Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/435 E. 2023/316 K. 28.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/435 Esas
KARAR NO : 2023/316 Karar

DAVA : Şirket Paydaşlığının Tespiti
DAVA TARİHİ : 02/03/2021
KARAR TARİHİ : 28/03/2023

Davacı tarafından mahkememizde açılan Şirket Paydaşlığının Tespiti davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde; Müvekkilinin karşı taraf davalı şirketin kurucu ortaklarından olduğunu, şirketin 1000 hissesinin 100’ü %10’unun müvekkiline ait olduğu, müvekkilinin adının 24/05/2000 tarihinde, , … Tarihli Ticaret Sicil Gazetelerinde yer aldığını, ancak bu tarihten itibaren müvekkilinin isminin hiçbir ilanda geçmediğini, müvekkilinin ortaklığından çıktığına dair Ticaret Sicil Gazetesine, ilan verilmediğini, Ortaklık Payı başlıklı ve Beyoğlu … Noterliği mühürlü belgede müvekkilinin şirket hisselerin 25/11/2002 tarihinde 700 adedini …’a, 300 adedini ….’a devretmek suretiyle ortaklıktan ayrıldığının yazıldığı, lakin müvekkilinin hiçbir şekilde hisselerini bir başka kişiye devretmediğini, bu hususta bir sözleşme imzalamadığı, noter huzurunda bir akit yapmadığını, ancak bu noktadan itibaren şirketin diğer paydaşlarınca bariz bir şekilde usulsüzlükler yapıldığı, müvekkilinin hukuka aykırı bir şekilde ortaklıktan ayrılmış gibi gösterildiği, müvekkilinin hiçbir şekilde hisselerini bir başka kimseye devretmediğini, anılan nedenlerle hukuka aykırı işlemlerle müvekkilinin şirket hisselerini devretmiş gibi gösterildiği ve müvekkilinin şirket ortaklığının devam ettiğinin tespitinin yapılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacı tarafın hukuki dayanaktan yoksun, mesnetsiz, haksız ve hukuka aykırı tüm taleplerinin ve davanın reddine karar verilmesini, davacının, müvekkili şirketin kuruluşunda yer aldığını, müvekkili şirket sermayesinin % 10’una tekabül eden payların sahibi olduğunu, 2002 yılına kadar süren bu pay sahipliği davacı ile … ve …. arasında imzalanan Anonim Şirket Hisse Devir Sözleşmeleri ile son bulduğunu, söz konusu hisse devir sözleşmeleri ile davacı sahip olduğu toplam 1.000 adet hissenin 700 adedini ….’a, 300 adedini ise ….’a bütün hak ve vecaibi ile hukuka uygun ve geçerli bir şekilde devrettiğini, davacı söz konusu asılsız iddiaları ile 2018 yılında savcılığa suç duyurusunda bulunduğunu ancak İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı 22 Haziran 2020 tarih ve … soruşturma … karar sayılı dosyası ile kovuşturma yapılmasına yer olmadığına karar verildiğini, davacının itirazı üzerine savcılık dosyasını inceleyen İstanbul … Sulh Ceza Hakimliği 13 Kasım 2020 tarih ve … D.İş sayılı kararı ile davacının itirazını reddettiğini, Mahkemece celp edilen söz konusu dosya da davacının iddialarının asılsız ve mesnetsiz olduğunu kanıtlamadığını, aradan geçen 19 yıl düşünüldüğünde davacının her türlü talebinin zamanaşımına uğradığı aşikar olduğunu, davacının zamanaşımı süresi geçtikten sonra davasını açması ve söz konusu zamanaşımı süresinin mahkemenizce re’sen dikkate alınamadığından itirazlarının kabulüyle davacının taleplerinin zamanaşımı sebebiyle de reddine karar verilmesini, davacının aradan geçen yaklaşık 20 yıllık süre içerisinde davacı tarafın şirketten ve/veya yetkililerinden herhangi bir talepte bulunmamış olması, şirketin pay sahibi olduğunu iddia etmesine rağmen herhangi bir soru dahi sormamış olması, kar payı, sermaye artırımı vb. konularda talepte bulunmamış olması, olağan genel kurul toplantısı daveti almaması karşısında şirket yetkililerine başvurmaması ve benzeri birçok husus davacı taraf iddialarının hayatın olağan akışına ve mantığa aykırılığını ortaya koyduğunu, davacı iddiaları tamamen hayal ürünü olup işbu dilekçemiz ekinde sunmuş oldukları bizzat davacının imzasını havi hisse devir sözleşmeleri ve sair deliller gereğince davanın reddine, haksız ve hukuki mesnetten yoksun davanın ve davacı tarafın tüm taleplerinin reddine, yargılama gideri ve ücreti vekaletin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Bilirkişi …. tarafından düzenlenen 04/02/2022 tarihli raporda; “İnceleme konusu, Devreden …, Devir Alan … olan, “300-Üçyüz” adet ve “700-Yediyüz” adet Hisse Devrine ilişkin düzenlenmiş, bila tarihli, 2 adet Anonim Şirket Hisse Devir Sözleşmesinde, Devreden … adına atılmış imzalar ile …’”e ait mukayese imzalar arasında ; tersim biçimi, işleklik derecesi, alışkanlıklar, istif, doğrultu, seyir, hız ve baskı derecesı bakımından da uygunluk ve benzerlikler saptandığından söz konusu 2 adet Anonim Şirket Hisse Devir Sözleşmesinde … adına atılmış imzaların …’in eli ürünü olduğu” sonuç ve kanaatine varıldığı belirtilmiştir.
