Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/504 E. 2021/648 K. 16.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/504 Esas
KARAR NO : 2021/648

DAVA : Ticari Şirket (Fesih İstemli)
DAVA TARİHİ : 15/06/2021
TEFRİK TARİHİ : 16/06/2021
KARAR TARİHİ : 16/06/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 16/06/2021

Mahkememizin … Esas sayılı dosyasında tensip zaptının 13.maddesi ile davacının davasının … yönünden tefrikine, işbu adı geçen davalıların yerleşim yeri adresleri nazara alınarak mahkememizin ayrı bir esas numarasına kaydının yapılarak davanın bu davalılar yönünden ayrı ayrı tefrik edilen dosyalar üzerinden yürütülmesine karar verilmiş olmakla ; mahkememiz esasının yukarıda belirtilen sırasına kaydı yapıldı.
“6100 sayılı HMK’nun 320.maddesinde mahkemenin mümkün olan hallerde tarafları duruşmaya davet etmeden dosya üzerinden karar vereceği düzenlemesi de nazara alındığında somut olayın belirginliğine bağlı olarak hakim duruşma açmama yönündeki takdir hakkını kullanabilecektir.” düzenlemesi de nazara alınarak;
Dava şartları bakımından dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin özel bir hastanede temizlik personeli olarak çalıştığı dönemlerde beyin kanaması ve epilepsi nöbetleri sebebiyle işten ayrılmak zorunda kaldığını, bu sebeple müvekkilinin engellilik hali meydana geldiğini, mental ve fiziksel olarak kendisini yeterli şekilde temsil edememesinden dolayı ise kendisine Gaziosmanpaşa .. Sulh Hukuk Mahkemesinin 28/05/2019 tarihli .. Esas, .. .Karar sayılı dosyasında yasal danışman olarak babası …’un atandığını, müvekkilinin yaşadığı sağlık sorunları nedeniyle tedavisi devam ederken ara sıra gidip geldiği bir dernekte çalışmak istediğini söylemesi üzerine dernekte bulunan .. , … , … isimli kişilerin kendisine iş bulacaklarını belirterek müvekkilinin saflığı ve iyiniyetinden faydanalarak kimlik, banka hesap bilgileri ve imzasını örneklerini aldığını, vekalet çıkarttığını, parasal vaatlerde bulunduğunu, müvekkili üzerine davalı şirketleri kurduğunu, yasal danışmanı tarafından Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunulduğunu, şirketlerin kurulduğundan müvekkilinin habersiz olduğunu, Bakırköy … İş Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasında davacı ve dinlenen tanıkların müvekkilini tanımadıklarını, duruşma esnasında ilk defa gördüklerini söyleyerek işverenlerinin müvekkili olmadığını belirttiklerini, öncelikle adli yardım talebinin kabulüne, haklı davanın kabulü ile davalı şirketlerin feshine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE YARGILAMANIN ÖZETİ:
Dava; davalı şirketlerin fesih ve tasfiyesi istemine ilişkindir.
Davalı şirketlerin sicil kayıtlarının incelenmesinde; … sicil nolu …’nin … Mahallesi … Sokak … …/…. adresinde sicilde kain olduğu, şirket yetkilisinin … olduğu anlaşılmıştır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; TTK 636.madde uyarınca davacının ileri sürdüğü şirketin fesih ve tasfiye koşullarının oluşup oluşmadığı, makul kabul edilebilir çözüm yolu bulunup bulunmadığı hususlarından kaynaklandığı anlaşılmıştır.
Mahkememizce öncelikle dava şartları yönünden inceleme yapılmıştır.
Bu noktada öncelikle HMK.114.maddesi gereği dava şartı olan kesin yetki hususunun değerlendirilmesi gerekmekte olup bu hususun dosya üzerinden irdelenmesi usulen mümkün görülmüştür.
HMK’nun 14.maddesine göre, şirket merkezinin bulunduğu yer mahkemesi yetkili olup, anılan yetki kuralı, kamu düzenine ilişkin ve kesin nitelikte olduğundan, davanın her aşamasında ileri sürülebileceği gibi, mahkemece re’sen dikkate alınması gerekir. TMK’nın 51.maddesine göre de tüzel kişinin ikametgâhı ana sözleşmede başka bir hüküm bulunmadıkça işlerinin yönetildiği yerdir. Bu yetki kesindir. Kesin yetkinin ise; 6100 sayılı HMK.nun 114/1-ç maddesinde dava şartı olarak sayıldığından mahkemece re’sen dikkate alınması gerekmektedir. Ayrıca söz konusu dava genel kurul kararınn yokluğu talibini içerdiği dikkate alınarak, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 445-451. maddelerinde genel kurul kararlarının iptali konusu düzenlenmiştir. İptal sebeplerinin düzenlendiği TTK 445 maddesinde 446. maddede belirtilen kişilerin kanun veya esas sözleşme hükümlerine, özellikle dürüstlük kuralına aykırı olan genel kurul kararları aleyhine karar tarihinden 3 ay içinde, şirket merkezinin bulunduğu yerdeki Asliye Ticaret Mahkemesi’nde iptal davası açabilecekleri belirtilmiştir.
Somut olayda, davacı dava dilekçesi ile, …. sicil nolu …’nin adresinin “… Mahallesi … Sokak … …/….” olup, buna göre davalı şirketin sicildeki kayıtlı merkez adresi ile İstanbul Anadolu Asliye Ticaret Mahkemelerinin yetki alanında kaldığından mahkememizin yetkisizliği nedeniyle kesin yetkiye dair dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine HMK.nun 320/1 maddesi hükmü de dikkate alınarak dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle:
1-Davanın HMK 114. ve 115. maddeleri uyarınca yetkisizlik nedeni ile dava dilekçesinin REDDİNE,
2-Davacının açtığı davada; yetkili ve görevli mahkemenin İstanbul ANADOLU Asliye Ticaret Mahkemesi olması nedeni ile mahkememizin YETKİSİZLİĞİNE,
3-6100 Sayılı HMK’nun 20. maddesi gereğince taraflardan birinin yetkisizlik kararı süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten, kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize başvurarak dava dosyasının yetkili mahkemeye gönderilmesini talep etmelerinin gerektiğinin, aksi taktirde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin İHTARATINA,
4-HMK’nun 20 maddesi uyarınca kararın kesinleşmesini müteakip yasal iki haftalık sürede talepte bulunulduğunda dosyanın yetkili ve görevli İstanbul ANADOLU Asliye Ticaret Mahkemesi’ne tevzi edilmek üzere İstanbul Hukuk Mahkemeleri Tevzi Müdürlüğü’ne GÖNDERİLMESİNE,
5-Harç ve yargı giderinin HMK nun 331/2 maddesi uyarınca yetkili mahkemece değerlendirilmesine,
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 ilâ 360’ncı madde hükümleri uyarınca,mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf,başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere oybirliği ile dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda tensiben karar verildi.16/06/2021

Başkan …
¸
Üye … ¸
Üye ….
¸
Katip …
¸