslim aldığını, kaldı ki senetlere bakıldığında bir tahrifat olmadığının açık olduğunu, dava dilekçesindeki anlatıma göre davacının tevil yollu da olsa aradaki ticari ilişkiyi, senetleri bizzat tanzim ederek verdiğini açıkça beyan ve ikrar ettiğini, senetlerin teminat senedi değil borç senedi olduğunu belirterek haksız ve mesnetsiz davanın reddini istemiştir.
Dava Bakırköy… Asliye Hukuk Mahkemesinde açılmış, görevsizlik kararı verilerek dosya mahkememize gönderilmiş ve işbu esasa kaydedilerek yargılamaya … Esas üzerinden devam edilmiştir.
Mahkememizin 31/10/2019 tarih, … esas – … sayılı kararı İstanbul BAM … . Hukuk Dairesinin 04/11/2022 tarih, …. esas – …. karar numarasıyla kaldırılarak mahkememizin … esasını almıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE YARGILAMANIN ÖZETİ:
Dava; İİK’nun 72/3.maddesine göre kambiyo senetlerinden kaynaklanan menfi tespit istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın, dava konusu 3 adet senedin teminat senedi olup olmadığı, senetlerdeki miktarlarda tahrifat yapılıp yapılmadığı, netice itibariyle davacı senet keşidecisinin senetlerden dolayı davalı-hamile borçlu olmadığına yönelik iddiasının yerinde olup olmadığından kaynaklandığı tepit edilmiştir.
İSTİNAF ÖNCESİ YAPILAN YARGILAMANIN ÖZETİ:
Bakırköy ….Ağır Ceza Mahkemesine, Büyükçekmece ….Asliye Hukuk Mahkemesine, Bakırköy ….İcra Hukuk Mahkemesine, Bakırköy ….Asliye Ceza Mahkemesine, Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığına yazılan müzekkerelere cevap verilmiş, istenen bilgi ve belgeler gönderilmiştir.

Bakırköy ….İcra Müdürlüğünün …. Esas sayılı takip dosyası celp edilmiş, incelenmesinde, davalı-alacaklının, davacı-borçlu … ve dava dışı borçlu …. aleyhine 11/06/2015 düzenlenme, 22/09/2015 vade tarihli 150.000,00-TL, 11/06/2015 düzenlenme, 22/10/2015 vade tarihli 150.000,00-TL, 11/06/2015 düzenlenme, 22/11/2015 vade tarihli 150.000,00-TL bedelli bonolara istinaden toplam 450.000- TL alacağın tahsili için 27/06/2016 tarihinde kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla icra takibi başlattığı, takibin her iki borçlu yönünden kesinleştiği takibe Bakırköy … Asliye Ticaret Mahkemesinin … D.İş sayılı ihtiyati haciz kararı ile başlanıldığı, davacı borçlu … adına kayıtlı 11 nolu bağımsız bölümün tapu kaydı üzerine ihtiyati haciz konulduğu, alacaklı vekilinin taşınmazın satışı ve kıymet takdiri yapılması için 17/10/2016 tarihinde talep açtığı, icra dosyasında herhangi bir ödemenin bulunmadığı görülmüştür.
Bakırköy ..İcra Müdürlüğünün …. Esas sayılı takip dosyası içerisinde bulunan takibe konu 3 adet bono aslının mahkememiz dosyasına gönderildiği, kasaya alınarak … kasa numarası verildiği, Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı Hazırlık Bürosunun … Soruşturma sayılı dosyasının Uyap üzerinden örneğinin gönderildiği, dosyanın derdest olduğunun bildirildiği, Bakırköy …İcra Hukuk Mahkemesinin … Esas sayılı dosyanın Uyap üzerinden örneğinin gönderildiği, duruşmasının 18/05/2017 tarihine bırakıldığı anlaşılmıştır.
