Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/506 E. 2022/367 K. 31.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/506 Esas
KARAR NO : 2022/367

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 13/09/2014
KARAR TARİHİ : 31/03/2022

Bakırköy … Asliye Hukuk Mahkemesinin 22/04/2014 tarih ….. esas ve ….. karar sayılı görevsizlik kararı üzerine Bakırköy … Asliye Ticaret Mahkemesinin …. esas numarasını tevzi olan ve mahkemelerin birleşmesi sonucu mahkememizin …. Esasına kaydı yapılan dava dosyasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekççesinde özetle; müvekkili …..’nun 20.12.2012 tarihinde işe gitmek için … Mah. …. yan yol yaya kaldırımında beklerken ….. işletmesine bağlı ….. plakalı Özel Halk Otobüsü olması gerekenden çok süratli bir biçimde duracağı bölüme yanaştığını, otobüs şoförü davalı …..’ın trafik kurallarına aykırı şekilde otobüsü sevk ve idare etmesi, otobüsün bakım ve onarımlannın yapılmamış / eksik yapılmış olması sebepleriyle otobüs üzerinde bulunan onlarca kilo ağırlığındaki metal kapağın yerinden fırlayarak hızla müvekkili …..’ya çarptığını, çarpma sebebiyle, müvekkilinin sol kolunun parçalanarak koptuğunu, vücudunda kemik kırıkları oluştuğunu ve diyaframında büyüme meydana geldiğini, müvekkilinin aldığı darbe omurilik bölgesine kadar ulaştığından, periyodik olarak da omuriliği ile ilgili olarak kontrole gitmekte ve gözlem altında tutulduğunu, zaman geçtikçe yeni yeni sağlık problemlerinin de ortaya çıktığını, hastane raporlarları ve kayıtlarından da anlaşılacağı üzere müvekkili …..’nun, basit tıbbı müdahale ile iyileşemeyecek ve hayat fonksiyonlarını ağır derecede etkileyecek, kemik kırıkları oluşacak biçimde yaralandığını, müvekkilinin kazadan sonra ….. Hastanesine kaldırıldığını kolunu kullanamaması nedeniyle daimi İş gücü kaybının da mevcut olduğunu, çalışma gücü kaybına İlişkin maddi tazminat bedelinin bilirkişi incelemesi ile ortaya çıkacağı ve maddi zararlar henüz belirli hale gelmediğinden sonradan arttırmak üzere ve fazlaya ilişkin her türlü yasal haklan saklı kalmak kaydıyla; iş gücü kaybı nedeniyle şimdilik 5.000,00-TL (beşbinTürkLirası), gelir kaybı nedeniyle şimdilik 1.000,00 TL (blnTürkLirası), tedavi masrafları nedeniyle şimdilik 15.500,00 TL (onbeşbinbeşyüzTürkLirası) olmak üzere toplam 21.500,00 TL (ylrmlbirbinbeşyüztürkLirası) maddi tazminatın davacı ….. lehine, 20.12.2012 tarihinden itibaren ticari faizi ile birlikte davalı .. Sigorta A.Ş, (poliçe üst sınırı ile sınırlı olmak kaydıyla), davalı ….., davalı işleten …. Gıda Son. ve Tic. Ltd, Şti., ve davalı ….. İşletmeleri Genel Müdürlüğümden müştereken ve müteselsilen tazminine karar verilmesini, kusurları olmadan maruz kaldıkları acı, üzüntü ve ızdırap nedeniyle davacı ….. Iehine 100.000,00 TL (yüzbinTürkLİrası), davacı ….. lehine 30.000,00 TL (otuzbln Türklirası), davacı müşterek çocuklar ….. lehine 10.000,00 TL (onbinTürkLirası), ….. lehine 10.000,00TL (onbinTürİkLirası), ….. lehine 10.000,00 Tk (onbinTürkLirası) olmak üzere toplam 160.000,00 Tl (yüzatmişblnTürkürası) manevi tazminatın 20.12.2012 tarihinden itibaren ticari faizi ile birlikte davalı ….., davalı işleten ….. San. ve Tic. Ltd. Şti, davalı ….. İşletmeleri Genel Müdürlüğü ve davalı kasko sigortacısı ….. A.Ş.’den (ihtiyari mali mesuliyet teminatı üst sınırı ile sınırlı olmak kaydıyla) müştereken ve müteselsilen tazminine karar verilmesini, müvekkilinin meydana gelen kazada kusursuz olduğunun dilekçesi ekindeki belgelerden açıkçi ortada olduğundan; dava sonunda hüküm altına alınacak tazminat taleplerinin tahsilinin imkânsız hale gelmemesi ve alacaklarının teminat altına da alınmamış olması sebebiyle takdiren ve teminatsız olarak davalı ….. San. ve Tic. Ltd. Şti. ait; ….. plakalı …. model ….. marka araç üzerine, otobüs hattı üzerine ve şirketin başkaca taşınır ve taşınmaz mal varlıkları üzerine İhtiyati tedbir konulması talep ve dava etmiştir.
Davalı ….. vekilinin 13/09/2013 havale tarihli cevap dilekçesinde; dava dilekçesinin incelenmesinde; 20.12.2012 tarihinde sürücüsü olduğunu, ….. plaka sayılı vasıtanın kapağının fırlayarak davacılardan …..’ya çarpması neticesinde oluştuğu iddia edilen zararın müştereken ve müteselsilen tahsilinin talep ve dava edildiğinin anlaşıldığını, sorumluluk hukukunun temel prensipleri gereği oluşan zarardan sorumlu tutulabilmesi için olayda kusurunun veya kanuni sorumluluk nedenlerinin birinin bulunmasının zorunlu olduğunu, işleten sıfatının bulunmadığını, kazaya karışan araç sürücüsü olması nedeniyle davaya dahil edildiği olayda bu sebeplerin hiç birisinin mevcut bulunmadığını, dava konusu kazanın sürücü hatası olarak değil, engellenmesi mümkün olmayan bir teknik arıza nedeniyle meydana geldiğini, bu teknik anzanın ortaya çıkmasını engellemek ya da gidermek için yapabileceği hiçbir şey bulunmadığını, işleten tarafından aracın gerekli bakımlarının periyodik olarak yapılmakta olduğunu, ayrıca bıı bakımların yapılıp yapılmamasının kendisinin sorumluluk alanında olmadığını, kaza sırasında aracın hızının da normal sınırlar içerisinde olup aksi yöndeki iddianın gerçeği yansıtmadığını, olayın meydana gelmesinde kendisinin herhangi bir kusuru olmadığı gibi, meydana gelmesini önlemek için alabileceği bir tedbir de bulunmadığını, işleteni olmadığı sadece sürücüsü olduğu aracın teknik arıza ve bakımlanndan sorumlu tutulmasının da mümkün olmadığından davanın kendisi yönünden reddinin gerektiğini, beyan ederek haksız fiile konu trafik kazasının asli kusurlu tarafı olan davacının hukuki dayanaktan yoksun, haksız ve kötıi niyetli olarak fahiş miktarda İstediği manevi tazminat talebinin reddini savunmuştur.
Davalı ….. San. ve Tic. Ltd. Şti. vekili 09/09/2013 havale tarihli cevap d|ekçesinde; meydana gelen trafik kazasında davalı müvekkili şirketin herhangi bir kusuru ve sorumluluğu bulunmadığından davalı müvekkili şirket yönünden davanın reddinin gerektiğini, davacının dava dilekçesinde, davla konusu kazanın, ….. plakalı otobüsün sol dış bölgesinde bulunan kapağın yerinden fırlaması sonucu meydana geldiğini iddia ettiğini, , otobüste bulunanve kazaya sebebiyet verdiği iddia olunan kapağın, otobüsün sol yanında bulunmakta olup kilitli bulunduğunu, aracın tüm elektronik donanımın burada bulunması nedeniyle güvenlik açısından kilitli olduğunu, bu nedenle davacının iddia ettiği gibi aracın hızlı gitmesi vs. nedenlerle kapağın yerinden çıkmasının mümkün bulunmadığını, kazaya sebebiyet veren müvekkili şirkete ait aracın … model ….. Markalı otobüs … Otomotiv San. ve Tic. Ltd. $ti, ‘den satın alınmış olup yine aracın periyodik bakımları yetkili servise zamanında ve tam olarak yaptırıldığını, davanın …. Otomotiv San. ve Tlc. Ltd. Şti. ve ….. Servis Oto. Tur. San. Tlc. Ltd. Şti.’ne ihbarını talep ettiklerini, günümüz ekonomik koşulları ve piyasa şartları göz önüne alındığında montaj eleneni olduğu belirtilen davacının iddia ettiği ücretin fahiş bulunduğunu, davacının kazadan önce aylık 1.650-TL ücret ile çalıştığının kabulünün mümkün olmadığını, davacının aldığı ücretin yazılı delil ile ispatlanmasının gerektiğini, günümüz piyasasında montaj elemanlarının asgari ücret düzeyinde ücretle çalışmakta olduğunu, yargılama aşamasında davacıya ait sigorta kayıtları celp edildiğinde davacının aldığı ücretin ortaya çıkacağını, yine yargılama aşamasında yapılacak emsal ücret araştırması sonucu da davacının alabileceği ücretin ortaya çıkacağını, davacının talepve iddialarını kabul anlamına gelmemek üzere, davacıların talep et miş oldukları manevi tazminat miktarının da fahiş bulunduğunu, talep edilen manevi tazminat davacıların zenginleşmesine rteden olacak nitelikte olup kabulünün mümkün olmadığını beyanla davanın reddini istemiştir.
Davalı … SİGORTA A,Ş. vekili 16/09/2013 havale tarihli cevap dilekçesinde; kazaya karışan ….. plaka sayılı aracın müvekkili şirket nezdinde 27/10/2012 – 27/l0/20l3 başlangıç ve bitiş tarihli …. nolu Zorunlu Mail Mesuliyet Sigortası ile sigortalı bulunduğunu, müvekkili sigorta şirketin sorumluluğunun sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında poliçe limiti ile sınırlı bulunduğunu, poliçe teminat limitinin, azami teminat miktarı olup her halükarda ödenecek blrimeblağ olmadığını, dava öncesinde davacının müvekkili şirkete başvurusunun bulunmadığını, bu nedence müvekkili şirketin temerrüde düşmediği gibi dava açılmasına sebebiyet de vermediğini, zarar hesabı için seçilecek bilirkişinin aktüerler siciline kayıtlı kişilerden olmasının gerektiğini, davayı kabul anlamına gelmemek üzere yaptınlacak olan zarar hesabında asgari ücretin esas alınması gerektiğini, müvekkili şirkete ait ….. plakalı özel halk otobüsünün hızlı bir şekilde duracağı yere yaklaşırken otobüs üzerinde bulunan metal kapağın yerinden fırlayarak davacı …..’ya çarptığını ve davacının yaralanmasına sebebiyet verdiğini belirterek tazminat talebinde bulunduğunu, meydana gelen trafik kazasında davalı müvekkil şirketin herhangi bir kusuru ve sorumluluğu bulunmadığından davalı müvekkili şirket yönünden davanın reddinin gerektiğini davacının kazadan önce aylık 1.650,00-TL ücret ile çalıştığının kabulünün mümkün olmadığını, davacının aldığı ücretin yazılı delil ile ispatlanmasının gerektiğini, günümüz piyasasında montaj elemanlarının asgari ücret düzeyinde ücretle çalışmakta olduğunu, yargılama aşamasında davacıya ait sigorta kayıtları celp edildiğinde davacının aldığı ücretin ortaya çıkacağını, yine yargılama aşamasında yapılacak emsal ücret araştırması sonucu da davacının alabileceği ücretin ortaya çıkacağını, davacının talepve iddialarını kabul anlamına gelmemek üzere, davacıların talep et miş oldukları manevi tazminat miktarının da fahiş bulunduğunu, talep edilen manevi tazminat davacıların zenginleşmesine rteden olacak nitelikte olup kabulünün mümkün olmadığını beyanla davanın reddini talep etmektedir.
Davalı …. Sigorta A.Ş. vekilince 12/09/2013 havale tarihli cevap dilekçesinde; davanın konusunun, davacının yaralanma sonucu uğradığı maddi geçici-sürekli işgörmezlik tazminatı ile manevi tazminat taleplerine ilişkin olduğunu, davacılar vekilinin, maddi tazminat talebini aracın trafik zorunlu sorumluluk sigortacısı … Sigorta A.Ş.ne. manevi tazminat talebini müvekkil … Sigorta A.Ş.ne hasretmiş bulunduğunu, davaya konu …. plakalı aracın, müvekkili …. Sigorta A.Ş. nezdinde 14.11.2013 -14.11.2013 vadeli, …. sayılı Genişletilmiş Ticari Kasko Poliçesi kapsamında ihtiyari mali soıjumluluk sigortası ile sigortalı bulunduğunu, müvekkil sigorta kuruluşunun ihtiyari mali sorumluluk sigorta poliçesinde kişi başına mİaddi ve manevi tüm tazminat talepleri yönünden azami sorumluluğunun 100.000.00 TL ile sınırlı olduğunu, davacının talep ettiği manevi tazminat tutarının 150.000,00 TL olduğunu, müvekkil sigortacının azami sorumluluğu poliçe limiti ile sınırlı olduğundan, davayı kabul anlamına gelmemek kaydıyla; fazlaya ilişkin taleplerin reddine karar verilmesini, sorumluluğu ve davayı kabul anlamına gelmemek kaydıyla davaya konu 20.12.2012 kazanın tarih itibariyle poliçe vadesi kapsamında bulunduğunu, manevi tazminat talebinin, uğranılan zarar ile uygun olması ve ancak, maddi tazminat ile tazmin edilemeyen zarar tutarı için söz konusu edilmesinin gerektiğini, manevi tazminat talebi bakımından, benzer olaylarda uygulanan tazminat tutarları emsal alındığında, davacı tarafın talebinin yüksek bulunduğunu, müvekkili sigorta kuruluşunun ihtiyari mali sorumluluk sigortası poliçe azami limiti 100.000,00 TL ile sınırlı bulunduğunu, bu bakımdan fazlaya ilişkin taleplerin reddinin gerektiği gibi müvekkil şirketin doğrudan doğruya azami poliçe limiti ile de sorumlu tutulmaması gerektiğini, olay tarihinden faiz talep edilemeyeceğini, müvekkili şirketin sorumluluğunun Yargıtay’ın yerleşik içtihatlarında da yer aldığı üzere ancak, sigortacının tazminat yükümlülüğünü yerine getirebilmesi, talep konusu ile ilgili gerekli tüm belgelerin sigortacıya ibraz edilmiş olmasına bağlı bulunduğunu, davaya konu olayda bu gerekliliğin yerine getirilmediğini, 2/b maddesi uyarınca sigortacı, yaralanan kimselerin yardım, muayene ve kontrol veya bu yaralanmadan ötürü ayakta hastane, klinik ve diğer yerlerdeki tedavi giderleri ile tedavinin gerektirdiği diğer giderlere ilişkin belgeler birlikte kendisine başvurulması gerektiğinden, gerekil şartların yerine getirilmemesi ve başvuru yapılmaması durumunda, sigortacının temerrüdünden söz edilemeyeceğinden poliçe genel şartları ve Yargıtay’ın yerleşik içtihatları uyarınca, sigortacının sorumluluğunun dava tarihinden itibaren başlatılması gerektiğini beyanla davanın reddini istemiştir.
