Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/681 E. 2023/297 K. 28.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/681 Esas
KARAR NO : 2023/297 Karar

DAVA : İflas Tasfiyesinde Düzenlenen Sıra Cetveline Yönelik Kayıt Kabul Ve Terkin Talebi (İİK 235)

DAVA TARİHİ : 24/08/2021
KARAR TARİHİ : 28/03/2023

Davacı tarafından mahkememizde açılan İflas Tasfiyesinde Düzenlenen Sıra Cetveline Yönelik Kayıt Kabul Ve Terkin Talebi (İİK 235)
davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde; Müflis şirket olan … San. Ve Tic. Ltd. Şti. hakkında Bakırköy … icra Ve İflas Müdürlüğünün …. İflas dosyası ile 21/02/2019 Tarihinde iflas dosyası açıldığını, müvekkili bankanın müflis şirketten alacağı olan 1.060,00-TL’nin iflas dosyasına kaydedilerek sıra cetveline eklenmesi konusunda taraflarınca 10/06/2021 Tarihinde alacak kayıt dilekçesi müvekkili banka alacağına esas olan ekleri ile birlikte iflas dosyasına sunulduğunu, müvekkili banka ile müflis şirket arasında 18/03/2014 Tarihinde müzakere edilerek imza altına alınan ”üye işyeri sözleşmesi” gereği müvekkili banka sözleşmeden doğan edimini yerine getirmiş olmasına karşın müflis şirket sözleşmeye aykırı işlem ve davranışları sebebiyle müvekkili banka tarafından üye işyeri sözleşmesi tek taraflı olarak feshedildiğini, 12/08/2019 Tarihinde Gebze … Noterliği kanalıyle müflis şirkete ihtarname ile bildirim yapılmış olup, sözleşmeye aykırı olarak müflis şirket tarafından tahsil edilmiş olan 1.060,00-TL borcun müvekkili bankaya ödenmesi konusunda ihtarda bulunulduğunu, bu aşamada müvekkili banka alacağı ödenmediğini, müflis şirket hakkında Bakırköy … icra Ve İflas Müdürlüğünün …. İflas dosyası açılmış olmakla birlikte tarafımızca dosyasına sunulan alacak kayıt dilekçesi ile toplam 2.279,58-TL müvekkili banka alacağının iflas masasına kaydının yapılmasını talep ettiklerini, Bakırköy … icra Ve İflas Müdürlüğünün …. İflas dosyasından uets ile 09/08/2021 Tarihinde tarafımıza tebliğ olunan karar ve ek sıra cetveli ile müvekkili banka alacağı ile ilgili tarafımızca dosyasına sunulan belgelerin alacağı tevsik edici nitelikte olmaması ve yargılamayı gerektirmesi gerekçesi ile alacak kayıt talebinin reddedildiğini ileri sürerek, fazlaya ilişkin dava ve talep hakkımız saklı kalmak kaydıyla davanın kabulüne, müvekkili banka alacağının tamamının sıra cetveline kaydına , yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine kararı verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; Davacı … Bankası A.Ş., Müflis … San. ve Tic. Ltd Şti. iflas masasına başvurusu ile 2.279,58 TL alacak kayıt isteminde bulunduğunu; iflas idaresi, davacının başvurusunu reddettiğini, davalı Müflis Müflis …. San. ve Tic. Ltd. Şti. hakkında Bakırköy … Asliye Ticaret Mahkemesi … E. sayılı dosyasından 21.02.2019 günü iflas kararı verildiğini, İflas tasfiyesi Bakırköy… İcra ve İflas Müdürlüğü …. sayılı dosya ile yürütüldüğünü, verilen İflas kararı kesinleşmiş olup müflis şirket iflas masasında henüz ikinci alacaklılar toplantısı yapılmadığını, İ.İ.K. 223 ve 235. maddeleri uyarınca iflas idaresinin ret kararlarına ve sıra cetveline itiraz davaları tebliğden veya sıra cetvelinin ilanı tarihinden itibaren on beş (15) günlük hak düşürücü süre içerisinde açılması gerektiğini, bu nedenle mahkemece öncelikle davanın süresinde açılıp açılmadığı incelenmeli; dava süresinde değil ise reddine karar verilmesini, ayrıca İflas masasına başvuru sırasında sunulan belgeler de alacağın varlık ve tutarını kesin olarak kanıtlamaktan uzak olduğunu, bu nedenlerle iflas idaresinin ret kararı haklı ve yerinde olduğunu, haksız ve mesnetsiz davanın hem usulden hem de esastan reddine, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davacıdan tahsiline; Sayın Mahkemeniz aksi kanaatte ise İflas İdaresinin red kararındaki haklılığı ve işbu davanın açılmasına davacının iflas masasına eksik bilgi ve belge sunmuş olmasının sebebiyet verdiğinin tespiti ile davalı aleyhine herhangi bir yargılama gideri ya da avukatlık ücretine hükmedilmemesine karar verilmesini istemiştir.
Bilirkişi … ile Bilirkişi … tarafından düzenlenen 05/04/2022 havale tarihli raporda; “Tarafımıza tevdi olunan görev doğrultusunda yapılan inceleme tespit, irdeleme ve değerlendirmeler neticesinde; Huzurdaki davaya konu olayda ; İflas tarihi itibariyle, kayıt ve kabulü gereken Banka alacağının tespit olunabilmesi için; yukarıda (II/1- Md) de belirtilen belge ve bilgilerin eksiksiz olarak dosyaya sunulmasının gerektiği, Tarafları Sair taleplerinin Sayın Mahkemenin takdirlerinde olduğu,” sonuç ve kanaatine varıldığı belirtilmiştir.
Bilirkişi … ile Bilirkişi …. tarafından düzenlenen 31/08/2022 havale tarihli ek raporda; “Huzurdaki davaya konu olay; (yukarıdaki bölümlerde de değinildiği üzere) chargeback işlemlerinden kaynaklanmakta olup; bu koyuya ilişkin belgeler (chargeback işlem belgeleri dışında- en kötü ihtimalle) davaya konu 1.060,- TL lık eksi bakiye veren Cari Hesap Ekstresi dahi sunulmadığından davalının bu miktar bir borcunun olup olmadığının dahi tespiti mümkün görülmemektedir. Ancak takdiri Sayın Mahkemenin olmak üzere; Davacının – davalıdan 1.060,-TL (asıl Alacak) alacaklı olduğu kanaatine varılması halinde; Chargeback (ters ibraz) işlemlerinden kaynaklanan 1.060,-TL nın davalı hesabına borç yazıldığı (bu konuda belge sunulmamakla) tarih belli olmamakla; davacının 21.02.2019 ihtarname tarihi itibariyle alacaklı olduğunun kabulü halinde ; 1.060,- TL lık asıl alacağa -bu (21.02.2019) tarihten itibaren 12.08.2019 İflas Tarihine kadar (taraflar tacir olmakla) %19,50 olan avans faiz oranları nispetinde faiz uygulanarak; İflas (12.08.2019) tarihi itibariyle kayıt kabulü istenebilecek davacı alacağının; 1.060,00 TL Asıl Alacak, 98,76 TL İşlemiş Faiz Toplam 1.158,76 TL Olması gerektiğinin Söylenebileceğin, Sayın Mahkemenin takdirlerinde olduğu,2-) Tarafları Sair taleplerinin Sayın Mahkemenin takdirlerinde olduğu,” sonuç ve kanaatine varıldığı belirtilmiştir.

Bilirkişi … ile Bilirkişi …tarafından düzenlenen 09/01/2023 havale tarihli 2. ek raporda; “Tarafımıza tevdi olunan görev doğrultusunda yapılan inceleme tespit, irdeleme ve değerlendirmeler neticesinde; davaya konu alacağın ; Charge Back (ters İbraz) İşleminden / işlemlerinden değil; üye işyerine bağlanan POS Cihazının; 04.04.2019 (İlk Kayıt Kabul Talep) tarihinden sonra İkinci Kayıt Kabul Talep 10.06.2021 tarihine kadar olan süre içerisinde; Bankaya Ödenmeyen: pos yazılım, Donanım, Bakım Ücretlerinden, GSM Hat Aidatlarından, İnteraktif POS Aidatlarından, World Aidatlarından Kaynaklandığı, Bu tespit kapsamında hesaplanan Banka Alacağının 2.265,00 TL (asıl Alacak) olması gerektiği, kayıt kabulü talep edilen bir alacağa; alacağın oluştuğu tarihten ancak iflas (21.02.2019) tarihine kadar faiz talep edilebilecek olmakla ve işbu alacak iflas tarihinden sonra (04.04.2021 ile 10.06.2021 tarihleri arasında) oluşmakla; Kayıt Kabul Talebinde bu alacağa faiz tahakkuk ettirilemeyeceği;” sonuç ve kanaatine varıldığı belirtilmiştir.

DELİLLER VE YARGILAMANIN ÖZETİ
Dava; İİK’nun 235. maddesi uyarınca davacı alacağının iflas masasına kayıt ve kabulü istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın, davacının kayıt kabul talebine konu alacağının bulunup bulunmadığı, var ise miktarının tespiti hususlarından kaynaklandığı tespit edilmiştir.
Alacağın esas ve miktarına yönelik istem bulunduğundan mahkememizin görevli olduğu kanaatine varılmıştır.
Taraflar arasındaki dava İİK. 235 ve devamından kaynaklanan, kabul edilmeyen alacağın iflas masasına kaydını amaçlayan ve uygulamada kayıt kabul davası olarak nitelendirilen bir davadır.
Öncelikle ispat müessesesini açıklamakta fayda var. Bilindiği üzere, hakim, davada hangi vakıaların ispat edilmesini tespit ettikten sonra, bu vakıaların kimin tarafından ispat edilmesi gerektiği sorusuyla karşılaşır; buna ispat yükü denir. Kendisine ispat yükü düşen taraf için, bu bir yükümlülük(mükellefiyet) değil, sadece bir yüktür(külfettir). Taraf kendisinin ispat etmesi gerektiği vakıayı ispat edemezse karşı taraf ve mahkeme onu mutlaka ispat etmesini isteyemez, bilakis kendisine ispat yükü düşen taraf , o vakıayı ispat edememiş sayılır.(Kuru, Medeni Usul Hukuku, 2016, sy 319)
Davacı tarafın Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün …. iflas sayılı dosyasına 2.279,58 TL tutar yönünden kayıt yaptırmak üzere başvurduğunu, iflas masasının yargılamayı gerektirmesi sebebiyle reddine karar verildiği görülmüştür. Akabinde süresinde iş bu davanın açıldığı görülmüştür.
Dava konusu miktar 2.279,58.-TL’ dir.
Taraflar tacir olup delil olarak ticari defterlere dayanıldığından TTK’nun 83 ile 85 ve HMK’nun 222’nci maddeleri uyarınca tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiştir.
Dava dosyamızda ispat yükü alacaklı olduğunu iddia eden davacı üzerinde olup, tarafların iddiaları doğrultusunda delilleri toplanarak taraf defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmasına dair ihtaratlı ara karar kurulmuş, inceleme günü sadece davacı taraf incelemeye katılmıştır
Davalı taraf ticari defterlerini dosya içerisine sunmamıştır.
Davacının ticari defterler ve kayıtlarının ve bilirkişi rapor içeriğinin incelenmesinde;
-Davaya konu alacağın; Charge Back (ters İbraz) İşleminden / işlemlerinden değil de, üye işyerine bağlanan POS Cihazının 04.04.2019 (İlk Kayıt Kabul Talep) tarihinden sonra ikinci kayıt kabul talep 10.06.2021 tarihine kadar olan süre içerisinde davacı bankaya ödenmeyen pos yazılım, donanım, bakım ücretlerinden, GSM hat aidatlarından, interaktif POS aidatlarından, World aidatlarından kaynaklandığı anlaşılmıştır.
Bu tespit kapsamında, hükme esas alının ve hukuka uygun bilirkişi raporu doğrultusunda, banka alacağının 2.265,00 TL (asıl Alacak) olduğu; kayıt kabulü talep edilen bir alacağa, alacağın oluştuğu tarihten ancak iflas (21.02.2019) tarihine kadar faiz talep edilebilecek olmakla ve işbu alacak iflas tarihinden sonra (04.04.2021 ile 10.06.2021 tarihleri arasında) oluşmakla kayıt kabul talebinde bu sebeple herhangi bir faiz alacağı bulunmamaktadır.
– Müflis şirkete ve temsilcisine defter ve belgeleri sunması için meşruhatlı davetiyeler çıkartılmış olup, süresinde kayıtlar sunulmamıştır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemesi Kanunu’ nun 222/3. maddesinin 22/07/2020 tarih ve 7251 sayılı yasa ile değiştirilmeden önceki hali ” İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz. ” şeklindedir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemesi Kanunu’ nun 222/3. maddesinin 22/07/2020 tarih ve 7251 sayılı yasa ile değiştirildikten sonraki hali ” İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi halinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.” şeklindedir.
7251 sayılı yasanın 6100 sayılı Hukuk Muhakemesi Kanunu’ nun 222/3. maddesindeki değişikliği düzenleyen 23. maddesine ait Türkiye Büyük Millet Meclisi gerekçesi ” Maddeyle, Kanunun ticari defterlerin ibrazı ve delil olmasına ilişkin 222 nci maddesinde değişiklik yapılmaktadır. Mevcut metne göre diğer tarafın defter kayıtlarında ilgili hususta hiçbir kayıt bulunmaması halinde, ibraz eden tarafın ticari defterindeki kayıtlar, sahibi lehine delil olarak kabul edilebilmektedir. Ticari defteri ibraz edenin tek taraflı işlemiyle oluşturduğu kayıtların, bu kayıtlardan hiçbir şekilde haberi olmayan karşı taraf aleyhine delil teşkil ediyor olması hakkaniyete aykırı sonuçlar doğurabileceği gibi hukuk güvenliği ilkesine de aykırılık teşkil edebilmektedir. Bu sebeple maddede yapılan değişiklikle, ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için öngörülen unsurlardan biri olan, diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtların “ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi” hali, madde metninden çıkarılmaktadır. Kural tersine çevrilmekte ve karşı tarafın maddede belirtilen usule uygun olarak tuttuğu ticari defterini ibraz ettiği halde ileri sürülen hususta hiçbir kayıt içermemesi halinde ticari defterin, sahibi lehine delil olarak kullanılamayacağı açıkça hükme bağlanmaktadır. Madde metni dışına çıkarılan “ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi” durumunun yerine, “diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi” durumu maddeye ilave edilmektedir. Buna göre ticari defterde yer alan herhangi bir kaydın, sahibi lehine delil teşkil edebilmesi için diğer tarafın ticari defterini ibraz etmemesi gerekecektir. Bu düzenlemenin hakkaniyete ve hukuk güvenliği ilkesine uygun olduğu düşünülmektedir. Zira ticari defteri ibraz edenin defterinde yer alan ve diğer tarafı muhatap alan kayıt, diğer tarafa sunulmakta ve diğer tarafın kendi defterindeki kayıtlara dayanarak karşı delilini ileri sürmesi beklenmektedir. Diğer tarafın ticari defterini ibraz etmemesi hali, ileri sürülen delili hükümden düşürecek başka herhangi bir kayda sahip olmadığı anlamına gelecektir. Belirtilmelidir ki defter ibraz etmeyen tarafın, diğer tarafın ticari defterindeki kayıtların aksini senet veya diğer kesin delillerle ispatlama hakkı saklıdır.” şeklindedir.
Kanun değişikliği sonrasında madde gerekçesi içeriğinden anlaşıldığı üzere, davalı defterlerini sunmayarak davacının ticari defter kayıtlarının HMK’nın 222/3. maddeye göre lehine delil oluşturup oluşturmadığının tam olarak incelenebilmesine 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu 2. maddesi ile 6100 sayılı HMK’ nın 29. maddesi kapsamında dürüstlük-hakkaniyet ilkesine aykırı bir şekilde engel olduğundan, sunulmayan ticari defterlerinde de davacının alacaklı olduğuna dair kayıtların mevcut olduğu halde sunulmadığının, davacı tarafça ileri sürülen delili hükümden düşürecek başka herhangi bir kayda sahip olmadığının ve bunun sonucunda da davacının incelenen defter kayıtlarının davacı lehine delil oluşturduğunun kabulü gerekir.
Bu durumda davacının ticari defter kayıtları ile alacağın varlığının ispatlandığı (Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesinin 25.12.2020 Tarih ve 2020/1170 E. – 2020/1325 K. Sayılı ilamı.), davalının ticari defter ve kayıtları sunmayarak ispat yükünü kendi üzerine aldığı kabul edilmiş, açılan davanın kısmen kabulüne karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-DAVANIN KISMEN KABULÜ İLE KISMEN REDDİNE,
2-Kayıt kabule konu 2.265,00-TL alacağın Bakırköy … İflas Müdürlüğünün …. İflas sayılı dosyasında iflas tasfiye işlemleri yürütülen müflis (…. Sicil Numaralı) … SAN. VE TİC. LTD. ŞTİ.’nin iflas masasına davacı alacağı olarak KAYIT VE KABULÜNE,
3-Fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,

4-Harçlar tarifesi uyarınca alınması gereken 179,90-TL harçtan davacı tarafça peşin yatırılan 59,30-TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 120,60-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat KAYDINA,
-Davacı tarafça sarf edilen toplam 127,10-TL harcın davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
5-Davacı tarafından sarf edilen bilirkişi, tebligat ve posta masrafı olmak üzere toplam 2.019,25-TL yargılama giderinin kısmen kabul – red oranı ve takdiren % 99,36’sı olan 2.006,32-TL’sinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE, bakiye masrafların davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
-Davacı tarafça yatırılan gider avansından arta kalan miktarın karar kesinleştiğinde yatıran tarafa İADESİNE, (Gerekçeli kararın tebliğe çıkarılma masraflarının kalan gider avansından karşılanmasına)
6-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davacı yararına tayin ve takdir olunan 2.265,00- TL vekalet ücretinin davalı taraftan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
7-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davacı yararına tayin ve takdir olunan 14,58-TL vekalet ücretinin davacı taraftan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
Dair; Miktar itibariyle kesin olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 28/03/2023

Katip ….
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır