Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/916 E. 2022/1184 K. 21.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/916 Esas
KARAR NO : 2022/1184 Karar

DAVA : Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 02/11/2020
KARAR TARİHİ : 21/12/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 23/01/2023

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin tasfiye konumunda olduğunu ve temsile tasfiye memuru atandığını, icra dosyasında alacaklı konumunda görünen davalı şirket tarafından müvekkili aleyhine alacaklı olduğu iddiası ile genel haciz yoluyla icra takibi başlatıldığını, işbu davada arabuluculuğun dava şartı olmadığını, ilgili takip neticesinde müvekkili şirkete ait araçların yakalanmasının, müvekkili şirketin banka hesaplarına haciz konulmasının istendiğini ve icra işlemlerine devam edildiğini, haksız yere başlatılan icra takibi neticesinde müvekkilinin ticari hayatında telafisi imkansız zararlar doğmasının muhtemel olduğunu, müvekkili şirketin borçlu olmadığını tam aksine davalı şirketten alacaklı konumunda olduğunu, müvekkili şirketin banka yoluyla davalıya ödemeler yaptığını, ilgili faturalar ve hesaplar incelendiğinde müvekkili şirket ile davalı arasında yapılan ticari işlerden ötürü davalı tarafa toplamda 165.816,02-Euro ödeme yapıldığını, davalı şirket tarafından müvekkili şirkete tanzim edilen faturaların toplamının ise 160.449,94-Euro olduğunu, dolayısıyla müvekkilinin davalı şirkete borçlu değil aksine davalı şirketten 5.366,08-Euro alacaklı olduğunu, davalı şirketin açıkça kötü niyetli olduğunu, tasfiye aşamasında olan müvekkilini daha fazla zarara uğratmak maksadıyla icra takibini başlattığının açık olduğunu iddia ederek; davanın kabulüne, müvekkilinin davalı alacaklıya borçlu olmadığının tespitine, haksız ve kötü niyetle başlatılan Bakırköy …. İcra Dairesinin … Esas sayılı takibinin iptaline, haksız takip nedeniyle davalı aleyhine alacağın %20’sinden az olmamak kaydıyla kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı taraf üzeinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava şartı arabuluculuğa başvurulmadığından davanın öncelikle dava şartı yokluğundan reddi gerektiğini, cari hesaba göre müvekkili şirketin davacı şirketten 13.137,47-Euro alacaklı olduğunu, taraflar arasındaki ticari ilişkiden kaynaklanan uyuşmazlığın borç miktarına ilişkin olduğunu, her iki tarafça ticari ilişkinin kabul edildiğini, faturaların içeriği ile malların müvekkili şirketçe davacı şirkete teslim edildiğine ilişkin bir uyuşmazlık bulunmadığını, cari hesaplarına göre davacı şirketin müvekkili şirkete en son 16/11/2016 tarihinde 31.200,00-Euro ödeme yaptığını, müvekkili ile davacı şirket arasındaki sözleşmeye göre önce sipariş edilen mallara ilişkin fatura toplamının %50sinin ödendiğini, kalan %50’nin ise 165 gün içinde ödenmesi gerektiğini, ancak davacı şirketin 31/10/2016 tarihli … numaralı 23.049,72 bedelli, 31/10/2016 tarihli … numaralı 2.825,28 bedelli ve 15/11/2016 tarihli … numaralı 476,34 bedelli son 3 faturanın toplam %50 bedeli olan 13.137,47-Euro’yu ödemediğini, kaldı ki, Ekim-Kasım 2016 tarihli yazışmalardan dava şirket yetkilisi tarafından borç bakiyesinin kabul edildiğinin anlaşıldığını, her iki şirket belge ve kayıtları üzerinde yapılacak incelemeler ile müvekkili şirketin alacaklı olduğunun ortaya konacağını, müvekkilinin icra takibi cari hesaba dayandığından kötü niyetli yapıldığı iddiasının kabul edilemeyeceğini savunarak; davanın öncelikle dava şartı yokluğundan reddine, sonra esastan reddine, davacının %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
YARGILAMANIN ÖZETİ, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, icra takibinden sonra İİK 72. maddesi gereğince açılan menfi tespit istemine ilişkindir.
Mahkememizce taraflara usulüne uygun davetiye tebliğleri yapılarak taraf teşkili sağlanmış ve davanın esasına başlanmıştır.
Uyuşmazlığın, Bakırköy … icra müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında yapılan takipten kaynaklı davacının davalıya borcu olup olmadığı, menfi tespit koşullarının oluşup oluşmadığı hususlarından kaynaklandığı tespit edilmiştir.
Anadolu Kurumlar ve Yakacık Vergi Dairesi Müdürlüklerinden; davacı şirketin 2015 ve 2016 yıllarına ait BA/BS formları celp edilerek dosya kapsamına kazandırılmıştır.
