Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/374 E. 2023/90 K. 23.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/374 Esas
KARAR NO : 2023/90

DAVA : Ticari Şirket (Ortaklıktan Çıkma Veya Çıkarılmaya İlişkin)
DAVA TARİHİ : 26/04/2021
KARAR TARİHİ : 23/01/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 03.03.2023
Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Ortaklıktan Çıkma Veya Çıkarılmaya İlişkin) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin sosyal güvencesi olmadığını, babası …’dan almış olduğu emekli maaşı ile geçimini sürdürdüğünü, davalı şirket ortağı görünmesi nedeniyle emekli maaşının 06/04/2021 tarih, …. sayılı işleme ilişkin yazı ile kesildiğini, müvekkilinin başka bir geliri ve adına kayıtlı taşınmazı, aracı ve bankada parası olmadığını, müvekkilinin fakirlik belgesi aldığını, bu nedenle adli yardım talebinde bulunduklarını, davalılardan … şirketinde 25.000,00-TL hisse karşılığı ortak olduğunu, davalılardan … ise 75.000,00-TL hisse karşılığında ortak ve müdür iken müvekkilin noterliğinden …’ye 24/12/2009 tarihli 24214 yevmiye nolu devir sözleşmesi ile hissesini 25.000-TL bedelle devrettiğini, davalılardan …’nin devir işleminden sonra şirketi fiilen diğer davalı ile yürütmeye başladığını, müvekkilinin hissesini devrettiği şirket kayıtlarına işlendiği, müvekkilinin davalılardan … Mim. Tas. Ve Uyg. Hiz. San. Ve Tic. Ltd. Şti.’nin sicil kayıtlarında ortak olarak görünen müvekkilinin ortak olmadığının, diğer davalı …’nin ortak olduğunun Tespitine ve sicil kayıtlarının bu şekilde düzeltilmesine, asli talebinin kabul olmaması halinde TTK’nın 638. Maddesi uyarınca müvekkilinin haklı sebeple … Mim. Tas. Ve Uyg. Hiz. San. Ve Tic. Ltd. Şti’nin ortaklığından çıkmasına, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; dava ile doğrudan hiçbir ilgisi bulunmayan müvekkili … yönünden husumet yokluğu nedeniyle davanın reddi’ne karar verilmesini talep ettiklerini, dava dilekçesinde de ikrar edildiği üzere Yetim Maaşının SGK tarafından kesilmesi nedeniyle işbu davayı açtığını sabit olması karşısında 2009 yılından davanın açıldığı tarihe kadar 10 yıllık dava zamanaşımı süresi dolması nedeniyle davanın usulden ve zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiğini, davacı tarafın talebi hususunda müvekkili …’nin hiçbir etkisi ve yetkisi mevcut olmadığını, davalı … Mim. Tas. ve Uyg. Hiz. San. ve Tic. Ltd. Şti.’nin ortakları olan davacı … ve davalı …’ın Genel Kurul Toplantısında 3/4 çoğunlukla şirket ortaklar pay defterine müvekkilinin kaydedilmesine ilişkin bir karar da verilmediğini, davanın zaman aşımı nedeniyle, husumet yokluğu nedeniyle reddine, Davacı …; 24.12.2009 tarihinde davalı şirket hissesini müvekkile devir ettiği gerekçesiyle davalı şirket ortaklığının sonlandırılmasını istemesine rağmen davalı şirketin 02.07.2014 ve 18.03.2016 tarihlerinde yapılan Genel Kurul Toplantılarına katılmış ve Genel Kurul Toplantılarında TTK. M.595 gereğince usulüne uygun hiçbir işlem yapmaksızın babasından almakta olduğu yetim maaşının SGK tarafından kesilmesi nedeniyle ve kötü niyetle açmış olduğu bu davanın TTK m.595 gereğince usulü işlemler tamamlanmaksızın açılmış olması nedeniyle davanın reddine, yargılama Giderleri ile Vekalet Ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce 27/04/2021 tarihli tensip tutanağı ve 27/04/2021 tarihli ara kararımız ile ileride haksız çıkacak taraftan karşılanmak üzere adli yardım talebinin kabul edildiği anlaşılmıştır.
Diğer davalı şirket …’nin davaya cevap vermediği anlaşılmıştır.
Davalı …’a usulüne uygun davetiye çıkarıldığı, çıkarılan davetiyenin iade edildiği, adres araştırmasının yapıldığı, adres araştırmasından bir netice alınamadığı, bu nedenle dava dilekçesi ve eklerinin ilanen tebliğ edildiği anlaşıldı.
