Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/863 E. 2022/808 K. 19.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/863 Esas
KARAR NO : 2022/808

DAVA : Alacak (Cari Hesap Veya Ticari Kredi Sözleşmesi Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 22/10/2021
KARAR TARİHİ : 19/09/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 13/10/2022
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Cari Hesap Veya Ticari Kredi Sözleşmesi Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin davalıdan alacaklı olduğu 179.398,44 TL için davalı aleyhine Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün ….. E. sayılı icra dosyası marifetiyle ilamsız icra takibi başlatmış olduğunu, davalı tarafın dosya borcunun tamamına, işlemiş/işleyecek faize ve tüm ferilerine itiraz ettiğini, davalı şirket tarafından ilamsız icra takibine itiraz edilmesi neticesinde müvekkili şirket tarafından itirazın iptali davası ikame edildiğini ve yargılamanın Bakırköy …. Asliye Ticaret Mahkemesi ….. Esas sayılı dosyası marifeti ile yürütüldüğünü, Bakırköy …. Asliye Ticaret Mahkemesi ….. Esas ….. Karar sayılı dosya marifetiyle; müvekkili şirketin alacak hakkının mevcut olduğuna kanaat getirerek davanın kabulüne yönelik karar verdiğini, kararın davalı şirket tarafından temyiz edildiğini, Yargıtay …. Hukuk Dairesi … Esas …Karar sayılı dosya marifetiyle alacak hakkının mevcut olduğunu ancak takip tarihi itibariyle müvekkili şirketin alacaklı sıfatını haiz olmaması gerekçesi ile kararın bozulmasına karar verdiğini, Bakırköy …. Asliye Ticaret Mahkemesi ….. Esas ….. K. sayılı dosya marifetiyle bozma ilamına uyarak; davanın reddine, müvekkili şirketin kötü niyetli olmaması gerekçesiyle kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar verdiğini, Yargıtay Kararına uyulması akabinde davalı şirketin, aktif husumet yokluğu sebebiyle verilen davanın reddine ilişkin kararın hukuka uygun olduğunu belirtmiş ancak kötü niyet tazminatı ile nispi vekâlet ücretine hükmedilmesi gerektiğinden bahisle temyiz yoluna başvurduğunu, temyiz incelemesi akabinde Yargıtay … Hukuk Dairesi’nin … E. …. K. Sayılı ilamı ile davalı şirketin tüm temyiz itirazlarının reddi ile yerel mahkemece tesis edilen kararın onanmasına karar verilmiş olduğunu ve kararın kesinleştiğini, davalı şirketten 179.398,44 TL alacaklı olduğu mahkeme kararı ile kesinleşen müvekkili şirketin aradan geçen yaklaşık 9 yıllık süreç içerisinde davalı şirketten olan alacağını alamamış olması sebebi ile bu davayı ikame etme zorunluluğu hâsıl olduğunu, müvekkili şirketin davalı şirketten 13.08.2012 tarihi itibari ile 179.398,44 tl tutarında alacağı bulunduğunu, bu nedenlerle davanın kabulü ile Bakırköy … Asliye Ticaret Mahkemesinin ….. E. – ….. K. sayılı kararı, Yargıtay …. Hukuk Dairesinin … E. – .. K. sayılı kararı ve Yargıtay ….Hukuk Dairesi’nin … E. …. K. Sayılı ilamı ile sabit 179.398,44 TL bedelli müvekkili şirket alacağına 13.08.2012 tarihinden itibaren işleyecek temerrüt faizi birlikte davalı tarafından müvekkile ödenmesine, yargılama gideri ve ücreti vekâletin karşı taraftan tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafından ihtilafa konu yapılan alacağın haksız olduğunu ve zaman aşımına uğradığını, Bakırköy … Asliye Ticaret Mahkemesi nin ….. E. (bozma öncesi ….. E.) dosyasından verilen kararda, dava tarihi itibarı ile davacının müvekkili şirketten herhangi bir hak ve alacak iddia etmeye ehliyetinin olmadığının tespit olunduğunu, davacının müvekkiline husumet yöneltemeyeceğine hükmedildiğini, müvekkili şirketin davacıya hiç bir borcu bulunmadığını, davacının alacak iddiasının haksız, suni ve gerçek dışı olduğunu, alacak talebinde haksız olan ve alacağın aslını talep etme hakkı olmayan davacının, faize ilişkin talebinin de kabul edilemeyeceğini, davacının kendi alacak iddiası hakkında müvekkili şirketin ikrarda bulunduğunu beyan ve iddia ettiğini, bu hususun da tamamıyla gerçek dışı olduğunu, huzurdaki davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesini, mahkeme tarafından işin esasına girilmesi halinde davanın esastan tümüyle reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretlerinin de davacıya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizin ….. esas sayılı dosyası, dosyamız arasına alınmış olup, ….. Esas, ….. karar, 18/01/2019 tarihli kararı ile davacının davasının husumet yokluğu nedeniyle redine, davalının şartları oluşmayan kötü niyet tazminatının reddine karar verilmiş ve Yargıtay …. Hukuk Dairesinin … Esas, …. karar, 08/12/2020 tarihinde onandığı ve dosyamızın 16/02/2021 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır.
Usulüne uygun duruşma açılmış, ön inceleme aşamasında uyuşmazlık konuları re’sen belirlenerek taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesinde uzmanlık gerektiren yönler olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle dava sonuçlandırılmıştır.
Tarafların iddia ve savunmaları, sundukları deliller, dosya kapsamı belgeler ve her iki tarafa ait ticari defter ve kayıtlar ile mahkememizin ….. esas sayılı dosyası incelenmek sureti ile takip tarihi itibari ile davacının davalıdan alacaklı olup olmadığı, var ise işlemiş faiz konusunda bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiş olup, bilirkişi ….’in 10/05/2022 tarihli raporunu dosyamıza sunduğu görülmüştür.
TÜM DOSYA MUHTEVİYÂTI KÜLLÎYEN TETKÎK EDİLDİĞİNDE;
Dava; taraflar arasında ticari ilişki olduğundan bahisle alacak davasıdır.
Öncelikle ispat müessesesini açıklamakta fayda var. Bilindiği üzere, hakim, davada hangi vakıaların ispat edilmesini tespit ettikten sonra, bu vakıaların kimin tarafından ispat edilmesi gerektiği sorusuyla karşılaşır; buna ispat yükü denir. Kendisine ispat yükü düşen taraf için, bu bir yükümlülük(mükellefiyet) değil, sadece bir yüktür(külfettir). Taraf kendisinin ispat etmesi gerektiği vakıayı ispat edemezse karşı taraf ve mahkeme onu mutlaka ispat etmesini isteyemez, bilakis kendisine ispat yükü düşen taraf , o vakıayı ispat edememiş sayılır.(Kuru, Medeni Usul Hukuku, 2016, sy 319)
Dava dosyamızda ispat yükü alacaklı olduğunu iddia eden davacı üzerinde olup tarafların iddiaları doğrultusunda delilleri toplanarak taraf defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmasına dair ihtaratlı ara karar kurulmuş ve neticede taraf defterleri incelenmiştir.
Yapılan inceleme neticesinde taraf defterlerinin usulüne uygun tutulduğu anlaşılmış, davacı kayıtlarına göre alacağının 179.398,44-TL olduğu, davalı kayıtlarına göre ise davacıya 124.159,52-TL borçlu göründüğü tespit edilmiştir.
İncelenen ticari defterlerde davacı kayıtlarında her ne kadar 179.398,44-TL alacaklı olduğu görünse de bu kayda itibar edebilmek için ayrıca davalı defterlerinin de bu miktar ile uyumlu olması gerekmektedir. Fakat bu miktar davalı kayıtları ile örtüşmemektedir. Bu durumda davalı defterlerinin usulüne uygun tutulduğu, kayıtlarında davacıya bir miktar borçlu göründüğü, bu hususun kayıtlarda yer alması sebebiyle karine olarak davalının borcu kısmen kabul ederek kayıtları altına aldığı dikkate alınarak davacının 124.159,52 yönünden iddiasını ispatladığı kanaatine varılmıştır.
Bakiye bedel yönünden ise değinildiği gibi kayıtların uyuşmaması sebebiyle miktar yönünden davacının iddiasını yasal delillerle ispatlaması gerektiği, davacının delikçesinde belirttiği yemin delilinin kendisine hatırlatıldığı, davacının yemin deliline dayanmayacağını beyan ettiği anlaşılmış, konuya ilişkin ispata yarar yeterli yasal delil dosyaya sunulamadığı kanaatine varılarak tüm talepler hakkında aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-DAVANIN KISMEN KABULÜ İLE;
A) 124.259,52-TL alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faiz ile birlikte davalıdan tahsili ile DAVACIYA ÖDENMESİNE,
B) Fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gerekli 8.488,17-TL karar ve ilam harcından peşin alınan 3.063,68-TL harcın mahsubu ile bakiye 5.424,49-TL harcın davalıdan alınarak hazineye İRAD KAYDINA,
3-Arabuluculuk sonuç tutanağı tarihi itibariyle yürürlükte bulunan tarifeye göre tahakkuk eden 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin 914,23-TL sinin davalıdan tahsili ile , geri kalan 405,77-TL’sinin davacıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA,
4-Davacının kendisini bir vekil ile temsil ettirdiği anlaşıldığından karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca tayin ve takdir olunan 19.638,93 -TL ücreti vekaletin davalıdan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
5-Davalının kendisini bir vekil ile temsil ettirdiği anlaşıldığından karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca tayin ve takdir olunan 9.200,00 -TL ücreti vekaletin davacıdan tahsili ile davalıya VERİLMESİNE,
6-Davacı tarafından ödenen 59,30-TL başvurma harcı, 3.063,68-TL peşin harç, 1.237,00-TL tebligat ve bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 4.359,98 – TL yargılama giderinin davanın kabul oranı dikkate alınarak 3.019,72-TL’nin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
7-Gider avansından artan olur ise karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
Dair; 6100 sayılı HMK.’nun 341. ve devamı maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.19/09/2022

Katip …
¸e-imza

Hakim …
¸e-imza