Bakırköy ….İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyası UYAP Bilişim Sistemi üzerinden celp edilmiş, incelenmesinde; alacaklısının … , borçlusunun … olduğu, 13.137,47-Euro alacak için takip başlatıldığı, takibe süresinde itiraz edilmediğinden takibin kesinleştirildiği ve dosyada haciz işlemlerinin yapıldığı görülmüştür.
KALDIRMA KARARI ÖNCESİ YARGILAMA VE GEREKÇE:
Mahkememizin …. Esas 02/06/2021 tarih ve … Sayılı kararı ile;
“…Dosya kapsamında bilirkişiden rapor alınmasına karar verilmiştir. İspat yükü üstünde olan davacı, dava konusu ticari ilişkinden kaynaklı borcun ona ait olmadığından bahisle borca itirazı üzerine davayı aydınlatma yükümlülüğü kapsamında taraflar tacir olmakla HMK 222 maddesi kapsamında ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiştir. Davacıya bu konuda kesin süre tanınmış olup verilen kesin süreye rağmen bilirkişi ücreti yatırılmamış olup davacı bilirkişi deliline dayanmaktan vazgeçmiş sayılmıştır.
Tanık dinlenmesi, bilirkişi raporu alınması ve keşif gideri gibi delil ikamesine yönelik giderlerin gider avansı içinde değerlendirilmesi olanağı HMK’nun 324.maddesi düzenlemesi karşısında yoktur. Ayrıca delil ikamesi avansının da ispat külfetine göre taraflara yükletilmesi gerekir. Delil ikamesi avansının verilen kesin süre içinde yatırılmaması davanın dava şartı yokluğu ile reddine neden teşkil etmez. Taraf belirtilen sürede delil avansı giderini yatırmazsa dayandığı o delilden vazgeçmiş sayılır.
Dosya içindeki delillerle ispat yükü kendisinde bulunan davacının dayandığı tanık ve bilirkişi incelemesinden vazgeçtiği, yemin deliline de dayanmadığı; başkaca ispata yarar delilde sunmadığı…” gerekçesiyle ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiştir.
KALDIRMA KARARI SONRASI YARGILAMA VE GEREKÇE:
Mahkememizin … Esas …. Karar sayılı dosyasından verilen 02/06/2021 tarihli kararı, davacı vekili tarafından İSTİNAF edilmiş ve İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi …. Hukuk Dairesi’nin … Esas 07/10/2021 tarih ve … Sayılı kararı ile: “…Davalı alacak talebini 31/10/2016 tarihli 23.049,72-Euro bedelli, 31/10/2016 tarihli 2.825,28-Euro bedelli ve 15/11/2016 tarihli 476,34-Euro bedelli faturaların ödenmeyen 13.137,47 Euro kısmına dayandırmaktadır. Davacı ise, davalının belirttiği faturalar da dahil olmak üzere, davalı ile aralarındaki ticari ilişki kapsamında yapılan ödemelerle borcun sona erdiğini savunmakta, ibraz ettiği banka dekontlarını iddiasına dayanak olarak göstermektedir. Ne var ki mahkemece davacının bu iddiaları üzerinde durulmamıştır.
Davacı dava dilekçesinde kabul ettiği davalıya ait faturaların miktarını aşan ödeme yaptığına dair iddianın ispat yükü davacı tarafta ise de alacağın davacının kabul ettiğinden daha fazla olduğu hususunda ispat yükü ise davalı taraftadır. Mahkemece bu husus somut olayın koşullarına göre değerlendirilip davacının ödeme iddiası üzerinde durularak sonucu dairesinde bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi yerinde görülmemiştir…” gerekçesiyle mahkememiz kararının kaldırılmasına karar verilmiştir.

Mahkememizce kaldırma kararından sonra yapılan yargılama aşamasında; … A.Ş.’den 12/04/2016 tarih ve 17.769,03-Euro tutarlı dekont sureti celp edilerek dosya kapsamına kazandırılmıştır.
Mahkememiz dosyası, davacının iddiası, davalının savunması, Bakırköy …. İcra Müdürlüğünün … sayılı takip dosyası ve tüm dosya kapsamına göre davalı şirkete ait ticari defter ve kayıtlar ile davacı tarafça sunulan ödeme makbuzları incelenmek sureti ile; HMK’nun 273. Maddesi gereğince davalının ticari defterlerinin usulüne uygun tutulup tutulmadığının, açılış ve kapanış tasdiklerinin olup olmadığı, lehe veya aleyhe delil olma durumunun olup olmadığı, davalının davacıdan alacaklı olup olmadığı, alacaklı ise ne miktarda alacaklı olduğunun tespiti hususlarında rapor düzenlenmek üzere SMMM bilirkişiye tevdi edilmiş, bilirkişi tarafından düzenlenen rapor mahkememiz dosyasına ibraz edilmiş;
19/09/2022 tarihli bilirkişi raporunun incelenmesinde özetle; “…Davalı tarafın cari ekstrelerinin tasdikli tercümelerinin incelemeye sunulmadığı, davacı tarafın cari borcuna ilişkin toplam 165.816,02-Euro tutarında banka dekontlarını sunmuş olduğu, davacı tarafın takip tarihi itibariyle davalı tarafa herhangi bir borcu bulunmadığı” değerlendirme ve tespitlerinin yapıldığı anlaşılmıştır.
Bilirkişi raporu taraf vekillerine tebliğ edilmiş, taraf vekilleri tarafından bilirkişi raporuna karşı beyan ve itirazlarını içerir dilekçeler dosyaya sunulmuştur.
2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 72. maddesi gereğince borçlu icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu olmadığını ispat için menfî tespit davası açabilir. Kural olarak, bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran/iddia eden taraf, o vakıayı ispat etmeye mecburdur (4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 6. Maddesi). İspat yüküne ilişkin bu genel kural menfi tespit davaları için de geçerlidir.
Mahkememizce yapılan yargılama, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi …. Hukuk Dairesi’nin … Esas 07/10/2021 tarih ve … Sayılı kararı, iddia, savunma, sunulan ve toplanan deliller, Bakırköy …. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyası, 19/09/2022 tarihli SMMM bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; Taraflar arasında cari hesap şeklinde işleyen ticari ilişki bulunduğu, bu ilişki kapsamında davalı tarafça bakiye 13.137,47-Euro alacak için takip başlatıldığı, davacı şirket tarafından takibe konu 13.137,47-Euro alacak yönünden ödeme iddiasına dayalı davalıya borçlu olunmadığının tespiti talepli eldeki davanın açıldığı, taraflar tacir sıfatına haiz olup uyuşmazlığın ticari nitelik arz ettiği, HMK’da yapılan değişiklik gereğince uyuşmazlık değeri 500.000,00 TL’nın altında olduğundan davada basit yargılama usulünün uygulandığı, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi …. Hukuk Dairesi’nin …. Esas 07/10/2021 tarih ve … Sayılı kararı ile de belirtildiği üzere davalıya ait faturaların miktarını aşan ödeme yaptığına dair iddianın ispat yükü davacı tarafta ise de alacağın davacının kabul ettiğinden daha fazla olduğu hususunda ispat yükünün ise davalı tarafta olduğu, davacı tarafça sunulan ödemeleri gösterir banka dekontları ile davalı ticari defter ve belgeleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verildiği, 19/09/2022 tarihli bilirkişi raporuna göre; davalı tarafın cari ekstrelerini tasdikli tercümelerinin incelemeye sunmadığı, davacı tarafın cari borcuna ilişkin toplam 165.816,02-Euro tutarında banka dekontlarını sunmuş olduğu, davacı tarafın takip tarihi itibariyle davalı tarafa herhangi bir borcu bulunmadığı hususlarının tespit edildiği; dosya kapsamında yapılan inceleme, hükme esas alınan bilirkişi raporu ile davacı şirketin sunduğu ödeme belgeleri dikkate alınarak alacağın davacının kabul ettiğinden daha fazla olduğu hususunda ispat külfetinin davalıda olduğu, davalının davacıdan alacaklı olduğuna dair yazılı delil sunamadığı gibi yemin deliline de başvurmadığı, davalının davacıdan alacaklı olduğu iddiasını ispatlayamadığı anlaşılmakla; davanın kabulü ile davacının Bakırköy …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında davalıya borçlu olmadığının tespitine, davalının takipte kötü niyeti sabit görülmediğinden, davacının koşulları oluşmayan kötü niyet tazminat isteminin reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde tüm hususları içerir hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
Davanın KABULÜ ile,
1-Davacının Bakırköy …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında davalıya borçlu olmadığının TESPİTİNE,
2-Davalının takipte kötü niyeti sabit görülmediğinden, davacının koşulları oluşmayan kötü niyet tazminat isteminin REDDİNE,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gerekli 8.737,25-TL karar ve ilam harcından peşin alınan 2.184,32-TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 6.552,93-TL harcın davalıdan alınarak hazineye İRAD KAYDINA,
4-Davacının kendisini bir vekil ile temsil ettirdiği anlaşıldığından karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca tayin ve takdir olunan 20.185,90-TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
5-Davacı tarafından ödenen 54,40-TL başvurma harcı, 2.184,32-TL peşin harç, 122,50-TL posta gideri, 425,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 2.786,22-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
6-Davalı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
7-Kullanılmayan gider avansının HMK 333. maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden sonra yatıran tarafa iadesine,
8-HMK’nın uygulanmasına dair yönetmeliğin 58/1 maddesi gereğince taraflardan birinin talebi halinde gerekçeli kararın taraflara tebliğine,
Dair; 6100 sayılı HMK.’nun 341 ve devamı maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 21/12/2022
Katip …
¸

Hakim …
¸