Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/898 E. 2023/253 K. 15.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/898 Esas
KARAR NO : 2023/253 Karar

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 14/09/2018
KARAR TARİHİ : 15/03/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 14/04/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin davalı borçludan olan alacağı için K.çekmece … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlattığını, davalı borçlunun icra takibine itiraz ederek takibi durdurduğunu, müvekkili şirketin Bakırköy ….Noterliğinden 15/03/2018 tarih ve …. yevmiye numaralı ihtarnameyi göndererek davalı şirket ile aralarında yapmış oldukları makine alım sözleşmesini feshettiğini bildirdiğini, müvekkili şirketin içerisine düştüğü ekonomik kriz nedeniyle küçülmek zorunda kaldığını ve bu nedenle büyümek için satın almak istediği makinelerin alımından vazgeçtiğini, bu durumun Niğde … Asliye Hukuk Mahkemesinin …. Esas ve 19/04/2016 tarihli iflas erteleme kararı ile de sabit olduğunu, artık yatırım yapma gibi bir durumun söz konusu olmadığını, iflas etmemek için çalıştıklarını, taraf şirketlerin 02/10/2015 tarihli ikinci el makine satış sözleşmesi yaptıklarını, bedele ve makine teslimine dair tüm ayrıntıların sözleşmede düzenlendiğini, bu sözleşmeye istinaden de müvekkili şirketin 04/11/2015 tarihinde …. Bankası aracılığıyla 30.000,00-Euro’nun o günkü karşılığı olarak 100.000,00-TL gönderdiğini, bu durumun dekont ve muhasebe kayıtları ile sabit olduğunu, yukarıda anlatılan nedenlerle bahse konu satış işleminin gerçekleşmediğini, müvekkili şirketin bahse konu bedeli davalıdan defalarca istemesine rağmen bu gün yarın denerek bugüne kadar gelindiğini iddia ederek; davalının yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin devamına, davalının kötü niyetle yapmış olduğu itiraz nedeniyle %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafın takibe konu etmiş olduğu alacağa ilişkin olarak Küçükçekmece …. İcra müdürlüğünün …. E. sayılı dosyası ile daha önceden zaten takip başlatıldığını ve söz konusu dosyanın hali hazırda açık ve derdest olduğunu, davacı tarafça daha önceden açılan bu icra takibine de haklı olarak itiraz edildiğini ve takibin durdurulduğunu, davalının Bakırköy …Asliye Ticaret Mahkemesinin … E. sayılı dosyası ile itirazın iptali davası açtığını ve yapılan yargılama neticesinde davanın reddine karar verildiğini ve dosyanın kesinleştiğini, ancak davacı tarafın haksız ve kötü niyetle ilk takipten feragat etmeksizin aynı alacak iddiası ile aynı icra müdürlüğünden mükerrer bir takip başlattığını, bu sebeple derdesttik itirazında bulunduklarını, Bakırköy ….. Asliye Ticaret Mahkemesinin … E. ve .. K. Sayılı ilamında “sözleşmenin halen devam ettiği ve alıcının temerrüdünün bulunduğu ve bu nedenle davacı alıcının tek taraflı olarak sözleşmeden dönme hakkını kullanamayacağı ve ödediği peşinatın iadesini talep edemeyeceği anlaşılmakla” demek suretiyle davacı tarafın alacağını dayandırdığı ve feshettiğini iddia ettiği sözleşmeden dolayı temerrüde düştüğünü ve fesih hakkının olmadığını açıkça belirttiğini, taraflar arasında imzalanan makine satımına ilişkin sözleşmeden kaynaklı makine teslim borcunu ifaya hazır olduklarını en başından beri kabul ve beyan ettiklerini, ancak davacı tarafın haksız ve kötü niyetle makineyi teslim almaktan kaçındığını ve davalı müvekkilini zarara uğrattığını, davacının sözleşmeyi feshedip bedel iadesi talebinde bulunma hakkı bulunmadığını, davacı tarafın buna rağmen haksız ve kötü niyetli bir şekilde Bakırköy …. Noterliğnin 15/03/2018 tarih ve … nolu ihtarı ile fesih ihtarında bulunduğunu, bu haksız ve kötü niyetli ihtara karşı ise Bakırköy …. Noterliğinin 26/03/2018 tarihli ve … nolu ihtarı ile cevap verildiğini, davacı tarafça feshe gerekçe gösterilen makinelerin kullanıldığı iddiasının gerçeği yansıtmadığını ve fesih beyanlarını kabul etmediklerini, ayrıca sözleşmeden kaynaklanan borcu ifaya hazır olduklarını davacı tarafa ihtar ile bildirdiklerini, makineyi teslim almakta temerrüde düşmen davacı tarafın, fazladan depo kirası vermek zorunda kalan müvekkilini zarara uğratması sebebiyle müvekkiline karşı borçlu olduğunu, davacı tarafın iflas erteleme kararı almış olmasının davacı tarafa tek taraflı olarak sözleşmeyi feshetme hakkı vermediğini, iflas erteleme kararının varlığının satıcı müvekkili ile davacı taraf arasındaki sözleşmeyi etkilemediğini, davacı tarafın haksız ve mesnetsiz bir iddia ile haksız kazanç elde etme çabası içinde olduğunu, söz konusu satım sözleşmesinden dolayı temerrüde düşen tarafın, malı teslim almayan davacı taraf olduğunu, davacı tarafça talep edilen bedel yönünden zamanaşımı süresinin de geçtiğini savunarak; davanın reddine, davacı tarafın %20’den az olmamak üzere kötüniyet tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı taraf üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
YARGILAMANIN ÖZETİ, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, taraflar arasında yapılan İkinci El Makine Satış Sözleşmesinin davacı tarafından feshedilmesi nedeniyle, davacı tarafından davalıya ödenen avansın iadesi talebiyle başlatılan icra takibine vaki itirazın İİK’nun 67.maddesi gereğince iptali ile takibin devamına ve icra inkar tazminatı istemine ilişkindir.
