Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/48 E. 2022/864 K. 05.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/48 Esas
KARAR NO : 2022/864

DAVA : İpotek (İpoteğin Kaldırılması (Fekki))
DAVA TARİHİ : 18/01/2021
KARAR TARİHİ : 05/10/2022

MAHKEMEMİZ DOSYASI İLE BİRLEŞEN MAHKEMEMİZİN …. ESAS – …
KARAR SAYILI DOSYASI

DAVA : Alacak

Mahkememizde görülmekte olan İpotek (İpoteğin Kaldırılması (Fekki)), Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Asıl davada davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin, yaklaşık 2013 tarihinden beri davalı şirket ile ticari işler yaptığını, müvekkili şirketin, davalı şirket ile ticari iş yapması nedeniyle davalı şirketin talebi üzerine davalı lehine … ili, … İlçesi, …. Mah. …. ada, …. parsel, … m.2 alanlı, … arsa payı, Bodrum Kat nitelikli müvekkili şirkete ait taşınmaz üzerinde 26/04/2016 Tarih ve … yevmiye no’lu 250.000,00-TL bedelli ve teminat amaçlı ipotek tesis edildiğini, uzun süredir müvekkili ile davalı arasında ticari işlemler yapılmadığını ve dolayısı ile müvekkili şirketin davalı şirkete hiçbir borcunun bulunmadığını, 2018 yılından beri müvekkili şirket yetkilisinin, davalı şirket ile yapmış olduğu telefon görüşmelerinde taşınmazın üzerindeki ipoteğin fek edilmesi talebinde bulunduğunu, davalı şirket yetkilisinin ipoteği fek edeceğine ilişkin taahhütlerde bulunmasına rağmen fek işlemini gerçekleştirmediğini, davalı şirketin taşınmaz üzerindeki ipoteğin fekki işlemini gerçekleştirmemesi üzerine, müvekkili şirketin vekili marifeti ile davalı şirkete Beyoğlu … Noterliği’nin 10/06/2019 Tarihli … yevmiye no.’lu ile ihtarnamesini gönderdiğini, işbu ihtarnamenin davalı şirkete 12/06/2019 tarihinde tebliğ edildiğini, davalı şirketin, ihtarnameye e-mail ile cevap verdiğini ve bu mailde vade farkı alacaklarını beyan ettiğini, telefon ile yaptıkları görüşmede, bu sefer dolar kuru farkı borçlarının olduğunun söylenildiğini ve davalı şirket nezdinde müvekkili şirketin ciranta/lehdar olarak imza attığı senetlerin mevcut olduğunu belirttiklerini, aynı görüşmede bu senetleri işleme koyacaklarını iddia ettiklerini, oysa ki, davalı şirkete borçlarının olmadığının sabit olduğunu, her iki taraf tacir olduğundan görevli Mahkemenin Ticaret Mahkemeleri olduğunu, taşınmaz üzerindeki ayni hakka ilişkin olduğundan ipoteğin fekki davasında kesin yetkili Mahkemenin taşınmazın bulunduğu yer Mahkemesi olduğunu ve Bakırköy Mahkemelerinin kesin yetkili olduğunu, tarafların son 4 yıldır ticari ilişkisi bulunmadığını, müvekkili şirketin davalı şirkete ticari ilişkisi nedeni ile müşterilerine ait kambiyo evrakları verdiğini, müşterileri tarafından ödenmeyen kambiyo evraklarının tamamını da müvekkili şirketin nakden davalı şirkete ödediğini, müvekkili şirketin, senetlerin kendisine teslim edilmesini istediğini, davalı şirketin ise senetlerin kaybolduğunu söylediğini, Beyoğlu …. Noterliği’nin 21/06/2019 Tarihli … yevmiye nolu ihtarnamesinin davalı şirkete ulaştıktan sonra, davalı şirket ile yaptıkları görüşmede borçlarının olmadığını kabul ettiklerini, ancak, davalı şirketin haksız menfaat