Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/394 E. 2023/298 K. 28.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/394 Esas
KARAR NO : 2023/298 Karar

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 03/05/2021
KARAR TARİHİ : 28/03/2023

Davacı tarafından mahkememizde açılan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde; Davalının ithalatçı olduğu … marka …. plakalı araç müvekkilimiz tarafın satın alınmış ve müvekkili adına 21/10/2015 tarihinde tescil edildiğini, aracın periyodik kontrolleri düzenli olarak müvekkili tarafından davalı şirketin yetkili servisinde yapıldığını, aracın düzenli kontrolleri sırasında ilk başlarda bir sorun olmadığının sanılmasına rağmen bir süre sonra aracın ayıplı olmasından kaynaklanan arıza baş göstermeye başladığını, yapılan periyodik kontrolde bu husus 07/08/2020 tarihinde … numaralı iş emri formunda kayda alındığını, müvekkilinin araç arızası hususunda davalı şirket yetkili servisine başvurduğunu, yetkili servis bu arızayı kullanıcı hatası olarak nitelediğini, bunun üzerine müvekkili adına Büyükçekmece …. Sulh Hukuk Mahkemesi … D. İş. dosyasından delil tespiti talep edildiğini, başvuru sonucu sayın mahkeme tarafından aldırılan 09/11/2020 tarihli raporu dava dilekçesi ekinde sunduklarını, Alınan bilirkişi raporuna göre Sayın Bilirkişi;“…. plaka sayılı aracın yürüyen aksamlarında hasarın mevcut olduğu, uygun vites düzeyine kendi kontrol sistemi sayesinde otomatik olarak erişen şanzıman sistemine aracın kullanımı sırasında sürücünün harici müdahalesinin mümkün olamayacağı, arızanın tamamen üretim ve imalat kaynaklı nedenlerden oluşabileceği, aracın yürüyen aksamının kendisinden beklenen faydayı sağlayamadığı ve henüz 76.000 km de bu şekilde bir hasarın oluşmasının olağan dışı olduğu, Konu araçta gizli ayıbın mevcut olduğu, ayıbın aracın satışı sırasında normal kontrollerde ve kısa süreli kullanımı sırasında fark edilemeyecek nitelikte olduğu, kullanımı sırasında sonradan ortaya çıkabilecek gizli ayıp niteliğinde olduğu, ayıbın giderilmesine ilişkin gerekli olan yedek parça ve işçilik toplam tutarının KDV dahil 59.064,34 TL’si olduğuna” şeklinde rapor tanzim edildiğini, böylelikle yetkili servisin kullanıcı hatası olarak nitelendirmesinin hatalı olduğu müvekkilinin bir kusurunun bulunmadığı, sorunun imalat ve üretim kaynaklı olduğu açığa çıktığını, … marka …. plakalı araçtaki ayıp nedeni ile araçta oluşan hasar bedeli/tazminat, ikame araç bedeli/kazanç kaybı, araçtaki ayıp nedeniyle oluşan değer kaybının HMK’nın m. 107 kapsamında belirsiz alacak davası olarak, talep artırım haklarımız saklı kalmak kaydı ile, şimdilik 300,00 TL’sinin davalıdan alınarak müvekkiline verilmesine karar verilmesini, fazlaya ilişkin haklarının saklı tutulmasını, yargılama gideri ve vekâlet ücretinin davalı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacı tarafın talep ve iddialarını kabul etmek mümkün olmadığını, davacı usulüne uygun ayıp ihbarında bulunmadığını, Türk Ticaret Kanunu ve Türk Borçlar Kanunu hükümlerinin yüklediği yükümlülükleri yerine getirmediğini, dava dilekçesi usul ve yasaya aykırı olduğunu, davacının bu şekilde belirsiz alacak davası açmasında hukuki yarar olmadığını, davacının dava açmakta hukuki yararının bulunması hmk’nın 114’üncü maddesi uyarınca dava şartlarındandır ve dava şartlarının bulunmadığının tespiti halinde ise davanın usulen reddi gerektiğini, aracın trafiğe çıkış tarihi 22.10.2015 olup, garanti süresi 22.10.2017 tarihi itibarıyla bittiğini, işbu dava ise 03.05.2021’de ikame edilmiş olup, davacının talep ve dava hakkı zamanaşımına uğradığını, İşbu davanın, öncelikle zamanaşımı nedeniyle reddi gerektiğini, davacının dava ve talep hakkı, genel hükümler çerçevesinde zamanaşımına uğradığını, dava konusu araçta meydana gelen arıza ürün veya hizmet kaynaklı olmadığını, dava konusu şikayet ve/veya servis girişi sırasında araç Garanti kapsamında değildir ve yaklaşık 5 yıl-75.000 km boyunca kullanıldığını, dava konusu araç ayıplı değildir. Konusunda uzman bilirkişiler tarafından yapılacak incelemede araçta ayıp olmadığı net bir şekilde anlaşılacağını, kesinlikle esasa yönelik beyan, cevap ve her türlü itiraz hakkımızı saklı tuttuklarını, Anılan ve yukarıda açıklanan nedenlerle, davacının tüm iddia ve talepleri haksız ve hukuka aykırı olup kabulü mümkün olmadığını, bununla birlikte davacı tarafından dava dilekçesi ekinde sunulan belgeler var ise bunlar tarafımıza tebliğ edilmediğinden bunlara ilişkin her türlü itirazda bulunma ve cevap verme hakkımız saklı kalmak kaydıyla haksız ve mesnetsiz davanın reddine karar verilmesini ve tüm yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davacı tarafça karşılanmasına karar verilmesini istemiştir.
Bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen 28/01/2022 havale tarihli raporda; “Davacı tarafın 2015-2016-2017-2018-2019-2020-2021 yıllarına ait ticari defterler ve kayıtlarının(HMK md.222TTK 64 m/mülga TTK 85 m.) Takdiri sayın mahkemeye ait olmak üzere sahibi lehine delil niteliği bulunduğu, b) Davalı taraf vekili 27.09.2021 tarihli bilirkişi yemin ve teslim tutanağında, herhangi bir ticari defter sunmadıklarını, araç üzerinde inceleme yapılmasını talep ettiklerini beyan ettiği, c) Davacı tarafın ticari defter ve kayıtlarında, 12.10.2015 tarihi itibariyle davaya konu aracın kaydının 91.675,43 TL tutar (vergiler hariç) üzerinden yapıldığı, davacı tarafın davalı tarafa borcunun veya alacağının olmadığı, d) Davaya konu araçta meydana gelen arızanın kullanım kaynaklı meydana gelemeyeceği, ancak üretim ve imalat kaynaklı meydana gelebileceği ve bu sebeple Gizli Ayıplı Mal olarak değerlendirilmesi gerektiği kanaatinin oluştuğu, e) Ayıp ihtarının zamanında yapıldığı, f) TBK. m. 227 uyarınca genel hükümlere göre davacının uğramış olduğu zararların giderilmesi gerektiği, g) Davaya konu araçtaki ayıbın giderilmesi için ön kontrol, arka aks sökülme-takılma, dağıtıcı şanzıman, transfer kutusu, conta, diferansiyel yağı ve subap lastiği KDV dahil 21.192,00 TL’nin (20.01.2021 tarihi itibariyle) isabetli olduğu kanaatinin oluştuğu, h) Davaya konu araç için ikame araç bedelinden hesaplama yapılmasının uygun olacağı, zira davaya konu aracın 5 günde tamir edilebileceği ve makul onarım süresinin 5 gün olarak kabul edilmesi gerektiği, bu sebeple ikame araç bedelinin 400 TL x 5 gün = 2.000 TL mertebesinde tutacağı, i) Davaya konu araç için herhangi bir değer kaybından söz edilemeyeceği,” sonuç ve kanaatine varıldığı belirtilmiştir.
Bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen 27/12/2022 havale tarihli raporda; “Takdiri tamamen Sayın Mahkemenize ait olmak üzere, yukarıda açıklanan gerekçelerle, taraf itirazları üzerine heyet üyelerinin genişletilmesi ile dosya üzerinde yeniden yapılan değerlendirmelere, kök rapor sonuç görüşümüzün değişimini gerektirir bir hata ve eksikliğe ulaşılmadığı, kök rapor sonuç görüşümüzün yerinde ve geçerli olduğu,” sonuç ve kanaatine varıldığı belirtilmiştir.
Davacı vekili 23/01/2023 tarihli dilekçesiyle dava değerini artırmıştır.
Dava dilekçesi, cevap dilekçesi, taraf beyanları. bilirkişi kök ve ek raporu tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde;
Dava, tazminat isteminden ibarettir.
