Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/946 E. 2022/109 K. 08.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/946 Esas
KARAR NO : 2022/109

DAVA : Alacak (Cari Hesap Veya Ticari Kredi Sözleşmesi Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 16/11/2021
KARAR TARİHİ : 08/02/2022

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Cari Hesap Veya Ticari Kredi Sözleşmesi Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı müvekkilin satıl aldığı araç için kredi kullanmak istediğini ve bu doğrultuda davalı şirket ile müvekkil arasında otomotiv ve otomotiv ürünleri kredisi ile rehin sözleşmesi başlıklı sözleşme imzalandığını, müvekkilin kullanmış olduğu krediyi vadelerine uygun olarak ödediğini, daha sonra ise bakiye kredinin tamamını nakden ve defaten ödemek istediğini ve bunun için davalıya başvuru yaptığını, davalının ise müvekkilin bakiye taksitlerinin tamamını tek seferde nakden ve defaten ödemesinin kabulünün zorunlu olmadığını, ödemenin yapılması halinde dahi işleyecek faizler yönünden erken kapama tazminatı alacaklarını beyan ettiğini, müvekkilin erken kapama tazminatı adı altında herhangi bir ödemeyi kabul etmediğini, faiz yükünden kurtulmak için kredinin ana para borcunu davalının banka hesabına gönderdiğini, bunun dışında müvekkilin ana paranın ödenmesinden sonra davalı tarafından borcun sona erdirilmemesi sebebiyle davalı hesabına yine işlemiş faiz adı altında erken kapama tazminatı ödemeleri yaptığını, müvekkilin bu işlemiş faiz ödemelerinin açıklamasına dava açma hakkının saklı tutulduğuna ilişkin şerh düştüğünü, davalının atıf yaptığı sözleşme maddelerinin geçersiz olduğunu, davalıdan erken kapama tazminatı adı altında alınan paradan fahiş olarak tahsil edilen kısmının iadesinin istendiğini, ancak davalının ödemeye yanaşmaması üzerine arabuluculuğa başvurulduğunu, anlaşma sağlanamadığını, bu nedenlerle davalı ile imzalanan araç finansman sözleşmesi ile çekilen kredinin erken ödenmesine rağmen, müvekkilden erken kapama tazminatı adı altında mevzuata göre alınması gerekenden daha fazla alınan paranın 2.000,00 TL sinin arabuluculuk son tutanağı tarihi olan 04/08/2021 tarihinden itibaren işleyecek en yüksek mevzuat faizi ile birlikte davalıdan alınarak müvekkile ödenmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; taraflarca HMK MD.17. Anlamında bir yetki sözleşmesi imzalandığından davanın yetki yönünden reddinin gerektiğini, İstanbul mahkemelerinin yetkili olduğunu, kredilerin erken kapatılması sırasında fazla tahsil yapıldığı ifadesinin gerçeği yansıtmadığını, müvekkil şirket tarafından herhangi bir erken kapama tazminatı veya ücretinin tahsil edilmediğini, tüketici kredilerinde dahi kredinin erken kapatılması durumunda kredi veren kuruluşun uğrayacağı zararların tazmini için belirli bir erken kapama ücretinin alınabileceğinin yüksek mahkeme kararlarında kabul edildiğini, davacı tarafın tacir olduğunu, basiretli bir tacir gibi davranma yükümlülüğü bulunduğunu, davacı tarafça kredi sözleşmesi imza aşamasında erken kapama iskonto oranına ilişkin hüküm kabul edildiğini ve basiretli bir tacir olan tarafın daha sonradan erken kapama konusunda fazla tahsilat yapıldığından bahisle dava açmasının iyi niyet kurallarına aykırı olduğunu, davacı tarafın kullanmış olduğu krediyi tamamen kendi iradesiyle erken kapatmak istemesi nedeniyle müvekkil şirket tarafından kredi sözleşmesinin 14.3 maddesi uyarınca vadesi gelmemiş faizler üzerinden %50 indirim yapılarak tahsilat yapıldığını, davacı tarafın iddia etmiş olduğu gibi herhangi bir erken kapama tazminatı veya