Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/911 E. 2022/184 K. 24.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/911 Esas
KARAR NO : 2022/184

DAVA :Menfi tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 05/11/2021
KARAR TARİHİ : 24/02/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 15.03.2022

Mahkememizde görülmekte olan Kıymetli Evrak İptali (Bono İptali) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde: müvekkili ile muris …arasında … İli. … İlçesi ,…. Mahallesinde bulunan , … Pafta , … Ada , …. nolu parsel de davacı müvekkilimiz adına kayıtlı arsa üzerinde yapılan inşaat ortaklığı ile ilgili düzenlenen bir sözleşme / tutanak gereğince davacı müvekkilimiz tarafından imzalanarak, davalıların babası / murisi …’e tanzim tarihleri 17.05.2016 olan , ve herbiri 220.000.00.TL. bedelli , vade tarihleri yazılı olmayan 9 adet Bono Senedi TEMİNAT OLARAK …. ‘ e verildiğini, senetleri teslim alan … senetleri zayi ettiğini ve bulamadığını söyleyerek iade etmediğini, …’in Mart -2021 de vefat ettiğini, davacı ile davalılar arasında bahsedilen taşınmaz ortaklığı konusunda anlaşmazlık çıktığını, öncelikle dava konusu senetlerin , işleme konulmaması ve üçüncü kişilere ciro edilmemesi için dava sonuna kadar İhtiyati Tedbir kararı verilmesine , yargılama sonunda , Davacı … tarafından , Davalıların babası / murisi …’e teminat olarak verilmiş olan , ve halen davalıların elinde bulunan , her birisi 17.05.2016 tanzim tarihli olup vade tarihi yazılı olmayan ve her birisi 220.000 TL’lik 9 (Dokuz) adet bono senedinin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar …, … ve … vekili cevap dilekçesinde; davacı yan ile ortak olarak bir arsa alınarak bina inşa edildiğini, taraflar arasında ortaklık sözleşmesine binaen müvekkillere ait olan taşınmazlar ; bina yapım sürecinde … üzerinde göründüğünden dolayı her ne kadar taşınmazların gerçek değeri olmasa da bu konuda güvence için teminat senedi olarak alındığını, davacı tarafın, dava konusu bonolarla sınırlı olarak muris tarafından ibra edilmiş olduğundan işbu bonolar için dava açılamaz. zira davacı tarafın bu noktada hukuki yararı bulunmadığını, taraflar arasında bonolar hakkında bir çekişme yokken, davacının bu davadan hiçbir menfaati yokken muris, müvekkillerin taraf gösterilmesi hukuken yanlış olduğunu, aslında bonoların davacıda olduğunu, iptal ve ibra edildiğini belirterek ibra edilmiş bir alacak için dava açılması hukuken mümkün olmadığından, yani davacı tarafın H.M.K md 114/h gereğince hukuki yararı olmadığından davalı …’in mirası reddetmiş olmasından, bonolar iptal edilerek davacıya teslim edilmiş olduğundan , bonolar zaman aşımına uğramış olduğundan davanın reddine, dava kötü niyetle açıldığından H.M.K md. 329/1-2’ye göre avukatlık ücretine hükmedilmesini ve davacıya disiplin para cezası verilmesini savunmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE YARGILAMANIN ÖZETİ:
Dava, İİK 72.maddesine dayalı bedelsiz kaldığı iddia edilen bonolardan dolayı menfi tespit istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın davaya ve takibe konu 9 adet bonodan dolayı davacının borçlu olup olmadığı, senetlerin davacıya teslim edilip edilmediği hususlarından kaynaklandığı tespit edilmiştir.
Taraf vekilleri delil listeleriyle yazılı delillerini ibraz etmişler, diğer deliller mahkememizce toplanmıştır.
10/11/2021 tarihli heyet ara kararı ile; İİK ‘nun 72/2 maddesine göre icra takibinden önce açılan menfi tespit davasında talep halinde takibin durdurulmasına karar verilemeyeceğinden; İİK 72/2 maddesine göre, takipten önce açılan menfi tespit davasında dava değerinin %15’i olan teminat mukabilinde her birisi 17.05.2016 tanzim tarihli ve her birisi 220.000 TL’lik 9 (Dokuz) adet bonoya ilişkin davanın tarafları ile sınırlı olmak üzere yapılmış ve yapılacak takiplerin durdurulması konusunda ihtiyati tedbir kararı verildiği, tedbirin infaz edilmediği anlaşılmıştır.
Toplanan ve sunulan deliller, yapılan yargılama, sicil kaydı, cevabi yazılar ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde;
İİK’nun 72.maddesinde düzenlenmiş olup borçlunun, alacaklıya borçlu olmadığını genel hükümlere göre kanıtlamasına imkan sağlamak amacıyla getirilmiş bir düzenlemedir. İİK’nın 72.maddesi uyarınca açılan menfi tespit davalarında kural olarak ispat yükü takip alacaklısına aittir. Bu konuda istisnai nitelikte iddiada bulunan davalının bu iddiasını ispatlayacak yazılı belgeleri öncelikle HMK 288 ve devamı maddeleri gereği ortaya koyması gerekir.
