Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/1019 E. 2022/1029 K. 14.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/1019 Esas
KARAR NO : 2022/1029

DAVA : ALACAK
DAVA TARİHİ : 09/09/2022
KARAR TARİHİ : 14/11/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 28/11/2022

Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; Huzurdaki davada, davacı müvekkillerin ve adi ortaklığın alacakları ve kdv iadesi hakları, ihyası istenen şirketin tasfiye sürecinden öncesine ait olduğunu, ihyası talep edilen şirketin muhasebecisi olan davalı tasfiye memuru TTK madde 542 gereği ihyası istenilen bu şirketin adi ortaklığın bir parçası olduğunu ve adi ortaklığın henüz tasfiye edilmediğini, alacakları ve borçları bulunduğunu bilmesine rağmen usulsüz olarak “alacakları-borçları yoktur” beyanıyla tasfiyeyi sonuçlandırdığını, bu şekilde sicilden terkin edilen ve adi ortaklığın tarafı olan …. Ltd. Şti.’nin adi ortaklıktan kaynaklı, adi ortaklığı oluşturan diğer şirketlere ve üçüncü kişilere karşı olan borç ve yükümlülükleri tasfiye bilançosunda gösterilmediğini bu nedenlerle davalarının kabulü ile İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün …. sicil numarasına kayıtlı “…. Şti” ‘nin (… v.d. … v.k.n) ihyasına, ….. Şti. adi ortaklığının faal hale getirilmesine ve TTK md 547 kapsamında ek tasfiye işlemlerinin tamamlanmasına, kendilerinin, adi ortaklıktan ve adi ortaklığı oluşturan ihyası istenen ….. Şti’den olan alacaklarının tespitine, yargılama giderleriyle yasal vekalet ücretinin karşı taraflara yükletilmesine, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili kurumun TTK.m.32 ve Ticaret Sicili Yönetmeliği m.34 hükmü çerçevesinde işlem yaptığını, tasfiye sürecinde yetki ve sorumluluğun şirket tasfiye memurunda olduğunu, tasfiye memurları tarafından tasfiye prosedürünün eksik bırakılmış olmasının memurların sorumluluğunu gerektirdiğini, tasfiye memurlarının iddia edilen eksik işlemlerini müvekkili sicil müdürlüğünün tespit etmesinin mümkün olmadığını, müvekkilinin davanın açılmasına sebep olacak herhangi bir işlem yapmadığını, yasal hasım konumunda bulunan müvekkili aleyhine yargılama giderlerine ve vekalet ücretine hükmedilemeyeceğini belirterek müvekkili yönünden açılan davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkememizin ….esas sayılı dosyasında; 10/11/2022 tarihli karar ile davalı İstanbul Ticaret Odası yönünden dosya tefrik edilerek ayrı bir esasa kaydedilmesine karar verilmiş ve yukarıda yazılı esas numarasına kaydı yapıldığı anlaşılmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE YARGILAMANIN ÖZETİ:
Dava; davacıların davalıdan KDV ve diğer tüm vergi iadesi işlemlerinin tespiti, tamamlanması ve tahsili istemine ilişkindir.
Dava şartları bakımından HMK’nin 114 ve 115. maddeleri bakımından re’sen yapılan inceleme sonucunda;
Dosya üzerinde yapılan inceleme sırasında arabuluculuk son tutanak aslının dosya içeriğinde olmadığı, davacılar vekilinin dava dilekçesinde arabuluculuğa başvurduğuna ilişkin beyanda da bulunmadığı anlaşılmıştır.
Bilindiği üzere husumet, bir başka deyişle taraf ehliyeti, dava konusu hak ile kişiler arasındaki ilişkiyi ifade eder. Sıfat, bir maddi hukuk ilişkisinde tarafların o hak ile ilişkisinin olup olmadığının belirlenmesi anlamına gelir. Davacı sıfatı, dava konusu hakkın sahibini, davalı sıfatı ise dava konusu hakkın yükümlüsünü belirler. Uygulamada davacı sıfatı, aktif husumet, davalı sıfatı ise pasif husumeti karşılayacak şekilde değerlendirilmektedir. Dava konusu şey üzerinde kim ya da kimler hak sahibi ise, davayı bu kişi veya kişilerin açması ve kime karşı hukuki koruma isteniyorsa o kişi veya kişilere davanın yöneltilmesi gerekir. Bir kimsenin davacı sıfatının olup olmadığı tıpkı hakkın mevcut olup olmadığının tayininde olduğu gibi maddi hukuka göre belirlenir. Taraf sıfatının en önemli özelliği, def’i değil itiraz niteliğinde olması nedeniyle taraflarca süreye ve davanın aşamasına bakılmaksızın her zaman ileri sürülebileceği ve taraflarca ileri sürülmemiş olsa bile mahkemece re’sen ele alınabilmesidir.
Yukarıda yapılan açıklama ve tespitler karşısında tüm dosya kapsamına göre; davacının alacak olarak nitelendirdiği KDV ve diğer tüm vergi işlemlerinin Vergi Dairesine yatırılması nedeni ile ticari alacak olarak değerlendirilip alacak davası açıldığı anlaşılmış olup davanın muhatabının sicilden tasfiye sonucu terkin edilen ve esas dosyada ihyası istenen şirket olması gerektiği dikkate alınarak öncelikle bu konuda arabuluculuğa başvurulmadığı ve davalı İstanbul Ticaret Odası’na husumet yöneltilmesinin mümkün olmadığı anlaşılmakla davanın pasif husumet ehliyeti yokluğu nedeniyle reddine karar vermek gerekmiştir.
HMK 320. maddesi gereğince dava şartı eksikliği nedeniyle taraflar davet edilmeden de dosya üzerinden karar verilebileceği anlaşıldığından davacının davasının pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm oluşturulmuştur.
HÜKÜM: yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın PASİF HUSUMET dava şartı yokluğundan HMK 115.madde uyarınca nedeniyle USÛLDEN REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gereken 80,70 TL maktu ilam ve karar harcının davacılardan alınarak HAZİNEYE İRAT KAYDINA,
3-Davacılar tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendileri üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Kullanılmayan gider avansının HMK 333. maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden sonra talep halinde davacıya İADESİNE,
5-HMK’nin uygulanmasına dair yönetmeliğin 58/1 maddesi gereğince taraflardan birinin talebi halinde gerekçeli kararın taraflara TEBLİĞİNE,
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 ila 360’ncı madde hükümleri uyarınca, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda tensiben oy birliğiyle karar verildi. 14/11/2022

Başkan …
¸e-imzalıdır
Üye ….
¸e-imzalıdır
Üye …..
¸e-imzalıdır
Katip ….
¸e-imzalıdır