Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/830 E. 2022/428 K. 19.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/830 Esas
KARAR NO : 2022/428

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 12/10/2021
KARAR TARİHİ : 19/04/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket ile davalı şirket arasında ticari iş ilişkisi kurulduğunu, davalı taraf müvekkili şirketten mal satın aldığını, taraflar arasındaki bu ticari ilişkiden kaynaklanan ve davalı şirketin müvekkil şirkete olan borcundan dolayı cari hesap alacağı tahsil edilemeyince, fatura ve cari hesaba dayalı olarak 4.999,89 TL asıl alacak olmak üzere borçlu şirket hakkında Küçükcekmece …. İcra Müdürlüğü … E. Sayılı dosyasında TK.35 maddeye gönderilen ödeme emrin borçlu şirkete 08.04.2021 tarihinde tebliğ edildiğini, borçlu şirket tarafından 09.04.2021 tarihinde borca itiraz edildiğini, bu itiraz üzerine müvekkilinin bahsettiği alacakların ödenmesi için dava şartı olan arabuluculuğa başvurulmuş ise de anlaşma sağlanamadığından ve dava dilekçesinde ekli 02.06.2021 tarihli, … Arabuluculuk no.lu ve …. dosya numaralı e- imzalı arabulculuk son tutanağı düzenlendiğini, borçlunun yerinde olmayan itirazlarının iptali gerektiğini, müvekkili şirketin muhasebe kayıtlarında, takip tarihi itibari ile davalı şirketin 4.999,89 TL müvekkili şirkete borçlu olduğunun anlaşılacağını, davalı – borçlu iş bu takibe haksız ve mesnetsiz olarak itiraz ederek takibi durdurduğunu, borcun ve ticari ilişkinin varlığı irsaliye, fatura ve cari hesap ekstresi ile sabit olduğunu ileri sürerek, davanın kabulüne, davalının Küçükcekmece …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas numaralı dosyasına vaki itirazın iptali ile % 20 den az olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına mahkum edilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı yana yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin 08.12.2021 uyap teslim tarihli cevap dilekçesinde özetle; Müvekkilinin icra takibine konu edildiği bir borcu bulunmadığını, müvekkili ile davacı taraf arasında ticari ilişki bağlamında müvekkilinin davacı yana Kücükcekmece …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasına konu edildiği gibi bir borcu bulunmadığını, davacı taraf cari hesap ekstresi ile müvekkili şirketten alacağının olduğunu iddia ettiğini, davacı tarafından tanzim edilen faturalarda müvekkili şirketin ne kaşesi ne de imzası bulunmadığını, müvekkili şirket ile davacı ile ürünlerin birim fiyatının 140,00 TL olması yönünden anlaşılmış ancak dava dilekçesi ekinde bulunan faturadan ve icra takibine konu cari hesaptan anlaşılacağı üzere malların birim fiyatı 143,00 TL olduğunu, davacı aleyhine % 20 den aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesi gerektiğini, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri kanunu uyarınca davacı delillerini davalıya tebliğ etmekle yükümlü olduğunu, buna rağmen halihazırdaki davada, davacıya ait delillerin tamamı müvekkili şirkete tebliğ edilmemiş olup, bu durum HMK.nın açık hükmüne aykırı teşkil ettiğini, sonuç olarak davacının alacak talebinin ve borca dayanak yaptığı belgelerin ispata muhtaç olmasından ve sonuç olarak da davacının alacak talebinin likit olmamasından dolayı iş bu itirazın iptali davasının reddi gerektiğini, davacının hukuka aykırı tüm taleplerinin ve işbu davanın reddine, davacı aleyhine % 20 den aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderlerinin ve avukatlık ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini istemiştir.
Davacı vekili tarafından, dava konusu asıl alacağa yönelik, davalı tarafça icra dosyasına dava tarihinden sonra borcun tamamını kapsayacak şekilde ödeme yapıldığını belirtmiş ve asıl alacak yönünden davanın konusuz kaldığını, karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmesini; davanın açılmasına davalı taraf sebebiyet verdiğinden yargılama gideri, vekalet ücreti ve icra inkar tazminatına hükmedilmesi talepli 07.01.2022 havale tarihli dilekçenin dosya içerisine sunulduğu görülmüştür. Bu beyanını duruşma sırasında da tekrar etmiştir.
Davalı vekili tarafından, borcun tamamını ödediklerini ve borcun ödenmesi sebeyile davanın konusuz kaldığını, karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmesini; icra inkar tazminatı talebinin reddine ve yargılama gideri ile vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılması talepli 10.01.2022 tarihli dilekçenin dosya içerisine sunulduğu görülmüştür. Bu beyanını duruşma sırasında da tekrar etmiştir.
