Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/828 E. 2021/1193 K. 09.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/828 Esas
KARAR NO : 2021/1193

DAVA : İflas (Adi Takipten Doğan İflas (İİK 156)),
DAVA TARİHİ : 19/10/2020
KARAR TARİHİ : 09/12/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 30/12/2021

Mahkememizin …. Esas sayılı dava dosyasındaki 13/07/2021 tarihli duruşma tutanağının (1) nolu ara kararı çerçevesinde Birleşen Bakırköy 1.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2020/741 Esas sayılı dosyasının bu dosyadan tefrikine, dava şartlarının yeni esas numarasında değerlendirilmesine, mahkememizin ayrı bir esas numarasına kaydının yapılmasına karar verildiği anlaşılmakla; … Esas sayı ile Mahkememize tevzi kaydı yapılan dava dilekçesi mahkememiz esasının yukarıda belirtilen sırasına kaydı yapılan İflas (Adi Takipten Doğan İflas (İİK 156)) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde; Müvekkili … Dış Ticaret A.Ş adına davalı borçlu aleyhine Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile iflas yoluyla takip başlatıldığını, davalı borçlu tarafından bu takibe itiraz edildiğini, davalı şirketin müvekkil davacıya cari hesap borcunun bulunduğunu, işbu cari hesap ilişkisinin 01/01/2018 tarihinde başladığını, davalarının dayanağı iflas yoluyla takibe konu alacak ile ilgili davalı borçlu şirketle müvekkil davacı arasında 19/09/2019 tarihli mutabakat yapıldığını, davacı dilekçeleri ile davalarının dayanağı icra takibine ait ödeme emri/takip talebi ekinde yer alan 19/09/2019 tarihli mutabakat ile davalı nezdinde bulunan cari hesapta müvekkil davacı şirketin 19/09/2019 tarihi itibariyle 171.163,79 USD alacaklı olduğunun kabul edildiğini, müvekkil ile davalı arasında yapılan 19/09/2019 tarihli mutabakatta müvekkilinin alacağının davalı şirket tarafından kabul edildiğini, işbu alacağın davalı şirket tarafından kabul edilmesine rağmen müvekkili tarafından defalarca talep edilmesine rağmen davalı tarafından müvekkiline herhangi bir ödeme yapılmadığını belirterek Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasına davalı şirket tarafından yapılan haksız ve hukuka aykırı itirazın kaldırılmasını, davalı borçlu şirket aleyhine depo kararı verilerek şartların oluşması halinde davalı borçlunun iflasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; her ne kadar davacı şirketçe müvekkili şirketin kendisine 171.163,80 USD borcu olduğu iddia edilmişse de bu husus davacı şirket tarafından ispat edilemediğini, davacının huzurdaki davaya konu icra takiplerini başlatmakta ve işbu davayı açmakta kötü niyetli olduğunu, bu nedenle davacı aleyhine dava değerinin %20’sinden az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesi gerektiğini, davacı şirketin tek yetkilisinin … olduğnu, …’ün davacı … temsile tek yetkili kişi olup uyuşmazlığa konu icra takinin başlatılmasında ve huzurdaki haksız ve mesnetsiz davanın açılmasında davacı şirket adına karar almaya yetkili kimse olduğunu, kötü niyetli hareket ettiğini, davacı şirketin tüzel kişiliğinin perdesi arkasına gizlenerek müvekkili şirketi zor durumda bırakmaya ve zarara uğratmaya çalıştığını belirterek öncelikle huzurdaki davanın “… Mh. … Cd. No:… Bakırköy, İstanbul” adresinde mukim … (T.C. …)’e ihbarına ve Bakırköy …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …. E. Sayılı dava dosyasının huzurdaki dava dosyasında birleştirilmesine, huzurdaki haksız ve mesnetsiz davanın tümden reddine, davacı şirketlerin dava değerlerinin %20’sinden az olmamak üzere müvekkili şirkete ayrı ayrı kötü niyet tazminatı ödemesine karar verilmesini savunmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE YARGILAMANIN ÖZETİ:
Dava, İİK madde 156.maddesi uyarınca davalı şirketin iflasına karar verilmesini istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; iflas takibi itibariyle davacının alacağı olup olmadığı, varsa miktarının ne olduğu ve İİK.156. maddesi gereği iflas koşullarının oluşup oluşmadığı konularından kaynaklandığı tespit edilmiştir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın niteliğine göre HMK’nun 14/2 maddesi gereğince işbu davaya bakmaya mahkememiz kesin yetkili olup, dava 6102 sayılı TTK’nun 1521.maddesi gereğince basit yargılama usulünce incelenip sonuçlandırılmıştır.
