Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/799 E. 2022/646 K. 21.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/799 Esas
KARAR NO : 2022/646 Karar

DAVA : İflas Tasfiyesinde Düzenlenen Sıra Cetveline Yönelik Kayıt Kabul Ve Terkin Talebi (İİK 235)

DAVA TARİHİ : 19/12/2019
KARAR TARİHİ : 21/06/2022

Mahkememizde görülmekte olan İflas Tasfiyesinde Düzenlenen Sıra Cetveline Yönelik Kayıt Kabul Ve Terkin Talebi (İİK 235)
davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müflis …ünvanlı şirketin müvekkiline borcunun bulunduğunu, borçlu şirketin iflas sürecinin Bakırköy …. İflas Müdürlüğü’nün ….. İflas sayılı dosyası ile devam ettiğini, 29/04/2019 tarihli dilekçe ile iflas masasına alacak kaydı talebinde bulunduklarını, ancak iflas idaresince bu talebin reddine karar verilerek müvekkiline 10/10/2019 tarihinde tebliğ edildiğini, müvekkili tarafından arabulucuya başvurulduğunu, 18/12/2019 tarihli sonuç tutanağı düzenlendiğini, müvekkilinin ticari defterlerinde kayıtlı bulunan ve ödemesi gerçekleşmediği için protesto edilmiş 2 adet senetten kaynaklı 118.507,92 TL alacağının bulunduğunu belirterek müvekkilinin alacağının sıra cetveline kaydedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı tarafın cevap dilekçesi sunmadığı görülmüştür.
Bilirkişi 21/02/2022 Tarihli bilirkişi raporunda; Davacı şirkete ait 2017-2018-2019 yıllarına ilişkin ticari defterlerinin TTK’ya göre, açılış tasdiklerinin yasal süresi içinde yapıldığı 2017-2018-2019 yılı yevmiye deftere kapanış tasdikinin TTK madde 69-70/son 72/3 ve V.U.K. Madde 220-226 uyarınca yasla sürelerde ve usulüne uygun şekilde yaptırıldığı ve belirli kanuni şartları taşdığı, 2017-2018-2019 yılı ticari defterlerinin sahibi lehine delil vasfına sahip olduğu, kanaatine varılmış ise de, Nihai kararın mahkemeye bırakıldığı, davalı şirketin ticari defterlerinin icra dairesine teslim edilmediği, İcra Müdürlüğü tarafından beyan edilmekle, söz konusu fiil durum Resmi tutanakla kayıt altına alındığı bu nedenle davacı şirket kayıtları esas alınarak değerlendirme yapıldığı, davacı şirketin ticari defter ve kayıtlarına göre; davalı şirketin iflas tarihi itibarı ile 11.850,00 € x 6,0462 TL (21.02.2019 iflas tarihi TCMB Efektif Satış Kuru) = 71.647,47 TL olmak üzere; 45.000,00 &+ 71.647,47 TL=116.647,47 TL olmak üzere 2 adet bono karşılığı alacaklı olduğu Mahkememizce; cari hesap ekstresinde 01.01.2019 tarihinde tahakkuk ettirilmiş olan 765,28 TL davacı şirket borç tutarının mahsup edilmesi gerektiği yönünde kanaat oluşması halinde, davacı şirketin bakiye 116.647,47 TL – 765,28 TL = 115.882,19 TL alacaklı olacağının hesap ve mütalaa edildiği, Davacı şirketin 2 adet bono karşılığı bakiye alacağının kayıt kabulü şartlarının oluşup oluşmadığı hususunda Nihai Takdir ve Hukuki Değerlendirmesinin Sayın Mahkemenize olduğu, hususlarında görüş ve kanaatine varıldığını bildirmişlerdir.
DELİLLER VE YARGILAMANIN ÖZETİ
Dava; İİK’nun 235. maddesi uyarınca davacı alacağının iflas masasına kayıt ve kabulü istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın, davacının kayıt kabul talebine konu alacağının bulunup bulunmadığı, var ise miktarının tespiti hususlarından kaynaklandığı tespit edilmiştir.
Alacağın esas ve miktarına yönelik istem bulunduğundan mahkememizin görevli olduğu kanaatine varılmıştır.
Taraflar arasındaki dava İİK. 235 ve devamından kaynaklanan, kabul edilmeyen alacağın iflas masasına kaydını amaçlayan ve uygulamada kayıt kabul davası olarak nitelendirilen bir davadır.
TÜM DOSYA MUHTEVİYÂTI KÜLLÎYEN TETKÎK EDİLDİĞİNDE;
Öncelikle ispat müessesesini açıklamakta fayda var. Bilindiği üzere, hakim, davada hangi vakıaların ispat edilmesini tespit ettikten sonra, bu vakıaların kimin tarafından ispat edilmesi gerektiği sorusuyla karşılaşır; buna ispat yükü denir. Kendisine ispat yükü düşen taraf için, bu bir yükümlülük(mükellefiyet) değil, sadece bir yüktür(külfettir). Taraf kendisinin ispat etmesi gerektiği vakıayı ispat edemezse karşı taraf ve mahkeme onu mutlaka ispat etmesini isteyemez, bilakis kendisine ispat yükü düşen taraf , o vakıayı ispat edememiş sayılır.(Kuru, Medeni Usul Hukuku, 2016, sy 319)
Dava dosyamızda ispat yükü alacaklı olduğunu iddia eden davacı üzerinde olup, tarafların iddiaları doğrultusunda delilleri toplanarak taraf defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmasına dair ihtaratlı ara karar kurulmuş inceleme günü sadece davacı defterlerini incelemeye esas olacak şekilde dosyamıza sunmuştur.