Davalı ….. İşletmeleri Genel Müdürlüğü vekilince 02/09/2013 havale tarihli cevap dilekçesinde; müvekkili İdarenin Özel halk otobüslerinin işleteni olmayıp gerek 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu uyarınca gerek Özel halk otobüslerine ilişkin kurum içi mevzuat uyarınca müvekkil idarenin, özel halk otobüslerinin kendi eylemleri sonucu neden oldukları zararlardan dolayı sorumluluğunun söz konusu olmadığından, davanın müvekkil idare açısından husumet yokluğundan reddini talep etttiğini, davayı husumet yönünden kabul etmemekle beraber mahkemenin bu hususta aksi kanaatte olma ihtimaline binaen davanın esasına ilişkin itirazlarında; dava dilekçesinde …..’nun kusursuz diğer davalı şoförün ise tam kusurlu olduğu iddia edilmekle birlikte olayın oluş şeklinin davalı şoförün kusurlu olduğuna dair bir emare barındırmadığını, bu hususun diğer davalı şoför hakkında Bakırköy…. Sulh Ceza Mahkemesinin … Esas sayılı kovuşturması kapsamında netlik kazanacağını, davalar arasında bağlantı olması hasebiyle işbu ceza davasının bekletici mesele yapılmasının gerekli olduğunu, dava dilekçesinde davacrnm sol kolunu hissetmekte ve kullanmakta sorun yaşadığı belirtilmekle birlikte zaman içinde iyileşme ihtimalinin olması da gerek davacının zararını gerekse işbu zarara bağlı tazminat taleplerini fahiş kılacağını, yargılama aşamasında da ortaya çıkacağı üzere davacının tazminat talebinin bu hail ile bile fahiş olduğunu, gerek hukuki düzenlemeler gerekse yerleşik içtihatlar uyarınca olayın oluş şekli, kazanın meydana gelmesinde zarar görenin / müteveffanın kusuru ile zararın meydana gelmesine ne oranda sebebiyet verdiğimi, maddi ve manevi tazminatın doğması için şartların oluşup oluşmamış olması ile manevi tazminatın taşıması gereken nitelikler gözetildiğinde manevi tazminat taleplerinin fahiş olduğunun açık bulunduğunu, manevi tazminatın davacı yan açısından zenginleşme unsuru olmaması gerektiğini, bu sebeplerle davacılar için talep ve dava edilen toplam 160.000,00-TL manevi tazminat tutarının fahiş olduğunu belirterek, davanın reddini istemiştir.
İhbar Olunan (dahili) davalı … A.Ş. vekili dilekçesinde; müvekkili şirketin İBB Meclisi Kararlan gereğince Büyükşehir sınırları içerisinde toplu taşıma yapılacak hatların 3.şahıslara kiralanmasıyla yetkilendirilmiş bir İBB iştiraki olduğunu, müvekkilinin işleten, araç maliki ya da aracı kullanan kişi olarak nitelendirilemeyeceğini beyan etmiştir.
İhbar Olunan (Dahili) Davalı …. San. Tic. Ltd. Şti.vekili tarafından verilen 17/11/2017 havale tarihli dilekçede; müvekkili şirkete ihbar edilen davada zarfın içerisinden sadece Adli Tıp Kurumu raporu çıktığını, dava konusu olay ve uyuşmazlıkla ilgili müvekkilinin 3. kişi konumunda olduğu ve davanın kendisine ihbarını haklı kılacak herhangi bir haklı, hukuki ve maddi bir sebep bulunmadığını beyanla ihbar talebinin reddini talep etmektedir.
DELİLLER ve YARGILAMANIN ÖZETİ;
Dosyaya delil olarak;
Taraflara ait Sosyal ekonomik durum ,araç tescil bilgileri ,nüfus kaydı ,Tedavi görülen hastane kayıtları, kaza tespit tutanağı,SGK kayıtları, Bakırköy … Asliye Ceza dosyası … davalı Sigortaca yapılmış Zorunlu trafik poliçesi, Adli Tıp kurumu raporu, dosya arasına alınmştır.
Bakırköy … Asliye Hukuk Mahkemesinin ….. Esas sayılı 26/12/2013 tarihli (2) nolu ara kararı ile davacı tarafın adli müzaharet talebinin kısmen kabulü ile HMK’nun 335/1-a maddesi gereğince yargı harçları yönünden dava sonuna kadar muaf tutulmasına, gider avansı yönünden ise verilecek ara kararlardan sonra davacı tarafca ikmal edilmesine, önceden gider avansı depo edilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Davacılar vekili 18/10/2018 havale tarihli dilekçesiyle dava değerini artırma talebini içerir ıslah dilekçesini sunmuş, adli yardım talebinin kısmen kabulüne karar verildiğinden harçtan muaf tutularak ıslah harcını yatırmamıştır.
16/03/2015 tarihli raporda özetle; davalı …. Sigorta A.Ş.’ne zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesi ile sigortalı ,davalı …. Sigorta A.Ş.’ne genişletilmiş ticari kasko poliçesi kapsamında ihtiyari mali sorumluluk sigortası ile sigortalı, ….. plakalı aracın davalı maliki ….. Sanayi ve Ticaret A.Ş.nin %75 oranında, aracın diğer davalı sürücüsü …..’ın %25 oranında kusurlu olduğu, davacı yaya …. ‘nun meydana gelen yaralanmalı trafik kazasında kusurunun bulunmadığı kanaati bildirilmiştir.
03/09/2015 tarihli raporda özetle; aracın işletmeye uygunluğunu kontrol eden ve denetleyen kurum ile bakım ve onarımından sorumlu olan kişi veya kurumlarda Asli ve %75 (yüzde yetmişbeş) oranında kusurlu oldukları, sürücü …..’ın tali ve %25 (yüzde yirmibeş) oranında kusurlu bulunduğu kanaati bildirilmiş, 25/04/2016 tarihli ek raporda da kök raporda belirtilen görüşü değiştirecek bir durum olmadığı mütalaa olunmuştur.
24/09/2018 tarihli raporda özetle; davacının nihai ve gerçek malüliyet maddi zararının 461.720,86-TL olduğu, davacının nihai ve gerçek tedavi gideri maddi zararının 16.101,00-TL olduğu, temerrüt başlangıcının davalı sigorta şirketleri yönünden 06/08/2013 dava tarihi, diğer davalılar yönünden ise haksız fiilin başlangıcı olan 20/12/2012 kaza tarihi olduğu, davalı sigorta şirketi ve işleten yönünden işleyecek faizin avans faizi, davalı sürücü yönünden ise yasal faiz olduğu, malüliyet maddi zararı yönünden davalı …. Sigorta A.Ş.’nin sorumluluğu kalmamakla birlikte tedavi giderleri maddi zararı yönünden davalı … Sigorta A.Ş.’nin sorumluluğunun devam ettiği, davalı ….. Sigorta A.Ş.’den maddi tazminat talep edilmeyip, sadece manevi tazminat talep edildiği, mahkemece manevi tazminat yönünden hüküm kurulması halinde davalı … Sigorta A.Ş.’nin manevi tazminat yönünden sorumluluğunun 100.000,00-TL teminat limitiyle sınırlı olacağı kanati bildirilmiştir.
Adli Tıp Kurumu … İhtisas Kurulu 05/07/2017 tarihli raporunda; … oğlu …. doğumlu …..’nun 27/12/2012 tarihinde geçirmiş olduğu trafik kazasına bağlı arızası nedeni ile, 11.10.2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerinden yararlanılarak ve meslek grup numarası bildirilmemekle Grup1 kabul olunarak:
Gr1 I (16Aa………..45)A %49×1/4=%12.25
Gr1 VII (19A……….57)A %65
Gr1 X (1Ab…………22)A %26
Balthazard formülüne göre %77.27
E cetveline göre %78.0 (yüzdeyetmişsekiznoktasıfır) oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı, iyileşme (iş göremezlik) süresinin kaza tarihinden itibaren 12 (oniki) aya kadar uzayabileceği mütalaa olunmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ SONUÇ
Dava; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 49, 54, 56) maddeleri, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 85 maddelerinden ve Zorunlu Mali Mesuliyet Sigorta Genel Şartları hükümlerinden kaynaklanan trafik kazası şeklinde gerçekleşen haksız eylem nedeni ile geçici ve sürekli işgöremezlik (maluliyet) gelir kaybına bağlı olarak oluşan maddi zararın giderimi ve manevi tazminat isteminden ibarettir.
Mahkememizden verilen 20/12/2018 tarih ve … Esas … sayılı kararı İstanbul BAM … Hukuk Dairesi’nin 07/05/2021 tarihli …. Esas, … Karar sayılı ilamıyla kaldırılarak mahkememizin … Esasını almıştır.
İSTİNAF İLAMI KAPSAMINDA TÜM DOSYA MUHTEVİYATI DEĞERLENDİRİLEREK; 2918 sayılı Kanunun madde 98 kapsamında kalan tedavi gideri olup olmadığı, iş gücü kaybı ve gelir kaybı olup olmadığı hususlarının DAVACININ (kaza tarihinde çalıştığı iş yerinden aldığı ücretler) NET GELİRİNE GÖRE HESAPLANARAK tespiti açısından bilirkişi kurulundan ayrıntılı, gerekçeli, hükme ve denetime elverişli ek rapor alınmasına karar verilmiş olmakla bilirkişi …. mahkememize sunmuş olduğu 08/09/2021 tarihli raporunda özetle;
“03.09.2015 tarihli bilirkişi heyeti raporunda olayın meydana gelmesinde, aracın işletmeye uygunluğunu kontrol eden ve denetleyen kurum ile bakım ve onarımından
sorumlu kişi veya kurumların %75 oranında kusurlu olduğu, sürücü …..’ ın %25 oranında kusurlu olduğu belirtilmektedir.09.10.2020 tarihli Resmi Gazetede yayınlanan Anayasa Mahkemesinin E. 2019/40, K. 2020/40,
T. 05.03.2020 sayılı kararı ile 26.04.2016 tarihli 6704 sayılı kanunun 3. Maddesi ve 2918 sayılı
KTK’ nun 90. Maddesinin 1. Cümlesinde yer alan “ ve bu kanun çerçevesinde hazırlanan Genel
Şartlarda…..” ibaresinin Anayasaya aykırı olduğundan bahisle iptal edilmiştir.
Yukarıda anılan Anayasa Mahkemesinin iptal kararı ile Yargıtay …. Hukuk Dairesinin
14.01.2021 T. … E. … K. sayılı kararı dikkate alınarak; davacının muhtemel
bakiye ömrü TRH-2010 yaşam tablosu ile belirlenecek; ancak; davacının maddi zararı %10
artış ve %10 ıskontolu progressive rant yöntemine göre hesaplanacaktır. …. doğumlu olan davacı ….. 20.12.2012 kaza tarihi itibariyle (41) yıl (8) ay (10)
günlük olup, (42) yaşında kabul edilerek, TRH-2010 Erkek yaşama tablosuna göre muhtemel bakiye
ömrü (33) yıl ve muhtemelen (75) yaşına kadar yaşayacaktır. Yargıtay’ın bu konudaki yerleşmiş içtihatlarına ve uygulamalara göre, kadın-erkek ayırımı
yapılmaksızın kural olarak aktif çalışma yaşı sonu (60) olarak kabul edilmektedir. Bu itibarla,
davacının kaza tarihi itibariyle (42) yaşından itibaren, (60) yaşına kadar zarar gördüğü bakiye aktif
devresi (18) yıldır. Davacının (60-75) yaşları arası zarar gördüğü emeklilik ve pasif devresi (15)
yıldır. Yargıtay 4., 9., 10., 11., 17. Hukuk Dairelerinin bu konudaki yerleşmiş İçtihatlarında belirtildiği
üzere maddi tazminatlar, kazalı davacının gerek kaza tarihindeki gerekse kaza tarihinden itibaren
günümüze ve bilinen dönem sonuna kadar gerçekleşen her türlü ücret artışları ve emsal ücretlere göre
hesaplanması gerekmektedir. Dava dilekçesinde davacının montaj elemanı olarak çalıştığı ve kazadan önce 1.650,00 TL ücret
aldığı beyan edilmiştir.
BAM kaldırma kararı öncesinde Sayın Mahkemece emsal ücret araştırması cihetine gidilmiş ve sayın
mahkemenin müzekkeresine … İş Sendikasınca verilen 28.03.2014 tarihli cevapta davacı
emsallerinin 2013 yılı itibarı ile aylık net ücretinin 3.681,00 TL olduğu bildirilmiştir. Ancak, dava
dilekçesinde davacının kazadan önce aylık net ücretinin 1.650,00 TL olduğu beyan edildiğinden talep
ile bağlı kalınarak davacının kaza tarihi itibarı ile aylık net ücreti 1.650,00 TL kabul edilerek kök
raporda hesaplama yapılmıştır. BAM’ nin kaldırma kararında; “….davacının kaza tarihinde çalıştığı iş
yerinden aldığı ücretlerin gelir olarak kabul edilmesi gerektiğinden araştırılarak sonuca göre karar
verilmesi gereklidir.…” denilerek davacının kök raporda hesaba esas alınan ücreti kaldırma kararı
gerekçesi olarak belirtilmiştir.
…. Hukuk Dairesi 15/11/2018 T. , … E. , …. K. sayılı kararında özetle;
“…..Bozma ilamı doğrultusunda mahkemece alınan raporda tüm davacıların ve desteğin bakiye ömrünün tespitinde PMF-1931 tablosunun kullanılması doğru ise de hesaplamaya esas alınan asgari ücretin
miktarında hataya düşülmüştür. Mahkemece verilen ilk hükmü davacıların temyiz etmediği
gözetildiğinde davacı tarafça temyiz edilmeyen hükümde esas alınan 04.02.2012 tarihli aktüerya
raporundaki veriler (2012 yılı asgari ücretleri) esas alınarak hesaplama yapılması ve sonucuna göre
karar verilmesi gerekirken bozma tarihinden sonraki 2016 yılı asgari ücretlerinin hesaplamada esas
alınması doğru görülmemiş, bilirkişiden bozmadan önce davacı tarafça itiraz edilmeyen bilirkişi
raporundaki asgari ücretlerin esas alındığı, tüm davacılar ve desteğin bakiye ömrü yönünden PMF-1931
tablosunun ve %10 artış, %10 iskonto usulünün uygulandığı ek rapor alınarak sonucuna göre karar
vermek üzere hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir…..” denilerek hüküm kurulmuştur. Davacının 2013, 2014, 2015, 2016, 2017 ve 2018 yıllarındaki elde edebileceği net ücretler
bilinmediğinden bizzarur anılan yıllardaki aylık net ücretleri, 2012/Aralık daki 687,26 TL AGİsiz net
ücretinin aynı dönemdeki AGİsiz net asgari ücret olan 673,30 TL tutarındaki asgari ücretle
kıyaslanmasıyla elde edilecek olan kıyaslama oranı kullanılmak suretiyle türetilecektir.
Davacının ilk (6) Yıllık Maddi zararı 20.12.2012–20.12.2018 tarihleri arası geçmiş yılları
kapsamakta olup, Yüksek Yargıtayın bu konudaki yerleşmiş içtihatlarına göre geçmiş (6) yıllık işlemiş
aktif devredeki maddi zararlar herhangi bir ıskontoya tabi tutulmayacaktır. Olayın meydana gelmesinde davacı kusursuz olduğundan kusur tenziline yer bulunmamaktadır. SGK Esenyurt Sosyal Güvenlik Merkezinin Sayın Mahkemenin müzekkeresine verdiği 10.01.2018
tarihli cevapta, davacıya peşin sermaye değerli gelir bağlanmadığı, 25.01.2018 tarihli cevapta ise
davacıya 1.546,67 TL geçici iş göremezlik ödemesi yapıldığı belirtilmektedir.
Hukuki durumun ve delillerin takdiri Sayın Mahkemeye ait olmak üzere taraflar arasındaki
uyuşmazlık noktaları yönünden;
Davacının nihai ve gerçek malûliyet maddi zararının 244.566,42 TL olduğu, Temerrüt başlangıcının davalı ….. Sigorta A.Ş yönünden 06.08.2013 tarihi, diğer davalılar
yönünden ise 20.12.2012 tarihi ve faiz nev’inin yasal faiz olduğu,
Davalı ….. Sigorta A.Ş’ den maddi tazminat talep edilmeyip, sadece manevi tazminat talep edildiği,
Sayın Mahkemece manevi tazminat yönünden hüküm kurulması halinde davalı ….. Sigorta A.Ş’ nin
manevi tazminat yönünden sorumluluğunun 100.000,00 TL teminat limitiyle sınırlı olacağı
” görüş ve kanaatinde olduklarını bildirmiştir.
Mahkememizce 04/11/2021 tarihli celse ara kararı uyarınca; İstinaf kararı uyarınca kaza tarihi itibari ile gelirin tespiti bakımından dava dışı … Makina Ltd.Şti’ne müzekkere yazılarak; kaza tarihi itibari ile …..’nun aylık gelirinin sorulmasına ve bankadan yapılan ödemelere dair tüm kayıtların mahkememize gönderilmesi ve -SGK’.ya müzekkere yazılarak; davacının kaza tarihi itibari ile maaş bordrolarının gönderilmesi istenilmiş olup, müzekkere cevapları geldikten sonra gün beklenmeksizin dosyanın aktüer bilirkişiye yeniden tevdi edilerek tarafların itirazları da değerlendirilerek gelen müzekkere cevaplarına göre ve İstinaf kararı öncesinde olduğu gibi iki ihtimalli şekilde emsal ücret ve bildirilen gelire göre ayrı ayrı hesaplama ve mahkememiz ilk karar tarihinden sonra asgari ücretlerdeki değişim de dikkate alınarak bunların da gözönünde bulundurularak tazminat hesabının AYM iptal kararı da dikkate alınarak yapılması hususunda ek rapor alınmasına karar verilmiş olup, bilirkişi mahkememize sunmuş olduğu 22/02/2022 tarihli raporunda özetle; ” Sayın mahkemenin ara kararı uyarınca hazırlanan 19.03.2015 işlem tarihli bilirkişi raporunda aracın davalı maliki ….. Sanayi ve Tic. A.Ş.’nin 675 oranında, davalı sürücü …..”’ın 9025 oranında kusurlu, davacı yaya …..’nun kusursuz olduğu kanaati belirtilmiştir.Sayın mahkemenin ara kararı uyarınca hazırlanan 03.09.2015 tarihli bilirkişi heyet raporunda aracın işletmeye uygunluğunu kontrol eden ve denetleyen kurum ile bakım ve onarımından sorumlu kişi veya kurumların asli ve %75 oranında, sürücü …..”ın tali ve %25 oranında kusurlu olduğu kanaati belirtilmiştir. Sayın Mahkemenin ara kararı uyarınca verilen 05.07.2017 tarih ve 4467 sayılı ATK …. İhtisas Kurulu raporunda davacının 20.12.2012 tarihinde geçirdiği trafik kazasına bağlı 11.10.2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliğinden yararlanılmak suretiyle %78 (Yüzdeyetmişsekiz) oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı, iyileşme (işgöremezlik) süresinin 20.12.2012 tarihinden itibaren 12 (oniki) aya kadar uzayabileceği kanaati belirtilmiştir. Karayolları Trafik Kanunu md 90”’da (Değişik:14/4/2016-6704/3 md.) yapılan değişiklik Anayasa Mahkemesi’nin 09.10.2020 tarih ve 31269 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 17.07.2020 tarih ve 2019/40 E., 2020/40 K. sayılı kararı ile iptal edilmiştir. Sayın mahkemenin 01.04.2021 tarihli ara kararında “Teknik faiz indirimi yapılmaksızın TRH 2010 hesap tablosuna göre” rapor hazırlanmasına karar verildiğinden iş bu raporda TRH-2010 yaşam tablosuna göre davacın bakiye ömrü hesaplamada esas alınacaktır. Teknik faiz 0 olarak kabul edilerek, %10 arttırma ve %10 iskonto progressif rant yöntemine göre hesaplama yapılacaktır. 10.04.1971 doğumlu ….., 20.12.2012 olay tarihinde 41 (yıl) 8 (ay) 10 (gün)lük yani 42 yaşındadır ve TRH-2010 tablosuna göre kalan yaşam süresi 33 yıldır ve 75 yaşına kadar yaşama olasılığı bulunmaktadır. Buna göre 42-60 yaş arası (18 yıl) aktif dönem, 60-75 yaş arası (15 yıl) pasif dönem olmak üzere zarar süresi 33 yıldır. Davacı vekili davacının aylık ücretinin net 1.650,00 TL olduğunu beyan etmiştir. …. İş Sendikası’nın 28.03.2014 tarihli emsal ücret cevabi yazısında emsal işçinin 2013 yılı itibariyle aylık ücretinin net 3.681,00 TL olduğu bildirilmiştir. TÜİK kazanç sorgulama ekranında PVC doğrama imalat ve montaj teknisyeni 2014 yılı aylık brüt ücretinin 1.588,00 TL (dönem asgari ücretinin 1.588/1.071—1,4827 katı) olduğu bilgisi yer almaktadır. Davacının dava dışı işyeri … Makine San. ve Tic. Ltd. Şti.’nin 31.12.2021 tarihli yazısı ile gönderilen tahakkuk listelerinde davacının 2012/10 ve 11 döneminde AGİ hariç net 687,26 TL, 2012/12 döneminde 18 günlük AGİ hariç net 412,36 TL, 2014/4 döneminde 2 günlük AGİ hariç net 52,42 TL olduğu bildirilmiştir. Esenyurt SGM tarafından gönderilen SGK hizmet döküm belgesinde yer alan brüt ücretlerin dava dışı işyeri tarafından gönderilen bordro tablosundaki brüt ücretlerle uyumlu olduğu görülmüştür. İş bu raporda davacının kazancı ihtimalli olarak hesaplanacak olup 1. İhtimalde SGK’ya bildirilen ve bordrolara göre (2012 dönemindeki asgari ücrete oranlanması ile 687,26/673,30—1,0207, 2014 döneminde dönem asgari ücrete oranlanması ile 52,42/2*30/765,67—1,0269 katı), 2. İhtimalde aylık ücretinin net 1.650,00 TL olduğunun kabulüne göre (dönem asgari ücretinin 1.650,00-166,38 AGİZ1.543,62/673,30-2,2926 katı) hesaplama yapılacaktır. Davacının 12 aylık geçici iş göremezlik süresinin sona erdiği 20.12.2013 tarihinden rapor tarihine kadar 20.12.2013-20.02.2022 (hesap kolaylığı açısından 20.02.2022 olarak esas alınacaktır) tarihleri arası 8 vıl 2 avlık assari ücretler toplamı 180.782,31 TL olduğu, Kaza tarihinden 18 yıl sonraki ve en son 01.01.2022 tarihinde yürürlüğe giren 5.004,00 TL brüt asgari ücretin net 4.253,40 TL/’nin 9 yıl sonraki ulaşım değeri üzerinden 15 yıllık pasif dönem hesabına esas kazançlar, 324.694,23 TL olduğu, müteselsil sorumluluk yönünden: 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu “Müteselsil sorumluluk- a. Dış ilişkide” başlıklı 61’inci maddede “Birden çok kişi birlikte bir zarara sebebiyet verdikleri veya aynı zarardan çeşitli sebeplerden dolayı sorumlu oldukları takdirde, haklarında müteselsil sorumluluğa ilişkin hükümler uygulanır” hükmü gereğince zararın oluşmasına sebebiyet veren birden fazla kişinin kusur durumu kendi aralarında rücu davasında değerlendirilir. I. Dış ilişki a. Borçluların sorumluluğu md 163’de “Alacaklı, borcun tamamının veya bir kısmının ifasını, dilerse borçluların hepsinden, dilerse yalnız birinden isteyebilir. Borçluların sorumluluğu, borcun tamamı ödeninceye kadar devam eder.” hükmü yer almaktadır.Karayolları Trafik Kanunu’nun Zarar verenlerin birden fazla olması başlıklı 88’inci maddesinde “Bir motorlu aracın katıldığı bir kazada, bir üçüncü kişinin uğradığı zarardan dolayı, birden fazla kişi tazminatla yükümlü bulunuyorsa, bunlar müteselsil olarak sorumlu tutulur.” hükmü yer almaktadır.1. İhtimal SGK”’ya bildirilen ve bordrolara göre, Geçici ve sürekli iş göremezlik olarak toplam tazminat miktarının 765.572,24 TL, davalı … Sigorta A.Ş. tarafından yapılan ödemenin (225.000,00 TL) düşürülmesi ile bakiye tazminatın 540.572,24 TL, SGK tarafından yapılan 1.546,67 TL ödemenin rücua tabi olduğunun kabulü halinde, bakiye tazminatın 539.025,57 TL, 2. İhtimal aylık net ücretin 1.650,00 TL olduğunun kabulüne göre, Geçici ve sürekli iş göremezlik olarak toplam tazminat miktarının 1.367.370,77 TL, davalı …. Sigorta A.Ş. tarafından yapılan ödemenin (225.000,00 TL) düşürülmesi ile bakiye tazminatın1.142.370,77 TL, SGK tarafından yapılan 1.546,67 TL ödemenin rücua tabi olduğunun kabulü halinde, bakiye tazminatın 1.140.824,10 TL olarak hesaplandığı” yönünde görüş ve kanaatinde olduğunu bildirmiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama ve toplanan delillere göre,

Türk Borçlar Kanunu’nun 74. maddesi ve yerleşik Yargıtay uygulaması uyarınca, hukuk hâkimi, ceza hâkiminin belirlediği kusur oranı ve beraat kararı ile bağlı değil ise de, maddi olgulara ilişkin kararlarıyla bağlıdır. Bu açıdan hukuk hakimi sanığın isnat edilen eylemi işlemediğinin kesin olarak tespiti olgusuna dayalı beraat kararı veya eylemin hukuka aykırılığını ve fâilini belirleyen mahkumiyet kararı ile bağlıdır. Ancak kusur tespitiyle bağlı olmadığından mahkemelerde kusur tespiti yaptırılmış buna göre sürücü davalının meydana gelen kazadan dolayı asli ve tam kusurlu olduğu tespiti hususu mahkememizce kabul görmüştür.
Mahkememizce Bakırköy .. Sulh Ceza Mah. … esas (Ceza Dava Dosyası) E. sayılı dosyası esas sayılı dosyasının celp olunduğu, dosyanın tetkikinde;
Alınan Ceza dosyasında kusur raporunda;Sanık sürücünün sigorta kapağını sefere başlamadan önce kontrol etmediğinden dikkat ve özen yükümlülüğünü yerine getirmediğinden bahisle kusurlu olduğu yönünde rapor düzenlenmiştir. Davalı hakkında taksirle yaralama suçu nedeniyle verilen mahkumiyet kararı kesinleşmiştir.

Kural olarak Ceza mahkemesinde, haksız eylemin öğelerinden eylem, nedensellik bağı ve hukuka aykırılık yönleri saptanmış ve bunlar kesinleşmişse, bu üç öğe bakımından ceza mahkemesinin mahkumiyet ya da beraat kararı hukuk hakimini bağlayacaktır.Hukuk hakimi, ceza hakimini mahkumiyet kararına götüren olaylarla bağlıdır. O halde hukuk hakimi, artık olayların başka şekilde gerçekleştiğini benimseyemez ve zararın var olmadığını kabul edemez. (4. HD. 5.10.1987, 4123-7124, YKD.1987/12-1770) T.B.K.’nun 53. maddesi uyarınca ceza mahkemesinin sabit saydığı olaylar üzerine verdiği ve kesinleşen mahkumiyet kararı hukuk hakimini bağlar. (4. HD.4.2.1992, 90/12957-92/959, YKD.1992/5-693)bu ilke ve kurallar dikkate alındığında davalı sürücünün davacıya karşı haksız fiili olduğu sabittir. Böylece olaydaki hukuka aykırı fiil uygun illiyet bağı ve kusur durumu tespit edilerek haksız fiilin davalı sürücü tarafından ceza ve hukuk mahkemesinde alınan raporlarla davalı sürücü tarafından asli kusurlu olarak meydana getirildiği tespit edilmiştir ve bu hususu sabit olmuştur. Bu sebeple Borçlar kanunu uyarınca davacının zararını tazminle araç sürücüsü ve işleten sorumludur. Söz konusu meydana gelen olayda kaza anında araç sürücüsü ve ruhsat sahibi işletenin haksız fiil ve yasa uyarınca meydana gelen zarardan sorumlu oldukları kanaat ve inancı mahkememizde oluştuğundan ruhsat sahibi şirketin sorumluluğu 2918 sayılı Karayolları Trafik kanunun 85.maddesine göre “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa,… motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar” hükmünü içermektedir. Sonuç olarak davalıların kaza kapsamında meydana tedavi giderleri ve iş göremezlik tazminat alacağından sorumlu oldukları sabit olmuş olup Davalı ….. ise her ne kadar özel halk otobüsünün maliki olmasa da, özel halk otobüsleri …..’den aldıkları çalışma ruhsatı ile çalışmakta, bu otobüslerde Akbil kullanılabilmekte ya da …..’nin sorumluluğunda bilet kesilmektedir. Başka bir deyişle özel halk otobüsleri tamamen bağımsız değil, davalı …..’nin denetim ve kontrolündedir.Bu nedenlerle davalı ….., halk otobüsünün sürücüsünün kusurundan kendi kusuru gibi ve otobüsün maliki davalı ….. ile birlikte işleten sıfatı ile sorumlu olacağı gözetilerek (Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 18/11/2015 Tarih 2014/3127 E.2015/12334 K. Sayılı ilamı) tazminattan sorumlu tutulması gerekmiş olup , aleyhine açılan davanın husumet yokluğundan reddine karar yönündeki itirazı yerinde görülmemiştir. Dosya kapsmaında usul ve yasaya uygun alınan bilirkişi raporlarına göre iş göremezlik sebebiyle tespit edilen ve ödeme sonrası oluşan 461720,86 maluliyet sonucu ulaşan tazminadan davalı sürücünün kusuru oranında bütün davalıların söz konusu zarar olan davalı sigorta şirketi kazaya karışan aracın ZMMS poliçesi kapsamından TTK’nun 1483. Madde ve devamı hükümlerinde de belirtildiği üzere, sigorta şirketi poliçedeki limitle sınırlı olmak üzere sorumlu olduğu anlaşılmakla dava tarihi itibariyle davacının durakta beklerken davalıların sürücüsü ve işleteni oldukları otobüsün ön tarafındaki sigorta kapağının fırlaması soncu davacıya çarpması ile meydana gelen yaralamalı kazadan dolayı iş göremez duruma gelen davacı geçici iş göremezlik ve sürekli iş göremezlik maluliyet için süresine göre yapılan hesaplama ek raporla teknik kusur raporu ve davacının mobilya ustası olduğu husus sabit olduğundan hükme esas alınan aktüerya ek raporu usul ve yasaya uygun bulunmuş olup davalıların itirazları yerinde görülmemiştir.

Davacının ıslah dilekçesi ile talep etmiş olduğu 461.720,86- TL iş göremezlik tazminatının kaza tarihinden tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte, Sigorta Şirketleri yönünden poliçedeki limitle sınırlı olmak üzere Karayolları Trafik Kanunu’ nun 99. Maddesi ve yerleşmiş Yargıtay Kararları gereğince, gerekli belgelerin eklenmesi sureti ile şirkete müracaat tarihinden öncesinde şirketin temerrüdü söz konusu olmadığını, Sigortacı yönünden sigorta bedelini ödeme yükümlülüğü belgelerin ibrazından itibaren (8) iş günü içinde, böyle bir başvuru olmadığı takdirde dava tarihinde muaccel hale geldiğinden sigorta şirketi yönünden dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine şeklinde karar vermek gerekmiştir. Davacının avans faizi talebi ise davacının ve haksız fiil faili sürücünün de tacir olmadığı dikkate alındığında ,diğer davalılar tacir olsa da her iki taraf için de ticari iş sayılması gereken bir fiil olması yanında TTK’da ticari iş, ticari işletme esasına göre belirlendiğinden dolayısıyla söz konusu aracın haksız eyleminin de TTK’nın 3. maddesi uyarınca ticari iş niteliği taşımamasına, bu durumda davalılardan ancak yasal faiz istenebileceğine, bu davalının hukuki sorumluluğunu üzerine alan davalı sigorta şirketinden de ancak aynı oranda yasal faizi istenebileceğinden davacının avans faizi talebi yerinde görülmeyerek yasal faize hükmedilmiştir.
İstinaf kararına göre kaldırma sebepleri incelendiğinde kaldırma kararında davacının hesaplamaya esas alınan gelirinin iş yerinden getirtilecek bordrolara göre tespit edilmesi gerektiği belirtilmiştir. Ancak bu tespit yerinde görülme olanağı yoktur davacı kaza tarihinde PVC doğrama ve imalat teknisyeni olduğu sabit olup bu hususta emsal ücret araştırması ve ilgili meslek odalarına müzekkere yazılmış hatta gelen ücretin altında kalacak şekilde aylık gelir 1650 TL olarak kabul edilmiştir. Zira bilindiği gibi sosyal güvenlik kurumuna daha az prim ödemek amacıyla işverenler tarafından işçilerin ücreti gerçekte olduğundan daha düşük kuruma bildirilmekte ve kuruma bildirilmeyen kısım elden işçilere ödenmektedir. Bu durumda tanık beyanları ve emsal ücret araştırması ile gerçek maaş tutarı ispat edilebilmektedir. Yargıtay uygulaması da bu yöndedir. Bu durum, kuruma daha az prim ödemek maksadıyla gerçekleştiğinden işçilerin bu hususu yazılı belge ile ispat etme olanakları yoktur. Nitekim Yargıtay tarafından da bu doğrultuda uzun yılladır yerleşmiş içtihatlar verilmektedir……Yargıtay İş sözleşmesinde ücretin kararlaştırılmadığı veya çalışma yaşamında daha az vergi ya da sigorta pirimi ödenmesi amacıyla zaman zaman, iş sözleşmesi veya ücret bordrolarında gösterilen ücretlerin gerçeği yansıtmadığının anlaşıldığı hallerde ücretin miktarı, işçinin kişisel özellikleri, iş yerindeki ya da meslekteki kıdemi, meslek unvanı, yapılan işin niteliği, iş sözleşmesinin türü, iş yerinin özellikleri, emsal işçiler o iş yerinde ya da başka iş yerlerinde ödenen ücretler, örf ve adetler göz önünde tutularak belirlenir. ….denilerek hakkaniyet uyarınca gerçek ücretin, işçilik alacakları konulu davalarda tanık ve emsal ücret araştırması ile ispatlandığı kabul edilir iken bedensel bütünlüğün zarar gördüğü, aktüer hesaplama yapılan ve maddi gerçeğin tespitinin daha da önem arz ettiği huzurdaki uyuşmazlıkta ispatlanmış sayılmayacağının kabulü edilememesi hukuk güvenliğini zedeler. Davacının iş yerinden gerçekte aldığı ücretin/elde ettiği gelirin tespit edilmesi gerekir iken işverenin kötü uygulaması ve maaşı düşük göstermesi nedeniyle davacının söz konusu haktan mahrum bırakılması söz konusu olacağından tespit edildiği üzere davacının gerçek geliri kaza tarihinde aylık net 1.650,00 TL dir. İş bu davada davacı ile aynı işyerinde hali hazırda çalışan tanıklar dinlenmiş ve emsal ücret araştırması yapılmıştır. Bu hususlar gözetilerek, maddi tazminat hesaplamasının kaza tarihinde aylık net 1.650,00 TL olacak şekilde yapılması gerekmektedir.
Yargıtay 17.HD’nin 2016/18388 ,2019/8066 emsal içtihadında da belirtildiği gibi Dava, Borçlar Kanunu’nun 46. maddesi (6098 sayılı TBK md. 54) gereğince çalışma gücü kaybı nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir. Cismani zarar nedeniyle uğranılan mevcut ve gelecekteki zararın karşılığı olan tazminat miktarının tespit edilebilmesi için, öncelikle zarar görenin kazadan önce elde ettiği net gelirin doğru saptanması gerekmektedir. Davacı taraf dava dilekçesinde, davacının elektrikçi olarak çalıştığını iddia etmiş; bu hususu ispat için tanık ve emsal araştırması delillerine dayanmıştır. Mahkemenin maddi tazminat yönünden benimsediği 05.06.2015 tarihli hesap bilirkişisi raporunda; emsal gelir araştırması kapsamında alınan oda yazıları cevabı, davacı tanıklarının anlatımları ve davacı iddiası gereği ve vasıflı işçinin asgari ücretle çalışmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğu kabul edilerek asgari ücretin 2 katı üzerinden hesaplama yapılmıştır. Eksik inceleme ile karar verilemez.
Gerçek zararın belirlenmesi için, davacının kaza tarihindeki işinin ve gelir durumunun net ve ispata yarar somut delillerle ortaya konulması gerekmektedir. Mahkemece, öncelikle davacının kaza tarihindeki işi ve gelirine dair delillerinin ibrazının sağlanması, davacının kaza tarihinde ne iş yaptığı ve gelir durumu hakkında gerekirse kolluk marifetiyle araştırma yaptırılması, SGK kayıtlarının istenilerek var ise çalıştığı işyerinden ücret belgelerinin getirtilerek kaza tarihi itibarı ile yaptığı iş ve geliri belirlendikten sonra sonucuna göre hesaplama yapılması için dosyanın bilirkişiye tevdi edilerek ek rapor alınması ve ondan sonra varılacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir denmiştir. Davacının işinin niteliği gereği asgari ücretten fazla alacağı hususu artık ortada gerçek varken ihtimale göre ya da gerçeği yansıtmayan belgelere göre ücret belirlenmesi hakkaniyete aykırıdır bu sebeple mahkememizce son bilirkişi raporu hükme esas alınarak
2. İhtimal aylık net ücretin 1.650,00 TL olduğunun kabulüne göre, Geçici ve sürekli iş göremezlik olarak toplam tazminat miktarının 1.367.370,77 TL, davalı …. Sigorta A.Ş. Tarafından yapılan ödemenin (225.000,00 TL) düşürülmesi ile bakiye tazminatın 1.142.370,77 TL, SGK tarafından yapılan 1.546,67 TL ödemenin rücua tabi olduğunun kabulü halinde, bakiye tazminatın 1.140.824,10-TL olarak hesaplandığı görülmüş ancak istinaf süreci öncesinde davacı ıslah ettiğinden taleple bağlı kalınarak maddi tazminatın davacı bakımından 461.720,86-TL olarak hükmedilmesi zorunluluk arz etmiştir.
Davacılar için talep edilen Manevi tazminat yönünden ise olayın oluş şekli davalının kusuru meydana gelen yaralamanın ağır derecede kemik kırığı oluşturması maluliyet oranının yüksekliği dikkate alındığında kaza sebebiyle oluşan zarar sebebiyle davacı üzerinde olumsuz ağır olumsuz psikolojik etkilere ve elem üzüntü kedere neden olacağı açıktır manevi tazminatın amacı kişilerde bir nebze olsun elem ızdırabı gidermeye araç olduğu hususu dikkate alınarak hakkaniyet gereği davacıda zenginleşmeye neden olmayacak ayrıca davalıyı da böyle bir fiilden vazgeçirecek ve tekrarlamayacak şekilde manevi tazminat hükmedilmesi gerekir. Ancak hükmedilecek bu manevi tazminatın sembolik bir düzeyde kalmaması da dikkate alınarak davacının acı ve elemini bir nebze giderecek bu fiilin ağırlığı ve gerçekleşme şekli tarafların sosyal ve ekonomik durumları nazara alınarak TMK 4. Maddesi uyarınca davalının maddi durumu da dikkate yaralanan davacı yararına istinaf ilamı dikkate alınarak artırım yapılmış ve uygun manevi tazminat takdir edilmiştir. hüküm tarihinden sonra sigorta şirketi tarafından ( ….) ödenen bedelin infazda alınması gerektiğinden bu hususta ayırca hüküm kurulmamıştır.
Diğer davacılar önünde ise TBK’nın “manevi tazminat” başlıklı 56/2.maddesinde “Ağır bedensel zarar veya ölüm hâlinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir.” hükmü esas alınara davacı …..’nun kazada yaralanması nedeniyle Adli Tıp Kurumu tarafından düzenlenen rapora göre %78 oranında maluliyeti bulunduğu belirlenmiş, uzun süre tedavi görmüş ve operasyonlar geçirmiştir. Bu şekilde bir yaralanmaya maruz kalan ve tedavi gören davacının çocukları ve eşinin bu yaralanma nedeniyle büyük üzüntü çekmiş olduklarının mutlak olmasına ve davacının durumunun ruhsal bütünlüklerini etkilediğinin kabulü ile bu davacılara da yukarıda anılan ilkelere göre hak ve nasafet ilkeleri gözetilmek suretiyle uygun miktarda manevi tazminat taktir edilmesi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuş kısa karardaki ….ya verilmesi maddi hatadan kaynaklı ibare düzeltilerek davacılara verilmesi eklenmiştir.
Tüm bu nedenlerle; davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine, maddi tazminata ilişkin davanın ıslah edilmiş miktar üzerinden KABULÜ ile taleple bağlı kalınarak 461.720,86-TL maddi tazminatının davalı …. Gıda, ….. Genel Müdürlüğü’den olay tarihi olan 20/12/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile, davalı ….. yönünden 20/12/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı …..’ya verilmesine, 2-Davacının tedavi giderleri talebi yönünden yargılama sırasındaki ödeme nedeniyle konusuz kalan talep hakkında karar verilmesine yer olmadığına, manevi tazminata ilişkin davanın KISMEN KABULÜ ile … yönünden 60.000,00-TL ‘nin kaza tarihi olan 20/12/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …. Gıda, ….., ….. Genel Müdürlüğü’den tahsili ile davalı … (…) A.Ş yönünden dava tarihi olan 06/08/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsili ile davacı …..’ya VERİLMESİNE, diğer davacılar …, … , … ….., …. ve ….. yönünden ise Manevi tazminat yönünden taleplerinin KISMEN KABULÜ İLE davacı …. için 20.000,00 TL diğer davacılar için ise 10.000,00 ‘er TL manevi tazminatın takdiri ile ZMMS … sigorta şirketi dışındaki davalılardan kaza tarihi olan 20/12/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı … Gıda, ….., ….. Genel Müdürlüğü’den tahsili ile davalı … (….) A.Ş yönünden dava tarihi olan 06/08/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsili ile davacı …..’ya verilmesine, davacıların, davalı … Sigorta A.Ş aleyhine açtığı davanın feragat nedeniyle reddine, Davacının fazlaya ilişkin manevi tazminat talebinin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. Tedavi giderleri yönünden yargılama gideri hesaplanırken HMK 331.madde uyarınca dava tarihindeki haklılık durumu dikkate alınarak davalılardan tahsili yönünde hesaplama yapılması gerekmiştir.
HÜKÜM:YUKARIDA AÇIKLANAN NEDENLERLE ;
1-DAVANIN KISMEN KABUL KISMEN REDDİ İLE;
Maddi tazminata ilişkin davanın ıslah edilmiş miktar üzerinden KABULÜ ile taleple bağlı kalınarak 461.720,86-TL maddi tazminatının davalı … Gıda, ….. Genel Müdürlüğü’den olay tarihi olan 20/12/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile, davalı ….. yönünden 20/12/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı …..’ya VERİLMESİNE, mahkememizin önceki hüküm tarihinden sonra yapılan ödemelerin İNFAZ AŞAMASINDA DİKKATE ALINMASINA,
2-Davacının tedavi giderleri talebi yönünden yargılama sırasındaki ödeme nedeniyle konusuz kalan talep hakkında karar verilmesine yer olmadığına,
3-Manevi tazminata ilişkin davanın KISMEN KABULÜ ile …yönünden 60.000,00-TL ‘nin kaza tarihi olan 20/12/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …. Gıda, ….., ….. Genel Müdürlüğü’den tahsili ile davalı … (…) A.Ş yönünden dava tarihi olan 06/08/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsili ile davacı …..’ya VERİLMESİNE,
4-Diğer davacılar …., ….., ….. ve ….. yönünden ise Manevi tazminat yönünden taleplerinin KISMEN KABULÜ İLE davacı …. için 20.000,00 TL diğer davacılar için ise 10.000,00 ‘er TL manevi tazminatın takdiri ile ZMMS … sigorta şirketi dışındaki davalılardan kaza tarihi olan 20/12/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …. Gıda, ….., ….. Genel Müdürlüğü’den tahsili ile davalı … (..) A.Ş yönünden dava tarihi olan 06/08/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsili ile davacı …..’ya VERİLMESİNE şeklindeki kısa kararda geçen bu ibarenin maddi hata olması nedeniyle hükümden çıkarılarak ”davacılara verilmesine hüküm tarihinden sonra sigorta şirketi tarafından ( …) ödenen bedelin İNFAZDA DİKKATE ALINMASINA
5-Davacıların, davalı … Sigorta A.Ş aleyhine açtığı davanın feragat nedeniyle REDDİNE,
6-Davacının fazlaya ilişkin manevi tazminat talebinin REDDİNE,

7-Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gereken 31.540,15 TL ilam ve karar harcının, önceki hüküm ile tahsiline karar verildiğinden, harç alınmasına yer olmadığına,

8-Maddi tazminat talebinin ıslah edilmiş miktar üzerinden kabulü yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/1 maddesi uyarınca tayin ve takdir olunan 40.136,04 TL vekalet ücretinin davalılar ….., ….. Genel Müdürlüğü, …..’tan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı …..’ya verilmesine,
9-Manevi tazminata ilişkin davanın KISMEN KABULÜ yönünden;

-Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gereken 7.514,10 TL ilam ve karar harcından, önceki hüküm sonrasında tahsiline karar verilen ve harç tahsil müzekkeresi yazılan 2.049,30 TL’ nin mahsubu ile bakiye 5.464,80 TL harcın davalılar ….., ….., ….. Genel Müdürlüğü, … (….) A.Ş.’den müştereken ve müteselsilen tahsili hazineye gelir kaydına,
10-Manevi tazminat talebinin kabulü yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 14.400,00-TL vekalet ücretinin davalılar ….., ….. İşletmeleri Genel Müdürlüğü, ….. San.ve Tic.Ltd.Şti, … Sigorta A.Ş.’den alınarak kendisini vekille temsil eden davacılara verilmesine,
11-Manevi tazminat talebinin reddedilen kısmı yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davalılar davalılar ….., ….. İşletmeleri Genel Müdürlüğü, ….. San.ve Tic.Ltd.Şti, …. Sigorta A.Ş. yararına tayin ve takdir olunan 7.300,00 TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak kendisini vekil ile temsil eden davalılar ….., ….. İşletmeleri Genel Müdürlüğü, ….. San.ve Tic.Ltd.Şti, … Sigorta A.Ş.’ne verilmesine,
12-Davacılar tarafından sarf edilen 829,20-TL tebligat gideri, 137,50-TL müzekkere gideri, 2.650,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 2.821,02 TL’nin davanın kabul-red oranı dikkate alınarak takdiren 2.023,90-TL’sinin davacılardan alınarak davalılara verilmesine, kalan kısmın davacılar üzerinde bırakılmasına,

13-Davalı ….. tarafından yapılan 75,00 TL tebligat ve müzekkere giderinin davalı ….. yönünden davanın ret oranı dikkate alınarak takdiren 17,18-TL’sinin davacılardan alınarak davalı …..’a verilmesine, kalan kısmın davalı ….. üzerinde bırakılmasına,
14-Davalı ….. tarafından sarf edilen 50,00-TL tebligat ve müzekkere giderinin davalı ….. yönünden davanın ret oranı dikkate alınarak takdiren 11,45-TL’sinin davacılardan alınarak davalı …..’ne verilmesine, kalan kısmın davalı ….. üzerinde bırakılmasına,
15-Davalı ….. tarafından sarf edilen 65,00-TL tebligat gideri, 25,00-TL müzekkere gideri, 1.350,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.440,00-TL yargılama giderinin davalı ….. yönünden davanın ret oranı dikkate alınarak takdiren 329,85-TL’sinin davacılardan alınarak davalı …..’ya verilmesine, kalan kısmın davalı ….. üzerinde bırakılmasına,
16- Avanslardan artan olur ise karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 ila 360’ncı madde hükümleri uyarınca, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzlerine karşı oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 31/03/2022

Başkan …. Üye … Üye … Katip …

¸ ¸ ¸ ¸