Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/51 E. 2021/416 K. 07.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/51 Esas
KARAR NO : 2021/416

DAVA : Tazminat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 18/01/2021
KARAR TARİHİ : 07/04/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 12/04/2021
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı tarafla müvekkili şirket arasında 20/03/2020 tarihinde … Yatay Üretim Konulu satış sözleşmesi imzalandığını, sözleşme uyarınca davalı tarafça müvekkili şirkete … model maske üretim makinesi satılması hususunda anlaşma sağlandığını, sözleşmede satışı gerçekleştirilen makinenin müvekkili şirkete teslim süresinin 20 iş günü olarak öngörüldüğünü, müvekkili şirketçe ödemeler yapıldığı halde davalı tarafça sözleşmede öngörülen bu süre geçirilerek teslimatın Haziran ayında gerçekleştirildiğini, teslimat sonrasında müvekkili şirketin, kanundan kaynaklı olağan gözden geçirme yükümlülüğünü yerine getirdiğini, inceleme esnasında herhangi bir açık ayıbı görünmeyen makinenin kullanılmaya başlandıktan sonra sigorta sistemi ile sair mekanik özelliklerine ilişkin gizli ayıpların bulunduğunun tespit edildiğini ve bu hususların derhal davalı şirket yetkilisine bildirildiğini, satış konusu maske üretim makinesinin kullanımı sonucunda birden fazla kez imalatı durduracak şekilde arıza meydana geldiğini, davalı tarafça ayıbın giderildiği iddiasıyla müvekkile ulaştırılan parçalarla birlikte makine kullanılmak istenildiğinde yeni arızaların meydana geldiğini, dava konusu maske üretim makinesinden hiçbir fayda sağlanamadığını, maske üretim makinesinde tespit edilen gizli ayıpların, davalı tarafça giderilmediğini, uzayan süreç sonununda makinenin müvekkilinin kendi çabalarıyla kullanıma hazır hale getirebildiğini, müvekkilinin maddi kaybının karşılanmadığını, müvekkilinin, davalıdan satın aldığı maske makinesine güvenerek birçok sipariş aldığını, ancak makinenin ayıplı olması ve ayıbın giderilmemesi nedeniyle kazanç ve itibar kaybı yaşadığını bildirerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla HMK 107 uyarınca açılan belirsiz alacak davasının kabulü ile müvekkilinin ayıplı ifa nedeniyle doğan zararına yönelik ileride artırılmak üzere şimdilik 10.000 TL’nin davalıdan avans faizi ile tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesi ile, davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, davanın yetkisizlik nedeniyle reddi gerektiğini, taraflar arasındaki satış sözleşmesine konu üretim makinesinin bedelinin ödendiği halde sözleşmede öngörülen sürenden çok sonra ayıplı şekilde davacı tarafa teslim edildiği iddiasının tamamıyla gerçek dışı bir iddia olduğunu, dava konusu makinenin üretildikten sonra teslimden önce üretim yerinde her bir türlü kontrolü ve testlerinin yapıldığını ve çalışır şekilde davacıya teslim edildiğini, davacı tarafın davasını HMK 107 maddesi uyarınca belirsiz alacak davası olarak açmış ise iddia olunan hususların niteliği itibariyle belirsiz alacak davasına konu olmasının mümkün olmayıp açılan davanın hukuki menfaat yokluğu usulden reddine karar verilmesini, kabul anlamına gelmemek kaydı ile davacının ayıp ihbarının başvurusunun usule uygun olmayıp süresinde bir başvurunun söz konusu olmadığını bildirerek yetki itirazlarının kabulü ile öncelikle tahkikat duruşmasına geçilmeden davada Ünye Mahkemeleri yetkili olduğundan davanın yetkisizlik neden ile reddine, davanın HMK 107 maddesi kapsamında belirsiz alacak davasına konu olamayacağı göz önünde bulundurularak hukuki yarar yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesini, davacının usul ve yasaya aykırı, haksız ve kötü niyetli olup zamanaşımına uğrayan, aynı zamanda ispatlanamayan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, sözleşmeden kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir.
Taraflar arasında maske üretim makinesi satımı ile bu satımdan kaynaklı geç ve ayıplı teslime ilişkin tazminat davası olduğu anlaşılmaktadır.
