Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/466 E. 2022/850 K. 29.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/466 Esas
KARAR NO : 2022/850

DAVA : İflas (Adi Takipten Doğan İtirazın Kaldırılması Ve İflas (İİK 156))
DAVA TARİHİ : 02/06/2021
KARAR TARİHİ : 29/09/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 30/09/2022

Mahkememizde görülmekte olan İflas (Adi Takipten Doğan İtirazın Kaldırılması Ve İflas (İİK 156)) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkil şirketin elektirik ve elektirikli ev aletleri üretimi yapan şirket olduğunu, …..-…. isimli şirket ile uzun yıllardır ticaret ilişkide bulunan müvekkili şirket söz konusu elektirikli ev aletlerinin plastik aksamlarının kalıp işlerini bu şirket vasıtasıyla temin ettiğini, …..’in vefatı üzerine söz konusu şirket davalı …..’e intikal ettiğini, söz konusu şirketin …..-…. olarak ticaret sicile tescil olmuş ve bu şirket müvekkille ticaretini sürdürmeye devam ettiğini, taraflar arasında süregelen ticari ilişki sebebiyle bedeli avans olarak ödenmiş ancak üretimi gerçekleştirilmemiş kalıp üretimleri sebebiyle davalı yanın müvekkili şirket nezdinde 2.527.223,87 TL cari hesap borcu oluştuğunu, davalı tüm ikazlara karşın bu borcu ödemediğini, borçlu davalının 11.09.2019 tarihinde yayınlanan ilanla ticaret sicilden terkin işlemi yapılarak ticareti terk ettiği anlaşıldığını, bir an evvel alacağına kavuşmak isteyen müvekkilinin ticareti terk eden davalı/borçluya İİK 44 maddesi uyarınca Küçükçekmece … İcra Müdürlüğünün ….. E. dosyasıyla iflas yoluyla takip başlatıldığını, davalı yanın söz konusu takibe haksız ve mesnetsiz bir biçimde itiraz ettiğini, davalı-borçlu dermeyan ettiği itirazda işbu iflas yoluyla takibin süresi içerisinde açılmadığını da ileri sürdüğünü, 25.03.2020 tarihli TBMM Genel Kurul’unda kabul edilen 7226 sayılı Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun1uyarınca maddi hukuk, usul hukuku ve takip hukukuna ilişkin süreler 13 Mart 2020’den başlayarak 01/05/2020 tarihine kadar durdurulduğunu ve bu süre 2480 sayılı Cumhurbaşkanlığı kararı ile 15 Haziran 2020 tarihine kadar uzatıldığını, davalının borcun tüm ferilerine genel olarak itiraz ettiği de görüldüğünü, davalının yersiz itirazları sebebiyle zorunlu dava şartı olan arabulucuya başvurulmuş ancak ekte sunulduğu üzere İstanbul Arabuluculuk Bürosu … dosya numaralı arabuluculuk son tutanağında görüldüğü üzere anlaşmazlıkla sonuçlandığını, müvekkilinin alacağına kavuşması için işbu ödeme emrine yapılan itirazın kaldırılması(iptali) ile faiz ve icra masrafları ile birlikte borcunu ifa etmesini veya o miktar parayı mahkeme veznesine depo etmesi için mühlet ve ihtar içerir bir depo kararı verilmesini söz konusu mahkeme kararına uyulmaması halinde ise davalının iflasına karar verilmesi için işbu davayı açma gereği hasıl olduğunu belirterek talebin kabulü ile müvekkilimin alacağının karşılıksız kalmaması için, itirazın