Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/805 E. 2023/110 K. 02.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/805 Esas
KARAR NO : 2023/110

DAVA : Ticari Şirket (Tasfiyeye İlişkin)
DAVA TARİHİ : 04/10/2021
KARAR TARİHİ : 02/02/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 09/02/2023
Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Tasfiyeye İlişkin) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı müflis şirket arasında iki ortaklı olarak kurulan Adi Ortaklığın davalının iflas etmesi ve ortaklığın kuruluş amacı olan inşaat işinin tamamlanıp ortaklığın amacının gerçekleşmesi nedenleriyle kendiliğinden sona erdiğinin tespit edilmesi gerektiğini belirterek öncelikle ihtiyati tedbir talebinin kabulü ile müflis şirketin Adi Ortaklığa ilişkin hiçbir hak, alacak, kar payı, tasfiye payı ve sair isteminin bulunmadığı da dikkate alınmak suretiyle müvekkilinin hak ve alacaklarını elde etmesinin önemli ölçüde zorlaşmasının ve hatta imkansız hale gelmesinin engellenmesi adına, teminatsız olarak (ancak teminatsız tedbir talebinin kabul edilmemesi haline Mahkeme tarafından uygun görülecek teminat karşılığında); Adi Ortaklık adına açılan … Bankası A. Ş., … Şubesi ve …. IBAN numaralı banka hesabında mevcut olan ve/veya bu banka hesabına ileride yatacak tüm para, mevduat ve sair finansal/maddi değerin müvekkili şirket tarafından tek başına çekilebilmesi için ve bu banka hesabı üzerindeki tüm işlem ve tasarruf hak ve yetkilerinin tamamen ve münhasıran müvekkili şirkete bir an önce yetki verilmesine ve bu banka hesabı üzerinde müvekkili şirket hariç hiç kimsenin işlem yapamaması için ihtiyati tedbir kararı verilmesine, dava dışı … Belediyesi’nin Adi Ortaklığın ifa ettiği taahhüt ve işler nedeniyle olan tüm borçlarını yalnızca müvekkil şirkete ödemesi ve müflis davalı şirket (ve davalı müflis şirketin iflas masası /dosyası) de dahil başka hiç kimseye ödememesi için ihtiyati tedbir kararı verilmesine, Adi Ortaklığın varsa diğer alacakları ve bu alacakların borçlusu / borçluları bakımından da benzer şekilde ihtiyati tedbir kararı verilmesine ve İhtiyati tedbir kararının icrası için ilgili kişi, banka, kurum ve kuruluşlara gerekli yazı ve müzekkerelerin yazılması ve tarafımıza bu konuda elden takip yetkisi verilmesine, haklı davanın kabulü ile; Adi Ortaklığın kuruluş amacı olan inşaat işinin tamamlanıp ortaklığın amacının gerçekleşmesi ve iki ortaktan biri olan davalı şirketin iflas etmesi nedenleriyle TBK’nın ilgili maddeleri uyarınca Adi Ortaklığın kendiliğinden sona erdiğinin tespitine (Sayın Mahkemenizin aksi kanaatte olması halinde Adi Ortaklığın feshine), müvekkili ile davalı müflis şirket tasfiye görevlisi tayini konusunda anlaşamadıklarından Mahkeme tarafından Adi Ortaklığın faaliyet konusunda da uzman olan tasfiye görevlisi / görevlileri atanmasına, müvekkili ile davalı müflis şirket arasında imzalanan hisse devir ve ibra protokolleri uyarınca davalı müflis şirketin Adi Ortaklığa ilişkin hiçbir hak, alacak, kar payı, tasfiye payı ve sair isteminin bulunmadığı da dikkate alınarak Adi Ortaklığın yasal düzenlemelere uygun olarak tasfiyesine, huzurdaki davanın … Belediyesi’ne (Tebligata yarar adresi: … Belediye Başkanlığı … Mh. … Cd. No: 5, … Fatih / İstanbul) ihbar edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı şirkete usulüne uygun dava dilekçesi tebliğ edilmiş fakat davalı tarafça dosyaya cevap dilekçesi sunulmamıştır.