komisyonu tahsil edilmediğini, bilirkişi incelemesiyle bu hususun görüleceğini, davacı tarafla imzalanan kredi sözleşmesinin taraflar arasında müzakere edildiğini, erken ödemeye ilişkin indirim oranları dahil tüm hususların kredi kullanımından önce davacı tarafından kabul edildiğini, müvekkil şirket nezdinde imzalanan kredi sözleşmelerinin erken ödemeye ilişkin vs. Özel şartları düzenleyen kısımları ve ödeme planı her bir müşteri özelinde ayrı ayrı hazırlanarak imzalandığını, tacirin sözleşme yaparken ve sözleşmeden doğan borçlarını ifa ederken gerekli tedbir ve önlemleri almak durumunda olması nedeniyle sözleşmenin sonuçlarına katlanacağını, bu nedenlerle davanın münhasır yetki kuralı gereği İstanbul Mahkemelerinin yetkili olması nedeniyle yetkisizlikten reddine, davanın esastan reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
6100 sayılı HMK’ nın 19/2 maddesinde” Yetkinin kesin olmadığı davalarda, yetki itirazının, cevap dilekçesinde ileri sürülmesi gerekir. Yetki itirazında bulunan taraf, yetkili mahkemeyi; birden fazla yetkili mahkeme varsa seçtiği mahkemeyi bildirir. Aksi takdirde yetki itirazı dikkate alınmaz” şeklindedir.
HMK’nın 6.maddesinde “Genel yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir. ” şeklindedir.
HMK’nın yukarıda belirtilen maddeleri nazara alındığında; açılan davada taraflar arasında imzalanan sözleşmede madde 17 de ”tacirler veya kamu tüzel kişileri, aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşmeyle yetkili kılabilirler ve taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça dava sadece sözleşmeyle belirlenen bu mahkemelerde açılır” ibaresinin bulunduğu, kredi sözleşmesinin 23. Maddesinde İstanbul mahkemelerinin yetkili mahkeme olarak belirlendiği, yetki şartı dikkate alınarak davalı vekilinin yerinde görülen yetki itirazının kabulü ile mahkememizin yetkisizliğine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın usulden reddi ile mahkememizin YETKİSİZLİĞİNE,
2-Yetkisizlik nedeni ile dava dilekçesinin REDDİNE,
3-6100 Sayılı HMK’nun 20. maddesi gereğince taraflardan birinin yetkisizlik kararı süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten, kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize başvurarak dava dosyasının yetkili mahkemeye gönderilmesini talep etmelerinin gerektiğinin, aksi taktirde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin İHTARATINA,
4-HMK’nun 20. maddesi uyarınca kararın kesinleşmesini müteakip yasal iki haftalık sürede talepte bulunulduğunda dosyanın yetkili ve görevli İSTANBUL Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesi’ne tevzi edilmek üzere İSTANBUL Hukuk Mahkemeleri Tevzi Müdürlüğü’ne GÖNDERİLMESİNE,
5-Mahkememizce verilen yetkisizlik kararının kesinleşmesinden sonra dava yetkili ve görevli mahkemede devam edilmemesi ve talep halinde yargılama giderlerinin değerlendirilerek HMK’ nun 331/2. maddesi gereğince bir karar verileceğinin İHTARATINA,
5-Harç ve masrafların görevli mahkemede nazara ALINMASINA,
6-Davacının ödeme yasağı kararı verilmesi talebinin yetkili mahkeme tarafından DEĞERLENDİRİLMESİNE,
7-Dava dosyasının kesinleşmesi üzerine, iki (2) haftalık yasal süre içerisinde, taraflardan herhangi birinin, ilgili mahkemeye dava dosyasının gönderilmesini talep etmemesi halinde, ilgili dava dosyasının mahkeme Yazı İşleri Müdürü tarafından mahkeme hakiminin önüne getirilmesine,
Dair; 6100 sayılı HMK.’nun 341. ve devamı maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere taraf vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.08/02/2022

Katip …
¸e-imza

Hakim ….
¸e-imza