Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/879 E. 2022/566 K. 02.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/879 Esas
KARAR NO : 2022/566

DAVA : İtirazın İptali (Kefalet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 28/01/2015
KARAR TARİHİ : 02/06/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 24/06/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Kefalet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili Küçükçekmece Asliye Hukuk Mahkemesine verdiği dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı … İç ve Dış Tic. Ltd. Şirketinin dava dışı … Bankası’nın …. Şubesinden kullandığı kredi nedeniyle kredi sözleşmesinin diğer davalılar ile birlikte müşterek ve müteselsilen kefili olduğunu, ancak kredi borcu taksitlerinin asıl borçlu tarafından ödenmemesi nedeniyle hesabın kat edilerek işbu davanın taraflarına ihtarname tebliği üzerine müvekkili hakkında İstanbul …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla icra takibi başlatıldığını, davalılar hakkında da İstanbul …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası üzerinden icra takibine girişildiğini, müvekkili tarafından söz konusu takip borcuna istinaden borca mahsuben ödenen 10.000,00 TL için asıl borçlu hakkında icra takibi başlattıklarını, davalı-borçlunun yetki itirazı ve itirazı kabul etmeleri üzerine dosyanın K.Çekmece …. İcra Müdürlüğüne gönderilerek … Esas numarasına kaydedildiğini, davalı-borçlunun itirazı üzerine takibin durduğunu, akabinde müvekkili tarafından dava dışı bankaya borca mahsuben yapılan 190.000,00 TL için kredi asıl borçlusu davalı aleyhine yetki itirazı ve itirazın kabulü üzerine dosyanın K.Çekmece … İcra Müdürlüğünün … Esasını aldığını, davalılar arasındaki iktisadi özdeşlik ile fiili ve hukuki irtibat bağlantısının saptanması üzerine belirtilen iki icra takip dosyası ile tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla toplam 200.000,00 TL bedel bakımından davalılar … ….. Makina San. Ve Tic. Ltd. Şirketi ve … hakkında Karşıyaka … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası üzerinden takip başlatıldığını, yine borçlu tarafça yapılan yetki itirazının kabulü üzerine dosyanın K.Çekmece …. İcra Müdürlüğünün … Esas numarasını aldığı, müvekkilinin toplamda 200.000,00 TL ‘yi davalı kredi borçlusu adına ödeyerek dava dışı bankanın haklarına halef olduğunu, öte yandan davalılar ile davalı kredi borçlusunun adresleri, faaliyet sahaları, ortaklık yapısı, paydaşlarının aynı gerçek kişi …’ın kontrolünde olmasından ötürü davalılar arasında iktisadi anlamda bir özdeşliğin olduğunun kabulünün gerektiğini, aksi yöndeki kabulü MK 2.maddesi gereğince dürüstlük, hakkaniyet ve hakkın kötüye kullanılamayacağı yasağına aykırılık teşkil ettiğinden davalıların takibe konu edilen alacaklardan müşterek ve müteselsilen sorumlu olduklarını ileri sürerek davalılardan …. adına kayıtlı bulunan …, … ilçesi, … Mah. …. adada kayıtlı 1.907 m2 yüzölçümlü tarla vasıflı taşınmazın A-1/zemin-1/ 1 nolu bağımsız bölümün tapu kayıtlarına ihtiyati tedbir veya ihtiyati haciz konulmasına, davalıların belirtilen her üç icra takip dosyasındaki haksız itirazlarının iptali ile takiplerin tahsilde tekerür olmamak kaydıyla devamına, her icra takip dosyası için % 20’den az olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili cevap dilekçesinde; Dava dışı … Bankası A.Ş ile müvekkili kredi borçlusu … İç ve Dış Tic. Ltd. Şti arasında genel kredi sözleşmesi imzalandığını, davacının ise sözleşmeye teminat olarak maliki olduğu taşınmazı ile ipotek borçlusu olduğunu, sözleşme uyarınca müvekkili şirketin aldığı kredi parasının 413.000,- TL sini kredi sözleşmesinin ipotek borçlusu davacıya karz sözleşmesi uyarınca ödünç olarak verdiğini ve buna ilişkin fatura düzenlendiğini, karz sözleşmesi uyarınca davacının karz sözleşmesinden doğan borcun 200.000-TL’sinin davacı tarafından 12/04/2012 ve 14/05/2013 tarihleri arasında yapmış olduğu 12 adet havale ile ödendiğini, müvekkiline ödenen paranın kredi ipotek borçlusu sıfatı ile ödenmediğini, davacının halen müvekkiline ödünç sözleşmesinden dolayı borcu bulunduğunu, bilahare davacının borcunun tamamını ödemeden ödemiş olduğu parayı geri almak için haksız olarak takip başlattığını, dosyaya… Bankası A.Ş avukatı tarafından kendi imzası ile sunulan ancak ekinde banka kayıtları yer almayan ödemeye ilişkin belgeleri kabul etmediklerini, bankaya müzekkere yazılarak davacının hesap hareketlerinin kredi sözleşmesine yapılan ödemelerin bankadan istenmesi halinde paranın kime ödendiğinin açıklığa kavuşacağını, davacının müvekkili … İç ve Dış Tic. Ltd. Şirketine ödediği paranın kredi borcuna mahsuben ödendiğinin kabul edilemeyeceğini , BK ‘nun 83 maddesi uyarınca borcun ifasının kural olarak alacaklıya yapılacağını, davacı ile müvekkili … İç ve Dış Tic. Ltd. Şirketi arasında yapılan karz sözleşmesi ile diğer müvekkilerinin bir ilgisinin bulunmadığını, davacının kredi borcunu ödemesinin kabul edilmesi halinde ise BK’nun 596/4 maddesi uyarınca ipotek borçlusunun ödediği parayı kefillere rücu etmesinin mümkün olmadığını, kefil olan müvekkileri ile ipotek borçlusu davacı arasında yasanın aradığı anlamda bir anlaşmanın olmadığını, davacının tüm alacaklarının zaman aşımına uğradığını belirterek davanın reddine, % 20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına karar verilmesini istemiştir.
DELİLLER ve YARGILAMANIN ÖZETİ
Dava; ipotek veren tarafından ödendiği iddia olunan kredi borcunun davalılar asıl kredisi borçlusu ve müteteselsil kefillerden rücuen tahsili için girişilen ilamsız icra takiplerine vaki itirazların iptali istemine ilişkindir.
Taraf vekilleri delil listeleriyle yazılı delillerini ibraz etmişler, diğer deliller mahkememizce toplanmıştır.
