Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/886 E. 2022/124 K. 11.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/886 Esas
KARAR NO : 2022/124

DAVA : İflas (İflasın Açılması)
DAVA TARİHİ : 27/03/2018
KARAR TARİHİ : 11/02/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 11/02/2022

Mahkememizde görülmekte olan İflas (İflasın Açılması) davasının dosya üzerinde yapılan incelmesi sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili ile davalı arasında …. Sitesinde bulunan ….. Blok 1.Kat 21 nolu bağımsız bölümün müvekkiline satışı ve en geç 30/11/2016 tarihinde teslimi, bunun karşılığında müvekkilinin 266.000,00-USD +KDV ödemesinin kararlaştırıldığı, 06/04/2015 imza tarihli adi yazılı sözleşme imzalandığını, yine …. sitesinde bulunan …. Blok 33.Kat 599 nolu bağımsız bölümün müvekkiline satışı ve en geç 30/11/2016 tarihinde teslimi , bunun karşılığında müvekkilinin 235.700,00-USD+KDV ödemesinin kararlaştırıldığı, 07/04/2015 imza tarihli adi yazılı sözleşme imzalandığını, müvekkilinin anılan sözleşmeler uyarınca davalı tarafa toplamda 413.900,00-USD ödeme yapmış olmasına karşın davalı tarafından sözleşmelerde belirtilen teslim tarihinde taşınmazların müvekkiline teslim edilmediğini, ilgili projenin bugün dahi inşaat işinin sürdüğünü, bu nedenle İstanbul …. Noterliğinin 28/12/2017 tarih ve …. yevmiye numaralı ihtarnamesi ile davalıya sözleşmenin feshedildiğinin bildirilerek ödenmiş olan 413.900,00-USD’nin geri verilmesinin talep edildiğini, ayrıca davalı aleyhine İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında iflas yoluyla ilamsız takip yapıldığını, iflas ödeme emrini tebliğ alan davalının takibe haksız ve kötüniyetli olarak itiraz ettiğini, bilindiği üzere 6502 sayılı Kanunun 41.maddesi uyarınca ilgili sözleşmelerin noter huzurunda yapılmasının şekil şartı olup adi yazılı şekilde yapılan sözleşmelerin geçersiz olduğunu, yine Ön Ödemeli Konut Satışları Hakkında Yönetmelik’in 5.maddesinde belirtilen ön bilgilendirmenin müvekkiline yapılmadığını, aynı yönetmeliğin 6.maddesinde yeniden düzenlenmiş olan şekil şartına uyulmadığını, 7/d maddesinde belirtilen konutun tüm vergiler dahil TL karşılığına sözleşmede yer verilmediğini, bu nedenlerle taraflar arasında imzalanan adi yazılı sözleşmelerin geçerli olmadığını, geçersiz sözleşmeye göre müvekkilinin ödemiş olduğu bedellerin faiziyle birlikte iadesi gerektiğini, bir an için sözleşmelerin geçerli olduğu düşünülse dahi davalı satıcının taahhüt ettiği tarihte taşınmazları teslim etmediğini, bu hususu kendisinin de cevabi ihtarnamede kabul ettiğini, öncelikle ve önemle iflas masasına dahil olacak malların eksilmesinin önlenmesi için iflas kararı verilinceye kadar iflasın açılmasından sonra iflas masasına girecek olan davalı borçlunun menkul, gayri menkul malvarlığı ile üçüncü kişilerdeki hak ve alacaklarının tespitine yönelik ilgili kurum ve kuruluşlara gönderilecek müzekkerelerin tanzimi ve şayet davalı borçlu adına menkul, gayri menkul mal ile üçüncü kişilerde hak ve alacakları tespit edilir ise bunların üzerine İİK 159.maddesi gereğince gerekli muhafaza tedbirlerinin takdiren teminatsız olarak alınmasını, yapılacak yargılama sonucunda İstanbul …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasındaki davalının haksız itirazının kaldırılmasına ve davalı şirketin iflasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili dava dilekçesinde; müvekkili şirketin dava dışı …. İnşaat A.Ş.tarafından inşa edilen ….. Projesinde bulunan dava konusu 21 ve 599 nolu bağımsız bölümleri müteahhit …. İnşaat A.Ş.den satın aldığını, dava dışı şirketten satın alınan iki adet dairenin ikinci el satışını dairelere talip olan davacıya yaptığını, taraflar arasında konut satış sözleşmesi imzalandığını, dava konusu dairelerin inşaasının müvekkili tarafından yapılmadığını, netice itibariyle somut olayda bir ön ödemeli konut satışı ya da sözleşmesi mevcut olmadığını, dairelerin teslimi için dava dışı müteahhit tarafından müvekkiline teslim çağrısı yapıldığını, müvekkili tarafından da davacıya 13/04/2017 tarihinde gönderilen e-mail ile dairelerin teslime hazır olduğunun bildirildiğini, müvekkilinin konut satış sözleşmesinden doğan tüm edimlerini eksiksiz ifa etmesine rağmen davacının toplam 88.103,00-USD gecikmiş borcunu ödemediğini, bunun üzerine davacı aleyhine İstanbul …. İcra Müdürlüğünün …. Esas sayılı icra dosyası ile kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla takibe girişildiğini, davacının kalan ödemesini ifa etmemesinin yanında haksız ve kötüniyetli şekilde müvekkili aleyhine icra takibine girişerek huzurdaki davayı ikame ettiğini, davacının dolar kurunun yükselmesini fırsat bilerek haksız kazanç elde etme gayesinde olduğunu, imza edilen sözleşmeler ön ödemeli konut satış sözleşmesi olmadığından davacının sözleşmenin geçersiz olduğu yönündeki iddialarının açıkça kötü niyetli olduğunu, müvekkilinin yüklenici ve arsa sahibi olan ….. İnşaat A.Ş.den bu daireleri satın aldığını, bir süre sonra satın aldığı bu daireleri davacıya satmak üzere anlaştığını, sözleşmenin imza edilmesinden üç yıl sonra müvekkili tarafından tüm edimlerin eksiksiz yerine getirilmiş olması davacının da sözleşmeden doğan bir kısım ödemelerini yapmış olması karşısında sözleşmenin geçersiz olduğunun ileri sürülmesinin TMK 2.maddesindeki dürüstlük kuralına aykırı olduğunu, sözleşmesel yükümlülüklerini yerine getirmeyen daireyi satın almaktan kaçınan ve ödemelerini tam olarak yerine getirmeyen tarafın davacı olduğunu, temerrüde düşen tarafın da davacı olduğunu, yine davacının kötü niyetli şeklide ihtiyati tedbir talebinde bulunduğunu, HMK 389 maddesi uyarınca ancak uyuşmazlık konusu hakkında tedbir verilebileceğini, müvekkili şirketin kayıtlı sermayesi ve mal varlığı dikkate alındığında dava konusu alacağın ödenmesi hususunda teminat teşkil ettiğini, bu nedenle usulsüz tedbir talebinin reddi gerektiğini ileri sürerek haksız ve kötü niyetli davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Taraf vekillerinin celse arasında davadan feragat ettiklerini, vekalet ücreti ve yargılama gideri talepleri bulunmadığını içerir e-imzalı feragat dilekçeleri ibraz ettikleri, taraf vekillerinin vekaletnamelerinin incelenmesinde davadan feragat yetkilerinin bulunduğu, davanın tarafların serbestçe tasarruf edebileceği dava türlerinden olduğu, feragatin usulüne uygun bulunduğu anlaşılmıştır.
Bilindiği üzere, HMK’nın 307. maddesine göre davadan feragat “Davacının, talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesidir.” Yine aynı kanunun 311. maddesine göre “Feragat, kesin hükmün sonuçlarını doğurur.”
Feragat, tek taraflı ve davayı sona erdiren kesin bir hükmün hukuki sonuçlarını doğuran işlem olup, feragatın hüküm ifade etmesi mahkemenin ve karşı tarafın kabulüne bağlı değildir. Dava, tarafların serbestçe tasarruf edebileceği davalardandır. Davacı davadan usulüne uygun feragat ettiğinden davanın feragat nedeniyle reddine, talep edilmediğinden vekalet ücreti ve yargılama giderine hükmedilmesine yer olmadığına ilişkin aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davacının davasının FERAGAT NEDENİYLE REDDİNE,
2-Feragat yargılamanın ilk celsesinden sonra vuku bulduğundan Harçlar Kanunun 22. maddesi gereğince 80,70-TL karar ve ilam harcının 2/3’üne tekabül eden 53,80-TL’nin peşin yatırılan 35,90 TL peşin harçtan mahsubuna, bakiye 17,90 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Talep edilmediğinden vekalet ücreti ve yargılama giderlerine HÜKMEDİLMEMESİNE,
4-Davacı tarafından sarf edilen yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
5-Kullanılmayan gider ve iflas avansının HMK 333. maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden sonra davacıya İADESİNE,
6-HMK’nın uygulanmasına dair yönetmeliğin 58/1 maddesi gereğince taraflardan birinin talebi halinde gerekçeli kararın taraflara TEBLİĞİNE,
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 ila 360’ncı madde hükümleri uyarınca, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren 10 gün çerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile 10 gün içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliğiyle karar verildi. 11/02/2022

Başkan …..
¸
Üye ….
¸
Üye …
¸
Katip …
¸