Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/713 E. 2021/829 K. 16.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/713 Esas
KARAR NO : 2021/829

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 07/09/2021
KARAR TARİHİ : 16/09/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 16/09/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili enstitü tarafından, davalı-borçluya sunulan hizmet karşılığı olarak, 8 adet fatura düzenlendiğini, müvekkilinin alacağının dayanağı olan faturaların borç tutarları ödenmediğinden borçlu aleyhine Küçükçekmece …. İcra Müdürlüğü’nün ….. E. sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalı şirket söz konusu takibe borcunun olmadığı iddiasıyla haksız ve hukuka aykırı olarak itiraz ettiğini, davalı, hakkındaki icra dosyasına hukuka aykırı ve haksız yere itiraz etmesi üzerine huzurdaki işbu davayı açmadan önce uyuşmazlığın arabuluculuk yolu ile çözümü için Bakırköy Arabuluculuk Bürosuna müracaatta bulunulduğunu, … arabuluculuk numarası ile yapılan görüşmemizde anlaşma sağlanamadığını, İşbu bu sebeple huzurda görülecek olan davayı açmak sureti ile müvekkilinin haklarının aranması cihetine gidildiğini, Türk Standartları Enstitüsü;  her türlü madde ve mamüller ile usul ve hizmet standardlarını yapmak amacıyla 18.11.1960 tarih ve 132 sayılı kanunla kurulduğunu, Enstitü kısa adı ve markası TSE’olduğunu, bu marka çeşitli şekillerde gösterildiğini, TSE’nin izni olmaksızın bu marka hiçbir şekilde kullanılamayacağını, davalı şirketin üretmiş olduğu mallar Türk Standartlarına uygunluğunun tahlil ve kontrolü müvekkili kurumun kimya ve makina laboratuvarlarında gerekli deneyleri yapıldığını, yapılan hizmetin karşılığında kesilen faturalar davalı şirketçe ödenmediğini ileri sürerek, davanın kabulü ile Küçükcekmece …. İcra Müdürlüğü’nün ….. E.sayılı icra dosyasındaki itirazın iptali ve takibin devamına karar verilmesini, hukuku aykırı ve ve haksız yere kötü niyetli yapılan itiraza yönelik davalı aleyhine %20’den az olmayacak şekilde icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE YARGILAMANIN ÖZETİ
Dava, 2004 sayılı İcra İflas Kanunu’ nun 67. maddesine dayalı itirazın iptali isteminden ibarettir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4.maddesinde hangi işlerin ticari dava olarak nitelendirilecekleri belirlendikten sonra anılan kanunun 5.maddesinde ticaret mahkemelerinin kuruluşu ve hangi mahkemelerin ticaret mahkemesi sıfatıyla bakacağı belirlendikten sonra asliye ticaret mahkemesi ile asliye ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişkinin görev ilişkisi olduğu belirtilmiştir.
Ticari davaları, mutlak ticari davalar, nisbi ticari davalar, yalnızca bir ticari işletmeyle ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç grubta toplamak mümkündür.
Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar, 6102 sayılı TTK’nın 4/1. maddesinde bentler halinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu guruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.
Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. 6102 sayıl TTK’nın 4/1. maddesine göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi, hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira; Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
Üçüncü grup ticari davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır. Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması TTK’da yeterli görülmüştür.
Bu durumda eldeki davanın Asliye Ticaret Mahkemesince görülüp karara bağlanabilmesi için uyuşmazlığın, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması ve bu bağlamda tarafların her ikisinin birden tacir olması zorunludur. (Yargıtay 3. H.D.sinin 04.12.2017 gün ve 2016/9128 E- 2017/17010 K. sayılı kararı)
Dava, TSE lisans marka (kullanma) ücretinden doğan alacağın tahsiline yönelik itirazın iptali istemine ilişkindir.
Tescilli markanın sahibinden izinsiz olarak veya lisans süresi aşılarak kullanılması hali olaya uygulanacak 556 sayılı KHK’nın 61. maddesinde sayılan marka hakkına tecavüz eylemleri kapsamında düzenlenmiş olup, söz konusu ihlal nedeniyle istenebilecek tazminat davaları ise KHK’nın 62. vd. maddelerinde düzenlenmiştir.
556 sayılı Markalar Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin 71’nci maddesine göre bu Kanunun uygulanmasından doğacak uyuşmazlıkların, ihtisas mahkemelerinde çözümü gerekir. Bu itibarla, davacının marka hakkına dayanmış bulunmasına göre bu konudaki delillerin takdirinin ihtisas mahkemesine ait olacağı kuşkusuzdur. (Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 03.03.2020 Tarih ve 2019/4098 E. – 2020/2294 K. Sayılı ilamı.)
HMK’ nın 114/1-c maddesi uyarınca görev dava şartıdır ve aynı kanunun 115.maddesine göre mahkemeler dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Bu durumda davaya bakmaya Fikri Sina-i Haklar Hukuk Mahkemesinin görevli olması nedeniyle mahkememizin görevsizliğine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- Davanın, dava şartı olan 6100 Sayılı HMK’nın 114/1-c maddesinde düzenlenen görev yönünden reddi ile MAHKEMEMİZİN GÖREVSİZLİĞİNE,
2- 6100 Sayılı HMK nın 20/1. maddesi 1. cümlesi uyarınca, kararın kesinleşmesine müteakip talep halinde, dosyanın ve eklerinin yetkili ve görevli mahkeme olan BAKIRKÖY NÖBETÇİ FİKRİ SİNA-İ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE,
3- 6100 Sayılı HMK nın 20/1. maddesi 1. cümlesi uyarınca, taraflardan herhangi birinin kararın kesinleşmesinden itibaren iki (2) haftalık yasal süre içerisinde Mahkememize başvurarak dava dosyasının görevli ve yetkili mahkemeye gönderilmesini talep etmesi halinde, dosyanın görevli ve yetkili mahkemeye gönderilmesine,
4- 6100 Sayılı HMK nın 20/1. maddesi 2. cümlesi uyarınca, taraflardan herhangi birinin kararın kesinleşmesinden itibaren iki (2) haftalık yasal süre içerisinde Mahkememize başvurarak dava dosyasının görevli ve yetkili mahkemeye gönderilmesini talep etmemesi halinde, dava dosyasının re’sen ele alınarak, açılmamış sayılmasına karar verilmesine, bu hususun taraflara ihtaratına, (Gerekçeli hükmün tebliği ile ihtaratına)
5- 6100 Sayılı HMK nın 331/2.nci maddesi 1. cümlesi uyarınca, bu dava dosyasına ilişkin harç ve yargılama giderlerinin görevli ve yetkili mahkemede değerlendirilmesine,
6- Dava dosyasının kesinleşmesi üzerine, iki (2) haftalık yasal süre içerisinde, taraflardan herhangi birinin, ilgili mahkemeye dava dosyasının gönderilmesini talep etmemesi halinde, ilgili dava dosyasının mahkeme Yazı İşleri Müdürü tarafından mahkeme hakiminin önüne getirilmesine,
Dair; 6100 sayılı HMK.’nun 341. ve devamı maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda karar verildi.16/09/2021

Katip ….
¸e-imza

Hakim …
¸e-imza