Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/6 E. 2022/167 K. 21.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

1.ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESASA İLİŞKİN NİHAİ GEREKÇELİ KARAR

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 05/01/2021

BİRLEŞEN DAVA BİLGİLERİ
BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’NİN
2021/7 ESAS SAYILI DOSYASI

KARAR TARİHİ : 21/02/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 22/03/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili … Sigorta A.Ş.’nin davalı borçlu … Turizm Yatırım İnşaat ve Ticaret Anonim Şirketi’ni 14.02.2020 başlama-14.02.2021 bitiş tarihli, …. poliçe no’lu … Poliçesi ve 14.02.2020 başlama-14.02.2021 bitiş tarihli, …. poliçe no’lu …. Poliçesi ile sigortaladığını, davalı borçlunun söz konusu sigorta poliçeleri uyarınca sigorta prim bedellerini poliçede yazılı vadelerde müvekkili şirkete ödemekle yükümlü olmasına rağmen, poliçe prim taksitlerini müvekkili şirkete ödemediğini, müvekkili şirket tarafından Üsküdar …. Noterliğinden keşide edilen 26.08.2020 tarihli ve …. yevmiye numaralı ihtarname ile … ve …. poliçe no’lu sigorta poliçelerinden kaynaklanan prim taksit borçlarının söz konusu ihtarnamenin tebliğ tarihinden itibaren 10 iş günü içerisinde ödenmesi ihtar edilmesine karşın davalı borçlu, vadesi gelen sigorta prim borcunun tamamını müvekkili şirkete ödemediğini, anılan sigorta poliçelerinin, siportalı borçlunun vadesi gelmiş sigorta prim borçlarını ödememesi nedeniyle zeyilname düzenlenerek feshedildiğini, müvekkili şirket tarafından, borçlu davalının vadesi gelen prim borcunu ödememesi üzerine, müvekkili şirket tarafından sigorta prim alacağı tutarları olan 120.093,30-Türk Lirası tutan asıl alacak ile (26.08.2020 tarihli ihtarnamenin borçluya tebliğini takip eden 10 iş günü sonrası olan) 15.09.2020 tarihinden takip tarihine kadar asıl alacağa işlemiş 1.118,68.-TL avans faizi olmak Üzere toplam 121.211,98.-Türk Lirası alacağın tahsili talebiyle, borçlu davalı aleyhinde Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalı borçlu tarafından 11.11.2020 tarihli itiraz dilekçesi ile ödeme emrine haksız ve hukuka aykırı olarak itiraz edildiğini ve icra takibinin durduğunu, bu nedenlerle davalı borçlunun Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı icra takibine v itirazlarının iptali ile icra takibinin devamına, davalı borçlunun takip konusu alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin davacı tarafa herhangi bir borcu bulunmadığını, mevcut bir borç var ise bunların tümünün ödendiğini, icra takibine konu edilen borcun var olmayan bir borç olduğunu, başlatılan icra takibinin ve itirazın iptali davasının da hukuka aykırı olduğunu, karşı tarafın müvekkili nezdinde hiçbir alacağının bulunmadığını, davacının davanın açılmasında kötü niyetli olduğunu bu nedenlerle davanın reddine, %20′ sinden aşağı olmamak kaydıyla kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizin …. esas, … karar, 08/01/2021 tarihli birleştirme kararı ile mahkememizin iş bu …. esas sayılı dosyası ile arasında hukuki ve fiili bağlantı bulunduğu, her iki dosyada da tarafların aynı olduğu, ayrıca konu birliğinin mevcut olduğundan bahisle birleştirilmesine karar verilmiştir.
Birleşen dava yönünden;
Birleşen davada davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilin davalı … Turizm Yatırım Ticaret A.Ş.ni 6 adet sigorta poliçesi ile sigortaladığını, davalının söz konusu poliçeler uyarınca sigorta prim bedlelerini poliçede yazılı vadelerde müvekkile ödemediğini, müvekkil tarafından işbu alacak için noterlikten ihtarname çekildiğini, söz konusu ihtarnameden sonra da alacağın ödenmediğini, söz konusu sigorta poliçelerinin sigortalı borçlunun vadesi gelmiş sigorta prim borçlarını ödememesi nedeniyle zeyilname düzenlenerek feshedildiğini, bunun üzerine icra takibine geçildiğini, davalı tarafından borca itiraz edilerek takibin durdurulduğunu, alacağın likit olduğunu, bu nedenlerle davalı hakkında açılan icra takibine yapılan itirazın iptali ile takibin devamına, işbu dosyanın mahkemeniz … Esas sayılı dosyası ile birleştirilmesine, alacağın %20 sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin davacı tarafa herhangi bir borcu bulunmadığını, mevcut bir borç var ise bunların tümünün ödendiğini, icra takibine konu edilen borcun var olmayan bir borç olduğunu, başlatılan icra takibinin ve itirazın iptali davasının da hukuka aykırı olduğunu, karşı tarafın müvekkili nezdinde hiçbir alacağının bulunmadığını, davacının davanın açılmasında kötü niyetli olduğunu bu nedenlerle davanın reddine, %20′ sinden aşağı olmamak kaydıyla kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Ana davada Bakırköy …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyası incelendiğinde; davacı şirketin davalı şirket aleyhine 120.093,30-TL prim taksit alacağı ve 1.118,68-TL işlemiş avans faizi olmak üzere TOPLAM 121.211,98-TL alacağın, asıl alacağa işleyecek T.C. Merkez Bankası avans faizi ile birlikte icra masrafı, vekalet ücretinin tahsili için icra takibine geçildiği, borçluya ödeme emrinin tebliği üzerine borçlunun süresinde itiraz ettiğini belirterek takibin durmasına sebebiyet verdiği, icra müdürlüğünce takibin durdurulmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
Birleşen davada Bakırköy … İcra Müdürlüğünün …. Esas sayılı takip dosyası incelendiğinde; davacı şirketin davalı şirket aleyhine 272,37-EURO prim taksit alacağı ve 0,44-EURO işlemiş faizi olmak üzere TOPLAM 272,81 EURO alacağın, asıl alacağa işleyecek Devlet Bankalarının Euro cinsinden açılmış bir yıl vadeli mevduata uyguladıkları en yüksek faiz oranında hesaplanacak faizi ile birlikte icra masrafı, vekalet ücretinin tahsili için icra takibine geçildiği, borçluya ödeme emrinin tebliği üzerine borçlunun süresinde itiraz ettiğini belirterek takibin durmasına sebebiyet verdiği, icra müdürlüğünce takibin durdurulmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
Usulüne uygun duruşma açılmış, ön inceleme aşamasında uyuşmazlık konuları re’sen belirlenerek taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesinde uzmanlık gerektiren yönler olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle dava sonuçlandırılmıştır.
Mahkememizce tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiş, bilirkişi S. M. Mali Müşavir ….’ın 20/12/2021 havale tarihli raporunda özetle; Davacı tarafından ibraz edilen 2020 yılı ticari defterlerinin usulüne uygun bir şekilde açılış kapanış tasdiklerinin yaptırıldığı, ticari defter kayıtlarının birbirini teyit eder şekilde tutulduğu, ticari defterlerinin davacı lehine delil niteliğinin mahkeme takdirlerinde olduğu, yukarıdaki ayrıntılı tespitler ışığında; asıl ve birleşen dava yönünden; Yanlar arasında 2020yılında, Davacı tarafından davalıya sigorta hizmeti verilmesi şeklinde ticari ilişki kurulduğu işbu ticari ilişki neticesinde davacının 121.211,98 TL ve 272,81 EURO bedelli icra takibi başlattığı, davalının itirazı ile huzurdaki davanın ikame edildiği, asıl davada; Davacı … SİGORTA A.Ş ticari defterlerinde, icra takip tarihinde davalı … Turizm Yatırım İnşaat ve Tic. A.Ş şirketinden 120.093,30TL Alacaklı olduğu, icra takibinde asıl alacak olarak 120.093,30TL’nin tahsili talep edildiği, taleple bağlılık esası gereğince, davacının 120.093,30 TL alacaklı olduğunun kabulü gerektiği, birleşen davada; Davacı … SİGORTA A.Ş ticari defterlerinde, icra takip tarihinde davalı … Turizm Yatırım İnşaat ve Tic. A.Ş şirketinden 272,378 EURO Alacaklı olduğu, asıl davada; Davacının alacağının 14.02.2020düzenleme tarihli … ve … Sayılı Sigorta Poliçelerine ait prim alacaklarından kaynaklandığı, icra takibinde dayanak olarak tarafımızdan tespit edildiği şekilde gösterildiği, birleşen davada; Davacının alacağının 14.02.2020düzenlemetarihli ..,…,…,…. sayılı Sigorta Poliçelerine ait prim alacaklarından kaynaklandığı, icra takibinde dayanak olarak tarafımızdan tespit edildiği şekilde gösterildiği, asıl ve Birleşen Davalar yönünden Davacı alacağının kabulü halinde, icra takip tarihinden önce talep edilen işlemiş faiz açısından önceki bölümde hesaplandığı üzere; asıl Dava yönünden; her ne kadar Davacının takip öncesi 1.118,68 TL işlemiş faiz talebi olsa dahi tarafımızdan hesaplandığı üzere Davacının talep edebileceği işlemiş faiz miktarının 826,67 TL olduğu, birleşen Dava yönünden ise Davacının işlemiş faiz talebi olan 0,44 Euro’nun uygun olduğu, icra takip tarihinden sonra talep edilen 019,50 faiz oranının, 3095 Say. Kanunla tacirler arasında uygulana faiz oranı olduğu ve dolayısıyla uygun olduğu, görülerek Mali incelemeler tamamlandığı ancak Teknik tespitler; Mali İncelemede Davalıdan defter ve belge ibrazı beklenmesinden kaynaklanan gecikme neticesinde henüz tamamlanamamış olup en kısa sürede teslim edilecek olduğu sonuç ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
TÜM DOSYA MUHTEVİYÂTI KÜLLÎYEN TETKÎK EDİLDİĞİNDE;
Ana dava ve birleşen dava taraflar arasında ticari ilişki olduğundan bahisle alacak olduğuna dair yapılan icra takiplerine itirazın iptali davalarıdır.
Öncelikle ispat müessesesini açıklamakta fayda var. Bilindiği üzere, hakim, davada hangi vakıaların ispat edilmesini tespit ettikten sonra, bu vakıaların kimin tarafından ispat edilmesi gerektiği sorusuyla karşılaşır; buna ispat yükü denir. Kendisine ispat yükü düşen taraf için, bu bir yükümlülük(mükellefiyet) değil, sadece bir yüktür(külfettir). Taraf kendisinin ispat etmesi gerektiği vakıayı ispat edemezse karşı taraf ve mahkeme onu mutlaka ispat etmesini isteyemez, bilakis kendisine ispat yükü düşen taraf , o vakıayı ispat edememiş sayılır.(Kuru, Medeni Usul Hukuku, 2016, sy 319)
Dava dosyamızda ispat yükü alacaklı olduğunu iddia eden davacı üzerinde olup tarafların iddiaları doğrultusunda delilleri toplanarak taraf defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmasına dair ihtaratlı ara karar kurulmuş inceleme günü sadece davacı defterlerini incelemeye esas olacak şekilde dosyamıza sunmuştur.
Yapılan inceleme neticesinde davacı defterlerine göre davacının davalıdan alacaklı olduğu tespit edilmiş fakat davalı defterlerini incelemeye esas olacak şekilde ibraz etmemiştir. Rapor neticesinde incelenen davacı defterlerine göre davacının davalıdan ana dava yönünden 120.093,30TL alacaklı, birleşen dava yönünden ise 272,37 EURO alacaklı olduğu anlaşılmıştır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemesi Kanunu’ nun 222/3. maddesinin 22/07/2020 tarih ve 7251 sayılı yasa ile değiştirilmeden önceki hali ” İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz. ” şeklindedir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemesi Kanunu’ nun 222/3. maddesinin 22/07/2020 tarih ve 7251 sayılı yasa ile değiştirildikten sonraki hali ” İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi halinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.” şeklindedir.
7251 sayılı yasanın 6100 sayılı Hukuk Muhakemesi Kanunu’ nun 222/3. maddesindeki değişikliği düzenleyen 23. maddesine ait Türkiye Büyük Millet Meclisi gerekçesi ” Maddeyle, Kanunun ticari defterlerin ibrazı ve delil olmasına ilişkin 222 nci maddesinde değişiklik yapılmaktadır. Mevcut metne göre diğer tarafın defter kayıtlarında ilgili hususta hiçbir kayıt bulunmaması halinde, ibraz eden tarafın ticari defterindeki kayıtlar, sahibi lehine delil olarak kabul edilebilmektedir. Ticari defteri ibraz edenin tek taraflı işlemiyle oluşturduğu kayıtların, bu kayıtlardan hiçbir şekilde haberi olmayan karşı taraf aleyhine delil teşkil ediyor olması hakkaniyete aykırı sonuçlar doğurabileceği gibi hukuk güvenliği ilkesine de aykırılık teşkil edebilmektedir. Bu sebeple maddede yapılan değişiklikle, ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için öngörülen unsurlardan biri olan, diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtların “ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi” hali, madde metninden çıkarılmaktadır. Kural tersine çevrilmekte ve karşı tarafın maddede belirtilen usule uygun olarak tuttuğu ticari defterini ibraz ettiği halde ileri sürülen hususta hiçbir kayıt içermemesi halinde ticari defterin, sahibi lehine delil olarak kullanılamayacağı açıkça hükme bağlanmaktadır. Madde metni dışına çıkarılan “ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi” durumunun yerine, “diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi” durumu maddeye ilave edilmektedir. Buna göre ticari defterde yer alan herhangi bir kaydın, sahibi lehine delil teşkil edebilmesi için diğer tarafın ticari defterini ibraz etmemesi gerekecektir. Bu düzenlemenin hakkaniyete ve hukuk güvenliği ilkesine uygun olduğu düşünülmektedir. Zira ticari defteri ibraz edenin defterinde yer alan ve diğer tarafı muhatap alan kayıt, diğer tarafa sunulmakta ve diğer tarafın kendi defterindeki kayıtlara dayanarak karşı delilini ileri sürmesi beklenmektedir. Diğer tarafın ticari defterini ibraz etmemesi hali, ileri sürülen delili hükümden düşürecek başka herhangi bir kayda sahip olmadığı anlamına gelecektir. Belirtilmelidir ki defter ibraz etmeyen tarafın, diğer tarafın ticari defterindeki kayıtların aksini senet veya diğer kesin delillerle ispatlama hakkı saklıdır.” şeklindedir.
Kanun değişikliği sonrasında madde gerekçesi içeriğinden anlaşıldığı üzere, davalı defterlerini sunmayarak davacının ticari defter kayıtlarının HMK’nın 222/3. maddeye göre lehine delil oluşturup oluşturmadığının tam olarak incelenebilmesine 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu 2. maddesi ile 6100 sayılı HMK’ nın 29. maddesi kapsamında dürüstlük-hakkaniyet ilkesine aykırı bir şekilde engel olduğundan, sunulmayan ticari defterlerinde de davacının alacaklı olduğuna dair kayıtların mevcut olduğu halde sunulmadığının, davacı tarafça ileri sürülen delili hükümden düşürecek başka herhangi bir kayda sahip olmadığının ve bunun sonucunda da davacı incelenen defter kayıtlarının davacı lehine delil oluşturduğunun kabulü gerekir.

Bu durumda davalının defter sunmaması nedeniyle davacının ticari defter kayıtları ile alacağın varlığının ispatlandığı, başkaca delil araştırmasının gerekmeyeceği kanaatine varılmıştır. Ayrıca işlemiş faiz hususunda ise bilirkişinin tarihlerin tespiti hususunda maddi hata yaparak faiz miktarını yanlış hesapladığı görülmüş bu husus başlı başına yeniden ek rapor alınmasına yeterli görülmemiş, mahkememizce hesaplama yapılmış olup, davacının işlemiş faiz taleplerinin de yerinde olduğu anlaşılmış ve ana dava ve birleşen dava yönlerinden açılan davalar hakkında aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
Yaptırılan bilirkişi incelemesine göre alacağın ticari defterlerde belli olduğu, yani likit olduğu anlaşıldığından, davalının ayrıca hem ana dava hem de birleşen dava yönlerinden icra inkar tazminatına da mahkum edilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-ANA DAVANIN KABULÜ İLE;
-Davalının aleyhine yapılan Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasına yapmış olduğu İTİRAZIN İPTALİNE,
-Takibin aynen DEVAMINA,
-Asıl alacağın %20’sine tekabül eden icra inkar tazminatının davalıdan alınarak DAVACIYA ÖDENMESİNE,
-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gerekli 8.279,99-TL karar ve ilam harcından peşin alınan 1.463,94-TL harcın mahsubu ile bakiye 6.816,05-TL harcın davalıdan alınarak hazineye İRAD KAYDINA,
-Arabuluculuk sonuç tutanağı tarihi itibariyle yürürlükte bulunan tarifeye göre tahakkuk eden 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin davalıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA,
-Davacının kendisini bir vekil ile temsil ettirdiği anlaşıldığından karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca tayin ve takdir olunan 15.465,14 -TL ücreti vekaletin davalıdan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
-Davacı tarafından ödenen 59,30-TL başvurma harcı,1.463,94-TL peşin harç, 1.130,50-TL tebligat ve bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 2.653,74-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
2-MAHKEMEMİZ DAVA DOSYASI İLE BİRLEŞEN MAHKEMEMİZE AİT 2021/7 ESAS SAYILI DAVA DOSYASI YÖNÜNDEN;
-Birleşen davanın KABULÜ İLE;
-Davalının aleyhine yapılan Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasına yapmış olduğu İTİRAZIN İPTALİNE,
-Takibin aynen DEVAMINA,
-Asıl alacağın %20’sine tekabül eden icra inkar tazminatının davalıdan alınarak DAVACIYA ÖDENMESİNE,
-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gerekli 169,00-TL karar ve ilam harcından peşin alınan 59,30-TL harcın mahsubu ile bakiye 109,70-TL harcın davalıdan alınarak hazineye İRAD KAYDINA,
-Arabuluculuk sonuç tutanağı tarihi itibariyle yürürlükte bulunan tarifeye göre tahakkuk eden 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin davalıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA,
-Davacının kendisini bir vekil ile temsil ettirdiği anlaşıldığından karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca tayin ve takdir olunan 2.474,00-TL ücreti vekaletin davalıdan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
-Davacı tarafından ödenen 59,30-TL başvurma harcı, 59,30-TL peşin harç olmak üzere toplam 118,60-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
3-Gider avansından artan olur ise karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
Dair; Ana dava yönünden 6100 sayılı HMK.’nun 341. ve devamı maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere, Birleşen dava yönünden ise MİKTAR YÖNÜNDEN KESİN olmak üzere taraf vekillerinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 21/02/2022

Katip …
¸e-imza

Hakim ….
¸e-imza