Davacı yanın ihtiyati tedbir talebinin tensip aşamasında değerlendirildiği, 09/03/2017 tarihli heyet ara kararı ile davacı vekilinin HMK 209/1 maddesine dayalı teminatsız olarak icra takibinin durdurulmasına ilişkin ihtiyati tedbir talebinin reddine, İİK ‘nun 72/3 maddesine göre icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında takibin tedbiren durdurulmasına karar verilemeyeceğinden çoğun içinde az da vardır kuralı uyarınca İİK ‘nun 72/3 maddesi uyarınca icra dosyasındaki alacağın takdiren % 15’i tutarında teminat gösterilmesi durumunda, davanın tarafları ile sınırlı olmak üzere davacı tarafından Bakırköy … İcra Müdürlüğünün …. esas sayılı takip dosyasında icra veznesine yatırılacak paranın alacaklıya ödenmemesi konusunda ihtiyati tedbir kararı verilmesine, icra dosyasındaki alacağın takdiren %15’i tutarı 67.500-TL nakit veya kesin ve süresiz teminat mektubu ibraz edildiğinde ve yasal süre içerisinde talep halinde Bakırköy .. İcra Müdürlüğüne tedbir kararının infazı için müzekkere yazılmasına karar verildiği, teminat yatırılmadığından ihtiyati tedbir kararının infaz olmadığı görülmüştür.
22/06/2017 tarihli duruşmada dava konusu 3 adet senette miktar kısımlarındaki “150.000” ibarelerindeki “1” rakamının “YÜZELLİBİN” ibarelerindeki “YÜZ” yazısının tek kalemle bir seferde yazılıp yazılmadığı, sonradan eklenip eklenmediği, miktara ilişkin rakam ve yazıların “150.000”, “YÜZELLİBİN” aynı el ürünü olup olmadığı hususlarında 3’lü bilirkişi kuruluna inceleme yaptırılarak rapor alınmasına karar verilmiş, 10/08/2017 tarihli raporda özetle; inceleme konusu 22.09.2015, 22.10.2015 ve 22.11.2015 vade tarihli senetlerin tanziminde miktar bölümlerinin sadece rakamla 50.000- olarak yazılmış iken daha sonra farklı fiziki evsafta kalemle miktar rakamlarının baş taraflarına (1) rakamlarının ilavesi, tanzim sırasında boş bırakılmış bulunan miktar yazıları bölümlerine de (1) rakamı ilavelerinde kullanılan evsafta kalemle bir defada blok halinde olmak üzere “YÜZELLİBİN” yazılarının sonradan ilave edilmesi suretiyle miktar bölümlerinin halen mevcut durumlarına dönüştürülmüş bulundukları sonucuna varıldığı, “İNCELEME ve BULGULAR” bölümünün 2.maddesinde belirtilen nedenlerle senetlerde orijinal miktarı gösteren 50.000.-rakamları ile ilave edilen bölümlerin aynı el ürünü olup olmadığı hususunun tespit edilemediği bildirilmiştir.
Bakırköy ….Asliye Ceza Mahkemesinin …. Esas sayılı dosyasında alınan Adli Tıp raporunda; inceleme konusu alacaklısı …., borçlusu … olan, 11/06/2015 düzenlenme, 22/09/2015 ödeme tarihli, 150.000 TL bedelli senet, (…), alacaklısı …., borçlusu … olan, 11/06/2015 düzenlenme, 22/10/2015 ödeme tarihli, 150.000 TL bedelli senet, (…), alacaklısı …., borçlusu … olan, 11/06/2015 düzenlenme, 22/11/2015 ödeme tarihli, 150.000 TL bedelli senet, (…)senetlerde miktar bölümlerinde iddia doğrultusunda tahrifat yapıldığını gösterir yeterlilik ve nitelikte bulgu saptanamadığı hususlarını bildirilmiştir.
Toplanan ve sunulan deliller, alınan bilirkişi raporu, ceza mahkemesinde alınan Adli Tıp raporu ve tüm dosya içeriği birlikte değerlendirildiğinde;
Davaya konu 3 adet bononun miktar kısmındaki 150.000 ibarelerindeki 1 rakamının ve YÜZ yazısının sonradan eklendiği, dosyada mevcut 10/08/2017 tarihli rapor ile tespit edilmiş ancak yapılan eklemelerin aynı el ürünü olup olmadığı konusunda bilirkişilerce kanaat edinilememiştir. Bakırköy …. Asliye Ceza mahkemesinde açılmış …. E. Sayılı bonoda tahrifat-sahtecilik-güveni kötüye kullanma suçlarına ilişkin yapılan yargılamanın sonucunun dosyamızı etkilemeyeceği de açıktır zira, 50.000 TL bedelli 3 adet bononun verildiği anda 50.000 TL olarak verildiği hususunda herhangi bir şüphe bulunmamaktadır. Söz konusu senede 1 ve YÜZ rakamları sonradan tarafların anlaşması ile eklenmiş olsa dahi, söz konusu değişikliğin muteber olması için borçlunun parafının olması gerekir. Zira senette yapılan değişikliğin geçerli olabilmesi için mutlaka borçlunun parafının olması gerekir. Senette mevcut olan çıkıntı veya senet metni altındaki hak ve silinti ayrıca tasdik edilmemiş ise inkâr halinde yok hükmündedir. (bkz. Yargıtay 12. HD 2015/24989E., 2016/1769 K., 21.1.2016 T.) Bu nedenle davalının davacıdan her bir bonodan 50.000 TL olmak üzere toplamda 150.000 TL alacaklı olduğu, ancak sonradan eklenen 1 ve YÜZ yazıları sebebiyle doğan 300.000 TL’lik borçtan davacının sorumlu olamayacağı kanaatine varılmıştır.
Öte yandan, her ne kadar davacı oğlunun tecrübesizliğine istinaden söz konusu bonoları teminat olarak verdiğini ileri sürmüşse de, davaya bono üzerinde “Teminat senedir” ibaresi yer almadığı gibi, dosya kapsamında da söz konusu bonoların teminat senedi olarak verildiğini ispatlayan herhangi bir somut delil yer almamaktadır. Davacının oğlu dava dışı ….’nın dosyada mevcut yazışmalar kapsamıyla birlikte, …. Ticaret Limited Şirtkeri unvanlı reklam şirketinin sahibi olduğu ve bu şirketin 1996 yılında tescil edilmiş olduğu değerlendirildiğinde, mahkememizde söz konusu senetlerin ….’nın tecrübesizliğine istinaden teminat senedi olarak verilmiş olabileceğine dair iddianın gerçekliği hususunda bir kanaat oluşmamıştır.
Öte yandan, söz konusu iddiayı borçlu ile doğrudan ticari ilişkisi olmayan davacı ve yalnızca senedin keşidecisi sıfatı olan …’in ileri sürmesi de mümkün değildir. Böyle bir iddia ancak davalı ile ticari iş ilişkisine giren, söz konusu senedin lehtarı olan ve senedi davalı şirkete ciro eden …. tarafından ileri sürülebilecek nitelikte bir iddia olduğundan, davacının söz konusu senedin teminat amaçlı verildiğine dair iddialarının bu gerekçe ile de dinlenemeyeceği açıktır.
İİK‟nun 72. maddesi uyarınca icra takibinde bulunan alacaklı aleyhine tazminata hükmedilebilmesi için alacaklının takibinde hem haksız hem de kötüniyetli olması gerekip, dosya kapsamına göre davaya konu senetlere sonradan yapılan eklemelerin kimin eli ürünü olduğu tespit edilemediğinden davacının ya da davalının haksız ve kötüniyetli olduklarına dair herhangi bir kanaate varılamamış ve taraflar aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmemiştir.
Tüm bu nedenlerle; davanın Kısmen Kabul Kısmen Reddi ile Bakırköy … İcra Müdürlüğünün …. esas sayılı takibe ve davaya konu Alacaklısı …., borçlusu … olan, 11/06/2015 düzenlenme, 22/09/2015 ödeme tarihli, 150.000 TL bedelli senet,, Alacaklısı …., borçlusu … olan, 11/06/2015 düzenlenme, 22/10/2015 ödeme tarihli, 150.000 TL bedelli senet,Alacaklısı …., borçlusu … olan, 11/06/2015 düzenlenme, 22/11/2015 ödeme tarihli, 150.000 TL bedelli senetlerden dolayı 100.000,00-TL lik kısmından ayrı olmak üzere toplam 300.000,00-TL lik kısmından davacının borçlu olmadığının tespitine, davacının senet bedelleri yönünden (3 adet senet toplam 150.000,00-TL) bedelleri yönünden fazlaya ilişkin talebinin reddine, davacının şartların oluşmamış olması nedeniyle kötüniyet tazminatı talebinin reddine, davalının şartların oluşmaması nedeniyle kötüniyet tazminatı talebinin reddine dair verilen karar İstanbul BAM …. Hukuk Dairesinin 04/11/2022 tarih, …. esas – …. karar numarasıyla kaldırılarak mahkememizin … esasını almıştır.
