Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/388 E. 2022/445 K. 21.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/388 Esas
KARAR NO : 2022/445

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 27/01/2015

BİRLEŞEN BAKIRKÖY 6.ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNİN 2015/71 ESAS
2015/71 KARAR SAYILI DOSYASI

BİRLEŞEN DAVA : İtirazın İptali
BİRLEŞEN DAVA TARİHİ : 27/01/2015

KARAR TARİHİ : 21/04/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 17/05/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Asıl dosyada davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili şirket ile davalı şirket yetkilisi … arasında … ili, … ilçesindeki “… Projesi” çok amaçlı tesis inşaatı projesi kapsamında mimari projelerin hazırlanması ve mimari danışmanlık ve destek hizmetlerinin müvekkili şirket tarafından sağlanması konusunda yazılı anlaşma yapıldığını, daha sonra ise tarafların imzalamış oldukları sözleşmeyi karşılıklı olarak tadil etmeye karar vererek 22 Mart 2011 tarihinde tadil protokolü imzalanarak davacı müvekkili tarafından sağlanacak hizmetlerin kapsamının genişletildiğini ve davacı tarafından ifa edilecek ek işler için ek ücret kararlaştırıldığını, müvekkilinin sözleşme ve tadil protokolü gereğince tüm edim ve taahhütlerini eksiksiz ifa ettiğini, mimari projeleri hazırlayarak davalıya her zaman süresinde teslim ettiğini, davalının müvekkili tarafından anlaşma kapsamında hazırlanan mimari proje ve verilmiş olan mimari danışmanlık ve destek hizmetleri karşılığında düzenlenen faturadan kaynaklanan cari hesap borcunu ödemediğini, bunun üzerine davalıya ihtarname keşide ettiklerini, ihtarnamenin tebliğine rağmen cevap verilmediği gibi yine de borcun ödenmemesi üzerine davalı aleyhine Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyası ile takip başlattıklarını, ancak davalının icra takibine haksız itirazı nedeniyle takibin durduğunu ileri sürerek davalının icra takibine vaki haksız itirazının iptali ile takibin devamına, takip konusu alacağa takip tarihinden itibaren ticari faiz işletilmesine, % 20 oranında icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Asıl dosyada davalı vekili cevap dilekçesinde; usule ait yetki itirazında bulunduğu, davanın sıfat yokluğu nedeniyle reddini savunduğu, faturaların tebliğ edilmediği, itiraz süresinin başlamadığı, icra takibinin hukuka aykırı olduğu, davacının sözleşme edimlerini yerine getirmediği, bu nedenle davanın reddini savunmuştur.
Birleşen dosyada davacı vekili dava dilekçesinde; taraflar arasında düzenlenen sözleşmeler kapsamında davacının edimini yerine getirdiğini, mimari projeleri hazırlayarak davalı tarafa teslim ettiğini, ancak davalı tarafın hazırlanan mimari proje ve verilmiş olan mimari danışmanlık ve destek hizmetleri karşılığında cari hesap borcunu ödemediğini, çekilen ihtarnamenin tebliğine rağmen borcun ödenmemesi nedeniyle davalı aleyhine Bakırköy .. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile takip başlattıklarını, davalının haksız itirazı nedeniyle takibin durduğunu ileri sürerek davalının icra takibine vaki haksız itirazının iptali ile takibin devamına, takip konusu alacağa takip tarihinden itibaren ticari faiz işletilmesine, % 20 oranında icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE YARGILAMANIN ÖZETİ:
Dava ve birleşen dava; 6098 sayılı TBK’nun 470.madde ve devamı uyarınca taraflar arasındaki eser sözleşmesine göre mimari proje ve mimari danışmanlık ve destek hizmetleri karşılığında düzenlenen faturalardan kaynaklanan cari hesap borcunun ödenmemesi nedeniyle girişilen ilamsız icra takiplerine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Asıl dosyada davacı vekilinin delil olarak , sözleşme, fatura, ihtarname, depozitolara delil olarak dayandığı, asıl dosyada davalı vekilinin delil olarak, sözleşme , yazışmalar , postalar, ihbar, ihtar, bilirkişi incelemesi, keşif tanık beyanlarına dayandığı anlaşılmıştır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, asıl ve birleşen dava açısından mahkememizin yetkili olup olmadığı, asıl dava dosyası yönünden davacının mimari proje ve verilen mimari danışmanlık ve destek hizmetinden kaynaklanan cari hesap alacağının olup olmadığı, var ise takip tarihi itibariyle kaç TL olduğu ve tazminata hükmolunmasının gerekip gerekmediği noktalarında toplandığı, birleşen davada da uyuşmazlığın aynı delillere dayanılarak aynı ticari ilişki çerçevesinde aynı davacının bu defa davalı …’ndan takip tarihi itibariyle alacaklı olup olmadığı ve bu çerçevede tazminata hükmolunmasının gerekip gerekmediği noktalarında toplanmaktadır.
Asıl ve birleşen dava dosyaları yönünden aynı davacının davalılara yönelttiği dava ve takibin mimari proje verilen mimarı danışmanlık ve destek hizmet sözleşmesine dayalı olarak takip yaptığı, yapılan takiplere karşı borçluların süresi içinde itiraz da bulundukları, bu suretle takiplerin durduğu, süresi içinde mahkememizde itirazın iptali davalarının açıldığı, bu hususların tartışmasız olduğu tespit olunmuştur.
… Bankası A.Ş.,… Bankası ve …. Bankası A.Ş.Genel Müdürlüklerinden 2014 yılında 1 yıl vadeli Euro mevduat hesabına uyguladıkları en yüksek döviz faizi oranları celp edilmiştir.
Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyası celp edilmiş, incelenmesinde; davacı alacaklı tarafından davalı borçlu aleyhine 15/12/2014 tarihinde fatura alacağına dayalı 36.249,45 EURO asıl alacak, 6.970,97 EURO işlemiş faiz olmak üzere toplam 43.220,42 EURO alacağın tahsili için ilamsız icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin davalı-borçluya 17/12/2015 tarihinde tebliğ edildiği, davalının vekili aracılığıyla Uyap üzerinden gönderdiği 24/12/2014 tarihli dilekçesiyle borca ve tüm ferilerine itiraz ettiği, itirazın yasal 7 günlük sürede yapıldığı, işbu itirazın iptali davasının da yasal 1 yıllık süre içerisinde açıldığı görülmüştür.
Bakırköy .. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyası celp edilmiş, incelenmesinde; davacı alacaklı tarafından birleşen dosya davalısı borçlu … aleyhine 15/12/2014 tarihinde toplam 277.812,79 EURO alacağın tahsili için ilamsız icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin davalı-borçluya 17/12/2015 tarihinde tebliğ edildiği, davalının vekili aracılığıyla Uyap üzerinden gönderdiği 24/12/2014 tarihli dilekçesiyle borca ve tüm ferilerine itiraz ettiği, itirazın yasal 7 günlük sürede yapıldığı, işbu itirazın iptali davasının da yasal 1 yıllık süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Her ne kadar asıl davada yetki ilk itirazı uzatılan cevap süresi içerisinde yapılmış ise de, asıl dava davalısı … Yapı şirketinin sözleşmede imzasının olmadığı, sözleşmenin tarafı olarakta belirtilmediği nedeniyle sözleşmedeki yetki maddesinin bu davalı için uygulanamayacağı, birleşen davada ise dava dilekçesinin davalı …’na 14/10/2015, davalı vekiline 08/10/2015 tarihinde tebliğ edildiği, cevap dilekçesinin ise Uyap üzerinden 13/11/2015 tarihinde gönderildiği, birleşen dava yönünden süre uzatım talebinin bulunmadığı, bu nedenle birleşen dava için yetki itirazının süresinde olmadığı anlaşılmakla davalılar vekilinin yetki ilk itirazının reddine karar verilmiştir.