Dava konusu, davacı tarafından davalıdan alınan …. plakalı 2015 model …. model aracın ayıplı olduğu iddiasına dayanarak araçtaki gizli ayıp nedeniyle hasar bedeli, ikame araç – kazanç kaybı bedeli ve değer kaybı bedeli talepli dava olduğu görülmüştür.
Dava konusu yapılan miktar 23.292,00-TL’ dir.
TTK m.23’e göre tacirler arasındaki mal ve satış sözleşmelerinde Borçlar Kanunu hükümleri uygulanır.
BK.m.223’te ayıp düzenlemesi yer almaktadır.
6102 sayılı TTK’nın 23/son maddesine göre: Malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise alıcı iki gün içinde durumu satıcıya ihbar etmelidir. Açıkça belli değilse alıcı malı teslim aldıktan sonra sekiz gün içinde inceleme veya incelettirmekle ve bu inceleme sonucunda malın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa, haklarını korumak için durumu bu süre içinde satıcıya ihbarla yükümlüdür. Diğer durumlarda, Türk Borçlar Kanunun 223 üncü maddesinin ikinci fıkrası uygulanır.
Gizli ayıp mevcut ise, herhangi bir şarta ve sınırlamaya tabi olmaksızın alıcı seçimlik hakkını kullanması için yeterlidir. Satıcı tercih edilen seçimlik hakkı yerine getirmek zorundadır. Dolayısıyla ayıbın küçük, büyük veya orantılı olup olmaması sonucu değiştirmeyecektir. Asıl olan alıcının ürünü ilk aldığı zamanki tercih hakkıdır. Ayıplı , defolu veya kusurlu bir ürünü indirimli fiyata alıp almama tamamen alıcının tercihidir. Eğer alıcı en ufak bir kusur bile olmasını istemeden parasını tam ödeyerek bir ürün alıyorsa bu niyet ile aldığı üründe sonradan gizli ayıp çıkması nedeniyle ayıbın tür ve oranı gerekçe göstererek alıcıyı ilk başta istemediği bir alışverişin içine ve tercihe zorlamak TBK 223 sayılı yasanın amaç ve emredici hükümlerine tamamen aykırıdır. Açıklanan bu hususlar doğrultusunda ve bilirkişi raporu dikkate alındığıda, dava konusu araçta temel güç aktarım sisteminde yer alan transfer kutusundan kaynaklı (vuruntu) imalat hatasının bulunduğu sabit olup, bu hata kullanıcıdan kaynaklı değildir. Bu haliyle imalat kusurlu olan aracı davacının almak istemediği açıktır. Bu husus TBK 227/2 bendine göre değerlendirilmiş buna göre, alıcının genel hükümlere göre tazminat isteme hakkı mevcuttur.
Öte yandan araçtaki ayıp kullanmakla ortaya çıkan ve gizli ayıp türü olduğu için davalının hak düşürücü süre geçtiği itirazları yerinde görülmemiştir. Kaldı ki ayıbın tespiti, gelen belge ve beyanlara göre …. nolu iş emri ile 07.08.2020 tarihli formda tespit edilerek davalıya makul süre içinde bildirilmiştir.
Davalı taraf, cevap dilekçesinde zamanaşımı defiini ileri sürmüştür. Günümüz teknolojisinde, ortalama bir kullanımda ve bakımları muntazam yapılan bir aracın (dava konusu araç bu şekilde olup) asli parçalarındaki servis ömründe beklenti, aracın ekonomik ömrü ile eşdeğerdedir. Genel kabul olarak araçlarda ortalama faydalı ömür ve kullanımdan kasıt yıllık 25.000 KM ve 10 yıllık ekonomik ömürdür. Bu haliyle ekonomik ömrü süresince bir aracın, asli aksamı olan transfer kutusunda değişim ya da revizyon gerektirir maliyeti yüksek sorun çıkarması beklenilecek bir durum değildir. Araç ömür testleri araç sınıfına göre 500.000 KM ile 1.000.000 KM arasında değişebilmektedir. Dava konusu araç ise, 76.254 KM’ dedir. Dava konusu araç arazi taşıtı olup, zor şartlar altında çalışabilecek nitelikte tasarlanmıştır. Üretici de, aracın bu hususlarını bilerek en zor şartlar altında ömür testlerini gerçekleştirmeli ve beklenen mutat ömür doğrultusunda sorun oluşturmayacak geliştirmeleri yaparak ürünü piyasa sunmalıdır. Ancak, davalı tarafından davacıya satılan dava konusu araç, niteliğine ve amacına uygun düşmeyen bir şekilde arıza vermiştir. Bu haliyle davalının satışa ve davaya konu aracı satarken, kendisinden beklenen basiretli tacir gibi davranma yükümlülüğüne aykırı davranarak, ağır kusurlu olduğu anlaşılmıştır. Bu haliyle Türk Borçlar Kanunun 231/2 ” Satıcı, satılanı ayıplı olarak devretmekte ağır kusurlu ise, iki yıllık zamanaşımı süresinden yararlanamaz.” şeklindeki hükmü dikkate alınarak, davanın zamanaşımına uğramadığı kabul edilmiştir.
Zararın değerinin tespiti açısından, malzeme konusunda ehil bilirkişiden rapor alınmasına karar verilmiştir. Bu amaçla bilirkişi tarafından yapılan inceleme sonucunda hazırlanan 28/01/2022 tarihli rapor içeriğine göre, dava dosyasında yapılan inceleme ve araştırmalar sonucunda …. plakalı araçtaki tamir masrafınını KDV dahil 21.192,00 TL olduğu ,…. plakalı aracın makul hasar onarımı süresince davacının hak mahrumiyeti zararının 2.000,00 TL olduğu ve davaya konu araçta meydana gelen tahrik sistemi kaynaklı arızanın, reel değer kaybı hesabına göre aracın ekonomik değerini düşürmeyeceğinden, aracın transfer kutusunun birebir orijinali ile değiştirilip, sıfır bir araç konumuna getirildiğinden, herhangi bir değer kaybı oluşturmadığı anlaşılmış olup, bilirkişi tarafından yapılan hesaplamanın dosya kapsamına ve hakkaniyete uygun olduğu anlaşılmıştır. Bu sebeple hükme esas alınmıştır.
Toplanan deliller ve yapılan açıklamalar gözetilerek, dava ve talep arttırım dilekçesi dikkate alınarak, açılan davanın kısmen kabulüne karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının davasının KISMEN KABULÜ İLE KISMEN REDDİNE,
-21.192,00 TL hasar bedelinin 09/11/2020 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
-2.000,00TL ikame araç bedelinin 09/11/2020 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
-Değer kaybı tazminat talebinin REDDİNE,
2-Harçlar tarifesi uyarınca alınması gereken 1.584,24-TL harçtan davacı tarafça peşin yatırılan 59,30-TL peşin harç ile yargılama devam ederken yatırılan 333,35-TL tamamlama harcı olmak üzere toplam 392,65-TL harcın mahsubu ile bakiye 1.191,59-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat KAYDINA,
-Arabuluculuk sonuç tutanağı tarihi itibariyle yürürlükte bulunan tarifeye göre tahakkuk eden 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin; kısmen kabul – red oranları ve takdiren 1.250,00-TL’nin davalıdan, 70,00-TL’sinin davacıdan tahsili ile hazineye irat KAYDINA,
-Davacı tarafça sarf edilen toplam 460,45-TL harcın davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
3-Davacı tarafından iş bu dosyada sarf edilen bilirkişi, tebligat ve posta masrafı olmak üzere toplam 3.250,00-TL ve delil tespiti dosyasında sarf edilen 698,40 TL olmak üzere toplam 3.948,40 TL yargılama giderinin, kısmen kabul – red oranları ve takdiren %99,57′ si olan 3.931,42-TL’nin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE, Bakiye masrafların davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
-Davacı tarafça yatırılan gider avansından arta kalan miktarın karar kesinleştiğinde yatıran tarafa İADESİNE, (Gerekçeli kararın tebliğe çıkarılma masraflarının kalan gider avansından karşılanmasına)
4-Davalı tarafından yargılama gideri olarak yapılan/yapılacak olan toplam 2.100,00-TL’nin kısmen kabul – red oranları ve takdiren %0,43’ü olan 9,03-TL’nin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE, Bakiye masrafların davalı üzerinde BIRAKILMASINA
-Dosya içerisinde görev alan bilirkişi …’a bilirkişi rapor ücreti ödenmediği görülerek, 1.000,00-TL bilirkişilik ücretinin DAVALI gider avansından alınarak ödenmesine,
5-Davanın kabul miktarı dikkate alınarak karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca tayin ve takdir olunan 9.200,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
6-Davanın red miktarı dikkate alınarak karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca tayin ve takdir olunan 100,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
Dair; 6100 sayılı HMK.’nun 341. ve devamı maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 28/03/2023

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim ….
¸e-imzalıdır