İstanbul BAM …. Hukuk Dairesinin 04/11/2022 tarih, …. esas – …. sayılı kararında özetle; “Somut uyuşmazlıkta ilk derece mahkemesince ceza mahkemesinin menfi tespit davasını etkilemeyeceği gerekçesi ile dosyadaki delillere göre karar verilmiş ise de; dava konusu toplam 450.000-TL bedelli senetler ile ceza dava konusunun aynı senetlere ilişkin olduğu, davalı şirket yetkilisinin sanık, davacının katılan olarak dosyada yer aldığı, her iki dosyada da senetlere ekleme yapıldığının iddia edildiği görülmekle bu yöndeki gerekçe yerinde görülmemiştir. Davalı vekilinin istinaf dilekçesi ve UYAP kayıtlarına göre davalı şirket yetkilisi hakkında açılan sahtecilik suçundan açılan kamu davasında beraat kararı verildiği, kararın kesinleştiği anlaşılmaktadır. TBK 74. Maddesi gereğince ceza hakimi tarafından verilen beraat kararıyla bağlı değil ise de; maddi vakıalar ile bağlıdır. Bakırköy … Asliye Ceza Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasında; “inceleme konusu senetlerde miktar bölümlerinde iddia doğrultusunda tahrifat yapıldığını gösterir yeterlilik ve nitelikte bulgu saptanmadığı bildirildiğinden sanığın üzerine atılı suçu işlediğine dair her türlü şüpheden uzak, kesin, yeterli ve inandırıcı delil bulunmayıp sanığın müsnet suçu işlediği sabit olmadığından” beraat karar verildiği görülmektedir. Bu durumda senetlerde sonradan ekleme yapıldığı/yapılmadığı iddiası yönünden somut bir vakıa tespiti olmadığı somut dosyadaki rapor ile ATK raporu arasında çelişki olduğu dikkate alınarak çelişkiyi giderecek şekilde grafoloji alanında uzman üç kişilik yeni bir bilirkişi heyetinden rapor alınması gerekirken eksik inceleme ile karar verilmesi yerinde görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle davalı vekillerinin istinaf isteminin bu gerekçe ile kısmen kabulüne, ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına sair hususların ve davacının esasa ilişkin istinaf istemlerinin bu aşamada incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir. ” şeklinde hüküm kurulmuştur.
İSTİNAF İLAMI SONRASI YAPILAN YARGILAMANIN ÖZETİ;
İstinaf ilamı ile dosyadaki rapor ile ATK raporu arasında çelişki olduğu dikkate alınarak çelişkiyi giderecek şekilde grafoloji alanında uzman üç kişilik yeni bir bilirkişi heyetinden rapor alınmasının gerektiği bildirilmiş, dava konusu 3 adet senette miktar kısımlarındaki “150.000” ibarelerindeki “1” rakamının “YÜZELLİBİN” ibarelerindeki “YÜZ” yazısının tek kalemle bir seferde yazılıp yazılmadığı, sonradan eklenip eklenmediği, miktara ilişkin rakam ve yazıların “150.000”, “YÜZELLİBİN” aynı el ürünü olup olmadığı hususlarında 3’lü bilirkişi kuruluna inceleme yaptırılarak rapor alınmasına karar verilmiş, bilirkişiler Adli Belge İnceleme Uzmanı …., Adli Belge İnceleme Uzmanı ….. ile Adli Bilimler ve Adli Belge İnceleme Uzmanı Dr. …. 02/03/2023 havale tarihli raporunda özetle; “İnceleme konusu üç adet senedin ön yüzündeki miktara ait “150.000” ve “YÜZELLİBİN” yazı ve rakamlarının aynı kalemle ve bir defada yazılmış oldukları, rakamla miktar hanesindeki “1” rakamının ve yazı ile miktar hanesindeki “YÜZ” yazısının sonradan eklendiğine dair bir bulgu mevcut olmadığı” şeklindeki görüş ve kanaatlerini bildirmişlerdir.
