Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/485 E. 2022/175 K. 22.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/485 Esas
KARAR NO : 2022/175

DAVA : Alacak (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 10/06/2021
KARAR TARİHİ : 22/02/2022

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilin Kocaeli ilinde nalbur ticareti yaptığını, Kocaeli Ticaret Sicil Müdürlüğünün 29/12/2017 tarihli ve 9484 sayılı gazetesi ile şirket müdürünün … olduğunu, müvekkil şirket yetkilisine ait olmayan bir imza ile … İnşaat Ltd. Şti’ne ödenmek üzere keşide yeri Sakarya, 31/10/2018 tarihli 60.000,00 TL bedelli …. seri numaralı çekin tanzim edildiğini, söz konusu çekin lehtar şirket tarafından …. Faktoring A.Ş.’ne ciro edildiğini, müvekkil şirketin piyasada mevcut olan birçok banka ile çalıştığını ve çekin davalı tarafta yer aldığından bahse konu çekin büyük bir olasılıkla başkaları tarafından imza edildiğini düşündüğünü, müvekkil şirketin bu olaylar esnasında bahse konu çekin her ne kadar kendileri tarafından keşide edilmediklerini düşünseler de bir ihtimal belki çeki keşide etmiş olabilecekleri ihtimali üzerinde durduklarını, akabinde çekin sürekli ticaret ilişkisi yürüttükleri … isimli şahsa yanlışlıkla vermiş olabilecekleri ihtimali üzerinde durduklarını, ardından bu konuyu …’na açtıklarını, bahsi geçen şahsın sürekli ticaret ilişkisi yürüttüğünü ve bu sebeple böyle çeki kaybetmiş olabilme ihtimali olduğunu söylediğini, …’nun Sakarya … Asliye Hukuk Mahkemesinde (Asliye Ticaret Mahkemesi sıfatıyla) çek iptali davası açtığını, çek iptali davası neticesinde ihtiyati tedbir konulduğunu ve 60.000,00 TL üzerinden %15 teminat yatırıldığını, müvekkil şirketin Kocaeli ilinde ve çevre illerde yüksek montanlı ticaret yapan bir şirket olduğunu, davalı şirketin müvekkil şirket ile irtibata geçip ellerinde bulunan çek bedelini ödemelerini gerektiğini söylediklerini, baskı yapıldığını, davalı şirketin müvekkilin ticari itibarını sarsmak ve bu sayede çek bedelini cebri icra baskısı altında tahsil edeceği düşüncesiyle müvekkil şirkete ödeme yapmaları gerektiğini ihtar ettiğini, müvekkilin ticari itibarının bankalarla olan ilişkisinin sekteye uğramaması amacıyla kendileri tarafından imza edilip edilmediğini bile bilmedikleri bir çekin bedelini taksitlere bölerek davalı şirkete ödediğini, müvekkilin …. bankası hesabından davalı şirketin hesabına belirli aralıklarla ödemeler yaptığını, davalının banka hesabına 169,46 TL yatırıldığını ardından söz konusu taşınmaz üzerinde bulunan ipoteğin kaldırıldığını, davalı şirketin haklı bir sebep olmaksızın müvekkilin emeğinden ve sermayesinden haksız bir biçimde zenginleştiğini, davacı müvekkil tarafından hem davalı şirkete böyle bir borcu olmadığını söylemiş olması, bahse konu çek üzerindeki imzanın muhtemelen kendisine ait olmadığını belirtmesine rağmen davalı şirket tarafından sözlü olarak baskı kurulduğunu, çek bedelinin ödenmemesi durumunda bankalarca ticari itibarının zedeleneceğinin belirtildiğini, müvekkilin malvarlığında bir azalma meydana geldiğini, arabuluculuğa başvurulduğunu ve anlaşılamadığını, bu nedenlerle davanın kabulüne, zenginleşmenin meydana geldiği tarih olan 05/11/2018 tarihinde temerrüde düştüğünden 05/11/2018 tarihinden itibaren ticari temerrüt faizi işletilmesini, kötü niyetli davalının ödenen 45.000,00 TL üzerinden %20 kötü niyet tazminatına karar verilmesini , yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili tarafından 14/02/2022 havale tarihli dilekçesi ile feragat talebinde bulunduğu görülmüştür.
Davacı vekilinin vekaletnamesi incelendiğinde davadan feragat yetkisinin bulunduğu görülmüştür.
Davalı vekilinin beyanında davacı tarafın feragatini kabul ettikleri ve yargılama gideriyle vekalet ücreti talepleri olduğu görülmüştür.
Dava; sebepsiz zenginleşme ile alacak istemine ilişkindir.
Davadan feragat, davacının talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesidir. Davadan feragat, davacının mahkemeye karşı yapacağı tek taraflı bir irade beyanı olup feragatın geçerliliği için bunun davalı ve mahkeme tarafından kabul edilmesine veya davalının muvafakat etmesine gerek yoktur. Somut olayda, davacı vekilinin feragat beyanı nedeniyle 6100 Sayılı HMK’nun 307-312. maddeleri gereğince, davanın reddine karar verilmesi gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki gibi hüküm fıkrası oluşturulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının davasının feragat nedeniyle REDDİNE,
2- Harçlar tarifesi uyarınca alınması gereken 80,70 TL harcın davacı tarafça peşin yatırılan 768,49 TL harçtan mahsubu ile bakiye 687,79 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
– Arabuluculuk sonuç tutanağı tarihi itibariyle yürürlükte bulunan tarifeye göre tahakkuk eden 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,

3- Davacı tarafça sarf edilen yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
– Davacı tarafça yatırılan gider avansından arta kalan miktarın karar kesinleştiğinde yatıran davacı tarafa İADESİNE, (Gerekçeli kararın tebliğe çıkarılma masraflarının kalan gider avansından karşılanmasına)
4- Davanın red miktarı dikkate alınarak karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca (tahkikata geçilmediğinden 1/2 oranında) tayin ve takdir olunan 3.325,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
– Davalı tarafça yatırılan gider avansından kalan miktarın yatırana İADESİNE,
Dair; 6100 sayılı HMK.’nun 341. ve devamı maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 22/02/2022

Katip …
¸e-imza

Hakim …
¸e-imza