Bilirkişi tarafından düzenlenen 23/02/2022 tarihli bilirkişi raporunda özetle; Davacı şirkete ait 2020-2021yılına ait ticari defterlerinin E – Defter olarak tutulduğu ve ilgili tebliğe uygun olarak 2020 yılı Ocak – Aralık ayı beratlarının süresinde verildiği, 2021 yılı için Ocak – Ekim ayı beratlarının süresinde verildiği ve belirli kanuni şartları taşıdığı , davalı şirketin incelemeye katılmadığı ve yerinde inceleme talep etmediği, incelemeye esas olmak üzere herhangi bir ticari defter ve kayıt ibraz etmediği, davacı şirketin kendi ticari defter ve kayıtlara göre davalı şirketten Küçükcekmece … İcra Müdürlüğü’nün … E.sayılı dosyasından takip 07.02.2021 tarihi itibariyle cari hesap bakiyesi olarak 4.999,89 TL alacak olacağı, somut olay bakımından faizin, taraflar arasındaki ilişkinin ticari olması nedeni ile miktarı infaz aşamasında belirlemek üzere, davacı şirketin talebi gibi alacağa takip tarihi olan 07.02.2021 tarihinden itibaren değişen ve değişecek oranlarda reeskont faizi işletilmesinin uygun olduğu, icra inkar tazminatı talebinin mahkemenin takdirinde olduğu görüş ve kanaatine varıldığını bildirmiştir.
Dava dilekçesi, cevap dilekçesi, taraf beyanları, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde;
Dava, 2004 sayılı İcra İflas Kanunu’ nun 67. maddesine dayalı itirazın iptali isteminden ibarettir.
Dava konusu, taraflar arasındaki alım – satım ilişkisi nedeniyle cari hesap alacağının tahsili için davacı tarafça davalı hakkında başlatılan icra takibine vaki davalının itirazının iptali ile icra inkar tazminatının davalıdan tahsili istemine ilişkin olduğu görülmüştür.
Yargılamaya konu Küçükcekmece …. İcra Müdürlüğü … Esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde; 4.999,89 TL’nin tahsili talep edilmiştir. Davalıya ödeme emri tebliğ edilmiş, davalı borçlu vekili süresinde itirazında borca itiraz ettiğini belirtmiştir. İtiraz üzerine takibin durduğu ve süresinde iş bu davanın açıldığı görülmüştür.
Dava konusu miktar 4.999,89 TL’ dir.
Taraflar tacir olup delil olarak ticari defterlere dayanıldığından TTK’nun 83 ile 85 ve HMK’nun 222’nci maddeleri uyarınca tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiştir.
Davacının incelemeye konu ticari defterlerinin yasal şartları taşıdığı ve davacı lehine delil niteliğinin olduğu dosya kapsamı içeriğinden anlaşılmıştır.
Davalı taraf ticari defterlerini dosya içerisine sunmamıştır.
Taraflar arasındaki ticari ilişkinin varlığı fatura ve ticari defter ve ticari kayıtlar içeriğinden anlaşılmaktadır.
Davacının ticari defterler ve kayıtlarının ve Bilirkişi …’ ın hazırlamış olduğu 12/11/2021 tarihli rapor içeriğinin incelenmesinde;
– Davacının cari hesaptan kaynaklı olarak 4.999,89 TL davalıdan alacağının olduğu görülmüştür.
– Davalının davacının defterlerindeki bu ispatı ortadan kaldıracak, aksini gösterir herhangi bir kesin (yazılı) delil sunmadığı görülmüştür.
– Kural olarak, malın teslim edildiğinin ispat yükü davacıdadır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemesi Kanunu’ nun 222/3. maddesinin 22/07/2020 tarih ve 7251 sayılı yasa ile değiştirilmeden önceki hali ” İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz. ” şeklindedir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemesi Kanunu’ nun 222/3. maddesinin 22/07/2020 tarih ve 7251 sayılı yasa ile değiştirildikten sonraki hali ” İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi halinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.” şeklindedir.
