Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/591 E. 2021/874 K. 23.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/591 Esas
KARAR NO : 2021/874

DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 13/07/2020
KARAR TARİHİ : 23/09/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 21/10/2021

Bursa … Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas … Karar 10/03/2021 tarihli yetkisizlik kararı ile dosya mahkememize tevzi edilen ve Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde ; ….. marka ….. motor nolu, ….. şase nolu, …. yılı modelli, 3C tip mavi metalik, … plakalı aracın müvekkili şirket tarafından 17/12/2015 tarih ve …. nolu fatura ile davalılardan ….. Oto Servis ve Ticaret A.Ş.’den 82.106,98 Euro bedelle sıfır olarak satın alındığını, 18/12/2019 tarihli kaporta ve boya ekspertiz raporunda aracın sol ön kapı ve sol arka çamurluk kısmında fabrikasyon yüksek mikron ve yine sol arka kapıda değişen parça olduğu tespit edildiği, sol arka kapının değiştiği, sol frenkartta boya, boyalı parçalarında lokal işlem, sol ön direkte sol fabrikasyon boya mikron kalınlığının yüksek olduğu tespit edildiği, davalı ……… A.Ş.tarafından müvekkiline beyan edilen davalı ….. Otomotiv …A.Ş.ile ….. Oto Servis ..A.Ş.arasında ve ….. Oto Servis ..A.Ş.ile üretici firma arasında gerçekleşen yazışmaların ve dahi ayıplı aracın ….. Oto ve Teknik Oto’da mevcut servis giriş tarihlerine ilişkin tüm dökümlerin celbini talep ettiklerini, Bursa … Sulh Hukuk Mahkemesinin ….. Değişik İş sayılı dosyasından alınan 23/01/2020 tarihli bilirkişi raporu ile; aracın gizli ayıplı olarak müvekkile satışının yapılmış olduğu, sol ön kapı, sol arka çamurluk, sol üst direk, sol ön direk, sol orta direk, sol ark direkte boya mikron değerleri yüksek çıktığı, sol arka kapı bağlantı civatalarının işlem görmüş olduğu, sol arka kapının çıkma parça olarak değişmiş olabileceği tespit edildiği, Bursa … Noterliğinin .. yevmiye sayıl ihtarnamesi ile davalı taraflara ihtarnamenin tebliğinden itibaren 7 gün içinde araç değişiminin kabul edildiği müvekkilin ayıplı aracı iadeye hazır olduğu, bu mümkün değil ise araç için ödenen bedelin iadesi talep edildiği, işbu ihtarnamenin davalı ….. Oto Servis ve Ticaret A.Ş.’ne 11/02/2020 tarihinde, ….. Oto Servis ve Ticaret A.Ş.’ne 13/02/2020 tarihinde tebliğ edilmesine rağmen herhangi bir cevap verilmediğini ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla davanın kabulü ile davaya konu aracın misli ile değiştirilmesini, mümkün olmadığı taktirde dava konusu ayıplı aracın karar tarihindeki döviz kuru üzerinden hesaplanacak satış bedelinin Türk Lirası karşılığının satış tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, müvekkili tarafından araçtaki ayıbın tespiti için ikame edilen Bursa … Sulh Hukuk Mahkemesinin ….. Değişik İş, 2020/2 Karar sayılı tespit davasının ve davalı taraflara gönderilen ihtarname masraflarının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı ….. Oto A.Ş vekili cevap dilekçesinde ; yetki itirazında bulunduklarını, (ayıp iddialarını kabul anlamına gelmemek kaydıyla) dava konusu talepler yönünden uygulanacak olan 2 yıllık zamanaşımı dolmuş olup davanın esasa girilmeden reddine karar verilmesi gerektiğini, davacının yasanın öngördüğü ayıp ve ihbar yükümlülüğüne uygun davranmadığını, bu nedenle de dava hakkı ortadan kalktığını, davacının talepleri terditli olup TBK uyarınca seçimlik haklardan birinin belirlenmesi ve hasredilmesi gerektiğini, müvekkilinin dava konusu aracın ithalatçısı olup satış bedelini tahsil eden taraf olmaması itibari ile bedel iadesi gibi mali yükümlülükleri bulunan taleplerin müvekkili şirkete yöneltilmesinin doğru olmadığını, tespit raporunu kabul etmediklerini, aracın davacının iddia ettiği şekilde boyanmış, sol arka kapısı değişmiş ve/veya imalat hatalı olarak davacıya satılmış olmadığı gibi; davacı tarafından iddia edilen işlemlerin aracın davacı tarafa satım ve teslimi anında mevcut olduğu sonucuna nasıl ulaşıldığının anlaşılamadığını, aracın beş yıla yakın bir süredir kullanıldığını, davanın reddine karar verilmesi gerekirse de mahkemenin aksi kanaatte olması halinde hakkaniyet ilkeleri gereği makul bir tutarda bedel indirimine karar verilmesi gerektiğini, halihazırda davacının kullanımında olan araca faiz işletilmesi talebi hukuka aykırı olup söz konusu davacı taleplerin reddine karar verilmesi gerektiğini, davacı tarafın araç için yaptığı harcamaların müvekkil şirketten talep edilmesinin mümkün olmadığını, zira müvekkil şirket bu harcamaları tahsil eden taraf olmadığı gibi, söz konusu harcamalar davacı tarafın kendi iradesi ile yaptığı harcamalar olduğunu, davada yetksizlik itirazının kabulÜ ile, dosyanın yetkili Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemeleri’ne gönderilmesine, davacının taleplerinin zamanaşımına uğramış olması nedeniyle davanın reddine, ayıp ve ihbar yükümlülüğüne yükümlülüğüne uyulmamış olması nedeniyle davanın reddine, terditli talebin reddine, davacı yanın haksız ve mesnetsiz masrafların ödenmesi talebinin reddine, haksız ve hukuka aykırı faiz talebinin reddi ile esas yönünden haksız ve mesnetsiz olan davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Davalı ….. Oto A.Ş vekili cevap dilekçesinde ; dava konusu araçta gizli ayıp olduğunu kabul etmemekle birlikte araçta gizli ayıbın mevcut olduğu kabul edilecek dahi olsa , hak düşürücü süreler aşıldığını, her ne kadar ayıp iddialarını kabul etmeseler de davacı tarafın, 6098 sayılı T.B.K.’Nunda sayılı seçimlik haklardan birini talep etmek zorunda olduğunu, zira bahse konu seçimlik haklardan birinin kullanılması ile diğer haklardan vazgeçilmiş olunacağını, araçta üretimden kaynaklanan gizli ayıp olduğu iddialarını kabul etmediklerini, davaya konu aracın ayıplı olmadığını, Yargıtay’ın emsal nitelikteki kararları doğrultusunda, aracın ücretsiz onarılmasına ya da bedel indirimine karar verilmesi gerekirken misliyle değişime yönelik karar verilmesi hakkaniyete aykırılık teşkil edeceğini, müvekkilinin şirket aracını 242.887-TL bedel ile sattığını, davacının EURO üzerinden bedel iadesi talebi ile icra inkar tazminat talebinin haksız ve yersiz olduğunu, bedel iadesi yönünde karar vermesi ihtimalinde davacı araçtan bugüne dek menfaat elde edildiğinden araçtan yararlanılan bedelin iade edilecek araç bedelinden indirimi gerektiğini belirterek davanın, davacı tarafın hak düşürücü süre içinde ayıp ihbarında bulunmamış olması ve zamanaşımı süresinin dolmuş olması nedeniyle usulden reddine,

davanın esasına girişilmesi durumunda esas yönünden haksız ve mesnetsiz olarak açılan davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE YARGILAMANIN ÖZETİ:
Dava; satın alınan aracın ayıplı olduğu iddiasına dayalı sözleşmenin feshi ve bedel iadesi istemine ilişkindir.
Uyuşmazlığın; dava konusu araçta üretimden kaynaklı teslim anında bir ayıp olup olmadığı, ayıp olduğu ileri sürülen değişen parça ve boyanan kısımların teslim anında mevcut olup olmadığı, ayıp var ise bu sözleşmenin feshi ve bedel iadesini gerektirip gerektirmediği hususlarından kaynaklandığı tespit edilmiştir.
Tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları re’sen belirlenerek taraflarca gösterilen deliller toplanmıştır.
İddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre;
6098 Sayılı Türk Borçlar Kanununun “Zamanaşımı” kenar başlıklı 231 nci maddesi ile hüküm altına alındığı üzere; “satıcı daha uzun bir süre için üstlenmiş olmadıkça, satılanın ayıbından doğan sorumluluğa ilişkin her türlü dava, satılandaki ayıp daha sonra ortaya çıksa bile, satılanın alıcıya devrinden başlayarak iki yıl geçmekle zamanaşımına uğrar.”Nitekim Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 05.10.2005 tarih ve E: 2005/4-487 , K: 2005/553 ilamında da “…Açıkça yasa daha uzun bir süre garanti verilmemişse malın ayıplı olması nedeniyle açılacak davalar, -ayıp daha sonra ortaya çıkmış olsa bile- iki yıllık zamanaşımına tabidir. Bu durum karşısında zamanaşımı süresi davacının teslim aldığı tarih göz önüne alındığında kesinlikle dolmaktadır…” denmekle ayıp iddialarının hukuken iki yıllık zamanaşımına tabi olduğu vurgulanmıştır.
Somut olayda; Davacı 17.12.2015 tarihinde ….. Oto Servis ve Tic. A.Ş.’den satın alınan …. plakalı aracın 2019 yılı içerisinde satılmak istendiğinde, alıcı ile ekspertize götürüldüğünde aracın sol ön kapı ve sol arka çamurluk kısmında fabrikasyon boya mikron kalınlığının yüksek olduğu, sol arka kapıda değişen parça olduğu tespit edildiği, daha önce aracın kazaya karışmadığı, değişen ve onarım gerektiren, boyanan bir kısmının olmadığı halde bu durumun araçta üretim hatası olduğunu gösterdiği, Bursa …. Sulh Hukuk Mahkemesinin ….. Değişik iş dosyasından tespit raporu aldığı beyan ederek hatalı imalat sebebiyle eldeki davayı açığı anlaşılmıştır.
Davalı cevap dilekçesiyle zamanaşımı deifiinde bulunmuştur.
6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 146-161. maddeleri arasında düzenlenen zamanaşımı, hakkın ileri sürülmesini engelleyici nitelikte olup, alacak hakkı alacaklı tarafından , yasanın öngördüğü süre ve şartlar içinde talep edilmediğinde etkin bir hukuki himayeden, başka bir deyişle, dava yoluyla elde edilebilme imkanından yoksun bırakılmaktadır.
Zamanaşımına uğrayan alacağın tahsili hususunda Devlet kendi gücünü kullanmaktan vazgeçmekte böylece söz konusu alacağın ödenip ödenmemesi keyfiyeti borçlunun iradesine bırakılmaktadır. Şu halde zamanaşımına uğrayan alacak ortadan kalkmamakla beraber, artık doğal bir borç (Obligatio naturalis) haline gelmektedir. Ancak belirtmek gerekir ki, alacağın salt zamanaşımına uğramış olması, onun eksik bir borca dönüşmesi için yeterli değildir; bunun için borçlunun, kendisine karşı açılmış olan alacak davasında alacaklıya yönelik bir def’ide bulunması gerekir (HGK’nun 05.05.2010 gün ve E: 2010(8-231, K: 255 sayılı ilamı).
Zamanaşımı hukuki niteliği itibariyle, maddi hukuktan kaynaklanan bir def’i olup; usul hukuku anlamında ise, bir savunma aracıdır. (Kuru: a.g.e., Cilt2, s.1761;Von Tuhr: Borçlar Hukuku (C.Edege Çevirisi), Ankara 1983, Cilt1-2, s.688 vd;Vanbolat: Def’i ve İtiraz Arasındaki Farklar ve İleri Sürülmesinin Hukuki Sonuçları, EÜHFDergisi, Cilt: III, Sayı: 1, Kayseri 2008, s.255 vd.
Konuya ilişkin yasal düzenlemelere ve genel ilkelere göre iş bu eldeki davanın imalattan kaynaklı olduğu iddiasına dayalı ayıptan sorumluluğa ilişkin 2 yıllık yasal süre içerisinde ikame edilmemiştir. Nitekim araç 17.12.2015 tarihinde satın alınmış, trafiğe çıkış tarihi 22/12/2015 olup işbu açılan olan dava ise 5 yıla yakın bir zaman dilimi sonrasında ikame edilmiştir.
Dava konusu talepler yönünden uygulanacak olan 2 yıllık zamanaşımı süresinin sona ermesi ve emsal nitelikteki Yargıtay kararı birlikte değerlendirildiğinde; iş bu davadan öce Borçlu borcu ikrar etmişse, özellikle faiz ödemiş veya kısmen ifada bulunmuşsa ya da rehin vermiş veya kefil göstermişse. Alacaklı, dava veya def’i yoluyla mahkemeye veya hakeme başvurmuşsa, icra takibinde bulunmuşsa ya da iflas masasına başvurmuşsa gibi kanunda sayılan zamanaşımı kesen sebepler de bulunmadığı dikkate alındığında davalının zamanaşımı defi yerinde görülerek davanın esasına girilmeden tüm bu nedenlerle; davalıların zamanaşımı itirazlarının kabulü ile davanın zamanaşımı itirazı nedeniyle reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle
1-Davalıların zamanaşımı itirazlarının kabulü ile davanın zamanaşımı itirazı nedeniyle REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gereken 59,30-TL maktu ilam ve karar harcının davacı tarafından peşin yatırılan 10.919,40 TL harçtan mahsubuna, artan 10.860,10 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talebi halinde davacıya VERİLMESİNE,
3-Arabuluculuk sonuç tutanağı tarihi itibariyle yürürlükte bulunan tarifeye göre tahakkuk eden 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin davacıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/1 maddesi gereğince tayin ve takdir olunan 4.080,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerine BIRAKILMASINA,
6-Kullanılmayan gider avansının HMK 333. maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden sonra davacıya İADESİNE,
7-HMK’nın uygulanmasına dair yönetmeliğin 58/1 maddesi gereğince taraflardan birinin talebi halinde gerekçeli kararın taraflara TEBLİĞİNE,
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 ila 360’ncı madde hükümleri uyarınca, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzlerine karşı oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.23/09/2021

Başkan …
¸e-imza

Üye …
¸e-imza

Üye …
¸e-imza

Katip …
¸e-imza