Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/866 E. 2023/396 K. 13.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/866 Esas
KARAR NO : 2023/396

DAVA : Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 23/07/2021
KARAR TARİHİ : 13/04/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 19/04/2023

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin 75 yaşında eşi ölmüş, yalnız yaşayan bir kadın olduğunu, muris eşi …’tan müvekkiline ve iki kızı ve oğluna çok sayıda değerli hisseli taşınmaz ile iki adet villa olduğunu, oğlu …. miras hukuku kapsamında bu villaların kendisine ait olduğu iddiası ile Büyükçekmece …. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyası ile dava açtığını, müvekkilinin uzun zamandır Antalya’da kızı …. ile birlikte yaşadığını, davalının müvekkili aleyhine Büyükçekmece …. İcra Müdürlüğü’nün …. esas sayılı dosyası ile kambiyo senetlerine mahsus icra takibi başlattığını, müvekkilinin mal varlığı olduğunu, borcunun olmadığını, icra takibine dayanak senedin bilinen format senet olmayıp imza üzerine doldurma imkanı tanıyacak şekilde düz beyaz kağıt olduğunu, icra dosyasında bir yıl süreyle müvekkilinin çokça bulunan diğer mal varlıklarına değil de sadece oğlu … ile miras husumeti yaşadığı villalara konulduğunu, şüpheleri belirli noktalara çekmekte ve bu icra dosyasının açık bir dolandırıcılık teşebbüsü olduğunu gösterdiğini, bu konuda Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı’nın … soruşturma numarası ile şikayette bulunulduğunu, senet haline getirilmeye çalışılan beyaz kağıdın imzalardan biri kesinlikte müvekkiline ait olmadığını, bu durumun Adli Tıp’tan alınan … tarih … sayılı raporda tespit edildiğini beyan ederek, öncelikle Büyükçekmece …. İcra Müdürlüğü’nün …. esas sayılı dosyasının İİK 72 ve HMK 209/1maddesi uyarınca ihtiyati tedbir yoluyla durdurulmasını, müvekkilinin Büyükçekmece …. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyada borçlu olmadığının tespitini, söz konusu senedin iptali ile icra takibinin durdurulmasını ve iptalini, takibe esas senet ağır kusurlu ve kötü niyetli takibe konulmuş olduğundan, karşı taraf hakkında hakkında alacağın %10’u tutarında para cezasına ve alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasını talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı borçlunun icra takibinden takip kesinleştikten sonra haberdar olduğuna yönelik iddiası gerçeği yansıtmadığını, takip mesnedi bono hakkında davacı yan iddialarının hukuki dayanağının bulunmadığını, müvekkilinin alacağını yasal yoldan tahsil etmeye çalıştığını, davacı tarafın iddia ettiği gibi bir dolandırıcılık eylemine hiç bir zaman taraf olmadığını, borç mesnedi senet üzerine davacının eşinin rahatsızlığı nedeniyle borç alındığının açıkça yazılı olduğunu, söz konusu senetlerin bizzat müvekkilin yanında müvekkilinin gözü önünde senedi imzalayıp parayı aldığının beyan ile senet davacı ve vefat eden eşi tarafından düzenlendiğini ve davacı tarafından imzalandığını, davacı borçlu değil ise kambiyo senedine karşılık yazılı bir belge ile borçlu olmadığını ispat etmesi gerektiğini beyan ederek, davacının teminatsız ihtiyati tedbir taleplerinin reddi ile haksız davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı yan üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Dava Büyükçekmece …Asliye Hukuk Mahkemesinde açılmış, görevsizlik kararı verilerek dosya mahkememize gönderilmiş ve işbu esasa kaydedilerek yargılamaya bu esas üzerinden devam edilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE YARGILAMANIN ÖZETİ:
Dava; İİK 72.maddesine dayalı bedelsiz kaldığı iddia edilen çeklerden dolayı menfi tespit istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; davaya konu senetten dolayı Büyükçekmece …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra takip dosyasında davacının borçlu olup olmadığı, menfi tespit talebinde haklı olup olmadığından kaynaklandığı anlaşılmıştır.
Mahkememizin 03/03/2022 tarihli ara kararı ile 03/04/2019 düzenleme, 01/10/2019 vade tarihli 3.200.000,00-TL değerindeki senedin bilgisayar ortamında imza üzerine sonradan eklenme şeklinde senet oluşturulup oluşturulmadığı, ayrıca bonodaki her iki imzanın da davacı eli ürünü olup olmadığı ve senedin doldurma yoluyla, davacı tarafından başka amaçla atılmış imzadan faydalanarak senedin bilgisayar ortamında oluşturulup oluşturulmadığı hususlarında Adli Tıp Kurumu’ndan rapor alınmasına karar verilmiş, ATK …. tarihli raporunda özetle; “inceleme konusu senette atılı 2 (iki) adet imza ile …’ın mukayese imzaları arasında; tersim biçimi, işleklik derecesi, alışkanlıklar, istif, eğim, doğrultu, seyir, hız ve baskı derecesi bakımından uygunluk ve benzerlikler saptandığından söz konusu imzaların …’ın eli ürünü olduğu, inceleme konusu senedin mutat matbu senetlerden olmayıp bilgisayar ve ekipmanı vasıtasıyla oluşturulmuş olduğu, ancak gerek mürekkeplerde yaş tayinine yarayan ve halen kullanılagelen bilimsel her hangi bir yöntem bulunmaması gerekse imzalar ile bilgisayar ve ekipmanı vasıtasıyla oluşturulmuş yazıların çakışan noktalarının bulunmaması nedeniyle söz konusu senedin atılı imzalardan faydalanılarak sonradan oluşturulup oluşturulmadığı hususunda bir tespite gidilemediği hususlarını bildirir” kanaatlerini bildirmişlerdir.
Mahkememizin 29/12/2022 tarihli duruşma ara kararında işbu davaya konu 03/04/2019 düzenleme, 01/10/2019 vade tarihli 3.200.000 TL değerindeki senedin bilgisayar ortamında imza üzerine sonradan eklenme şeklinde senet oluşturulup oluşturulmadığı, ayrıca bonodaki her iki imzanın da davacı eli ürünü olup olmadığı ve senedin doldurma yoluyla, davacı tarafından başka amaçla atılmış imzadan faydalanarak senedin bilgisayar ortamında oluşturulup oluşturulmadığı hususlarında denetime elverişli , gerekçeli , bilimsel verilerek dayalı ayrıntılı rapor alınmasına karar verilmiş, bilirkişiler …., … ve … 22/03/2023 havale tarihli raporunda özetle; “inceleme konusunu oluşturan 03.04.2019 düzenleme tarihli, 01.10.2019 ödeme tarihli, borçlusu “…”, alacaklısı “…” olan, düzenleme yeri İstanbul Büyükçekmece olan 3.200.000 TL meblağlı senet aslı üzerinde yer alan borçlu imzaları ile Davacı …’a ait medarı tatbik-örnek imzaların göstermiş oldukları işleklik dereceleri, alışkanlıkları, tersim, istif, meyil, seyir, sürat, istikamet ve tazyik gibi grafolojik ve grafometrik özellikleri bakımından dosyada mevcut mukayese belgelerine kıyasen benzer yapı ve görünümde imzalar olmaları nedeniyle 3.200.000 TL meblağlı senet ön yüzde yer alan borçlu imzalarının …’ın eli ürünü olduğu, diğer bir ifadeyle senet ön yüzde yer alan borçlu imzalarının … tarafından imzalandığı, 3.200.000 TL meblağlı senet ön yüzde yer alan imza çizgilerinin üzerinden yazıcı mürekkebinin geçtiğini gösterir mürekkep artıklarının saptanması nedeniyle daha önceden başka amaçla açığa atılan imzaların üst bölümünün bilgisayar ortamında sonradan doldurulmak suretiyle senet haline dönüştürüldüğü, diğer bir ifadeyle açığa atılan imzaların üst bölümünün bilgisayar ortamında yazıcı marifetiyle sonradan doldurulmak suretiyle senet haline dönüştürüldüğü” şeklindeki kanaatlerini bildirmişlerdir.
Toplanan ve sunulan deliller, yapılan yargılama, sicil kaydı, cevabi yazılar ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde;
İİK’nun 72.maddesinde düzenlenmiş olup borçlunun, alacaklıya borçlu olmadığını genel hükümlere göre kanıtlamasına imkan sağlamak amacıyla getirilmiş bir düzenlemedir. İİK’nın 72.maddesi uyarınca açılan menfi tespit davalarında kural olarak ispat yükü takip alacaklısına aittir. Bu konuda istisnai nitelikte iddiada bulunan davalının bu iddiasını ispatlayacak yazılı belgeleri öncelikle HMK 288 ve devamı maddeleri gereği ortaya koyması gerekir.
