Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/927 E. 2022/687 K. 29.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/927 Esas
KARAR NO : 2022/687 Karar

DAVA : Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 10/11/2021
KARAR TARİHİ : 29/06/2022

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin her yıl düzenlenen ve 2020 yılı için 21-24 Ekim 2020 tarihlerinde düzenleneceği belirtilen … Fuarı (….) katılmak üzere davalı şirket ile sözleşme yapıldığını, iş bu sözleşmeye istinaden her biri 12.554,00 TL bedelli 30/09/25020, 30/10/2020, 30/11/2020, 30/12/2020, 30/01/2021 ve 28/02/2021 tarihli olmak üzere toplam 6 adet senedin …. numaralı tahsilat makbuzu ile davalı şirkete teslim edilerek tüm senet bedellerinin ödendiğini, davalı şirketçe belirtilen tarihte fuar yapılmadığı gibi iptal ya da erteleme için de müvekkili şirkete yazılı herhangi bir bildirim yapılmadığını, her ne kadar covid-19 pandemisi nedeniyle mücbir sebeple fuarın iptal edildiği ve bu nedenin kabul edilebilir olduğu düşünülecek olsa dahi davalı tarafın yükümlülüğünü yerine getirmeyerek müvekkili şirket aleyhine sebepsiz zenginleştiğinin sabit olduğunu, belirtilen nedenlerle müvekkili şirket tarafından davalı borçlu hakkında Bakırköy …. İcra Müdürlüğünün …. esas sayılı dosyasıyla icra takibi başlatıldığını, takibin borçlunun itirazı üzerine durduğunu, borca yönelik itirazın haksız ve mesnetsiz olduğunu, ödemelerin senede bağlanmış olması nedeni ile müvekkili şirketin zor durumda kalmamak için ve davalının fuarı düzenleyeceği inancıyla fuar katılım bedelini ödemek zorunda kaldığını, davalı şirket tarafından belirtilen tarihte fuar düzenlenmediğini ve tamamen iptal edildiğini, taraflar arasında imzalanan sözleşmenin 21. Maddesi gereği davalı şirketin fuarı açma yükümlülüğünü yerine getirmediğini ve sözleşmenin 2. Maddesi gereği 30 gün içinde fuar katılım bedelini iade etmediğinden davalı şirketin, müvekkili aleyhine sebepsiz zenginleştiğini, davalıya ödemenin banka aracılığıyla gönderildiğini, davalı tacir olduğundan ödemeyi ticari defterlerine kaydetmesi gerektiğini bildirerek davanın kabulü ile davalının Bakırköy …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın iptaline, haksız ve kötüniyetli borçlu aleyhine %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesine, dava harç ve masrafları ile ücreti vekaletin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davacı şirket arasında 21-24 Ekim 2020 tarihinde düzenlenecek olan … Fuarı ( ….)’na katılmak amacıyla 26/10/2021 tarihinde fuar katılım sözleşmesi imzalandığını, dava konusu fuarın gerçekleştirilmesi için başvuruların yapıldığını ve fuarın bu tarihte gerçekleştirilmesi için gerekli tüm hazırlıkların tamamlandığını ancak covid 19 pandemisinin ortaya çıkması ile birlikte ülkemizde alınan önlemlerin ilk başında fuarcılık faaliyetlerinin durdurulması geldiğini, Ticaret Bakanlığı tarafından alınan karar ile tüm fuarların 16 Mart 2020 tarihinden 01/09/2020 tarihinde kadar durdurulduğunu, hal böyle olunca müvekkili şirketin de ülkede faaliyet gösteren diğer tüm fuar firmaları gibi söz konusu virüsün etki ettiği ticari hayata göre önlem ve düzenlemeler içinde bulunarak ilgili fuarı 28/06/2022-03/07/2022 tarihinine katılımcı firmaların ve STK’ların talebi ile ertelediğini, fuarın 26/05/2022-29/05/2022 tarihinde düzenleneceğinin belirsiz bir husus olmadığını, söz konusu fuarın sektör temsilcileri ile de mutabık kalınarak mücbir sebeple bir sonraki döneme ertelendiğini, davacının tüm