Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/974 E. 2022/37 K. 13.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/974 Esas
KARAR NO : 2022/37

DAVA : Ticari Şirket (Olağanüstü Genel Kurul İstemli)
DAVA TARİHİ : 24/11/2021
KARAR TARİHİ : 13/01/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 18/01/2022

Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Olağanüstü Genel Kurul İstemli) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı şirket …, müvekkili davacı … ve … tarafından 200.000,00TL sermaye ile kurularak 29.06.2018 tarihinde ticaret sicil tescili gerçekleştirildiğini, şirket ana sözleşmesi ile; şirketin sermayesi “beheri 25,00TL değerinde 8000 paya ayrılmış toplam 200.000TL” olarak belirlenmiş olup, müvekkili davacı …. 4000 paya karşılık 100.000TL sermaye nakdi olarak taahhüt edildiğini ve diğer ortak … tarafından 4000 paya karşılık 100..000,TL sermaye nakdi olarak taahhüt edildiğini, müvekkili davacı genel kurul kararının oybirliği ile alındığını ve kararda kendisinde de imzasının bulunduğunu öğrendiğini, 14.10.2021 tarihinde kendisi yurtdışında olduğunu, 14/10/2021 tarihli genel kurul kararı ile müdür olarak atanan …. TC kimlik numaralı …, şirket ortağı …’in eşi olduğunu, genel kurul kararına müvekkili adına sahte imza atılarak diğer ortağın eşi şirket müdürü olarak atandığını, müvekkili davacının mahkeme huzurunda imza örnekleri alınarak, 14.10.2021 tarihli genel kurul kararında bulunan imza arasında inceleme yapılmasını talep ettiklerini, genel kurul kararında bulunan imzanın müvekkili davacının el ürün olmadığının ortaya çıkacağını, müvekkili davacının onay vermeyeceği şekilde, müvekkili adına sahte imza ile alınan Genel Kurul Kararının yok hükmünde olduğunu, Genel Kurul Kararı ile atanan müdür … tarafından gerçekleştirilen işlemlerin yok hükmünde olup, usulsüz olarak yapılan işlemler ilgili kişinin sorumluluğunda olduğunu, bu durumun mahkemece tespiti gerektiğini, şirket ortağı …. ve eşi … müvekkili davacının tüm şirkette bulunan payını ve şirket üzerindeki hakkını gasp etme çabasında olduğunu, 08.11.2021 tarihinde Ticaret Sicil Gazetesinde davalı şirketin Genel Kurul Toplantısına davet yayınlanmış olup, gündem maddesi olarak şirket sermayesinin 200.000TL’den 10.000.000TL’ye çıkarılması olarak ilan edildiğini, şirket ortağı veya eşi, yine müvekkil adına sahte imza ile Genel Kurul Kararı alma çabasında olup, müvekkil davacının şirkette bulunan sermaye payını %50’den %1′ e düşürme gayesi içinde olduğunu, bu durumun müvekkili tarafından Ticaret Sicil Gazetesinden öğrenilmiş ise de; müvekkili adına sahte imza atılarak başkaca bir karar alınıp alınmadığının henüz bilinmediğini, müvekkilin şirket işlemleri ile ilgili bilgi alma hakkı da engellendiğini, bu sebeple sahte imza ile alınan karar uyarınca atanan müdür tarafından şirket adına yapılan işlemler sakat olduğundan ve bu işlemler müvekkilince bilinmediğinden şirket hesaplarının ticari defterlerinin incelenerek tespiti gerektiğini belirterek davalı şirket …’nin 14.10.2021 tarihli Genel Kurul Kararının yok hükmünde olduğunun tespitine, sahte imza ile alınan Genel Kurul Kararı ile atanan müdür …. TC kimlik numaralı …. tarafından şirket adına gerçekleştirilen işlemlerin tespiti ile yok hükmünde olduğunun tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili 07/12/2021 tarihli dilekçesi ile davadan feragat ettiğini, feragat beyanı gereğinin yapılmasını talep ettiği bildirdiği anlaşılmıştır.
Davacı vekilinin vekaletnamesinin incelenmesinde davadan feragat yetkisinin bulunduğu, davanın tarafların serbestçe tasarruf edebileceği dava türlerinden olduğu, feragatin usulüne uygun bulunduğu anlaşılmıştır.
Bilindiği üzere, HMK’nın 307. maddesine göre davadan feragat “Davacının, talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesidir.” Yine aynı kanunun 311. maddesine göre “Feragat, kesin hükmün sonuçlarını doğurur.”
Feragat, tek taraflı ve davayı sona erdiren kesin bir hükmün hukuki sonuçlarını doğuran işlem olup, feragatın hüküm ifade etmesi mahkemenin ve karşı tarafın kabulüne bağlı değildir. Dava, tarafların serbestçe tasarruf edebileceği davalardandır. Davacı davadan usulüne uygun feragat ettiğinden davanın feragat nedeniyle reddine ilişkin aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davacının davasının FERAGAT NEDENİYLE REDDİNE,
2-Feragat yargılamanın ilk celsesinden önce vuku bulduğundan Harçlar Kanunun 22. maddesi gereğince 80,70-TL karar ve ilam harcının 1/3’üne tekabül eden 26,90-TL’nin peşin yatırılan 59,30 TL peşin harçtan mahsubuna, artan ‭32,40 TL’nin talep halinde ve karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
3-Davacı tarafından sarf edilen yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
4-Kullanılmayan gider avansının HMK 333. maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden sonra davacıya İADESİNE,
5-HMK’nın uygulanmasına dair yönetmeliğin 58/1 maddesi gereğince taraflardan birinin talebi halinde gerekçeli kararın taraflara TEBLİĞİNE,
Dair; 6100 sayılı HMK.’nun 341. ve devamı maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 13/01/2022
Başkan …
¸
Üye …
¸
Üye …
¸
Katip …
¸