elde etme amaç ve saiki ile ödeme talep ettiğini ve hatta ellerinde senetlerin var olduğunu beyan ettiklerini, davalı şirketin haksız ve kötüniyetli olarak, …. İlçesi, …. Mah. … ada, … parsel, … m.2 alanlı, …. arsa payı, bodrum kat nitelikli müvekkil şirkete ait taşınmaz üzerine 26/04/2016 Tarih ve …. yevmiye no’lu 250.000,00-TLbedelli teminat ipoteğini fekk etmediğini iddia ederek; Fazlaya ilişkin ve diğer her türlü talep ve dava açma hakları saklı kalmak kaydıyla, …. ili, …. İlçesi, ….. Mah. … ada, … parsel, ….. m.2 alanlı, …. arsa payı, … Kat nitelikli müvekkili şirkete ait taşınmaz üzerindeki 26/04/2016 Tarih ve … yevmiye no.’lu 250.000,00-TL bedelli ipotekten dolayı ve aradaki ticari ilişki neticesinde davacının borçlu olmadığının tespitine, … ili, …. İlçesi, ….. Mah. … ada, … parsel, … m.2 alanlı,…. arsa payı, … Kat nitelikli müvekkili şirkete ait taşınmaz üzerinde 26/04/2016 Tarih ve .. yevmiye no.’lu 250.000,00-TL bedelli ipoteğin fekkine, Avukatlık ücret tarifesinin 16. maddesi uyarınca arabulucuk sürecinde hükmedilmesi gereken avukatlık ücreti ile Beyoğlu … Noterliği’nin 10/06/2019 Tarihli ve …… no.’lu 205,05-TL ihtarname masrafının davalıya tahmiline, davalı aleyhine H.M.K. M.329 hükümlerinin uygulanmasına, yargılama gideri ile vekalet ücretinin ekte sunmuş oldukları vekalet sözleşmesinde belirtilen oranda davalı üzerine tahmiline, davalı aleyhine 5.000,00-TL disiplin para cezasına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Asıl davada davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Toptan kağıt satışı yapan müvekkili şirketin 2015 ile 2018 yılları arasında muhtelif tarih, vade ve tutarlarda davacı şirkete toplamda 19.872.321,03 TL tutarında kağıt satışı yaptığını, bu dönemde davacı şirketin taraflar arasında gerekleşen ticari mal satımından dolayı satış bedellerini ödemede düzenli olarak temerrüde düştüğünü, yargılama konusu ipoteğin de bu ticari ilişki uyarınca davacının borcunu teminat altına almak amacıyla tahsis edildiğini, davacının aile ve sağlık gibi nedenler ileri sürerek taraflar arasında gerçekleşen mal satışlarından dolayı satış bedelini ödeme konusunda temerrüte düştüğünü, bu sebeple davacı şirketin temerrüt faizinden dolayı borcu bulunduğunu, davacı şirketin faiz haramdır gibi hukukla bağdaşmayan gerekçelerle faiz ödemeyi reddettiğinden taraflarca bugüne kadar anlaşma sağlanamadığını, dava konusu ipotek senedi incelendiğinde söz konusu ipoteğin fekkinin ancak alacaklının, yani müvekkili şirketin talebi üzerine gerçekleşeceğinin anlaşılacağını, müvekkili şirket alacaklı durumunda iken, davacı şirketin dava konusu ipoteğin fekkini istemesinin taraflarca anlaşılmış ipotek şartlarına aykırı olduğunu savunarak; haksız açılan davanın reddine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Yargılama aşamasında Mahkememizin … Esas ….. sayılı kararı ile; Mahkememiz dosyası ile yine mahkememizin …. Esas sayılı dosyası arasında hukuki ve fiili irtibat bulunduğundan mahkememiz dosyasının Bakırköy … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası ile birleştirilmesine karar verilmiştir.
Birleşen dosyada davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin muhtelif tarih, vade ve tutarlarda toplamda 19.872.321,03 TL tutarındaki kağıt satışına karşılık, davalı şirketin süreklilik arz edecek şekilde faturaları vadelerinde ödemeyip temerrüte düştüğünü, açılan işbu davaya karşılık müvekkili şirketin bu temerrütlerden doğan faiz hakkı alacağını talep etmekte olduğunu, tarafların ticari defterleri incelendiğinde taraflar arasındaki ticari mal satışı sebebiyle davalı şirketin faturaları vadelerinde ödemeyerek sürekli olarak temerrüte düştüğünün ve kanun gereğince faiz ödeme borcu altına girdiğinin tespit edileceğini, Türk Ticaret Kanunda “ücret isteme hakkının” düzenlendiği md. 20, “Tacir olan veya olmayan bir kişiye, ticari işletmesiyle ilgili bir iş veya hizmet görmüş olan tacir, uygun bir ücret isteyebilir. Ayrıca, tacir, verdiği avanslar ve yaptığı giderler için, ödeme tarihinden itibaren faize hak kazanır” dendiğini, davalı taraf ile birçok kez dava harici anlaşma yoluna gitmeye çalışıldığını ancak davacının faiz haramdır şeklindeki hukuk dışı tutumu nedeniyle anlaşma sağlanamadığını, çok sayıda fatura bulunması ve ödemelerin davalı tarafından düzensiz yapılması sebebiyle toplam temerrüt faiz tuarının hesaplanması ve tespitinin bilirkişi marifetiyle yapılması gerektiğini, dava konusu ipoteği tahsis ederken anlaşılan ipotek senedi gereğince tarafların temerrüt faizini yıllık %36 olarak kararlaştırdıklarını iddia ederek; taleplerini ıslah etme ve fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere, taraflar arasında gerçekleşen tüm satışlardan ve ve davalının satış bedelini geç ödemesinden kaynaklı müvekkili lehine doğan temerrüt faizinin, %36 yıllık faiz oranı üzerinden hesaplanarak tespitine ve kısmi olarak 10.000 TL (On Bin Türk Lirası) tutarında temerrüt faizinin davalıdan tahsili ile müvekkiline ödenmesine, Arabuluculuk ve dava masrafları ile AAÜT’ye göre vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Birleşen dosyada davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının arabulucuya başvurmadan davayı ikame etmiş olduğunu, dava şartı yokluğundan davanın reddine karar verilmesini talep ettiklerini, davacının ikame etmiş olduğu davanın belirsiz alacak davası olarak açıldığını, davacının gerek kısmi, gerekse belirsiz alacak davası açmasında hukuki menfaati olmadığını, davacı ile müvekkili şirket arasında yapılan ticari işin, tanzim edilen faturalar ve yapılan ödemelerin, işletilecek faiz oranının tamamının belirli olduğunu, bu nedenle davacının talep edebileceği faiz miktarını rahatlıkla hesaplayabileceğini, müvekkili şirketin hiçbir zaman temerrüde düşmediğini, davacının sırf müvekkiline zarar verme kastıyla hareket ettiğini, davacının haksız faiz talebi hesabını bilirkişiye hesaplatmaya çalıştığını, faiz alacağının zamanaşımına uğradığını, müvekkili şirketin vekili marifeti ile davacı şirkete Beyoğlu … Noterliği’nin 10/06/2019 Tarihli …. yevmiye no.’lu ile ihtarnamesini gönderdiğini, işbu ihtarnameden önce davacının müvekkili şirketten hiçbir talepte bulunmaz iken, müvekkili şirketin taşınmazdaki ipoteği kaldırmaya ihtiyacı olduğunu öğrenen davacının haksız ve hukuki mesnetten yoksun taleplerde bulunmaya başladığını, önce vade farkı alacağı olduğunu iddia ettiğini, ardından dolar kuru farkının olduğunu iddia ettiğini, davacının müvekkiline ait taşınmaz üzerindeki ipoteğin fek işlemini geciktirmek ve müvekkiline zarar verme kastıyla bu davayı ikame ettiğini, müvekkilinin hiçbir zaman temerrüde düşmediğini, aksine davacının birçok defa temerrüde düştüğünü, birçok kez göndermesi gereken ürünleri geç gönderdiğini, birçok kez de sipariş edilen ürünleri ayıplı olarak gönderdiğini savunarak; davacının belirsiz veya kısmi dava açmasında hukuki menfaati bulunmadığından davanın reddine, davacı tarafça arabulucuya başvurulup son tutanak ibraz edilmediğinden dava şartı yokluğundan davanın reddine, arabuluculuk sürecinde hükmedilmesi gereken avukatlık ücretinin davacıya tahmiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
YARGILAMANIN ÖZETİ, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, asıl dava yönünden borçlu bulunmadığının tespiti ile ticari sözleşmenin teminatı olan ipoteğin fekki; birleşen dava yönünden ise faiz alacağı istemine ilişkindir.
Mahkememizce taraflara usulüne uygun davetiye tebliğleri yapılarak taraf teşkili sağlanmış ve davanın esasına başlanmıştır.
Taraf vekilleri karşılıklı olarak delillerini bildirmişler, bildirdikleri deliller toplanılmıştır.
Bakırköy Tapu Müdürlüğünden; İstanbul İli, …. İlçesi, …. Mah. …. Ada, …. Parsel Bodrum Kat sayılı taşınmazın son durum tapu kaydı ile 26/04/2016 tarih ve …. yevmiye numaralı ipotek işlemine ait resmi senet ve vekaletname örneği celp edilerek dosya kapsamına kazandırılmıştır.
Beyoğlu … Noterliğinden; 10/06/2019 tarih ve … yevmiye sayılı ihtarname ve tebliğ parçasının onaylı bir sureti celp edilerek dosya kapsamına kazandırılmıştır.
Davutpaşa Vergi Dairesi Müdürlüğünden; davacı şirketin 2016 ve 2017 yıllarına ait BA/BS formları celp edilerek dosya kapsamına kazandırılmıştır.
Mahkememiz dosyası (asıl ve birleşen dosya yönünden) tarafların iddia ve savunmaları, sunulan ve toplanan deliller, dosya kapsamı belgeler ve her iki tarafa ait ticari defter ve kayıtlar incelenmek suretiyle; tarafların ticari defterlerinin usulüne uygun tutulup tutulmadığının, lehlerine delil niteliğinde olup olmadığı, defter kayıtlarının birbirini doğrulayıp doğrulamadığı, davacının borçlu olup olmadığı, borçlu ise borcun miktarı, ipoteğin fekki şartlarının oluşup oluşmadığı hususlarında rapor düzenlenmek üzere SMMM bilirkişiye tevdi edilmiş, bilirkişi tarafından düzenlenen raporlar mahkememiz dosyasına ibraz edilmiş;
30/05/2022 tarihli bilirkişi raporlarının incelenmesinde özetle; “…Davacının 2015, 2016 ve 2017 yılları Yevmiye ve Defter-i Kebir defterlerinin lehine delil niteliğinin bulunduğu, ancak envanter defterleri ibraz edilmediğinden lehine delil niteliği konusunda değerlendirme yapılamadığı, 2018, 2019, 2020 ve 2021 yılları ticari defterlerinin lehine delil niteliğinin bulunduğu, davacının ticari defterlerine göre; dava tarihi itibariyle davacının davalıdan alacağının/borcunun bulunmadığı, davalının 2015, 2016, 2017, 2018, 2019, 2020 ve 2021 yılları ticari defterlerinin lehine delil niteliğinin bulunduğu, davalının ticari defterlerine göre; dava tarihi itibariyle davalının davacıya borcunun/alacağının bulunmadığı, dosya kapsamı itibariyle yapılan incelemede; taraflar arasında herhangi bir cari hesap sözleşmesi ve başkaca bir sözleşme bulunmadığı, taraf ticari defterlerinde tarafların birbirinden alacağı veya borcunun bulunmadığı, ihtilaf konusunun taraflar arasında devam eden ticari ilişki döneminde davalı … Tic. A.Ş. tarafından düzenlenen faturaların davacı …. Şti. Tarafından vadesinde ödenmediği iddiası ile davalının gecikme faizi/vade farkı alacağının bulunup bulunmadığı, bu alacağın varlığına bağlı olarak davacının ipotek fekki talebinin yerinde olup olmadığı noktasında toplandığı, taraflar arasında cari hesap sözleşmesi bulunmamakla birlikte davalının gecikme faizi/vade farkı alacağına dayanak olarak dosyaya mübrez ipotek senetlerini gösterdiği, ihtilaf konusu faiz alacağına dayanak olarak …. A.Ş. tarafından 3 adet toplamda 690.000,00-TL’lik ipotek senedi sunulduğu, faiz talebine ilişkin ipotek belgesi haricinde bir belge bulunmadığı, Mahkemece ipotek senetlerinin 1. Ve 2. Maddeleri çerçevesinde davalının davacıya düzenlediği faturaların vadesinde ödenmemesinden kaynaklı faiz talebinin yerinde olduğunun kabulü halinde taraflar arasında imzalanan ipotek senetlerinin ilgili maddeleri kapsamında davalı … Tic. A.Ş’nin talep edebileceği faiz tutarının 47.262,45-TL olduğu, Mahkemece davacının davalıya borcunun bulunmadığı konusunda taraf ticari defterlerinin mutabık olduğu, davalının daha önce düzenlediği vade farkı faturalarının davacının kabulünde olduğu ve bunların ödenmiş olmasına karşın davalının bu teamüller dışına çıkarak fatura düzenlemeksizin faiz talebi taraflar arasındaki ticari teamüle de uygun olmadığından salt ipotek senetlerindeki hükümlere dayanarak faiz talep edilemeyeceğinin kabulü halinde; … A.Ş.’nin talep edebileceği faiz bulunmadığından ipotek fekkinin mümkün olduğu ” değerlendirme ve tespitlerinin yapıldığı anlaşılmıştır.
Bilirkişi raporu taraf vekillerine tebliğ edilmiş, taraf vekilleri tarafından bilirkişi raporuna karşı beyan ve itirazlarını içerir dilekçeler sunulmuştur.
İpotek, kişisel bir alacağın teminat altına alınması amacını güden ve bir taşınmaz değerinden alacaklının alacağını elde etmesini sağlayan sınırlı bir ayni haktır.
Alacak sona erdiği halde alacaklı, terkin taahhüdünü iradesiyle yerine getirmezse, taşınmaz maliki ipoteğin fekkini (kaldırılmasını) dava yolu ile isteyebilir. Diğer taraftan taşınmaz malikinin ödeme iddiası varsa bu iddianın da yazılı delille kanıtlanması zorunludur.
6100 Sayılı HMK m.329/2 ”Kötü niyet sahibi davalı veya hiçbir hakkı olmadığı hâlde dava açan taraf, bundan başka beşyüz Türk Lirasından beşbin Türk Lirasına kadar disiplin para cezası ile mahkûm edilebilir. Bu hâllere vekil sebebiyet vermiş ise disiplin para cezası vekil hakkında uygulanır.” hükmünü haizdir.
Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 16/1 fıkrasında, “1136 Sayılı Kanunun 35/A maddesinde uzlaşma sağlama, arabuluculuk, uzlaştırma ve her türlü sulh anlaşmalarından doğacak avukatlık ücreti uyuşmazlıklarında bu Tarifede yer alan hükümler uyarınca hesaplanacak miktarlar, akdi avukatlık ücretinin asgari değerlerini oluşturur.”
16/2 fıkrasında, ” (2) Ancak, arabuluculuğun dava şartı olması halinde, arabuluculuk aşamasında avukat aracılığı ile takip edilen işlerde aşağıdaki hükümler uygulanır: … c) Arabuluculuk faaliyetinin anlaşmazlık ile sonuçlanması halinde, avukat, 1.350,00 TL. maktu ücrete hak kazanır. Ancak, bu ücret asıl alacağı geçemez.”şeklinde belirtilmiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama, iddia, savunma, sunulan ve toplanan deliller, yukarıda açıklanan yasal düzenlemeler, 30/05/2022 tarihli bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamına göre; taraflar arasında kağıt alım satımına dayalı ticari bir ilişki bulunduğu, bu ilişki kapsamında davacı tarafından davalı lehine İstanbul ili, …. İlçesi, …. Mah. …. ada, …. parsel, …. m.2 alanlı, …. arsa payı, …. nitelikli asıl dava davacısı şirkete ait taşınmaz üzerinde 26/04/2016 Tarih ve …. yevmiye no’lu 250.000,00-TL bedelli ve teminat amaçlı ipotek tesis edildiği, asıl davada davacı tarafça davalı tarafa borçlarının bulunmadığı ve alacağın sona erdiği iddia edilerek borçlu bulunmadığının tespiti ve ipoteğin fekki talepli; birleşen davada faiz alacağı istemli davaların açıldığı, taraflar tacir sıfatına haiz olup uyuşmazlığın ticari nitelik arz ettiği, HMK’da yapılan değişiklik gereğince uyuşmazlık değeri 500.000,00 TL’nın altında olduğundan davada basit yargılama usulünün uygulandığı, delil olarak ticari defterlere dayanıldığından TTK’nun 83 ile 85 ve HMK’nun 222’nci maddeleri uyarınca taraf şirketlerin ticari defter ve belgeleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verildiği, 30/05/2022 tarihli bilirkişi raporlarına göre; davacının 2015, 2016 ve 2017 yılları Yevmiye ve Defter-i Kebir defterlerinin lehine delil niteliğinin bulunduğu, ancak envanter defterleri ibraz edilmediğinden lehine delil niteliği konusunda değerlendirme yapılamadığı, 2018, 2019, 2020 ve 2021 yılları ticari defterlerinin lehine delil niteliğinin bulunduğu, davacının ticari defterlerine göre; dava tarihi itibariyle davacının davalıdan alacağının/borcunun bulunmadığı, davalının 2015, 2016, 2017, 2018, 2019, 2020 ve 2021 yılları ticari defterlerinin lehine delil niteliğinin bulunduğu, davalının ticari defterlerine göre; dava tarihi itibariyle davalının davacıya borcunun/alacağının bulunmadığı, dosya kapsamı itibariyle yapılan incelemede; taraflar arasında herhangi bir cari hesap sözleşmesi ve başkaca bir sözleşme bulunmadığı, taraf ticari defterlerinde tarafların birbirinden alacağı veya borcunun bulunmadığı konusunda taraf ticari defterlerinin mutabık olduğu, davalının daha önce düzenlediği vade farkı faturalarının davacının kabulünde olduğu ve bunların ödenmiş olmasına karşın davalının bu teamüller dışına çıkarak fatura düzenlemeksizin faiz talebinin taraflar arasındaki ticari teamüle de uygun olmadığı hususlarının tespit edildiği anlaşılmakla; taraf ticari defterlerinin tarafların birbirinden alacağı veya borcunun bulunmadığı konusunda mutabık olduğu ve yukarıda özetlenen, denetime uygun ve hüküm kurmaya elverişli 30/05/2022 tarihli bilirkişi raporları gözönüne alınarak, asıl dosya yönünden davanın kabulü ile; İstanbul İli, … İlçesi, …. Mah., …. Ada …. parselde kayıtlı …. Kat …. Nolu bağımsız bölüm üzerine konulan 26/04/2016 tarih ve …. yevmiye numaralı 250.000,00-TL bedelli ipotekten dolayı davacının davalıya borçlu olmadığının tespiti ile İstanbul İli, …. İlçesi, …. Mah., … Ada … parselde kayıtlı … Kat … Nolu bağımsız bölüm üzerine davalı … lehine konulan 26/04/2016 tarih ve …. yevmiye numaralı ipoteğin fekkine, davacı vekili, davalının disiplin para cezasına çarptırılmasını talep etmişse de, davalı tarafın kötü niyetli olduğuna dair, dosya kapsamında somut bir delil bulunmadığından disiplin para cezasına hükmedilmesine yer olmadığına, AAÜT 16/2-c maddesi uyarınca tarifede belirlenen ücret müvekkil ile avukat arasında kararlaştırılan akdi vekalet ücretine ilişkin olup, davalının sorumluluğuna ilişkin düzenleme olmadığından, davacı vekilinin vekalet ücreti talebinin reddine, birleşen dosya yönünden ise davacının daha önce düzenlediği vade farkı faturalarının davalının kabulünde olduğu ve bunların ödenmiş olmasına karşın davacının bu teamüller dışına çıkarak fatura düzenlemeksizin faiz talebinin taraflar arasındaki ticari teamüle de uygun olmadığı sonuç ve vicdani kanaatine varılarak; davanın reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde tüm hususları içerir hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
A-ASIL DAVA YÖNÜNDEN:
Davanın KABULÜ ile;
İstanbul İli, …. İlçesi, … Mah., …. Ada …. parselde kayıtlı ….. Kat …. Nolu bağımsız bölüm üzerine konulan 26/04/2016 tarih ve … yevmiye numaralı 250.000,00-TL bedelli ipotekten dolayı davacının davalıya borçlu olmadığının tespiti ile İstanbul İli, …. İlçesi, … Mah., … Ada … parselde kayıtlı ….. Kat … Nolu bağımsız bölüm üzerine davalı … lehine konulan 26/04/2016 tarih ve …. yevmiye numaralı ipoteğin FEKKİNE,
Karar kesinleştiğinde bir suretinin Bakırköy Tapu Sicil Müdürlüğü’ne gönderilmesine,
Harçlar tarifesi uyarınca alınması gereken 17.077,50-TL harçtan davacı tarafça peşin yatırılan 4.269,38-TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 12.808,12-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat KAYDINA,
Arabuluculuk sonuç tutanağı tarihi itibariyle yürürlükte bulunan tarifeye göre tahakkuk eden 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
Davacı tarafından sarf edilen 59,30-TL başvurma harcı, 4.269,38-TL peşin harç, 800,00-TL bilirkişi ücreti, 7,30-TL posta gideri, 205,05-TL ihtarname masrafı olmak üzere toplam 5.341,03-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davanın kabul miktarı dikkate alınarak karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca tayin ve takdir olunan 38.000,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
HMK 329.maddesinin uygulanmasına yer olmadığına,
Davacı vekilinin AAÜT 16. Maddesi uyarınca vekalet ücreti talebinin reddine,
Kullanılmayan gider avansının HMK 333. maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden sonra yatıran tarafa iadesine,
B- BİRLEŞEN MAHKEMEMİZİN
….. E. SAYILI DOSYASI YÖNÜNDEN;
Davanın REDDİNE,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gereken 80,70-TL maktu ilam ve karar harcının davacı tarafından peşin yatırılan 171,00-TL harçtan mahsubuna, artan 90,30-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talebi halinde DAVACIYA İADESİNE,
Davalı kendini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca tayin ve takdir olunan 9.200,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
Kullanılmayan gider avansının HMK 333. maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden sonra yatıran tarafa iadesine,
HMK’nın uygulanmasına dair yönetmeliğin 58/1 maddesi gereğince taraflardan birinin talebi halinde gerekçeli kararın taraflara tebliğine,
Dair; 6100 sayılı HMK.’nun 341. ve devamı maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 05/10/2022
Katip ….
¸

Hakim ….
¸