7251 sayılı yasanın 6100 sayılı Hukuk Muhakemesi Kanunu’ nun 222/3. maddesindeki değişikliği düzenleyen 23. maddesine ait Türkiye Büyük Millet Meclisi gerekçesi ” Maddeyle, Kanunun ticari defterlerin ibrazı ve delil olmasına ilişkin 222 nci maddesinde değişiklik yapılmaktadır. Mevcut metne göre diğer tarafın defter kayıtlarında ilgili hususta hiçbir kayıt bulunmaması halinde, ibraz eden tarafın ticari defterindeki kayıtlar, sahibi lehine delil olarak kabul edilebilmektedir. Ticari defteri ibraz edenin tek taraflı işlemiyle oluşturduğu kayıtların, bu kayıtlardan hiçbir şekilde haberi olmayan karşı taraf aleyhine delil teşkil ediyor olması hakkaniyete aykırı sonuçlar doğurabileceği gibi hukuk güvenliği ilkesine de aykırılık teşkil edebilmektedir. Bu sebeple maddede yapılan değişiklikle, ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için öngörülen unsurlardan biri olan, diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtların “ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi” hali, madde metninden çıkarılmaktadır. Kural tersine çevrilmekte ve karşı tarafın maddede belirtilen usule uygun olarak tuttuğu ticari defterini ibraz ettiği halde ileri sürülen hususta hiçbir kayıt içermemesi halinde ticari defterin, sahibi lehine delil olarak kullanılamayacağı açıkça hükme bağlanmaktadır. Madde metni dışına çıkarılan “ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi” durumunun yerine, “diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi” durumu maddeye ilave edilmektedir. Buna göre ticari defterde yer alan herhangi bir kaydın, sahibi lehine delil teşkil edebilmesi için diğer tarafın ticari defterini ibraz etmemesi gerekecektir. Bu düzenlemenin hakkaniyete ve hukuk güvenliği ilkesine uygun olduğu düşünülmektedir. Zira ticari defteri ibraz edenin defterinde yer alan ve diğer tarafı muhatap alan kayıt, diğer tarafa sunulmakta ve diğer tarafın kendi defterindeki kayıtlara dayanarak karşı delilini ileri sürmesi beklenmektedir. Diğer tarafın ticari defterini ibraz etmemesi hali, ileri sürülen delili hükümden düşürecek başka herhangi bir kayda sahip olmadığı anlamına gelecektir. Belirtilmelidir ki defter ibraz etmeyen tarafın, diğer tarafın ticari defterindeki kayıtların aksini senet veya diğer kesin delillerle ispatlama hakkı saklıdır.” şeklindedir.
Kanun değişikliği sonrasında madde gerekçesi içeriğinden anlaşıldığı üzere, davalı defterlerini sunmayarak davacının ticari defter kayıtlarının HMK’nın 222/3. maddeye göre lehine delil oluşturup oluşturmadığının tam olarak incelenebilmesine 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu 2. maddesi ile 6100 sayılı HMK’ nın 29. maddesi kapsamında dürüstlük-hakkaniyet ilkesine aykırı bir şekilde engel olduğundan, sunulmayan ticari defterlerinde de davacının alacaklı olduğuna dair kayıtların mevcut olduğu halde sunulmadığının, davacı tarafça ileri sürülen delili hükümden düşürecek başka herhangi bir kayda sahip olmadığının ve bunun sonucunda da davacının incelenen defter kayıtlarının davacı lehine delil oluşturduğunun kabulü gerekir.
Bu durumda davacının ticari defter kayıtları ile alacağın varlığının ispatlandığı, davacı tarafça fatura – mal teslim olgusunun artık ispatının gerekmeyeceği (Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesinin 25.12.2020 Tarih ve 2020/1170 E. – 2020/1325 K. Sayılı ilamı.), davalının ticari defter ve kayıtları sunmayarak ispat yükünü kendi üzerine aldığı kabul edilmiş, davacının davasında haklı olduğunun tespiti ile tarafların talepleri ve borcun ödendiği de görülerek, icra takibine konu asıl alacak yönünden talebin konusuz kalması sebebiyle karar verilmesine yer olmadığına dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
Yaptırılan bilirkişi incelemesine göre alacağın ticari defterlerde belli olduğu, yani likit olduğu anlaşıldığından, davalının ayrıca icra inkar tazminatına da mahkum edilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki gibi hüküm fıkrası oluşturulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının İtirazın İptali davasındaki asıl alacak yönünden talebinin KONUSUZ KALMASI NEDENİYLE KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
-Alacağın %20 si olan 999,97 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
-Yasal şartları oluşmayan Kötü Niyet tazminatı talebinin reddine,
2- Harçlar tarifesi uyarınca alınması gereken 80,70 TL harçtan davacı tarafça peşin yatırılan 60,39 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 20,31 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat KAYDINA,
– Arabuluculuk sonuç tutanağı tarihi itibariyle yürürlükte bulunan tarifeye göre tahakkuk eden 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,

– Davacı tarafça sarf edilen toplam 128,19 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3- Davacı tarafından sarf edilen toplam 1.354,10 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
– Davacı tarafça yatırılan gider avansından arta kalan miktarın karar kesinleştiğinde davacı tarafa İADESİNE, (Gerekçeli kararın tebliğe çıkarılma masraflarının kalan gider avansından karşılanmasına)
– Davalı tarafça yatırılan gider avansından arta kalan miktarın yatıran davalı tarafa İADESİNE,
4- Davanın kabul miktarı dikkate alınarak karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca tayin ve takdir olunan 4.999,89 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
Dair; miktar itibari ile kesin olmak üzere taraf vekillerinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 19/04/2022

Katip …
¸e-imza

Hakim …
¸e-imza