Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/718 E. 2023/23 K. 09.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/718 Esas
KARAR NO : 2023/23

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 08/09/2021
KARAR TARİHİ : 09/01/2023
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket tarafından, davalı borçlular ile akdedilen özel denetim sözleşmesine dayalı olarak ilamsız icra takibi yapıldığını ve ödeme emrinin borçlulara tebliğ edildiğini, ödeme emrine karşı, borçlular tarafından yasal süresi içerisinde takibe, borca, faize ve tüm ferilere itiraz edildiğini ve Bakırköy …. İcra Müdürlüğünce takibin davalı borçlular yönünden durdurulmasına karar verildiğini, borçluların, müvekkilinin alacağını tahsil etmesini engellemek amacı ile haksız ve kötüniyetli olarak borca itiraz ettiğini, davalıların takibe karşı itirazları haksız nitelikte olduğundan, itirazlarının iptali ve takibin devamına karar verilmesini talep etme zorunluluğunun hasıl olduğunu, davalıların, sözleşme ile üzerlerine düşen yükümlülükleri yerine getirmediğini, borcunu gereği gibi ifa etmediğini, müvekkili şirket ile davalı borçlu şirket arasında 08.03.2019 tarihli özel denetim sözleşmesi akdedildiğini, ilgili sözleşmeye istinaden davalı euro bağımsız denetim şirketinden denetim raporu hazırlanarak müvekkili şirkete teslim edilmesi, karşılığında ise denetim ücreti olarak 1.000 USD+KDV’nin davalı şirket hesabına ödeneceği hususunda anlaşma yapıldığını, hemen akabinde sözleşme ile kararlaştırılan ücret bedeli müvekkili şirket tarafından, davalı … ‘ın banka hesabına eft yolu ile yatırıldığını, ancak davalı taraf sözleşme ile kararlaştırılan ücret bedeli ödenmesine rağmen, üzerine düşen sorumlulukları yerine getirmediğini, davalı tarafın, açıkça tacir olmanın kendisine yüklediği yükümlülüklere ve sözleşmeye aykırı davrandığını ve sözleşmeden doğan yükümlülüklerini yerine getirmeyerek, borcunu gereği gibi ifa edemediğini, davalı borçluların borçlu olmadıklarına ilişkin itirazlarının yerinde olmadığını, davalıların Bakırköy …. İcra Müdürlüğü … Esas sayılı dosyasında mevcut itirazlarının iptal edilerek takibin devamına, davalı borçluların itirazı haksız ve kötü niyetli olduğundan alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davalı borçlular üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle; davacının iddialarının tümünün hukuki dayanaktan yoksun, maddi gerçekliğe aykırı ve kötü niyetli olduğunu, müvekkili … ‘a yönelik ikame edilen davanın husumet yokluğundan reddedilmesi gerektiğini, aksinin kabulü halinde davacının,… Şirketi değil de ödemeyi yapan dava dışı … olması gerekeceğinden; davacı Şirketin 29.480,00-TL’lik isteminin hiç davanın esasına girmeksizin reddedilmesi gerekeceğini, Müvekkilinin … ‘ın yetkilisi olduğu Euro Bağımsız Denetim ve S.M.M.M. A.Ş.’ye başvuran davacı şirketin, Kıbrıs’ta bulunan ve Kıbrıs hukukuna tabi olan … LTD. unvanlı özel bir Banka’ya gerçekleştirdikleri kredi başvurusu için; söz konusu Banka’nın kendilerinden Şirketin mali-finansal tabloların yorumlanması kapsamında değerlendirilebilecek, bir mali müşavirlik şirketinden alınmış özel bir denetim raporu talep ettiğini ve hazırlanacak raporun da işbu Banka adına hazırlanarak, Denetimi yapacak firma tarafından Banka ile paylaşılmasını istediklerini beyan ettiğini, bu doğrultuda davacı Şirket ile müvekkillerinden … A.Ş. arasında …. LTD. adına; davacının mali verilerine ilişkin özel denetim yapılarak, bu hususta özel denetim raporu tanzim edilmesi ve işbu raporun da söz konusu Banka’ya gönderilmesine ilişkin olarak 08/03/2019 tarihli “Özel Denetim Sözleşmesi” akdedildiğini, davacının tüm iddia ve taleplerinin reddi ile; müvekkillerinden … aleyhinde ikame edilen davanın husumet yokluğundan reddine, müvekkilleri aleyhinde ikame edilen işbu haksız ve mesnetsiz davanın esastan reddine, davacı tarafa iddia ettikleri alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatı yükletilerek, davacı … faiziyle birlikte tahsili ile müvekkillerine verilmesini, yargılama gideri ile ücreti vekaletin davacı yana yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Bakırköy …. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyası incelendiğinde; Alacaklı davacı şirketin, davalı şahıs ve davalı şirket hakkında 35.804,00-TL asıl alacak, 62.08,07-TL faiz olmak üzere Toplam 42.012,07-TL alacağın tahsili ile asıl alacağına işleyecek faizi ile borçludan tahsilini talep ettiği, ödeme emrinin borçlulara tebliğ edildiği, borçlular tarafından dilekçeyle itiraz edildiği ve takibin durdurulduğu anlaşılmıştır.