İİK’nun 166/2 maddesinde öngörülen usulde iflas ilanlarının yaptırıldığı, ilan gazetelerinin gönderildiği, 15.000,00-TL iflas avansının davacı tarafça yatırıldığı anlaşılmıştır.
İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğüne yazılan müzekereye cevap verildiği, istenen bilgi ve belgelerin gönderildiği, incelenmesinde; …. sicil nolu …’nin …. Mahallesi …. Bulvarı No:…. Esenyurt/İstanbul adresinde sicilde kayıtlı olduğu, 15/08/1979 tarihinde kurulduğu anlaşılmıştır.
Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyası aslının celp edildiği, incelenmesinde; davacı alacaklı tarafından davalı borçlu aleyhinde 171.163,79 USD alacağın tahsili için 17/08/2020 tarihinde icra takibi başlatıldığı, davalı borçluya ödeme emrinin 23/09/2020 tarihinde tebliğ edildiği anlaşılmıştır.
Asıl ve birleşen davalarda; Davacının iddiası, icra dosyası ve tüm dosya kapsamına göre asıl dava yönünden; Büyükçekmece … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasına göre, birleşen dava yönünden ise; Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasına göre, cari hesap bakiyesi ve mutabakatnameden kaynaklı olarak davacının iddiası, , icra dosyası ve tüm dosya kapsamına göre tarafların ticari defter ve belgeleri ile dosya üzerinde ayrıca gelecek duruşma tarihi esas alınarak güncel kapak hesabı da yapılarak 05/02/2021 günü, saat: 14.30 ‘de mahkememiz duruşma salonunda bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş, 31/03/2021 tarihli raporda; dava konusunun, asıl dava yönünden; Büyükçekmece …. İcra Müdürlüğü’nün … E. dosyasında 19.09.2019 tarihli mutabakat ve cari hesap bakiye alacağının tahsili amacıyla yürüttüğü takibe yapılan itirazın iptali ve davalının iflası talebinden ibaret olduğu, birleşen dava yönünden; Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün … E. dosyasında 19.09.2019 tarihli mutabakat ve cari hesap bakiye alacağının tahsili amacıyla yürüttüğü takibe yapılan itirazın iptali ve davalının iflası talebinden ibaret olduğu, birleşen dava davacısı … Dış Tic. A.Ş.’nin 2014, 2015, 2016, 2017, 2018, 2019 ve 2020 yılları ticari defterlerinin lehine delil niteliğinin bulunduğu, birleşen dava davacısı … Dış Tic. A.Ş.’nin ticari defterlerine göre; birleşen dava takip tarihi (17.08.2020) itibariyle davacı … Tic.A.Ş.’nin davalıdan 1.171.136,95 TL (171.163,80 USD) alacaklı olduğu, davalının 2014, 2015, 2016, 2017, 2018, 2019 ve 2020 yılları ticari defterlerinin lehine delil niteliğinin bulunduğu, dava ticari defterlerine göre; Asıl Dava takip tarihi (26.08.2020) itibariyle davalının davacı … LTD.’ne … hesap kodlarına göre borcunun bulunmadığı, …. hesap koduna göre 596.349,46 TL (85.964,00 USD) borçlu olduğu, Birleşen Dava takip tarihi (17.08.2020) itibariyle davalının davacı … Tic. A.Ş.’ne borcunun bulunmadığı, asıl dava davacısı … Ltd.’nin ticari defterleri ile ilgili olarak; asıl dava davacısı şirketin yurtdışı firması olduğu, yurtdışında faaliyet gösteren firmaların defter tutma zorunluluğu bulunmadığından ticari defter ibraz edilmediği, asıl dava davacısı …. LTD ’nin ticari defterlerine göre; Asıl dava takip tarihi (26.08.2020) itibariyle davacı … LTD ’nin davalıdan 286.326,03 USD alacaklı olduğu, asıl dava yönünden; davacı ile davalı ticari defterlerinin taraflar arasında yapılan 19.09.2019 tarihli Mutabakat mektubu gereği belirtilen 509.816,27 USD tutarın taraf ticari defterlerinin birbiri ile uyumlu olduğu, takip tarihi itibari ile taraf ticari defterleri arasındaki cari hesap farkının ise 200.361,92 USD olduğu, mezkur farka ilişkin sunulan dayanak evrakın 12.06.2020 tarihli …. (ortaklara borçlar) hesabına devir işlemine ilişkin virman muhasebe fişinin sunulduğu, ancak virman işleminin neye dayalı olarak yapıldığına ilişkin tarafımıza ve dosyaya herhangi bir evrak sunulmadığı, bunun yanı sıra davalı ticari defterlerinde de kayıtlı olduğu üzere devir tarihinden sonra taraflarca para transfer işlemlerinin bulunduğu, takip konusu (286.325,92 USD) tutarın davalı ticari defterlerinde kayıtlı borç olan 85.964,00 USD haricindeki ihtilaf konusu 200.361,92 USD alacağın davacının davalıya (hisse devir tarihinden sonra) yapmış olduğu 31.07.2019 tarihli (400.000 USD) ödemeden kalan bakiye olduğu, neticeten davalı tarafından 12.06.2020 tarihli virman işlemine ilişkin sunulan virman muhasebe fişinde işlem açıklamasının “….” olduğu ancak bu açıklamaya dayanak teşkil edebilecek evrakın bulunmadığı, bu itibarla mezkur kayıtların dayanaksız olduğundan değerlendirme dışı bırakılması gerektiğinin Mahkemece kabulü halinde takip tarihi itibariyle davacının davalıdan 286.325,92 USD alacaklı olduğu, birleşen dava yönünden; davacı (… A.Ş.) ile davalı (… Alüminyum A.Ş.) ticari defterlerinin dosyaya mübrez 19.09.2019 tarihli mutabakat tarihi itibari ile davalının ticari defterlerine göre davacıya 1.251.278,53 USD borçlu olduğu, takip tarihi itibari ile borcunun bulunmadığı, takip tarihinden önce davalı ticari defterlerine göre virman işlemlerinin olduğu ve bu virman işlemlerinin ters kayıtlarının yapılarak (Borç Dekontu) hesapların 2019 yılı açılış rakamı olan 171.163,79 USD’ye ulaşılmış olduğu, ancak takip tarihi itibari ile taraf ticari defterleri arasındaki cari hesap farkının da 171.163,79 USD olduğu, bu farka ilişkin tarafımıza sunulan 01.05.2020 tarihli 171.163,79 USD’lik virman dekontundan kaynaklı olduğu, mezkur virman dekontunun detaylarının aşağıdaki gibi olduğu, davalı ticari defterlerinde yer alan virman işlemine konu … Faktoring ile yapılan 2.122.500 USD tutarındaki borç tasfiye protokolünde davalının dava dışı … Faktoring e olan borçlarının yapılandırılması işlemine istinaden yapıldığının belirtilmiş olmakla birlikte bu protokol nedeniyle davacıya yüklenen 171.163,79 USD virman işlemi arasında illiyet bağını oluşturacak bir belgenin bulunmadığı, neticeten davalı tarafından 01.05.2020 tarihli davacıya yüklenen 171.163,79 USD virman işlemine ilişkin davalı yanca dayanak olarak sunulan … Faktoring borçlarının yapılandırılması sözleşmesi ile muhasebe virman işlemi arasında illiyet bağını oluşturacak bir dayanağın bulunmadığının kabulü halinde; nihai takdiri Sayın Mahkemeye ait olmak üzere takip tarihi itibariyle davacının davalıdan 171.163,79 USD alacaklı olduğu, neticeten, asıl dava yönünden; yukarıda izah edilen nedenlerle takip tarihi itibari ile davacının davalıdan 286.326,02 USD alacaklı olduğu, bir sonraki dava tarihi olan 01.04.2021 tarihi itibariyle 2.484.854,33 TL toplam alacak hesap edildiği, davacı asıl alacağına uygulanacak 1 gün faiz tutarı 796,10 TL olarak hesap edildiği, birleşen dava yönünden; takip tarihi itibari ile davacının davalıdan 171.163,79 USD alacaklı olduğu, bir sonraki dava tarihi olan 01.04.2021 tarihi itibariyle asıl alacak ve işlemiş faiz yönünden 175.069,69 USD ve tahsil harcı ile vekalet ücreti yönünden 84.732,46 TL alacak hesap edildiği, davacı asıl alacağına uygulanacak 1 gün faiz tutarı 18,76 USD olarak hesap edildiği kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Davalının itirazlarının değerlendirilmesi ve tüm dosya kapsamı itibariyle ayrıntılı, hükme elverişli, gerekeli ek rapor alınmasına, gelecek celse itibari ile asıl ve birleşen dosyalar için depo emrine esas bedelin günlük faiz dikkate alınarak gelecek duruşma tarihi itibari ile hesaplanması hususlarında ek rapor alınmasına karar verilmiş, 15/06/2021 tarihli ek raporda; Asıl dava yönünden; bir sonraki duruşma tarihi olan 17.06.2021 tarihi itibariyle depo emrine esas alacağın 2.551.871,54 TL olarak hesap edildiği, davacı asıl alacağına uygulanacak 1 gün faiz tutarı 969,79 TL olarak hesap edildiği, birleşen dava yönünden; bir sonraki duruşma tarihi olan 17.06.2021 tarihi itibariyle asıl alacak ve işlemiş faiz yönünden 176.647,34 USD ve tahsil harcı ile vekalet ücreti yönünden 84.732,46 TL alacak hesap edildiği, davacı asıl alacağına uygulanacak 1 gün faiz tutarı 18,76 USD olarak hesap edildiği, davacılar ile davalı arasındaki borç alacak ilişkisinde, davacıların alacaklarını davalı ya da davalı şirket ortaklarına devrettiğine ilişkin bir sözleşme ya da sözleşmesel bir hüküm bulunmadığı kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Dava açan şirketin İngiliz Virginia Adaları uyruklu olup Türkiye ile aralarında adli yardım ve teminat gösterilirken muaf tutulduğuna dair 1931 Tarihli Sözleşme dikkate alınarak taraflar arasında karşılıklılık bulunduğundan alacaklının mensup olduğu ülke ile Türkiye arasında teminat gösterilmesi yükümlülüğü bulunmadığından davalı vekiline yabancılık unsuru sebebiyle davacının teminat göstermesi yönündeki itirazının reddine karar verilmiştir.
Bakırköy … ATM’nin …. Esas sayılı dosyasından sözkonusu sözleşme tercüme edildiğinden Bakırköy … ATM ‘de alınan tercüme ve …. evrakının dosya arasına alındığı anlaşılmıştır.
Davaya konu Bakırköy .. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasına davalı tarafından yapılan itirazın (171.163,79 USD) asıl alacak üzerinden kesin olarak kaldırılmasına karar verilerek icra müdürlüğüne bildirilmiştir.
İİK.158.maddesinde; (Değişik: 9/11/1988-3494/26 md.) “Alacaklının iflas takibi kesinleştiğinde l66 ncı maddenin ikinci fıkrasındaki usulle ilan edilir. İflas talebinin ilanından itibaren onbeş gün içinde diğer alacaklılar davaya müdahele veya itiraz ederek iflası gerektiren bir hal bulunmadığını ileri sürerek mahkemeden talebin reddini isteyebilirler. Mahkeme, icra dosyasını celbeder ve basit yargılama usulüne göre duruşma yaparak, gerek iflas talebini gerek itiraz ve defileri umumi hükümler dairesinde tetkik ve intac eder. Şu kadar ki, borçlu takibe karşı usulü dairesinde itiraz etmemiş veya itiraz ve defileri varit görülmemişse mahkeme yedi gün içinde faiz ve icra masrafları ile birlikte borcunu ifa veya o miktar meblağın mahkeme veznesine depo edilmesini borçluya veya iflas davasında kendisini temsil etmiş olan vekiline, dava vicahda devam ediyorsa duruşmada, aksi takdirde Tebligat Kanunu hükümleri dairesinde yapılacak tebliğ ile emreder. Borçlu imtina ederse ilk oturumda iflasına karar verilir.”düzenlemesi yer almaktadır.
Mahkememiz dosyasında İİK.158.maddesine göre güncel kapak hesabı doğrultusunda tanzim edilen depo emrinin davalı vekiline duruşmada tefhim edildiği, gerekli ihtaratın yapıldığı, davalının depo emrine esas miktarı yasal süresi içerisinde mahkememiz veznesine depo ettiği ve bu suretle depo emrinin yerine getirildiği görülmüştür.
Taraflar arasındaki iddia ve savunmaların ana noktası Davacı alacaklı olduğunu, müvekkilleri şirketlerin alacağının davalı şirketin cari hesabında yer aldığını, davalı firmanın 19.09.2019 tarihli hesap mutabakatları ile müvekkillerine karşı olan borçları kabul ettiğini, davalı firmanın müvekkili şirketlere olan borçlarını ödemediğini, müvekkillerinin davalı firma aleyhine takip başlatmak zorunda kaldığını, söz konusu takiplere davalı firmanın haksız olarak itiraz ettiğini belirterek davalı firmanın itirazının kaldırılmasına, müvekkili şirketlerin alacağının davalı firma tarafından depo edilmesine, koşulları oluşması durumunda ise davalı firmanın iflasına karar verilmesini talep etmektedir. Buna karşılık davalı firma vekili, müvekkilinin davacılara karşı herhangi bir borcu olmadığını, 19.09.2019 tarihli hesap mutabakatının müvekkili şirket açısından herhangi bir bağlayıcılığı bulunmadığını, müvekkili şirketin davacılara borçlu olduğu tespit edilse dahi müvekkillerinin davacı şirketlerden 15.01.2019 tarihli Hisse Devri Sözleşmesi çerçevesinde alacaklı olduğunu, söz konusu alacakların takas mahsup edildiğinde davacı şirketlerin müvekkili firmadan talep edebileceği bir alacağı kalmayacağını belirterek öncelikle müvekkili şirketin 15.01.2019 tarihli Hisse Devri Sözleşmesinden kaynaklanan alacağının tespit edilmesini, akabinde ise bu alacağın davacı şirket alacağı ile takas ve mahsup edilmesini talep etmiştir.
Uyuşmalık davacı şirketlerin 15.01.2019 tarihli belgeden kaynaklı olarak sorumlu olup olmadığı değil, davalı şirketin 15.01.2019 tarihli sözlemeden dolayı davacıdan alacaklı olup olmadığı noktasındadır.
07.02.2019 tarihli sözleşmenin 4.3. maddesinde “… Ltd.’in ve …’ün … Alüminyum San. A.Ş.den olan veya üçüncü şahıslardan (“…. de dahil) hisse devir tarihine kadar ve bu tarih itibariyle devralmış oldukları her türlü alacak hakkı devam edecektir. Kural olarak, hisse devir tarihine kadar … Alüminyum A.Ş.’nin yapmış olduğu satışlar nedeniyle elde edilmiş veya edilecek gelirler ve due diligence için verilmiş olan bilançoda gözükmeyen mükellefiyetler ve riskler de … Ltd.’e ait olacaktır.” denilmek suretiyle davacının cari hesap alacak haklarının devam ettiği de taraflarca açıkça imza altına alınmıştır.
Sözleşmenin 4.3.maddesine göre sözleşme tarihi de dahil davacı şirketin davalıdan alacaklı olup olmadığı pay devrinden bağımsız olarak bu alacağın varlığı devam edip edtmediği konusunda taraflar bu madde hükmünün yorumunda anlaşmazlık içindedirler. Bu durumda sözleşmede yer alan kayıtların anlamını ve bu kayıtların hangi hukuki sonuçlara yöneldiğini tayin etmek zorunludur. Yorum herşeyden önce mantık ve gramer kurallarına göre yapılacaktır. ( Tekinay Borçlar Hukuku, Genel Hükümler s. 148 )
Ayrıca sözleşmelerin yorumunda da kabul edilen teori güven prensibidir. Beyan muhatabının fiilen o beyanı nasıl anladığına ya da kendisince bilinebilen bütün hal ve şartları objektif iyiniyet kurallarınca değerlendirerek nasıl anlaması gerektiğine bakılması icap eder ki, bu güven ilkesinin bir sonucudur.
İş bu Davaya konu 21.01.2019 tarihli ve 07.02.2019 tarihli) hisse devri sözleşmesi bulunmaktadır. sözleşmelerden eski tarihli olanın 21.01.2019 tarihli sözleşmenin, taraflarca 07.02.2019 tarihli Pay Devri Sözleşmesi kapsamına alındığı anlaşılmaktadır. Zira 07.02.2019 tarihli Pay Devri Sözleşmenin 3.2. maddesinin ilgili kısmı şu şekildedir:
“Taraflar, belirtilen 21.01.2019 tarihli “…. Alüminyum San. A.Ş. Hisse Devir Sözleşmesi” ile “Protokol” deki şartların işbu Sözleşme kapsamında revize edildiği ve işbu Sözleşmenin, Sözleşme’de yer alan hususlarda 21.01.2019 tarihli “… Alüminyum San, 4.3. Hisse Devir Sözleşmesi” ve “Protokol” ün yerine geçtiği, bu Sözleşme’de açıkça yer almayan hususlarda ise Protokol’ün bağlayıcılığının devam ettiği “hususunda mutabıklardır.” şeklinde düzenleme yapılmıştır.
Yukarıda yer verilen sözleşme hükmünden, 21.01.2019 tarihli sözleşmenin yeni tarihli olan 07.02.2019 tarihli sözleşmenin kapsamı içerisinde alındığı, yeni sözleşmede yer alan hususların eski sözleşmenin yerine geçtiğinin kararlaştırıldığı görülmektedir.
Öte yandan 15.01.2019 tarihli anlaşmanın mahkememiz ara kararı sonrası sunulan tercüme edilmiş halinde 11. madde “Hisselerin %100’ü. Tüm hissedarlar, tüm hisseleri ve kendilerine veya şirketlerine vb. yerlere ait olan haklarını devretmeyi kabul edecektir. Tüm mahkeme davaları çözülecek, durdurulacak ve barış içinde sonuçlandırılacaktır.” şeklindedir. Davalı yanca sunulan anlaşma metninin tercüme edilmiş hali maddede hissedarların hisseleriyle ilgili haklarından bahsedilmekte olup, dava konusu alacaklar hissedar olmalarından da kaynaklanmayıp davacı şirketin ve …’ün davalı şirket … alüminyum’dan olan her türlü alacak hakkının devam edeceği taraflarca hüküm altına alındığı sonucuna varılmıştır.
Yine 07.02.2019 tarihli Pay Devri Sözleşmesi’nin 4.3. maddesinin devamında “…..due diligence için verilmiş olan bilançoda gözükmeyen mükellefiyet ve riskler de … Ltd.’e ait olacaktır.” denilerek imza altına alınmıştır. Dava konusu alacakların bilançoda yer aldığı davalı şirketin defter kayıtları ile de anlaşılmıştır 15.01.2019 tarihli Anlaşma’nın 20. maddesinde “Öngörülemeyen riskler İK’ya aittir.” denilmekle, öngörülemeyen, diğer bir deyişle davalı şirketin kayıtlarına intikal etmemiş ve aynı zamanda kendilerine bildirilmemiş, aralarındaki protokollere konu edilmemiş, sonradan ortaya çıkabilecek risklerin …’e ait olduğu/olacağı belirtilmiştir. Sonuç olarak ortaya çıkan bu alacak kaleminin anlaşmanın 20. maddesinde yer verilen öngörülemeyen olarak değerlendirilemeyeceği sonucuna varılmıştır.
Bu ilkeler ışığında davacı Norsel şirketinin davalı şirketteki hisselerini devretmesine rağmen davalı şirketten olan alacaklarını dava konusu yapmasına herhangi bir engel bulunmadığı, zira 07.02.2019 tarihli Pay Devri Sözleşmesi’nin 4.3. Maddesi gereğince, davacı şirketin … Alüminyum’dan hisse devir tarihine kadar ve bu tarih itibariyle devralmış olduğu her türlü alacak hakkının devam ettiği anlaşılmıştır.
Ayrıca Davacı ile davalı ticari defterlerinin taraflar arasında yapılan 19.09.2019 tarihli mutabakat tarihi itibari ile davalının ticari defterlerine göre davacıya 1.251.278,53 USD borçlu olduğu, takip tarihi itibari ile borcunun bulunmadığı, takip tarihinden önce davalı ticari defterlerine göre virman işlemlerinin olduğu ve bu virman işlemlerinin ters kayıtlarının yapılarak (Borç Dekontu) hesapların 2019 yılı açılış rakamı olan 171.163,79 USD’ye ulaşılmış olduğu, ancak takip tarihi itibari ile taraf ticari defterleri arasındaki cari hesap farkının da 171.163,79 USD olduğu, bu farka ilişkin tarafımıza sunulan 01.05.2020 tarihli 171.163,79 USD’lik virman dekontundan kaynaklı olduğu, mezkur virman dekontunun detaylarının aşağıdaki gibi olduğu, davalı ticari defterlerinde yer alan virman işlemine konu … Faktoring ile yapılan 2.122.500 USD tutarındaki borç tasfiye protokolünde davalının dava dışı … Faktoring e olan borçlarının yapılandırılması işlemine istinaden yapıldığının belirtilmiş olmakla birlikte bu protokol nedeniyle davacıya yüklenen 171.163,79 USD virman işlemi arasında illiyet bağını oluşturacak bir belgenin bulunmadığı, neticeten davalı tarafından 01.05.2020 tarihli davacıya yüklenen 171.163,79 USD virman işlemine ilişkin davalı yanca dayanak olarak sunulan … Faktoring borçlarının yapılandırılması sözleşmesi ile muhasebe virman işlemi arasında illiyet bağını oluşturacak bir dayanağın bulunmadığının kabulü halinde; nihai takdiri Sayın Mahkemeye ait olmak üzere takip tarihi itibariyle davacının davalıdan 171.163,79 USD alacaklı olduğu, neticeten, asıl dava yönünden; yukarıda izah edilen nedenlerle takip tarihi itibari ile davacının davalıdan 286.326,02 USD alacaklı olduğu, bir sonraki dava tarihi olan 01.04.2021 tarihi itibariyle 2.484.854,33 TL toplam alacak hesap edildiği, davacı asıl alacağına uygulanacak 1 gün faiz tutarı 796,10 TL olarak hesap edildiği, birleşen dava yönünden; takip tarihi itibari ile davacının davalıdan 171.163,79 USD alacaklı olduğu… ” tespit edilmiştir.
Bu yöndeki tespitlerden ve yine rapor içeriğinde yer alan açıklamalardan açıkça anlaşılacağı üzere davacı şirketin davalı şirketten alacaklı olduğuna davalı şirketin defter ve kayıtlarından da bilirkişi eliyle tespit edilmiştir.
Takas savunması bakımından ise 15.01.2019 tarihli belgeden kaynaklı olarak davacı şirketlerden alacaklı olduğunu ileri sürdüğü, söz konusu belgenin her iki tercümesinde de bu belgenin dava dışı … tarafından … Alüminyum yetkilisi sıfatıyla imzalandığının görüldüğü anlaşılmış ve ilgili belgenin …. Alüminyum ile dava dışı …. Arasında imzalandığının anlaşıldığı, söz konusu belgenin borç doğurmaya elverişli bir belge olduğu kabul edilse dahi bu belgeye dayalı olarak alacak iddiasında bulunabilecek kişinin dava dışı …. olduğu, davalının işbu davada ilgili belgeye dayalı olarak alacaklı olduğunu ileri sürebilmesinin dahi mümkün olmadığı görülmüş ve bu kapsamda davacı şirketlerin davalıdan alacaklı olmasına karşın davalının davacı şirketlerden alacaklı olmadığı bilirkişi raporuyla anlaşıldığından, takas için aranan karşılıklılık şartının işbu davalarda sağlanmadığı ve dolayısıyla, davalı şirketin takas iddiası değerlendirilirken 07.02.2019 tarihli sözleşmenin dikkate alınmış ve takas savunması yerinde görülmemiştir. Davalı 15.01.2019 tarihli belgedeki hükümlerin hem dava dışı … hem de sahibi olduğu davacı şirketlerce uygulamaya konulduğundan bahisle bu belgenin yalnızca imzası bulunanlar yönünden değil davacı şirketler açısından da bağlayıcı olduğu iddiasında bulunmuş ise de davalının bu iddiasına itibar edilebilmesi için dava dışı … ve davacı şirketlere ait hisselerin 15.01.2019 tarihli belgenin tarafi olan dava dışı … Inc.’e devredilmiş olması gerektiği, ancak sunulan delil ve belgelerden dava dışı … ve davacı şirketlerce dava dışı ….’e devredilen herhangi bir hisse bulunmadığı görülmüş olup söz konusu hisselerin … ‘a devredildiğinin tespit edildiği görülmüş ve davalının dava dışı … ve davacı şirketlerin ilgili belgedeki taahhütlerden sorumlu olduğuna yönelik itirazı da yerinde görülememiş ve sonuç olarak anılan gerekçelerle davaya konu konu Bakırköy … .İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasına davalı tarafından yapılan itirazın (171.163,79 USD) asıl alacak üzerinden kesin olarak kaldırılmasına karar verilerek icra müdürlüğüne bildirilmiştir. (İİK m. 158/2).
Toplanan ve sunulan deliller, celp edilen icra dosyası, güncel kapak hesabı ve tüm dosya içeriği birlikte değerlendirildiğinde; depo emrine esas bedelin davalı tarafça ödendiği dikkate alınarak davacının iflas talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına, HMK 331.madde ve devamı uyarınca takip tarihi itibariyle davacı dava açmakta haklı olduğundan davalının yargılama giderlerinden sorumlu tutulmasına karara vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın konusuz kalması sebebiyle davacının İFLAS TALEBİ HAKKINDA KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Harçlar Tarifesi Uyarınca alınması gereken 59,30-TL maktu ilam ve karar harcın davalıdan tahsili ile hazineye İRAD KAYDINA,
3-Davacı kendini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından sarf edilen 600,00 TL bilirkişi ücreti, 11,00 TL tebligat gideri , 1.746,99 TL Basın İlan Kurumu ilan gideri, 137,00 TL TTSG ilan masrafı olmak üzere toplam ‭‭2.494,99‬‬ TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yatırılan 15.000,00 TL iflas avansının karar kesinleşmesinden sonra davacıya iadesine,
6-İİK.nun 164/1 maddesi uyarınca kararın re’sen taraflara/vekillerine tebliğine,
7-Kullanılmayan gider avansının HMK 333. maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden sonra davacıya iadesine,
8-HMK’nın uygulanmasına dair yönetmeliğin 58/1 maddesi gereğince taraflardan birinin talebi halinde gerekçeli kararın taraflara tebliğine,
Dair; 6100 sayılı HMK.’nun 341. ve devamı maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 10 günlük süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzlerine karşı oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.09/12/2021

Başkan …
¸e-imza
Üye …
¸e-imza
Üye …
¸e-imza
Katip …
¸e-imza