Tüm bu açıklanan nedenlerle; davaya konu olayla ilgili yetkili …. hakkında dava konusu senetlerde tahrifat yaparak ekleme yaptığı iddiasıyla sahtecilik suçundan Bakırköy … Asliye Ceza Mahkemesi’nin …. Esas, …. K. sayılı dosyasında yapılan yargılama sonucunda …. tarihli Adli Tıp Kurumu Başkanlığı Fizik İhtisas Dairesinin raporuna göre inceleme konusu senetlerde miktar bölümlerinde iddia doğrultusunda tahrifat yapıldığını gösterir yeterlilik ve nitelikte bulgu saptanmadığı tespit edildiğinden müvekkil şirket yetkilisi hakkında beraat kararı verilmiş ve karar kesinleştiği anlaşılmıştır. Maddi hukukun tespitine ilişkin ceza mahkemesi tarafından verilen beraat kararı hukuk mahkemeleri için de bağlayıcı olmasa da yapılan tespit ve incelemeler mahkememizce dikkate alınmıştır. TBK 74. Maddesi gereğince ceza hakimi tarafından verilen beraat kararıyla bağlı değil ise de; maddi vakıalar ile bağlıdır. Bakırköy … Asliye Ceza Mahkemesi’nin …. Esas sayılı dosyasında; “inceleme konusu senetlerde miktar bölümlerinde iddia doğrultusunda tahrifat yapıldığını gösterir yeterlilik ve nitelikte bulgu saptanmadığı bildirildiğinden sanığın üzerine atılı suçu işlediğine dair her türlü şüpheden uzak, kesin, yeterli ve inandırıcı delil bulunmayıp sanığın müsnet suçu işlediği sabit olmadığından” beraat karar verildiği görülmüştür. Mahkemeniz nezdinde alınan 01/03/2023 tarihli Bilirkişi Heyeti Raporu’nda, ceza mahkemesindeki beraat kararıyla sübut bulan Adli Tıp Kurumu’nun raporu ile tespit edildiği üzere; “..İnceleme konusu üç adet senedin ön yüzündeki miktara ait “150.000” ve “YÜZELLİBİN” yazı ve rakamlarının aynı kalemle ve bir defada yazılmış oldukları, rakamla miktar hanesindeki ‘1’ rakamının ve yazı ile miktar hanesindeki ‘YÜZ’ yazısının sonradan eklendiğine dair bir bulgu mevcut olmadığı..” tespit edilmiştir. Gerek Adli Tıp Kurumu Raporu gerekse alınan son raporlar dikkate alındığında, dava konusu olan senetlerde sonradan ilave edildiği iddia olunan “150.000” ve “YÜZELLİBİN” yazı ve rakamlarının aynı kalemle ve bir defada yazılmış oldukları, rakamla miktar hanesindeki ‘1’ rakamının ve yazı ile miktar hanesindeki ‘YÜZ’ yazısının sonradan eklenmediği, bu itibarla açılan davanın yersiz ve hukuka aykırı olduğu sübut bulduğundan davanın reddine ve verilen tedbir kararı da teminat yatırılıp icra dairesince uygulanıp takip durdurulmadığı dikkate alındığında İİK 72.madde kapsamında şartları oluşmadığından alacaklının talebi yerinde görülemmeiştir.
HÜKÜM: yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-Davalının şartları oluşmayan kötü niyet tazminatı talebinin reddine,
3-Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gereken 179,90 TL harcın peşin alınan 7.684,88 TL harçtan mahsubu ile fazla yatan 7.504,98 TL harcın karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya iadesine,
4-Davacı tarafça yatırılan harç ve yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafça yapılan 100,00 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca tayin ve takdir olunan 66.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansının HMK 333.maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden sonra talep halinde taraflara iadesine,
8-HMK’nin uygulanmasına dair yönetmeliğin 58/1 maddesi gereğince taraflardan birinin talebi halinde gerekçeli kararın taraflara tebliğine,
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 ila 360’ncı madde hükümleri uyarınca, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere hazır olan taraf vekillerinin yüzlerine karşı oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 11/05/2023

Başkan …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Katip …
¸e-imzalıdır