19/10/2017 tarihli duruşmada ; gerek asıl gerekse birleşen davada taraf iddia ve savunmalarının değerlendirilmesi, davalıların 2011, 2012, 2013 ve 2014 yıllarına ilişkin ticari defterleri ile dosya kapsamındaki tüm deliller irdelenmek suretiyle asıl dava dosyası yönünden davacının mimari proje ve verilen mimari danışmanlık ve destek hizmetinden kaynaklanan cari hesap alacağının olup olmadığı, var ise takip tarihi itibariyle ne kadar alacağı olduğu, birleşen davada da aynı ticari ilişki çerçevesinde aynı davacının bu defa davalı …’ndan alacaklı olup olmadığı, alacağı var ise takip tarihi itibariyle ne kadar alacaklı olduğu, davalıların ticari defterlerinde davacı faturalarının kayıtlı olup olmadığı, ödemelerin bulunup bulunmadığı, davacının sözleşme ve tadil protokolü gereğince tüm edim ve taahhütlerini yerine getirip getirmediği, takipten önce temerrüdün oluşup oluşmadığı, oluşmuş ise işlemiş faiz hesabının yapılması hususlarında mahallinde keşfen inceleme yapılarak ayrıntılı olarak rapor alınmasına, 17/05/2018 tarihli duruşmada taraf vekillerinin rapora itirazlarının değerlendirilmesi, ayrıca bilirkişi raporunda bir kısım faturaların adına düzenlendiği belirtilen davalı şirketin grup şirketi olduğu ifade edilen … Mühendislik ….A.Ş.’nin 2011 ve 2012 yıllarına ait ticari defter kayıt ve belgelerinin de incelenmesi için önceki bilirkişi kurulundan ek rapor alınmasına karar verilmiştir.
13/03/2018 tarihli raporda; davaya dayanak sözleşmenin ve ek protokolün davacı şirket ile davalı … arasında imzalandığı, taraflar arasında varıldığı düşünülen sözlü anlaşmalar sonucu işin bedelinin sözleşme ve ek protokolde yazılı tutann üzerine çıktığı, yine taraflar arasında vanlan sözlü anlaşmaya uygun olarak işin bedeli için davacı şirket tarafından düzenlenen faturalann iki grup şirketi ve davalı … adlanna düzenlendiği, davalı …’nun ticaret sicilini kaydı ve tacir sıfatının bulunmadığı, bu nedenle kendisi yönünden defter incelemesi yapılamadığı, diğer davalı şirket ticari defterlerinde ise dava konusu fatura ve faturalara rastlanılamadığı, asıl davaya konu alacağın davaa şirketin dava konusu iş için İstanbul’a uçakla gidiş geliş, konaklama ve bu sürelere ait saat ücretlerine ilişkin olduğu, asıl sözleşme ve protokolde, bu tür giderlerin sözleşme bedeline dahil olduğunun yazılı bulunduğu, ancak dava konusu fatura için davacı şirket kayıtlarına göre 51.621,42 Euro ödeme yapıldığı, benzer şekilde düzenlenen iki ayrı fatura bedelinin ise muhataptan tarafından davacı şirkete ödendiği, söz konusu fatura için icra takip tarihinden önce davalı şirkete gönderilmiş bir direnim uyansı olmadığı, fatura üzerinde yazılı ödeme tarihi ile ilgili açıklamalann taraflarca ödeme tarihi olarak belirlendiği kabul edildiği taktirde, 15.12.2014 İcra takip tarihi itibariyle asıl davadan dolayı istenebilecek asıl alacak ve işlemiş faizinin; 36.239,45 asıl alacak, 3.125,39 direnim faizi, olmak üzere toplam 39.363,84 Euro olabileceği, icra takibinden sonra asıl alacağa 3095 sayılı Kanunun 4/a maddesi uyannca faiz uygulanabileceği, birleşen davalıya noterden gönderilen uyan ile davalı şirketin direnimi düştüğü kabul edildiğinde, raporumuzun “VI-1 bölümünde açıklanan şekilde; 15.12.2014 icra takip tarihî itibariyle asıl davadan dolayı istenebilecek asıl alacak ve işlemiş faizinin; 36.239,45 asıl alacak +621.89 işlemiş faiz olmak üzere toplam 36.861,34 Euro olabileceği, gerek asıl ve gerekse birleşen davaya konu faturaların muhataplarına yöntemine uygun şekilde tebliğ edildiğine İlişkin dava dosyasında kanıt bulunmadığı, davaa şirket çalışanı tarafından muhataplarda çalışanlara her bir fatura ile ilgili yazılar yazıldığı ve bu yazılar içeriğinde her bir faturanın gerek posta ve gerekse mail yolu ile gönderildiğinden söz edildiği, davacı şirket tarafından taraflar arasındaki sözlü anlaşmaya göre üç ayrı muhatap adına düzenlenen faturalardan kaynaklanan toplam alacağın, davaa kayıtlanna göre 2.329.606,39 Euro olarak hesaplandığı, davacı vekilince sun ulu davalılara ait cari hesap ekstresinde, davalıların tüm fatura bedellerine karşılık davacı şirkete toplamda 2.098.245,00 Euro ödedikleri, davalıların ödemelere İlişkin kanıtlar sunmadıkları, davacı şirketin düzenlediği tüm faturalardaki toplam alacağından bizzat davacı tarafından davalılarca yapıldığı kabul ediien ödemelerin düşülmesi sonucu davacı şirketin; (2.239.606,39 – 2.098.245,00 =) 231.361,39 Euro alacağı kaldığı, bu alacaktan asıl davaya konu olan 36.239,45 alacağın indirilmesi sonucu birleşen davaya konu alacağın (231.361,39 – 36.239,45=) 195.123,94 Euro olarak belirlendiği, icra takip tarihi olan 15.12.2014 tarihindeki birleşen davaya konu davacı alacağının; 195.123.94 Euro asıl alacak + 3,556,91 Euro işlemiş faiz olmak üzere 198.680,85 Euro olarak hesaplandığı, icra takibinden sonra asıl alacağa 3095 sayılı Kanunun 4/a maddesi uyarınca direnim faizi uygulanabileceği, yapılan keşif sonucu davaya konu projenin yukanda açıklanan inşaat seviyelerine geldiği, dava dosyasında davacının gerçekleştirdiği işlerden dolayı işin ayıptı, eksik ve gecikmeli yerine getirildiğine ilişkin bir kanıta rastlanılmadığı, davacı şirketin icra inkar tazminatı istemi konusundaki yargısal takdirin mahkemeye ait olacağı mütalaası bildirilmiştir.
13/09/2018 tarihli ek raporda kök rapora yönelik itirazların tümünün mahkeme tarafından değerlendirilebilecek nitelikte olduğu bildirilmiştir.
15/04/2019 tarihli raporda; davalı firma ile yurtiçi firmanın sorumlu olduğu işlerin farklılığı, 3 tanesi fonksiyon değişikliği içeren 4 adet Yapı Ruhsatı alındığı, davacı taraf açısından işin yapılmadığına dair kanaat oluşmadığı, davacı Şirket tarafından Beyoğlu …. Noterliğinden 04.06.2014 tarihinde … yevmiye sayılı uyarırın gönderildiğini, borcun ödenmemesi üzerine bu kez hakkında Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı dosyasında İcra takibi başlatıldığının görüldüğü, bu tarihe kadar davalı tarafça eksik ve ayıplı iş ihbarında bulunulmadığı, … (İşveren) ile davacı …. Şirket (Mimar) arasında akdedilen 22.03.2011 tarihli ara sözleşmenin “iş’in Tutarı” başlıklı 10. maddesinde, Mimarın sözleşmede belirtiler genel görev ve yükümlülükleri ile İş karşılığında ödenecek olan toplam bedelin 1.155.845,00 Euro olduğu, yapılacak toplantılara katılım ite hizmet ve seyahat giderlerini, gene) giderleri ve karım kapsadığı (danışman ücretleri de dahil) ve hiç surette fiyat farkı uygulanmayacağın hüküm altına alındığı, 1,155.845 Avro 1.184.850,50 olarak revize edildiği + Danışmanlara ödenecek ek bedel toplam 369.440,50 Avro olarak yazıldığı, ulaşım giderleri ile alakalı herhangi bir ilave hususun görülmediği, 13.03.2018 tarihli bilirkişi raporunda ve ek raporda bu hususta aynı görüş verildiği, bu konudaki görüş 13.03.2018 tarihli bilirkişi raporu ile uyumlu olduğu, …. FİRMASI üzerinde herhangi bir incelemenin dosyada mevcut olmadığı, davalı taraf 11.07.2013 tarihinde bir toplantı yapıldığını ve bu toplantıda görüşülen tüm hususlar tutanak altına alındığım, bu toplantı tutanakların da bilirkişilere ulaştırıldığını, taraflar arasında yapılan 11.07.2013 tarihli toplantı tutanağının program yan başlıklı 10. maddesinde; ilgili hususlara denildiğini, davacı taraf teslim etmesi gereken projeleri ihtar ve telafi süresine rağmen teslim etmemesi nedeniyle bu işler başka bir m i madik ofisi olan …. Mimarlığa yaptırıldığım,” beyan ettiği, bahsi geçer yazışmalar konusu 13.03.2018 tarihli bilirkişi raporunda bu hususlara 5. sayfa 17. maddede yer verilmiş olup heyetce de işin kapsamı sebebi ile rutin yazışmalar olduğu kanaatine varıldığı ve bu koruda görüşümüzün 13.03.2018 tarihli bilirkişi raporu ile de uyumlu olduğu, asıl davaya konu itirazın iptali talep edilen, Bakırköy …. İcra Müdürlüğü … E. sayılı sayılı dosyasından başlatılan ilamsız icra takibinde, bir adet faturaya istinaden takip başlatıldığı görülmekte olup, Davacının icra takibi ile asıl dava dilekçesinde 36.249,45 Euro’su Asıl Alacak, 6.970,97 Euro’su, İşlemiş Faiz olmak üzere toplam 43.220,42 Euro talep ettiği tespit edildiği, danışmanlara ödenecek toplam tutarın 340.000,00 Euro yerine, (77.446,00 + 66.592,50 + 100.400,00 + 135.000,00) 369.440,50 Euro’ya olarak, sözleşme bedelinin ise 1.155 845,00 Euro’dan, 1.184.885,50 Euro’ya revize edildiği, danışmanlara ödenecek, artan bedel ile birlikte işin toplam bedelinin (1.184.885,50+ 369.440,50=) 1.554.326,00 Euro olarak yeniden belirlendiği, tespit edildiği, davacının cari hesap ekstresine göre, bu faturaya karşılık davacıya 51.621,42 Euro kısmen ödendiği, bu şekilde asıl alacağın 36.239,45 Euro’ya düştüğü tespit edildiği, asıl davaya konu 30.03 2012 tarih-…. sayılı, “Ekim – Ocak Mimarlar için süre ücreti + konaklama + seyahat içerikli ve 87.860,07 Euro tutarlı faturanın, 51.621,42 Euro’sunun davalı şirket tarafından davalı şirkete ödendiğine göre, bu nedenle söz konusu fatura ve içeriğinden davalı şirketin bilgisi dâhilinde olması gerektiği, dosyada davalı takip borçlusu şirketin, 6102 sayılı TTK’nın 21 Ib, madde hükmü uyarınca 8 günlük sürede bu faturalara itiraz edip etmediği ile eksik ayıplı iş ihbarında bulunup bulunmadığına ilişkin herhangi bir belge ve bilgi sunulmadığı görüldüğü, bu nedenle, asıl alacağının, 27.01.2015 takip tarihi itibariyle 36*239,45 Euro olması gerektiği, takipte işlemiş faizinse yukarıda açıklandığı üzere, 574,37 Euro olması gerektiği, buna göre, asıl davaya konu Bakırköy .. İcra Müdürlüğü … E. sayılı sayılı dosyasının borç durumun 15.12.2014 icra takip tarihi itibariyle aşağıdaki şekilde olması gerektiği, 36.249,45 Euro Asıl Alacak + 574,37 Euro Takipte İslemiş Faiz olmak üzere toplam 36.823,82 Euro olduğu, birleşen davaya konu itirazın iptali talep edilen, Bakırköy … İcra Müdürlüğü … E. sayılı sayılı dosyasından başlatılan ilamsız icra takibinde, bir adet faturaya istinaden takip başlatıldığı görülmekte olup, davacının icra takibi ile asıl dava dilekçesinde 254.371,95 Euro’su Asıl Alacak, 23*440,82 Eurosu işlemiş faiz olmak üzere toplam 43.220,42 Euro talep etliği tespit edildiği, davacının düzenlediği tüm faturalardaki toplam alacağından bizzat davacı tarafından davalılarca yapıldığı kabul edilen ödemelerin düşülmesi sonucu davacı şirketin; (2.330-606,39 – 2.098.245,00=) 232,361,39 Euro alacağı kaldığı, bu alacaktan asıl davaya konu olan 36.239,45 alacağın indirilmesi sonucu; bu miktarın indirilmesi sonucu davacının birleşen davada asıl alacağı (232.361,39-36.239,45=) 196.121,94 Euro olarak hesaplandığı, davacı tarafından düzenlenen birleşen davaya konu içerikleriyle ve toplam tutarı 254.371,95 Euro olan dokuz adet faturanın, tebliğine ilişkin bir bilgi ve dosyaya sunulmuş olmamakla birlikte, davacı şirket müdürü tarafından ilgililere 31.05.2013 tarihinden 30.09.2013 tarihine kadar 9 adet maille 9 birleşen davaya konu faturanın gönderildiği görülmekte olduğu, bu maillerin, nihai takdirin sadece Sayın Mahkemede olmak üzere, bahse konu emnailerin faturaların tebliği anlamına gelebileceği, dosyada davalı takip borçlusu şirketin, 6102 sayılı TTK’nın 21/b. madde hükmü uyarınca 8 günlük sürede bu faturalara iliraz edip etmediği ile eksik ayıplı iş ihbarında bulunup bulunmadığına ilişkin herhangi bir belge ve bilgi sunmadığı görüldüğü, davacı şirket tarafından 28.11.2011 tarihinden 39.09.2013 tarihine kadar düzenlenen faturaların son 9 adet ve 254.371,95 Euro tutadı faturaların … adına düzenlenmiş bulunduğundan yukarıda açıklanan 196,121,94 Euro alacağın, …’nun borcu olduğu düşünülmekle birlikte, davalı tarafından sunulan işlerin davalı şirkete sunulduğu dikkate alındığından ve … davacı şirketi temsilci olarak değerlenebileceğinden dolayı 196.121,94 Euro borcun asıl sorumlusunun davacı takip borçlusu şirket olduğu düşünülmekte olduğu, bu İtibarla, asıl alacağının, 27.01.2015 takip tarihi itibariyle 196.121,94 Euro olması gerektiği, takipte işlemiş faizinse yukarıda açıklandığı üzere, 574,37 Euro olması gerektiği, buna göre asıl davaya konu Bakırköy … İcra Müdürlüğü … Esas sayılı dosyasının borç durumun 15.12.2014 icra takip tarihi itibariyle aşağıdaki şekilde olması gerektiği, 196.121,94 Euro Asıl Alacak 3.108.39 Euro Takipte İslemiş Faiz 199.230,34 Euro Toplam Alacak olduğu tespit edilmiştir.
Mahkememizden verilen 11/07/2019 tarih ve … Esas … sayılı kararı Yargıtay …. Hukuk Dairesi’nin 11/11/2020 tarih ve …. Esas … Karar sayılı ilamına göre
”…Somut olayda davacı birleşen davaya konu 9 adet faturayı 31.05.2013 tarihinden 30.09.2013 tarihine kadar 9 ayrı mail ile gönderildiği ileri sürmekle birlikte, bu faturaları davalının ticari defterlerine kaydetmemiş olduğu, faturalara süresinde itiraz ve iade ettiğine ilişkin savunma ve delil ileri sürmediği, bu maillerin gönderilmemiş olduğu iddia edildiği dikkate alındığında, takibe konu faturaların davalı yana tebliğ edilip edilmediği anlaşılamamaktadır. Eğer faturalar tebliğ edilmiş ise taraflar arasında kurulduğu kanıtlanan eser sözleşmesinde bedelde anlaşma yok ise yüklenici tarafından yapılan işler ile ilgili fatura düzenlenip iş sahibine tebliğ edilip iş sahibinin 6102 sayılı TTK 21/2 maddesi gereğince 8 gün içinde itiraz edilmemesi halinde içeriği ve fatura içeriğine dahil bedel kesinleşeceğinden ayrıca mahalli piyasa rayiçleri ile iş bedeli tespitine gerek bulunmayacaktır (Yargıtay 15 HD. 04.05.2017 2017-140 Esas 2017/1900 Karar Sayılı İlamı). İtiraz edilmiş yahut tebliğ edilmemiş ise, itirazın niteliğine göre fatura konusu işin yapılıp yapılmadığı araştırılmalı, yapıldığı kanıtlanan işlerin bedeli sözleşme kapsamındaki imalâtlar yönünden sözleşme fiyatları ile sözleşme kapsamı dışındaki işler yönünden vekâletsiz iş görme hükümlerine göre yapıldığı yıl mahalli piyasa rayiçlerinde göre bedeli belirlenip, faturalar ile ilgili yapılan ödemeler de düşürülerek asıl ve birleşen davalarda sonucuna göre karar verilmelidir.
Bu durumda mahkemece yapılacak iş, öncelikle takibe konu faturaların davalı yana tebliğ edilip edilmediği, faturaların gönderildiği elektronik posta adresinin davalı şirkete kayıtlı elektronik posta adresi olup olmadığı araştırılıp, eğer faturalar tebliğ edilmiş ve süresinde itiraza uğramamış ise fatura içeriğine dahil bedel kesinleşeceğinden bu miktar üzerinden, tebliğ edilmemiş veya itiraza uğramış ise itirazın niteliği ve kapsamı da gözetilerek faturaların konusu işin yapılıp yapılmadığı araştırılıp, yapıldığı kanıtlanan işlerin bedeli sözleşme kapsamındaki imalatlar yönünden sözleşme fiyatları ile, sözleşme kapsamı dışındaki işler yönünden yapıldığı yıl mahalli piyasa rayiçleriyle göre bedeli bilirkişi kurulundan alınacak ek raporla hesaplattırılıp yapılan ödemeler de düşürülerek asıl ve birleşen davada sonucuna göre karar verilmesinden ibarettir. Bu hususlar üzerinde durulmadan eksik inceleme ile asıl ve birleşen dosyalar yönünden …” bozulmakla mahkememizin …. Esasını almıştır.
Mahkememizin 08/07/2021 tarihli celsesinin 1 nolu ara kararı gereğince; Dosyanın HMK 266.madde kapsamında 5 kişiden oluşan yeni bir bilirkişi heyetine tevdi edilerek; bozma ilamı kapsamında; takibe konu faturaların davalı yana tebliğ edilip edilmediği, faturaların gönderildiği elektronik posta adresinin davalı şirkete kayıtlı elektronik posta adresi olup olmadığı, fatura içeriğine dahil bedel üzerinden, tebliğ edilmemiş veya itiraza uğramış ise itirazın niteliği ve kapsamı da gözetilerek faturaların konusu işin yapılıp yapılmadığı, yapıldığı kanıtlanan işlerin bedeli sözleşme kapsamındaki imalatlar yönünden sözleşme fiyatları ile, sözleşme kapsamı dışındaki işler yönünden yapıldığı yıl mahalli piyasa rayiçleriyle göre bedeli nin tespiti hususlarında asıl ve birleşen davada; Gelen ek ve kök raporlara yapılan itirazları da değerlendirecek şekilde hükme ve denetime elverişli gerekçeli ayrıntılı rapor alınmasına karar verilmiş olup, bilirkişi heyeti mahkememize sunmuş olduğu 19/02/2022 tarihli raporlarında özetle;
“Takibe konu faturaların davalı yana tebliğ edilip edilmediği,” değerlendirilmesi
sonucunda:
Faturanın tebliği herhangi bir geçerlilik şekline tabi olmadığına ve davacı yanın gönderdiği
fatura içerikli e-posta iletilerinin, davalı şirket tarafından kullanılmakta olan e-posta hesabına
gönderildiği anlaşıldığına göre, faturaların davalı yanın hâkimiyet alanına girdiği ve böylece
davaya konu faturaların davalı yana tebliğ edildiği kanaatine ulaşılmıştır.
“faturaların gönderildiği elektronik posta adresinin davalı şirkete kayıtlı elektronik posta
adresi olup olmadığı, “değerlendirilmesi sonucunda:
@….com.tr uzantılı e-posta adresleri arasında geçen e-mail yazışmalarının fiziki olarak
sunulduğu, dosya kapsamında işbu yazışmaların elektronik ortamdaki ham haline
ulaşılamadığı, @….com uzantılı e-posta hesabına ait alan adının davacı şirket
tarafından kullanıldığı ilgili siteye ait içeriklerden anlaşıldığı, e-maillerin gönderildiği 2013 yılı
içerisinde @…com.tr uzantılı e-posta hesabına ait alan adının http://www…com/
uzantılı alan adına yönlendirildiği, 2013 yılına ait web arşiv kayıtlarından ilgili alan adının
… Gayrimenkul (… Gayrimenkul Geliştirme ve Yatırım A. Ş.) tarafından kullanıldığı
tespit edildiği, bu bağlamda her ne kadar e-mail yazışmalarının elektronik ortamdaki ham haline
ulaşılamasa da açık kaynak web ortamında yapılan resen araştırmalarda @…com.tr
uzantılı e-posta hesabının (alan adının) … Gayrimenkul (… Gayrimenkul Geliştirme
…ve Yatırım A. Ş.) tarafından kullanıldığına dair bulgulara rastlanıldığı tespit ve kanaatine
ulaşıldığı,
“fatura içeriğine dahil bedel üzerinden, tebliğ edilmemiş veya itiraza uğramış ise itirazın
niteliği ve kapsamı da gözetilerek faturaların konusu işin yapılıp yapılmadığının”
değerlendirilmesi sonucunda:
Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyasındaki 15.12.2014
tarihli ilamsız takipte ödeme emrine göre 36.249,45 € asıl alacak, 6.970,97 €
işlenmiş faiz olmak üzere toplam 43.220,42 € alacağa ilişkin davacı yanın
düzenlediği 30.03.2012 tarihli faturadır. Söz konusu fatura, Londra-İstanbul uçak
biletleri, otel konaklama bedelleri ve Ekim-Ocak süre ücretlerine ilişkindir.
