Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/406 E. 2022/814 K. 20.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/406 Esas
KARAR NO : 2022/814 Karar

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 07/05/2021
KARAR TARİHİ : 20/09/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde; Davalı aleyhine, Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün ….. Esas sayılı dosyasından başlatılan icra takibine davalı tarafça itiraz edildiğini, haksız ve hukuki dayanaktan yoksun itirazın iptalini ve takibin devamını talep etme zorunluluğu doğduğunu, taraflar arasındaki mevcut güven ve ticari ilişkinin bozulmaması açısından, hukuki yollara müracaat etmeden önce, müvekkil adına vekaleten 25.06.2020 tarih … yevmiye numaralı ihtarnamenin davalı tarafa gönderildiğini, ihtarnamenin yanı sıra dava yoluna başvurmadan önce zorunlu ticari arabuluculuk yoluna da başvurulduğunu, arabuluculuk görüşmesinin de anlaşamama şeklinde sonuçlandığını, müvekkili şirket tarafından davalıya mevcut borca ilişkin olarak faturalar ve faturalara konu mallar gönderildiğini ve bunların kayıt altına alındığını, müvekkilinin, davalıya göndermiş olduğu mevcut borca ilişkin faturalara davalı tarafından herhangi bir itirazda bulunulmadığını, buna rağmen davalı/borçlunun söz konusu takibe itiraz etmesinin açıkça kötü niyetli olduğunu gösterdiğini, müvekkilinin davalı şirketten takip tarihi itibariyle 43.775,66 TL tutarında alacağının mevcut olduğunu, söz konusu alacağın likit olduğunu, davalı tarafın alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatı ödemesi gerektiğini, neticede davanın kabulü ile davalı tarafından icra dosyasına yapılan itirazın iptali ile takibin devamına, davalı aleyhine alacağın %20’den aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatına mahkûm edilmesine, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin de davalı yan üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davaya konu malzeme ayıplı ürünün niteliğinde olduğunu ve 6098 sayılı yasanın 219.maddesi gereğince davacı sattığı ürün nedeniyle ortaya çıkan zararı gidermek zorunda olduğunu, davanın tarafları arasındaki ticari ilişkinin 2018 yılında başladığını, davalı, davacının imalat ve satışını gerçekleştirmiş olduğu aynı ürünlerden iki yıla yakın süreyle alımlar yaptığını, davacıdan temin edilen ürünlerin aynı nitelikli ürünler ve bu ürünlerle imal edilen tişörtler de aynı proseslerden geçerek üretilen aynı ürünler olduğunu, davacıdan Ekim 2019 tarihinde satın alınan ürünler (… ve … model numaralı lastikler) her zamanki işlemlere tabi tutularak imal edilen tişörtlerde kullanıldığını ve bu ürünlerin bir Avustralya firması olan … ünvanlı şirkete Türkiyedeki temsilcisi bulunan … Mümessillik aracılığı ile ihraç edildiğini, tişörtlerde kullanılan davacı ürünlerinin hatalı olduğu (olmaması gerektiği halde lastiğin tişörtlerin üzerine renk vermesi) görselleriyle birlikte yurt dışındaki alıcı tarafından davalı tarafa bildirildiğini, ayıp bildirimi üzerine davalı derhal söz konusu ürünle ilgili test işlemlerinin gerçekleştirildiğini, uluslararası standartlarda test işlemleri yapmakta olan …. Hizmetleri A.