Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/779 E. 2021/906 K. 29.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/779 Esas
KARAR NO : 2021/906

DAVA : İpotek (İpoteğin Kaldırılması (Fekki))
DAVA TARİHİ : 23/07/2020
KARAR TARİHİ : 29/09/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 30/09/2021

Mahkememizde görülmekte olan İpotek (İpoteğin Kaldırılması (Fekki)) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP VE DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde; davacı adına kayıtlı dava konusu …. İli, …. İlçesi, …. Mahallesi, … Ada, … Parsel, … Blok, …. numaralı bağımsız bölümde taşınmaz kaydında bulunan ipoteklerin terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı …….. T.A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili banka ile davacı arasında kredinden ve sair nedenden kaynaklı herhangi bir sözleşme, sebepsiz zenginleşme taahhüt, haksız fiil ve sair borç doğuran bir hukuki ilişkinin bulunmadığını, davacı ile müvekkil banka arasında tüketici ilişkisi veya hukuki ilişki bulunmadığını, bu davanın tarafları arasında hukuki ilişki bulunan tek tarafın diğer davalı ….. olduğunu, söz konusu ilişkide müvekkil banka ile adı geçen firma arasında imzalanmış genel kredi sözleşmeleri ve bu sözleşmeden kaynaklı müvekkili bankanın adı geçen firmadan mevcut kredi alacaklarının bulunmasından ibaret olduğunu, ba nedenle davacı ile müvekkili banka arasında tüketici işlemi bulunmadığını, bu nedenle açılan davanın reddini talep etmiştir.
Davalı ……… Finansal kiralama A.Ş cevap dilekçesinde özetle; davacı ile müvekkili şirket arasında herhangi bir tüketici işlemi bulunmadığını, bu nedenle bu davanın görev yönünden reddi gerektiğini, bu nedenlerle açılan davanın reddini talep etmiştir.
Davalı ……… İnş. San. Tic. A.Ş tarihli cevap dilekçesinde özetle; müvekkili adına dava açılmaması gerektiğini, davacı tarafından satın alınan bağımsız bölüm üzerinde ……… T.A.Ş lehine 1.750.000.000,00-TL ….. Finansal Kiralama A.Ş lehine 53.621.000,00 EUR değerinde ipotek tesis edildiğini, ipoteklerin ilgili bankalar tarafından terkin edilmesi gerektiğini, bu nedenle açılan davanın reddini talep etmiştir.
Bakırköy ….. Tüketici Mahkemesi’nin ………. Esas, ……… karar, 12/11/2020 tarihli görevsizlik kararı üzerine dosya mahkememizin ………. esas sırasına kaydedilmiş ve dosya üzerinde inceleme yapılmıştır.
GEREKÇE:
Davacı vekilinin talebi; taşınmaz satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan ipoteğin terkinine ilişkindir.
HMK’nın 1.maddesine göre mahkemelerin görevi ancak kanun ile düzenlenir. Göreve ilişkin kurallar kamu düzenindendir.
HMK’nın 2.maddesine göre dava konusunu değer veya miktarına bakılmaksızın mal varlığı haklarına ilişkin davalarla şahıs varlığına ilişkin davalarda görevli mahkeme aksine bir düzenleme bulunmadıkça Asliye Hukuk Mahkemesidir.
6502 sayılı yasanın 73/1 maddesine göre tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda Tüketici Mahkemeleri görevlidir.
HMK’nun 114/1-c maddesine göre mahkemenin görevli olması dava şartı olup HMK’nun 115/1. Maddesine göre mahkemece dava şartının mevcut olup olmadığının davanın her aşamasında resen araştırılması gerekir.
Görevsizlik kararı verilmesi halinde HMK’nun 20. Maddesine göre işlem yapılır.
6502 sayılı yasanın 1.maddesine göre Tüketici Kanunun amacı kamu yararına uygun olarak tüketicinin sağlık ve güvenliği ile ekonomik çıkarlarını koruyucu zararlarını tazmin edici, çevresel tehlikelerden korunmasını sağlayıcı, tüketiciyi aydınlatıcı ve bilinçlendirici önlemleri almak, tüketicilerin kendilerini koruyucu girişimleri özendirmek ve bu konulardaki politikaların oluşturulmasında gönüllü örgütlenmeleri teşvik etmeye ilişkin hususları düzenlemek olarak belirtilmiştir.
6502 sayılı yasanın 3/k maddesine göre Tüketici ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişi olarak tanımlanmıştır.
6502 sayılı yasanın 3/l madesine göre tüketici işlemi ; Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlar ile hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan eser, taşıma, simsarlık, sigorta vekalet, bankacılık ve benzeri sözleşmelerde dahil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlem olarak tanımlanmıştır.
İpotek hakkı; Türk Medeni Kanunu’ nun 881. Maddesinde düzenlenmiş olup, halen mevcut olan veya henüz doğmamış olmakla beraber doğması kesin veya olası bulunan herhangi bir alacak güvence altına alınabilir.
İpotek, kişisel bir alacağın teminat altına alınmasını amaçlayan ve bir taşınmazın değerinden alacaklının alacağını elde etmesini sağlayan sınırlı bir ayni haktır. İpotek hakkı herkese karşı ileri sürülebilir.
TÜM DOSYA MUHTEVİYÂTI KÜLLÎYEN TETKÎK EDİLDİĞİNDE;
Ticari davalar, mutlak ticari davalar, nisbi ticari davalar, yalnızca bir ticari işletmeyle ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç grubta toplamak mümkündür.
Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar, 6102 sayılı TTK’nın 4/1. maddesinde bentler halinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu guruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.
Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. 6102 sayıl TTK’nın 4/1. maddesine göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi, hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira; Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
Üçüncü grup ticari davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır. Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması TTK’da yeterli görülmüştür.
Somut olayda dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda; davacı satın almaya konu konutun ayıplı olduğunu iddia etmekte olup, her ne kadar bankacılık işleminden kaynaklı ipoteğin fekki talep edilmişse de davacı tacir olmayıp tüketici konumundadır. Zira davacı tarafından satın alınan konutta hukuk ayıp olduğu iddia edilmekte olup, mutlak ticari dava konusuna giren uyuşmazlıklarda daha özel bir durum olmadığı müddetçe ticaret mahkemeleri görevlidir. Fakat mevcut uyuşmazlığımızda yukarıda belirtildiği üzere taraflar arasında tüketici işlemi mevcut olup uyuşmazlığı çözmede görevli mahkeme tüketici mahkemeleridir. (Konuya ilişkin benzer nitelikli İstanbul BAM 7. HD.’nin 2021/274 E, 2021/334 K sayılı ilâmı) Tüketici mahkemesi ile ticaret mahkemeleri arasındaki ilişki TTK’ nun 5/3.maddesi uyarınca görev ilişkisidir. Göreve ilişkin usul kuralları HMK’nun 114/1-c maddesi uyarınca dava şartıdır. Dava şartları kamu düzeninden olup kamu düzenine ilişkin hususlarda re’sen dikkate alınacak hususlardan olup dava şartı yokluğu halinde HMK’nun115/2.maddesi gereğince aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının açtığı davada, mahkememizin görevli olmadığı anlaşılmakla; açılan davanın, HMK’nun 115/2.maddasi uyarınca aynı kanunun 114/1-(c) maddesinde belirtilen dava şartı noksanlığı nedeniyle usulden REDDİNE, mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-Görevli mahkemenin BAKIRKÖY ….. TÜKETİCİ MAHKEMESİ olduğuna,
3-Mahkememiz kararının kanun yoluna götürülmeksizin kesinleşmesi halinde daha öncede Bakırköy … Tüketici Mahkemesi görevsizlik kararı verildiğinden olumsuz görev uyuşmazlığının, halli merci tayini için dosyanın HMK 22/2 maddesi uyarınca İSTANBUL BAM ………… Hukuk Dairesine GÖNDERİLMESİNE,
4-Mahkememizce verilen görevsizlik kararının kesinleşmesinden sonra dava yetkili ve görevli mahkemede devam edilmemesi ve talep halinde yargılama giderlerinin değerlendirilerek HMK’ nun 331/2. maddesi gereğince bir karar verileceğinin İHTARATINA,
5-Harç ve masrafların görevli mahkemede nazara ALINMASINA,
Dair; 6100 sayılı HMK.’nun 341. ve devamı maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde karar verildi. 29/09/2021

Katip ….
¸e-imza

Hakim ….
¸e-imza