Küçükçekmece …İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde; davacı-alacaklı tarafından davalı … İç ve Dış Tic. Ltd. Şirketi aleyhine önce Karşıyaka ….İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile 02.04.2013 tarihinde davacının davalı tarafından kullanılan banka kredisine müşterek ve müteselsil kefil olarak yaptığı ödemenin rücuen tahsili istemi ile 10.000,- TL asıl alacak, 48,97 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 10.048,97 TL nin tahsili için ilamsız icra takibi başlatıldığı, bu dosyadan çıkartılan ödeme emrinin tebligatının bilatebliğ iade edildiği, İcra Müdürlüğünce borçlunun adres araştırılmasına girişildiği, davalı-borçluya henüz ödeme emri tebligatı yapılamadan borçlu vekilinin geçerli bir tebligat yapılmadan takipten haberdar olduklarını belirterek 09.10.2013 tarihinde borca, tüm ferilerine ve icra dairesinin yetkisine itiraz ettiği, alacaklı vekilince yetki itirazının kabul edilmesi üzerine dosyanın Küçükçekmece İcra Müdürlüğüne gönderilerek ….İcra Müdürlüğünün … esas numarasını aldığı, bu dosyadan borçlu vekiline gönderilen ödeme emrinin 22.04.2014 tarihinde tebliğ edildiği, borçlu vekilinin 28.04.2014 tarihinde ödeme emrine, borca ve tüm fer’ilerine itiraz ettiği, her iki itirazın yasal 7 günlük sürede yapıldığı, itirazın iptali davasının da 1 yıllık süre içinde açıldığı görülmüştür.
Küçükçekmece ….İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde; davacı-alacaklı tarafından davalı-borçlu … İç ve Dış Tic. Ltd. Şirketi aleyhine önce Karşıyaka ….İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile 05.08.2013 tarihinde davacının davalı tarafından kullanılan banka kredisine müşterek ve müteselsil kefil olarak yaptığı ödemenin rücuen tahsili istemi ile 190.000,- TL asıl alacak, 31.405,96 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 221.405,96 TL nin tahsili için ilamsız icra takibi başlatıldığı, bu dosyadan çıkartılan ödeme emri tebligatının bilatebliğ iade edildiği, İcra Müdürlüğünce borçlunun adres araştırılmasına girişildiği, davalı-borçluya henüz ödeme emri tebligatı yapılamadan borçlu vekilinin geçerli bir tebligat yapılmadan takipten haberdar olduklarını belirterek 09.10.2013 tarihinde borca, tüm ferilerine ve icra dairesinin yetkisine itiraz ettiği, alacaklı vekilince yetki itirazının kabul edilmesi üzerine dosyanın Küçükçekmece İcra Müdürlüğüne gönderilerek ….İcra Müdürlüğünün .. esas numarasını aldığı, bu dosyadan borçlu vekiline gönderilen ödeme emrinin 22.04.2014 tarihinde tebliğ edildiği, borçlu vekilinin 28.04.2014 tarihinde ödeme emrine, borca ve tüm fer’ilerine itiraz ettiği, her iki itirazın yasal 7 günlük sürede yapıldığı, itirazın iptali davasının da 1 yıllık süre içinde açıldığı anlaşılmıştır.
Küçükçekmece…İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde; davacı-alacaklı tarafından davalı borçlular … ….. Makina San. Ve Tic. Ltd. Şirketi ile … aleyhine 01.10.2013 tarihinde 200.000,- TL asıl alacak 36.520,70 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 236.520,70 TL nin tahsili için ilamsız icra takibi başlatıldığı, bu dosyadan çıkartılan ödeme emrinin davalı borçlu … ….. Makina San. Ve Tic. Ltd. Şirketine 04.10.2013, diğer borçlu …’a 03.10.2013 tarihinde tebliğ edildiği, davalı-borçlular vekilinin 09.10.2013 tarihinde borca, tüm ferilerine ve icra dairesinin yetkisine itiraz ettiği, alacaklı vekilince yetki itirazının kabul edilmesi üzerine dosyanın Küçükçekmece İcra Müdürlüğüne gönderilerek ….İcra Müdürlüğünün … esas numarasını aldığı, bu dosyadan borçlular vekiline gönderilen ödeme emrinin 22.04.2014 tarihinde tebliğ edildiği, borçlular vekilinin 28.04.2014 tarihinde ödeme emrine, borca ve tüm fer’ilerine itiraz ettiği, her iki itirazın yasal 7 günlük sürede yapıldığı, itirazın iptali davasının da 1 yıllık süre içinde açıldığı görülmüştür.
İstanbul ….İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyası aslı ile İstanbul …İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyası aslı dosyamız arasına celp edilmiştir.
Davalı şirketlerin ticaret sicil kayıtları getirtilmiş, eksik harç tamamlattırılmış, dava dışı… Bankası … Şubesinden davacı ipotek borçlusu … tarafından yapılan 200.000,00 TL’lik havalelere ilişkin havale dekontları getirtilmiş, davalı şirketlerin ticari defter ve kayıtları ile dava dışı banka defter ve kayıtları, dosya kapsamı üzerinde bilirkişi kuruluna inceleme yaptırılarak rapor alınmıştır. Bilirkişiler …,… ve Prof.Dr…. tarafından düzenlenen 03/10/2016 tarihli raporda özetle; davacı …’ın dava dışı… Bankasından kredi kullanan asıl borçlu … İç ve Dış Ticaret Ltd. Şirketi’nin imzalamış olduğu genel kredi sözleşmesinden doğmuş ve doğacak tüm borçları için 1.500.000,00 TL ‘ye kadar kendisine ait … Köyü … ada, … parsel sayılı taşınmazını ipotek ettiği, davacının dava dışı… Bankasındaki davalı … İç ve Dış Tic. Ltd. Şirketi’nin ticari mevduat hesabının muhtelif tarihlerde toplam 200.000,00 TL havale yaptığı, havale dekontlarında ” ipotek borçlusu-…” açıklamasının bulunduğu, dosyada mecut 15/02/2011 tarihli fatura suretine göre davacı ile davalı … İç ve Dış Tic. Ltd. Şirketi arasında karz akdi kurulduğu, bu akdin geçerlilik şekline tabi olmadığı, 413.000,00 TL’nin davalı asıl borçlu tarafından davacıya karz sözleşmesi kapsamında verildiği, yapılan 200.000,00 TL’lik ödemenin doğrudan dava dışı bankaya değil davalı asıl borçluya ödendiği, bu durumda davacının halefiyetinin doğmadığı, mahkeme aksi kaanaatte ise davacının ipotek borçlusu sıfatıyla ödeme yaptığı kabul edildiği takdirde Küçükçekmece ….İcra Dairesinin … Esas sayılı takip dosyasından dolayı davalı-asıl borçlu … İç ve Dış Tic. Ltd. Şirketi’nden 10.000,00 TL asıl alacak, 48,97 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 10.048,97 TL alacak talep edebileceği, K.Çekmece ….İcra Dairesinin … Esas sayılı takip dosyasından dolayı 190.00,00 TL asıl alacak, 27.684,59 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 217.684,59 TL alacak talep edebileceği, K.Çekmece ….İcra Dairesinin … Esas sayılı takip dosyasından dolayı davalılar … ….. Makina San. Ve Tic. Ltd. Şirketi ile …’dan 200.000,00 TL asıl alacak, 31.609,93 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 231.609,93 TL alacak talep edebileceği, takiplerin tahsilde tekerrür olmamak üzere devamı gerektiği, asıl alacaklara takip tarihinden itibaren avans faizi uygulanabileceği mütalaa olunmuştur.
