Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/794 E. 2022/950 K. 31.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/794 Esas
KARAR NO : 2022/950

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 30/09/2021
KARAR TARİHİ : 31/10/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 01/12/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin haklı alacağına istinaden başlatılan Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün …. Esas sayılı dosyasına davalı borçlu vekili tarafından itiraz edildiğini, yasal süresinde açılan dava ile borcun tamamına, faize, değişen oranlarda takip tarihinden itibaren işleyecek Ticari (Reeskont Avans) faize ve borcun tüm ferilerine yapılan haksız, kötü niyetli ve yasal dayanaktan yoksun itirazın iptali ile alacağın likit olmasın nedeniyle karşı taraf aleyhine asıl alacağın %20’sinden aşağı olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiğini, takibin konusu, müvekkili ile davalı borçlu arasındaki ticari alışverişe ilişkin cari hesap ve irsaliye faturaları olduğunu, davalı tarafın takip tarihi itibariyle müvekkile 65.350,00-TLborcu bulunduğunu, müvekkili tarafından davalı şirkete ticari satış yapıldığını, malların teslim edildiğini, ancak kararlaştırılan bedelin müvekkili şirkete ödenmediğini, diğer yandan davalı şirket, şu an tasfiye halinde olduğunu, fiili olarak başka şirketler üzerinden ticari faaliyetine devam ettiğini, davalı tarafın kendisine yönelik açılan birçok icra takibinin ilamsız icra takibi olması sebebiyle kötüniyetli olarak itiraz ederek durduğunu, uzun süren yargılamalar sırasında da belirtilen şirketler üzerinden alacaklılarından mal kaçırmaya devam ettiğini, bu nedenlerle takdiren teminatsız mahkeme aksi kanaatse ise uygun görülecek teminat karşılığında ihtiyati haciz kararı verilmesinin hukuka uygun olacağını, aksi durumda işbu dava her ne kadar lehe sonuçlarsa da müvekkilin haklı alacağını tahsil etme imkanının neredeyse imkansız olduğundan verilecek ihtiyati haciz kararının usul ve yasaya uygun olacağının açık olduğunu, öncelikle ihtiyati haciz talebinin takdiren teminatsız, mahkeme aksi kanaatte ise uygun görülecek teminat mukabilinde kabulüne, davanın kabulü ile Bakırköy …. İcra Müdürlüğü … E. Sayılı icra dosyasına yapılan itirazın asıl alacak yönünden iptaline, takibin takip tarihinden itibaren değişen oranlarda işleyecek ticari (Reeskont Avans) faiz ile devamına karar verilmesine, alacağın likit olmasından mütevellit davalı taraf aleyhinde asıl alacağın % 20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama gideri ve ücreti vekaletin davalı yana yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalının cevap dilekçesi sunmadığı anlaşılmıştır.
Bakırköy …. İcra müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyası incelendiğinde; davacı şirketin, davalı şirket aleyhine 65.350,00-TL asıl alacak, 6.776,70-TL takip öncesi faizi olmak üzere toplam 72.126,70-TL alacağını, asıl alacağa işleyecek yıllık %13,75 ticari reeskont avans faizi ile birlikte, icra masrafı, vekalet ücreti ile birlikte tahsili için icra takibine geçildiği, borçluya ödeme emrinin tebliği üzerine borçlunun süresinde itiraz ettiğini belirterek takibin durmasına sebebiyet verdiği, icra müdürlüğünce takibin durdurulmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
Usulüne uygun duruşma açılmış, ön inceleme aşamasında uyuşmazlık konuları re’sen belirlenerek taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesinde uzmanlık gerektiren yönler olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle dava sonuçlandırılmıştır.
Tarafların iddia ve savunmaları, sundukları deliller, dosya kapsamı belgeler, her iki tarafa ait ticari defter ve kayıtlar incelenmek suretiyle icra takibine davalının itirazının yerinde olup olmadığı, davacının alacağının bulunup bulunmadığı, var ise işlemiş faiz konusunda bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiş olmakla, bilirkişi Mali Müşavir …’ın 27/06/2022 tarihli raporunda özetle; davalı şirket tarafından huzurdaki davada cevap dilekçesi sunulmamış olmakla birlikte, takip konusu alacak ile ilgili olarak icra dosyasına sunulan itiraz dilekçesinde, davacıya hiç bir borcunun olmadığı belirtilerek borca itiraz edildiği; davalı vekilinin icra dosyasına sunduğu itiraz dilekçesinde, taraflar arasındaki ticari ilişkiye, kendilerine herhangi bir fatura tebliğ edilmediğine ve/vaya kendilerine herhangi bir mal teslim edilmediğine ve/veya borcun ödendiğine yönelik herhangi bir itirazları veya beyanları bulunmadığı gibi, takip konusu borcun ödendiği yönünde de herhangi bir ödeme belgesi/banka ekstresi vs. Sunulmadığı, davacının 2018-2019-2020 ve 2021 yılları ticari defterleri incelendiğinde, takip ve dava tarihi itibariyle davalı şirketin davacı şirkete 77.218,91 TL borçlu olduğunun kayıtlı olduğunun tespit edildiği, ancak huzurdaki davaya konu takipte bu borcun 65.350,00 TL’sinin (Asıl Alacak) talep edildiği; takip tarihi itibariyle davacının talep ettiği 65.350,00 TL asıl alacak tutarının (yani davalının borcunun) kabulü hususunda takdirin mahkemeye ait olduğu, taraflar tacir olup, alacak da borçlunun ticari işletmesi ile ilgili olduğundan, Mahkemece sabit görülecek borç (asıl alacak) miktarına takip tarihinden itibaren 3095 s.K.nun 2/2.maddesi uyarınca ticari faiz (avans faizi) işletilebileceği, TCMB verilerine göre takip tarihi itibariyle talep edilebilecek ticari (avans) faiz oranının talep gibi %13,75 olduğu, tutulması zorunlu defterler ve defter tasdiklerine ilişkin olarak, gerek 6102 sayılı TTK’nın m. 64, 65, 562 ve 1527 hükümleri, gerekse VUK m. 182,242 ve ayrıca Elektronik Defter Genel Tebliğ 1-2 hükümleri ile VUK m. 397, 416, 421, 424, 431, 433 uyarınca, davacı şirketin 2019-2020-2021 yılları ticari defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin zamanında yaptırıldığı/beratlarının zamanında alındığı,
davalının ticari defterlerinin incelemeye sunulmadığı görüş ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
TÜM DOSYA MUHTEVİYÂTI KÜLLÎYEN TETKÎK EDİLDİĞİNDE;
Dava taraflar arasında ticari ilişki olduğundan bahisle alacak olduğuna dair yapılan icra takibine itirazın iptali davasıdır.
Öncelikle ispat müessesesini açıklamakta fayda var. Bilindiği üzere, hakim, davada hangi vakıaların ispat edilmesini tespit ettikten sonra, bu vakıaların kimin tarafından ispat edilmesi gerektiği sorusuyla karşılaşır; buna ispat yükü denir. Kendisine ispat yükü düşen taraf için, bu bir yükümlülük(mükellefiyet) değil, sadece bir yüktür(külfettir). Taraf kendisinin ispat etmesi gerektiği vakıayı ispat edemezse karşı taraf ve mahkeme onu mutlaka ispat etmesini isteyemez, bilakis kendisine ispat yükü düşen taraf , o vakıayı ispat edememiş sayılır.(Kuru, Medeni Usul Hukuku, 2016, sy 319)
Dava dosyamızda ispat yükü alacaklı olduğunu iddia eden davacı üzerinde olup tarafların iddiaları doğrultusunda delilleri toplanarak taraf defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmasına dair ihtaratlı ara karar kurulmuş inceleme günü sadece davacı defterlerini incelemeye esas olacak şekilde dosyamıza sunmuştur.
Yapılan inceleme neticesinde davacı defterlerine göre davacının davalıdan alacaklı olduğu tespit edilmiş fakat davalı defterlerini incelemeye esas olacak şekilde ibraz etmemiştir. Rapor neticesinde incelenen davacı defterlerine göre davacının davalıdan faturalar karşılığında 77.218,91 TL alacaklı olduğu tespiti yapılmıştır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemesi Kanunu’ nun 222/3. maddesinin 22/07/2020 tarih ve 7251 sayılı yasa ile değiştirilmeden önceki hali ” İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz. ” şeklindedir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemesi Kanunu’ nun 222/3. maddesinin 22/07/2020 tarih ve 7251 sayılı yasa ile değiştirildikten sonraki hali ” İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi halinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.” şeklindedir.