İhbar olunan … vekili 12/11/2021 tarihli dilekçesinde özetle; ….Kesimi, Depo Sahası ve Bağlantı Hatları İnşaat İşinin ihalesi … – … Girişimi tarafından kazanılmış olup, 01.10.2004 tarihinde müvekkili idare ile sözleşme imzalandığı, söz konusu işte sözleşmenin uygulanması aşamasında çıkan uyuşmazlık konusu için … – … tarafından tahkim yoluna gidilmiş olup, 13.08.2016 tarihli Hakem Heyeti kararı ile davanın kısmen kabulüne karar verildiği, karara karşı istinaf yoluna başvurmaları üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi …. Hukuk Dairesinin 22.11.2018 gün ve … Esas, … K. sayılı kararı ile hakem kararının iptali davasının reddine karar verilmiş olup temyiz talebinin de Yargıtay …. Hukuk Dairesinin 27.06.2019 gün ve … E., … K. sayılı kararıyla hükmün onanmasına karar verildiği, karar üzerine müvekkili İdare Avrupa Yakası Raylı Sistem Müdürlüğü tarafından müvekkili İdare Mali Hizmetler Daire Başkanlığı’na gönderildiği ifade edilerek, başkaca beyanda bulunma hakları saklı kalmak kaydıyla davanın reddine yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesi, 24/11/2021 tarihli dilekçesinde ise müvekkili İdare Giderler Müdürlüğünce verilen bilgi ile, 13.08.2016 tarihli Hakem heyeti kararının kesinleşmesi üzerine … – … Adi Ortaklığı Hesabına 14.04.2021 tarihinde 200.000,00 TL ödeme yaptıklarını, … San. ve Tesisleri ve Tic. A.Ş. tarafından yapılan başvuru ile … şirketinin iflas sürecinin neticesine kadar ortaklık hesabına ödeme yapılmamasının istenmesi üzerine, ödemeler için sürecin sonucunun beklendiği bildirilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE YARGILAMANIN ÖZETİ:
Dava ; sözleşmesinin haksız feshi nedeniyle tazminat alacağı istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; taraflar arasında iki ortaklı olarak kurulan Adi Ortaklığın kendiliğinden sona erdiğinin tespiti, adi ortaklığın faaliyet konusunda da uzman olan tasfiye görevlisi/görevlileri atanması şartlarının oluşup oluşmadığı, taraflar arasında imzalanan hisse devir ve ibra protokolleri uyarınca Adi Ortaklığın yasal düzenlemelere uygun olarak tasfiyesi şartlarının bulunup bulunmadığı hususlarından kaynaklandığı tespit edilmiştir.
Yeminli Mali Müşavir KGK Bağımsız Denetçi bilirkişi Dr. … tarafından tanzim edilen 27/01/2022 tarihli raporda özetle; taraflar arasında imzalanan Detaylı … Anlaşmasına göre anlaşmanın hangi durumlarda sona ereceğinin 5 alt bent halinde ifade edildiği, anlaşmada belirlenen sona erme sebeplerinden birisinin; “İşlerin, İşvereni tatmin edecek şekilde tamamlanmış ve Kesin Kabul Belgesi’nin İşveren tarafından verilmiş ve bütün teminatların …’e iade edilmiş ve üçüncü taraflara karşı tüm yükümlülük ve sorumluluklarının sona ermiş olması” şeklinde ifade edildiği, ayrıca … Anlaşmasının sona erme hallerinden birisi olarak da anlaşmanın Madde 25 hükümlerinin uygulanması olarak belirtildiği, anlaşmanın “Temerrüt” başlıklı 25inci maddesinin 25.1.1. alt bendinde; temerrüde düşen tarafın iflas müracaatında bulunması, ödeme aczine düşmesi veya tasfiyeye gitmesi (tasfiye, yeniden yapılanma veya birleşme amaçları için olmadıkça) halinde diğer tarafın, temerrüde düşen tarafı, Ortak Girişimin ve Sözleşmenin yönetimine ve ondan hasıl olacak karlara daha fazla katılmanın dışında tutma hakkına sahip olacağı ve temerrüde düşen tarafı Sözleşmeden doğan veya doğacak olan her türlü zarar-ziyandaki hisse oranını yüklenme yükümlülüğünden ibra etmeden, temerrüde düşen tarafın …’deki haklarını ve menfaatlerini (her türlü kar dahil) devralabileceği, devam eden tarafın, ayrıca temerrüde düşen tarafı ilgilendirdiği nispette …’in işlerini tasfiye etme veya Sözleşmenin ifasına devam etme ve onu tamamlama hakkına sahip olacaklarının ifade edildiği, davacı … Ticaret A.Ş. ile davalı Müflis … Sanayi ve Ticaret A.Ş. arasında … Kesimi Depo Sahası ve Bağlantı Hatları Projesinin inşaat işinin tamamlanması için taraflar arasında kurulmuş olan ortak girişimdeki hisselerin devri konusunda 29.02.2008 tarihinde Hisse Devir Sözleşmesinin imzalandığı, bu hisse devri sözleşmesiyle birlikte davalı şirketin Adi Ortaklıktaki hisselerinin %49,9’unu davacı şirkete devretmiş olduğu, devir sonrası Adi Ortaklıktaki hisse oranlarının davacı şirket %99,9 ve davalı şirket %0,1 (binde bir) olacak şekilde değiştiği, davacı ile davalı Müflis … Sanayi ve Ticaret A.Ş. arasında 29.02.2008 tarihinde imzalanan Hisse Devir Sözleşmesinin Eki niteliğindeki 14.08.2008 tarihli Protokol’e göre; işbu Protokolle birlikte … Sanayi ve Ticaret A.Ş., hisse devir sözleşmesi 5a maddesi gereğince kendisine ödenmesi gereken 2.000.000 YTL’yi tahsil ederek işbu madde gereğince … Ticaret A.Ş.’ni ve kar payı c/h bakiyeleri açısından … A.Ş. – … A.Ş. Ortak Girişimi’ni bu konuda herhangi bir alacağı kalmadığından ibra ettiği, dava dosyasında bulunan …. Avrupa Yakası Raylı Sistem Müdürlüğünün 15.01.2020 tarihli yazısında; Sözleşme şartlarından Sosya Sigorta Belgesinin verildiği, işin Kesin Kabulünün yapıldığı ve yüklenicinin İdareye borcunun olmadığının belgesi olan Kesin Hakedişin taraflarınca düzenlendiğinden, yüklenici … A.Ş. – … A.Ş. Adi Ortaklığı yükleniminde yapımı tamamlanan “…. Kesimi Depo Sahası ve Bağlantı Hatları” işi için verilmiş 38 adet teminat mektubunun iadesi Başkanlık makamından talep edildiği, bahse konu yazı ekinde Yargıtay …. Hukuk Dairesi Kararı, Kesin Hakkediş Raporu, SGK İlişiksizlik Belgesi, Kesin Kabul Tutanağı ve Teminat Mektubu Listesinin bulunduğu, Yukarıda belirlenen tespitler kapsamında, adi ortaklığın sonra ermesine ilişkin Türk Borçlar Kanunu’nun 639 ve 640. madde hükümleri somut adi ortaklık bakımından değerlendirildiğinde, taraflar arasında imzalanan hisse devir ve ibra protokolleri uyarınca Adi Ortaklığın yasal düzenlemelere uygun olarak tasfiyesi şartlarının bulunduğu, taraflar arasında kurulan adi ortaklığın 31.12.2021 tarihli bilançosuna göre Adi ortaklığın aktif toplamının 5.098.999,68 TL olduğu, bunun %95’ine denk gelen 4.845.530,23 TL’nin …. Belediye Başkanlığı’ndan olan alacak tutarının olduğu, adi ortaklığın bankalar hesabında toplam 251.634,64 TL bakiyenin bulunduğu, adi ortaklığın pasif kalemleri arasındaki en büyük kalemin ise pasif toplamının %98’ini oluşturan 5.000.954,91 TL’nin davacı şirkete olan borcun olduğu, Adi Ortaklığın 01.01.2021-31.12.2021 dönemi gelir tablosuna bakıldığında Adi Ortaklığın gayri faal olduğu, faaliyet dışı komisyon gelirleri, faiz gelirleri ve kambiyo karlarından toplam 41.028,00 TL dönem karı elde ettiği, Bakırköy . Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasından verdiği 30.03.2021 tarihli kararı ile davalı şirketin iflasına hükmedildiği, iflas sürecinin Bakırköy … .İcra Müdürlüğü’nün …İflas numaralı dosyası ile başlatılmış olduğu ve halen devam etmekte olduğu, davacı vekili tarafından adi ortaklığın tasfiye işlerinin yürütülmesi için tasfiye görevlisi atanması talebiyle Bakırköy .. İcra Müdürlüğü’nün … İflas numaralı dosyasına başvurulduğu, ancak bu talebin anılan İcra Müdürlüğünün 08.09.2021 tarihli icra kararı ile reddedildiği, bu kapsamda; Adi Ortaklıklar için tasfiye görevlisinin atanmasına ilişkin TBK md 644 hükümleri uyarınca taraflar arasında kurulan adi ortaklık için tasfiye görevlisi atanması şartlarının oluştuğu hususları bildirilmiştir.
Mahkememizin 24/02/2022 tarihli duruşmasında tasfiye bilançosunun hazırlanması için adi ortaklığın tasfiyesi konusunda Adi ortaklıklar konusunda uzman …, YMM … ile inşaat mühendisi …’ın atanmasına karar verilmiştir.
Tasfiye memurları 1 nolu raporlarında; tasfiye aşamalarına uygun bir şekilde bilançolar ve özellikle kapanış bilançosu oluşturulabilmesi için, tarafların sözleşme kapsamındaki işlerle ilgili tüm sözleşme, varsa dava bilgileri, banka ve hesap dökümü, tüm mali kayıtlar ve defterler, tahsilat belgeleri, tüm borç belgeleri ile ortaklığın giderleri ile varsa bunlara ait fatura ve harcama bilgileri ve alacakları gibi burada sayılamayan tarafların ortaklığın gelir ve gideri ile ilgili olduğunu düşündüğü tüm bilgi ve dayanak belgelerinin heyetimize ulaştırılması, işbu raporun davacı/vekili ile davalının iflas aşamasında olması nedeniyle iflas masasına bildirilmesinin uygun olacağı, tasfiyeden haberdar olmayan 3. kişiler için uygun bir ilan yapılması gerektiği, adi ortaklığın güncel finansal ve mal varlığı durumunun ortaya çıkarılması ve heyetlerinin bir sonraki raporunda adi ortaklığın son güncel finansal tabloları üzerinde değerlendirme yapılabilmesi amacıyla adi ortaklığı en son hazırlanmış finansal tablolarının talep edileceği bildirilmiştir.
Tasfiye memurları 2 nolu raporlarında; Adi ortaklığın 31.03.2022 tarihli bilançosuna göre aktif toplamı 5.130.519,19 TL’nin %95’ine denk gelen 4.845.530,23 TL’nin 120 Alıcılar hesabı altında takip edilen …. BELEDİYE BAŞKANLIĞI’dan olan alacak tutarının olduğu, 31.03.2022 itibariyle Adi ortaklığın pasif kalemleri arasında 55,76 TL ödenecek vergi dışında pasif toplamının % 99’unu oluşturan 5.100.796,91 TL’nin ise Ortaklara Borçlar hesabında kaydedildiği ve bu borç tutarının da Adi Ortaklığın ortağı olan davacı şirkete olan borcun olduğu, bunun dışında adi ortaklıkta alacaklı olan herhangi bir kurum ve kuruluşun bulunmadığı, 31.03.2022 itibariyle Adi ortaklığın pasif kalemleri arasında 55,76 TL ödenecek vergi dışında pasif toplamının % 99’unu oluşturan 5.100.796,91 TL’nin ise Ortaklara Borçlar hesabında kaydediliği ve bu borç tutarının da Adi Oraklığın ortağı olan davacı şirkete olan borcun olduğu, bunun dışında adi ortaklıklata alacaklı olan herhangi bir kurum ve kuruluşun bulunmadığı, davacı vekilinden ortaklığa ait banka bilgilerinin sorularak ilgili bankadan mevcut bakiyenin talep edilmesi gerektiği, 4.845.530,23 TL’nin … Başkanlığı’ndan talep edilmesi gerektiği,
Sayın Mahkemece yürütülen tasfiye dosyanın davalı müflis olduğu için Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün … İflas numaralı dosyasına bildirilmesi gerektiği, Adi ortaktan ortaklığın faaliyet konusu ile ilgili olarak alacaklı olan bulunup bulunmadığının tespiti için Sayın Mahkemece takdir edilecek bir ilanın yapılası gerektiği bildirilmiştir.
Tasfiye memurları 3 nolu raporlarında; Adi ortaklığın 31.08.2022 tarihli bilançosuna göre aktif toplamı 5.198.603,08 TL’nin %93’üne denk gelen 4.845.530,23 TL’nin 120 Alıcılar hesabı altında takip edilen … BELEDİYE BAŞKANLIĞI’dan olan alacak tutarının olduğu,
31.08.2022 itibariyle Adi ortaklığın pasif kalemleri arasında 55,76 TL ödenecek vergi dışında pasif toplamının % 99’unu oluşturan 5.103.971,30 TL’nin ise Ortaklara Borçlar hesabında kaydediliği ve bu borç tutarının da Adi Ortaklığın ortağı olan davacı şirkete olan borcun olduğu, bunun dışında adi ortaklıktan alacaklı olan herhangi bir kurum ve kuruluşun bulunmadığı Adi Ortaklığın 01.01.2022-31.08.2022 dönemi gelir tablosuna göre kambiyo karları ile diğer olağan gider ve zararlar neticesinde 2022 yılının 8 aylık döneminde toplam 94.576,02 TL dönem karı elde edildiği, … Belediye Başkanlığı’na müzekkere yazılarak 4.845.530,23 TL’nin talep edilmesi gerektiği, … Bankası’ndan 28.09.2022 tarihinde Sayın Mahkemeye bildirimi yapılan 19.300 USD ve 1.168,89 TL’nin tamamının Sayın Mahkemenin bildireceği bir hesaba aktarmasının sağlanması gerektiği … Bankası’ndan 28.09.2022 tarihinde Sayın Mahkemeye bildirimi yapılan 19.300 USD ve 1.168,89 TL’nin tamamının Sayın Mahkemenin bildireceği bir hesaba aktarmasının sağlanması gerektiği bildirilmiştir.
Tasfiye memurları 4 nolu raporlarında; … Belediye Başkanlığı vekili marifetiyle gönderdiği 23.11.2022 tarih ve … sayılı cevabi yazıda özetle, huzurdaki davada davanın tarafı olmadıklarını, sadece ihbar olunan sıfatını haiz olduklarını, bu nedenle Sayın Mahkemeye ödeme yapmayacaklarını ifade ettiklerini, ancak malum olduğu üzere, söz konusu alacak Adi Ortaklığın alacağı olup, Yargıtay …. Hukuk Dairesi’nin 27.06.2019 tarih ve .. E. … K. Sayılı ile ONANMIŞ bir hakem heyeti kararına dayandığını, bu bakımdan bu alacağın tahsili adi ortaklığın tasfiyesinin bir adımını teşkil ettiğini, bu alacak tahsil edilmeden ve tafaflara pay edilmeden tasfiye aşamaları tamamlanmış olmayacağını, bu alacak Sayın Mahkemeye ödenmediği için tahsili için icrai yollara başvurmak gerekeceğini, bu nedenle bir vekil marifeti ile ilam niteliğindeki hakem kararının icraya konması ve tahsili için vekaletname çıkartılması icap ettiğini, nihai takdiri Sayın Mahkemede olmak üzere, taraflarına vekalet çıkartılabilmesi için adi ortaklı oluşturan tarafların tam ünvanları belirtilmek ve tasfiye halinde olduğu, yine isim TC kimlik numarakarı belirtilmek suretiyle taraflarının da tasfiye memuru olarak atandığını gösterir bir yetki belgesi verilmesi halinde söz konusu alacağın tahsili için noter kanalıyla vekaletname çıkartılabileceklerini, yine takdiri Sayın Mahkemede olmak üzere, taraflara ek bir maliyet yüklememesi ve sürecin hızlanması adına kabul etmesi ve ek avukatlık ücreti ve herhangi bir masraf talep edilmeyeceğini beyan etmesi ve bu takipten kaynaklanan olası dava ve şikayetlerden kaynaklanan karşı yan vekalet ücretleri ile masraflarının üstlenileceğini beyan etmesi halinde davacı vekiline vekalet verilmesinin uygun olacağını bildirmişlerdir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde:
Taraflar arasındaki sözleşmenin niteliği Adi ortaklık olup Türk Borçlar Kanununun 620 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir.
Adi ortaklık sözleşmesi; iki ya da daha fazla kişinin emeklerini ve mallarını ortak bir amaca erişmek üzere birleştirmeyi üstlendikleri sözleşmedir (TBK. 620/1 md; mülga BK m. 520). Bu sözleşme türü Borçlar Kanunu’nda düzenlenmiştir. Adi ortaklık ilişkisi, TBK’nun 639.maddesinde sayılan sona erme sebeplerinden birinin gerçekleşmesi ile sona erer. Bu şekilde ortaklığın sona ermesinin başlıca iki sonucu ortaya çıkar. Bunlardan 1)Birincisi, yöneticilerin görevlerinin sona ermesi, 2) İkincisi, ortaklığın tasfiyesidir.
Tasfiye, ortaklığın bütün malvarlığının belirlenip, ortakların birbirleri ile alacak verecek ve ortaklıktan doğan tüm ilişkilerinin kesilmesi yoluyla ortaklığın sonlandırılması, malların paylaşılması ya da satış yoluyla elden çıkarılmasıdır. Diğer bir anlatımla tasfiye memuru tarafından yapılacak bir arıtma işlemi olup; hesap ve işlemlerin incelenip, bir bilanço düzenlenerek, ortaklığın aktif ve pasifi arasındaki farkı ortaya koymaktır. Tasfiye usulünü düzenleyen Türk Borçlar Kanunu’nun 644.maddesine göre; “Ortaklığın sona ermesi hâlinde tasfiye, yönetici olmayan ortaklar da dâhil olmak üzere, bütün ortakların elbirliğiyle yapılır. Ancak, ortaklık sözleşmesinde, ortaklardan biri tarafından kendi adına ve ortaklık hesabına belirli bazı işlemlerin yapılması öngörülmüşse, bu ortak, ortaklığın sona ermesinden sonra da o işlemleri tek başına yapmak ve diğerlerine hesap vermekle yükümlüdür. Ortaklar, tasfiye işlerini yürütmek üzere tasfiye görevlisi atayabilirler. Bu konuda anlaşamamaları hâlinde, ortaklardan her biri, tasfiye görevlisinin hâkim tarafından atanması isteminde bulunabilir. Tasfiye görevlisine ödenecek ücret, sözleşmede buna ilişkin bir hüküm veya ortaklarca oybirliğiyle verilmiş bir karar yoksa tasfiyenin gerektirdiği emek ile ortaklık malvarlığının geliri gözönünde tutularak hâkim tarafından belirlenir ve ortaklık malvarlığından, buna imkân bulunamazsa, ortaklardan müteselsilen karşılanır.
Tasfiye usulüne veya tasfiye sonucunda her bir ortağa dağıtılacak paya ilişkin olarak doğabilecek uyuşmazlıklar, ilgililerin istemi üzerine hâkim tarafından çözüme bağlanır. Aynı yasanın kazanç ve zararın paylaşımı başlıklı TBK m. 643 hükmünde “Ortaklığın borçları ödendikten ve ortaklardan her birinin ortaklığa verdiği avanslar ile ortaklık için yaptığı giderler ve koymuş olduğu katılım payı geri verildikten sonra bir şey artarsa, bu kazanç, ortaklar arasında paylaşılır./ Ortaklığın, borçlar, giderler ve avanslar ödendikten sonra kalan varlığı, ortakların koydukları katılım paylarının geri verilmesine yetmezse, zarar ortaklar arasında paylaşılır.” hükmü yer almaktadır.
Katılım payı olarak bir şeyin mülkiyetini koyan ortak, ortaklığın sona ermesi üzerine yapılacak tasfiye sonucunda, o şeyi olduğu gibi geri alamaz. Ancak koyduğu katılım payına ne değer biçilmişse, o değeri isteyebilir. Bu değer belirlenmemişse, geri alma, o şeyin katılım payı olarak konduğu zamandaki değeri üzerinden yapılır ( TBK’ nun 642. Md.) Keza, aynı yasanın kazanç ve zarara katılma başlıklı 623. maddesine göre de; “Sözleşmede aksi kararlaştırılmamışsa, her ortağın kazanç ve zarardaki payı, katılım payının değerine ve niteliğine bakılmaksızın eşittir./ Sözleşmede ortakların kazanç veya zarara katılım paylarından biri belirlenmişse bu belirleme, diğerindeki payı da ifade eder. Bir ortağın zarara katılmaksızın yalnız kazanca katılacağına ilişkin anlaşma, ancak katılma payı olarak yalnızca emeğini koymuş olan ortak için geçerlidir.” hükmünü ihtiva etmektedir.
Ortaklığın tasfiyesi de bir arıtma işlemi olarak hukuki değil ekonomik bir faaliyettir ancak kanunun işaret ettiği şekilde yapılmalı ve sonlandırılmalıdır. TBK’nın 643. maddesi “Ortaklığın borçları ödendikten ve ortaklardan her birinin ortaklığa verdiği avanslar ile ortaklık için yaptığı giderler ve koymuş olduğu katılım payı geri verildikten sonra bir şey artarsa, bu kazanç, ortaklar arasında paylaşılır. Ortaklığın, borçlar, giderler ve avanslar ödendikten sonra kalan varlığı, ortakların koydukları katılım paylarının geri verilmesine yetmezse, zarar ortaklar arasında paylaşılır.“ hükmünü havidir.
Bu hükümlerden anlaşıldığı üzere tasfiyedeki aşamalar yaklaşık şu şekilde olmalıdır:
1.Aşama: Ortaklığın malvarlığının paraya çevrilmesi,
2.Aşama: Bu para ile 3. kişilere olan borçların ödenmesi,
3.Aşama: Ortakların verdikleri avansların ve masrafların ödenmesi,
4.Aşama: Ortakların ortaklığa koydukları sermaye paylarının ödenmesi,
5.Aşama: Bunlardan artan tutar olursa ortaklara tasfiye karı olarak ödenmesi ya da 3.aşamadan sonra geri kalan malvarlığı ortakların sermaye paylarını ödemeye yetmezse ortaya çıkan zararın paylaşılması.
Yargıtay tasfiyenin hangi sıraya göre yapılması gerektiğini şöyle tespit etmektedir: “Ortaklık sözleşmesinde hüküm bulunduğu takdirde tasfiyenin sözleşmedeki hükümlere göre yapılması asıldır. Böyle bir hükmün bulunmaması halinde ise tasfiyenin bu defa BK’nın 599. maddesindeki sıra takip edilerek yapılması gereklidir. Dava konusu olayda sözleşmede tasfiye ile ilgili özel bir hüküm bulunmadığından tasfiyenin BK’nın 539 ve devamı maddelerine göre yapılması zorunlu olup, bunun için mahkemece öncelikle yönetici ortak olan davalıdan, kurulduğu tarihten itibaren ortaklığın tüm muhasebesi ile ilgili hesap listesi istenmeli, ortakların gerek tasfiye şekli gerekse hesap listesi üzerinde uyuştukları ve uyuşmadıkları noktalar saptanmalı, uyuşamadıkları noktalarda tarafların delil ve karşı delileri sorulup toplanmalı, yönetici ortağın hesap listesi vermemesi durumunda hesap vermekten kaçındığı kabul edilmeli, bu durumda mevcut delillere göre hüküm kurulmalı, ortaklığa ait tüm gelir gider hesabı çıkarıldıktan, ortaklığın tüm aktif ve pasifi kesin olarak belirlendikten sonra ortaklığın varsa üçüncü kişilere veya kurumlara olan borçları ortaklığın aktifinden mahsup edilmeli, ortaklardan her birinin ortaklığa verdiği avanslarla, ortaklık için yapmış oldukları masraflar ve vermiş oldukları sermaye iade edilmeli, bundan sonra varsa kalan miktar ortaklar arasında paylaştırılmalı, tasfiye bu şekilde tamamlanmalıdır.”
Yargıtay … Hukuk Dairesi bir kararında da adi ortaklığın tasfiyesi için tarafların “tasfiye memuru” konusunda anlaşmamaları halinde, mahkemenin kendiliğinden “tasfiye memuru” atandıktan sonra, tasfiyenin üç aşamada gerçekleşeceğini karara bağlamıştır:
“Bundan sonra ise, tasfiye işlemleri; hakim tarafından öngörülecek üçer aylık (uyuşmazlığın mahiyetine göre süreler uzatılıp kısaltılabilir) dönemlerde tasfiye memuru tarafından 3 aşamada gerçekleştirilmelidir.
Birinci aşamada; ortaklığın sona erdiği tarih itibariyle ortaklığın tüm malvarlığı (aktif ve pasifi ile birlikte) belirlenmeli, yönetici ve idareci ortaktan ortaklık hesabını gösterir hesap istenmeli, verilen hesapta uyuşmazlık çıktığı takdirde, taraflardan delilleri sorularak toplanmalı, tasfiye memurunun belirlediği malvarlığı bilançosu taraflara tebliğ edilmeli, bu husustaki itirazları da karşılanıp, toplanacak delillere göre değerlendirilmelidir.
İkinci aşamada; ortaklığın malvarlığına ilişkin satış ve nakte çevirme işlemi (TMK’nun 634. vd. maddelerinde düzenlenen resmi tasfiye işlemi kıyasen uygulanmak suretiyle) gerçekleştirilmeli, şayet bu mallar mevcut değilse, değerleri bilirkişi marifetiyle saptanmalıdır.

Üçüncü ve son aşamada ise; yukarıdaki işlemler sonucu oluşan değerden, öncelikle ortaklığın borçları ödenmeli ve ortaklardan herbirinin, ortaklığa verdiği avanslar ile ortaklık için yaptığı giderler ve katılım payı geri verilmeli, bundan sonra bir şey artarsa, bu kazanç veya (ortaklığın, borçlar, giderler ve avanslar ödendikten sonra kalan varlığı, ortakların koydukları katılım paylarının geri verilmesine yetmezse) zarar da belirlenerek ortaklara paylaştırılmak üzere son bilanço düzenlenmelidir.
Bu aşamalardan sonra ise; tasfiye memurunun yaptığı tasfiye işleminin sonuç bilançosuna göre hakim, (HMK’nun 297.maddesi uyarınca) tarafların hak ve yükümlülüklerini saptayıp, tasfiye işlemini sonlandırmalı ve bu doğrultuda hüküm oluşturmalıdır.” (Yargıtay 3. Hukuk Dairesi, 29.04.2014 tarih, E.2014/2569, K.2014/6532 – Ayrıca Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 23.01.2019 tarih ve E. 2018/5261 K. 2019/449)
Yargıtay’ın da istikrarlı bir biçimde işaret ettiği üzere; özetle önce mal varlığı ve ortakların ortaklık için yaptığı harmalar ile ortaklığın alacak ve borçlarının tespit edilmesi, daha sonra ortaklığın mal varlığının nakite dönüştürülmesi sonrası da öncelikle ortaklığın borçlarının ödenerek arta kalan tutarın ortaklar arasında ortaklık paylarına göre bölüştürülmesi gerekmektedir.
İlk olarak davalı yönetici ortak vekiline ortaklığın kurulduğu tarihten itibaren tüm muhasebe ile ilgili tüm defterler ve ortaklıkla ilgili tüm belge ve faturaları ibrazı ile ortaklıkla ilgili hesap listesinin ibraz etmesi için süre verilmiş ayrıca taraflara anlaşarak tasfiye memur veya memurlarını bildirmeleri için süre verilmiştir. Sonrasında mahkememizce resen üç kişilik tasfiye heyeti kurularak Yargıtay ilamı gereği mahkememizce inceleme yapılmaya başlanmıştır.
Tasfiye memurları raporları ile, ortaklığın sona erdiği tarih itibariyle ortaklığın mal varlığının aktif ve pasifi ile birlikte mal varlığının belirlenmesi hususundaki raporlarını dosyaya ibraz etmişlerdir. Davacı tarafın itirazları kapsamında değerlendirme yapılarak tasfiye memurlarından tasfiye sürecine ilişkin aşamalarda rapor düzenlenilirken ilgili tarihler bakımından ayrı ayrı değerlendirme yapılması mahkememizce istenilmiştir.
Somut olay bakımından iş bu davada, davacı talebinin doğrudan adi ortaklığın tasfiyesi olduğu ve mahkememizce de taraflar arasındaki ilişkinin TBK md. 620 vd.
düzenlenen adi ortaklık olduğu ve tasfiyenin adi ortaklığın tasfiyesinin düzenlendiği TBK md.
642 vd. hükümlerine göre yapılması gerektiği hususunda bir ihtilaf bulunmamaktadır.
Tasfiye, ortaklar arasında tüm hesapların görülüp, ortakların birbiri ile alacak,
verecek ve ortaklıktan dolayı olan ilişkilerinin kesilmesi yolu ile ortaklığın sona erdirilmesi olup dosya kapsamında tasfiye aşamaları doğrultusunda tarafların
vereceği ortaklığın yaptığı işler, alacakları, borçları ile ilgili bilgiler ve bunlara dayanak belgeler
doğrultusunda bilanço oluşturulmuş buna göre ,
…. Kesimi, Depo Sahası ve Bağlantı Hatları
İnşaatı İşi ihalesinin …-… Girişimi tarafından kazanılması
sonrasında … Belediye Başkanlığı ile …-…
Girişimi arasında 01.10.2004 tarihli sözleşme imzalanmıştır. Davacı … Ticaret A.Ş. ile davalı Müflis …. Sanayi ve Ticaret A.Ş. arasında … Kesimi Depo Sahası ve
Bağlantı Hatları Projesinin inşaat işinin tamamlanması için taraflar arasında kurulmuş olan
ortak girişimdeki hisselerin devri konusunda 29.02.2008 tarihinde Hisse Devir Sözleşmesinin
imzalandığı görülmüştür. Bu hisse devri sözleşmesiyle birlikte davalı şirket Adi Ortaklıktaki
hisselerinin %49,9’unu davacı şirkete devretmiş olup, devir sonrası Adi Ortaklıktaki hisse
oranlarının davacı şirket %99,9 ve davalı şirket %0,1 (binde bir) olacak şekilde değiştiği
anlaşılmıştır.
Son tasfiye raporunda tespit edildiği üzere, Adi ortaklığın varlıklarının;
– … Bankası tarafından Mahkeme hesabına gönderilen 1.168,89 TL,
– … Bankası tarafından Mahkeme hesabına gönderilen 19.300 USD,
-… Belediye Başkanlığı tarafından Mahkeme hesabına
gönderilen 4.845.530,23 TL
olmak üzere toplam 4.846.699,12 TL ve 19.300 USD’den oluştuğu, adi
ortaklığın 1.675,00 TL Devreden KDV dışında başkaca bir varlığının ve
aktifinin bulunmadığı görülmüştür.

Adi ortaklığın 55.76 TL tutarındaki vergi borcu dışında kalan borcunun tamamının
(5.107.212,80 TL) davacı ortak … TİC. A.Ş.’ne
olduğu, adi ortaklığın davacı dışında herhangi bir kişi yada kuruma borcunun
bulunmadığı tespit edilmiştir. Adi Ortaklıkta davacı şirketin %99,9 ve davalı şirketin de %0,1 (binde bir) ortaklığının
bulunduğu ve ayrıca yapılan ilana ve davalı hakkında iflas dosyası bulunmasına ve iflas müdürlüğüne
yapılan bildirime rağmen herhangi bir alacak talebinde bulunulmadığı, bu bakımdan
dış tasfiyeye ilişkin bir uygulamanın da bu aşama yapılmasına mahal olmadığı anlaşılmıştır.
İç tasfiyeye ilişkin olarak da, önceki raporlarda ifade edildiği üzere, taraflar arasındaki
protokolün tasfiye protokolü olarak değerlendirilmesi gerektiği, bu minvalde
ortakların pay oranının davacı şirket %99,9 ve davalı şirket %0,1 (binde bir) olması
gerekeceğinden mevcut nakdi varlığının payları oranında ödenmesi gerektiği ve
tasfiyenin bu şekilde sonuçlandırılabileceği
dikkate alınarak anılan gerekçelerle davanın kabulü ile … – … Girişiminin adi ortaklığının fesih ve tasfiyesine, mahkememiz veznesine depo edilen 1.168,89 TL, 19.300 USD ve 4.845.530,23 TL’nin taraflardan davacının %99,9, davalı şirketin ise %0,1 payı oranında taraflar arasında paylaştırılarak taraflara verilmesine, Tasfiye heyetinin 5 nolu raporunun kararın eki sayılmasına ve infazda dikkate alınmasına, Tasfiye heyetinin görevinin sona ermesine şeklinde karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM: yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KABULÜ ile,
… – … Girişiminin Adi Ortaklığının FESİH VE TASFİYESİNE, mahkememiz veznesine depo edilen 1.168,89 TL, 19.300 USD ve 4.845.530,23 TL’nin taraflardan davacının %99,9, davalı şirketin ise %0,1 payı oranında taraflar arasında paylaştırılarak taraflara verilmesine,
2-Tasfiye heyetinin 5 nolu raporunun kararın eki sayılmasına ve infazda dikkate alınmasına,
3-Tasfiye heyetinin görevinin sona ermesine,
4-Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gereken 179,90 TL harçtan peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile noksan kalan 120,60 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
5-Davacı tarafça yatırılan 59,30 TL peşin harç ve 59,30 TL başvurma harcı olmak üzere toplam 118,60 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafça tebligat ve müzekkere gideri, tasfiye memuru ve bilirkişi ücretleri olmak üzere yapılan toplam 27.002,16 TL yargılama giderinin TBK 644.madde uyarınca müteselsil sorumluluk esasına göre yarısı olan 13.501,08 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davalı tarafça yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda hüküm kurulmasına yer olmadığına,
8-Davacı vekille temsil olunduğundan, hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre kabul olunan dava değeri üzerinden belirlenen ücretin yarısına denk gelen 4.600,00 TL (maktu) vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
9-
Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansının HMK 333.maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden sonra talep halinde taraflara iadesine,
10-HMK’nın uygulanmasına dair yönetmeliğin 58/1 maddesi gereğince taraflardan birinin talebi halinde gerekçeli kararın taraflara tebliğine,
Dair; 6100 sayılı HMK.’nun 341. ve devamı maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere davacı vekilleri ile ihbar olunan …. vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.02/02/2023

Başkan …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Katip …
¸e-imzalıdır