Adli Tıp Kurumu Başkanlığının Fizik İhtisas Dairesi’nin … Tarih ve .. Sayılı Raorunda;” İnceleme konusu Hisse Devir Sözleşmelerinde …’e atfen atılı imzalar ile …’in mukayese imzaları arasında; tersim biçimi, işleklik derecesi, alışkanlıklar, istif, eğim, doğrultu, seyir, hız ve baskı derecesi bakımından uygunluk ve benzerlikler saptandığından söz konusu imzaların …’in eli ürünü olduğu, İnceleme konusu belgelerin A4 ebadındaki kağıda mürekkep püskürtmeli yazıcı vasıtası ile düzenlenmiş olduğu, İnceleme konusu devir alanın …. olduğu sözleşmede “… ” isim yazısı ile atfen atılı imzanın kesişim noktalarında imzanın mı yazının mı üstte olduğu hususunda teknik bir tespite gidilemediği, İnceleme konusu belgelerde kullanılan kalem mürekkeplerinde yazı yaşı tayinine yarayan ve halen kullanılagelen bilimsel herhangi bir yöntem bulunmadığından, söz konusu sözleşmelerde yazıcı ile doldurulmuş yazıların mı imzaların mı önce oluşturulduğu hususunda zaman birimleri açısından bir tespite gidilemediği, Söz konusu sözleşmelerin …’e ait imzalardan faydalanılarak oluşturulduğunu gösterir bulgu saptanamadığı” sonuç ve kanaatini bildirmişlerdir.
Dava dilekçesi, cevap dilekçeleri, taraf beyanları, bilirkişi raporu, ATK raporu ve tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde;
Dava, şirket paydaşı olduğunun tespiti talebine ilişkindir.
Dava konusu, davacının davalı şirket bünyesindeki hisselerine herhangi bir başka kişiye devretmediği ve usulsüzlük yapıldığı, buna binaen hukuka aykırı şekilde ortaklıktan ayrılmış gibi gösterildiği iddiasına dayalı davacının dava tarihi itibariyle davalı şirketin paydaşı olduğunun tespiti istemine ilişkin olduğu görülmüştür.
Dava konusu bila tarihli anonim şirket hisse devir sözleşmelerinin incelenmesinde; davalı şirketteki paylarının tamamının (1000 adet) devredenin davacı …, “700-Yediyüz” adet hisse yönünden devir alanın dava dışı … olduğu, “300-Üçyüz” adet hisse yönünden devir alanın dava dışı …. olduğu görülmüştür.
Davacı, hisse devir sözleşmeleri üzerindeki imzaların sahte olduğu iddiasında bulunmuştur.
Bir belge üzerinde bulunan imzanın sahte olması halinde, imza sahibinin bu belge ile bağlı olamayacağı sonucuna varmak gerekir.
Mahkememizce aldırılan grafoloji bilirkişisi raporunda ve ATK raporunda, yargılamaya konu anonim şirket hisse devir sözleşmelerinin üzerindeki devreden imzasının davacı eli ürünü olduğunun belirtildiği görülerek, davacının bu devir sözleşmeleri ile bağlı olduğu anlaşılmıştır.
Sözleşmeler üzerindeki imzaların, davacıya ait olduğu anlaşıldığından, sübut bulmayan davanın reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiş ve hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının davasının sübut bulmadığından REDDİNE,
2- Harçlar tarifesi uyarınca alınması gereken 179,90-TL harçtan, peşin yatırılan 97,70 TL harcın mahsubu ile 82,20 TL harcın davacıdan alınarak hazineye İRAD KAYDINA,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
-Davacı tarafça yatırılan gider avansından arta kalan miktarın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa İADESİNE, (Gerekçeli kararın tebliğe çıkarılma masraflarının kalan gider avansından karşılanmasına)
4-Davalı tarafından sarf edilen toplam 14,35-TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
5-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirirmesi nedeniyle karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 9.200,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
Dair; 6100 sayılı HMK.’nun 341. ve devamı maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı
. 28/03/2023

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır