Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/434 E. 2021/619 K. 11.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/434 Esas
KARAR NO : 2021/619

DAVA : Alacak (Taşınmaz Alım-Satımı Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 24/05/2021
KARAR TARİHİ : 11/06/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 11/06/2021
“6100 sayılı HMK’nun 320.maddesinde mahkemenin mümkün olan hallerde tarafları duruşmaya davet etmeden dosya üzerinden karar vereceği düzenlemesi de nazara alındığında somut olayın belirginliğine bağlı olarak hakim duruşma açmama yönündeki takdir hakkını kullanabilecektir.” düzenlemesi de nazara alınarak;
Dava şartları bakımından HMK’nun 114.madde ve 115.maddeleri uyarınca görev bakımından dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda göre dava şartı bakımından dosya incelendi. Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Taşınmaz Alım-Satımı Kaynaklı) davasının dosya üzerinde yapılan incelemesi sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; …, …., …., …. Kavşağı, …, .. Pafta, … Ada, … No.lu Parsel’de inşa edilmekte olan projeden, …. Blok, …. Kat’ta bulunan 14,15,16 no.lu bağımsız bölümler ile aynı yer …. Blok, …. Kat’ta bulunan … no.lu bağımsız bölüm, …. İnşaat Proje Taahhüt Turizm ve Ticaret A.Ş. ile müvekkili arasında imzalanan 01.12.2013 tarihli 4 ayrı adi yazılı “… Projesi Gayrımenkul Satım Sözleşmesi” ile müvekkili tarafından ticari faaliyetleri kapsamında satın alındığını belirterek davalı şirketin sözleşmede belirtilen teslim tarihi ve halen dava tarihi itibariyle sözleşme konusu 4 adet taşınmazı; sözleşmesine, projesine, mahal listesine, teknik şartnamesine uygun olarak tamamlayarak müvekkile teslim etmemesi ve tapu sicilinde müvekkil adına tescil ettirmemesi, dava konusu 4 adet taşınmazın inşa edildiği projenin halen şantiye halinde olması, inşai faaliyetlerin tamamlanmamış/durmuş olması nedenleriyle, öncelikle; …, …, …, … Kavşağı, …, … Pafta, … Ada, … No.lu Parsel’de inşa edilmekte olan projeden, …. Blok, .. Kat’ta bulunan 14,15,16 no.lu bağımsız bölümler ile aynı yer …. Blok, …. Kat’ta bulunan … no.lu bağımsız bölümlere ilişkin, …. İnşaat Proje Taahhüt Turizm ve Ticaret A.Ş. ile müvekkili arasında imzalanan 01.12.2013 tarihli 4 ayrı adi yazılı “…. Projesi Gayrımenkul Satım Sözleşmesi”ni haklı olarak fesih ettiğinin tespiti ile, işbu sözleşmelerden dolayı müvekkilinin uğradığı zararlara ilişkin olarak, fazlaya ilişkin her türlü talep ve dava hakkı saklı kalmak kaydı ile işbu tespit ve belirsiz alacak davanın kabulü ile; işbu ön ödemeli 4 ayrı taşınmaz satım sözleşmesi gereğince sözleşme satış bedeli olarak davalı şirket hesaplarına ödenen toplamda 3.400.000,00 TL’nin, sebepsiz zenginleşme hükümleri uyarınca ve her bir ödeme tarihinden itibaren bilirkişi marifetiyle denkleştirici adalet ilkesine göre tespit edilecek güncel değeri üzerinden yasal ticari faiziyle birlikte davalıdan alınarak müvekkiline iade edilmesi karşılığı olarak, fazlaya ilişkin her türlü dava ve talep hakkı saklı kalmak kaydıyla, bu aşamada 3.400.000,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal ticari faiziyle birlikte davalı şirketten tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE YARGILAMANIN ÖZETİ
Dava; Taşınmaz satış vaadi sözleşmesi kapsamında alacağın tahsili istemine ilişkindir.
Bilindiği üzere mahkemenin görevi HMK 114. maddesi gereğince dava şartı olup, mahkemece kendiliğinden ve yargılamanın her aşamasında gözetilmesi gereken bir husustur.
