Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/722 E. 2022/521 K. 23.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/722 Esas
KARAR NO : 2022/521

DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)

DAVA TARİHİ : 09/09/2021
KARAR TARİHİ : 23/05/2022

GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 23/06/2022

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket ile davalı arasında yapılan sözleşmeye göre davalı şirket ile A kalite kömürün ithalatı için anlaşmış olmasına rağmen B kalite kömürün ithal edildiği müvekkili şirketçe anlaşılmış olduğunu, müvekkili şirketçe ithal edilen kömürler davalı şirkete iade edildiğini ancak davalı tarafça müvekkili şirketin yapmış masraflar ve ithal kömürlerin ücreti ödenmediğinden dolayı; 16.09.2020 tarih, … nolu 7.978,80 USD(Amerikan Doları) bedelli faturanın, … Tarafından 16/09/2020 tarih, … mMmüşteri numaralı, … belge numaralı, 1.502,36 USD(Amerikan Doları) bedelli faturanın, müvekkil şirketin … Bankası … Şubesi … IBAN numaralı hesabından … şirketinin … BANK .. bankasındaki hesabına 06.10.2020 tarihinde havale edilen 24,41 EURO, Mersin Gümrük Müdürlüğü tarafından 09/10/2020 tarih …. referans numaralı, …. gümrük beyanname numaralı gümrük beyannamenin ücreti olan 16.150,00 TL gümrük vergisi ve 18,10 TL damga vergisinin, 10/10/2020 tarih … fatura nolu, 483,80 TL bedelli faturanın, 09/10.2020 tarih, … fatura nolu 332,66 USD(Amerikan Doları) bedelli faturanın, 12/10.2020 tarih, …. fatura nolu 76,70 USD(Amerikan Doları) bedelli faturanın, 12/10.2020 tarih, … fatura nolu 160,00 USD(Amerikan Doları) bedelli faturanın, 12/10/2020 tarih, …. fatura nolu 404,74 TL bedelli fatura, 12/10/2020 tarih, … fatura nolu 3.265,72 TL bedelli faturanın, 12/10/2020 tarih, … fatura nolu 245,44 TL bedelli faturanın, 10/10/2020 tarih, .. fatura nolu 2.714,00 TL bedelli faturanın tahsilinin talep edildiği, bu nedenlerle Davalı şirket tarafından iade alınan ancak bedeli müvekkili şirkete ödenmeyen 7.978,80 USD(Amerikan Doları)nin dava tarihinden itibaren devlet bankalarının USD(Amerikan Doları) ile açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faizi ile tahsiline, söz konusu ithal mangal kömürlerin ithalatı için müvekkili şirket tarafından yapılan 2.071,72 USD(Amerikan Doları) masrafın dava tarihinden itibaren devlet bankalarının USD(Amerikan Doları) ile açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faizi ile birlikte tahsiline, söz konusu ithal mangal kömürlerin ithalatı için müvekkili şirket tarafından yapılan 23.281,80 TL masrafın dava tarihinden itibaren avans faizleri ile birlikte tahsiline, söz konusu ithal mangal kömürlerin ithalatı için müvekkili şirket tarafından yapılan 24,41 EURO masrafın dava tarihinden itibaren devlet bankalarının EURO ile açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faizi ile birlikte tahsiline, muhakeme masrafları ve ücret-i vekaletin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin mangal kömürlerini Küba’da teslim (Fob) olacak şekilde sattığını, davacı şirketin faturaya süresinde itiraz etmediğini, TTK ‘da tacirler arasında yapılacak yazışmaların ve ayıp ihbarının ne şekilde yapılacağının açıkca belli olduğunu, davacı şirketin malları iade ettiğine ilişkin iddialarının tamemen gerçek dışı olduğunu, davacı tarafın nakliye sürecinde yaptığı masrafları hukuka aykırı olarak talep ettiğini, davacının kötü niyetli olduğunu, davacı tarafça talep edilen faiz oranlarının fahiş olduğunu, bu nedenlerle davanın reddine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, sözleşmeden kaynaklı ticari ilişki neticesinde satın alınan kömürlerin sözleşmeye uygun nitelikte olmadığı iddiası ile ödenen bedelin tahsili istemine ilişkindir.
Öncelikle ispat müessesesini açıklamakta fayda var. Bilindiği üzere, hakim, davada hangi vakıaların ispat edilmesini tespit ettikten sonra, bu vakıaların kimin tarafından ispat edilmesi gerektiği sorusuyla karşılaşır; buna ispat yükü denir. Kendisine ispat yükü düşen taraf için, bu bir yükümlülük(mükellefiyet) değil, sadece bir yüktür(külfettir). Taraf kendisinin ispat etmesi gerektiği vakıayı ispat edemezse karşı taraf ve mahkeme onu mutlaka ispat etmesini isteyemez, bilakis kendisine ispat yükü düşen taraf , o vakıayı ispat edememiş sayılır.(Kuru, Medeni Usul Hukuku, 2016, sy 319)
Dava dosyamızda taraflar arasında sözleşme olduğu ve satın alınan kömürlerin nitelik olarak sözleşmeye aykırı olduğu, kömürlerin davalıya iade edildiği ve bundan kaynaklı davalıdan alacaklı olduğu hususunda ispat yükü davacı üzerinde olup taraf iddia ve savunmaları bu muvacehe ölçüsünde değerlendirilmiştir.
Taraflar arasında kömür alım satımı konusunda bir ihtilaf bulunmamaktadır. Davacının iddiası satın alınan kömürlerin ayıplı olmasından ziyade A nitelik yerine B nitelikte olduğu ve bu husunun sözleşmeye aykırı olduğu noktasındadır. Ne var ki davacı tarafça söz konusu iddiayı destekler nitelikte dosya kapsamına taraflar arasında akdedilen bir sözleşme sunulmadığı gibi, beyanlardan da böyle bir yazılı sözleşmenin bulunmadığı anlaşılmıştır.

Böyle bir durumda ayıp araştırması yerine sözleşmeye aykırılık olup olmadığı hususu değerlendirilmelidir. Dosya kapsamında sözleşme bulunmadığından davacı iddialarının bu konuda desteksiz kaldığı anlaşılmıştır. Davacı tarafça söz konusu kömürlerin davacı taraf isteği doğrultusunda dava dışı 3. Kişiye teslim edildiği iddia edilmişse de yapılan yazışmalar neticesinde kömürlerin davacı tarafça dava dışı … firmasına teslim edildiği, dava dışı … firmasının da davacıdan teslim alınan kömürler dolayısıyla kendisine ödeme yapılacağından bahsile fatura kesilmesini talep etmesine rağmen davacı tarafça işlem yapılmadığından bahisle yanıt verdiği, davacının bu sebeple kömürlerin davalıya teslimi yapıldığına ilişkin iddiasının da ispata muhtaç olduğu, söz konusu iddiaların soyut nitelikte kaldığı dikkate alınarak “tevehhüme itibâr yoktur” (soyut beyana itibar edilemez-Mecelle-i Ahkâm-ı Adliyye) kuralı gereği dava hakkında aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-DAVANIN REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gereken 80,70-TL maktu ilam ve karar harcının davacı tarafından peşin yatırılan 1.828,54-TL harçtan mahsubuna, artan 1.747,84-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talebi halinde DAVACIYA İADESİNE,
3-Arabuluculuk sonuç tutanağı tarihi itibariyle yürürlükte bulunan tarifeye göre tahakkuk eden 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin davacıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca tayin ve takdir olunan 14.121,90-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak DAVALIYA VERİLMESİNE,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerine BIRAKILMASINA,
6-Gider avansından artan avans var ise karar kesinleştiğinde DAVACIYA İADESİNE
Dair; 6100 sayılı HMK.’nun 341. ve devamı maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin e duruşma sistemiyle yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 23/05/2022

Katip ….
¸e-imza

Hakim …
¸e-imza