Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/392 E. 2021/540 K. 04.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/392 Esas
KARAR NO : 2021/540

DAVA : Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 30/04/2021
KARAR TARİHİ : 04/05/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 04/05/2021

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı … Belediyesi tarafından ihaleye çıkarılmış olan … Mahallesi … Sokak, … Ada, … ve … Parsel Sayılı Yerde Buz Pisti ve Spor Kompleksi Kaba İnşaatı Yapım İşi İhalesi Müvekkillerin oluşturmuş olduğu … İnş. Ve Tic. A.Ş. & … (… İnşaat) İş Ortaklığı uhdesinde kaldığını, ihale sözleşmesinin imzalanmasından sonra davalı … Belediyesi tarafından işin yapımı için 24.02.2017 tarihinde şantiye alanı olarak kullanılmak üzere müvekkillerine yer tahsisi yapıldğını ve buna ilişkin yer teslim tutanağı imza altına alınarak tahsis edilen yer teslim edildiğini, ihale konusu işin bitimine yakın İstanbul Avrupa Milli Emlak Dairesi Başkanlığının 05.12.2018 tarih, … -E…. sayılı Ecrimisil İhbarnamesi yazısı ile; davalı tarafından müvekkiline işin yapımı için tahsis edilen yerin, … İli, … İlçesi, … Mahallesinde bulunan … Ada … Parsel no.lu 13.994,24 metre karesi Hazineye ait 15.054,32 metre kare yüzölçümlü taşınmazın Hazine hissesine isabet eden 599,59 metre karelik kısmı üzerinde (Ofis+işçi Yatakhanesi+İnşaat Sahası) yapılmak suretiyle fuzuli işgalden dolayı, müvekkilleri aleyhine 29.11.2018 tarih ve 709 sayılı komisyon kararına istinaden 146.946,37 TL ecrimisil tahakkuk ettirildiğini, Müvekkilleri, İstanbul Avrupa Milli Emlak Dairesi Başkanlığının ecrimisil ihbarnamesine istinaden, 31.01.2019 tarihinde Zeytinburnu Belediyesine müracaat ederek fuzuli işgallerinin bulunmadığını, yer tahsisin Belediye tarafından yapıldığı bu nedenle de muhatabın davalı … olduğu bildirildiğini, bunun üzerine davalı …, İmar ve Şehircilik Müdürlüğü 11.02.2019 tarih, …]-E…. sayılı Bilgi ve Belge Talepleri konulu yazısı ile ” … inş. Ve Tic. A.Ş. – … … İnşaat İş Ortaklığı dilekçesinde şirketleri uhdesinde yapılmakta olan ilçemiz, … Mah. … Sk. … Ada, … ve … Parseller üzerinde Buz Pisti ve Spor Kompleksi Kaba İnşaatı İşinde kendilerine tahsis edilen … Ada … Parselde Bulunan Şantiye Binalarına istinaden idarenizce 15.12.2018 tarih ve … ve … sayılı Ecrimisil ihbarnameleri gönderildiği belirtilmiştir. Söz konusu Buz Pistinin inşa edildiği … Ada … ve … PArsel sayılı taşınmazlar Belediyemiz mülkiyetinde olup ekteki dosyada bulunan yapı ruhsatında görüldüğü üzere … İnş. A.Ş. – … … İnş. İş Ort. Adlı şirketin yapı müteahhidi olduğu görüldüğünü, bu itibarla, ecrimisil ödenmesi üzerine alınan kararınızın bahse geçen alanda Belediyemize ait Buz Pisti yapıldığı göz önüne alınarak yeniden değerlendirilmesi hususunda gereğini arz ederim.” şeklinde yazı yazıldığını, söz konusu yazı ile de davalı … ecrimisile konu yeri bizzat tahsis etmiş olduğunu kabul etiğini, İstanbul Avurpa Yakası Milli Emlak Daire Başkanlığının Zeytinburnu Belediyesine cevap yazısında ise “… Adı geçen şirketin Hazine taşınmazı üzerinde işgali sabit olduğundan… ” yapılacak herhangi bir işlem bulunmadığı belirtilerek tahakkuk ettirilen ecrimisil bedellerinin tahsili için Tatvan Vergi Dairesine yazı gönderilmiş ve Tatvan Vergi Dairesi tarafından da ödeme emri düzenlenerek borcun tahsili yoluna gidildiğini, Tatvan Vergi Dairesi tarafından müvekkillerine vergi iadelerinden resen mahsup yapılmakta ve borç tahsil edilmekte olduğunu, borç miktarı da artarak devam ettiğini, müvekkili şirketin resen herhangi bir taşınmaz üzerine şantiye için büro kurması söz konusu olmadığını, yapılan ödemelerin tahsili amacıyla yapılan rücu talebine ilişkin olarak ticari işlerde zorunlu arabuluculuk kapsamında Bakırköy Arabuluculuk Bürosuna ….Büro başvuru numaralı dosyası ile başvurulduğunu, arabuluculuk Dosya Numarası … olup neticede anlaşma sağlanamadığını ileri sürerek, davanın KABULÜNE, davalı tarafın tahsis etmiş olduğu yer nedeni ile müvekkillerden tahsil edilen ecrimisil bedeline karşılık olmak üzere kısmi olarak (şimdilik) 500,00 TL’nin ödeme tarihinden itibaren başlayacak ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; Davalı tarafça müvekkillerine tahsis edilen taşınmazdan ötürü vergi dairesinin müvekkillerinden tahsil etmiş olduğu ecrimisil bedeline ilişkin rücu istemine ilişkindir.
HMK madde 138 uyarınca dava şartları ve ilk itirazlar dosya üzerinden karar verilebileceği dikkate alınarak mahkememizce öncelikle dava şartları incelenmiştir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4.maddesinde hangi işlerin ticari dava olarak nitelendirilecekleri belirlendikten sonra anılan kanunun 5.maddesinde ticaret mahkemelerinin kuruluşu ve hangi mahkemelerin ticaret mahkemesi sıfatıyla bakacağı belirlendikten sonra asliye ticaret mahkemesi ile asliye ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişkinin görev ilişkisi olduğu belirtilmiştir.
Ticari davaları, mutlak ticari davalar, nisbi ticari davalar, yalnızca bir ticari işletmeyle ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç grubta toplamak mümkündür.
Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar, 6102 sayılı TTK’nın 4/1. maddesinde bentler halinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu guruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.
Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. 6102 sayıl TTK’nın 4/1. maddesine göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi, hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira; Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
Üçüncü grup ticari davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır. Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması TTK’da yeterli görülmüştür.
Bu durumda eldeki davanın Asliye Ticaret Mahkemesince görülüp karara bağlanabilmesi için uyuşmazlığın, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması ve bu bağlamda tarafların her ikisinin birden tacir olması zorunludur. (Yargıtay 3. H.D.sinin 04.12.2017 gün ve 2016/9128 E- 2017/17010 K. sayılı kararı)
Davacının tüzel kişi tacir olduğu ve alacak talebinin ticari işletmesini ilgilendirdiği; ancak, davalının kamu idaresi olup, tacir olmadığı görülerek, ticari olmayan davalarda görevli mahkeme asliye hukuk mahkemesi olup asliye hukuk mahkemesi ile ticaret mahkemeleri arasındaki ilişki TTK’ nun 5/3.maddesi uyarınca görev ilişkisidir. Göreve ilişkin usul kuralları HMK’nun 114/1-c maddesi uyarınca dava şartıdır. Dava şartları kamu düzeninden olup kamu düzenine ilişkin hususlar re’sen dikkate alınması gerektiğinden HMK 138 maddesindeki düzenleme de gözetilerek HMK’nın 115/2.maddesi gereğince göreve ilişkin dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine ve görevli mahkemeye gönderilmesine karar verilmesi gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1- Davanın, dava şartı olan 6100 Sayılı HMK’nın 114/1-c maddesinde düzenlenen görev yönünden usulden reddi ile MAHKEMEMİZİN GÖREVSİZLİĞİNE,
2- 6100 Sayılı HMK nın 20/1. maddesi 1. cümlesi uyarınca, kararın kesinleşmesine müteakip talep halinde, dosyanın ve eklerinin yetkili ve görevli mahkeme olan BAKIRKÖY NÖBETÇİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE,
3- 6100 Sayılı HMK nın 20/1. maddesi 1. cümlesi uyarınca, taraflardan herhangi birinin kararın kesinleşmesinden itibaren iki (2) haftalık yasal süre içerisinde Mahkememize başvurarak dava dosyasının görevli ve yetkili mahkemeye gönderilmesini talep etmesi halinde, dosyanın görevli ve yetkili mahkemeye gönderilmesine,
4- 6100 Sayılı HMK nın 20/1. maddesi 2. cümlesi uyarınca, taraflardan herhangi birinin kararın kesinleşmesinden itibaren iki (2) haftalık yasal süre içerisinde Mahkememize başvurarak dava dosyasının görevli ve yetkili mahkemeye gönderilmesini talep etmemesi halinde, dava dosyasının re’sen ele alınarak, açılmamış sayılmasına karar verilmesine, bu hususun taraflara ihtaratına, (Gerekçeli hükmün tebliği ile ihtaratına)
5- 6100 Sayılı HMK nın 331/2.nci maddesi 1. cümlesi uyarınca, bu dava dosyasına ilişkin harç ve yargılama giderlerinin görevli ve yetkili mahkemede değerlendirilmesine,
6- Dava dosyasının kesinleşmesi üzerine, iki (2) haftalık yasal süre içerisinde, taraflardan herhangi birinin, ilgili mahkemeye dava dosyasının gönderilmesini talep etmemesi halinde, ilgili dava dosyasının mahkeme Yazı İşleri Müdürü tarafından mahkeme hakiminin önüne getirilmesine,

Dair; 6100 sayılı HMK.’nun 341. ve devamı maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda karar verildi. 04/05/2021

Katip …
¸e-imza

Hakim …
¸e-imza