Ş ünvanlı şirket tarafından yapılan testler sonucunda davacıya ait ürünün standartları karşılamadığının tespit olunduğunu, yapılan test işleminin sonuçları derhal davacı satıcıya bildirilerek, reklamasyona tabi tutulan ürünlerin bedeli olan 44.000 TL (satış bedeli olan 11.475 AUD karşılığı) davacı satıcıdan talep olunduğunu, davacı tarafın neden olduğu davalı zararı ödeme belgesinin düzenlendiği tarih itibariyle 66.784 TL tutarında olduğunu, haksız ve yasal dayanaktan yoksun davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Bilirkişi heyeti 14/01/2022 havale tarihli bilirkişi raporunda; Davacı tarafın 2020 yılına ait ticari defter ve kayıtlarını usulüne uygun tuttuğunu ve sahibi lehine delil niteliği taşıdığı, davalı tarafın 2020 yılına ait ticari defter ve kayıtlarını usulüne uygun tuttuğunu ve sahibi lehine delil niteliği taşıdığı, davacı tarafın davalı tarafa düzenlediği 2020 yılında toplam 23 adet ve KDV dâhil 107.631,74 TL tutarlı faturanın olduğu, 9 adet ve KDV dâhil 43.775,66 TL tutarlı faturanın takibe konu edildiği, İş bu faturaların tamamının açıklama kısımlarının, miktar ve birim fiyatlarının belirtildiği, faturaların e-fatura olduğu ve teslim eden ile teslim alan kısımlarının olmadığı, imza ile teslim edilmediği ve teslim alınmadığı, İş bu faturaların tamamının davacı ve davalı tarafın yasal defterlerine usulüne uygun olarak işlendiği, Davalı tarafın faturalara itiraz ettiğine dair dosya muhteviyatında herhangi bir ihtarname, evrak yada belgeye rastlanılmadığını,“Türk Ticoret Kanununun MADDE 21 —(2) Bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır.” İfadesinin yer aldığını, davacı tarafın dosya muhteviyatına sunduğu cari hesap ekstresinde, 2018 yılı: Davalı taraf ile cari hesap ilişkisinin 01.01.2020 tarihli 23.034,21 TL (B) tutarlı kayıt işlemi ile başladığı, 04.03.2020-31.12.2020 tarihinde davacı tarafın davalı taraftan 43.775,66 TL alacaklı olduğu, davalı tarafın desya muhteviyatına sunduğu cari hesap ekstresinde, 2020 yılı; Davacı taraf ile cari hesap ilişkisinin 01.01.2020 tarihli 23.034,21 TL (A) tutarlı kayıt işlemi ile başladığı, 04.03.2020 tarihinde davalı tarafın davacı tarafa 43.775,66 TL borçlu olduğu, 04.03.2020 31.12.2020 tarihinde davalı tarafın davacı tarafa 43.775,66 TL borçlu olduğunun tespit edildiğini, davalı tarafın dosya muhteviyatına sunduğu cari hesap ekstresinde, 2020 yılı: Davacı taraf ile cari hesap ilişkisinin 01.01.2020 tarihli 23.034,21 TL (A) tutarlı kayıt işlemi ile başladığı, 04.03.2020 tarihinde davalı tarafın davacı tarafa 43.775,66 TL borçlu olduğu, 04.03.2020 31.12.2020 tarihinde davalı tarafın davacı tarafa 43.775,66 TL borçlu olduğunun tespit edildiğini, tarafların ticari defter ve kayıtlarının birbirini teyit ettiği, her iki tarafın ticari defter ve kayıtlarında 04.03.2020-31.12.2020 tarihinde davacı tarafın davalı taraftan 43.775,66 TL alacaklı olduğu, Davacının Ekim 2019 ayında davalıya satmış olduğu ve davalının .. ve … model nolu ürünlerde kuilandığı lastiklerin sürtme haslığı düşüklüğü nedeniyle ayıplı olduğu, sürtme haslığı düşüklüğü ayıbının test yapılarak anlaşılabilecek ayıp olduğunu, davalının süresinde muayene ve ayıp ihbarı yükümlülüğünü yerine getirmediğini, tarafların tazminat, muhakeme masrafları ve benzeri taleplerinin, mahkememiz takdirlerine ait olduğunu bildirir görüş ve kanaatlerini belirtmişlerdir.
Bilirkişi heyeti 18/07/2022 havale tarihli bilirkişi raporunda; Somut olaydaki iddia, savunma, vakıa ve sunulan belgeler Mahkemenin taraflarına tevdi ettiği görev kapsamında değerlendirildiğinde; davalı vekilinin kök bilirkişi raporuna karşı beyan ve itirazlarının değerlendirilmiş olduğunu, kök rapordaki tespit ve değerlendirmelerde herhangi bir değişiklik bulunmadığını bildirir görüş ve kanaatlerini belirtmişlerdir.
Dava dilekçesi, cevap dilekçesi, Bakırköy … İcra Dairesi’nin ….. E. sayılı dosyası, taraf beyanları, bilirkişi kök ve ek raporu ve tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde;
Dava, 2004 sayılı İcra İflas Kanunu’ nun 67. maddesine dayalı itirazın iptali isteminden ibarettir.