İspat hukuku şekli hukukun içinde yer alsa da , ispat yükü maddi hukuk tarafından belirlenir. Delil ikamesi, bir davada tarafların kendi vakıalarının, iddialarının doğru olduğu veya karşı tarafın iddialarının doğru olmadığı hususunda ispat sonucuna ulaşabilmek ve kendi lehine karar verilmesini sağlamak amacı ile çekişmeli vakıalar ile ilgili deliller sunarak gerçekleştirdikleri bir hukuki faaliyettir. Delil ikame yükü ise, ispat yükü kuralları çerçevesinde hakimin aleyhte karar verme tehlikesini ortadan kaldırmak amacı ile tarafların delil ikamesi faaliyeti ile kendi vakıa iddialarının doğruluğu veya karşı taraf iddialarının yerinde olmadığı yolunda hakimde kanaat oluşturmasıdır. (Bilge Umar, İspat Yükü Kavramı ve Bununla İlgili Bazı Kavramlar, İÜHFM, 1962, Cilt: 3, Sayfa: 4, 64)
Davacı taraf senette yer alan imzanın kendisine ait olmadığı iddiasında bulunmuştur.
Kural olarak bir çek üzerinde bulunan imzanın sahte olması halinde imza sahibinin bu çek ile bağlı olamayacağı sonucuna varmak gerekir. Elbette bu durum diğer imzaların sıhhatini etkilemediği halde kendisine imza atfedilen şahsen sorumlu olmasını ise engeller.
Esasen çekteki imzanın sahte olduğunun açıklanmış olması imza atfedilen kişi tarafından ileri sürülen bir def’i niteliğindedir. Bu def’inin niteliği ve imzanın sahte olmasına dayanılmış olması, bu def’in herkese karşı ileri sürülmesinin mümkün kılan bir def’idir. Nitekim doktrinde dahi kambiyo evrakı niteliğindeki belgede yer alan imzanın sahte olması halinde ileri sürülen definin herkese karşı ileri sürülebilen bir defi olduğu kabul edilmektedir.(Prof Dr. Oğuz İmregün, Kara Ticaret Hukuku Ders kitabı )
Açıklanan durum karşında davalı şahsın iyi niyetli olması dahi herhangi bir önem arzetmeyecek olup, bu def’inin adı geçen davalıya karşı ileri sürülmesi de yasal olarak mümkün olacaktır.
Somut olay bakımından; Dosyada mevcut bilirkişi raporu ile inceleme konusunu oluşturan 03.04.2019 düzenleme tarihli, 01.10.2019 ödeme tarihli, borçlusu “…”, alacaklısı “…” olan, düzenleme yeri İstanbul Büyükçekmece olan 3.200.000 TL meblağlı senet ön yüzde yer alan borçlu imzalarının … tarafından imzalandığı, 3.200.000 TL meblağlı senet ön yüzde yer alan imza çizgilerinin üzerinden yazıcı mürekkebinin geçtiğini gösterir mürekkep artıklarının saptanması nedeniyle daha önceden başka amaçla açığa atılan imzaların üst bölümünün bilgisayar ortamında sonradan doldurulmak suretiyle senet haline dönüştürüldüğü, diğer bir ifadeyle açığa atılan imzaların üst bölümünün bilgisayar ortamında yazıcı marifetiyle sonradan doldurulmak suretiyle senet haline dönüştürüldüğü, alınan ATK raporunda da söz konusu imzaların …’ın eli ürünü olduğu, inceleme konusu senedin mutat matbu senetlerden olmayıp bilgisayar ve ekipmanı vasıtasıyla oluşturulmuş olduğu, ancak gerek mürekkeplerde yaş tayinine yarayan ve halen kullanılagelen bilimsel her hangi bir yöntem bulunmaması gerekse imzalar ile bilgisayar ve ekipmanı vasıtasıyla oluşturulmuş yazıların çakışan noktalarının bulunmaması nedeniyle söz konusu senedin atılı imzalardan faydalanılarak sonradan oluşturulup oluşturulmadığı hususunda bir tespite gidilemediği edilmiştir. İmza sahteliği mutlak def’ilerden olup herkese karşı ileri sürülmesi mümkündür. Hem alınan bilirkişi raporu hem de alınan ATK raporu ile senetteki imzanın bilgisayar ortamında oluşturulduğu, imzasının sahteliği tespit edildiği gibi davacının yaşı sosyal ekonomik durumu dikkate alındığında alındığı tarih itibariyle bu derece yüksek borç alma gibi gibi bir durumun hayatın olağan akışına aykırı olduğu hayatın olağan akışına aykırı bir hususun ileri sürülmesi hâlinde ispat yükü hayatın olağan akışına aykırı hususu ileri süren tarafa ait olup davacının iddialarıyla oluşan durumun uyumlu olduğu anlaşıldığı gibi senedin davacının basit imzasının üzerine oluşturularak düzenlendiği ve takibe konusu senette borçlu adına atılmış bulunan imzanın evvelce başka bir amaçla atılmış olduğu, sonradan üzerinin bilgisayar ortamında hazırlanıp eksik kısımlarının elle doldurulmak suretiyle borç senedi olarak mevcut duruma getirildiği yönünde mahkememizde kanaat oluşturmuştur.