kaldırılması(iptali) işbu ödeme emrine yapılan itirazın kaldırılması(iptali) ve depo kararı verilmesine verilen süre içerisinde depo kararına davalı yanca uyulmaması halinde davalının iflasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; iflas yoluyla takibin süresinde açılmadığını, davacı şirketin elektrikli ev aletleri üretimi ile iştigal eden, ürünlerinin büyük bir bölümünü … markasıyla satışa sunan, 1988 yılında kurulmuş ticari bir kuruluş olduğunu, …. adi ortaklığı, işbu amaçla davacı …..in eski ortaklarından müteveffa ….. (…’in eşi ve …..’in babası) ve müteveffa ….. (…..’in eşi) tarafından 2001 yılında kurulduğunu, müteveffa …..’in Şubat 2019 tarihinde vefatından sonra davacı ….., müteveffa …..’in mirasçılarını TTK 596 uyarınca ortaklığa kabul etmediğini ve bununla birlikte, …., halefiyet sebebiyle yetkili olan …..’in bilgisi ve rızası olmaksızın ticaret sicilinden terkin edildiğini, …., ….. ve ….. tarafından terkin ettirildiğini , yine bu kişiler tarafından aynı adreste …. Sanayi unvanıyla şahıs şirketi kurulduğunu, müvekkili …..’in davacı …..e takip konusu edilen miktarda veya herhangi bir borcu bulunmadığını belirterek öncelikle davanın … ve …..’e ihbar edilmesine, davacının haksız davasının usul ve esastan reddine, haksız ve kötü niyetli olarak başlatılan takip sebebiyle davacının takip konusu alacağın %20’sinden az olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini savunmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE YARGILAMANIN ÖZETİ:
Dava; İİK’nun 155,156 ve devamı maddelerine dayalı iflas istemine ilişkindir.

İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğüne yazılan müzekkereye cevap verildiği, istenen bilgi ve belgelerin gönderildiği, incelenmesinde; … sicil nolu ….. …. Sanayi Şirketi’nin 29/01/2001 tarihinde kurulduğu, .. Mahallesi …Sok. … Sit. 2A Bl.Apt.No:14/14 Başakşehir/İstanbul adresinde sicilde kain olduğu anlaşıldı.
Küçükçekmece .. İcra Müdürlüğünün ….. Esas sayılı dosyasının celp edilmiş, incelenmesinde; davacı alacaklı tarafından davalı borçlu aleyhine 02/10/2020 tarihinde 2.527.223,87 TL alacağın tahsili için icra takibi başlatıldığı, davalı borçlunun vekili vasıtasıyla 15/10/2020 tarihinde takibe, ödeme emrine, takip tutarına, faize, faiz oranına, icra masrafları ile vekalet ücreti dahil borcun tüm fer’ilerine itiraz ettiği anlaşıldı.
Davacı tarafça iflas avansı yatırılmıştır.
Davalı şirketin İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünden sicil kaydının gönderildiği, incelenmesinde muamele merkez adresi itibariyle mahkememizin kesin yetkili olduğu görülmüştür.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; İİK.nun 156 ve devamı maddelerine dayalı iflas yoluyla adi takibe dayalı takipte davalının itirazında haklı olup olmadığı, davacının cari hesap alacağının bulunup bulunmadığı, İİK.156.maddesine dayalı iflas koşullarının oluşup oluşmadığından kaynaklandığı anlaşılmıştır.
Mahkememizin 13/07/2021 tarihli celsesinin 1 nolu ara kararı gereğince; Davacının iddiası, davalının savunması, icra dosyası ve tüm dosya kapsamına göre İİK.nun 156 ve devamı maddelerine dayalı iflas yoluyla adi takibe dayalı takipte davalının itirazında haklı olup olmadığı, davacının cari hesap alacağının bulunup bulunmadığı, İİK.156.maddesine dayalı iflas koşullarının oluşup oluşmadığı, oluşmuş ise de depo emrine esas bedeli hesabı da yapılmak suretiyle hususlarında mali müşavir bilirkişiye inceleme yapılarak; gerekçeli, ayrıntılı, hükme ve denetime elverişli rapor alınmasına karar verilmiş olup, bilirkişi mahkememize sunmuş olduğu 05/10/2021 tarihli raporda özetle; Yukarıda yapılan açıklamalar muvacehesinde, dosyaya mübrez belge, bilgi, takip dosyası, davacı ticari defter ve belgeleri, mübrez belgeler ile sınırlı olarak yapılan tespit, inceleme ve değerlendirmeler neticesinde; dava konusunun, davacının, davalı ile olan ticari ilişki dolayısıyla oluşan cari alacağının tahsili amacıyla yürüttüğü takibe yapılan itirazın iptali talebinden ve davalının iflası talebinden ibaret olduğu, Davacının 2016, 2017, 2018, 2019 ve 2020 yılları ticari defterlerinin lehine delil niteliğinin bulunduğu, davacının ticari defterlerine göre; takip tarihi (02.10.2020) itibariyle davacının davalıdan 2.527.223,87 TL alacaklı olduğu, davalı şirket ticari defterleri ile ilgili olarak; davalının 27.07.2021 tarihli incelemeye katılmadığı ve yerinde inceleme talebi bulunmadığından ticari defter ve belgeleri üzerinde inceleme yapılamadığı, davalı şirketin “…. adi ortaklığının işbu amaçla davacının eski ortaklarından ….. ve ….. tarafından 2001 yılında kurulduğunu, müvekkil şirketin …. unvanıyla kurulduğunu, …..’in vefatından sonra …. Sanayi ….. unvanını aldığını, …..’İn vefatı üzerine ise …. Sanayi unvanıyla faaliyetlerine devam ettiğini, ancak 05.09.2019 tarihinde müvekkilin izni ve bilgisi olmaksızın ….. ve ….. tarafından ticaret sicilden terkin edildiğini, her ne kadar …. ticaretten terkin edilmiş gözükmekte ise de aynı adreste aynı makine ve teçhizat ile ….. …. Sanayi unvanıyla ticari faaliyetlerine devam ettiğini ve davacının kalıp üretimini sürdürdüğünü, …. ve grup şirketlerinin tamamının ….. sevk ve idare edildiğini, bu sebeple de ….’ın ürettiği kalıpların, müvekkilin bildiği kadarıyla maliyetine davacı …..e satıldığını, bu sebeplerle davacı …..in hakimiyetinde olan ….’ın idare ve yönetiminde müvekkilin hiçbir zaman söz sahibi olamadığını” iddialarına ilişkin olarak davalının iddialarının söz konusu davanın görevlendirme kapsamında olmadığından Sayın Mahkemenin takdirinde olduğu, Sayın Mahkemenin bir sonraki celse tarihi olan 07.10.2021 tarihi itibariyle depo emrine esas olacak; 2.527.223,87 TL asıl alacak ve 391.962,04 TL takip sonrası işlemiş faiz olmak üzere toplamda 2.919.185,91 TL hesap edildiği, 109.315,03 TL icra vekalet ücreti, 12.698,32 TL icra masrafları ve 114.988,69 TL tahsil harcı toplam 567.109,70 TL hesap edildiği, Sayın Mahkemenin celse tarihinden sonra karar vermesi halinde 1 günlük faiz tutarı 391.962,04 TL /292= 1.342,34 TL olarak hesap edildiği, Neticeten; 07.10.2021 celse tarihi mbarlyle depo emrine esas alacak ve ferilerin 3.156.187,94 TL olarak hesap edildiği ” görüş ve kanaatine varıldığını bildirmiştir.
