Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/800 E. 2022/262 K. 15.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/800 Esas
KARAR NO : 2022/262

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 01/10/2021
KARAR TARİHİ : 15/03/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket tekstil aksesurları satışı işi ile iştigal ettiğini, müvekkili ile davalı şirket arasında tekstil aksesurları satışına ilişkin ticari ilişki mevcut olduğunu, müvekkilinin davalı şirkete ürün sattığını ancak cari alacak olarak davalıdan 80.029,42.TL. alacağı kaldığını, İş bu alacağa ilişkin olarak Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını ve ödeme emri borçluya tebliğ edildiğini, ancak davalı tarafça borca itiraz edildiğini ve takibin durduğunu, icra takibinin itiraz sonucunda durması sonucunda taraflarınca arabulucuğa müracaat edilmiş olup, Arabuluculuk görüşmesi anlaşamama şeklinde sonuçlandığını, yapılan itiraz haksız ve kötüniyetli bir itiraz olduğunu, şöyle ki; Müvekkili şirket tarafından satılan ürünler davalı şirkete teslim edilmiş olup, faturalandırıldığını, davalı-borçlu şirket aldığı bu ürünler üzerine düzenlen ve kendisine gönderilen faturalara her hangi bir itirazda bulunmadığını, söz konusu cari hesapta görüldüğü gibi davalının müvekkili şirkete 80.027,42 TL borcu bulunduğunu, müvekkilinin alacaklı olduğu ticari defter ve kayıtlardan da anlaşılacağını, haksız ve kötüniyetle yapılan bu itirazdan dolayı sayın mahkemenizde iş bu irirazın iptaline, ayrıca davalı aleyhine likit olan alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini, davanın kabulüne, itirazın iptaline ve takibin devamına, likit olan alacağın haksız ve kötüniyetli itiraz eden davalı şirket hakkında asıl alacağın % 20 sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, her türlü yargılama gideri, harç ve vekalet ücretinin davalı taraf üzerine bırakılmasını karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalıya usulüne uygun tebligat yapılmasına rağmen davaya karşı herhangi bir beyanda bulunmadığı anlaşılmıştır.
Bilirkişi tarafından sunulan 23/02/2022 tarihli bilirkişi raporunda; ” Davacı şirkete 2020 yılına ait ticari defterlerinin TTK’ya göre, açılış tasdiklerinin ilk işe başlama olarak Ticaret Sicil Müdürlüğünde 10.06.2020 tarihinde yapıldığı, 2021 yılı yevmiye defterinin açılış tasdikinin yasal süresinde yapıldığı, kapanış tasdiki için yasal sürenin bulunduğu, 2020 yılı yevmiye defteri kapanış tasdiklerinin TTK Madde 69-70/son 72/3 ve V.U.K. madde 220-226 uyarınca yasal sürelerde ve usulüne uygun şekilde yaptırıldığı ve belirli kanuni şartları taşıdığı, 2020-2021 yılı ticari defterlerinin sahibi lehine delil vasfına sahip olduğu kanaatine varıldığı,
Davalı şirketin incelemeye katılmadığı, yerinde inceleme talep etmediği, incelemeye esas alınmak üzere herhangi bir ticari defter ve kayıt ibraz etmediği, davacı şirketin davalı şirkete hitaben toplam 97.229,23 TL tutarlı fatura düzenlediği, bu faturalara istinaden 17.200,00 TL davalı şirketten tahsilat yaptığı ve 97.229,23 TL – 17.200,00 TL — 80.029,23 TL davalı şirketten Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün …. E. Sayılı dosyasından TAKİP 23.01.2021 tarihi itibarı ile 80.029,23 TL cari hesap bakiyesi kadar alacaklı olduğu,
Cari hesap ekstresinde bulunan faturalarda davalı şirkete teslim edildiği yönünde imza bulunmayan 30.09.2020 tarihli 2 adet toplam 33.606,50 TL tutarlı faturanın hesaplama dışı tutulması gerektiği yönünde Sayın Mahkemenizde kanaat oluşması halinde; Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün …. E. Sayılı dosyasından TAKİP 23.01.2021 tarihi itibarı ile 80.029,23 TL – 33.606,50 TL davalı şirkete teslim edildiği yönünde imza bulunmayan 2 adet fatura) — 46.422,73 TL davalı şirketten alacaklı olacağı hesap ve mütalaa edilmekte ise de Nihai Takdir ve Hukuki Değerlendirmesinin Sayın Mahkemenize ait olduğu,
Somut olay bakımından faizin, taraflar arasındaki ilişkinin ticari olması nedeni ile miktarı infaz aşamasında belirlenmek üzere, davacı şirketin talebi gibi alacağa takip tarihi olan 23.01.2021 tarihinden itibaren değişen ve değişecek oranlarda YASAL faiz işletilmesinin uygun olduğu,
İcra/İnkar Tazminat talebinin Değerlendirmesinin Sayın Mahkemenizin Takdirleri içerisinde kaldığı” görüş ve kanaatine varıldığını bildirmişlerdir.
Dava dilekçesi, taraf beyanları, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde;
Dava, 2004 sayılı İcra İflas Kanunu’ nun 67. maddesine dayalı itirazın iptali isteminden ibarettir.
Dava konusu, taraflar arasındaki ticari ilişkiye dayalı olarak başlatılan takibe borçlu davalı tarafça yapılan itirazın iptali mahiyetinde olduğu görüldü.
Yargılamaya konu Bakırköy …. İcra Müdürlüğünün …. esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde; alacaklı davacı tarafından borçlu davalıdan asıl alacak olmak üzere toplam 80.029,42 TL alacağı tahsili amacıyla ilamsız takip başlatılmıştır. Davalıya ödeme emri tebliğ edilmiş, davalı borçlu süresindeki itirazında borca itiraz ettiğini belirtmiştir. İtiraz üzerine takibin durduğu ve süresinde iş bu davanın açıldığı görülmüştür.
Dava konusu miktar 80.029,42 TL’ dir.
Taraflar tacir olup delil olarak ticari defterlere dayanıldığından TTK’nun 83 ile 85 ve HMK’nun 222’nci maddeleri uyarınca tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiştir.
Davacının incelemeye konu ticari defterlerinin yasal şartları taşıdığı ve davacı lehine delil niteliğinin olduğu dosya kapsamı içeriğinden anlaşılmıştır.
Davalı taraf ticari defterlerini dosya içerisine sunmamıştır.
Taraflar arasındaki ticari ilişkinin varlığı fatura ve ticari defter ve ticari kayıtlar içeriğinden anlaşılmaktadır.
Davacının ticari defterler ve kayıtlarının ve Bilirkişi …’ ın hazırlamış olduğu 23/02/2022 tarihli rapor içeriğinin incelenmesinde;
– Davacının icra takibine konu cari hesaptan kaynaklı olarak 80.029,23 TL davalıdan alacağının olduğu görülmüştür.
– Davalının davacının defterlerindeki bu ispatı ortadan kaldıracak, aksini gösterir herhangi bir kesin (yazılı) delil sunmadığı görülmüştür.
– Davacı tarafça, takibe konu yapılan cari hesaba ilişkin faturaların ve malların teslim edildiğinin ispat yükü davacıdadır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemesi Kanunu’ nun 222/3. maddesinin 22/07/2020 tarih ve 7251 sayılı yasa ile değiştirilmeden önceki hali ” İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz. ” şeklindedir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemesi Kanunu’ nun 222/3. maddesinin 22/07/2020 tarih ve 7251 sayılı yasa ile değiştirildikten sonraki hali ” İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi halinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.” şeklindedir.
7251 sayılı yasanın 6100 sayılı Hukuk Muhakemesi Kanunu’ nun 222/3. maddesindeki değişikliği düzenleyen 23. maddesine ait Türkiye Büyük Millet Meclisi gerekçesi ” Maddeyle, Kanunun ticari defterlerin ibrazı ve delil olmasına ilişkin 222 nci maddesinde değişiklik yapılmaktadır. Mevcut metne göre diğer tarafın defter kayıtlarında ilgili hususta hiçbir kayıt bulunmaması halinde, ibraz eden tarafın ticari defterindeki kayıtlar, sahibi lehine delil olarak kabul edilebilmektedir. Ticari defteri ibraz edenin tek taraflı işlemiyle oluşturduğu kayıtların, bu kayıtlardan hiçbir şekilde haberi olmayan karşı taraf aleyhine delil teşkil ediyor olması hakkaniyete aykırı sonuçlar doğurabileceği gibi hukuk güvenliği ilkesine de aykırılık teşkil edebilmektedir. Bu sebeple maddede yapılan değişiklikle, ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için öngörülen unsurlardan biri olan, diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtların “ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi” hali, madde metninden çıkarılmaktadır. Kural tersine çevrilmekte ve karşı tarafın maddede belirtilen usule uygun olarak tuttuğu ticari defterini ibraz ettiği halde ileri sürülen hususta hiçbir kayıt içermemesi halinde ticari defterin, sahibi lehine delil olarak kullanılamayacağı açıkça hükme bağlanmaktadır. Madde metni dışına çıkarılan “ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi” durumunun yerine, “diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi” durumu maddeye ilave edilmektedir. Buna göre ticari defterde yer alan herhangi bir kaydın, sahibi lehine delil teşkil edebilmesi için diğer tarafın ticari defterini ibraz etmemesi gerekecektir. Bu düzenlemenin hakkaniyete ve hukuk güvenliği ilkesine uygun olduğu düşünülmektedir. Zira ticari defteri ibraz edenin defterinde yer alan ve diğer tarafı muhatap alan kayıt, diğer tarafa sunulmakta ve diğer tarafın kendi defterindeki kayıtlara dayanarak karşı delilini ileri sürmesi beklenmektedir. Diğer tarafın ticari defterini ibraz etmemesi hali, ileri sürülen delili hükümden düşürecek başka herhangi bir kayda sahip olmadığı anlamına gelecektir. Belirtilmelidir ki defter ibraz etmeyen tarafın, diğer tarafın ticari defterindeki kayıtların aksini senet veya diğer kesin delillerle ispatlama hakkı saklıdır.” şeklindedir.
Kanun değişikliği sonrasında madde gerekçesi içeriğinden anlaşıldığı üzere, davalı defterlerini sunmayarak davacının ticari defter kayıtlarının HMK’nın 222/3. maddeye göre lehine delil oluşturup oluşturmadığının tam olarak incelenebilmesine 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu 2. maddesi ile 6100 sayılı HMK’ nın 29. maddesi kapsamında dürüstlük-hakkaniyet ilkesine aykırı bir şekilde engel olduğundan, sunulmayan ticari defterlerinde de davacının alacaklı olduğuna dair kayıtların mevcut olduğu halde sunulmadığının, davacı tarafça ileri sürülen delili hükümden düşürecek başka herhangi bir kayda sahip olmadığının ve bunun sonucunda da davacı incelenen defter kayıtlarının davacı lehine delil oluşturduğunun kabulü gerekir.
Bu durumda davacının ticari defter kayıtları ile alacağın varlığının ispatlandığı, davacı tarafça fatura ve mal teslim olgusunun artık ispatının gerekmeyeceği (Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesinin 25.12.2020 Tarih ve 2020/1170 E. – 2020/1325 K. Sayılı ilamı.) ve davalının ticari defter ve kayıtları sunmayarak ispat yükünü kendi üzerine aldığı kabul edilmiş, açılan davanın rapor doğrultusunda kısmen kabulüne karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
Yaptırılan bilirkişi incelemesine göre alacağın ticari defterlerde belli olduğu, yani likit olduğu anlaşıldığından, davalının ayrıca icra inkar tazminatına da mahkum edilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki gibi hüküm fıkrası oluşturulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının davasının KISMEN KABULÜ ile KISMEN REDDİNE,
-Bakırköy ….. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra dosyasına davalı borçlu tarafından yapılan itirazın iptali ile takibin 80.029,23 TL asıl alacak üzerinden kaldığı yerden aynen devamına,
-Fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,
-Alacağın %20 si olan 16.005,84 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2- Harçlar tarifesi uyarınca alınması gereken 5.466,79 TL harçtan davacı tarafça peşin yatırılan 966,56 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 4.500,23 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat KAYDINA,
– Arabuluculuk sonuç tutanağı tarihi itibariyle yürürlükte bulunan tarifeye göre tahakkuk eden 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin; 1.270,00 TL’ sinin davalıdan, 50,00 TL’ sinin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
– Davacı tarafça sarf edilen toplam 1.034,36 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3- Davacı tarafından sarf edilen bilirkişi, tebligat ve posta masrafı olmak üzere toplam 1.230,10 TL yargılama giderinin kısmen kabul – red oranı ve takdiren %99,99′ u olan 1.229,97 TL’ sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye masrafların davacı üzerinde bırakılmasına,
– Davacı tarafça yatırılan gider avansından arta kalan miktarın karar kesinleştiğinde davacı tarafa İADESİNE, (Gerekçeli kararın tebliğe çıkarılma masraflarının kalan gider avansından karşılanmasına)
4- Davanın kabul miktarı dikkate alınarak karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca tayin ve takdir olunan 11.203,80 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,

Dair; 6100 sayılı HMK.’nun 341. ve devamı maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 15/03/2022

Katip ….
¸e-imza

Hakim …
¸e-imza