Bilirkişi raporundan sonra raporda geçen 15/02/2011 tarihli faturanın ıslak imzalı aslının sunulması yönünde davalı tarafa kesin süre verilmiş ise de, ıslak imzalı aslı ibraz edilmemiştir. Davacı …’ın talimat yoluyla alınan ifadesinde; 15/02/2011 gün ve … nolu faturayı kabul etmediğini, bu faturanın altındaki … yazı ve imzasının kendisine ait olmadığını, imzanın benzetilerek atılmış olabileceğini, fatura içeriğini kabul etmediğini ve davalılara herhangi bir borcunun bulunmadığını belirtmiştir.
Her ne kadar mahkememizce fatura suretindeki … yazısı ve imzasının davacının eli ürünü olup olmadığı konusunda üçlü bilirkişi kuruluna inceleme yaptırılarak isim ve yazının davacının eli ürünü olduğu hususunda görüş bildirilmiş ise de, söz konusu faturanın ıslak Davacı ödemiş olduğu miktarı davalılardan rücuen istemekte haklıdır. Davacının ödediği rakam tek olduğundan davaya konu edilen her üç icra takibi açısından tahsilde tekerrür olmamak üzere bilirkişi raporunda ayrıntılı hesaplaması yapıldığı gibi Küçükçekmece ….İcra Dairesinin … Esas sayılı takip dosyası nedeniyle davacının davalı-borçlu … İç ve Dış Tic. Ltd. Şirketinden 10.000,00-TLasıl alacak, 48,97-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 10.048,97-TL alacak talep edebileceği, Küçükçekmece ….İcra Dairesinin … Esas sayılı takip dosyası nedeniyle davacının davalı-borçlu … İç ve Dış Tic. Ltd. Şti.nden 190.000,00-TLasıl alacak, 27.684,59-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 217.684,59-TL alacak talep edebileceği, Küçükçekmece … İcra Dairesinin … Esas sayılı takip dosyası nedeniyle davacının davalı-borçlular … ….. Makina San. ve Tic. Ltd. Şti.ile …’dan 200.000,00-TLasıl alacak, 31.609,93-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 231.609,93-TL alacak talep edebileceği sonucuna varılmakla, davanın kısmen kabulüne, davalı borçlular tarafından icra takip dosyalarına yapılan itirazların yukarıda belirtilen rakamlar üzerinden iptaline, takipler tahsilde tekerrür olmamak üzere devam edeceğinden ve asıl alacak olan 200.000,00-TL tek olduğundan, alacak likit bulunduğundan haksız itiraz nedeniyle asıl alacağın takdiren %20’si tutarı 40.000,00-TL icra inkar tazminatının tahsilde tekerrür olmamak üzere davalılardan tek olarak alınarak davacıya verilmesine, davacının fazlaya ilişkin isteminin reddine, reddedilen miktarlar yönünden davacının takipte kötü niyetli olduğu anlaşılamadığından davalıların kötü niyet tazminatı taleplerinin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
Mahkememizin …Esas … Karar 06/07/2017 tarihli kararı Bölge Adliye Mahkemesi ….Hukuk Dairesinin … esas … karar 14/10/2021 tarihli kararı ile bozulmakla mahkememizin …Esasını almıştır.
İstinaf ilamı ve tüm dosya kapsamına göre; davacı ipotek veren 3.kişi olarak kredinin borçlusu gibi görünse de taraflar arasında ödünç içeren bir sözleşmenin bulunup bulunmadığı, alacaklı banka dosyaları infaz olmuşu ise kim ne şekilde ödeme yaparak dosyaların infaz edildiğinin araştırılması, davacının kendi takipleri yönünden halefiyet gereği alacaklı hale gelip gelmediği ,yaptığı ödemeler ile fatura içeriği yeniden değerlendirilerek ödüncün geri ödemesini yapıp yapmadığı, davalıların delilleri arasında yer alan banka kayıtlarının da incelenerek ayrıntılı, denetime elverişli, gerekçeli ek rapor alınmasına karar verilmiş olup bilirkişi heyeti mahkememize sunmuş olduğu 16/03/2022 tarihli ek raporlarında özetle; Davalı şirketin kendisi için ipotek ve kefalet verene kredi çekerek ödünç vermesi ticari teamüllere, uygun düşmeyen bir durum olsa da taraflar arasında bir inaçlı işlemin yapıldığı ileri sürülmüştür. Davalı bu işlemin çekilen kredinin tamamının ödünç verildiği şekilinde açıklamakta ve yazılı belge olarak da davacıya yollanan faturaya dayandırılmaktadır. Karz akdi sözleşmesi. . . . şeklinde düzenlenmiş ve adı geçenlerin imzalarının olduğu anlaşılmıştır. Taraflar arasında bir ödünç sözleşmesinin yapıldığı, Fatura nüshası üzerinde yapılan 08.05.2017 tarihli grafolojik inceleme ile imzanın davacı eli mahsulü olduğu anlaşılmıştır. Fatura aslı tebliğe gittiğine göre elde kalan 3. Nüshasının ibrazı yeterli ve geçerli ayılmalı, sözleşmenin fatura kağıdına yazılmasının içriğine etkisinin bulunmayacağı kabul edilmelidir. Bilirkişi kuruluna yetki verildiği halde taksitli ödemelerin hangi hesapta kaldığı anlaşılamamıştır. Gönderilen KAT ihtarname içeriğine karşın; Kredi tutarı 413.000,00 TL. geri ödeme yapılan taksitlerin sayısı ve bu dekontlardan karşılanıp karşılanmadığı da tartışmalı kalmıştır. Bu durumun açıklığa kavuşturulması … SÖZLEŞMESİNE kapsam da tayin etmeye yarayacağından, HMK 221 Md. hükümlerinden yararlanılarak banka kayıtlarının incelenmesi önem arzetmektedir. İpotekli taşınmaz malikinin sözkonusu (TMK. Madde: 884 .) imkandan yararlanabilmesi için ödemeyi “ BORCUN ALACAKLISINA” yapması gereklidir. Zira alacaklıya HALEF OLMA onun tatmin