Davalının itirazları bakımından her iki tarafın iktisadi bütünlük arz edip etmediği, davacının davalıya banka kanalıyla havale gönderip göndermediği, davalının banka hesap hareketlerinin ….. Bankası A.Ş. … Şubesindeki hesap hareketleri incelenmesi yanında davalının itirazlarının tek tek değerlendirilmesi ve tüm dosya kapsamı itibariyle ayrıntılı, hükme ve denetime elverişli, gerekçeli ek rapor alınmasına karar verilmiş olup bilirkişi 07/06/2022 tarihli ek raporunda özetle; Dosyaya celp edilen banka ekstrelerinde taraflar arasında düşük hacimde para transfer işlemleri olduğu görülmekle birlikte davalının iddialarını destekler nitelikte bir hesap hareketinin bulunmadığı, bu itibarla kök ve ek raporlarımızdaki görüş ve kanaatimizin değişmediği, Sayın Mahkemenin bir sonraki celse tarihi olan 09.06.2022 tarihi itibariyle depo emrine esas olacak; 2.527.223,87 TL asıl alacak ve 663.863,63 TL takip sonrası işlemiş faiz olmak üzere toplamda 3.191.087,50 TL hesap edildiği, 109.315,03 TL icra vekalet ücreti, 12.698,32 TL icra masrafları ve 114.988,69 TL tahsil harcı toplam 567.109,70 TL hesap edildiği, Sayın Mahkemenin celse tarihinden sonra karar vermesi halinde 1 günlük faiz tutarı 174.482,31 TL /160 – 1.090,51 TL olarak hesap edildiği, Neticeten; 09.06.2022 celse tarihi itibariyle depo emrine esas alacak ve ferilerin 3.428.089,53 TL olarak hesap edildiği görüş ve kanaatinde olduğunu bildirmiştir.
Mahkememizin 30/06/2022 tarihli duruşmasında; Davalı vekilinin yeni rapor alınması talebinin reddi ile davaya konu Küçükçekmece …. İcra Dairesi Müdürlüğünün ….. Esas sayılı takip dosyasına davalı tarafından yapılan itirazın 2.527.223,87 TL asıl alacak üzerinden kesin olarak kaldırılmasına karar verilmiş olup; Bilirkişi raporu ile tespit edilen İİK.nun 158.maddesine göre 2.527.223,87 TL asıl alacak, 686.764,43 TL işlemiş faiz, 114.988,69 TL takipte kesinleşen alacak, 109.315,03 TL icra vekalet ücreti, 12.698,32 TL icra masrafları, 6.512,42 TL tahsil harcı olmak üzere toplam 3.450.990,34 TL miktarın tebliğden itibaren 7 günlük kesin süre içerisinde davacıya ödenmesi veya bu meblağın mahkeme veznesine depo edilmesine aksi taktirde ilk oturumda davalı şirketin iflasına karar verileceği dair ara karar oluşturulmuştur.
Davalıya depo emrinin 26/07/2022 tarihinde, davalı vekiline 01/07/2022 tarihinde tebliğ edildiği, davalı tarafça depo emrine konu meblağın mahkeme veznesine depo edilmediği görülmüştür.
Yapılan yargılama, toplanan ve sunulan deliller, bilirkişi kök ve ek raporları, tüm dosya içeriğine göre;HMK. 219. maddesine (HUMK. 326) göre her iki taraf kendi ellerindeki vesikaları (belgeleri) mahkemeye ibraz etmek zorundadır. Bir davada ispat yükü kendisine ait olan tarafın, başka delillerle birlikte karşı tarafın ticari defterlerine de dayandığı, eş söyleyişle, delillerini karşı tarafın ticari defterlerine hasretmediği hallerde karşı tarafın kendi defterlerini mahkemeye ibraz etmesi ya da bundan kaçınmasına bağlanması gereken hukuksal sonuçlar HMK. 219. ve ardından gelen maddelerindeki konuya ilişkin genel düzenlemelere tabidir.
İspatın konusu HMK.nun 187’nci maddede “İspatın konusunu tarafların üzerinde anlaşamadıkları ve uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek çekişmeli vakıalar oluşturur ve bu vakıaların ispatı için delil gösterilir. Herkesçe bilinen vakıalarla, ikrar edilmiş vakıalar çekişmeli sayılmaz.” Şeklinde belirtilirken, ispat yükünün kimde olduğu ise HMK.nun 190’ncı maddesinde “İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir. Kanuni bir karineye dayanan taraf, sadece karinenin temelini oluşturan vakıaya ilişkin ispat yükü altındadır. Kanunda öngörülen istisnalar dışında, karşı taraf, kanuni karinenin aksini ispat edebilir.”düzenlemesi ortaya konmuştur.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 13/07/2011 tarihli kararında “Hemen belirtmelidir ki, satılanın tesliminin “hukuki işlem” niteliğinde olup, buna ilişkin savunmanın hangi delillerle kanıtlanabileceğinin belirlenmesinde, hukuki işlemlerin varlığının kanıtlanmasına ilişkin genel usul hukuku kurallarının (1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 288 ve devamındaki hükümler) göz önünde tutulması gerekir.
İş bu davada dava konusunun, Küçükçekmece …. İcra Dairesi Müdürlüğünün ….. Esas sayılı dosyasına cari hesap alacağının tahsili amacıyla yürüttüğü takibe yapılan itirazın kaldırılması ve davalının iflası talebinden ibaret olduğu, davalının savunma olarak ileri sürdüğü transfer işlemleri olduğu görülmekle birlikte davalının iddialarını destekler nitelikte bir hesap hareketinin bulunmadığı, bu itibarla kök ve ek raporlarımızdaki tespitler davalının savunmalarını ispata yarar delil de sunmadığı dikkate alındığında davaya konu Küçükçekmece …. İcra Dairesi Müdürlüğünün ….. Esas sayılı takip dosyasına davalı tarafından yapılan itirazın 2.527.223,87 TL asıl alacak üzerinden kesin olarak kaldırılmasına karar verilmiştir.
İİK’nun 166/2 maddesinde öngörülen şekilde iflasn avansının yatırıldığı davalının itirazının kesin olarak kaldırıldığı anlaşılmış olup usulde depo emrinin davalı taraf tebliğ edildiği, gerekli ihtaratın yapıldığı, usulüne uygun tefhime rağmen davalının depo emrine esas miktarı mahkememiz veznesine veya davacı alacaklıya ödemediği, böylece; İİK’nun 155,156 ve 158.maddelerindeki yasal koşulların oluştuğu kanaatine varılmıştır.
Tüm bu nedenlerle; davanın kabulü ile İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün … sicil numarasında, ” … MH. .. SK …. ST.2A BL.APT.NO.14/14 BAŞAKŞEHİR/İSTANBUL” adresinde kayıtlı davalı …. -…. SANAYİ”nin İİK’nun 156,158.maddeleri uyarınca iflasına, iflasın 29/09/2022 günü saat 12:49 itibariyle açılmasına karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
Hüküm : Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davanın KABULÜNE;
a) İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünün … sicil numarasında … MH…. SK …. ST.2A BL.APT.NO.14/14 BAŞAKŞEHİR adresi ile kayıtlı …. SANAYİ’nin İİK’nun 158 Maddesi uyarınca İFLASINA,
2-İflasın 29/09/2022 saat 12:49 itibariyle açılmasına,
3-Davalı şirketin iflasına karar verildiğinin ve gerekli işlemlerin başlatılmasının Bakırköy …. İcra ve İflas Müdürlüğüne Uyap üzerinden derhal bildirilmesine,
4-Davalı şirketin iflasına karar verildiğinin İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğüne de bildirilmesine,
5-Harçlar Tarifesi Uyarınca alınması gereken 80,70-TL harçtan davacı tarafça peşin yatırılan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 21,40 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
6-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca tayin ve takdir olunan 9.200,00-TL maktu vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davacı tarafından sarf edilen 59,30-TL başvurma harcı, 59,30-TL peşin harç 20.000,00 TL iflas avansı , 2.453,22 TL basın ilan masrafı, 250,00 TL tebligat ve posta masrafı, 1.450,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 24.271,82 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
8-İİK.nun 164/1 maddesi uyarınca kararın re’sen taraflara/vekillerine tebliğine,
9-Kullanılmayan gider avansının HMK 333. maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden sonra davacıya iadesine,
Dair; 6100 sayılı HMK.’nun 341. ve devamı maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 10 GÜNLÜK süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.. 29/09/2022
Başkan …
¸
Üye …
¸
Üye …
¸
Katip …
¸