Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/690 E. 2022/459 K. 25.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/690 Esas
KARAR NO : 2022/459

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 27/08/2021
KARAR TARİHİ : 25/04/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 26/05/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket ile davalı şirket arasında, 26.06.2019 tarihli Danışma Hizmetleri Sözleşmesi gereği ticari iş ilişkisi kurulmuş olduğunu, cari hesap ekstresi ve faturalardan da görüleceği üzere davalının müvekkiline 7.719,83-TL borcu bulunduğunu, sözleşmenin tarafı olan dava dışı şirketlerin ödemekle yükümlü oldukları bedelleri ödemesine rağmen davalı şirketin borcunu ödememesi üzerine müvekkili şirket adına Büyükçekmece .. İcra Müdürlüğü’nün ….. E. sayılı dosyasından davalı aleyhine icra takibi başlatıldığını, ödeme emrinin davalıya 20.01.2020 tarihinde tebliğ edildiğini ve davalının da süresinde icra takibine haksız ve yersiz olarak itirazda bulunarak takibin durdurulduğunu, davalının itiraz dilekçesinde itiraz sebebi olarak fatura tarihinde taraflar arasında ticari ilişki bulunmadığının gösterildiğini, fakat müvekkilinin, aralarındaki sözleşme gereği ilgili tarihlerde davalı şirket ile dava dışı şirketlerin (sözleşmenin tarafı olan diğer şirketlerin) tasarrufunda olan ortak alan ve otopark sahasının kontrol ve gözetimi hizmetini vermeye devam ettiğini, bu hususun gerek tanık beyanları gerekse ilgili sözleşmede taraf olan diğer şirketlerden gelecek müzekkere cevapları ile ispat edileceğini, müvekkili şirketin muhasebe kayıtlarında davalı şirketin 7.719,83 TL borcu bulunduğunun anlaşıldığını, bilirkişi incelemesi sonunda da davalı şirketin müvekkiline borçlu olduğunun ortaya çıkacağını, davalının esasa yönelik itirazlarının reddi ile davanın kabulüne, davalı borçlunun Büyükçekmece …İcra Müdürlüğü’nün ….. E. sayılı dosyasına vaki itirazın iptali ile %20’den az olmamak kaydıyla icra inkâr tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı yana yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle; öncelikle davanın süresi içinde ikame edilmediğini, bu nedenle yasal süresi içinde açılmayan davanın usulden reddine karar verilmesinin gerektiğini, davacı yan tarafından takip konusu yapılan alacağın hiçbir hukuki dayanağı ve mesneti bulunmadığını, taraflar arasında 26/06/2019 tarihinde danışma hizmetleri sözleşmesi imzalandığını, bu sözleşme hükmünde davacı şirket edimi sadece iş bu dört şirketin ortak alanı olan otoparkın gözetilmesi ve organize edilmesinden ibaret olduğunu, bu dört şirket tarafından ödenecek bedelin de yine dava konusu sözleşmede kararlaştırıldığını, müvekkili şirketin sözleşme hükümleri gereği hizmet aldığı süre boyunca kendine düşen edimi yerine getirerek gerekli ödemeleri fatura karşılığında davacı şirkete 04/10/2019 tarihli … bankası eft ödemesi ile yaptığını, bunun dışında davalı müvekkilinin ödemesinin ticari defterinde de kayıtlı olarak inceleme sonucu ortaya çıkacağını, hatta davacı şirketin 30/09/2019 tarihli ve 2.500 TL miktarlı ve … Sıra no lu faturayı yasa ve hukuka aykırı olarak tanzim ettiğini, davalı müvekkili şirketin faturayı yasal olarak işlemek istediğinde faturanın yasal olmadığı uyarısı ile karşılaştığını, dava konusu sözleşme devam ederken davacı şirket 09/10/2019 tarihli … DANIŞMANLIK başlıklı yazı ile taraflar arasındaki sözleşmenin 7. maddesi gereğince 10 / 10 / 2019 tarihinde tek taraflı olarak fesh ettiklerini bildirdiklerini, davacı- şirketin haksız ve mesnetsiz davanın öncelikle yasal süresi içinde açılmadığından usulden reddine, esas hakkında yargılama devam etmesi halinde esastan reddine , yargılama masrafları ve vekalet ücretinin karşı taraf üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Büyükçekmece …. İcra Müdürlüğünün ….. esas sayılı takip dosyası incelendiğinde; Alacaklı davacı şirketin, davalı şirket hakkında 7.719,83-TL asıl ve toplam alacağına yıllık % 19,50 avans faizi ile borçludan tahsilini talep ettiği, ödeme emrinin borçluya tebliğ edildiği, borçlu tarafından 23/01/2020 havale tarihli dilekçeyle itiraz edildiği ve takibin durdurulduğu anlaşılmıştır.
Tarafların iddia ve savunmaları, sundukları deliller, dosya kapsamı belgeler ve her iki tarafa ait ticari defter ve kayıtlar incelenmek sureti ile uyuşmazlık konusu sözleşmeden kaynaklı davacının davalıdan alacaklı olup olmadığı, sözleşmenin feshi şartlarının bulunup bulunmadığı, feshedilmiş olduğunun tespiti üzerine fesih tarihinden sonra da ticari ilişkinin devam edip etmediği, nihayetinde davacının davalıdan alacaklı olup olmadığı, var ise ne kadar olduğu konusunda bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiş olup, bilirkişi S.M. Mali Müşavir ….’ın 07/02/2022 tarihli raporunda özetle; Dava konusunun, davacının, davalı ile olan ticari ilişki dolayısıyla oluşan cari hesap alacağının tahsitf amacıyla yürüttüğü takibe yapılan itfrazın iptali talebinden ibaret olduğu, davacının 2019 yılı ticari defterleri vergi incelemesinde olduğundan incelemediğinden lehine delil niteliği hususunda değerlendirme yapılamadığı, 2020 yılı ticari defterlerinin lehine delil niteliğinin bulunduğu ancak Defteri Kebir açılış ve Yevmiye Defteri Kapanış tasdiki yaptırılmadığından lehine delil bulunmadığı, davacının ticari defterlerine göre; takip tarihi (07.01.2020) itibariyle davacının davalıdan 7.719,83 TL alacağının bulunduğu, davalının 2019 yılı ticari defterlerinin lehine delil niteliğinin bulunduğu ancak yevmiye defteri kapanış tasdikinin kapamış tasdiki yaptırılmadığından lehine delil niteliğinin bulunmadığı, 2020 yılı ticari defterlerinin lehine delil niteliğinin bulunduğu, davalının ticari defterlerine göre; takip tarihi (07.01.2020) itibariyle davalının davacıya borcunun bulunmadığı, sözleşmenin yasal süresi dolmadan davacı yanca sözleşmenin 7.md b bendindeki “diğer taraf 30 fotuz) gün önceden bitdirimde bulunmak kaydıyla sözleşme tek taraflı olarak hakkına sahiptir” hükmü çerçevesinde tek taraflı olarak feshedildiği, dosyada davacının biri 09.10.2019 tarihli (fesih tarihi olarak 10.10.2019 bildirimli) diğeri 21.11.2019 tarihli (fesih tarihi olarak 10.10.2019 bitdirimli) Z adet fesih bildiriminin olduğu görüldüğü, davacının ilk fesih bildirim mühlet sonu olan 10.10.2019 tarihinden sonra davacı yanca 2 adet faturanın daha düzenlendiği ve bu faturaların da davalı yanca ticari defterlerine kaydedilmiş olduğu anlaşılmaktadır. Kaldı ki taraflar arasında akdedilen sözleşmenin 7/b maddesine göre fesih bildiriminin 30 gün öncesinden yapılması gerektiği koşulu ile taraflar arasındaki ticari ilişkinin (davacının fatura düzenlemesi ve davalının bu faturaları ticari defterlerine kaydetmesi anlamında) devam ettiği hususları nazara alındığında 09.10.2019 tarihli fesih bildiriminin gerek sözleşme şartlarına gerekse tarafların ticari ilişkilerini devam ettirdiği fiili iradelerine göre geçerli bir fesih olmadığı anlaşılmakta birlikte bu konudaki nihai takdir mahkemeye ait olduğu, davacının ikinci fesih ihbarından sonra taraflar arasındaki ticari ilişkinin (fatura düzenlenmmesi anlamında) son bulduğu hususunun tartışmasız olduğu, taraf ticari defterlerinin 30.11,2019 tarihi itibariyle davacının davalıdan 7.719,83 TL alacaklı olduğu noktasında uyumlu olduğu, diğer bir ifade ile davacının düzenlemiş olduğu takip konusu da dahil tüm faturaların davalının ticari defterlerinde kayıtlı olduğu anlaşıldığı, davalı ticari defterlerinde davacının takip konusu alacağını oluşturan 30.09,2019 tarih ve 2.545,00 TL, 31.10.2019 tarih ve 2.629,83 TL, 30.11.,2019 tarih ve 2.545,00 TL faturaların tamamı kayıtlı olup, TTK 21/2 md “bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır.” hükmü gereğince 30.09.2019 tarih ve 2.545,00 TL, 31.10.2019 tarih ve 2.629,83 TL faturalar davalı yanca yasal süresinde bir itiraza da uğramadığını, takip tarihi itibariyle taraf ticari defterleri arasındaki farkın 7.719,83 TL olduğu, bu farkın davalı şirket ticari defterlerinde bulunan 04.12.2019 tarihli “İADE” açıklamalı 2.545,00 TL tutarlı ve 04.12.2019 tarihli “İADE” açıklamatı 5.174,83 TL tutarlı kayıtların davacı şirket ticari defterlerinde kayıtlı olmamasından kaynaklı olduğu tespit edilmiş olmakla birlikte, davalı yanca 30.09.2019 tarih ve 2.545,00 TL, 31.10.2019 tarih ve 2.629,83 TL faturalar (TTK 21/2 md çerçevesinde) yasal iade süresinden biri 35 ve 66 gün sonra iade edifmesinin yanı sıra alınan bir hizmetin iade edilmesinin ne şekilde yapıldığının davalının ispatına muhtaç olduğu, taraf ticari defterleri araşındaki farkı oluşturan 04.12.2019 tarihli “İADE” açıklamalı 2.545,00 TL tutarlı kayıt İle ilgili olarak; davalı şirketten mevcut kayıt ile ilgili dayanak evrak talep edilmiş olmakla birlikte davalı şirket tarafından “Bu fatura iade edildi direk testim alınmadı onun içinde iade faturası kesilmedi” şeklinde cevap verildiğinden mevcut kaydın davalının ispatına muhtaç olduğu, neticeten; yapılan değerlendirmeler neticesinde takip tarihi itibariyle davacının davalıdan 7.719,83 TL alacaklı olduğu görüş ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, ticari ilişkinden kaynaklandığı iddia edilen fatura alacağının tahsili için girişilen icra takibine vaki itirazın İİK’nun 67.maddesi gereğince iptali ile takibin devamına ve icra inkar tazminatı istemine ilişkindir.
Öncelikle ispat müessesesini açıklamakta fayda var. Bilindiği üzere, hakim, davada hangi vakıaların ispat edilmesini tespit ettikten sonra, bu vakıaların kimin tarafından ispat edilmesi gerektiği sorusuyla karşılaşır; buna ispat yükü denir. Kendisine ispat yükü düşen taraf için, bu bir yükümlülük(mükellefiyet) değil, sadece bir yüktür(külfettir). Taraf kendisinin ispat etmesi gerektiği vakıayı ispat edemezse karşı taraf ve mahkeme onu mutlaka ispat etmesini isteyemez, bilakis kendisine ispat yükü düşen taraf , o vakıayı ispat edememiş sayılır.(Kuru, Medeni Usul Hukuku, 2016, sy 319)
Dava dosyamızda ispat yükü alacaklı olduğunu iddia eden davacı üzerinde olup tarafların iddiaları doğrultusunda delilleri toplanarak taraf defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmasına dair ihtaratlı ara karar kurulmuş ve taraf defterleri incelenmiştir.
Ticari defterlerin taraf lehine delil olabilmesi için açılış ve kapanış tasdiklerinin usulüne uygun tutulmuş olması ve karşı taraf defterleri ile kayıtlar olarak örtüşmesi gerekmektedir. Yapılan inceleme neticesinde davacıya ait 2020 yılı ticari defterlerinin usulüne uygun tutulmadığı, bu haliyle davacının ticari defterlerinin lehine delil teşkil edemeyeceği, iddiasını yasal delillerle ispatlaması gerektiği, iddiasını ispata yarar ayrıca yasal delil dosyaya sunamadığı anlaşılmıştır.
Her ne kadar davalı defterleri de usulüne uygun tutulmamışsa da genel ispat kuralı çerçevesinde ispat yükünün hala davacı üzerinde olduğu, davacı tarafça ispat yükü yerine getirilemediğinden “tevehhüme itibâr yoktur.” (Soyut beyana itibar edilemez. Mecelle-i Ahkâm-ı Adliyye) kuralı gereği davacı iddialarının soyut beyan düzeyinde kaldığı dikkate alınarak dava hakkında aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-DAVANIN REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gereken 80,70-TL maktu ilam ve karar harcının davacı tarafından peşin yatırılan 93,24-TL harçtan mahsubuna, artan 12,54-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talebi halinde DAVACIYA İADESİNE,
3-Arabuluculuk sonuç tutanağı tarihi itibariyle yürürlükte bulunan tarifeye göre tahakkuk eden 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin davacıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca tayin ve takdir olunan 5.100,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak DAVALIYA VERİLMESİNE,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerine BIRAKILMASINA,
6-Gider avansından artan avans var ise karar kesinleştiğinde DAVACIYA İADESİNE
Dair; MİKTAR YÖNÜNDEN KESİN olmak üzere taraf vekillerinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.25/04/2022

Katip ….
¸e-imza

Hakim …
¸e-imza