Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/9 E. 2021/322 K. 16.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/9 Esas
KARAR NO : 2021/322

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 06/01/2021
KARAR TARİHİ : 16/03/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde; Davalı tarafın davacı şirkete 19.02.2014 tarihinde T.C.Büçükçekmece Noterliği … yevmiye numaralı araç satış sözleşmesi ile … plakalı … model … marka otomobili 305.000 TL karşılığında sattığını, satıştan yıllar sonra davacı şirket, T.C. Bakırköy … Ağır Ceza Mahkemesi … Esas sayılı dosyasında müşteki olarak çağrıldığını, ilgili ağır Ceza mahkemesi dosyasına müşteki sıfatı ile katılan olarak başvurulmuş ve dosyanın kapsamı ve incelenmesi neticesinde, davalı tarafından müvekkil şirkete satılan … plakalı … model … marka aracın ”eşyayı, aldatıcı işlem ve davranışlarla gümrük vergileri kısmen veya tamamen ödenmeksizin ülkeye sokmak, resmi belgede sahtecilik ” suçu işlenerek müvekkil şirkete satıldığı ortaya çıktığını, Bakırköy … Ağır Ceza Mahkemesi … Esas sayılı dosyasına müdahil olur olmaz davalı tarafından müvekkil şirkete satılan aracın hukuki ayıplı olarak satılmış olması ve gizli ayıbın derhal ihbarı gereği Bakırköy …. İcra Müdürlüğü …. Esas numaralı icra dosyası ile icra takibi başlatıldığını, takip talebinde borcun sebebi olarak açıkça Büyükçekmece Noterliğinin 19.09.2014 tarih … yevmiye sayılı araç satış sözleşmesi ile satılan …plaka sayılı aracın hukuki ayıplı olması nedeni ile ödenmesi gereken ÖTV nin tarafınızdan rücuen tahsili açıklamalı olarak icra takibi ve ayıp ihbarında bulunulduğunu, davalının borca itiraz ettiğini ve itirazında haksız olup kötü niyetli olduğunu, fazlaya ilişkin talep ve dava haklarımız saklı kalmak kaydı ile davanın kabulü ile itirazın iptaline, borçlu aleyhine %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, arabuluculuk faaliyetinin anlaşmazlıkla sonuçlanması nedeniyle AAÜT gereğince tarafımız lehine vekalet ücretine hükmedilmesine, yargılama giderleri ve ilam vekalet ücretinin ayrıca davalı taraftan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; itirazın iptali isteminden ibarettir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4.maddesinde hangi işlerin ticari dava olarak nitelendirilecekleri belirlendikten sonra anılan kanunun 5.maddesinde ticaret mahkemelerinin kuruluşu ve hangi mahkemelerin ticaret mahkemesi sıfatıyla bakacağı belirlendikten sonra asliye ticaret mahkemesi ile asliye ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişkinin görev ilişkisi olduğu belirtilmiştir.
Ticari davaları, mutlak ticari davalar, nisbi ticari davalar, yalnızca bir ticari işletmeyle ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç grubta toplamak mümkündür.
Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar, 6102 sayılı TTK’nın 4/1. maddesinde bentler halinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu guruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.
Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. 6102 sayıl TTK’nın 4/1. maddesine göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi, hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira; Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
Üçüncü grup ticari davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır. Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması TTK’da yeterli görülmüştür.
Bu durumda eldeki davanın Asliye Ticaret Mahkemesince görülüp karara bağlanabilmesi için uyuşmazlığın, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması ve bu bağlamda tarafların her ikisinin birden tacir olması zorunludur. (Yargıtay 3. H.D.sinin 04.12.2017 gün ve 2016/9128 E- 2017/17010 K. sayılı kararı)
Mahkememizce yapılan araştırma sonucunda; davalının gerçek kişi ticari işletme kaydının bulunmadığı, davacının tüzel kişi tacir olduğu görülmüştür. Davalının bilanço usulüne ve ticari işletme usulüne göre defter tutmadığı için kendisini doğrudan tacir kabul etmenin mümkün olmaması nedeni ile davalının tacir sayılmasının mümkün olmadığı sonucuna varılmıştır. Bu nedenle ticari ilişkinin karşı tarafı olan gerçek kişi davalının tacir sayılmasının mümkün olmadığı, uyuşmazlığın TTK da düzenlenen bir konudan kaynaklanmadığı gibi özel bir düzenleme ile uyuşmazlığın ticaret mahkemelerinin görev alanında bulunduğu belirtilmediği için davanın Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir.
Mahkememizin yargı çevresinin Büyükçekmece yargı çevresini de kapsaması sebebiyle ve davalının ikametgahının Büyükçekmece yargı çevresinde olduğundan, doğrudan Büyükçekmece Asliye Hukuk Mahkemesine görevsizlik kararı verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1- Davanın, dava şartı olan 6100 Sayılı HMK’nın 114/1-c maddesinde düzenlenen görev yönünden reddi ile MAHKEMEMİZİN GÖREVSİZLİĞİNE,
2- 6100 Sayılı HMK nın 20/1. maddesi 1. cümlesi uyarınca, kararın kesinleşmesine müteakip talep halinde, dosyanın ve eklerinin yetkili ve görevli mahkeme olan BÜYÜKÇEKMECE NÖBETÇİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE,
3- 6100 Sayılı HMK nın 20/1. maddesi 1. cümlesi uyarınca, taraflardan herhangi birinin kararın kesinleşmesinden itibaren iki (2) haftalık yasal süre içerisinde Mahkememize başvurarak dava dosyasının görevli ve yetkili mahkemeye gönderilmesini talep etmesi halinde, dosyanın görevli ve yetkili mahkemeye gönderilmesine,
4- 6100 Sayılı HMK nın 20/1. maddesi 2. cümlesi uyarınca, taraflardan herhangi birinin kararın kesinleşmesinden itibaren iki (2) haftalık yasal süre içerisinde Mahkememize başvurarak dava dosyasının görevli ve yetkili mahkemeye gönderilmesini talep etmemesi halinde, dava dosyasının re’sen ele alınarak, açılmamış sayılmasına karar verilmesine, bu hususun taraflara ihtaratına, (Gerekçeli hükmün tebliği ile ihtaratına)
5- 6100 Sayılı HMK nın 331/2.nci maddesi 1. cümlesi uyarınca, bu dava dosyasına ilişkin harç ve yargılama giderlerinin görevli ve yetkili mahkemede değerlendirilmesine,
6- Dava dosyasının kesinleşmesi üzerine, iki (2) haftalık yasal süre içerisinde, taraflardan herhangi birinin, ilgili mahkemeye dava dosyasının gönderilmesini talep etmemesi halinde, ilgili dava dosyasının mahkeme Yazı İşleri Müdürü tarafından mahkeme hakiminin önüne getirilmesine,
Dair; 6100 sayılı HMK.’nun 341. ve devamı maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 16/03/2021

Katip …
¸e-imza

Hakim …
¸e-imza