Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/801 E. 2021/1213 K. 15.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/801 Esas
KARAR NO : 2021/1213

DAVA : Tazminat (Özel Sigorta Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 01/10/2021
KARAR TARİHİ : 15/12/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 14/01/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Özel Sigorta Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı müvekkilinin …. plakalı aracını davalı … şirketine Kasko sigortası ile sigortalattığını ve 04/09/2019 tarihinde gerçekleşen yangın sonucu aracının hasar gördüğünü, hasarın tazmini için davalı şirkete başvurulduğunu ancak davalı şirketin hasarın teminat kapsamında kalmadığı gerekçesiyle hasarı karşılamayı reddettiğini, bunun üzerine davacının Sigorta Tahkim Komisyonuna başvurarak taraflar arasındaki ihtilafın çözülerek hasarın giderilmesi yönünde karar verilmesini istediğini, Sigorta Tahkim Komisyonunun 27/04/2020 tarihli kararı ile aracın sigorta bedelinin 130.000,00 TL olduğu ve enkaz bedelinin 30.000,00 TL olduğu, hurda aracın davacıda kalması ile kalan 100.000,00 TL tazminatın davacıya ödenmesi gerektiği yolunda karar verdiğini, davalının bu karara itiraz ettiğini ve dosyanın Sigorta Tahkim Komisyonunun ”itiraz hakem heyeti”ne gittiğini, itirazı değerlendiren hakem heyetinin ise yangının nasıl gerçekleştiğinin ve kusur durumunun tespit ve değerlendirmesinin mahkemenin yetkisinde olmakla uyuşmazlığın yetkili mahkemede halledilmesi gerektiği gerekçesiyle itiraza konu hakem heyeti kararının kaldırılmasına ve davacının yetkili mahkemede dava açmakta muhtariyetine karar verdiğini ve dosyadan el çektiğini, bu itirazların hiç birinin yerinde olmadığını, araçtaki yangınla ilgili olarak Küçükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığında soruşturma açıldığını ve kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiğini, kötü niyet iddiasının ise iddiadan ibaret olduğunu, bu nedenlerle davanın kabulüne, ek zarar oluştuğundan ek zararın bilirkişi marifetiyle tespiti ve sigortanın tazminatı red tarihinden itibaren işleyecek faizi ile tahsiline, vekalet ücreti ile yargılama giderlerinin de karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; İşbu davada yetkili Mahkemenin, sigorta şirketinin yerleşim yerinin İstanbul olması sebebiyle İstanbul Anadolu Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğunu, sigorta tazminatı talep etme hakkının öncelikli olarak, rehin hakkı sahibi bankanın olduğunu, ceza dosyasına ilişkin tahkikat sonuçlanmadığından öncelikle soruşturma dosyasının celbi gerektiğini, söz konusu hasar talebine ilişkin olarak hasar dosyası açıldığını, hasarın tespiti için eksper tayin edildiğini, yapılan araştırmalara göre hasarın beyan edilen şekilde meydana gelmediğinden talebin reddedildiğini, belirtilen nedenlerle davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, kasko sigorta poliçesinden kaynaklanan tazminat talebine ilişkindir.
Asliye Ticaret Mahkemeleri, 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5. Maddesi gereğince ticari davalara bakmakla görevlidir.
Ticarî davalar, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4/1. maddesinde sayılmış olup, buna göre, “Her iki tarafın da ticarî işletmesi ile ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın aynı maddenin a), b), c), d), e) ve f) bentlerinde sayılan davalar ticari dava olarak adlandırılmıştır.
TTK’nun 4. maddesine göre; tarafların tacir olup olmadıklarına ve dava konusu edilen işin ticarî nitelikte olup olmadığına bakılmaksızın ticarî dava olarak sayılan dava türleri mutlak ticarî davalar, tarafları tacir olan ve tarafların ticarî işletmesi ile ilgili olan uyuşmazlıklar nispi ticari davalardır. Bir davanın nispi ticari dava sayılabilmesi için; uyuşmazlığın her iki tarafının tacir olması ve uyuşmazlığın her iki tarafın ticarî işletmesi ile ilgili olması gerekli ve zorunludur.
6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 2. maddesinde kanunun her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsadığı belirtilmiş, 3/1. fıkrasında ise; tüketiciyi, ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişi olarak; tüketici işlemini ise, mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlem olarak tanımlamıştır. Aynı Kanun’un 73/1. maddesinde de; tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemelerinin görevli olduğu belirtilmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, davacı ile davalı … arasında … poliçe numaralı, genişletilmiş kasko sigorta poliçesi ile …. plakalı, kullanım şekli hususi olan aracına sigorta sözleşmesi yapıldığı, yapılan bu işlemin 6502 sayılı yasa gereğince “tüketici işlemi” olduğu, bu bakımdan uyuşmazlığın, Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun kapsamında kaldığı anlaşılmakla; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun “Görevin Belirlenmesi ve Niteliği” başlıklı 1. maddesinde, mahkemelerin görevinin ancak kanunla düzenleneceği ve göreve ilişkin kuralların kamu düzeninden olduğu belirlendiğinden bu hususun mahkemelerce yargılamanın her aşamasında kendiliğinden dikkate alınması gerektiği dikkate alınarak mahkememizin görevsizliğine, davanın HMK 114/1-c maddesine istinaden 115/1-2 gereğince görev yönünden usulden reddine karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının açtığı davada, mahkememizin görevli olmadığı anlaşılmakla; açılan davanın, HMK’nun 115/2.maddasi uyarınca aynı kanunun 114/1-(c) maddesinde belirtilen dava şartı noksanlığı nedeniyle usulden REDDİNE, mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-6100 Sayılı HMK nın 20/1. maddesi 1. cümlesi uyarınca, kararın kesinleşmesine müteakip talep halinde, dosyanın ve eklerinin görevli mahkeme olan BAKIRKÖY NÖBETÇİ TÜKETİCİ MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE,
3-6100 Sayılı HMK nın 20/1. maddesi 1. cümlesi uyarınca, taraflardan herhangi birinin kararın kesinleşmesinden itibaren iki (2) haftalık yasal süre içerisinde Mahkememize başvurarak dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesini talep etmesi halinde, dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesine,
4-6100 Sayılı HMK nın 20/1. maddesi 2. cümlesi uyarınca, taraflardan herhangi birinin kararın kesinleşmesinden itibaren iki (2) haftalık yasal süre içerisinde Mahkememize başvurarak dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesini talep etmemesi halinde, dava dosyasının re’sen ele alınarak, açılmamış sayılmasına karar verilmesine, bu hususun taraflara ihtaratına, (Gerekçeli hükmün tebliği ile ihtaratına)
5-6100 Sayılı HMK nın 331/2.nci maddesi 1. cümlesi uyarınca, bu dava dosyasına ilişkin harç ve yargılama giderlerinin görevli mahkemede değerlendirilmesine,
6-Dava dosyasının kesinleşmesi üzerine, iki (2) haftalık yasal süre içerisinde, taraflardan herhangi birinin, ilgili mahkemeye dava dosyasının gönderilmesini talep etmemesi halinde, ilgili dava dosyasının mahkeme Yazı İşleri Müdürü tarafından mahkeme hakiminin önüne getirilmesine,

Dair; 6100 sayılı HMK.’nun 341. ve devamı maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı davalı vekilinin yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.
15/12/2021

Katip …
¸e-imza

Hakim …
¸e-imza