edilmesi oran ve miktarda gerçekleşecektir. Bilirkişi heyeti davacının 200.000,00 TL. yı dava dışı banka kredi hesabı yerine kredi borçlusu şirketin hesabına ödediği tespit etmiştir. Bu durumda alacaklı bankaya halef olma imkanının var olup olmayacağı da ortaya çıkacaktır. Bu durumda davacı ipotek veren 3. Kişi olarak kredinin borçlusu gibi görünse de taraflar arasında ödünç içeren bir sözleşmenin bulunup bulunmadığı ve bu kapsamda davacı ödemeleri nazara alındığında sözleşmenin varlığına delalet eden tüm delillerin bu arada belgede şahit olanların dinlenerek belgenin fotokopi olup olmadığı, belirlenerek kapsam tayin edilmesi, alacaklı banka dosyaları infaz olmuş ise kim ne şekilde ödeme yaparak dosyaların infaz edildiğinin araştırılması, davacının kendi takipleri yönünden halefiyet yönünden alacaklı hale gelip gelmediği, yaptığı ödemeler ile fatura içeriği yeniden değerlendirilerek ödüncün geri ödemesinin yapılıp yapılmadığı, davalıların delilleri arasında yer alan banka kayıtlarının da incelenmesi ile sonuca gidilmesi gerekmektedir biçiminde bulunduğu, Dava dışı… BANKASI A.Ş. ile dava dışı … İÇ ve DIŞ TİC. LTD. ŞTİ. arasında 1.500.000,00 TL. limitli GENEL KREDİ SÖZLEŞMESİ imzalanmış olup, Konu Genel Kredi Sözleşmesi’ni diğer davalılar … (kefil), … ….. Mak. San. ve Tic. Ltd. Şti. Müşterek Borçlu ve Müteselsil Kefil olarak imzalanmış oldukları. Ki sözleşmeye kefil olarak imzalamış oldukları yönünde bir ihtilaf bulunmamakta olup, Davalılar vekili 16.04.2015 havale tarih ve “Cevap dilekçemdir.” Konulu dilekçesi ile açıkça ikrar etmektedir. . (Ek. Genel Kredi Sözleşme fotokopisi) Genel Kredi Sözleşmesi ile alınmış Müşterek Borçlu Müteselsil Kefiller’den farklı olarak … KÖYÜ .. Pafta, … Ada, …. Parsel, 2861 m2 Akaryakıt istasyonu ve Bodrum katı olan 3 katlı Betonarme işyeri Cilt: …, Sayfa:…. da kayıtlı maliki … olan gayrimenkul, dava dışı banka adına 02.11.2010 tarih … yev. No.lu RESMİ İPOTEK SENEDİ ile Borçlu … İÇ ve DIŞ TİCARET LTD. ŞTİ. firmaları ile kendi adına açılmış ve açılacak kredilerden, borçlu hesaplardan, bankaya karşı doğmuş ve doğacak tüm borçlarının lehine 1.500.000,00 TL.sına kadar olan kısmı ile bu meblağa ilaveten tediyenin ypılacağıana kadar işleyecek (Halen yıllık %25 oranında) akdi ve ayrıca aşağıda 12. Maddede zikredilen oranda TEMERRÜT FAİZLERİNİ ve bu borçlarla ilgili olarak doğacak kar ve komisyonları . . için 1. Derece ve 1. Sırada” ipotek alınmış olduğu. Dava dışı banka tarafından davalılardan … İÇ ve DIŞ TİC. LTD. ŞTİ.ne tarafların kabulünde olduğu gibi 413.000,00 TL. NAKİT KREDİ kullandırılmış olduğu belirtilmiş ise de gerçekte davalı firma tarafından dava dışı bankadan tek kalemde 413.000,00 TL.lık bir kredi kullandırıldığına rastlanılamamış olduğu. Ancak aşağıda açıklanacağı gibi muhtelif tarih, Tutar ve taksitlerle krediler kullandırılmış olduğu, Dava dosyasında tarafların beyanı ve KÖK RAPORUMUZDA belirtilmiş olduğu gibi tek seferde 413.000,00 TL. tutarında herhangi bir kredi kullanılmadığı, ancak dava dışı banka sunumu belgelere göre yukarıda belirtilen 10 ayrı kredi numarası ile muhtelif tarih, taksit sayısı ve tutarlarda 05.11.2010 tarihi ile 28.09.2011 tarihleri arasında toplam 1.113.000,00 TL. lık TAKSİTLİ KREDİLER kullandırılmış olduğu. (EK. KREDİ ve BORÇ DURUMU LİSTESİ) Kullandırılmış kredilerin tamamı da 14.05.2012 ile 14.05.2013 tarihleri arasında tamamen ödenerek sıfırlanmış olduğu dava dışı banka sunumu …. No.lu Mevduat hesap hareketlerinden hangi taksit ve hangi tutarın hangi tarihlerde ödenmiş olduğu yine dava dışı banka belgelerinden anlaşılmaktadır. (EK. …. Müşteri No.lu PROJE YILI, TAKSİT DURUMU, Taksit Vadesi, Ödeme Tarihi, PROJE No. Ve Mal Bedeli ANAPARA açılımları görülmekte olan kayıt.)Dava dışı banka belgelerine göre, Davalı … İÇ ve DIŞ TİC. LTD. ŞTİ. firmasının bankada mevcut … no.lu Vadesiz Ticari Mevduat Hesabı incelendiğinde Hesapta MAYIS 2013 tarihinden TEMMUZ 2016 tarihine kadar 3.125,20 TL. nın mevcut bulunduğu. (EK: … no.lu Vades,iz Ticari Mevduat Hesabı Ekstresi) Yukarıda tespitlerimizden de anlaşılacağı gibi davacı ve ipotek veren … ile banka kredileri arasında asıl borç yönünden herhangi ilişkisi belirlenememektedir.Davalı firma Bankadan muhtelif miktar ve tarihler itibariyle toplam 990.000,00 TL. lık NAKİT kredi kullanmış olduğu, Gönderilen KAT ihtarname içeriğine karşın; Kredi tutarı 413.000,00 TL. geri ödeme yapılan taksitlerin sayısı ve bu dekontlardan karşılanıp karşılanmadığı da tartışmalı kalmıştır. Bu durumun açıklığa kavuşturulması KARZ SÖZLEŞMESİNE kapsam da tayin etmeye yarayacağından, HMK 221 Md. hükümlerinden yararlanılarak banka kayıtlarının incelenmesi önem arzetmektedir. İpotekli taşınmaz malikinin sözkonusu (TMK. Madde: 884 .) imkandan yararlanabilmesi için ödemeyi “ BORCUN ALACAKLISINA” yapması gereklidir. Zira alacaklıya HALEF OLMA onun tatmin edilmesi oran ve miktarda gerçekleşecektir. Hususu ile ilgili olarak tek kalemde 413.000,00 TL.lık Kredinin kullanılmadığı yukarıdaki tespitlerimiz ile açıklanmış olduğu, ayrıca davacı … göndermiş olduğu havaleleri “İPOTEK BORÇLUSU” açıklaması ile davalı … İÇ ve DIŞ TİC. LTD. ŞTİ. Nin bankadaki … NO.lu hesabına HAVALE olarak göndermiş olup, hangi kredi veya hangi taksit ödemesi olduğu dekont içeriğinden de anlaşılamamaktadır. Dava dışı banka da 13.05.2013 tarihinde tek kalemde 200.000,00 TL. olarak davalı … İÇ ve DIŞ TİC. LTD. ŞTİ. Nin bankadaki … NO.lu hesabına “HAVALE GÖNDERİLMİŞTİR” ile “…… BANKASI A.Ş. HESABINDAN . “ açıklaması ile 200.000,00 TL. havale göndermiş olduğu. (EK. 13.05.2013 tarihli DEKONT) “Bilirkişi heyeti davacının 200.000,00 TL. yı dava dışı banka kredi hesabı yerine kredi borçlusu şirketin hesabına ödediği tespit etmiştir. Bu durumda alacaklı bankaya halef olma imkanının var olup olmayacağı da ortaya çıkacaktır. Hususu incelendiğinde;Davalı … İÇ ve DIŞ TİC. LTD. ŞTİ. Ticari defter kayıtları konu EK RAPORUMUZ aşamasında da bizzat yerinde incelenmiş olup, KÖK RAPORUMUZ’dan farklı bir tespite rastlanılamamıştır. Taraflar arasında düzenlenmiş FATURA ve üzerindeki sözleşme metninin hukuki taktiri ve nihai değerlendirmesinin sayın mahkemeniz taktirlerinde bulunabileceği, tarafların, %20 icra inkar tazminat, masraf, yargılama giderleri ile avukatlık ücreti taleplerinin sayın mahkemenizin taktirleri içinde kaldığı,” sonuç ve kanaatine varıldığı bildirmişlerdir.
İstinaf ilamı uyarınca faturada ismi geçen …. ve …’in tanık olarak dinlenmesi için adlarına duruşma gününü bildirir davetiye çıkarılmasına karar verilmiş olup, tanık … mahkememizin 02/06/2022 tarihli celsesindeki beyanında ” … bey ile aynı mahallede oturuyorum, arkadaşım vasıtası ile tanıştım, …. bey’i de İzmir’ den bir dostumuz vasıtası ile tanıyorum, bana göstermiş olduğunuz … isminin altındaki imza bana aittir, bir ticaret anlaşması vardı, anlaşmada … Bey’in kendisi …. Bey’den elden borç para istedi, hayvan ticaretinde kullanacaktı, o kadar parayı niçin elden istediğini bilemiyorum, ben oradayken muhasebeci … Bey bir torba parayı getirdi, 400.000,00 TL olarak konuşulduğunu duydum, … Bey’in aşağıda arabası vardı, bu parayı eşine verdiğini biliyorum, … bu parayı alıp çıktı, aşağıda eşinin olduğunu biliyorum, … bey ile … Bey’i de ben tanıştırmıştım, şeklindeki beyanını imzası tahtında beyan etmiştir.
Tanık … beyanında; bana göstermiş olduğunuz faturanın bedeli 400.000,00 TL’ nin üzerindeydi, ben o dönemde şirkette yetkili değildim, … Bey şahit olur musun diye beni çağırdı, ben de ticari anlaşma yapılacak denildiği için geldim, imzaladım, ticaretin içeriğini bilmiyorum, bu para bir torbanın içerisinde …. BEY’in muhasebecisi tarafından elden verildi, hatta şahısın yanında biri vardı, yanındaki biri …. Bey’in bu parayı aşağıda bekleyen eşine verdiğini söyledi, …. Bey’i oraya gidip gelirken tanıyorum, para verilirken şahit oldum, faturanın bir nüshasını da …. Bey oradayken aldı, niçin bunu fatura şeklinde düzenlediklerini bilmiyorum, o dönem davalılarla aynı binada alt katta kiracıydım, ” beyanını imzası tahtında beyan etmiştir.
SONUÇ;
Yapılan yargılama, toplanan ve sunulan deliller, bankadan gönderilen yazı ve havale dekontları, icra dosyaları, bilirkişi heyetinden alınan ek rapor, dinlenen tanıklar ile tüm dosya içeriği birlikte değerlendirildiğinde; davalı asıl borçlu … İç ve Dış Tic. Ltd. Şirketi ile dava dışı… Bankası A.Ş arasında genel kredi sözleşmesi imzalandığı, bu sözleşmeye diğer davalılar … ile … ….. Makina San ve Tic. Ltd. Şirketi’nin müşterek borçlu ve müteselsil kefil oldukları, davacı …’ın ise işbu kredi sözleşmesinden doğmuş ve doğacak borçlar için kendisine ait … ili, … ilçesi, … Mevkii, … ada, ..parsel sayılı taşınmazını… Bankası A.Ş lehine 02/11/2010 tarihinde 1.500.000,00 TL bedelle ipotek ettiği, kredi borcunun asıl borçlu ve kefiller tarafından ödenmemesi üzerine bankanın kredi hesabını kat ettiği, akabinde davacı aleyhinde İstanbul …. İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyası ile ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla icra takibi başlattığı, davacının ipotek veren olarak gerek bilirkişi raporunda gerekse banka havale dekontlarında belirtildiği üzere kredi borcuna mahsuben kredi veren bankada bulunan asıl borçlu şirketin hesabına 12/04/2012 tarihinden başlamak üzere peyder pey 19/03/2013 tarihine kadar toplam 200.000,00 TL ödeme yaptığı anlaşılmıştır. Davacı bu parayı kredi borcuna mahsuben ödediğini iddia etmiş, davalılar ise 200.000,00 TL’lik ödemenin 15/02/2011 tarihli faturaya istinaden karz akdinin ifası olarak yapıldığını savunmuşlardır.
Uyuşmazlık noktası davalıların fatura şeklinde fotokopi ve karbon nüsha olarak sundukları karz akdi sözleşmesi faturasının imzasının inkar edilmesi nedeniyle bu belgenin delil niteliği ve buna değer verilip verilmeyeceği ve bağlanan sonuçları noktasındadır.
Ödeme dekontlarında açıkça “ipotek borçlusu-…” yazmakta olduğu görülmüştür. Ödemelerin davacı aleyhinde dava dışı banka tarafından ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takip başlatıldıktan sonra yapıldığı da sabittir. Her ne kadar ödünç akdinin geçerliliği herhangi bir şekle tabi değil ise de, davacı ödünç akdinin varlığını inkar etmiş olduğundan davalılar ödünç akdinin varlığı konusunda 15/02/2011 tarihli fatura nüshasına dayanmışlardır. Davacı ise bu faturadaki imzaya ve içeriğine itiraz etmiştir. Faturanın ıslak imzalı aslının sunulması için davalılara mahkememizce kesin süre verilmiş ancak ıslak imzalı aslı sunulamamıştır. Davalı taraf da davacıya aslını noter posta yada diğer şekillerde gönderdiğini ispata yarar delil sunmamıştır. Suret belgedeki imzanın davacıya ait olduğuna ilişkin rapor alınmıştır. Ancak rapor ATK dışında üçlü bilirkişiden alınmıştır.
Sunulan belgenin delil niteliği bakımından istinaf tanıkların dinlenmesi gerektiğine hükmetmiş kesin kaldırma nedeniyle HMK 353./a-6 madde kasamında mahkememizce celb edilerek dinlenmiş ise de bu tanık beyanlarına değer verilip verilemeyeceği , fotokopi olarak sunulan belgede hangi koşullarda tanık dinlenir usul hukuku ve ilkelere bakımından bu husususun netleşmesi gerekir.
YARGITAY Hukuk Genel Kurulu ESAS NO : … KARAR NO : … sayılı ilamında da belirtildiği gibi Ne var ki hükme esas alınan raporu düzenleyen adli fen ve adli tıp uzmanları imza incelemesi konusunda yeterli uzmanlığa sahip olmadığı gibi, inceleme konusu mukayese belgelerin büyük çoğunluğu fotokopi olup, fotokopi belgeler üzerinde imza incelemesi yapılması mümkün olmadığı hâlde raporu hazırlayan bilirkişilerce fotokopi olan belgelerde yapılan incelemenin hangi teknik yöntemler kullanılarak nasıl yapıldığı da dayanaklarıyla birlikte tam olarak ve tereddüde mahal vermeyecek biçimde belirlenip denetime elverişli şekilde ortaya konulmamıştır. denilerek fotokopi belge zerinde imza incelememesinin mümkün olmadığına hükmetmiştir.
Söz konusu belgenin delil başlangıcı özelliği olup olmadığı yönünden ise kural olarak senetle ispat zorunluluğu kuralının istisnalarından birisi olan delil başlangıcına Kanun m.202’de yer vermiştir. Buna göre, delil başlangıcı, iddia konusu hukuki işlemin ispatına tam olarak yetmeyen ancak hukuki işlemi muhtemel gösteren ve kendisine karşı ileri sürülen kimse veya temsilcisi tarafından verilmiş veya gönderilmiş belge olarak tanımlanmıştır.
Delil başlangıcının unsurlarına bakacak olursak öncelikle ortada bir belge olmalıdır. HUMK döneminden farklı olarak Kanun yazılılık unsurunu şart koşmamıştır. Yani delil başlangıcı olarak başvurulabilecek belgeler arasında yazılı veya basılı metin, senet, çizim, plan, kroki, fotoğraf, film, görüntü veya ses kaydı gibi veriler ile elektronik ortamdaki veriler ve bunlara benzer bilgi taşıyıcıları sayılabilir.
Fotokopi belgenin delil başlangıcı sayılması diğer delillerle desteklendiği takdirde değer verilme ihtimali olabilir ancak iş bu davada davalılar imzası inkar edilen fotokopi belge dışında destekleyici bir delil sunamamıştır.
Nitekim ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ … HUKUK DAİRESİ DOSYA NO :…. KARAR NO : … sayılı kararında, Davacı verilen süreye rağmen dayandığı kira sözleşmesinin aslını ibraz edememiş, kira sözleşmesi fotokopisi sunmuştur. Davacının dayandığı kira sözleşmesindeki yıllık kira miktarı dikkate alındığında kiracılık ilişkisinin varlığı HMK’nun 200.maddesi gereğince ancak yazılı delil ile kanıtlanabileceği, bu konuda tanık dinlenemeyeceği, davacı tarafça yazılı belge de sunulamadığına göre kiracılık ilişkisinin kanıtlanamadığının kabulü gerekir. Bu nedenle mahkemece verilen kararda usul ve yasaya aykırı bir durum bulunmadığından davacı vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun esastan reddine karar verilerek fotokopiyi delil başlangıcı saymamıştır. Kaldı ki ticari hayatın olağan akışında rastlanmayacak şekilde ödünç akdinin fatura üzerinde tesis edilmesi de düşündürücüdür. Mahkememiz ıslak imzalı aslı ibraz edilmeyen suret belgeyi delil olarak kabul etmemiştir. Gerek dava dışı… Bankası A.Ş vekilince imzalı 02/03/2015 tarihli yazı cevabı, gerekse banka havale dekontlarına göre dava konusu 200.000,00 TL’lik ödemenin davacı ipotek veren … tarafından kredi borcuna mahsuben yapıldığının kabulü gerekmiştir.
Konuyla ilgili YARGITAY …. Hukuk Dairesi ESAS NO : … KARAR NO: …sayılı içtihadında da Bölge Adliye Mahkemesince, tüm dosya kapsamına göre yapılan istinaf incelemesi sonucunda; davaya konu senedin boş kısımlarının doldurulmadan önceki haline yönelik yazılı delil başlangıcı olarak davacı tarafça sunulan belgenin fotokopi olduğu ve davalının bu belgeye ilişkin bir kabulü bulunmadığı, bu haliyle söz konusu belgenin yazılı delil başlangıcı sayılamayacağı, ispatlanamadığı, tanık olarak dinlenen …’ın davaya konu kambiyo senedini tanık sıfatı ile değil diğer avalist olarak imzaladığından, davalı ile olan çıkar uyuşmazlığı nedeniyle tek başına beyanına itibar edilemeyeceği, cironun hukuki dayanaktan yoksun olduğu ve muvazaalı olduğu iddiası da kesin olarak ispatlanamadığı, davaya konu senet üzerinde teminat senedi olduğuna dair herhangi bir ibare bulunmadığı ve yapılan bilirkişi incelemesi gözetildiğinde ilgili kararın tek taraflı irade açıklaması olması ve senedin niteliklerine dair açık atıfların yer almaması gözetildiğinde, İlk Derece Mahkemesi kararında usul ve yasaya aykırı herhangi bir yön bulunmadığı gerekçesiyle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. verilen karar da onanmıştır.
Ayrıca dosyaya gelen belgelerden davacı … ile dava dışı banka arasında yapılan ve 12.04.2012 tarihli protokol, bu protokol gereği yapılan ödemelere ilişkin dosyaya sunulmuş dekontlar ve dava dışı… Bankası A.Ş. tarafından Mahkememize gönderilen 02.03.2015 tarihli yazı içeriğinden de açıkça anlaşıldığı üzere davalılar tarafından ödenmesi gereken banka kredi borcu davacı … tarafından ödendiği sabittir.
Yine davacı iddiasını otokopi bir faturaya dayandırdığından ve davalı tarafça dosyaya sunulan belgede borç olarak verildiği iddia edilen tutara ilişkin 63.000,00-TL KDV hesaplandığı görülmüş ve davalı şirketin 5.000-TL’nin üzerinde olan bu fatura nedeniyle “Mal ve Hizmet Satışlarına İlişkin Bildirim Formu (Form Bs)” ile bildirim yapmadığı da gelen yazı cevaplarından anlaşıldığından bu türden faturanın her zaman düzenlenme imkanı olduğu da dikkate alındığında fotokopi belgeye bu anlamda da itibar edilmemiştir.
Dosyaya gelen protokol, protokole örtüşen ödeme dekontları, banka yazısı ve icra dosyası içeriğinden davacı tarafça yapılan ödemelerin bankaya yapıldığı, bankanın gelen yazı cevabına göre talebi üzerine de uygulama molarak kredi borçlusu davalı … İç ve Dış Tic. Ltd. Şti.nin hesabına ödemelerin yapılmasının fiili durumu değiştirmeyeceği gibi ödeme yapılan bankanın uygulaması gereği olarak muhasebeleştirme açısından kredi borçlusunun hesabına ödemelerin yaptırıldığı sabit olup bilirkişilerce protokol, protokole uyumlu banka dekontları ve bankanın cevap olarak yazmış olduğu ödemelerin davacı … tarafından yapıldığına dair yazı dikkate alındığında bilirkişilerin ulaştığı sonuca değer verilmemiştir. Kaldı ki bilirkişi heyeti tespit ile yetinmesi gerekirken hukuki yorum yaparak sonuca ulaşmıştır.
Öte yandan raporda da belirtildiği gibi, Dava dışı bankaya karşı asıl borçlu konumunda bulunan … İÇ VE DIŞ TİC. LTD. ŞTİ. Ticari defter kayıtları ve banka dekontlarından görülmekte olduğu gibi davacı … tarafından, dava dışı bankaya “İPOTEK BORÇLUSU” açıklaması ile yapıldığı anlaşılan toplam ödeme tutarı 200.000-TL olarak tespit edilmiştir. Ancak bu ödemenin dahi “banka kredi hesabına” değil, davalı … LTD ŞTİ. Nin davalı banka nedzdindeki bir başka hesabına yapıldığı anlaşılmaktadır.denmiştir.
Konuyu düzenleyen TMK’nın 884.maddesinde ” (1) Borçtan şahsen sorumlu olmayan rehinli taşınmaz maliki, borçluya ait koşullar içinde borcu ödeyerek taşınmazın üzerindeki ipoteğin kaldırılmasını isteyebilir. Denmiş ve borcun alacaklıya doğrudan ödeneceğine dair kanun bir belirtme yapmmaıştır.
(2) Alacak, borcu ödeyen malike geçer. ” düzenlemesi yer almıştır. Davacı … borçtan şahsen sorumlu olmayan ipotek veren konumundadır. Yapmış olduğu 200.000,00 TL’lik ödeme kredi borcuna mahsuben yapılmıştır. Anılan madde hükmüne göre ödediği miktar kadar alacak, borcu ödeyen davacı ipotekli taşınmaz malikine geçmiştir.
Yasada borcun mutlak surette alacaklıya ödenmesi yönünde bir şart yoktur. Bilirkişilerin bu şekilde yorumu da yerinde görülmemiştir. Borcun bir şekilde alacaklıya ulaşması nu tatmin edilmesi ve itfası yeterli olup bu olaydaki gibi dava dışı bankanın kredi borçlusunun hesabından otomatik olarak tahsil edip borcunu alması üzerine borç kapandığından davacıyı mutlak surette alacaklıya ödeme şeklinde bir yükümlülüğe sokmak yasanın amacın aykırı bir yorumdur.
Amaçsal yorum, toplumdaki menfaatler dengesine önem vermektedir. Kanun koyucu, normla bir düzenleme getirirken bir menfaati diğerine üstün kılmaya çalışmaktadır. Bunu yaparken de belirli bir amaçla hareket eder. Buna yasanın amacı, Ratio Legisi denmektedir.
Yargıtay, HGK., 2007/14-83 E., 2007/142 K. İçtihadında Bir Hukuk Genel Kurulu kararında ise sözleşmelerde iradenin tespitinde; “Borçlar Kanunun 1. maddesi uyarınca sözleşme, tarafların birbirine uygun irade beyanları ile oluşan hukuki muamele olarak tanımlanmıştır. İki tarafın irade beyanlarının birbirine uygun olup olmadığının uyuşmazlık konusu olduğu hallerde, irade beyanın yorumu ile sonuca ulaşılacaktır. Kanunun 18/1 maddesinin ‘Bir akdin şekil ve şartlarını tayininde, iki tarafın gerek sehven gerek akitteki hakiki maksatlarını gizlemek için kullandıkları tabirlere ve isimlere bakılmayarak, onların hakiki ve müşterek maksatlarını aramak lazımdır.” hükmü sözleşmenin şekil ve şartlarını saptarken tarafların gerçek amaçlarının önemli olduğu vurgulanmıştır. Böylece bir sözleşmeye taraflarınca farklı anlamlar yüklendiğinde yorum yoluyla tarafların gerçek iradelerini tespit edilecektir.
Kanun bu hususu belirtmekle birlikte yorumun nasıl bir yöntemle yapılması gerektiği belirtilmemiştir. Yorumda genel kural tarafların ortak amaçlarını tespit etmek olduğundan lafzi yoruma itibar edilmeyeceği açıktır. Bu kararda özellikle sözleşmede gerçek iradenin tespitinde tarafların amacına bakılması gerektiği belirtilmekle, lafzi yorum yönteminin yetersiz olduğu, amaçsal yorum yönteminin uygulanacağı vurgulanmıştır.
Sonuç olarak sunulan fotokopi belge delil başlangıcı olarak kabul edilemeyeceğinden dinlenen tanık beyanlarına da itibar edilmemiştir. Kaldı ki dönem itibariyle şirket kasasından çıktığı iddia edilen bu miktar paranın poşet içinde elden verildiği beyanlarına değer verilmemiştir.
Dosya kapsamında da sabit olduğu üzere davalılar kredinin asıl borçlusu ile müşterek borçlu müteselsil kefilleridir. Davacı ödemiş olduğu miktarı davalılardan rücuen istemekte haklıdır. Davacının ödediği rakam tek olduğundan davaya konu edilen her üç icra takibi açısından tahsilde tekerrür olmamak üzere istinaf kararı öncesinde de bilirkişi raporunda ayrıntılı hesaplaması yapıldığı gibi Küçükçekmece ….İcra Dairesinin … Esas sayılı takip dosyası nedeniyle davacının davalı-borçlu … İç ve Dış Tic. Ltd. Şirketinden 10.000,00-TLasıl alacak, 48,97-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 10.048,97-TL alacak talep edebileceği, Küçükçekmece ….İcra Dairesinin … Esas sayılı takip dosyası nedeniyle davacının davalı-borçlu … İç ve Dış Tic. Ltd. Şti.nden 190.000,00-TLasıl alacak, 27.684,59-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 217.684,59-TL alacak talep edebileceği, Küçükçekmece ….İcra Dairesinin … Esas sayılı takip dosyası nedeniyle davacının davalı-borçlular … ….. Makina San. ve Tic. Ltd. Şti.ile …’dan 200.000,00-TLasıl alacak, 31.609,93-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 231.609,93-TL alacak talep edebileceği sonucuna varılmakla, davanın kısmen kabulüne, davalı borçlular tarafından icra takip dosyalarına yapılan itirazların yukarıda belirtilen rakamlar üzerinden iptaline, takipler tahsilde tekerrür olmamak üzere devam edeceğinden ve asıl alacak olan 200.000,00-TL tek olduğundan, alacak likit bulunduğundan haksız itiraz nedeniyle asıl alacağın takdiren %20’si tutarı 40.000,00-TL icra inkar tazminatının tahsilde tekerrür olmamak üzere davalılardan tek olarak alınarak davacıya verilmesine, davacının fazlaya ilişkin isteminin reddine, reddedilen miktarlar yönünden davacının takipte kötü niyetli olduğu anlaşılamadığından davalıların kötü niyet tazminatı taleplerinin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davacının davalılar aleyhinde açtığı davanın KISMEN KABULÜNE, her üç takip dosyası yönünden tahsilde tekerrür olmamak üzere;
a)Küçükçekmece ….İcra Dairesinin … Esas sayılı takip dosyasına davalı-borçlu … İç ve Dış Tic. Ltd. Şti. tarafından yapılan itirazın iptaline, takibin 10.000,00-TLasıl alacak, 48,97-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 10.048,97-TL alacak üzerinden devamına, bu miktarın içerisindeki asıl alacak 10.000,00-TL’ye takip tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi uygulanmasına,
b)Küçükçekmece …İcra Dairesinin … Esas sayılı takip dosyasına davalı-borçlu … İç ve Dış Tic. Ltd. Şti. tarafından yapılan itirazın kısmen iptaline, takibin 190.000,00-TLasıl alacak, 27.684,59-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 217.684,59-TL alacak üzerinden devamına, bu miktarın içerisindeki asıl alacak olan 190.000,00-TL’ye takip tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi uygulanmasına,
Davacının bu takip dosyasına yönelik fazla isteminin reddine,
Koşulları oluşmadığından davalı yanın kötüniyet tazminatı isteminin reddine,
c)Küçükçekmece ….İcra Dairesinin … Esas sayılı takip dosyasına davalı-borçlular … ….. Makina San. ve Tic. Ltd. Şti.ile … tarafından yapılan itirazın kısmen iptaline, takibin 200.000,00-TLasıl alacak, 31.609,93-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 231.609,93-TL alacak üzerinden devamına, bu miktarın içerisindeki asıl alacak 200.000,00-TL’ye takip tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi uygulanmasına,
Davacının bu takip dosyasına yönelik fazla isteminin reddine,
Koşulları oluşmadığından davalıların kötüniyet tazminatı istemlerinin de reddine,
2-Takipler tahsilde tekerrür olmamak üzere devam edeceğinden ve asıl alacak olan 200.000,00-TL tek olduğundan ve alacak likit bulunduğundan haksız itiraz nedeniyle asıl alacağın takdiren %20’si tutarı 40.000,00-TL icra inkar tazminatının tahsilde tekerrür olmamak üzere davalılardan tek olarak alınarak davacıya verilmesine,
3-Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gereken 15.821,27 TL ilam ve karar harcından davacı tarafından peşin yatırılan 3.415,50 TL harç ile tamamlama harcı olarak yatırılan 4.575,00 TL harcın mahsubuna, bakiye 7.830,77 ilam ve karar harcından davalılardan alınarak hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafından yatırılan 25,20 – TL başvurma harcı, 3.415,50 TL peşin harç ile 4.575,00 TL tamamlama harcının davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davanın kabul miktarı dikkate alınarak karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca tayin ve takdir olunan 19.846,60 TL nispi vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
6- Davanın ret miktarı dikkate alınarak karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/1 maddesi uyarınca tayin ve takdir olunan 1.980,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
7- Davacı tarafından yapılan 139,05 TL tebligat, 124,70 TL müzekkere, 50,00 TL talimat, 3.900,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 4213,75 TL yargılama giderinden davanın kabul oranı dikkate alınarak takdiren 4.129,48 TL’sinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine, kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
8- Davalı … İç ve Dış Tic. Ltd. Şirketi tarafından yapılan 9,00 TL tebligat, 18,00 TL müzekkere gideri olmak üzere toplam 27,00 TL yargılama giderinden davanın ret oranı dikkate alınarak takdiren 1,00 TL’sinin davacıdan alınarak bu davalıya verilmesine, kalan kısmın bu davalı üzerinde bırakılmasına,
9- Davalı … tarafından yapılan 58,00 TL tebligat, 20,80 TL müzekkere gideri olmak üzere toplam 78,80 TL yargılama giderinden davanın ret oranı dikkate alınarak takdiren 2,00 TL’sinin davacıdan alınarak bu davalıya verilmesine, kalan kısmın bu davalı üzerinde bırakılmasına,
10- Avanslardan artan olur ise karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair; 6100 sayılı HMK.’nun 341. ve devamı maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzlerine karşı oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 02/06/2022
Başkan …
¸
Üye …
¸
Üye …
¸
Katip …
¸