iddialarının haksız ve mesnetsiz olduğunu, davacı taraf her ne kadar ülkenin ve tüm dünyanın içerisinde bulunduğu COVİD – 19 pandemisi nedeni ile iş durumlarını ve işlerindeki azalmayı da dikkate alarak, fuara katılım gerçekleştiremeyeceğini belirtmiş ve davalı şirket ile yapmış olduğu sözleşmeyi feshettiğini belirtmiş ise de fuar katılım sözleşmesi incelendiğinde görüleceği üzere fuar tarihinin ertelenmesinin davacı şirkete fesih hakkı vermediğinin açık olduğunu, TBK m.136 kapsamında bir ifa imkansızlığından söz edilmesinin mümkün olmadığını, fuarın iptal edilmediğini, ertelendiğini, her ne kadar müvekkili şirketin fuarı mücbir sebeple ertelemiş olsa da davacı ile müvekkili şirket arasında imzalanmış olan (davacı vekilinin dilekçesinde de değinmiş olduğu) Fuar Katılım Sözleşmesinin ikinci maddesi incelendiğinde zaten müvekkili şirketin gerekli görmesi halinde fuar tarihini değiştirme hakkının olduğunu, bu durumun katılımcıya fesih hakkı vermeyeceğini, davacı tarafından imzalanmış sözleşmedeki açık hükümler kapsamında davacının sözleşme bedelinin iadesi yönündeki talebinin kabulünün mümkün olmadığını bildirerek davacının hukuki dayanaktan yoksun olan davasının reddi ile yargılama masrafları ve vekalet ücretinin davacının üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
YARGILAMANIN ÖZETİ, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; taraflar arasında imzalanan fuar katılım sözleşmesi gereğince ödenen fuar katılım bedelinin sebepsiz zenginleşme hükümleri uyarınca tahsiline ilişkin olarak yapılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Mahkememizce taraflara usulüne uygun davetiye tebliğleri yapılarak taraf teşkili sağlanmış ve davanın esasına başlanmıştır.
Taraflar arasında 26/10/2019 tarihli fuar katılım sözleşmesi akdedildiği hususunda anlaşmazlık bulunmadığı, HMK 137 maddesi uyarınca taraflar arasındaki uyuşmazlığın; sözleşme kapsamında belirtilen tarihte fuarın ertelenmesi nedeniyle davacı tarafça yapılan ödemelerin iadesi gerekip gerekmediği, sözleşmeden dönme şartlarının oluşup oluşmadığı icra takibine yapılan itirazın haklı olup olmadığı hususlarından kaynaklandığı tespit edilmiştir.
Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyası UYAP sistemi üzerinden celp edilmiş olmakla incelenmesinde; davacı alacaklı tarafından davalı borçlu aleyhine sözleşmedeki yükümlülüğün yerine getirilmediğinden bahisle sebepsiz zenginleşme hükümleri gereği ödenen paranın iadesi borç sebebi gösterilerek 75.324-TL asıl alacak, 725,90-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 76.049,90-TL alacağın tahsili için icra takibi başlatıldığı, davalı vekilinin 05/10/2021 tarihinde borca, faiz ve ferilerine itiraz ettiği, işbu itirazın iptali davasının yasal 1 yıllık süre içerisinde açıldığı görülmüştür.

İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünden; davalı şirketin sicil kayıtları celp edilerek dosya kapsamına kazandırılmıştır.
Davalı şirkete müzekkere yazılarak; 21/24 Ekim 2020 tarihinde yapılması planlanan … fuarının ertelenip ertelenmediği, ertelenmiş ise hangi tarihte yapılacağı, erteleme tarihinin davacıya bildirilip bildirilip bildirilmediği hususlarına ilişkin mahkememize bilgi verilmesi, bildirilmiş ise buna ilişkin tebliğ belgesinin bir suretinin mahkememize gönderilmesi istenilmiş ise de davalı şirket tarafından müzekkereye cevap verilmediği görülmüştür.

Taraf vekilleri tarafından dava ve cevap dilekçeleri ekinde “Fuar Katılım Sözleşmesi”nin bir sureti dosyaya ibraz edilmiştir.
Dava kapsamında taraf vekilleri tarafından delil olarak sunulan sözleşmenin 2. Maddesinde: “Fuar Katılım Sözleşmesini imzalayarak, iş bu Formda belirtilen DÜZENLEYİCİ’nin … Fuar merkezinde ( kısaca … ) organize ettiği sergi veya fuara katılmayı kabul eden KATILIMCI, bu imzadan sonra, fuara katılmayı reddetse dahi KATILIMCI’nın maddi ve manevi yükümlülükleri devam eder. KATILIMCI, fuar katılım koşulları, sergi veya fuarın yeri, KATILIMCI’nın fuar alanındaki yeri, düzenleme tarihleri, ünvanı vb hususlarda, DÜZENLEYİCİ’nin sektörün talebi, ekonomik durumu, organizasyon gerekleri veya kendi takdiri ile yapacağı değişiklikleri ( Fuarın kısmen veya tamamen iptali dahil ) peşinen kabul eder. Bu durum sözleşmenin fesih sebebi değildir, KATILIMCl’nın ücret ödeme yükümlülüğü devam eder, KATILIMCI, ancak DÜZENLEYİCİ’nin yazılı teyidi ile fuardan çekilme hakkına sahiptir. DÜZENLEYİCİ, fuardan 3 gün öncesine kadar hiçbir sebep göstermeksizin yazılı bildirimde bulunarak Sözleşmeyi tek taraflı olarak feshedebilir ve KATILIMCI’yı fuardan çıkarabilir. DÜZENLEYİCİ, Fuar katılım bedelini fesih/çıkarma/fuar iptali bildirimlerinden itibaren 30 (otuz) gün içinde KATILIMCI’ya iade eder. Sözleşmenin bu şekilde feshi, Fuardan çıkarma ve Fuarın kısmen veya tamamen iptali durumunda KATILIMCI, fuar katılım bedelinden başka masraf, gecikme faizi ya da zarar ziyan adıyla bir talepte bulunma hakkına sahip olmadığını önceden beyan, kabul ve taahhüt eder.” düzenlemesi yer almaktadır.
Türk Borçlar Kanunu’nun 136. Maddesinin 2. Fıkrasında; ” Karşılıklı borç yükleyen sözleşmelerde imkânsızlık sebebiyle borçtan kurtulan borçlu, karşı taraftan almış olduğu edimi sebepsiz zenginleşme hükümleri uyarınca geri vermekle yükümlü olup, henüz kendisine ifa edilmemiş olan edimi isteme hakkını kaybeder. Kanun veya sözleşmeyle borcun ifasından önce doğan hasarın alacaklıya yükletilmiş olduğu durumlar, bu hükmün dışındadır.” düzenlemesi yer almaktadır.
Yargıtay 13 Hukuk Dairesi 2013/16898 esas ve 2014/18895 karar sayılı kararında; “…tarafların iradelerini etkileyip sözleşmeyi yapmalarına neden olan şartlar daha sonra çok önemli surette, çarpıcı ve öngörülmez bir biçimde adaletsizliğe yol açan olayların gerçekleşmesi ile değişmişse taraflar artık o akitle bağlı tutulamazlar. Değişen bu koşullar karşısında TMK 2. Maddesinden yararlanarak sözleşmenin yeniden düzenlenmesi zorunluluğu doğar.”
Hukukumuzda sözleşmeye bağlılık (Ahde Vefa-Pacta Sund Servanda ) ve sözleşme serbestliği ilkeleri kabul edilmiştir. Bu ilkelere göre, sözleşme yapıldığı andaki gibi aynen uygulanmalıdır. Eş söyleyişle, sözleşme koşulları borçlu için sonradan ağırlaşmış, edimler dengesi sonradan çıkan olaylar nedeni ile değişmiş olsa bile, borçlu sözleşmedeki edimini aynen ifa etmelidir. Ancak bu ilke özel hukukun diğer ilkeleriyle sınırlandırılmıştır.