Bu konuda emsal YARGITAY Hukuk Genel Kurulu ESAS NO : 2017/19-827 KARAR NO : 2019/689 sayılı içtihadında belirtildiği gibi ukarıda yapılan açıklamalar, dosya kapsamı itibariyle taraflar arasındaki maddi ve hukuki olguların gerçekleşme biçimi, kambiyo hukuku ilkeleri ve hayatın olağan akışı kavramı bir bütün olarak değerlendirildiğinde; davaya konu kambiyo senedinin alacaklı ve borçlu dışında …. adlı bir şahıs tarafından düzenlendiği, senedin rakam ve yazı ile yazılan bedelleri ile alacaklı ve borçlu isimlerinin tek bir seferde bu şahıs tarafından yazıldığı, senette herhangi bir tahrifat bulunmadığı hususu taraflar arasında uyuşmazlık konusu değildir. Ancak davalının, bankadan kredi çekmek suretiyle kendisinden toplam….TL bedel ile daire satın alan davacıya …TL gibi davacının mali durumu ile izah edilemeyecek yüksek meblağı herhangi bir teminat olmaksızın elden verdiği iddiasının hayatın olağan akışına (genel hayat tecrübelerine) aykırı olduğu, hayatın olağan akışına dayanan kişinin, artık iddiasını ispatla yükümlü olmadığı yönündeki emsal içtihadı da dikkate alınmıştır.
Öte yandan davacının senetten dolayı borçlu olmadığı anlaşıldığından davacının davasının kabulü ile davalıya borçlu olmadığının tespiti ile davalının icra takibine konu senette lehtar olup senedin sonradan oluşturulduğunu ve senedin doğrudan davacıdan alınan senet olmadığını bilebilecek olması, keşidecinin imzasının sıhhati konusunda araştırma yükümlülüğünün bulunması ve senedi icra takibine koymakta kötüniyetli olduğu kanaatine varıldığından davacının kötüniyet tazminatı talebinin kabulü ile takibe konu alacak miktarının %20’si üzerinden hesap edilen tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesi gerektiği kanaatine ulaşılmıştır.
Sonuç olarak anılan gerekçelerle davaya konu senetten dolayı davacının Büyükçekmece … İcra Müdürlüğünün …. Esas sayılı icra takip dosyasında davalıya borçlu olmadığının tespitine, davalının takibe konu toplam alacak miktarının %20’si oranında kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-DAVANIN KABULÜ İLE;
-Davacının Büyükçekmece …. İcra Müdürlüğü … Esas sayılı takip dosyası ve takibe konu 03/04/2019 düzenleme, 01/10/2019 vade tarihli 3.200.000,00-TL değerindeki senet nedeniyle İİK 72/3. Maddesi uyarınca borçlu olmadığının TESPİTİNE,
-Davacının davalıya yönelik kötü niyet tazminatı talebinin KABULÜNE, takibe konu toplam alacak miktarı üzerinden %20 oranında hesaplanan 660.940,27-TL kötü niyet tazminatının davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
2-Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gereken 225.744,15 TL harçtan peşin alınan 56.436,04 TL harcın mahsubu ile noksan kalan 169.308,11 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
Davacı tarafça yatırılan 56.436,04 TL peşin harç ve 59,30 TL başvurma harcı olmak üzere toplam 56.495,34 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davacı tarafça yapılan 7.980,75 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davacı tarafça yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca tayin ve takdir olunan 250.141,04 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansının HMK 333.maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden sonra talep halinde taraflara iadesine,
HMK’nin uygulanmasına dair yönetmeliğin 58/1 maddesi gereğince taraflardan birinin talebi halinde gerekçeli kararın taraflara tebliğine,
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 ila 360’ncı madde hükümleri uyarınca, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzlerine karşı oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 13/04/2023

Başkan …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Katip …
¸e-imzalıdır