Mahkememizce taraflara usulüne uygun davetiye tebliğleri yapılarak taraf teşkili sağlanmış ve davanın esasına başlanmıştır.
Küçükçekmece … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyası UYAP Bilişim Sistemi üzerinden celp edilmiş olmakla incelenmesinde; davacı alacaklı tarafından davalı borçlu şirket aleyhine 150.000,00-TL (30.000,00-EURO) alacağın tahsili için icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin davalı şirkete 20/04/2018 tarihinde tebliğ edildiği, davalı borçlu vekilinin 24/04/2018 tarihli dilekçesi ile borca ve tüm ferilerine itiraz ettiği, davalı vekilinin itirazı üzerine 03/05/2018 tarihinde icranın durdurulması kararı verildiği, işbu itirazın iptali davasının yasal 1 yıllık süre içerisinde açılmış olduğu görülmüştür.
Bakırköy .. Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı dosyası celp edilmiş olmakla tetkikinde, davacının itirazın iptali davası açtığı, davacının alacaklının temerrüdü hükümleri gereği davanın esasına girilerek değerlendirme yapıldığı ve davanın reddine karar verildiği ve dosyanın kesinleştiği görülmüştür.
Mahkememizin … esas 24/12/2018 tarih … Sayılı kararı ile; “…6100 sayılı HMK’nın 114/1-ı maddesinde; aynı davanın, daha önceden açılmış ve halen görülmekte olmaması (derdestlik) dava şartları arasında sayılmıştır. Derdest bir davada kesin hüküm oluşturulacak şekilde uyuşmazlık çözümlenebilecek ise ayrı bir dava açılmasında hukuki yarar da yoktur. Derdestlik bu yönüyle hukuki yarar bulunmamasıyla da ilgili olup, özünde unsur olarak hukuki yarar eksikliğini de içerir. Hukuki yarar HMK 114/1-h maddede dava şartı olarak düzenlenmiştir. Hukuki yararın varlığı için öncelikle davacının bir hakkı veya hukuki durumunun, güncel (halihazır) ve ciddi bir tehditle karşı karşıya olması gerekir. (HGK 2013/22-56 Esas, 2013/734 Karar).
Dava şartı olan derdestliğe konu ve sonraki davanın görülmesine engel derdest bir davadan söz edilebilmesi için aynı konuda açılmış başka bir davanın bulunması yeterli olmayıp esastan inceleme yapılıp taraflar arasındaki uyuşmazlığı kesin hüküm oluşturacak biçimde karar verilebilmesi mümkün olan bir davanın bulunması gerekir. Önce açılan davada, esastan inceleme yapılmasına engel olacak, hukuki yarar gibi bir dava şartı yokluğu halinde, sonra açılan davada esastan inceleme yapılıp hüküm verilmesi mümkündür. Diğer bir deyişle mevcut bir davaya rağmen sonraki davanın açılmasında hukuki yarar var ise, derdestliğe ilişkin dava şartı eksikliği bulunduğundan da söz edilemez.
Mahkememizce işbu dosya ile derdestlik itirazına konu Bakırköy … Asliye Ticaret Mahkemesinin …. Esas sayılı dosyası birlikte değerlendirildiğinde, davanın tarafları ve konusunun aynı olduğu, daha önceden açılmış ve görülmekte olan bir davanın bulunduğu” gerekçesiyle davanın HMK madde 114 1/ı maddesi gereğince derdestlik dava şartı nedeniyle reddine karar verilmiştir.