Türk Borçlar Kanunu’nun 138. Maddesinde; “Sözleşmenin yapıldığı sırada taraflarca öngörülmeyen ve öngörülmesi de beklenmeyen olağanüstü bir durum, borçludan kaynaklanmayan bir sebeple ortaya çıkar ve sözleşmenin yapıldığı sırada mevcut olguları, kendisinden ifanın istenmesini dürüstlük kurallarına aykırı düşecek derecede borçlu aleyhine değiştirir ve borçlu da borcunu henüz ifa etmemiş veya ifanın aşırı ölçüde güçleşmesinden doğan haklarını saklı tutarak ifa etmiş olursa borçlu, hakimden sözleşmenin yeni koşullara uyarlanmasını isteme, bu mümkün olmadığı takdirde sözleşmeden dönme hakkına sahiptir.” düzenlemesi yer almaktadır.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 28.11.2019 ve 2017/13-515 Esas, 2019/1233 Karar sayılı ilamı; “Kurulmuş bir sözleşmede sonradan ortaya çıkan bazı olgular nedeniyle değişiklik yapılabilmesi, bugün çağdaş tüm hukuk sistemlerinde kabul edilen, beklenmeyen hâl (emprevizyon) veya clausula rebus sic stantibus kuramının koşullarının gerçekleşmiş olması hâlinde mümkün görülmektedir. Bu kuramın, borçlunun şartları ne olursa olsun mutlaka akde sadık kalmasını zorunlu gören, bir bakıma artık eskimiş olarak nitelendirilebilecek ahde vefa veya pacta sunt servanda kuramını sınırlamak için konulduğu benimsenmektedir.
Beklenmeyen hâl kuramı, şöyle açıklanmaktadır: “Akit yapıldığı sırada mevcut bulunan şartlar önemli surette değişmişse taraflar akitle bağlı olmamalıdır. Buna “clausula rebus sic stantibus” (beklenmeyen hâl şartı) denmektedir. Bu görüş öğretide “emprevizyon teorisi” adıyla anılmaktadır. Öğretide, sözleşmenin, yapıldığı andaki durumun değişmeyeceği şeklindeki bir zımni kabul ile yapıldığı, aynen uygulanmasının taraflarca bu zımni şarta bağlı tutulduğu varsayılmaktadır (Tekinay, S.S./Akman, S./Burcuoğlu, H./Altop, A.: Borçlar Hukuku, Genel Hükümler, 7.Bası,İstanbul 1993, s.1005).
Akitlerin ifasını şartların değişmemesine bağlayan fikir (clasula rebus sic stantibus) gerçeğe tam olarak uygun değilse de, ahde vefa prensibine kesin ve sıkı sıkıya bağlılığında her zaman adil olmadığı görülmektedir. Bugün İsviçre-Türk hukukunda çoğunlukla dayanılan esas, uyuşmazlıklara dürüstlük kuralı uyarınca çözüm bulunmasıdır (Oğuzman, K.: Borçlar Hukuku Dersleri,Cilt 1, 4.Bası, İstanbul 1987, s.123; Serozan, R.: Borçlar Hukuku, Genel Bölüm, İfa, İfa Engelleri, Haksız Zenginleşme 3.Cilt, İstanbul 1994, s.164; Kaplan, İ.: Hakimin Sözleşmeye Müdahalesi, Ankara 1987, s.112; Burcuoğlu, H.: Hukukta Beklenmeyen Hal ve Uyarlama, İstanbul 1995, s.4; İsviçre Hukuku için Bkz. Eugen Bucher, Schweizer Isch’es Obligationenrecbt Allgemeiner Teil, 2.Bası, Zürich 1988, s.385 vd. Henri Deschenaux, Le Titre Preliminaire Du Code Civil,Fribourg 1969, s.183).” şeklindedir.
Yapılan yargılama, iddia, savunma, Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyası, taraflar arasında akdedilen Fuar Katılım Sözleşmesi ve tüm dosya kapsamına göre; taraflar arasında 21-24 Ekim 2020 tarihlerinde düzenlenecek olan … Fuarına ilişkin 26/10/2019 tarihinde fuar katılım sözleşmesi akdedildiği, davacının iş bu sözleşme kapsamında her biri 12.554,00 TL bedelli 30/09/25020, 30/10/2020, 30/11/2020, 30/12/2020, 30/01/2021 ve 28/02/2021 tarihli olmak üzere toplam 6 adet senedi davalı yana verdiği ve de senet bedellerinin ödendiği, iş bu konularda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmadığı, ancak koronavirüs(covid-19) salgını nedeniyle tüm ülke genelinde yetkili makamlarca tedbirler alındığı, bu kapsamda fuarcılık faaliyetlerinin durdurulması üzerine 21-24 Ekim 2020 tarihinde yapılması planlanan dava konusu …. Fuarının ertelendiği, davalı tarafın süresinde cevap dilekçesi ibraz etmekle, fuarın iptal edilmediğini sektör temsilcileri ile mutabık kalınarak fuarın 26-29 Mayıs 2022 tarihine ertelendiğini ve de sözleşmenin 2.maddesi uyarınca fuar tarihini değiştirme hakkı olduğunu savunduğu, Mahkememizce davalı şirkete müzekkere yazılarak 21/24 Ekim 2020 tarihinde yapılması planlanan …. fuarının ertelenip ertelenmediği, ertelenmiş ise hangi tarihte yapılacağı hususlarının sorulduğu, davalı şirketin müzekkereye cevap vermediği, kaldı ki cevap dilekçesinde bildirilen tarihte de fuarın yapılmadığının anlaşıldığı, taraflar arasında sözleşme serbestisi ilkesi gereğince akdedilen sözleşmeden kaynaklı edimini davacının yerine getirdiği ancak davalının covid-19 pandemi sebebi ile edimini yerine getirmediği, her ne kadar davalı tarafça sözleşmenin 2.maddesi uyarınca fuar katılım tarihinde değişiklik yapma hakkına sahip olduğu savunulmuş ise de bu maddenin sözleşmenin ifası-ifa imkansızlığı-mücbir sebep konuları ile birlikte değerlendirilmesi gerektiği, sözleşme yapıldığında karşılıklı edimler arasında mevcut olan dengenin sonradan şartların olağanüstü değişmesiyle büyük ölçüde tarafların biri aleyhine katlanılamayacak derecede bozulabileceği, bu durumda sözleşmeye bağlılık ilkesine sıkı sıkıya bağlı kalmanın adalet, hakkaniyet ve objektif hüsnüniyet kaidelerine aykırı bir durum yaratacağı açık olduğundan, her ne kadar taraflar arasındaki sözleşmede davalı yana fuar tarihini değiştirme/yeniden düzenlenme imkanı sağlanmış ise de, mevcut durum şartları değerlendirildiğinde küresel salgın sebebi ile öngörülemeyen dış bir olayın meydana gelmesi olgusunun gerçekleştiği, ayrıca sözleşmenin aynı koşullarla ifası mümkün bulunmadığına göre ve fuar tarihine ilişkin ertelemelerin de davacı tarafça kabul edilmediği dikkate alınarak, kaldı ki davacının kabul etmesinin ve davacıyı sözleşmeyle bağlı tutmanın mümkün ve hakkaniyete uygun olmadığı kanaatine varılmakla; davacının icra takibi başlatmakta haklı olduğu, davacı tarafça gönderilen ihtarnamenin davalıya 26/08/2021 tarihinde tebliğ edildiği dikkate alınarak faiz talebinin yerinde olduğu sonuç ve vicdani kanaatine varılarak davanın kabulüne, alacağın likit ve bilinebilir olduğu dikkate alınarak asıl alacağın % 20’si oranında, borçlu davalının icra inkar tazminatına mahkum edilmesine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurularak yargılama sonuçlandırılmıştır.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davanın KABULÜ ile,
1-Davalının Bakırköy … İcra Müdürlüğünün …. sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazın İPTALİ ile, takibin aynı koşullarda DEVAMINA,
2-İcra takibine konu alacağın davalı tarafından bilinebilir, hesaplanabilir ve likit olması sebebiyle itirazın iptaline konu asıl alacak miktarının %20’si oranında (15.064,80 TL) icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gerekli 5.194,96-TL karar ve ilam harcından peşin alınan 918,50-TL harç ile icra dosyasına peşin olarak yatırılan 380,25-TL harcın mahsubu ile bakiye 3.896,21-TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE İRAT KAYDINA,
4-Arabuluculuk sonuç tutanağı tarihi itibariyle yürürlükte bulunan tarifeye göre tahakkuk eden 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak HAZİNEYE İRAT KAYDINA,
5-Davacı tarafça başlangıçta yatırılan 918,50-TL peşin harç, 59,30-TL başvuru harcı, 380,25-TL icra dosyasına yatırılan peşin harç, 84,10-TL posta gideri olmak üzere toplam 1.442,15-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
6-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden A.A.Ü.T gereğince hesaplanıp takdir olunan 10.686,49-TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
7-Kalan gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
8-HMK’nın uygulanmasına dair yönetmeliğin 58/1 maddesi gereğince taraflardan birinin talebi halinde gerekçeli kararın taraflara tebliğine,

Dair; 6100 sayılı HMK.’nun 341. ve devamı maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 29/06/2022

Katip …
¸

Hakim ….
¸