Dava konusu, taraflar arasındaki ticari ilişkiye dayalı olarak fatura alacağının tahsili istemiyle başlatılan icra takibine davalı borçlu tarafından yapılan itirazın iptaline ilişkin olduğu görülmüştür.
Dava konusu Bakırköy …. İcra Müdürlüğünün ….. Esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde; davacı tarafından davalı aleyhine 43.775,66 TL fatura alacağının faiziyle tahsili talep edilmiştir. Davalıya ödeme emri tebliğ edilmiş, davalı borçlu borca itiraz ettiğini belirtmiştir. İtiraz üzerine takibin durduğu ve süresinde iş bu davanın açıldığı görülmüştür.
Dava konusu miktar 43.775,66-TL’dir.
Taraflar tacir olup delil olarak ticari defterlere dayanıldığından TTK’nun 83 ile 85 ve HMK’nun 222’nci maddeleri uyarınca tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiştir.
Davacının ve davalının incelemeye konu ticari defterlerinin yasal şartları taşıdığı ve davacı ve davalı lehine delil niteliğinin olduğu dosya kapsamı içeriğinden anlaşılmıştır.
Taraflar arasındaki ticari ilişkinin varlığı fatura ve ticari defter ve ticari kayıtlar içeriğinden anlaşılmaktadır.
Davacının ve davalının ticari defterler kayıtlarının ve bilirkişi heyet raporunun incelenmesinde;
– Takibe konu 9 adet KDV dahil toplam 43.775,66 TL miktarlı faturaların davacının ve davalının defterlerinde kayıt olduğu; iadelerine yönelik herhangi bir kaydın olmadığı;
– Davacının defter ve belgelerine göre, icra takip tarihi itibariyle davalıdan 43.775,66 TL alacaklı olduğu,
– Davalının defter ve belgelerine göre, icra takip tarihi itibariyle davacıya 43.775,66 TL borçlu olduğu görülmüştür.
Bu haliyle tarafların defter ve belgelerine göre davacının, davalıdan 43.775,66 TL alacağı olduğu anlaşılmıştır.
* Davalı tarafın, davacının teslim ettiği ürünlerdeki ayıptan kaynaklı olarak borçlu olmayıp, aksine alacaklı olduğu iddiası mevcuttur. Bu iddia değerlendirildiğinde;
– Taraflar arasında malın teslimi noktasında ihtilaf bulunmamaktadır. Taraflar arasında birden fazla alım – satım ilişkisi ve buna dayalı teslim bulunmaktadır. Davalının, davacıdan satın alınan lastiklerin sürtme haslığının gri skalaya göre en az 4 olması gerekirken 3 çıkması ayıbını, lastikleri davacıdan aldıktan yaklaşık 5 ay sonra yurt dışı müşterisinin bildirmesi ile 09.03.2020 tarihinde haberdar olduğunu ve davacıya 16.03.2020 tarihinde e-mail yoluyla ayıp ihbarında bulunduğu anlaşılmıştır.
– Davacı tarafından, davalıya satılan … ve …. model numaralı lastiklerin bağımsız ve akredite test laboratuarı test raporuna göre, kuru sürtme haslığının gri skalaya göre en az 4 olması gerekirken 3 çıktığı anlaşılmıştır.
– 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nda tacirler arasındaki ihbar ve ihtarların ne şekilde yapılacağı 18/3. Maddesi “Tacirler arasında, diğer tarafı temerrüde düşürmeye, sözleşmeyi feshe, sözleşmeden dönmeye ilişkin ihbarlar veya ihtarlar noter aracılığıyla, taahhütlü mektupla, telgrafla veya güvenli elektronik imza kullanılarak kayıtlı elektronik posta sistemi ile yapılır.” şeklindedir.
– Madde gerekçesinde, “… Bu maddenin üçüncü fıkrasında üç köklü değişiklik yapılmıştır. (1)Hükümdeki şekil, geçerlilik şartı olmaktan çıkarılmış, ispat şartına dönüştürülmüştür. Bu amaçla eski metinde yer alan “muteber olması için” ibaresine metinde yer verilmemiştir. Bu değişikliğin sebebi, geçerlik şartının artık haklı bir gerekçesinin bulunmaması ve teknikteki hızlı gelişmedir. Ayrıca hiçbir modern kanunda bu kadar ağır bir geçerlilik şartı yer almamaktadır. Şartın tacir gibi basiretli bir işadamı için öngörülmüş olması da anlamsız bulunmuştur. (2) İadeli taahhütlü mektup taahhütlüye dönüştürülmüştür. Çünkü , burada varma teorisinin kabulünü haklı gösterecek bir gerekçe mevcut değildir. (3) Güvenli elektronik imza hem Borçlar Kanununda kabul edilmiş hem de düzenli bir sisteme bağlanmıştır. Hükme bu olanak da eklenmiştir.” şeklinde açıklanmış ve böylece tacirler arasında ihtar ve ihbarlar için öngörülen şekil şartı geçerlilik şartı olmaktan çıkarılmıştır. Davalı tarafça e-mail yoluyla 19.03.2020 tarihinde ayıp ihbarı yapılmıştır.
Tacirler arasında satışa konu malın ayıplı çıkması halinde, alıcının yasal haklarını kullanabilmesi için 6102 sayılı TTK.’nun 18/1-c maddesindeki süreler içerisinde ayıp ihbarında bulunması zorunludur. Bu süreler, satılan malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise iki gün, açıkça belli değilse sekiz gündür. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, 25.05.2016 Tarih ve 2014/19-861 E. – 2016/632 K. Sayılı ilamı.), (İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi, 27.10.2020 Tarih ve 2018/2028 E. – 2020/1087 K. Sayılı ilamı.) ve (İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi, 29.11.2018 Tarih ve 2018/725 E. – 2018/1428 K. Sayılı ilamı.)
Bu durumda, davalı alıcı tarafından yukarıda anlatılan TTK’nın 18/3. maddesindeki usule göre, maldaki ayıpla ilgili muayene ve ihbar yükümlülüklerinin süresi içerisinde ve kanunda belirlenen usule uygun yerine getirilmesi gerekmektedir.
Yargılamaya konu kuru sürtme haslığının gri skalaya göre en az 4 olması gerekirken 3 çıkmasına yönelik ayıp; teslim sırasında açıkça belli olmayan, olağan bir muayene ile meydana çıkacak ayıp olup, ihbar süresi 8 gündür.
Davalı tarafça, 8 günlük ihbar süresinde ayıp ihbarında bulunulmadığı; lastiklerin davacıdan alındıktan yaklaşık 5 ay sonra ayıp ihbarında bulunulduğu anlaşıldığından, bu aşamada süreside ayıp ihbarı yapılmadığından, davalının iddialarına itibar edilmemiştir.
Yaptırılan bilirkişi incelemesine göre alacağın likit olduğu anlaşıldığından, davalının ayrıca icra inkar tazminatına da mahkum edilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki gibi hüküm fıkrası oluşturulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının davasının KABULÜ İLE
-Bakırköy …. İcra Müdürlüğünün ….. Esas sayılı icra dosyasına davalı borçlu tarafından yapılan itirazın iptali ile takibin kaldığı yerden aynen devamına,
-Alacağın %20’si olan 8.755,13TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
-İcra takibinde davacının talebini aşmamak kaydıyla ticari avans faizinin uygulanmasına,
2-Harçlar tarifesi uyarınca alınması gereken 2.990,31 TL harçtan davacı tarafça peşin yatırılan 528,36 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 2.461,95 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat KAYDINA,
-Arabuluculuk sonuç tutanağı tarihi itibariyle yürürlükte bulunan tarifeye göre tahakkuk eden 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
-Davacı tarafça sarf edilen toplam 596,16 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Davacı tarafından sarf edilen / edilecek toplam 1.959,60 TL yargılama giderinin (Tebligat, müzekkere, bilirkişi ücreti) davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
-Davacı tarafça yatırılan gider avansından arta kalan miktarın (Bilirkişi olarak görevlendirilen …’in toplam ücreti olan 950,00 TL ödendikten sonra) karar kesinleştiğinde yatıran tarafa İADESİNE, (Gerekçeli kararın tebliğe çıkarılma masraflarının kalan gider avansından karşılanmasına)

4-Davalı tarafça yatırılan gider avansından arta kalan miktarın davalı tarafa İADESİNE,

5-Davanın kabul miktarı dikkate alınarak karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca tayin ve takdir olunan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
Dair; 6100 sayılı HMK.’nun 341. ve devamı maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 20/09/2022

Katip ….
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır