Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/749 E. 2021/1168 K. 01.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/749 Esas
KARAR NO : 2021/1168

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 17/09/2021
KARAR TARİHİ : 01/12/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 31/12/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı … A.Ş. …. Şubesinde 14/12/1999 tarihinde davalının uhdesinde bir hesap açmış olduğunu, müvekkilinin anılan hesapta halihazırda 53.590,00 Euro tutarında bakiyesinin bulunmakta olduğunu, davalı şirketin faaliyet izninin 10/02/2001 tarihinde kaldırıldığını ve şirketin tasfiye sürecine girdiğini ve aradan geçen 20 yıla karşın şirketin tasfiyesinin tamamlanmadığını, davalı şirket tarafından bu süre içinde müvekkile katılma hesabındaki paranın iadesinin yapılmadığını, bu nedenle icra takibine başlandığını, haksız bir şekilde itiraz edilerek takibin durdurulduğunu, arabuluculuğa başvurulduğunu anlaşma sağlanamadığını, mudilerin vadelere uyarak kar payı ilavesiyle birlikte paralarını her zaman çekebileceğini, kar-zararın belli olması veya hesap yılı sonunu bekleme sorunluluğu bulunmadığını, yirmi yıla yakın bir süredir tasfiye işlemlerinin sonlanmamasının davalı şirketin borçlarını ödemekten imtina etmek adına dürüstlük kuralına aykırı ve kötü niyetli hareket ettiğini gösterdiğini, bu nedenlerle davanın kabulü ile itirazın iptaline, takibin devamına, davalının %20 den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu alacağa itiraz ettiklerini, dava tarihi itibariyle davacının müvekkil şirketten henüz kesinleşmiş, muaccel ve likit bir alacağı bulunmadığını, taraflar arasında kara ve zarara katılma hesabı akti mevcut olduğunu, bu aktin kurum ile kar ve zarara katılma hesabına para yatıran hesap sahipleri arasında hukuki ve mali ilişkileri düzenleyen yazılı bir akit olduğunu, genel hükümlere göre görülen ve dava sonunda verilen hükmün kesin hüküm teşkil ettiği, sebebi ve konusu aynı ve fakat tarafları farklı olan, kar ve zarara katılma hesabına müsteniden açılmış benzer alacak davalarında muhtelif mahkemelerden davanın reddi yönünde kararlar verildiğini ve bu kararların da Yargıtay ilgili hukuk dairelerince onandığını, şirketin münfesih olduğundan açılan davanın reddinin gerektiğini, bu nedenlerle davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, kar ve zarar ortaklığına katılım hesabına dayalı alacağın tahsili talebi ile başlatılan icra takibine itirazın iptali ile takibin devamı ve icra inkar tazminatı davasıdır.
Bakırköy … İcra Müdürlüğünün …. esas sayılı takip dosyası celp edilmiş olmakla incelenmesinde; alacaklının …, borçlunun … A.Ş., borç miktarının 53.539,00 Euro olduğu, borçlu vekilinin 18/09/2020 tarihli dilekçesi ile takibe, ödeme emrine, borca ve faize itiraz ettiği ve 22/09/2020 tarihinde İcra Müdürlüğünün durdurma kararı verdiği, itirazın alacaklı vekiline tebliğ olunmadığı, bu nedenle iş bu itirazın iptali davasının yasal sürede açıldığı anlaşılmıştır.
İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünden; davalı şirketin sicil dosyasının bir örneği celp edilerek dosya kapsamına kazandırılmıştır.
Tarafların iddia ve savunmaları, sunulan ve sağlanan bilgi ve belgeler, davalının ticaret sicil dosya örneği, icra takip dosyası ve tüm dosya kapsamından anlaşılacağı üzere;
Davacının davalı nezdinde açtırdığı kar-zarar katılma hesabına 53.539,00 Euro para yatırdığı, yatırdığı paranın iadesi yönünde talepte bulunduğu, ancak davalı Tasfiye Halindeki … Kurumu A.Ş. nin halen tasfiye halinde olduğu, tasfiye sonuçlanıp kar zarar durumu belirginleşmeden davacının kar-zarar hesabına yatırdığı para hakkında bu aşamada talepte bulunmasının mümkün olmadığı, hal böyle olunca, davacının dava tarihi itibariyle davalıdaki alacağının muaccel hale gelmediği ve bu nedenle davacının bu aşamada alacağını talep edemeyeceği, davalının takibe yönelik itirazının yerinde olduğu anlaşılmakla davanın zamansız açıldığı değerlendirilerek davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar Tarifesi gereğince alınması gereken 59,30-TL karar ve ilam harcından davacı tarafça yatırılan 5.758,25-TL harcın mahsubu ile kalan 5.698,95-TL’nin karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
3-Arabuluculuk sonuç tutanağı tarihi itibariyle yürürlükte bulunan tarifeye göre tahakkuk eden 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,

4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden A.A.Ü.T gereğince hesaplanıp takdir olunan 32.053,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Kalan gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair; 6100 sayılı HMK.’nun 341. ve devamı maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 01/12/2021
Katip …
¸e-imza

Hakim …
¸e-imza