Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/65 E. 2021/405 K. 05.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/65 Esas
KARAR NO : 2021/405

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 09/05/2019
KARAR TARİHİ : 05/04/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 04/05/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin … Üniversitesi … Kampüsü … içerisinde ticari faaliyetini yıllardır sürdürmekte olup, çalışma alanında başarılı, hukuk kurallarına ve kanunlara saygılı, kendi sektöründe yurtdışı ve yurtiçinde bilinirliği ve itibari değeri çok yüksek olan ve titizlikle çalışan bir şirket olduğunu, ancak hal böyle iken davalı firma tarafından, müvekkil şirket aleyhinde haksız ve sözde ithamlar ile Mahkememizin … D.İş sayılı dosyası ile keşif yapılmasına ve müvekkili şirketin yapılan haksız işlem ile zarara uğramasına sebep olduğunu, ancak alınan bilirkişi raporu ile, müvekkili şirketin bilgisayarlarında söz konusu yazılımlara rastlanılmadığı ve davalının iddialarının gerçeği yansıtmadığı hususunun tespit edildiğini, müvekkilinin davalı şirket tarafından haksız bir saldırıya uğradığını ve söz konusu bu haksız saldırı neticesinde müvekkili şirketin itibari değerinin sarsıldığını ve işlerinin engellenmesi sonucu maddi ve manevi zararların doğduğunu iddia ederek, fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak, şimdilik 1.000,00 TL maddi ve 100.000,00 TL manevi tazminatın, haksız fiil tarihinden itibaren işletilecek ticari temerrüt faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı firma nezdinde yapılan delil tespit işleminin hukuka uygun mahkeme kararına dayandığını, tespit işleminin de hukuka uygun şekilde icra edilmiş olup, hak sahibi şirketin, hak arama özgürlüğü kapsamında delil tespit talebinde bulunduğu hususunun kabul edilmesi gerektiğini, müvekkili tarafından üretilen söz konusu programın lisanssız olarak kullanıldığı yerlerden, müvekkilinin çeşitli sinyaller aldığını ve bu sinyallerin kullanıcılar tarafından programın kullanıldığını gösterdiğini, söz konusu tespitlerin de işbu sinyallere ve bir takım ihbarlara dayanılarak gerçekleştirildiğini, davacı tarafın tespit işlemi gerekçesiyle müvekkili firmanın bilgisayarlarında uzun saatler arama yapıldığını, şirketin çalışmasının uzun süreler engellendiğinden ve şirketin itibarının zedelendiğinden bahisle maddi ve manevi tazminat talebinde bulunmuşsa da, davacı tarafın bu iddialarının tamamen asılsız olduğunu ve kötü niyetli olarak işbu davanın açıldığı hususunun sabit olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
TÜM DOSYA MUHTEVİYÂTI KÜLLÎYEN TETKÎK EDİLDİĞİNDE;
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, haklı bir neden olmadan davalı tarafın müracaatı üzerine mahkememizin … Değişik İş sayılı dosyasında HMK’nın 400 ve devamı maddeleri uyarınca davacı işyerinde yapılan delil tespiti işlemleri nedeniyle zarara uğranıldığı iddiası ile maddi ve manevi tazminata ilişkindir. Bu haliyle dava TBK 49 ve devamı maddeleri uyarınca haksız fiilden ( haksız şikayetten) kaynaklanan maddi ve manevi tazminata ilişkindir.
Şikayet hakkı, diğer bir deyimle hak arama özgürlüğü; Anayasa’nın 36. maddesinde; “Herkes, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir” şeklinde yer almıştır. Hak arama özgürlüğü bu şekilde güvence altına alınmış olup; kişiler gerek yargı mercileri önünde gerekse yetkili kurum ve kuruluşlara başvurmak suretiyle kendilerine zarar verenlere karşı haklarının korunmasını ve cezalandırılmasını isteme hak ve yetkilerine sahiptir.
Anayasa’nın güvence altına aldığı hak arama özgürlüğünün yanında, yine Anayasanın “Temel Haklar ve Hürriyetlerin Niteliği” başlığını taşıyan 12. maddesinde herkesin kişiliğine bağlı dokunulmaz, devredilmez, vazgeçilmez temel hak ve özgürlüklere sahip olduğu belirtildikten başka 17. maddesinde de, herkesin yaşama, maddi ve manevi varlığını koruma ve geliştirme hakkına sahip bulunduğu düzenleme altına alınmış bulunmaktadır.
Türk Medeni Kanunu’nun 24. maddesinde, kişilik haklarına yapılan saldırının unsurları belirtilmiş ve hukuka aykırılığı açıklanmıştır. 25. maddesinde ise, kişilik haklarına karşı yapılan saldırının dava yolu ile korunacağı açıklanmış, BK’nın 49. maddesinde ise saldırının yaptırımı düzenlenmiştir.
Hak arama özgürlüğü ile kişilik haklarının karşı karşıya geldiği durumlarda; hukuk düzeninin bu iki değeri aynı zamanda koruma altına alması düşünülemez. Daha az üstün olan yararın, daha çok üstün tutulması gereken yarar karşısında o olayda ve o an için korumasız kalmasının uygunluğu kabul edilecektir. Hak arama özgürlüğü, diğer özgürlüklerde olduğu gibi sınırsız olmayıp kişi salt başkasını zararlandırmak için bu hakkı kullanamaz. Bu hakkın hukuken korunabilmesi ve yerinde kullanıldığının kabul edilebilmesi için şikâyet edilenin cezalandırılmasını veya sorumlu tutulmasını gerektirecek yeterli kanıtların mevcut olması da zorunlu değildir. Şikâyeti haklı gösterecek bazı emare ve olguların zayıf ve dolaylı da olsa varlığı yeterlidir. Bunlara dayanarak başkalarının da aynı olay karşısında davalı gibi davranabileceği hallerde şikâyet hakkının kullanılmasının uygun olduğu kabul edilmelidir.
Aksi halde şikâyetin hak arama özgürlüğü sınırları aşılarak kullanıldığı, kişilik değerlerine saldırı oluşturduğu sonucuna varılmalıdır. Somut olayda, davacının haksız delil tespiti nedeniyle maddi manevi tazminat talep ettiği eylemler bakımından davalının eyleminin yasal şikayet hakkı kapsamında kaldığı, yapılan işlemlerin mahkeme kararına dayandığı ve az da olsa emare olduğu bu sebeple tazminat şartlarının oluşmadığı anlaşılmakla aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-DAVANIN REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gereken 59,30-TL maktu ilam ve karar harcının davacı tarafından peşin yatırılan 1.724,83-TL harçtan mahsubuna, artan 1.665,53-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde DAVACIYA İADESİNE,
3-Arabuluculuk sonuç tutanağı tarihi itibariyle yürürlükte bulunan tarifeye göre tahakkuk eden 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin davacıdan tahsili ile hazineye İRAT KAYDINA,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca tayin ve takdir olunan 4.080,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak DAVALIYA VERİLMESİNE,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerine bırakılmasına,
6-Gider avansından artan olması halinde karar kesinleştiğinde ve talebi halinde davacıya İADESİNE,
Dair; 6100 sayılı HMK.’nun 341. ve devamı maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 05/04/2021

Katip …
¸e-imza

Hakim …
¸e-imza