TTK’nun 4.maddesinde ticari davalar tanımlanmakla; bu açıdan anılan maddenin 1.fıkrasında “her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın; bu kanunda sayılan davaların ticari dava olduğu öngörülmüştür.
Somut olayda bakıldığında ise; görev yönünden yapılan re’sen inceleme ile, davanın taraflar arasındaki alım-satım sözleşmesinden kaynaklandığı, tarafların tacir olup ihtilafın her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili olduğu anlaşılmaktadır. Bu doğrultuda, taraflar arasında görülen davada görevli mahkeme Asliye Ticaret Mahkemesi olduğu anlaşılmıştır.
Yetki hususu mahkemelerce ön inceleme aşamasında değerlendirilir. Davalı vekilince usulüne uygun yetki itirazında bulunmuştur.
Sözleşmelerden kaynaklanan davalar HMK’nun 6 maddesine göre davalının davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesinde (genel yetkili mahkeme) açılabileceği gibi HMK’nun 10 maddesi uyarınca sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinde de (özel yetkili mahkemede) açılabilir. Taraflar arasında geçerli olarak yapılmış yetki sözleşmesi varsa ve bu mahkemede de açılabileceğine dair aksine bir düzenleme yoksa, dava yalnızca sözleşmede kararlaştırılan yer mahkemesinde açılabilir (HMK md 17)
Somut olayda davalının yerleşim yerinin …, sözleşmenin ifa yeri de … olarak belirlenmiştir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık sözleşmeden kaynaklanmakta olup, sözleşmenin ifa edileceği yer … olduğuna göre sözleşmelerin niteliği gereği Ünye Ticaret Mahkemesinin yetkili olduğu kabul edilmelidir. Para borçlarının alacaklının ikametgahında ifa edileceğine dair BK’nın 73. maddesindeki kural salt para alacakları ile ilgili olup sözleşme bedeline ilişkin alacak istemleri yönünden uygulanamayacağı Yargıtay’ın yerleşik içtihatlarıyla kabul edilmektedir. Sonuç olarak somut olayda davacının yetkisiz mahkemede dava açmış olduğu, bunun üzerine seçim hakkının davalıya geçtiği, davalının ise sözleşmenin ifa edileceği yer olan Ünye Asliye Ticaret Mahkemesi’nin yetkili olduğundan bahisle süresinde ve usulüne uygun şekilde yetki itirazında bulunduğu anlaşılmakla, davalının yetki itirazı kabul edilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Taraflar arasında sözleşme ilişkisinin bulunduğu anlaşılmakla genel yetkili mahkeme davalının ikametgah mahkemesi olduğu gibi, sözleşmeden doğan davalarda sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinde de dava açılabileceği; somut olayda davalı iş sahibinin bulunduğu yer … olduğu gibi, sözleşmenin ifa edileceği yer de … olduğundan mahkememizin YETKİSİZLİĞİNE,
2-Yetkisizlik nedeni ile dava dilekçesinin REDDİNE,
3-6100 Sayılı HMK’nun 20. maddesi gereğince taraflardan birinin yetkisizlik kararı süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten, kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize başvurarak dava dosyasının yetkili mahkemeye gönderilmesini talep etmelerinin gerektiğinin, aksi taktirde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin İHTARATINA,
4-HMK’nun 20 maddesi uyarınca kararın kesinleşmesini müteakip yasal iki haftalık sürede talepte bulunulduğunda dosyanın yetkili ve görevli Ünye Asliye Ticaret Mahkemesi’ne tevzi edilmek üzere Ünye Hukuk Mahkemeleri Tevzi Müdürlüğü’ne GÖNDERİLMESİNE,
5-Mahkememizce verilen yetkisizlik kararının kesinleşmesinden sonra dava yetkili ve görevli mahkemede devam edilmemesi ve talep halinde yargılama giderlerinin değerlendirilerek HMK’ nun 331/2. maddesi gereğince bir karar verileceğinin İHTARATINA,
6-Harç ve masrafların görevli mahkemede nazara ALINMASINA,
5235 sayılı Kanunun geçici 2’nci maddesine göre ,Bölge Adliye Mahkemeleri’nin kurulmasına ve 20 Temmuz 2016 tarihinde göreve başlamalarına dair kararların 07/11/2015 tarih ve 29525 sayılı Resmî Gazete’de ilan edildiği anlaşılmakla;6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 ilâ 360’ncı madde hükümleri uyarınca,mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf,başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzüne karşı karar açıkça okunup,usulen anlatıldı. 07/04/2021

Katip …
¸e-imza

Hakim …
¸e-imza