Davacı tarafın Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün ….. iflas sayılı dosyasına 118.507,92 TL tutar yönünden kayıt yaptırmak üzere başvurduğunu, iflas masasının yargılamayı gerektirmesi sebebiyle reddine karar verildiği görülmüştür. Akabinde süresinde iş bu davanın açıldığı görülmüştür.
Dava konusu miktar 118.507,92 TL’ dir.
Taraflar tacir olup delil olarak ticari defterlere dayanıldığından TTK’nun 83 ile 85 ve HMK’nun 222’nci maddeleri uyarınca tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiştir.
Davacının incelemeye konu ticari defterlerinin yasal şartları taşıdığı ve davacı lehine delil niteliğinin olduğu dosya kapsamı içeriğinden anlaşılmıştır.
Davalı taraf ticari defterlerini dosya içerisine sunmamıştır.
Taraflar arasındaki ticari ilişkinin varlığı fatura ve ticari defter ve ticari kayıtlar içeriğinden anlaşılmaktadır.
Davacının ticari defterler ve kayıtlarının ve bilirkişi rapor içeriğinin incelenmesinde;
– Davalı şirketin iflas tarihi olan 21.02.2019 tarihi itibariyle davacı şirketin davalı şirkete 765,28 TL borcunun olduğu; iflas tarihinden önce davacı şirket tarafından davalı şirkete 10.07.2018 keşide tarihli, 31.05.2019 vade tarihli ve 45.000,00 TL bedelli senedin 11.07.2018 tarihinde ve yine iflas tarihinden önce davacı şirket tarafından davalı şirkete 08.08.2018 keşide tarihli, 04.04.2019 vade tarihli ve 11.850,00 Euro bedelli senedin 03.09.2018 tarihinde verildiği; bu senetlerin ödeme tarihlerinin iflas kararından sonra olduğu, bu senetlerin davacıya ödenmediği görülmüştür.
– İflas tarihi itibariyle Euro için TCMB efektif satış kuru 6.0462 TL olup, 11.850,00 Euronun TL karşılığı ( 11.850,00 x 6.0462 =) 71.647,47 TL olduğu,
– Toplam alacak miktarının 45.000,00 TL + 71.647,47 TL =116.647,47 TL olduğu, davacının kendi kayıtlarında borç olarak gözüken 765,28 TL’ nin de mahsubu sonrasında bakiye 115.882,19 TL davacının alacağı olduğu anlaşılmıştır.
– İflas tarihinden sonra davacı tarafça, davalı tarafın cari hesabına 236,91 TL daha eklenmişse de; iflas tarihinden sonra olması ve sebebinin anlaşılmaması sebebiyle hesaplamada dikkate alınmamıştır.
– Müflis davalının davacının defterlerindeki bu ispatı ortadan kaldıracak, aksini gösterir herhangi bir kesin (yazılı) delil sunmadığı görülmüştür.
– Müflis şirkete ve temsilcisine defter ve belgeleri sunması için meşruhatlı davetiyeler çıkartılmış olup, süresinde kayıtlar sunulmamıştır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemesi Kanunu’ nun 222/3. maddesinin 22/07/2020 tarih ve 7251 sayılı yasa ile değiştirilmeden önceki hali ” İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz. ” şeklindedir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemesi Kanunu’ nun 222/3. maddesinin 22/07/2020 tarih ve 7251 sayılı yasa ile değiştirildikten sonraki hali ” İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi halinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.” şeklindedir.
7251 sayılı yasanın 6100 sayılı Hukuk Muhakemesi Kanunu’ nun 222/3. maddesindeki değişikliği düzenleyen 23. maddesine ait Türkiye Büyük Millet Meclisi gerekçesi ” Maddeyle, Kanunun ticari defterlerin ibrazı ve delil olmasına ilişkin 222 nci maddesinde değişiklik yapılmaktadır. Mevcut metne göre diğer tarafın defter kayıtlarında ilgili hususta hiçbir kayıt bulunmaması halinde, ibraz eden tarafın ticari defterindeki kayıtlar, sahibi lehine delil olarak kabul edilebilmektedir. Ticari defteri ibraz edenin tek taraflı işlemiyle oluşturduğu kayıtların, bu kayıtlardan hiçbir şekilde haberi olmayan karşı taraf aleyhine delil teşkil ediyor olması hakkaniyete aykırı sonuçlar doğurabileceği gibi hukuk güvenliği ilkesine de aykırılık teşkil edebilmektedir. Bu sebeple maddede yapılan değişiklikle, ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için öngörülen unsurlardan biri olan, diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtların “ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi” hali, madde metninden çıkarılmaktadır. Kural tersine çevrilmekte ve karşı tarafın maddede belirtilen usule uygun olarak tuttuğu ticari defterini ibraz ettiği halde ileri sürülen hususta hiçbir kayıt içermemesi halinde ticari defterin, sahibi lehine delil olarak kullanılamayacağı açıkça hükme bağlanmaktadır. Madde metni dışına çıkarılan “ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi” durumunun yerine, “diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi” durumu maddeye ilave edilmektedir. Buna göre ticari defterde yer alan herhangi bir kaydın, sahibi lehine delil teşkil edebilmesi için diğer tarafın ticari defterini ibraz etmemesi gerekecektir. Bu düzenlemenin hakkaniyete ve hukuk güvenliği ilkesine uygun olduğu düşünülmektedir. Zira ticari defteri ibraz edenin defterinde yer alan ve diğer tarafı muhatap alan kayıt, diğer tarafa sunulmakta ve diğer tarafın kendi defterindeki kayıtlara dayanarak karşı delilini ileri sürmesi beklenmektedir. Diğer tarafın ticari defterini ibraz etmemesi hali, ileri sürülen delili hükümden düşürecek başka herhangi bir kayda sahip olmadığı anlamına gelecektir. Belirtilmelidir ki defter ibraz etmeyen tarafın, diğer tarafın ticari defterindeki kayıtların aksini senet veya diğer kesin delillerle ispatlama hakkı saklıdır.” şeklindedir.
Kanun değişikliği sonrasında madde gerekçesi içeriğinden anlaşıldığı üzere, davalı defterlerini sunmayarak davacının ticari defter kayıtlarının HMK’nın 222/3. maddeye göre lehine delil oluşturup oluşturmadığının tam olarak incelenebilmesine 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu 2. maddesi ile 6100 sayılı HMK’ nın 29. maddesi kapsamında dürüstlük-hakkaniyet ilkesine aykırı bir şekilde engel olduğundan, sunulmayan ticari defterlerinde de davacının alacaklı olduğuna dair kayıtların mevcut olduğu halde sunulmadığının, davacı tarafça ileri sürülen delili hükümden düşürecek başka herhangi bir kayda sahip olmadığının ve bunun sonucunda da davacının incelenen defter kayıtlarının davacı lehine delil oluşturduğunun kabulü gerekir.
Bu durumda davacının ticari defter kayıtları ile alacağın varlığının ispatlandığı, davacı tarafça fatura – mal teslim olgusunun artık ispatının gerekmeyeceği (Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesinin 25.12.2020 Tarih ve 2020/1170 E. – 2020/1325 K. Sayılı ilamı.), davalının ticari defter ve kayıtları sunmayarak ispat yükünü kendi üzerine aldığı kabul edilmiş, açılan davanın kısmen kabulüne karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM; Ayrıntıları gerekçeli kararda açıklanacağı üzere ;
1-DAVANIN KISMEN KABULÜNE, KISMEN REDDİNE,
2-Kayıt kabule konu 115.882,19-TL nakdi alacağın Bakırköy … İflas Müdürlüğünün ….. İflas sayılı dosyasında iflas tasfiye işlemleri yürütülen müflis … SAN. VE TİC. LTD ŞTİ. ‘nin iflas masasına davacı alacağı olarak KAYIT VE KABULÜNE,
3-Fazlaya ilişkin talebin reddine,
4-Harçlar tarifesi uyarınca alınması gereken 80,70 TL harçtan davacı tarafça peşin yatırılan 44,40 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 36,30 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat KAYDINA,
-Arabuluculuk sonuç tutanağı tarihi itibariyle yürürlükte bulunan tarifeye göre tahakkuk eden 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davanın kabul ve red oranı dikkate alınarak hesaplanan 1.280,00 TL’sinin davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, bakiyesi 40,00 TL’sinin davacıdan alınarak, hazineye irat kaydına,
-Davacı tarafça sarf edilen toplam 95,20 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından bozma öncesi ve sonrası olmak üzere sarf edilen toplam 1.184,00 TL yargılama giderinin (Tebligat, müzekkere, bilirkişi ücreti vs.) davanın kabul ve red oranı (%97) dikkate alınarak hesaplanan 1.148,48 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
-Davacı tarafça yatırılan gider avansından arta kalan miktarın karar kesinleştiğinde davacı tarafa İADESİNE, (Gerekçeli kararın tebliğe çıkarılma masraflarının kalan gider avansından karşılanmasına)
6-Davanın kabul miktarı dikkate alınarak karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca tayin ve takdir olunan maktu 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
7-Davanın red miktarı dikkate alınarak karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca tayin ve takdir olunan 2.625,73 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 ila 360’ncı madde hükümleri uyarınca, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren 10 gün içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile 10 gün içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı 21/06/2022

Katip …
E-İmzalıdır

Hakim …
E-İmzalıdır