7251 sayılı yasanın 6100 sayılı Hukuk Muhakemesi Kanunu’ nun 222/3. maddesindeki değişikliği düzenleyen 23. maddesine ait Türkiye Büyük Millet Meclisi gerekçesi ” Maddeyle, Kanunun ticari defterlerin ibrazı ve delil olmasına ilişkin 222 nci maddesinde değişiklik yapılmaktadır. Mevcut metne göre diğer tarafın defter kayıtlarında ilgili hususta hiçbir kayıt bulunmaması halinde, ibraz eden tarafın ticari defterindeki kayıtlar, sahibi lehine delil olarak kabul edilebilmektedir. Ticari defteri ibraz edenin tek taraflı işlemiyle oluşturduğu kayıtların, bu kayıtlardan hiçbir şekilde haberi olmayan karşı taraf aleyhine delil teşkil ediyor olması hakkaniyete aykırı sonuçlar doğurabileceği gibi hukuk güvenliği ilkesine de aykırılık teşkil edebilmektedir. Bu sebeple maddede yapılan değişiklikle, ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için öngörülen unsurlardan biri olan, diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtların “ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi” hali, madde metninden çıkarılmaktadır. Kural tersine çevrilmekte ve karşı tarafın maddede belirtilen usule uygun olarak tuttuğu ticari defterini ibraz ettiği halde ileri sürülen hususta hiçbir kayıt içermemesi halinde ticari defterin, sahibi lehine delil olarak kullanılamayacağı açıkça hükme bağlanmaktadır. Madde metni dışına çıkarılan “ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi” durumunun yerine, “diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi” durumu maddeye ilave edilmektedir. Buna göre ticari defterde yer alan herhangi bir kaydın, sahibi lehine delil teşkil edebilmesi için diğer tarafın ticari defterini ibraz etmemesi gerekecektir. Bu düzenlemenin hakkaniyete ve hukuk güvenliği ilkesine uygun olduğu düşünülmektedir. Zira ticari defteri ibraz edenin defterinde yer alan ve diğer tarafı muhatap alan kayıt, diğer tarafa sunulmakta ve diğer tarafın kendi defterindeki kayıtlara dayanarak karşı delilini ileri sürmesi beklenmektedir. Diğer tarafın ticari defterini ibraz etmemesi hali, ileri sürülen delili hükümden düşürecek başka herhangi bir kayda sahip olmadığı anlamına gelecektir. Belirtilmelidir ki defter ibraz etmeyen tarafın, diğer tarafın ticari defterindeki kayıtların aksini senet veya diğer kesin delillerle ispatlama hakkı saklıdır.” şeklindedir.
Kanun değişikliği sonrasında madde gerekçesi içeriğinden anlaşıldığı üzere, davalı defterlerini sunmayarak davacının ticari defter kayıtlarının HMK’nın 222/3. maddeye göre lehine delil oluşturup oluşturmadığının tam olarak incelenebilmesine 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu 2. maddesi ile 6100 sayılı HMK’ nın 29. maddesi kapsamında dürüstlük-hakkaniyet ilkesine aykırı bir şekilde engel olduğundan, sunulmayan ticari defterlerinde de davacının alacaklı olduğuna dair kayıtların mevcut olduğu halde sunulmadığının, davacı tarafça ileri sürülen delili hükümden düşürecek başka herhangi bir kayda sahip olmadığının ve bunun sonucunda da davacı incelenen defter kayıtlarının davacı lehine delil oluşturduğunun kabulü gerekir.

Bu durumda davacının ticari defter kayıtları ile alacağın varlığının ispatlandığı, fatura teslim olgusunun artık ispatının gerekmeyeceği kabul edilerek icra takibine konu asıl alacak miktarına ilişkin taleple bağlı kalınarak açılan davanın kabulüne karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
Yaptırılan bilirkişi incelemesine göre alacağın ticari defterlerde belli olduğu, yani likit olduğu anlaşıldığından, davalının ayrıca icra inkar tazminatına da mahkum edilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-DAVANIN KABULÜ İLE;
-Davalının aleyhine yapılan Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasına yapmış olduğu İTİRAZIN İPTALİNE,
-Takibin asıl alacak miktarı olan 65.350,00-TL üzerinden DEVAMINA,
-Hüküm altına alınan asıl alacağa davacının takip talebindeki miktarı aşılmamak üzere takip tarihinden itibaren avans faizi İŞLETİLMESİNE,
-Hüküm altına alınan asıl alacağın %20’sine tekabül eden 13.070,00-TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak DAVACIYA ÖDENMESİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gerekli 4.464,06-TL karar ve ilam harcından peşin alınan 755,39-TL harcın mahsubu ile bakiye 3.708,67-TL harcın davalıdan alınarak hazineye İRAD KAYDINA,
3-Arabuluculuk sonuç tutanağı tarihi itibariyle yürürlükte bulunan tarifeye göre tahakkuk eden 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin davalıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA,
4-Davacının kendisini bir vekil ile temsil ettirdiği anlaşıldığından karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca tayin ve takdir olunan 10.456,00-TL ücreti vekaletin davalıdan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
5-Davacı tarafından ödenen 59,30-TL başvurma harcı, 755,39-TL peşin harç, 1.067,10-TL tebligat ve bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.881,79-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
6-Gider avansından artan olur ise karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
Dair; 6100 sayılı HMK.’nun 341. ve devamı maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.31/10/2022

Katip …
¸e-imza

Hakim …
¸e-imza