Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/403 E. 2021/1173 K. 03.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/403 Esas
KARAR NO : 2021/1173

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 06/05/2021
KARAR TARİHİ : 03/12/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 03/01/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; “Büyükçekmece … İcra Dairesinin ….. Esas sayılı dosyası ile borçlu aleyhine başlatılan takibe borçlunun, borca itirazda bulunduğunu, yapılan arabuluculuk görüşmesi de olumsuz sonuçlandığından iş bu itirazın iptali davasını açma zorunluluğu hasıl olduğunu, borçlunun, yetki itirazıyla birlikte borcun tamamına ve ferilerine de itiraz ettiğini, yapılan borca itirazın hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, taraflar arasında cari hesap ilişkisinin mevcut olduğunu, ekte sundukları cari hesap ekstresinde borçlu tarafından önceden yapılan ödemelerin göründüğünü, takibe konu cari hesap ekstresinde, borçlunun hizmet aldığı, hizmet karşılığında fatura kesildiği ve ödemelerin yapıldığının görüldüğünü, son duruma bakıldığında bakiye borcun 3.179,88-TL olduğu, 21.11.2018 tarihi itibariyle 1.500 TL ödeme yapıldığı ve son olarak 1.679,88-TL bakiye borcun kaldığının görüldüğünü, bu tarihten sonra müvekkile bir ödeme yapılmadığını, ticari işletmeler arasında mal ve hizmet tedariki amacıyla yapılan işlemlerde, alacaklının, kanundan veya sözleşmeden doğan tedarik borcunu yerine getirmiş olmasına rağmen, borçlu, gecikmeden sorumlu tutulamayacağı hâller hariç, sözleşmede öngörülmüş bulunan tarihte veya belirtilen ödeme süresinde borcunu ödemezse, ihtara gerek olmaksızın temerrüde düşeceğini, bu sebeple asıl borca avans faizi işletilerek takip talebinde bulunulduğunu, dolayısıyla borçlunun faiz oranına ve faiz miktarına yönelik itirazının da hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, tarafların ticari defterleri incelendiğinde borç ve ferilerinin ortaya çıkacağını, bu yüzden ivedilikle bilirkişi incelemesi yapılması ve buradan sonuca ulaşılmasının, davacının kötüniyetli olması sebebiyle müvekkil şirketin daha fazla zarara uğramasını ve yargısal makamların gereksiz yere işgal edilmesini engelleyeceğini, kanundan kaynaklanan zorunlu ticari arabuluculuk görüşmesinin yapıldığını ve fakat bu görüşmeden olumlu sonuç alınamadığını, arabuluculuk anlaşmama tutanağı suretinin ekte sunulduğunu, neticeten; borçlunun haksız ve kötüniyetli itirazının iptaline, itiraz dolayısıyla durdurulan takibin devamına, borçlunun kötüniyeti sabit olduğundan alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini” dava ve talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; “Ön inceleme duruşma tutanağının taraflarına 30.09.2021 tarihinde tebliğ edildiğini, iş bu dilekçeyle yasal süre içerisinde cevap dilekçelerini sunduklarını, davacının, iş bu ikamet ettiği davayı görevsiz Mahkemede açtığını, kabul anlamına gelmemekle birlikte müvekkili firma ile davacı şirket arasında tüketici işlemi bulunmakta olup, bu davanın Tüketici Mahkemelerinde açılması gerektiğini, tüketici işleminin; mal veya hizmet piyasalarında ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketici arasında kurulan her türlü sözleşme veya hukuki işlem olarak ifade edildiğini, bu tanıma göre müvekkili firma ile davacı …. Teknoloji A.Ş. ile aralarında tüketici işleminin varlığının kabulünün gerektiğini, açıklanan sebeplerle bu davanın öncelikle görevsizlik sebebiyle reddini, dosyanın Bakırköy Tüketici Mahkemesine gönderilmesini talep ettiklerini, müvekkili şirketin davacı tarafa herhangi bir borcunun bulunmadığını, davalının, davacı şirket ile herhangi bir alışverişinin olmadığını, davacı şirket ile müvekkili arasında herhangi ticari ilişki bulunmadığını, davalı müvekkilinin, davacı taraf ile arasında hukuki, fiili hiçbir irtibatının mevcut olmadığını, alacak ilişkisinin de bulunmadığını, davacı tarafından, davalı aleyhine yapılan takibin haksız ve kötü niyetli olduğunu, hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, tüm bu hususların ticari defterleri ile de sabit olduğunu ve inceleme neticesinde de ortaya çıkacağını, davacı şirketin müvekkili şirketin herhangi bir borcu bulunmamasına karşın davaya konu icra takibini yapmasının haksız ve kötüniyetli olduğunu, müvekkili şirketten haksız kazanç elde etme gayesi ile hareket ederek icra takibi başlattığını, İcra ve İflas Kanunu’nun 72. Maddesinde, takibin haksız ve kötüniyetli olarak başlatılmasının anlaşılması halinde, talep üzerine dava açılması sebebiyle uğranılan zararın alacaklıdan tahsiline karar verileceğine hükmedildiğini, dava konusu likit alacak olup, davacı kötü niyetle icra takibi başlattığından davacı şirketin %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep ettiklerini, neticeten; öncelikle görevsizlik sebebiyle dosyanın görevli Bakırköy Tüketici Mahkemelerine gönderilmesini, Mahkeme aksi kanaatte ise haksız ve mesnetsiz davanın reddine, Büyükçekmece …. İcra Müdürlüğü’nün ….. E. Sayılı icra takibinin iptaline, davacının haksız ve kötüniyetli olarak icra takibi başlatması sebebiyle %20’den aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davacıya tahmil edilmesine karar verilmesini” talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, cari hesap ekstresinden kaynaklanan fatura alacağının tahsili için girişilen icra takibine vaki itirazın İİK’nun 67.maddesi gereğince iptali ile takibin devamına ve icra inkar tazminatı istemine ilişkindir.
Büyükçekmece …. İcra Müdürlüğünün ….. esas sayılı takip dosyası UYAP sistemi üzerinden celp edilmiş olmakla incelenmesinde; alacaklı davacı şirket tarafından borçlu davalı hakkında 1.679,88-TL asıl alacak, 776,18-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 2.456,06-TL alacağın tahsili istemiyle takip başlatıldığı, yapılan itiraz üzerine takibin durdurulmasına karar verildiği, yasal süre içerisinde mahkememize itirazın iptali davası açıldığı görülmüştür.
Davalı tarafça, verilen kesin süre içerisinde uyuşmazlık dönemine ilişkin şirketin ticari defter ve kayıtları Mahkememize sunulmamış, defter ve kayıtların nerede olduklarına dair beyanda bulunulmamıştır.
Mahkememiz dosyası tarafların iddia ve savunmaları, sunulan deliller, dosya kapsamı belgeler ve her iki tarafa ait ticari defter ve kayıtlar incelenmek sureti ile tarafların ticari defterlerinin usulüne uygun tutulup tutulmadığı, lehlerine delil niteliğinde olup olmadığı hususları ile takip tarihi itibariyle taraflar arasındaki ticari ilişki kapsamında davacının davalı şirketten alacaklı olup olmadığı, alacağın varlığı hususlarında rapor düzenlenmek üzere SMMM bilirkişiye tevdi edilmiş, bilirkişi tarafından 23/10/2021 tarihli rapor tanzim edilerek mahkememiz dosyasına ibraz edilmiştir.
SMMM bilirkişinin 23/10/2021 tarihli raporuna göre; “…Davacı şirketin 2016-2020 dönemine ait ticari defterlerinin birbirini doğruladığı ve delil niteliğinin bulunduğu, davalı şirketin ticari defterlerinin 08.10.2021 tarihli inceleme gününde ibraz edilmediği, Taraflar arasında bulunan ticari ilişkinin mal ve hizmet alım satımına dayalı cari hesap ilişkisi olduğu, icra takibinin 2 adet hizmet faturasından kalan cari hesap bakiyesine dayandırıldığı, davacı tarafın icra takibine konu ettiği 21.05.2018 tarihli 34,41-TL kalan bakiye ile toplam 3.233,79-TL bedelli 2 adet makine çekim bedeli hizmeti faturalarına istinaden davalı tarafından gönderilen 1.500,00-TL banka havalesi ve davalı tarafça düzenlenen 88,32-TL tutarındaki hizmet faturasının davacı yanın ticari defterlerinde kayıt altına alındığı, Davacı yanın 17.03.2021 icra takip tarihi itibariyle davalı yandan 1.679,88-TL alacaklı olduğu ve davalı şirketten talep edebileceği, takip tarihinden itibaren de TCMB Kısa Vadeli Krediler Avans Faiz oranlarının tatbiki suretiyle hesaplanacak ticari faizi (%16,75 ticari değişen oranlardaki faizi) ile birlikte talep edebileceği” değerlendirme ve tespitlerinin yapıldığı anlaşılmıştır.
Bilirkişi raporu taraf vekillerine tebliğ edilmiş, taraf vekilleri tarafından bilirkişi raporuna karşı beyan ve itiraz dilekçeleri sunulmuştur.
Mahkememizce 23/10/2021 tarihli bilirkişi raporu dosya içeriğine uygun ve denetime elverişli bulunmuştur.
İİK’nun 67. maddesinde “Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.” hükmüne yer verilmiştir.
İcra ve İflas Kanunu’un 67/2.maddesinde “Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.” hükmüne yer verilmiştir.
Yapılan yargılama, yukarıda açıklanan yasal düzenlemeler, Büyükçekmece … İcra Müdürlüğünün ….. esas sayılı takip dosyası, 23/10/2021 tarihli bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; taraflar arasında mal ve hizmet alım satımına dayalı ticari bir ilişki bulunduğu, bu ilişki kapsamında davacı tarafça düzenlenen fatura bedellerinin davalı şirket tarafından ödenmediği, 23/10/2021 tarihli bilirkişi raporuna göre davacının ticari defter ve kayıtları üzerinde yapılan incelemede davacının davalı şirketten icra takip tarihi itibariyle 1.679,88-TL cari hesap bakiye alacaklı olduğunun tespit edildiği, davalı tarafça ihtara rağmen davalı şirkete ait ticari defter ve kayıtların Mahkemeye sunulmadığı ve yerinin de bildirilmediği, bu durumda davacının ticari defter kayıtları ile alacağın varlığının ispatlandığı anlaşıldığından, denetime uygun ve hüküm kurmaya elverişli bilirkişi raporu da gözönüne alınarak davanın kısmen kabulü ile, davalının Büyükçekmece … İcra Müdürlüğünün ….. esas sayılı takip dosyasındaki asıl alacağa yönelik itirazının iptali ile, 1.679,88-TL asıl alacak üzerinden takibin devamına karar vermek gerekmiş, icra takibine konu alacağın davalı tarafından bilinebilir, hesaplanabilir ve likit olduğu anlaşıldığından, asıl alacağın % 20’si oranında, borçlu davalının icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, davalının takipten önce temerrüde düşürüldüğüne dair somut delil dosyaya sunulmadığından işlemiş faiz talebinin reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde tüm hususları içerir hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
DAVANIN KISMEN KABULÜ İLE;
Davalının aleyhine yapılan Büyükçekmece … icra Müdürlüğünün ….. esas sayılı takip dosyasına yapmış olduğu İTİRAZIN KISMEN İPTALİNE,
Takibin asıl alacak miktarı olan 1.679,88-TL üzerinden DEVAMINA,
Hüküm altına alınan asıl alacağa davacının takip talebindeki miktarı aşılmamak üzere takip tarihinden itibaren avans faiz İŞLETİLMESİNE,
Hüküm altına alınan 1.679,88-TL asıl alacağın %20’sine tekabül eden 335,97-TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak DAVACIYA ÖDENMESİNE,
Fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gereken 114,75-TL karar ve ilam harcından 59,30-TL peşin harç ile icra dosyasına yatırılan 12,28-TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 43,17-TL harcın davalıdan alınarak hazineye GELİR KAYDINA,
Arabuluculuk sonuç tutanağı tarihi itibariyle yürürlükte bulunan tarifeye göre tahakkuk eden 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin davanın red ve kabul oranına göre hesaplanıp takdir olunan 699,60-TL’ sinin davacıdan, 620,40-TL’ sinin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
Davacı tarafından yapılan 59,30-TL başvurma harcı, 59,30-TL peşin harç, icra dosyasına yatırılan 12,28-TL peşin harç, 92,50-TL posta gideri, 500,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 723,38-TL yargılama giderinden kabul ve red oranına göre hesaplanıp takdir olunan 347,19-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, kalan miktarın davacı üzerinde bırakılmasına,
Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden A.A.Ü.T gereğince hesaplanıp takdir olunan 1.679,88-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden A.A.Ü.T gereğince hesaplanıp takdir olunan 1.820,12-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
Kullanılmayan gider avansının HMK 333. maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden sonra davacıya iadesine,
HMK’nın uygulanmasına dair yönetmeliğin 58/1 maddesi gereğince taraflardan birinin talebi halinde gerekçeli kararın taraflara tebliğine,
Dair; davacı vekiline e duruşma sistemi aracılığıyla, davalı vekilinin yokluğunda miktar itibarıyla KESİN olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 03/12/2021

Katip …
¸e-imza

Hakim …
¸e-imza