Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/1010 E. 2023/122 K. 07.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/1010 Esas
KARAR NO : 2023/122 Karar

DAVA : Arabuluculuk Tutanağının İptali
DAVA TARİHİ : 08/11/2022
KARAR TARİHİ : 07/02/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 07/03/2023

Davacı tarafından mahkememizde açılan Sözleşmenin İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekili dava dilekçesinde; Müvekkilleri ….. ve ….’ın müşterek çocukları olan, 05.03.2015 doğum tarihli ….; 22.06.2021 tarihinde, İstanbul İli, …. İlçesi, .. Mahallesinde 785 no.lu ikamet adresinin de bulunduğu sokakta trafik kazası geçirerek hayatını kaybettiğini, belirtilen trafik kazasına sebep olan, …. T.C. kimlik numaralı ….’ın sevk ve idaresindeki ….. plakalı araç; Araçla girilmesi yasak olan ters yönden gelerek, yaya halinde olan müvekillerinin müşterek çocuğu …..’a çapmak sureti ile kazanın oluşumuna asli kusuru ile sebep olduğunu, yaşanan bu elim trafik kazası sonrasında hastaneye kaydırılan ….., 23.06.2021 tarihinde vefat ettiğini, asli kusuru ile kazaya sebebiyet veren ….. plakalı araç, kazanın gerçekleştiği tarihte, işbu davada davalı olan …. Sigorta A.Ş. tarafından sigortalı olduğunu, 13.03.2021 tarih, …. poliçe numaralı …. Sigorta Trafik Sigortası Poliçesi, 13.03.2021 tarihli …. poliçe numaralı …. Genişletilmiş Tutumlu Kasko Poliçesi isimli poliçesi ile sigorta teminatı kapsamına alındığını, 22.06.2021 tarihli trafik kazası, …. hasar numaralı dosya ile hasar kayıt sistemine kayıt edildiğini, trafik kazası ve bunun sonucunda gerçekleşen ölüm nediyle, müvekkillere ödenmesi gereken tazminat hakkında davalı şirket vekili Av. …. ile müvekkilleri vekili Av. … arasında ihtiyari arabuluculuk görüşmeleri yapıldığını; gabin halindeyken, aldatılarak hatalı bir şekilde davalı ile arabuluculuk tutanağının imzalandığını; 08.11.2021 tarihli arabuluculuk anlaşma tutanağının ayrıca eksik hususlar içermekte olduğunu, tarafsız bir arabulucu tarafından işlemin yürütülmediği kanaatinde olduklarını, ara bulucu ….. anlaşma tutanağında tarafların adreslerini tek tek yazmasına karşın, muhatap …. Sigorta A.Ş. Şirketi vekilinin adresini tutanakta açıkça belirtmediğini, davalı şirket vekili ile arabulucunun büro adreslerinin aynı binada bulunduğunu, arabulucunun tarafsızlığında şüphe oluşturduğunu; davalı şirket vekili ile müvekkillerinin önceki vekili ve ihtiyari arabulucu arasında imzalanmış olan 08.11.2021 tarihli T.C. Ankara Arabuluculuk Bürosu ….. arabuluculuk dosya numaralı ihtiyari arabuluculuk tutanağının iptal edilmesine, yargılama giderleri, zorunlu arabuluculuk ödemeleri ve vekalet ücretinin davalı şirkete yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; Davacılar, 22.06.2021 tarihinde meydana gelen trafik kazası sonucu …..’ın vefatı nedeniyle destekten yoksun kalma tazminat talepleri ile huzurdaki davayı ikame ettiğini, davaya konu trafik kazasına karışan ….. plakalı araç müvekkil şirket nezdinde 13.03.2021 – 13.03.2022 tarihleri arasında geçerli olmak üzere ….. numaralı Trafik Sigorta Poliçesi ile sigortalı olduğunu, kaza tarihinde poliçe kapsamında müvekkili şirketin sorumlu olabileceği teminat limiti 430.000.- TL olduğunu, ancak teminat limitini bildirmiş olmalarının davayı kabul ettikleri anlamını taşımadığını, yine ….. plakalı araç müvekkil şirket nezdinde 13.03.2021 – 13.03.2022 tarihleri arasında geçerli olmak üzere …. numaralı Maksimum Kasko Sigorta Poliçesi ile sigortalıdır. İMMS teminatı kapsamında müvekkili şirketin sorumlu olabileceği teminat limiti 100.000.- TL olduğunu, müvekkili şirketin üçüncü kişilerin uğradığını, olduğu bedeni zararlara ilişkin sorumluluğu; sigorta poliçesinde belirtilen azami limitlerle ve işletenin veya işletenin eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusuru oranı ile sınırlı olduğunu, davacının talebi haksız olduğundan reddi gerektiğini, davacıların ihtiyari arabulucu başvurusu üzerine davacılar ile anlaşma sağlanmış olduğunu, kesin hüküm nedeniyle davanın reddi gerekmekte, davacılar, çocukları …..’ın dava konusu kazada vefatı nedeniyle destekten yoksun kalma tazminat talepleri ile müvekkili sigorta şirketine başvuruda bulunduklarını, söz konusu uyuşmazlık ile ilgili tarafların ihtiyari arabulucu kapsamında anlaşmaya vardıklarını, …. arabulucu sicil numarası ile kayıtlı Arabulucu …..’nun yönetimiyle Ankara Arabuluculuk Bürosu ….. Arabulucu Dosya Numarası kapsamında uyuşmazlığın çözüme kavuşturulduğunu, Ankara Arabuluculuk Bürosu ….. Arabulucu Dosyasındaki anlaşmaya binaen müvekkili sigorta şirketi tarafından davacılara 17.11.2021 tarihinde 58.000 TL destekten yoksun kalma tazminatı ödendiğini, tutanakta anlaşma sağlanan uyuşmazlık konusuyla ilgili müvekkili şirketi ibra ettiği ve haklarından feragat ettiği hususu açıkça şöyle ifade edilmiştir, itirazlarının kabul edilmemesi halinde dosyanın kusur incelemesi için adli tıp kurumu trafik ihtisas dairesi’ne gönderilmesini, davacıların …..’ın ölümü nedeni ile destekten yoksun kalıp kalmadığı hususunun araştırılması gerektiğini, davacının destekten yoksun kaldığının tespiti halinde yapılacak aktüer hesaplamada trh-2010 yaşam tablosu dikkate alınması gerektiğini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı yana tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Dava dilekçesi, cevap dilekçesi, taraf beyanları ve tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde;
Dava, 08/11/2021 tarihli Ankara Arabuluculuk Bürosu’nun ….. Arabuluculuk dosyasına ait ihtiyari arabuluculuk tutanağının iptal edilmesi istemine ilişkindir.
Davacı taraf gabin halindeyken, aldatılarak hatalı bir şekilde davalı ile arabuluculuk tutanağının imzalandığı iddiasını dayanmaktadır.
Aşırı yararlanma (gabin); iki tarafa borç yükleyen sözleşmelerde, bu sözleşmenin kurulması anında mevcut olan ve taraflardan birinin zor durumda olmasından, düşüncesizliğinden yahut deneyimsizliğinden faydalanılarak karşılıklı edimler arasında meydana getirilen açık oransızlıktır. TBK’ nın 28/1. maddesine göre ” Bir sözleşmede karşılıklı edimler arasında açık bir oransızlık varsa, bu oransızlık, zarar görenin zor durumda kalmasından veya düşüncesizliğinden ya da deneyimsizliğinden yararlanılmak suretiyle gerçekleştirildiği takdirde, zarar gören, durumun özelliğine göre ya sözleşme ile bağlı olmadığını diğer tarafa bildirerek ediminin geri verilmesini ya da sözleşmeye bağlı kalarak edimler arasındaki oransızlığın giderilmesini isteyebilir ” Gabin nedeniyle sözleşmenin iptali için; karşılıklı edimler arasında sözleşmenin kurulma zamanında açık bir oransızlık bulunmalı; bu oransızlık, zarar görenin zor durumda kalmasından veya düşüncesizliğinden ya da deneyimsizliğinden yararlanılmak suretiyle gerçekleştirilmeli; sömürenin, edimler arasındaki açık oransızlığı, karşı tarafın zayıf durumundan faydalanmak suretiyle gerçekleştirmiş olmalıdır. TBK’ nın 28. maddeye göre zarar görene tanınan ilk hak, sözleşmenin iptali ile ediminin geri verilmesini isteme hakkıdır. Ancak bu hakkı kullanabilmesi için karşı tarafa bildirimde bulunması gerekir. Diğer hak ise, sözleşmeye bağlı kalarak edimler arasındaki oransızlığın giderilmesini isteme hakkıdır. Bu durumda hakim sözleşmeye müdahale ederek, oransızlığın giderilmesi yoluna gidilir. Bu şekilde bir sözleşmede karşılıklı edimler arasında aşırı oransızlık varsa ve bu durum zarar görenin zor durumda kalmasından, deneyimsizliğinden ya da düşüncesizliğinden yararlanmak suretiyle gerçekleşmiş ise sözleşme gabin / aşırı yararlanma nedeniyle geçersiz hale gelecektir. Subjektif unsur bakımından zarar gören kişinin kişiliği, yaşı, sağlık durumu, psikolojik durumu, tarafların yaşadıkları sosyal ve ekonomik çevre, eğitim ve kültürel durumları göz önünde tutularak maddi manevi yönleri araştırılarak sonuca varılmalıdır. Zarar gören sözleşmenin hükümsüzlüğünü talep edebileceği gibi aradaki oransızlığın giderilmesini de seçimlik olarak talep edebilir.
Aldatma(hile), genel olarak bir kimseyi irade beyanında bulunmaya, özellikle sözleşme yapmaya sevk etmek için onda kasten hatalı bir kanı uyandırmak veya esasen var olan hatalı bir kanıyı koruma yahut devamını sağlamak şeklinde tanımlanır. Hata da yanılma, hilede ise yanıltma söz konusudur. TBK’nın 36/1. maddesinde açıklandığı üzere taraflardan biri diğer tarafın kasıtlı aldatmasıyla sözleşme yapmaya yöneltilmişse hata esaslı olmasa bile aldatılan taraf için sözleşme bağlayıcı sayılamaz. Değinilen koşulların varlığı halinde aldatılan taraf hakkını kullanmak suretiyle hukuki ilişkiyi geçmişe etkili olarak ortadan kaldırabilir ve verdiği şeyi geri isteyebilir. Hilenin öğrenildiği tarihten itibaren bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde karşı tarafa yöneltilecek bir irade açıklaması, defi yahut dava yoluyla da kullanılabilir. Hile iddiası her türlü delil ile ispatlanabilir ve belli bir şekle tabi değildir. HMK 203/ç fıkrası hükmüne göre iradeyi sakatlayan nedenler tanık dahil her türlü delil ile ispatlanabilir. Dolayısı ile aynı yasanın 201. maddesinde yer alan senede karşı senet ile ispat kuralının da istisnasını teşkil eder. (İstanbul BAM 2. Hukuk Dairesinin 25.01.2023 Tarih ve 2022/338 E. – 2023/122 K. Sayılı ilamı.)
“…Gabin davasında öncelikle edimler arasındaki, aşırı oransızlık üzerinde durulmalı, objektif unsur ispatlandığı takdirde zarar gördüğünü iddia edenin kişiliği, yaşı, sağlık durumu, toplumdaki yeri, ekonomik gücü psikolojik yapısı gibi maddi, manevi yönler yani sübjektif unsur derinliğine araştırılıp incelenmelidir.
… davalının sömürme kastı ile hareket ettiği iddiasının da kanıtlanamadığı dolayısı ile gabinin subjektif unsurunun gerçekleşmediği de açıktır…” (Yargıtay 1. Hukuk Dairesi E. 2014/5200 K. 2015/14623 T. 15.12.2015)
“…Öte yandan, vekil aracılığı ile yapılan temliki tasarruflarda gabin hukuksal nedenine dayanılamaz. Öteden beri sapma göstermeksizin kararlılık kazanmış yargısal uygulamalar bu doğrultudadır.” (Yargıtay 1. Hukuk Dairesi E. 2014/6386 K. 2015/9310 T. 23.6.2015)
Yargılamaya konu somut olayda: arabuluculuk tutanağının davacılar adına usulüne uygun vekaletname ile yetkili kılanan Avukat …. tarafından imzalandığı, arabuluculuk tutanağı ve anlaşması kapsamında belirlenen bedelin davalı tarafından davacılar vekiline ödendiği; aldatma ve hile hususunun kanıtlanamadığı, isnat edilen hususların somutlaştırılamadığı, davacıların doğrudan sözleşme öncesi ve sözleşme imzalanma aşamalarında yer almadığı, isnat edilen hususların sadece iddia kapsamında kaldığı; gabin yönünden ise dosya kapsamı ve deliller dikkate alınarak davalının sömürme kastının ispatlanamadığı ve yine vekalet ilişkisi kapsamında tutanağın imzalandığı, vekalet ilişkisi kapsamında yapılan anlaşmada gabin hukuksal nedenine dayanılamayacağı; davalı şirket vekili ile arabulucunun büro adreslerinin aynı binada bulunmasının da, tek başına arabulucunun tarafsızlığının ihlalini oluşturmayacağı mahkememizce kabul edilmiş ve davacıların davasının reddine karar verilmiştir.
Yukarıda açıklana nedenlerle aşağıdaki şekilde karar verilmiş ve hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacıların davasının sübut bulmadığından REDDİNE,
2-Harçlar tarifesi uyarınca alınması gereken toplam 179,90-TL harçtan davacı tarafça peşin yatırılan 990,50-TL peşin harçtan mahsubu ile 810,60-TL harcın karar kesinleştiğinde ve istem halinde davacılara İADESİNE,

3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
-Davacı tarafça yatırılan gider avansından arta kalan miktarın karar kesinleştiğinde davacı tarafa İADESİNE, (Gerekçeli kararın tebliğe çıkarılma masraflarının kalan gider avansından karşılanmasına)
4-Davanın red miktarı dikkate alınarak karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/1 maddesi uyarınca tayin ve takdir olunan 9.200,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara VERİLMESİNE,
Dair; 6100 sayılı HMK.’nun 341. ve devamı maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere davacılar vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 07/02/2023

Katip …..
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır