Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/939 E. 2023/328 K. 29.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/939 Esas
KARAR NO : 2023/328 Karar

DAVA : Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 02/09/2020
KARAR TARİHİ : 29/03/2023

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı şirketin uzun yıllardan bu yana uluslararası taşımacılık sektöründe faaliyet gösterdiğini ve bu kapsamda Avrupa ülkelerine sefer gerçekleştirdiğini, müvekkili şirketin emrinde bir çok personel istihdam eden ve çok sayıda aracı bulunan bir firma olduğunu, uluslararası tır şoförü olarak çalışan personellerin iş yoğunluğu vs nedenlerle çoğunlukla şirket merkezine uğrayamadığını, söz konusu personellerin otoban geçiş ücreti, akaryakıt giderleri vb. kalemler altında bir çok kalem harcama yapması nedeniyle her bir işçiye ayrı ayrı avans teslim etmek yerine merkezi ödeme sistemi firmaları ile anlaşıldığını ve bu firmalara ait sistemlerden faydalanıldığını, bu kapsamda uluslararası taşımacılıkta kullanılan araçlar ve çalışan personele tek tek avans teslim edilmediğini, otoban geçiş ücreti, akaryakıt giderleri vb. kalemler için ödenecek bedellerin merkezi ödeme sistemlerine ait kart ile ödendiğini, müvekkili şirket adına yapılan söz konusu ödemelerin de taraflar arasındaki anlaşma kapsamında merkezi ödeme sistemine borç olarak kaydedildiğini, gerek müvekkili şirketin gerekse de Türkiye menşeili firmaların Avrupa çapında yaygın olarak faaliyette bulunduğunu, bu nedenle Avrupa ülkeleri tarafından nakliye sektöründe faaliyet gösteren firmalara çeşitli teşvik ve vergi indirimleri hakkı tanındığını, bu kapsamda, yine taraflar arasındaki anlaşma uyarınca, teşvik ve vergi indirimlerinin resmi makamlardaki takip sürecinin de merkezi ödeme sistemi firmaları tarafından takip edildiğini, merkezi ödeme firmalarının, vergi dairelerindeki süreci takip ederek dönem içinde tahakkuk eden vergi iadelerini bizzat kendi hesaplarına aktardığını ve tahsil edilen bu bedellerin de nakliye firmalarının cari hesaptaki borcundan düştüğünü, müvekkili şirket ile davalı … arasında, söz konusu şirketin merkezi ödeme sistemlerinden faydalanmak üzere anlaşma sağlandığını, taraflar arasındaki ticari ilişkinin müvekkili şirketin talebi üzerine 30.04.2017 tarihinde sonlandığını, müvekkili şirketin davalı tarafın ödeme sistemlerinden kaynaklanan alacaklarının tamamını ödediğini, davalı taraftan iade alınacak vergi ödemeleri ile birlikte davalı tarafa borçlarının kalmadığını, müvekkili şirketin ayrıca ödeme sistemleri konusunda dava dışı …. A.Ş. ile anlaşması nedeniyle 01.07.2017 tarihinden itibaren vergi dairesine herhangi bir başvuru yapmaması için e-posta yoluyla davalı tarafa bildirim yapıldığını, her iki şirket tarafından gönderilen teyit e-postalarında işlemlerin müvekkili şirketin talebi doğrultusunda gerçekleştirileceği konusunda mutabık kalındığının görüldüğünü, taraflar arasındaki ticari ilişkinin tümüyle sona ermesinden yaklaşık 1 yıl sonra dava dışı … tarafından 17.778,39 EURO tutarındaki borcun kendilerine ödenmesi hususunda müvekkili şirketten talepte bulunulduğunu, dava dışı … yetkilileri ile yapılan görüşmede söz konusu borcun müvekkili şirketin 01/07/2017 tarihinden önce tahakkuk eden vergi iadesi taleplerinin .. tarafından usulüne uygun bir biçimde yapılmamasından kaynaklandığının anlaşıldığını, zira müvekkili şirket tarafından yapılan bildirime rağmen davalı şirket tarafından 01/07/2017 tarihi sonrasında vergi dairesi nezdinde başvuruda bulunulduğunu, müvekkili şirket için hem davalı şirket hem de … tarafından başvuruda bulunulması nedeniyle vergi iadesi talebinin reddedildiğini, bu süreçte müvekkili şirket tarafından Avusturya’daki makamlar nezdinde girişimlerde bulunulmuş ise de müvekkili şirketin tahakkuk eden vergi iadesi alacaklarının kendisine ödenmediğini, davalı tarafın kendisine yapılan ihtara rağmen süresinden sonra vergi iadesi başvurusunda bulunması sebebiyle kusurlu olduğunu, müvekkili şirketin dava dışı …’a 17.778,39 Euro tutarındaki borcu ödemek zorunda kaldığını iddia ederek; davanın kabulü ile 17.778,39-Euro alacağın filli ödeme tarihindeki Türk Lirası karşılığının davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ile ücret-i vekaletin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin merkezinin Avusturya’da olduğunu, … Bulvarı No… Kat:11 D:292 Esenyurt/İSTANBUL adresinde irtibat bürosu bulunduğunu, dava konusunun Avusturya Vergi Daireleri nezdinde KDV iadesi başvurusu noktasında toplandığını, Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Kanununa göre dava konusu olaya en sıkı ilişkili olan hukukun uygulanması gerektiğinin ortada olduğunu, haksız ve hukuka aykırı açılan iş bu davanın Türk Mahkemelerinin Milletlerarası yetkisi kapsamına girmeyip Avusturya Hukuku Kuralları çerçevesinde görülmesi gerektiğinden davanın bu yönüyle usulden reddi gerektiğini, ticari dava olan iş bu davanın müvekkilinin Türkiye’deki adresi olan Esenyurt /İstanbul adresine bakmakla yetkili Bakırköy Ticaret Mahkemelerinde açılması gerektiğini, müvekkili şirketin lojistik faaliyetinde bulunan bir şirket olup, akaryakıt tedariki, gümrükleme, otoban hizmetleri, uluslararası tır karnelerini hazırlama düzenleme faaliyeti ile KDV iade hizmetlerinde bulunduğunu, davalının ise yukarıda belirtilen adreste uluslararası nakliyat ve taşımacılık alanında faaliyet gösterdiğini, müvekkili firma tarafından oluşturulan ticari kullanıma yönelik akaryakıt sisteminin işleyişinin şu şekilde olduğunu; Akaryakıt sisteminde akaryakıt kartı verilen müşterinin akaryakıt kartını ibraz ettiğinde nakit ödeme yapmadan müvekkili firmaya ait benzin istasyonlarında, akaryakıt alımı hizmetinden yararlandığını, kart ile alınan akaryakıtlara ait faturaların müşteriye kesilmekte ve belirlenen vadelerde müşteri tarafından ödenmekte olduğunu, akaryakıt alım tarihinde peşin ödeme yapılmadığından müşteriye kolaylık sağlanmış olduğunu, davalı firma gibi müşterilere yapılan ikinci kolaylığın ise KDV konusunda yapıldığını, akaryakıt alımı yapan müşteriye bu alımın bedelinin KDV dahil olarak fatura edildiğini, ancak müşterinin müvekkili firmaya vermiş olduğu KDV iadesini alma yetkisinden dolayı KDV dahil kesilen faturanın sadece net tutarını müvekkili firmaya ödediğini, müvekkili firmanın davacı firma gibi müşterilerinden almış olduğu ilgili yabancı vergi dairelerinden KDV iadesi alma yetkisine dayanarak iş bu doğan KDV tutarlarını aldığını, KDV iade tutarlarının iadesi için yapılan başvurular neticesinde ilgili vergi dairelerinden KDV’yi tahsil ettiği takdirde iş bu iade tutarını da alan müvekkili firmanın KDV dahil olarak kestiği fatura tutarını tamamen tahsil etmiş olduğundan müşterinin ilgili fatura ile ilgili borcunun kapanmış olduğunu, KDV iade tutarlarının tahsil edilmediği veya edilemediği durumlarda ise başlangıçta faturanın KDV tutarını tahsil etmeyen müvekkilinin müşteriye kesmiş olduğu KDV dahil faturanın KDV kısmı