Mahkememizden verilen kararın davacı vekili tarafından İSTİNAF edilmesi üzerine İstanbul B.A.M. …. Hukuk Dairesi’nin … esas 27/11/2019 tarih … karar sayılı kararında özetle;”… Derdestlik 6100 sayılı HMK’nın 114/I-ı. maddesinde olumsuz bir dava şartı olarak düzenlenmiş olup, davanın görülmekte olması anlamına gelmektedir. Derdestlik nedeni ile davanın reddi üç koşula bağlıdır. Bunlar; davanın daha önce aynı veya başka bir mahkemede açılmış olması,birinci davanın görülmekte olması ve daha önce açılmış ve görülmekte olan dava ile ikinci davanın yani bu davanın aynı olması şeklinde sayılabilir. Bir dava ile görülmekte olan başka bir davanın aynı dava olduğunu söyleyebilmek için ise, maddi anlamda kesin hüküm gibi her iki davanın taraflarının, dava sebeplerinin ve konusunun aynı olması gerekir. (Kuru Baki, Hukuk Muhakemeleri Usulü, C. IV, B. 6, İstanbul 2001, s. 4217-4244).
Dava konusu uyuşmazlığın daha önce bir kesin hüküm ile (6100 sayılı HMK madde 114/1-i) çözümlenmiş olması da dava şartıdır. Bu şart, olumsuz dava şartı olarak adlandırılır.
Açıklanan ilkeler çerçevesinde somut olayın değerlendirilmesine gelince; mahkemece Bakırköy …. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin … Esas sayılı dosyası eldeki dava açısından derdestlik oluşturduğu kabul edilmiştir. Ne var ki Bakırköy … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …. Esas sayılı dosyasının UYAP üzerinden yapılan kontrolde 22/05/2018 tarihinde kesinleştiği ve dava tarihinde HMK 303/1 maddesi kapsamında kesinleşmiş bir karar olduğu, mahkemece HMK 301 maddesindeki kesin hükmün şartları değerlendirilmeden derdestlik bulunduğu gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmesi yerinde olmayıp” demek suretiyle mahkememiz kararının kaldırılmasına karar verilmiştir.
KALDIRMA KARARI ÖNCESİ YARGILAMA VE GEREKÇE:
Mahkememizin … Esas 16/12/2019 tarih ve … Sayılı kararı ile;
“… Dava konusu uyuşmazlığın daha önce bir kesin hüküm ile (6100 sayılı HMK madde 114/1-i) çözümlenmiş olması dava şartıdır. Bu şart, olumsuz dava şartı olarak adlandırılır.
Mahkememizce işbu dosya ile kesin hükme konu Bakırköy …. Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı dosyası birlikte değerlendirildiğinde, davanın tarafları ve konusunun aynı olduğu, daha önceden açılmış ve görülmüş olan bir davanın bulunduğu”gerekçesiyle davanın HMK 114/1 i mad. gereğince kesin hüküm dava şartı nedeniyle reddine karar verilmiştir.
KALDIRMA KARARI SONRASI YARGILAMA VE GEREKÇE:
Mahkememizin … Esas … Karar sayılı dosyasından verilen 16/12/2019 tarihli kararı, davacı vekili tarafından İSTİNAF edilmiş ve İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi .. Hukuk Dairesi’nin … Esas 07/10/2021 tarih ve … Sayılı kararı ile: “… Bakırköy .. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …. Esas sayılı dosyası ile açılan davanın, taraflar arasındaki sözleşmenin halen devam ettiği ve alıcı temerrüdünün bulunduğu gerekçesiyle red edildiği, işbu dosyada ise davacı tarafça, taraflar arasındaki sözleşmenin feshedildiği belirtilerek talepte bulunulduğu dikkate alındığında, her iki davanın dava sebeplerinin aynı olmadığı, dolayısıyla Bakırköy … asliye Ticaret Mahkemesi’nin …. Esas sayılı dosyasında verilen hükmün iş bu dosya ile açılan dava yönünden kesin hüküm oluşturmayacağı dikkate alınarak, taraf delilleri toplanılıp sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir….” gerekçesiyle mahkememiz kararının kaldırılmasına karar verilmiştir.
Mahkememizce kaldırma kararından sonra yapılan yargılama aşamasında; taraflara usulüne uygun davetiye tebliğleri yapılarak taraf teşkili sağlanmış ve davanın esasına başlanmıştır.