İspat hukuku şekli hukukun içinde yer alsa da , ispat yükü maddi hukuk tarafından belirlenir. Delil ikamesi, bir davada tarafların kendi vakıalarının, iddialarının doğru olduğu veya karşı tarafın iddialarının doğru olmadığı hususunda ispat sonucuna ulaşabilmek ve kendi lehine karar verilmesini sağlamak amacı ile çekişmeli vakıalar ile ilgili deliller sunarak gerçekleştirdikleri bir hukuki faaliyettir. Delil ikame yükü ise, ispat yükü kuralları çerçevesinde hakimin aleyhte karar verme tehlikesini ortadan kaldırmak amacı ile tarafların delil ikamesi faaliyeti ile kendi vakıa iddialarının doğruluğu veya karşı taraf iddialarının yerinde olmadığı yolunda hakimde kanaat oluşturmasıdır. (Bilge Umar, İspat Yükü Kavramı ve Bununla İlgili Bazı Kavramlar, İÜHFM, 1962, Cilt: 3, Sayfa: 4, 64)
6102 sayılı TTK md. 687 (6762 sayılı TTK md.599) hükmüne göre, “Poliçeden dolayı kendisine başvurulan kişi, düzenleyen veya önceki hamillerden biriyle kendi arasında doğrudan doğruya var olan ilişkilere dayanan def’ileri başvuran hamile karşı ileri süremez; meğerki, hamil, poliçeyi iktisap ederken bile bile borçlunun zararına hareket etmiş olsun.”
Davacı sıralı yazılı senetleriin bedelsiz kaldığını iddia ederek İİK m.72 maddesine dayalı olarak menfi tespit talebinde bulunmuştur.
Bilindiği üzere kural olarak bononun da aralarında bulunduğu kambiyo senetleri soyut borç ikrarı içeren senetlerdir. Hukukumuzda soyut borç ikrarı kural olarak geçerli olup soyut borç ikrarında bulunan borçlu karşısında alacaklının alacağın sebebini ispat etmesi kural olarak zorunlu değildir. Kambiyo senetlerinde de geçerli olan soyutluk prensibinin etkisi de bu kurala paralel olarak kambiyo taahhüdünün sebepten bağımsız soyut bir hukuki işlem olması şeklinde ortaya çıkar.
Kambiyo senetlerinde soyutluk prensibinin en önemli işlevi ispat açısından kendisini gösterir. Buna göre, bir kambiyo senedi ile borç altına giren kimse, borçlu olmadığını iddia ediyor ise bu hususu ispat etmek yükümlülüğü altına girer. Bu nedenle bir kambiyo senedinin bedelsiz olduğu iddia edilmesi sureti ile açılan menfi tespit davasında ispat külfeti davacı borçluya düşer. (Yarg. HGK. 29.09.1976,11/497-2564; Yarg. TD. 23.11.1970, 2787/4659; B. KURU, Hukuku Muhakemeleri Usulü, C.2, s. 367, UYAR, Olumsuz Tespit Davaları, s. 560)
Sebebi gösterilmeyen (soyut) bir borç ikrarı niteliğinde olan bir kambiyo senedinin bedelsizliğini ileri süren tarafın önce borcun sebebini, akabinde ise bu sebebin gerçekleşmediğini yahut geçersizliğini veya sebebe bağlı olarak ödeme gibi borcu sona erdiren bir olguyu ispat etmesi gerekir. Tüm bu durumlara rağmen ispat yükü üzerinde olan taraf ispat yükünü yerine getirememiş ve yemin deliline dayanmış ise kendisine yemin teklif etme hakkı olduğu hatırlatılmalı ve sonucuna göre de karar verilmelidir.
Bu noktada öncelikle belirtmek gerekir ki davacı taraf dava konusu olan bononun düzenlenme sebebini öncelikle ispat yükü altındadır. Davacının talebine konu olan bono davacı aleyhine delil niteliğindedir. Davacının aleyhine delil teşkil eden bu senedin aksini ancak eşidi belge ile ispatı zorunludur.
İş bu davada taraflar ön inceleme duruşmasındaki beyanları ve dosyada imzası inkar edilmeyen belgeler dikkate alındığında söz konusu sıralı senetlerin başlangıçta davacı ile davalıların murisi arasında teminat amaçlı olarak inşaat ortaklığı sözleşmesi kapsamında verildiği daha sonra murisin vefatı üzerine davalı mirasçılarla yeniden anlaşarak sunuşan sözleşmeye göre davaya konu dokuz adet senedin geçersiz sayıldığı anlaşılmış olup uyuşmazlık esasen senetlerin asıllarının iade dilip edilmediği noktasında olup davalılar senetlerin iade ettiklerini beyan etmişlerdir. ;Kural olarak alacaklının borç senedini kendisine iade ettiğini ispatla borçlu külfetlidir. Ancak gelinen aşamada davalılar vekili artık muris ile davacının ibralaştığı gibi senetlerin teminat senedi olarak verildiği ve bunun sonrasın senetlerin geçersiz sayıldığını da inkar etmedikleri dikkate alındığında senetler davacının elin de olsun olmasın davayı açmakta hukuki menfaatinin olduğu açıktır.Ayrıca bu snetler sözleşme kapsamında teminat senedi olduğu ibi sözleşme artık hükümüz kılınığından senetler de bedelsiz kaldığı anlaşılmıştır. Senetlerin aslı davacı da olup olmadığı hususu ispat edilemese de davacının elinde senetlerin olamamasına binaen her zaman icra takibi tehdidi altında olma riski dikkate alınarak davacının teminat olarak verdiği senetlerin bedeliz kılması davlıların da kabulüne eolduğundan bu nedenlerle; davacının menfi tespit talebinin kabulü ile; davaya konu keşidecisi davacı …, lehtarı …, 17/05/2016 tanzim tarihli, 220.000 TL bedelli, keşidecisi davacı …, lehtarı …, 17/05/2016 tanzim tarihli, 220.000 TL bedelli, keşidecisi davacı …, lehtarı …, 17/05/2016 tanzim tarihli, 220.000 TL bedelli, keşidecisi davacı …, lehtarı …, 17/05/2016 tanzim tarihli, 220.000 TL bedelli, keşidecisi davacı …, lehtarı …, 17/05/2016 tanzim tarihli, 220.000 TL bedelli, keşidecisi davacı …, lehtarı …, 17/05/2016 tanzim tarihli, 220.000 TL bedelli, keşidecisi davacı …, lehtarı …, 17/05/2016 tanzim tarihli, 220.000 TL bedelli, keşidecisi davacı …, lehtarı …, 17/05/2016 tanzim tarihli, 220.000 TL bedelli, keşidecisi davacı …, lehtarı …, 17/05/2016 tanzim tarihli, 220.000 TL bedelli toplam (9) adet bonodan dolayı davacının davalılara borçlu olmadığının tespitine, HMK 393.maddesi uyarınca davacı taraf süresi içinde teminat yatırmadığından ihtiyati tedbir kararının kendiliğinden kalkmış sayılmasına, taraflar talep etmediğinden yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, davacı vekiline vekalet ücreti verilmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davacının menfi tespit talebinin KABULÜ İLE;
Davaya konu:
-Keşidecisi davacı …, lehtarı …, 17/05/2016 tanzim tarihli, 220.000 TL bedelli ,
-Keşidecisi davacı …, lehtarı …, 17/05/2016 tanzim tarihli, 220.000 TL bedelli ,
-Keşidecisi davacı …, lehtarı …, 17/05/2016 tanzim tarihli, 220.000 TL bedelli ,
-Keşidecisi davacı …, lehtarı …, 17/05/2016 tanzim tarihli, 220.000 TL bedelli ,
-Keşidecisi davacı …, lehtarı …, 17/05/2016 tanzim tarihli, 220.000 TL bedelli ,
-Keşidecisi davacı …, lehtarı …, 17/05/2016 tanzim tarihli, 220.000 TL bedelli ,
-Keşidecisi davacı …, lehtarı …, 17/05/2016 tanzim tarihli, 220.000 TL bedelli ,
-Keşidecisi davacı …, lehtarı …, 17/05/2016 tanzim tarihli, 220.000 TL bedelli ,
-Keşidecisi davacı …, lehtarı …, 17/05/2016 tanzim tarihli, 220.000 TL bedelli ,
Toplam (9) adet bonodan dolayı davacının davalılara borçlu olmadığının TESPİTİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gerekli ‭135.253,80 TL karar ve ilam harcından davacı tarafından peşin olarak yatırılan 59,30 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye ‭135.194,5‬0 TL harcın davalılardan alınarak hazineye İRAD KAYDINA,
3-Davacı tarafından yatırılan 59,30-TL başvurma harcı ile 59,30 TL peşin harcın davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
4-Taraflar talep etmediğinden yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davacı vekiline vekalet ücreti verilmesine yer olmadığına,
6-HMK 393.maddesi uyarınca davacı taraf süresi içinde teminat yatırmadığından ihtiyati tedbir kararının KENDİLİĞİNDEN KALKMIŞ SAYILMASINA,
7-Kullanılmayan gider ve iflas avansının HMK 333. maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden sonra davacıya İADESİNE,
8-HMK’nın uygulanmasına dair yönetmeliğin 58/1 maddesi gereğince taraflardan birinin talebi halinde gerekçeli kararın taraflara TEBLİĞİNE,
Dair; 6100 sayılı HMK.’nun 341. ve devamı maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere duruşmada hazır olan tarafların/vekillerin yüzlerine karşı oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.24/02/2022
Başkan …
¸
Üye …
¸
Üye …
¸
Katip …
¸