Mahkememizce tarafların iddia ve savunmaları, sundukları deliller, dosya kapsamı belgeler ve öncelikle davacı tarafa ait ticari defter ve kayıtlar incelenmek sureti ile taraflar arasındaki sözleşmesel ilişki kapsamında davalının vermiş olduğu hizmetin davalı defterlerinde kayıtlı olup olmadığı, takip tarihi itibari ile davacının davalıdan alacaklı olup olmadığı var ise işlemiş faiz konusunda bilirkişi incelemesi yapılmasına, bilirkişi incelemesi yapılması için davacının bağlı bulunduğu yerleşim yeri nöbetçi asliye ticaret mahkemesine talimat yazılmasına karar verilmiş olup, Mersin …. Asliye ticaret mahkemesinin … Talimat dosyasından alınan bilirkişi … tarafından verilen 09/05/2022 tarihli raporda özetle; Davalının 2019 yıllarına ait yasal defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerini yasal süresi içerisinde yaptırıldığı ve sahibi lehine delil teşkil etme özelliği taşıdığı, davacı ve davalının 08.03.2019 tarihinde imzaladığı özel denetim sözleşmesinin bulunduğu, davacının alıcı, davalının ise satıcı olduğu ve taraflar arasında ticari ilişkinin bulunduğu, davacının hizmet almadığını beyan etmesi sebebi ile mahkeme tarafından davalı firmanın özel denetim sözleşmesi ile ilgili raporunu düzenleyip düzenlemediğinin uzman bir kişi tarafından irdelenmesinin uygun olacağı, özel denetim sözleşmesinden kaynaklanan Raporun sunulup sunulmadığının net olmaması nedeni ile tarafların arasındaki borç, alacak durumunun farklılık arz edeceği, bu sebeple oluşabilecek 3 farklı sonucun ortaya çıkması söz konusu olduğundan alternatifli sonuçların sunulduğunu, davacının 31.12.2019 tarihi itibari ile ticari defterlerinde davalıya 810,63.-TL tutarında borcunun olduğu, 03.03.2019 tarihinde … tarafından … ‘ın banka hesabına göndermiş olduğu 29.480,00.-TL tutarındaki ödemenin davacının alacağı olarak kabul edilmesi durumunda (29.480,00.-TL – 810,63.-TL) davacının 28.669,37.-TL tutarında davalıdan alacaklı olacağı, davalının 08.03.2019 tarihinde imzaladığı özel denetim sözleşmesinin – şartlarını yerine getirmediğinin Mahkeme tarafından Kabul edilmemesi durumunda davalının düzenlemiş olduğu 20.05.2019 tarihli 1.180,00.-USD (1180,00.-USD X 6,04683.-TL) 7.134,63.-TL karşılığı tutarında 1 adet fatura tutarı geçersiz sayılacağından, davacının (6.324,00.-TL429.480,00.-TL) 35.804,00.-TL davalı firmadan asıl alacağının olacağının tespit edildiği bildirilmiştir.
Mahkememizce tarafların iddia ve savunmaları, sundukları deliller, dosya kapsamı belgeler ve DAVALI … DENETİM A.Ş.’ye ait ticari defter ve kayıtlar incelenmek sureti ile takip tarihi itibari ile davacının davalıdan denetim sözleşmesi kapsamında alacaklı olup olmadığı konusunda bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiş olup, bilirkişi Mali Müşavir … in raporunda özetle;Her iki taraf yasal defterlerindeki hatalı ve eksik kayıtlar sebebiyle, taraflara ait yasal defterler temel alınarak, borç alacak durumu, hakkında sıhhatli bir değerlendirmeye gidilemediğini, taraflar arasında akdedilen 08.03.2019 tarihli sözleşmenin, bedeli 1.180,00.USD+KDV olduğu görüldüğü ve davalı Buro Denetim tarafından bu tutar dikkate alınarak davacıya fatura düzenlendiği anlaşıldığını, buna mukabil, davacı tarafından, davalı … ‘e doğrudan 6.324,00.TL ve dolaylı olarak 29.480,00.TL (Dava dışı … “nun diğer davalı … ‘a 08.03.2019 tarihinde “EURO DENETİM SÖZLEŞMEYE İSTİNADEN” açıklamasıyla gönderdiği) olmak üzere, toplam 35.804,00-TL gönderildiği kanaatine varıldığı, hizmetin teslimine ilişkin dosyaya sunulan “Mali Denetim Raporu” başlıklı raporun … LTD ‘ye iletilip/iletimediği ve … LTD tarafından onaylanıp onaylanmadığı hususunun teyide muhtaç olduğu, dolayısıyla, taraflar arasındaki borç alacak durumunun ortaya çıkarılmasında önemli olan bu hususun tespit edilememiş olması sebebiyle, bu aşamada Bakırköy …. İcra Dairesi’nin … sayılı dosyasında, takibin iptali veya devamı hususunda kesin bir kanaate varılamadığı görüş ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, ticari ilişkinden kaynaklandığı iddia edilen fatura alacağının tahsili için girişilen icra takibine vaki itirazın İİK’nun 67.maddesi gereğince iptali ile takibin devamına ve icra inkar tazminatı istemine ilişkindir.
Öncelikle ispat müessesesini açıklamakta fayda var. Bilindiği üzere, hakim, davada hangi vakıaların ispat edilmesini tespit ettikten sonra, bu vakıaların kimin tarafından ispat edilmesi gerektiği sorusuyla karşılaşır; buna ispat yükü denir. Kendisine ispat yükü düşen taraf için, bu bir yükümlülük(mükellefiyet) değil, sadece bir yüktür(külfettir). Taraf kendisinin ispat etmesi gerektiği vakıayı ispat edemezse karşı taraf ve mahkeme onu mutlaka ispat etmesini isteyemez, bilakis kendisine ispat yükü düşen taraf , o vakıayı ispat edememiş sayılır.(Kuru, Medeni Usul Hukuku, 2016, sy 319)
Dava dosyamızda ispat yükü davalıların sözleşmeye aykırı hareket ettikleri ve buna bağlı olarak davalılardan alacaklı olduğunu iddia eden davacı üzerinde olup, taraf delilleri bu muvacehe ölçüsünde değerlendirilmiştir.
İddia ve savunmalar bakımından mahkememizce bilirkişi incelemesi yaptırılmış, dosyamıza rapor sunulmuştur.
Taraflar arasında özel denetime dair sözleşme yapıldığı hususu ihtilafsızdır. Asıl ihtilaf davalıların davacıya karşı özel denetim sözleşmesi kapsamında sorumluluklarının bulunup bulunmadığı noktasındadır.
Taraflar tacir olup, aralarında 08.03.2019 tarihinde sözleşme akdetmişlerdir. Bu durumda sözleşme serbestisi ilkesi gereği kamu düzenine aykırılık bulunmadıkça öncelikle uyuşmazlığa taraflar arasında akdedilen sözleşme hükümleri uygulanmalıdır. Taraflar arasında özetle davacının finansal durumunun denetimine dair sözleşme akdedilmiş, akdedilen sözleşmeye göre, davalı … Şirketince davacının finansal durumu tespit edileceği anlaşılmıştır.
Davacı tarafça her ne kadar davalının sunmuş olduğu raporun dava dışı bankaca kabul görmediği, bu nedenle davalıların kendisine karşı sroumlu bulundukları iddia edilmişse de sözleşme içeriğindeki “denetim şirketinin sorumlulukları” başlıklı kısmın “b” bendinde davalı şirketin kredilendirmeden kaynaklı oluşabilecek sorunlardan ötürü davacıya karşı sorumlu olmayacağı taraf iradeleri ile kayıt altına alınmış olduğu, bu nedenle davalı şirketin davacıya karşı sorumlu olmayacağı kanaatine varılmıştır. Zira taraflar tacir olup basiretli hareket etmekle mükelleftirler. Bu durumda davalı lehine bir sorumsuzluk kaydı mevcut olup, sözleşme serbestisi gereği taraf iradelerine öncelik tanınmış davalı şirket yönünden davanın esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
Diğer taraftan husumet, bir başka deyişle taraf ehliyeti, dava konusu hak ile kişiler arasındaki ilişkiyi ifade eder. Sıfat, bir maddi hukuk ilişkisinde tarafların o hak ile ilişkisinin olup olmadığının belirlenmesi anlamına gelir. Davacı sıfatı, dava konusu hakkın sahibini, davalı sıfatı ise dava konusu hakkın yükümlüsünü belirler. Uygulamada davacı sıfatı, aktif husumet, davalı sıfatı ise pasif husumeti karşılayacak şekilde değerlendirilmektedir. Dava konusu şey üzerinde kim ya da kimler hak sahibi ise, davayı bu kişi veya kişilerin açması ve kime karşı hukuki koruma isteniyorsa o kişi veya kişilere davanın yöneltilmesi gerekir. Bir kimsenin davacı sıfatının olup olmadığı tıpkı hakkın mevcut olup olmadığının tayininde olduğu gibi maddi hukuka göre belirlenir. Taraf sıfatının en önemli özelliği, def’i değil itiraz niteliğinde olması nedeniyle taraflarca süreye ve davanın aşamasına bakılmaksızın her zaman ileri sürülebileceği ve taraflarca ileri sürülmemiş olsa bile mahkemece re’sen ele alınabilmesidir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 114/1-d maddesinde düzenlendiği üzere dava ve taraf ehliyeti dava şartlarındandır. Ancak, taraf sıfatı dava şartlarından değildir. Buna karşılık, taraf sıfatı, dava şartı gibi, davanın esastan görülüp karara bağlanabilmesi için, varlığı ya da yokluğu hakim tarafından davanın her aşamasında kendiliğinde gözetilen ve taraflarca noksanlığı davanın her aşamasında ileri sürülen nitelikte olmasıdır.
Bu açıklamalardan sonra davalı … yönünden ise pasif husumetin bulunmadığı kanaatine varılmıştır. Şöyle ki, davacı tarafça sözleşme hükümlerine dayanılarak diğer davalı şirkete talepte bulunulduğu, davalı … sözleşmenin tarafı olmadığı, her ne kadar kendi hesabına para gönderilmişse de bu hususun sözleşmenin tarafı olmaya yetmeyeceği gibi, bu davalının şirket yetkilisi olması nedeniyle davacı tarafça sözleşme bedelini bu davalının hesabına gönderdiği, davalı … nın şirket adına ancak bedeli aldığı, dolayısıyla taraf sıfatının bulunmadığı kanaatine varılmış bu davalı yönünden de aşağıdaki şekilde hüküm vermek gerekmiştir
Ayrıca davacının takip yapmada kötü niyetleri ispatlanamadığından davalıların kötü niyet tazminatı talepleri hakkında da aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın Davalı … yönünden husumet nedeniyle REDDİNE,
2-Davanın diğer davalı yönünden ESASTAN REDDİNE,
3-Davalıların şartları oluşmayan kötü niyet tazminatı taleplerinin ayrı ayrı REDDİNE,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gereken 179,90-TL maktu ilam ve karar harcının davacı tarafından peşin yatırılan 717,47-TL harçtan mahsubuna, artan 537,57-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talebi halinde davacıya İADESİNE,
5-Arabuluculuk sonuç tutanağı tarihi itibariyle yürürlükte bulunan tarifeye göre tahakkuk eden 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin davacıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA,
6-Ret sebebi farklı olduğundan karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca tayin ve takdir olunan 9.200,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı …. a VERİLMESİNE,
7-Ret sebebi farklı olduğundan karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca tayin ve takdir olunan 9.200,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı … Anonim Şirketi’ne VERİLMESİNE,
8-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerine BIRAKILMASINA,
9-Gider avansından artan avans var ise karar kesinleştiğinde DAVACIYA İADESİNE
Dair; 6100 sayılı HMK.’nun 341. ve devamı maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.09/01/2023

Katip …
¸e-imza

Hakim …
¸e-imza