Niğde … Asliye Hukuk Mahkemesinin … Esas Sayılı dosyası, Küçükçekmece … İcra Müdürlüğünün … sayılı takip dosyası ve Niğde …. İcra Müdürlüğünün … İflas sayılı dosyası UYAP Bilişim Sistemi üzerinden celp edilerek dosya kapsamına kazandırılmıştır.
TBK.nın 177/1 maddesinde “Sözleşme yapılırken bir kimsenin vermiş olduğu bir miktar para, cayma parası olarak değil sözleşmenin yapıldığına kanıt olarak verilmiş sayılır.” düzenlemesine göre, sözleşmede aksi kararlaştırılmamış ise, verilecek paranın, asıl olan akdin vukuuna delil olarak verilmiş olmasıdır. Taraflar arasındaki sözleşmede açıkça cayma akçesi olarak verildiği düzenlenmediği taktirde, davalı hesabına yatırılan paranın kural olarak pey akçesi olduğunun kabulü gerekir. Cayma akçesi olarak verildiğinin davacı tarafça değil davalı tarafından ispatı gerektiği açıktır. Davacının ödediği paranın açıkça cayma tazminatı olduğu şart olarak belirtilmedikçe kapora, pey akçesi gibi verilen paralar cayma tazminatı olamayacağından akdi bozmakta haklı olsun veya olmasın onu veren taraf istirdata yetkilidir.
TBK’nın 125/3. Maddesi gereğince sözleşmeden dönme hâlinde taraflar, karşılıklı olarak ifa yükümlülüğünden kurtulurlar ve daha önce ifa ettikleri edimleri geri isteyebilirler.
Tüm dosya kapsamından; Taraflar arasında imzalanan 21/10/2015 tarihli sözleşme ile ikinci el makine alımına ilişkin anlaşmaya varıldığı ve bu anlaşma uyarınca da davacı tarafça davalı şirket hesabına 30.000,00 Euro karşılığı 100.000,00-TL bedelin havale edildiği, bu husunun tarafların da kabulünde olduğu, yukarıda açıklanan yasal düzenlemeler ve davacı tarafından davalıya yapılan ödemenin niteliği dikkate alındığında bu bedelin cayma tazminatı olarak değerlendirilmesinin mümkün olmadığı, ödeme makbuzunda da kaparo olarak verildiğinin yazıldığı, teslim gerçekleşmeden önce davacı tarafça sözleşmeden dönme iradesinde bulunulduğu ve bu iradenin davalı tarafa usulüne uygun şekilde iletilmiş olduğu dikkate alınarak; davacı tarafça yapılan ödemenin kaparo/peşinat ödemesi olduğunun ve davalı tarafın yapılan ödeme kadar haksız zenginleştiğinin kabulü gerektiği, dava konusu paranın cayma tazminatı olduğunun, ispat yükü üzerinde olan davalı tarafça kanıtlanamadığı, bu durumda taraflar arasındaki sözleşmenin feshedilmesi halinde davalının aldığını geri verme yükümlülüğü altında olduğu sonuç ve vicdani kanaatine varılarak davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde tüm hususları içerir karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
Davanın KABULÜ ile,
1-Davalının Küçükçekmece … İcra Müdürlüğünün … Esa s sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazın İPTALİ ile takibin aynı koşullarda DEVAMINA,
2-İcra takibine konu alacağın davalı tarafından bilinebilir, hesaplanabilir ve likit olması sebebi ile itirazın iptaline konu asıl alacak miktarının %20’si oranında (30.000,00 TL) icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
3-Harçlar tarifesi uyarınca alınması gereken 10.246,50-TL harçtan davacı tarafça peşin yatırılan 1.811,63-TL peşin harç ile icra dosyasına yatırılan 750,00-TL harcın mahsubu ile bakiye 7.684,87-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat KAYDINA,
4-Davacı tarafça sarf edilen 35,90-TL başvurma harcı, 1.811,63-TL peşin harç, 750,00-TL icra dosyasına yatırılan peşin harç, 295,00-TL yargılama gideri olmak üzere toplam 2.892,53-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak DAVACIYA ÖDENMESİNE,
5-Davalı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
6-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden A.A.Ü.T gereğince hesaplanıp takdir olunan 23.500,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ÖDENMESİNE,
7-Kullanılmayan gider avansının HMK 333. maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden sonra yatıran tarafa iadesine,
8-HMK’nın uygulanmasına dair yönetmeliğin 58/1 maddesi gereğince taraflardan birinin talebi halinde gerekçeli kararın taraflara tebliğine,
Dair; 6100 sayılı HMK.’nun 341. ve devamı maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere iflas idare vekilinin e duruşma sistemi ile davalı vekilinin huzurda yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 15/03/2023

Katip …
¸

Hakim …
¸