Taraflar arasındaki sözleşmenin 5.4. ve 10.1. maddeleri uyarınca, bu faturada belirtilen
kalemlerin, sözleşmede düzenlenmemiş bir hususa ilişkin olduğu, dolayısıyla faturaya itiraz
edilmemesinin, bunun kabul edildiği anlamına gelmeyeceği, faturanın aksinin taraflar arasında
yapılmış olan yazılı sözleşme ile ispat olunabileceği, burada fatura tanziminin ve
gönderilmesinin icap teşkil edeceği düşünüldüğünde, faturanın aslen 87.860,87 Euro tutarlı
olup, 51.621,42 Euro’sunun davalı şirket tarafından davacı şirkete ödenmiş olmasının kabul
niteliğinde olup olmayacağının, Sayın Mahkemenizin takdirinde olduğu;
Bakırköy …. İcra müdürlüğü … sayılı 15/12/2014 tarihli ilamsız takipte
ödeme emri’ne göre … alacaklı, … Borçlu 15.500€ asıl
alacak, 1.609,42€ işlenmiş faiz 27.000€ asıl alacak, 2.630,25€ işlenmiş faiz
23969,00€ asıl alacak, 2.218,46€ işlenmiş faiz,23969,00€ asıl alacak, 2.218,46€
işlenmiş faiz 71908,00€ asıl alacak, 6.655,48€ ,15.087,95€ asıl alacak, 1.381,80€
işlenmiş faiz, 23969,00€ asıl alacak, 2.195,16€ işlenmiş faiz , 29.000,00€ asıl
alacak, 2.481,11€ işlenmiş faiz 23.969,00€ asıl alacak, 2.050,68€ işlenmiş faiz
olmak üzere toplam 43.220,42€ alacağa ilişkin düzenlenmiştir.
İtirazı konu fatura içeriği incelendiğinde şematik tasarım 2. Evresindeki mimari
hizmetlere (… Tasarım 2. evresindeki Mimari Hizmetler, …. Danışmanlığı –
….-Öncephe) içerikleriyle ve toplam tutarı 254.371,95 Euro olan dokuz adet
faturanın ilişkin olduğu görülmüştür. Dava konusu işe ait dava dosyasında bulunan proje ,detay, şematik dizayn ve
dokümanların incelenmesi neticesinde; ek sözleşme ile belirtilen Cephe Ve Cephe
Ünitelerinin Bakım Danışmanlığı, … Danışmanlığı, Otoyol Danışmanlığı, …
Ulaşım Danışmanlığı işlerinin davacı …. tarafından hazırlanmış ve bu
hizmetlerin verilmiş olduğu görüş ve kanaatine varılmıştır.
“yapıldığı kanıtlanan işlerin bedeli sözleşme kapsamındaki imalatlar yönünden sözleşme
fiyatları ile, sözleşme kapsamı dışındaki işler yönünden yapıldığı yıl mahalli piyasa·
rayiçleriyle göre bedelinin tespiti “değerlendirilmesi sonucunda:
Sözleşme ve ek sözleşme kapsamında yapılan işlerin ve hizmetlerin sözleşmede
belirtilen fiyatlar ile uygunluk gösterdiği görüş kanaatindeyiz.
Bu kapsamda; asıl dava bakımından davacının 36.239,45 Euro asıl alacak ve 574,37
Euro işlemiş faiz olmak üzere toplam 36.823,82 Euro, birleşen dava bakımından davacının
196.121,95 Euro asıl alacak ve 3.108,40 Euro işlemiş faiz olmak üzere toplam 199.230,35 Euro
tutarında alacağı bulunduğu tespit edilmiştir.
” şeklinde görüş ve kanaatlerini bildirmiştir.
Toplanan ve sunulan deliller, yapılan yargılama, icra dosyaları, alınan bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; Bozma ilamı kapsamında alınan rapor ve dosyadaki dellillere göre, Uyuşmazlığın esası taraflar arsındaki ana ve ek sözleşmeye göre davacının mimari proje ve verilen mimari danışmanlık ve destek hizmetinden kaynaklanan cari hesap alacağının olup olmadığı eksik ayıplı iş görüp görmediği ve bu sebeple davalının dava dışı firmaya bu eksik ayıplı işleri yaptırıp yaptırmadığıdır.Kısacası taraflar arasında eser sözleşmesi kurulduğunda uyuşmazlık bulunmamakla, iş bedeli ve ödenip ödenmediği hususlarında uyuşmazlık bulunmaktadır. Davaya dayanak sözleşmenin ve ek protokolün Davacı ile Davalı … arasında imzalandığı, taraflar arasında varıldığı düşünülen sözlü anlaşmalar sonucu işin bedelinin sözleşme ve ek protokolde yazılı tutarın üstüne çıktığı gelen ek protokoller e posta yazışmalarından anlaşılmıştır.
Faturaların davacı tarafça düzenlendiği kişi ve şirket bakımından ise dinlenen tanık beyanları e-posta yazışmaları bilirkişi raporlarında da belirtildiği üzere taraflar arasında varılan sözlü anlaşmaya uygun olarak işin bedeli için davacı Şirket tarafından düzenlenen faturaların iki grup şirketi (… Yapı ve ….) ve Davalı … adlarına düzenlendiği anlaşılmıştır. Davalı …’nun ticaret sicili kaydı ve tacir sıfatının bulunmadığı, kendisi yönünden defter incelemesi yapılamadığı, Davalı Şirket ticari defterlerinde ise dava konusu fatura ve faturalara rastlanılmadığı görülmüştür. Asıl davaya konu fatura için icra takip tarihinden önce Davalı Şirkete gönderilmiş bir temerrüt ihtarı yada eksik ayıplı iş uyarısı olmadığı, görülmüştür. Bilirkişi raporlarında Davacı Şirket tarafından taraflar arasındaki sözlü anlaşmaya göre üç ayrı muhatap adına düzenlenen faturalardan kaynaklanan toplam alacağın, Davacı kayıtlarına göre 2.329.606,39 Euro olarak hesaplanmıştır. Davacı tarafından sunulan cari hesap ekstresinde, Davalıların tüm fatura bedellerine karşılık Davacı Şirkete toplamda 2.098.245 Euro ödedikleri, Davalıların ödemelere ilişkin kanıt sunmadıkları dosya kapsamı ve bilirkişi tespitlerinden anlaşılmıştır. Dava dışı …. ticari kayıtlarında yapılan inceleme sonucu bu şirket adına Davacı Şirket tarafından düzenlenen ve toplamı 1.414.025 Euro olan 17 adet faturaya rastlanmadığı, Davacı Şirket’in Türkiye’de yerleşik ismini taşıyan … Mimarlık ve Şehir Planlama Hizmetleri Ltd. Şti. isimli şirketi tarafından dava dışı ….’a ilk sözleşme bedeli kadar (1.184.555 Euro + 213.219,90 Euro) = 1.397.774,90 Euro tutarında faturalar düzenlendiği ve söz konusu fatura bedellerinin ödenmiş olarak gözüktüğü bilirkişilerce tespit edilmiştir. Tespit edildiği üzere asıl davaya konu 30.03.2012 tarihli, “Ekim – Ocak mimarlar için süre ücreti +konaklama 9 seyahat” içerikli ve 87.860,87 Euro tutarlı faturanın, 51.621,42 Euro’sunun davalı şirket tarafından davacı Şirket’e ödendiği, söz konusu fatura ve içeriğinden davalı Şirketin bilgisi dahilinde olduğu belirtilmiştir. Davalılar asıl ve birleşen dosyada faturaları tebliğ almadıklarını beyan etmiş iseler de taraflar arasındaki önceki faturaların bildirim yönetmeleri ve buna dair davalılarca yapılan ödemeler incelendiğinden davalının fatura tebliğine dair itirazda bulunmadığı işlemleri e posta üzerinden yürütüldüğü anlaşılmıştır.