Yargılama tarihi itibari ile HMK. 114. maddesi çerçevesinde aranan dava şartlarından birisi ise mahkemenin görevli olmasıdır. HMK. 115/1 maddesi uyarınca dava şartlarının mevcut olup olmadığını davanın her aşamasında mahkeme kendiliğinden araştırır. Bu dava şartı noksanlığını mahkeme tespit eder ise HMK .115/2 maddesine göre usulden ret kararı verir. Nitekim dava dilekçesinin içeriğinden, görevsizlik kararı verilmesi gerektiği açıkça anlaşılan hallerde bu kararın verilmesine engel hal bulunmadığı Yargıtay’ın ilgili dairesinin onama kararları ile de açıkça belirlidir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4.maddesinde hangi işlerin ticari dava olarak nitelendirilecekleri belirlendikten sonra anılan kanunun 5.maddesinde ticaret mahkemelerinin kuruluşu ve hangi mahkemelerin ticaret mahkemesi sıfatıyla bakacağı belirlendikten sonra asliye ticaret mahkemesi ile asliye ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişkinin görev ilişkisi olduğu belirtilmiştir.
Ticari davaları, mutlak ticari davalar, nisbi ticari davalar, yalnızca bir ticari işletmeyle ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç grubta toplamak mümkündür.
Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar, 6102 sayılı TTK’nın 4/1. maddesinde bentler halinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu guruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.
Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. 6102 sayıl TTK’nın 4/1. maddesine göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi, hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira; Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
Üçüncü grup ticari davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır. Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması TTK’da yeterli görülmüştür.
Ticari olmayan davalarda görevli mahkeme asliye hukuk mahkemesi olup asliye hukuk mahkemesi ile ticaret mahkemeleri arasındaki ilişki TTK’ nun 5/3.maddesi uyarınca görev ilişkisidir. Göreve ilişkin usul kuralları HMK’nun 114/1-c maddesi uyarınca dava şartıdır. Dava şartları kamu düzeninden olup kamu düzenine ilişkin hususlarda re’sen dikkate alınacak hususlardan olup dava şartı yokluğu halinde HMK’nun115/2.maddesi gereğince dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmesi gerekmektedir.
Halkalı Vergi Dairesi Müdürlüğünün yazı cevabında, davacı …’ün faaliyetinin 31/01/2004 tarihinde sona erdiği, bu tarihten sonra herhangi bir mükellefiyet kaydına rastlanmadığı bildirilmiş olup, davacını TTK analından 1.sınıf tacir olmadığı anlaşılmıştır. Gerçek kişinin şirket ortağı olması onun tacir sıfatı kazandırmayacağı gibi dava konusunun …, …, …, … Kavşağı, …, … Pafta, … Ada, … nolu Parsel’de inşa edilmekte olan projeden, …. Blok, …. Kat’ta bulunan 14,15,16 nolu bağımsız bölümler ile aynı yer 17. Blok, 15. Kat’ta bulunan 134 no.lu bağımsız bölümlere ilişkin olduğu görülmüş ve taşınmazların birden fazla oluşu yatırım amaçlı alım olsa dahi davaya ticari nitelik kazandırmaz ve işin TTK anlamında ticari bir iş olması özelliği de kazandırmayacağından taşınamzların niteliği de dikkate alındığında birden fazla konut alımı vaadi olduğu anlaşılmış olup salt bu tür işlemler ticari sayılmayacağından sonuç olarak mahkememizce yapılan araştırma sonucunda davacının tacir olmadığı da anlaşılmış olup davanın da mutlak ticari dava niteliğinde bulunmaması nedeniyle mahkememizin görevsizliği nedeniyle davanın usulden reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın HMK 114/1-c maddesi gereğince mahkememizin görevsizliği nedeniyle USULDEN REDDİNE,
2-Görevli mahkemenin BAKIRKÖY ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ olduğuna,
3-HMK’nun 20 maddesi uyarınca kararın kesinleşmesini müteakip yasal iki haftalık sürede talepte bulunulduğunda dosyanın görevli Bakırköy Asliye Hukuk Mahkemesi’ne tevzi edilmek üzere Bakırköy Hukuk Mahkemeleri Tevzi Müdürlüğü’ne GÖNDERİLMESİNE,
4-İki haftalık süre içerisinde dosyanın gönderilmesi talebinde bulunulmadığı takdirde davanın açılmamış sayılacağının ihtarına,
5-Mahkememizce verilen görevsizlik kararının kesinleşmesinden sonra dava yetkili ve görevli mahkemede devam edilmemesi ve talep halinde yargılama giderlerinin değerlendirilerek HMK’ nun 331/2. maddesi gereğince bir karar verileceğinin İHTARATINA,
6-Harç ve masrafların görevli mahkemede nazara ALINMASINA,
Dair; 6100 sayılı HMK.’nun 341. ve devamı maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere tarafların yokluğunda dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda karar verildi.11/06/2021
Başkan …
¸
Üye … ¸
Üye …
¸
Katip …
¸