Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/836 E. 2022/596 K. 13.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/836 Esas
KARAR NO : 2022/596

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 14/10/2021
KARAR TARİHİ : 13/06/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 19/07/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Tarafların, davacının yayın hakkı sahibi olduğu ….. Dergisi’nde davalının reklamlarının yayınlanması konusunda anlaştıklarını, davacının bu anlaşma gereği üstüne düşen sorumluluğu tam ve eksiksiz olarak ifa ettiğini, verilen bu hizmet neticesinde ….. numaralı 14.09.2018 tarihli ve 2.419,00 TL bedelli e-fatura düzenlendiğini, davalı tarafından TTK’nın 21/2 maddesi uyarınca da fatura içeriğine herhangi bir itirazda bulunulmaması hizmetin eksiksiz verildiğinin kanıtı olduğunu, hizmeti eksizsiz alan ve herhangi bir ödeme yapmayan davalı hakkında Küçükçekmece … İcra Müdürlüğü …. E. numarası ile icra takibine başlandığını, ancak davalının 18.08.2021 tarihinde icra takibine haksız yere itiraz ederek takibi durdurduğunu, bu nedenlerle fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak üzere davalının/borçlunun “Yetkiye, borcun tamamına, faize ve faiz oranı” hakkında kanun ve usul hükümlerine aykırı olarak kötü niyetle yaptığı ‘İtirazların İptali’ ile ‘Takibin Devamına’, karar verilmesini, her türlü harç ve yargılama giderlerinin davalıya bırakılmasına, yararımıza vekalet ücreti takdirine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle; 18 Ağustos 2021 tarihli borca itiraz dilekçemizde; “Takibin yetkili İstanbul Çağlayan İcra Dairesinden yapılmaması nedeniyle” takibe yetki yönünden itiraz edildiğini, yetkili İcra Dairesinin İstanbul Çağlayan İcra Daireleri olduğu açıkça belirtildiğini, bu nedenle davacı tarafın yetkili icra dairesinin usulüne uygun olarak belirtilmediği iddiasının doğru olmadığını, açıklanan nedenlerle davanın öncelikle yetki yönünden reddine karar verilmesini, TBKnun 117 inci maddesine göre muaccel bir borcun borçlusu alacaklının ihtarıyla temerrüde düştüğünü, taraflar arasındaki borç ilişkisinin bir sözleşmeye dayanmadığı gibi borcun ifa edileceği gün birlikte belirlenmediğini, bu nedenle borçlunun temerrüdünün gerçekleşmediğini, müvekkili şirket takip konusu cari hesap alacağını ödediğini, takip tarihine kadar işlediği iddia edilen 1,298,35 TL.lik faize itiraz ettiğini,temerrüt gerçekleşmediğinden faize yapılan itirazın hukuka uygun olduğunu, bu nedenlerle temerrüt gerçekleşmediğinden davacı tarafın faize ilişkin itirazın iptali talebinin reddine, dava değerinin %20sinden az olmamak üzere inkar tazminatına mahkumiyetine karar verilmesini talep etmiştir.
Küçükçekmece …. İcra Müdürlüğünün …. esas sayılı takip dosyası incelendiğinde; Alacaklı davacı şirketin, davalı şirket hakkında 1.198,35-TL işlemiş faiz, 2.419-TL cari hesap alacağı olmak üzere Toplam 3.617,35-TL toplam alacağına yıllık % 18,25 faizi ile borçludan tahsilini talep ettiği, ödeme emrinin borçluya tebliğ edildiği, borçlu tarafından 18/08/2021 havale tarihli dilekçeyle itiraz edildiği ve takibin durdurulduğu anlaşılmıştır.
Tarafların iddia ve savunmaları, sundukları deliller, dosya kapsamı belgeler ve her iki tarafa ait ticari defter ve kayıtlar incelenmek sureti ile takip tarihi itibari ile davacının davalıdan alacaklı olup olmadığı konusunda bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiş olup, bilirkişi S.M. Mali Müşavir ….’ın 16/02/2022 tarihli raporunda özetle; Taraflar arasındaki cari hesap farkının, 14.09.2018 tarihli … No.lu. 2.419,-TL’lik Temel E-Faturanın davalı ticari defterlerinde – kayıtlı olmamasından kaynaklanmış olduğu, ancak davacının 2.419-TL’lik asıl alacağını kabul ederek 30.09.2021 tarihinde toplam 2.825,-TL’yı Küçükçekmece .. İcra Müdürlüğü’ne ödemiş olduğu, ancak faizi kabul etmediği, Taraflar arasında düzelenmiş bir sözleşmeye veya davalıyı temerrüde düşürecek ihtarnameye dosya içeriğinde rastlanmamış olduğu, davacının asıl alacağını oluşturan 14.09.2018 tarihli …. No.lu 2.419,-TL’lik Temel E-Fatura üzerinde ödeme vadesinin 15.09.2018 tarihi olarak belirtilmesinden dolayı ve Temel E-Faturanın sistemden onaylanma süreci olarak fatura tarihine 8 gün eklenerek 22.09.2018 tarihinden, icra takip tarihine kadar davacının icra takibinde talebi olan TTK.1530 Maddeye göre yıllara göre Temerrüt Faiz oranları dikkate alınarak işlemiş faiz hesabı tekrar yapılmış olup işlemiş faiz tutarı 1.199,51 TL olarak hesaplanmış olduğu, ancak davacı tarafından icra takip tarihinde 1.198,35 TL işlemiş faiz talep edilmiş olduğu, işbu davanın değerinin ise 792,35 TL olduğu, İşlemiş faiz dahil davacı alacağının icra takip tarihi itibariyle (2.419,TL41.198,35 TL) 3.617,35 TL olduğu, davalı tarafından – icra Müdürlüğü’ne 30.09.2021 tarihinde 2.825,-TL yatırılmış olduğu, davacının alacağının 792,35 TL kalmış olduğu, aradaki kalan bedel olan (3.617,35 TL-2.825,- TL) 792,35 TL üzerinden işbu davanın açılmış olduğu görüş ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, ticari ilişkinden kaynaklandığı iddia edilen fatura alacağına dair işlemiş faizin tahsili için girişilen icra takibine vaki itirazın İİK’nun 67.maddesi gereğince iptali ile takibin devamına ve icra inkar tazminatı istemine ilişkindir.
Öncelikle ispat müessesesini açıklamakta fayda var. Bilindiği üzere, hakim, davada hangi vakıaların ispat edilmesini tespit ettikten sonra, bu vakıaların kimin tarafından ispat edilmesi gerektiği sorusuyla karşılaşır; buna ispat yükü denir. Kendisine ispat yükü düşen taraf için, bu bir yükümlülük(mükellefiyet) değil, sadece bir yüktür(külfettir). Taraf kendisinin ispat etmesi gerektiği vakıayı ispat edemezse karşı taraf ve mahkeme onu mutlaka ispat etmesini isteyemez, bilakis kendisine ispat yükü düşen taraf , o vakıayı ispat edememiş sayılır.(Kuru, Medeni Usul Hukuku, 2016, sy 319)
Dava dosyamızda ispat yükü alacaklı olduğunu iddia eden davacı üzerinde olup tarafların iddiaları doğrultusunda delilleri toplanarak taraf defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmasına dair ihtaratlı ara karar kurulmuş taraf defterleri incelenmiştir.
Davacı tarafça her ne kadar işlemiş faiz yönünden talepte bulunulmuşsa da; taraflar arasındaki hukuki ilişkiden borçlunun ne zaman temerrüde düşeceği anlaşılamıyorsa kural olarak alacaklının borçluyu ihtar ile temerrüde düşürmesi gerekmektedir. Olayımızın konusu taşıma ilişkisinden kaynaklanmadığından TTK 1530. maddesinin temerrüt açısından olayımıza uygulanma imkanı bulunmamaktadır. Gelinen aşamada davacının davalıyı usulüne uygun olarak temerrüde düşürdüğü hususu ispata muhtaç olup bu konuda denetlenebilir delil dosyaya sunulamadığından dava hakkında aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-DAVANIN REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gereken 80,70-TL maktu ilam ve karar harcının davacı tarafından peşin yatırılan 59,30-TL harçtan mahsubuna, bakiye 21,40-TL harcın davacıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA,
3-Arabuluculuk sonuç tutanağı tarihi itibariyle yürürlükte bulunan tarifeye göre tahakkuk eden 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin davacıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca tayin ve takdir olunan 792,35-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak DAVALIYA VERİLMESİNE,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerine BIRAKILMASINA,
6-Gider avansından artan avans var ise karar kesinleştiğinde DAVACIYA İADESİNE,
Dair; 6100 sayılı HMK. Uyarınca miktar yönünden kesin olmak üzere taraf vekillerinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.13/06/2022

Katip …
¸e-imza

Hakim …
¸e-imza