Kural olarak Bir faturayı alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde faturanın içerdiği bilgilere itiraz etme hakkına sahiptir. Aksi taktirde faturanın içeriğini kabul etmiş sayılır. (Dava tarihinde yürürlükte olan 6102 sayılı TTK’nın m. 21/2.) Bu hüküm, fatura içeriğinden kabul edilen hususlara ilişkin olarak, faturayı düzenleyenin lehine; adına fatura düzenlenenin aleyhine bir karine getirmektedir. Faturaya itiraz, faturanın teslim alındığı tarihten itibaren sekiz gün içinde yapılmalıdır. İtirazın sekiz gün içinde karşı tarafa varması şart değildir. Sekiz günlük süre, hak düşürücü süre veya zamanaşımı süresi değildir. Sadece ispat yükünün yer değiştirmesi açısından önem taşır. Sekiz günlük süre içinde itiraz edildiği taktirde, fatura içeriğinin sözleşmeye uygun olduğunu ispat külfeti faturayı veren tarafa ait iken, sekiz günlük sürenin geçmesinden sonra itiraz edilmesi halinde, fatura içeriğinin sözleşmeye uygun olmadığını ispat külfeti faturayı alan tarafa ait olur. Faturayı alan her türlü delille bu külfeti yerine getirebilir. Faturanın tebliği şekle bağlı değildir, yazılı veya sözlü herhangi bir şekilde yapılabilir. Muhatap hazır ise kendisine elden verilmesi, değil ise herhangi bir şekilde gönderilmesi mümkündür. Ancak, uyuşmazlık halinde ispat kolaylığı açısından, fatura tebliğinin noter aracılığıyla ya da imza karşılığı elden tebliğ yolu ile ya da telgraf, teleks yolu ile veya … aracılığıyla ya da faks çekilmesi yahut güvenli elektronik imza ile elektronik posta gönderilmesi şeklinde yapılması uygundur. Davaya konu olayda davacı şirket müdürü tarafından ilgililere 31.05.2013 tarihinden 30.09.2013 tarihine kadar 9 adet e posa ile 9 adet faturanın birleşen davaya konu faturanın gönderildiğinin görüldüğü, her iki rapor ve dosya kapsamında anlaşılmıştır. Davalı Şirket çalışanı …. tarafından iletilen 12 Aralık 2013 tarihli e-posta ile: “…. zira size ödemelerin geçen hafta yapılabileceğini söylemiştim. Bu sefer ödemeleri gönderemememin sebebi teknik zorluklardı. … ile bizim taraf arasındaki anlaşma tüm ödemenin iki ayrı forma bölünmesi şeklindedir…. posta cevabı söz konusudur. Gelen e-posta yazışmaları ve taraflar arasındaki önceye dayalı aynı sözleşeme kapsamındaki fatura bildirim yöntemi ve yapılan ödemeler dikkate alındığında Faturaların tebliğine dair husus, bilirkişi heyetinin raporuyla netleştirilmiş, faturaların tebliğinin taraflar arasında alışılagelmiş olduğu şekilde e-posta yoluyla yapıldığı, davalıların faturaların tebliğ edilmediği itirazları TMK 2.madde hükmü uyarınca yerinde görülememiştir.
Mahkememizce, “Asıl davaya konu seyahat ve konaklama ücretleri sözleşme bedeline dahil olup olmadığı bu bedellerin ayrıca talep edilmesinin mümkün olup olmadığı” hususlarının değerlendirilmesi istenmiştir. Bilirkişi heyeti tarafından, davaya konu faturanın kısmen ödendiği, dolayısıyla faturanın Davalıların bilgisi dahilinde olduğu belirtilmiştir. Benzer şekilde önceki heyet tarafından da, asıl davaya konu faturaya benzer bir şekilde Davalı Şirket adına düzenlenen 30.09.2011 tarih, …. sayılı ve 26.066,58 Euro bedelli seyahat/konaklama vs faturanın Davalı Şirket tarafından ödendiği, yine davalı … adına düzenlenen 18.03.2013 tarih, 1858 sayılı 4.224,00 Euro bedelli “WSP ek seyahat ve hizmet gideri” açıklamalı faturanın da Davalı … tarafından ödendiği belirtilmiştir.
Davalı taraf dava dışı …. firması ile yapılan sözleşmeye ek olarak akdedilen ek protokol 1 ve ek protokol 2 ile davacının yapmadığı tüm işler tago tarafından yapıldığını iddia etmiştir. Mahkememizce bu itiraz üzerine dava dışı … firması tarafndan gerçekleştirilen hizmetlere ilşikin, Davalı Şirket grup şirketlerinden olan …. Mühendislik ile …. firması arasında imzalanan sözleşme ve protokollerin incelenmesi” istenmiştir. Bilirkişi raporlarında da davacı firma mevzuat çerçevesinde konsept proje hazırlayacağı ve …. firması ise bu projenin uygulama projesi haline dönüştürerek ilgili kurumdan onay alacağı, yani her iki sözleşmenin konusunun farklı olduğu beyan ve edildiği gibi davalı taraf hayatın olağan akışı ve bu türden büyük projedeki aksaklıkları başlangıçta akit tarafı olan davacıya ayıp eksik işler oluşu ve bunun tamamlanması edimini ifaya davet olacak şekilde davacıya bildirdiğine dair delil sunmamış buna rağmen sözleşme bedellerinin önemli bir kısmının ödenemeye devam edilmesi hatta dava dışı firmaya bedel karşılığında yaptırdığını iddia ettiği eksik ayıplı iş bedelinin de üstünde olması karşısında davalıların başka firmaya yaptırdığı savunması yerinde görülmemiştir.
Davalıların eksik ayıplı tamamlanmayan işler savunmasını delillendirmeleri ve bunun makul süresi içinde öne sürüp sürmedikleri hususu yönünden davacı Şirket ile Davalı … arasında imzalana Mimari Tasarım Hizmetleri Sözleşmesi’nin 15. Maddesi uyarınca; “Mimar İş’in yapımında veya genel görev ve sorumluluklarında başarısız olduğunda, iş teslimlerini belirtilen sürelerde ve hizmet kapsamında belirtilen içerikte yapamadığında, İş’in gereğince hazırlayamayacağı veya tamamlayamayacağı görüşü edinildiğinde İşveren tarafından ihtar yazısı yazılacaktır.” hükmü yer almaktadır. Bununla birlikte davalılar çalışanları tarafından gönderilen e-postalarda da ödemelerle ilgili açıklamalar yapılmış ancak ifanın eksikliğinden veya gecikmesinden söz edilmediği anlaşılmış olup davalılarca da bu yönde delil sunulmamıştır.
Kural olarak Eser sözleşmesi ilişkilerinde ayıp sözleşme ve ekleri ile iş sahibinin ondan beklediği amaca göre eserde bulunması gereken bazı niteliklerin bulunmaması veya olmaması gereken bozuklukların bulunması olarak ifade edilmektedir. Eserin ayıplı yapılmış olması sözleşmeye aykırılık teşkil eder. Ayıp açık ve gizli olabileceği maddi ve hukuki ayıp şeklinde de olabilir. Açık ayıp, eserin tesliminden sonra makul süre içerisinde yapılan kontrol ve muayene sonucu görülüp tespit edilebilecek ayıplardır. Gizli ayıplar ise basit bir kontrol ve muayene ile ortaya çıkmayıp kullanılmaya başlamasından sonra ortaya çıkan ayıplardır. Maddi ayıplar, açık veya gizli olsun; ortaya çıkan, gözle görülen ve duyu organları ile hissedilen ayıplardır. Bunun dışında gözle görülmeyen ancak yapılmamış olması nedeni ile karşı tarafça fark edilen ayıplarda bulunmaktadır. Örneğin, projenin onaylatılmaması, yapı kullanma izin belgesi alma yükümlülüğünün yerine getirilmemesi gibi. Maddi ve hukuki ayıplar da açık ve gizli ayıplar gibi yükleniciye ihbarı gereken ayıplardır.
Eser sözleşmelerinde ayıplı imalât halinde 6098 sayılı TBK’nın 474/I. maddesi uyarınca açık ayıplarda iş sahibi eserin tesliminden sonra işlerin olağan akışına göre imkân bulur bulmaz eseri gözden geçirmek ve ayıpları varsa bunu uygun bir süre içinde yükleniciye bildirmek, gizli ayıplarda ise aynı Kanun’un 477/son maddesi uyarınca ortaya çıkması üzerine gecikmeksizin ayıp ihbarında bulunmak zorundadır. İş sahibi gözden geçirmeyi ve ihbarda bulunmayı ihmâl etmişse eseri olduğu gibi kabul etmiş sayılır.
Somut olayda ise dava konusu projenin Davacının gerçekleştirdiği işlerden dolayı ayıplı, eksik ve gecikmeli yerine getirildiğine ilişkin bir delil sunmamıştır. Anılan yasa düzenlemesi ve sözleşmenin niteliği ve icra takipleri tarihi itibariyle de geçen süreye rağmen davalıların eksik ayıplı iş ihtaratı olmadığından davacı tarafından meydana getirilen eseri olduğu gibi kabul etmiş sayıldığından fatura bedellerine göre davalıların ödeme yaptığı sabit olduğundan bakiye iş bedelinin asıl ve birleşen dosyalarda davalılardan talep hakkı olduğu kanaatine varılmış her iki bilirkişi heyet raporu da bu hususu doğrulamıştır.
Sonuç olarak yukarıda belirtildiği üzere faturanın tebliği herhangi bir geçerlilik şekline tabi olmadığına ve Davacı yanın gönderdiği fatura içerikli e-posta iletilerinin, Davalı şirket tarafından kullanılmakta olan e-posta hesabına gönderildiği anlaşıldığına göre, faturaların Davalı yanın hâkimiyet alanına girdiği ve böylece davaya konu faturaların Davalı yana tebliğ edildiği kanaatine ulaşılmış olup Davacı ve Davalı firma arasında Revize Sözleşmesi imzalanarak …. tarafından sağlanacak hizmetlerin kapsamını genişlettiği ve …. tarafından ifa edilecek ek işler için bir ek ücret kararlaştırdıkları görülmüş ve işin yerine getirilmesine rağmen davalılarca ödeme yapılmadığı gelen raporlar ve dosyadaki deliller tanık beyanları dikkate alınarak mahkememizde oluşan kanaatin ana delilleri kabul edilmiştir .
Kaldı ki
15.04.2019 tarihli bilirkişi raporunda 30.03.2012 tarihli faturanın aslen 87.860,87 Euro
tutarlı olup, 51.621,42 Euro’sunun davalı şirket tarafından davacı şirkete ödendiğine göre, bu
nedenle söz konusu fatura ve içeriğinden davalı şirketin haberdar olması gerektiği anlaşılmıştır.. Bu husus söz konusu faturanın davalıya tebliğ edildiğine ilişkin
bir delildir.
Asıl davaya konu fatura için icra takip tarihinden önce Davalı Şirkete gönderilmiş bir temerrüt ihtarı olmadığı davalılarca ve davalı şirket bünyesindeki dava dışı şirket tarafından bu kapsamda yapıldığı analaşılan ödemeler sonrası 15.12.2014 icra takip tarihi itibariyle asıl davadan dolayı istenebilecek asıl alacak 36.239,45 Euro hesaplanması Birleşen dosya yönünden Davacı Şirketin düzenlediği tüm faturalardaki toplam alacağın Davacı tarafından Davalılarca yapıldığı kabul edilen ödemelerin düşürülmesi sonucu, davacı Şirketin birleşen davaya konu alacağının icra takip tarihindeki alacağın asıl alacağın 196.121,94 Euro olarak hesaplandığı tespiti yukarıdaki açıklamalara göre mahkememizce yerinde görülmüştür.
Asıl ve birleşen dosyalardaki icra takiplerinde talep edilen işlemiş faizler yönünden ise takiplerin ve davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan 6098 sayılı TBK’nın 117. maddesi gereğince bir alacağa temerrüt faizi yürütülebilmesi için alacağın muaccel olması yeterli olmayıp alacaklının yöntemine uygun ihtarı ile borçlunun temerrüde düşürülmesi ya da alacağın kararlaştırılan kesin vadede ödenmemiş olması zorunludur. Somut olayda takipten önce alacaklının usulüne uygun ihtarı ile borçlunun temerrüde düşürüldüğü sunulan noter ihtarnamesiyle anlaşılmıştır. Bu sebeple bilirkişilerin ihtarnamenin tebliğinden belirtilen 15 gün sonrasında işlemiş faiz hesaplamaları yerinde görülmüştür. Her iki icra takibinde de yabancı para EURO cinsinden alacak talep edilmiş olup davalılar faizi de itiraz ettiklerinden burada 3095 Sayılı Yasanın 4/a maddesine göre; yabancı para faizinin hesaplanmasında, kamu bankalarının o yabancı para üzerinden açtığı bir yıllık vadeli mevduata ödediği en yüksek faiz oranının uygulanması gerekir.( YARGITAY 12. Hukuk Dairesi ESAS NO : 2018/7929 KARAR NO : 2019/11232)Bu madde uyarınca; fiilen ödenen en yüksek faiz oranı uygulanacak olup mahkememizce bankalardan fiilen uygulanan faiz oranları istenmiş ve fiilen uygulanan en yüksek faiz olan %3,25 üzerinden işlemiş faizin uygulanarak hesap yapılması mahkememizce eyerinde görüldüğünden her iki icra dosyasında da ayrı ayrı 3.098,45 Euro işlemiş faiz olmak ve 572,53 Euro işlemiş faiz hesapları yerinde görülmüş ve hükme esas alınmıştır. Öte yandan itirazın iptâli davalarında borçlunun icra inkâr tazminatı ile sorumlu tutulabilmesi için İİK’nın 67/II. maddesi gereğince borçlunun itirazında haksız ve alacağın likid olması gerekir. Her uyuşmazlığın kendine özgü somut özelliklerine göre değişmekle birlikte, bir uyuşmazlıkta alacağın likid olup olmadığı belirlenirken, alacak ve onun borçlusu birlikte değerlendirilmelidir. Buna göre, likid bir alacaktan söz edilebilmesi için, ya alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurların bilinmesi veya bilinmesinin gerekmekte olması; böylece, borçlunun borç tutarını tahkik ve tayin etmesinin mümkün bulunması; başka bir ifadeyle, borçlunun yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda olması gerekir. Gerek borç ve gerekse borçlu bakımından, bu koşullar mevcut ise, ortada likid bir alacak bulunduğu kabul edilmelidir (HGK’nın 07.06.2006 tarihli, 2006/19-295 Esas, 2006/341 Karar sayılı ilâmı).
Somut olayda takipten önce temerrüt ihtarı söz konusu olup fatura alacağına dayalı bir takip oluşu ve fatura içeriğine sürende de itiraz edilmediği gibi eksik ayıplı iş bedelleri tartışılmasına gerek görülmemiş ve fatura içeriği bedeller kesinleştiğinden ve bu bedel davalı tarafından bilinebilecek durumda olduğundan dosya kapsamına göre eksik iş bedeli tartışılmamış ve rayice göre yeniden iş bedeli hesabına gidilmediğinden dosya kapsamı ve davanın niteliğine göre her iki dosya bakımından alacak likit olduğundan davacı yararına icra takip tarihinden kur esas alınarak hesaplanacak şekilde icra inkar tazminatına hükmedilmesi hakkaniyet uyarınca da gerekmiştir.
Tüm bu nedenlerle; asıl ve birleşen davanın kısmen kabulü ile, asıl dava yönünden; davalının Bakırköy .. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasında yapmış olduğu itirazın kısmen iptali ile; takibin 36.239,45 Euro asıl alacak ve 572,53 Euro işlemiş faiz olmak üzere toplam: 36.811,98 Euro alacak yönünden aynen devamına, hüküm altına alınan asıl alacağa (36.239,45 Euro) 3095 sayılı yasanın 4/a maddesi uyarınca takip tarihinden itibaren Devlet Bankalarının Euro ile açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranının uygulanması suretiyle takibin devamına, hüküm altına alınan alacağa İcra takip tarihindeki kur esas alınarak alacağın %20’si üzerinden hesaplanacak icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davacının fazlaya ilişkin asıl alacak ve işlemiş faiz talebinin reddine, birleşen dava yönünden; davalının Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasında yapmış olduğu itirazın kısmen iptali ile; takibin 196.121,94 Euro asıl alacak ve 3.098,45 Euro işlemiş faiz olmak üzere toplam: 199.220,39 Euro alacak yönünden aynen devamına, hüküm altına alınan asıl alacağa (196.121,94 Euro) takip tarihinden itibaren 3095 sayılı yasanın 4/a. maddesi uyarınca Devlet Bankalarının Euro ile açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranının uygulanması suretiyle takibin devamına, hüküm altına alınan alacağa İcra takip tarihindeki kur esas alınarak alacağın %20’si üzerinden hesaplanacak icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davacının fazlaya ilişkin asıl alacak ve işlemiş faiz talebinin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
ASIL VE BİRLEŞEN DAVANIN KISMEN KABULÜNE,
1-) ASIL DAVA YÖNÜNDEN;
Davalının Bakırköy .. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasında yapmış olduğu itirazın kısmen iptali ile; takibin 36.239,45 Euro asıl alacak ve 572,53 Euro işlemiş faiz olmak üzere toplam: 36.811,98 Euro alacak yönünden aynen DEVAMINA,
2-)Hüküm altına alınan asıl alacağa (36.239,45 Euro) 3095 sayılı yasanın 4/a maddesi uyarınca takip tarihinden itibaren Devlet Bankalarının Euro ile açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranının uygulanması suretiyle TAKİBİN DEVAMINA,
3-)Hüküm altına alınan alacağa İcra takip tarihindeki kur esas alınarak alacağın %20’si üzerinden hesaplanacak icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
Davacının fazlaya ilişkin asıl alacak ve işlemiş faiz talebinin reddine,
1-) BİRLEŞEN DAVA YÖNÜNDEN;
Davalının Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasında yapmış olduğu itirazın kısmen iptali ile; takibin 196.121,94 Euro asıl alacak ve 3.098,45 Euro işlemiş faiz olmak üzere toplam: 199.220,39 Euro alacak yönünden aynen DEVAMINA,
2-)Hüküm altına alınan asıl alacağa (196.121,94 Euro) takip tarihinden itibaren 3095 sayılı yasanın 4/a. maddesi uyarınca Devlet Bankalarının Euro ile açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranının uygulanması suretiyle TAKİBİN DEVAMINA,
3-)Hüküm altına alınan alacağa İcra takip tarihindeki kur esas alınarak alacağın %20’si üzerinden hesaplanacak icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
Davacının fazlaya ilişkin asıl alacak ve işlemiş faiz talebinin reddine,
A-4-) ASIL DAVA YÖNÜNDEN;
a)-Harçlar tarifesi uyarınca alınması gereken 6.689,41 TL karar ve ilam harcından davacı tarafından peşin yatırılan 1.350,49 TL harç ile icrada yatırılıp mahsup edilen 613,00 TL harcın mahsubuna, bakiye 4.725,92-TL karar ve ilam harcının davalılardan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
b)-Davacı tarafından sarf edilen 1.350,49 TL harç ile icrada yatırılıp mahsup edilen 613,00 TL harcın davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
c)-Davanın kabul edilen miktarı gözetilerek karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davacı yararına tayin ve takdir olunan 10.584,18 TL nispi vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
d)-Davanın red edilen miktarı gözetilerek karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davalılar yararına tayin ve takdir olunan 2.045,69 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
B-4-) BİRLEŞEN DAVA YÖNÜNDEN;
a)-Harçlar tarifesi uyarınca alınması gereken 36.201,98 TL karar ve ilam harcından davacı tarafından peşin yatırılan 8.676,32 TL harç ile icrada yatırılıp mahsup edilen 3.944,60TL harcın mahsubuna, bakiye 23.581,06 TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
b)-Davacı tarafından sarf edilen8.676,32 TL harç ile icrada yatırılıp mahsup edilen 3.944,60 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
c)-Davanın kabul edilen miktarı gözetilerek karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davacı yararına tayin ve takdir olunan 35.148,64 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
d)-Davanın red edilen miktarı gözetilerek karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davalılar yararına tayin ve takdir olunan 18.494,29 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,

5-Asıl ve birleşen dosyalar yönünden davacı tarafından sarf edilen 221,80-TL keşif harcı, 230,00 TL keşif vasıta gideri, 10.400,00 TL bilirkişi ücreti, 405,00 TL tebligat ve müzekkere giderinden oluşan toplam 11.256,80 TL yargılama giderinin davanın kabul oranı dikkate alınarak takdiren 8.276,31- TL ‘sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Asıl ve birleşen dosyalar yönünden davalı tarafından sarf edilen 7.550,00 TL bilirkişi ücreti, 314,00 TL keşif harcı, 280,50-TL tebligat, müzekkere ve tanık masrafı giderinden oluşan toplam 8.144,50 TL yargılama giderinin davanın red oranı dikkate alınarak takdiren 2.156,44- TL ‘sinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine, kalan kısmın davalılar üzerinde bırakılmasına,

7-Kullanılmayan gider avansının HMK 333. maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden sonra davacıya iadesine,
8-HMK’nın uygulanmasına dair yönetmeliğin 58/1 maddesi gereğince taraflardan birinin talebi halinde gerekçeli kararın taraflara tebliğine,
Dair; Gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde ASIL VE BİRLEŞEN DAVA Yönünden Yargıtay nezdinde TEMYİZ yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzlerine karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.. 21/04/2022

Başkan ….
¸
Üye …
¸
Üye …
¸
Katip …
¸