açık kaldığından bu tutarın da müşteri tarafından ödenmesi gerektiğini, yine otoban geçişleri için müvekkiline ait otoban geçiş kartlarını kullanan müşterinin otoban geçiş ücretini ödemediğini, Otoban Geçiş ücretinin müvekkili şirket tarafından ödendiğini ve müşteriye fatura edildiğini, müşterinin ise bu geçiş ücreti için ödenen tutarlara ait faturaların sadece net tutarını ödemekte KDV tutarını akaryakıtta olduğu gibi ancak KDV iadesi alındığında faturanın açık kalan kısmına mahsup edilmekte olduğunu, davacı şirketin müvekkili şirkete olan 35.517,24 Euro tutarındaki borcunun ödenmesi konusunda taraflar arasında 25.12.2017 tarihinde Protokol yapıldığını, ödeme protokolü olan bu protokolde 30.04.2017 tarihinden sonra doğmuş alacakları da dahil toplam 35.517,24 Euro üzerinden anlaşmaya varıldığını, taraflar arasında akdedilmiş 25.12.2017 tarihli iş bu protokol içeriğinin davacı tarafın müvekkili … aleyhine ikame ettiği iş bu davanın kötü niyetle açıldığının başlı başına kanıtı olduğunu, davacı tarafın müvekkili şirketten hizmet almayı bıraktığını ancak borcunu ödemediğini, dosyaya sunulan protokolden de görüleceği üzere davacı tarafın müvekkili şirkete ödenmemiş toplam borç tutarının protokol tarihi olan 25.12.2017 tarihi itibariyle 35.517,24 Euro olduğunu, akaryakıt alımı ve otoban geçişleri için ilişkinin sona ermesi ile beraber davacı tarafından ödenmemiş borçlarının 25.12.2017 tarihli protokol ile takside bağlandığını, iş bu protokol de 7 takside bağlanarak nakit ödeme yapılacağı, nakit ödemelerin taksitle yapılırken bu arada davalı müvekkili .. tarafından KDV iadesi alındığı taktirde alınacak bu KDV iade tutarlarının bakiye borca mahsup edileceğinin imza altına alındığını, nitekim protokolde belirtilen toplam alacak için davacı firma tarafından vekil sıfatıyla tarafına 5.000 Euro nakit ödeme yapıldığını, taksitler devam ederken bu arada 2017 yılı içerisinde yapılan KDV iade başvurularına istinaden 18.052,20 Euro KDV iadesinin müvekkili şirket tarafından alındığını ve davacı borçlunun borcundan mahsup edildiğini, mahsuplaşma sonrası bakiye kalan 12.465,04 Euro tutarın ise yine davacı tarafından vekil sıfatıyla tarafına 5.000+5.000+2.465,04=12.465,04 Euro olarak taksitler halinde nakit ödenmek suretiyle davacının müvekkili şirkete olan 35.517,24 Euro tutarlı borcu nun ancak 2018 yılında kapandığını, davacı tarafın müvekkili şirkete olan 35.517,24 Euro borcunun 18. 052,20 Euro tutarının KDV iadesi ile kapatıldığını, KDV iadesi toplam borca mahsup edilmese idi halen müvekkili şirkete 18.052,20 Euro borçlu olunacağını, Uluslararası iş yapan davacı şirketin KDV iadeleri ile ilgili işlemleri bilmemesinin düşünülemeyeceğini, müvekkili şirkete olan borcunun varlığını bilen ve müvekkili şirkete KDV iadesi başvurusu için gerekli belgeleri gönderen ve 2017 yılı sonuna kadar KDV iadesi alınması için müvekkili şirketi belirli aralıklarla yetkilendirip iadesine başvurulacak fatura asıllarını müvekkiline gönderen davacı şirketin kusurunu müvekkili şirkete atmasının kötü niyetli tutumunun göstergesi olduğunu, … Şirketi ile halen çalışan davacı şirketin arabuluculuk görüşmesine bu şirketi de davet etmesine rağmen bu şirkete karşı dava ikame etmemesinin ise manidar olduğunu, Avusturya Vergi Daireleri nezdinde yapılan KDV iade işlemlerinin 1 takvim yılı içerisinde 4 döneme ayrıldığını, 1-3 aylara ait KDV iadesi başvurusunun 4. Ayda, 4-6 aylara ait KDV iadesi başvurusunun 7. Ayda, 7-9 aylara ait KDV iadesi başvurusunun 10.ayda ve nihayet 10-12 aylara ait KDV iadesi başvurusu takip eden ayda yapıldığını, davacı şirketin sadece ….’den aldığı hizmet faturalarına ait KDV iadesi başvurusunda bulunması için … şirketine vermiş olduğu KDV işlemlerinin Yürütülmesine dair vekaletnamesinin bulunduğunu, bu vekaletnamenin süresiz olduğunu, davacı tarafın … dışında hizmet aldığı firmalara ait faturaların KDV iadesi başvurusu için 2017 yılı içerisinde 3 er aylık periyotlarla yani 31.03.2017 tarihinde, 30.06.2017 tarihinde, 30.09.2017 tarihinde ve 31.12.2017 tarihinde müvekkili şirketin yetkili kılındığını savunarak; davaya konu edilen gerekçe Avusturya Vergi Daireleri nezdinde KDV iadesi başvurusu noktasında toplanmakta olup Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Kanununa göre dava konusu olaya en sıkı ilişkili olan hukukun uygulanması gerektiği ortada olduğundan iş bu davanın Türk Mahkemelerinin Milletlerarası yetkisi kapsamına girmeyip Avusturya Hukuku Kuralları çerçevesinde görülmesi gerektiğinden davanın bu yönüyle usulden reddine, Mahkemenin iş bu davayı Avusturya Hukuku Kuralları çerçevesinde görülmesi gereken bir dava olmadığı yönünde karar verecek ve davayı bu yönüyle usulden reddetmeyecek ise iş bu davayı görmeye yetkili Mahkemenin Bakırköy Ticaret Mahkemesi olduğuna, haksız ve hukuka aykırı açılan iş bu davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacıya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı tarafından davanın Düzce … Asliye Hukuk (Asliye Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla) Mahkemesinin .. Esasında açılmış olduğu; Düzce …. Asliye Hukuk Mahkemesinin 17/12/2020 tarih … E. … K. Sayılı ilamı ile Mahkemenin yetkisizliğine karar verildiği, kararın İstinaf edilmeksizin 23/02/2021 tarihinde kesinleştiği, davacı vekilinin talebi üzerine dosyanın Mahkememize gönderildiği, davanın Mahkememizin …. Esasına kaydedildiği anlaşılmıştır.
YARGILAMANIN ÖZETİ, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, davalının kusuru nedeniyle haksız olarak ödendiği iddia edilen bedelin tahsili talebine ilişkindir.
KALDIRMA KARARI ÖNCESİ YARGILAMA VE GEREKÇE:
Mahkememizin … Esas 08/03/2021 tarih ve … Sayılı kararı ile;
“…Ticari davalarda konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabuluculuğa başvurulmuş olması dava şartı olarak kabul edilmiştir. İş bu davanın 02/09/2020 tarihinde açıldığı, dava tarihi itibariyle arabulucuya başvurulmaksızın dava açıldığı sabittir. Bu itibarla arabulucuya başvurulmaksızın açıldığı sabit olan davanın, dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar vermek gerekmiştir” gerekçesiyle davanın 6102 sayılı TTK.nın 5/A maddesi ve HMK.nın 115. maddesi uyarınca dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmiştir.
KALDIRMA KARARI SONRASI YARGILAMA VE GEREKÇE:
Mahkememizin … Esas …. Karar sayılı dosyasından verilen 08/03/2021 tarihli kararı, davacı vekili tarafından İSTİNAF edilmiş ve İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi … Hukuk Dairesi’nin … Esas 04/11/2021 tarih ve … Sayılı kararı ile: “… Somut olayda dava dilekçesinde delil listesinde arabuluculuk tutanağının sunulduğu belirtilerek ekinde sunulduğu halde; arabuluculuk son tutanak aslınında dosyaya sunulduğu dikkate alınarak işin esasına girilip bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir” gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile; mahkememiz kararının HMK.’nın 353(1)a-4 gereği kaldırılmasına karar verilmiştir.
Mahkememizce kaldırma kararından sonra yapılan yargılama aşamasında; taraflara usulüne uygun davetiye tebliğleri yapılarak taraf teşkili sağlanmış ve davanın esasına başlanmıştır.
Taraf vekilleri karşılıklı olarak delillerini bildirmişler, bildirdikleri deliller toplanılmıştır.
Taraflar arasında davacı şirketin davalıya ait merkezi ödeme sistemlerinden faydalanması amacıyla anlaşma yapıldığı hususunda anlaşmazlık bulunmadığı, HMK 137. maddesi uyarınca taraflar arasındaki uyuşmazlığın; Davalı şirketin taraflar arasındaki ticari ilişkinin sona ermesinden sonra davacı adına Avusturya resmi makamları nezdinde vergi iadesi talebinde bulunup bulunmadığı, davacının vergi iadesi alacağının ödenip ödenmediği, davalı şirketin bu hususta kusuru olup olmadığı, davacı şirketin dava dışı … … A.Ş.ne 17.778,39-EURO ödemek zorunda kalıp kalmadığı, davacının ödediği bu bedeli davalıdan tahsili talebinin kabul edilip edilemeyeceği, davalı savunmasına göre taraflar arasında 25/12/2017 tarihli protokol düzenlenip düzenlenmediği, protokol tarihi itibariyle davacının davalıya borçlu olup olmadığı, KDV iade tutarlarının bakiye borca mahsup edilip edilemeyeceği hususlarından kaynaklandığı tespit edilmiştir.
Düzce Vergi Dairesi Müdürlüğünden; davacı şirketin 2017 yılına ait BA/BS formları celp edilerek dosya kapsamına kazandırılmıştır.
Davacı vekili tarafından bildirilen tanıklar talimat yolu ile olmak üzere dinlenilmişlerdir.
Mahkememizce talimat yoluyla dinlenen davacı tanığı …. beyanında, ” Ben … Uluslararası Nakliyat şirketinde muhasebeci olarak çalışıyorum. 2017 yılının 6.ayın sonuna kadar …. firması ile çalışma ilişkimiz vardı. Söylediğim tarihte sonlandırdık. Bizim firmamız uluslararası nakliyat firmasıdır. Buradan sefere çıkan şoförlerimize kredi kartı tarzında bir kart veririz. Bu kart ile otobanlarda veya akaryakıt istasyonlarında gerekli harcamalar yapılır. Bu kartlar plakaya tanımlıdır. Uluslararası geçerliliği vardır. Bir dönem bu kartları …. firmasından alıyorduk. Az önce bahsettiğim tarihten sonra …. isimli başka bir firma ile anlaştık. Kartları ondan aldık. Biz … ile sözleşmeyi bitirdiğimizde kendilerine yazılı, sözlü ve mail ortamında bildirimde bulunduk. Buna rağmen kendileri 2017 yılının 6.ayına ait faturasını 7,8 ve 9. Aylar olarak Avusturya Vergi Dairesine bildirip KDV iadesi talebinde bulunmuş. Oysa o dönemde bizim kendileri ile çalışmamız yoktu. … ile vardı. İki firma da aynı tarih için başvurunca vergi dairesi …’inkini kabul etmemiş. Bu nedenle biz 17.778 Euro için ….’a ayrıca ödeme yapmak zorunda kaldık. Bize fatura düzenlenirken KDV’li düzenlenir. Ancak biz KDV’sini ödemeyiz. KDV farkını vergi dairesinden tahsil ederler. Biz sözleşmeyi bitirdiğimiz zaman aynı zamanda 01/07/2017 tarihi itibariyle de KDV iadeleri konusunda da … firmasını yetkilendirdiğimizi de bildirdik. Bilgilendirmeyi mail ortamında yaptık. Hatta bununla ilgili olarak mail ortamında bize dönüş de yaptılar. Beyanım bundan ibarettir.” demiştir.
Mahkememizce talimat yoluyla dinlenen davacı tanığı …. beyanında, “Ben … şirketinde operasyon sorumlusu olarak çalışıyorum. 2017 yılında … daha iyi şartlar sunduğu için onlarla çalışmaya karar verdik. Bu durumu da …’e bildirdik. Avusturya’da vergi iadeleri senede 4 kez yapılmaktadır. Üçer aylık dönemler şeklindedir. Bu nedenle vergi iadeleri konusunda sorun yaşanmaması için de ….’e de sözleşmeyi bitirirken iadeler için 6.ayın sonuna kadar başvurunuzu yapın ondan sonra da … başvuru yapacak diye söyledik. Onlar da bu durumu kabul ettiler. Birkaç ay sonra … KDV iadesinde sorun yaşadığını söyleyince …’un aynı dönem için KDV iadesi başvusu yaptığını öğrendik. Kendilerine sorduğumuzda da muhasebecilerin yanlış yaptığını söylediler. Bundan dolayı biz …’a 17 bin küsür Euro ödeme yaptık. Beyanım bundan ibarettir” demiştir.
Mahkememiz dosyası, tarafların iddia ve savunmaları, sundukları deliller, dosya kapsamı belgeler ve her iki tarafa ait ticari defter ve kayıtlar incelenmek sureti ile; Davalı şirketin taraflar arasındaki ticari ilişkinin sona ermesinden sonra davacı adına Avusturya resmi makamları nezdinde vergi iadesi talebinde bulunup bulunmadığı, davacının vergi iadesi alacağının ödenip ödenmediği, davalı şirketin bu hususta kusuru olup olmadığı, davacı şirketin dava dışı … … A.Ş.ne 17.778,39-EURO ödemek zorunda kalıp kalmadığı, davacının ödediği bu bedeli davalıdan tahsili talebinin kabul edilip edilemeyeceği, davalı savunmasına göre taraflar arasında 25/12/2017 tarihli protokol düzenlenip düzenlenmediği, protokol tarihi itibariyle davacının davalıya borçlu olup olmadığı, KDV iade tutarlarının bakiye borca mahsup edilip edilemeyeceği hususlarında rapor düzenlenmek üzere SMMM bilirkişi …., Mali Denetleme Uzmanı Dr. …, Karayolu taşımacılığı konusunda uzman Av. … ve Ulaştırma ve Lojistik konusunda uzman Doç. Dr. …’den oluşan bilirkişi heyetine tevdi edilmiş, bilirkişi heyeti tarafından 06/07/2022 havale tarihli rapor tanzim edilerek mahkememiz dosyasına ibraz edilmiştir.
06/07/2022 havale tarihli bilirkişi raporunun incelenmesinde özetle;”… Yapılan inceleme, tespitler sonucunda, rapor içinde açıklanan nedenlerle; Davacı tarafın 2017-2018-2019-2020-2021 yılına ait ticari defter ve kayıtlarını usulüne uygun tuttuğu ve sahibi lehine delil niteliği taşıdığı, HMK 222 (5) maddesinde “Taraflardan biri tacir olmasa dahi, tacir olan diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini belirtir; ancak, karşı taraf defterlerini ibrazdan kaçınırsa, ibrazı talep eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılır.” ifadesinin yer aldığı, davalı tarafın 03.06.2022 tarihli defter inceleme günü geldiği, “Biz ticari kayıtlarımızı şirketin yurt dışı menşeili olması nedeniyle daha önce mahkemeye sunduk, gerekli incelemenin yapılmasını talep ediyoruz” dediği, bu nedenle davalı tarafın ticari defterleri üzerinden inceleme yapılamadığı, bu husustaki takdirin mahkemeye bırakıldığı, davacı tarafından davaya konu edilen 17.778,39 EURO tutar için dosya muhteviyatına sunulan belgelerin irdelenmesi neticesinde, Faturalar: Dava dışı … A.S tarafından davacı tarafa düzenlenen 2019 yılına ait 5 adet ve KDV dâhil 17.778,39 EURO tutarlı faturanın olduğu, faturaların davacı tarafın ticari defter ve kayıtlarına işlenmediği, Dekontlar: Davacı tarafın 17.778,39 EURO tutarı ödediğine dair dosya muhteviyatına 12 adet toplam 17.779,15 EURO tutarlı dekont sunduğu, ödemelerin davacı tarafın ticari defter ve kayıtlarına işlendiği, davacı tarafın dosya muhteviyatına sunduğu cari hesap ekstresinde, davalı taraf ile cari hesap ilişkisini 01.01.2017 tarihli 91.213,99 TL (A) tutarlı devir kayıt işlemi ile başladığı, 22.03.2019 tarihinde davacı tarafın davalı tarafa 253,11 TL borçlu olduğu, 31.03.2019 tarihli 253,11 TL tutarlı kayıt işlemi bakiyenin kapatıldığı, Sayın mahkemece tespit edilen uyuşmazlık noktaları gözetilerek yapılan değerlendirmede; Davalı şirketin taraflar arasındaki ticari ilişkinin sona ermesinden sonra davacı adına Avusturya resmi makamları nezdinde vergi iadesi talebinde bulunduğu, davacının vergi iade alacaklarını alamadığı bir takım taleplerde davalı şirketin 4-6.aylar için yapması gereken talebi 7-9.aylar için yapmasının iade alamamada etkili olduğu ve bunda davalının kusurlu olduğunun değerlendirildiği, davacı şirketin dava dışı … … A.Ş.ne 17.778,39-EURO ödemek zorunda kaldığı miktarı davalıya yansıtabileceğinin değerlendirildiği, davacının ödediği bu bedeli davalıdan tahsili talebinin, davalı savunmasına göre taraflar arasında 25/12/2017 tarihli protokol uyarınca takas mahsup konusu edilebileceği, protokol tarihi itibariyle davacının davalıya bakiye borçlu olduğu değerlendirilmekle, KDV iade tutarlarının bakiye borca mahsup edilebileceği” değerlendirme ve tespitlerinin yapıldığı anlaşılmıştır.
Bilirkişi raporu taraf vekillerine tebliğ edilmiş, taraf vekilleri tarafından bilirkişi raporuna karşı beyan ve itirazlarını içerir dilekçeler sunulmuştur.
21/09/2022 tarihli celse ara kararı gereğince, Mahkememiz dosyası, taraf vekillerinin bilirkişi raporuna karşı beyan ve itirazları ile davalı tarafça dosyaya sunulan ve Mahkeme kasasında muhafaza edilen ticari kayıt ve belgeler incelenmek suretiyle ek rapor düzenlenmek üzere bilirkişi heyetine tevdi edilmiş, bilirkişiler tarafından düzenlenen ek rapor mahkememiz dosyasına ibraz edilmiş;
21/11/2022 havale tarihli ek bilirkişi raporunun incelenmesinde özetle; “… Kök raporda inceleme ve değerlendirmelerde davalı tarafça sunulan KASA-14 evrakının gereği gibi incelenmemesinden dolayı yapılan değerlendirmelere ek ve farklı olarak; davacının davalı tarafa 25/12/2017 tarihli protokol ile borçlandığı toplam 35.517,24-Euro tutarının ödemesini tamamen taksitler ve ödemeler şeklinde ortaya koymadığı sürece, davalının bu alacağının 22.406,58-Euro kısmını KDV iade tahsilatı ile takas şeklinde kapattığının değerlendirildiği, cari hesap ilişkisi daha önce sona ermiş olsa da davacının dayanak protokol gereği davalı tarafa Ocak-Temmuz 2018 döneminde KDV iade alma yetkisi verdiği ve bu iade alınan vergileri davalının alacağına sayıştırma-takas hakkı tanıdığı, aynı KDV iadesi için davacının tahsilatından dolayı 3. Kişinin tahsilat yapamamasının ve bundan dolayı davacının 3. Kişiye ödeme yapmasının somut olaya uygun olduğu, … A.S. tarafından davacı tarafa düzenlenen 2019 yılına ait 5 adet ve KDV dahil 17.778,39-Euro olduğu, zira davalının iade aldığı verginin tekrar iade alınmasından söz edilemeyeceği, davacının 3. Kişi …. A.S. Firmasına ödediği 17.778,39-Euro tutarın, davalının tahsil ettiği KDV iadesini, bu firmanın tahsil edememesi ve davacıya verdiği hizmetlere sayıştıramaması sebebi ile yaptığı hizmetler için olduğu, kök rapor sonuç kısmında belirtildiği gibi davalının daha yüksek alacağı için tahsil ettiği vergi iadesini takas mahsup ederek davacıya ödemekten imtina etmekte haklı olduğu” değerlendirme ve tespitlerinin yapıldığı anlaşılmıştır.
Bilirkişi ek raporu taraf vekillerine tebliğ edilmiş, taraf vekilleri tarafından bilirkişi ek raporuna karşı beyan ve itirazlarını içerir dilekçeler sunulmuştur.
Mahkememizce yapılan yargılama, iddia, savunma, sunulan ve toplanan deliller, tanık beyanları, 06/07/2022 havale tarihli bilirkişi kök ve 21/11/2022 havale tarihli bilirkişi ek raporları kapsamında; tüm dosya birlikte değerlendirildiğinde; uluslararası taşımacılık sektöründe faaliyet gösteren davacı şirketin davalıya ait merkezi ödeme sistemlerinden faydalanması amacıyla taraflar arasında anlaşma sağlandığı, bu anlaşma kapsamında davacı şirketin uluslararası taşıma süreçlerinde Avusturya ülkesinde KDV dahil yaptığı harcamaların KDV iadesi süreçlerini davalı şirketin üstlendiği ve taraflar arasındaki ticari ilişkinin cari hesap şeklinde işlediği, bu anlaşmanın davacı şirketin dava dışı …. A.S. isimli şirket ile çalışmaya başlaması nedeniyle 30/04/2017 tarihinde sona erdirildiği, davacı tarafça her ne kadar ticari ilişkinin sona erdirildiği 30/04/2017 tarihinden sonraki dönemde davalının kendisine yapılan ihtara rağmen taraflar arasında ticari ilişkinin olmadığı bir dönem bildirilerek KDV iade işlemleri için Avusturya makamları nezdinde usule aykırı bir biçimde başvuruda bulunması nedeniyle dava dışı …. A.S. isimli şirkete 17.778,39-Euro ödemek zorunda kaldığından bahisle iş bu alacak davası açılmış ise de; taraflar arasında davacının cari hesaptan kaynaklanan borcunun ödenmesi hususundaki şartları içerir 25/12/2017 tarihli protokol düzenlendiği, bu protokol ile davalı tarafa Ocak-Temmuz 2018 döneminde KDV iade alma yetkisi verildiği ve bu iade alınan vergilerin davalının alacağından mahsup edileceğinin kararlaştırıldığı, 06/07/2022 havale tarihli bilirkişi kök ve 21/11/2022 havale tarihli bilirkişi ek raporları ile de tespit edildiği üzere davalının 25/12/2017 tarihli protokol kapsamında tahsil ettiği KDV iade bedellerini davacıdan olan alacağından mahsup ettiği, yapılan işlemlerde usule aykırılığın bulunmadığı anlaşılmakla; davanın reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar tarifesi uyarınca alınması gereken 179,90-TL harcın davacı tarafça peşin yatırılan 2.659,62-TL peşin harçtan mahsubu ile kalan 2.479,72-TL’nin karar kesinleştiğinde talep halinde davacı tarafa İADESİNE,
3-Arabuluculuk sonuç tutanağı tarihi itibariyle yürürlükte bulunan tarifeye göre tahakkuk eden 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin; davacıdan tahsili ile hazineye irat KAYDINA,
4-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
5-Davanın red miktarı dikkate alınarak karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca tayin ve takdir olunan 24.360,71-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
6-Kullanılmayan gider avansının HMK 333. maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden sonra davacı tarafa iadesine,
7-HMK’nın uygulanmasına dair yönetmeliğin 58/1 maddesi gereğince taraflardan birinin talebi halinde gerekçeli kararın taraflara tebliğine,

Dair; 6100 sayılı HMK.’nun 341. ve devamı maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 29/03/2023

Katip …
¸

Hakim …
¸