Mahkememizce tarafların iddia ve savunmaları, sundukları deliller, dosya kapsamı belgeler ve davalı şirkete ait ticari defter ve kayıtlar incelenmek sureti ile davacının şirket faaliyetlerine katılıp katılmadığı, davacının hisse devri ile alakalı olarak bu konuda şirkete başvurusu olup olmadığı, ortaklar kurulu tarafından karar defterine bu konuda herhangi bir kararın işlenip işlenmediği, yine davacının haklı sebeple şirketten ayrılma şartlarının oluşup oluşmadığı konusunda bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiş olup, bilirkişi Nitelikli Hesaplamalar Uzmanı
Ticaret ve Borçlar Hukuku
Dr. Öğretim Üyesi …. ve Mali Müşavir …’in 12/12/2022 tarihli raporunda özetle; Davacı; davalı … ile birlikte, diğer davalı … Mimarlık Tas. Ve Uyg. Hiz.
San. ve Tic. Ltd. Şti. ‘nde ortak olduğunu, ortaklık hissesini T.C. Zeytinburnu
… Noterliği 24.12.2009 tarih … yevmiye numaralı devir sözleşmesiyle diğer davalı
… ‘ye devrettiğini, fakat devre ilişkin, İTO sicil müdürlüğünde gerekli
işlemlerin yapılmadığını, kayıtlarda halen şirket ortağı olarak göründüğünü beyan
ettiği, dosyaya sunulan T.C. Zeytinburnu … Noterliği 24.12.2009 tarih … yevmiye
numaralı devir sözleşmesine göre, davacı … 25.000,00.TL tutarındaki
hissesini … ‘ye devrettiği, Ticaret Sicil Gazetesi ve İstanbul Ticaret Odası kayıtlarına göre; davacı …
davalı … Mimarlık ‘ta ortak olarak göründüğü, davalı şirketin mükellefi olduğu Kağıthane Vergi Dairesi kayıtlarına göre ise, şirket ortakları, diğer davalılar …. ve … olmadığı, davacı ortak olarak görünmediği, davalı … Mimarlık yasal defterlerindeki kayıt düzeni ve bilgileri göz önüne
alındığında; davacı … ile diğer davalılar … ve …
‘ın davalı şirkette ortak olarak kayıtlı olup/olmadığı yönünde bir tespit yapılamadığı, hukuki yönden Davacının davalı şirkette ortak olmadığına ilişkin iddiasının ispata muhtaç olduğu,
Davacının davalı şirketten çıkarılmasına ilişkin talebinin yerinde olduğu görüş ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; Davacının davalı şirketteki hissesinin noter aracılığı ile 24/12/2009 tarihinde davalılardan …’ye devrettiği iddiası ile kendisinin ortak olmadığının tespiti ve davalı …’nin davalı şirket ortağı olduğunun tespiti noktasında toplandığı, asıl talebinin kabul görmemesi halinde TTK madde 638 uyarınca haklı nedenle şirket ortaklığından çıkma istemine ilişkindir.
Davacının ana talebinin incelenmesinde;
Öncelikle Limited şirketlerde devir için taraflar arasında düzenlenmiş yazılı bir devir sözleşmesi bulunmalıdır. Bu sözleşme aynı zamanda noterce onaylanmalıdır. Noterce onaylanmamış devir sözleşmeleri geçersizdir. Limited Şirketlerde hisse devrinde kural olarak bu devrin genel kurul tarafından onaylanması şarttır.
Onaya ilişkin TTK kapsamında özel bir karar ve toplantı yeter sayısı belirtilmediğinden, toplantıya katılan üyelerin salt çoğunluğuyla pay devri (hisse devri) sözleşmeleri onaylanabilir. Devir daha sonra pay defterine kaydedilir. Şirket ana sözleşmesiyle genel kurulun pay devrine (hisse devrine) onay şartı kaldırılabilir. Ayrıca genel kurul tarafından onay 3 ay içinde yazılı olarak verilmediği takdirde kabul edilmiş sayılır. Genel Kurul onayından sonra, esas sermaye payının devri ticaret siciline tescil ve ilan edilir. Buradaki tescil kurucu değil açıklayıcı nitelikte bir tescildir.
Bu açıklamalardan sonra somut olayımıza dönecek olur isek, davacı ile davalı … arasında davacıya ait hissenin 24.12.2009 yılımda noter aracılığıyla hisse devir sözleşmesinin akdedildiği anlaşılmıştır. Bu aşamadan sonra hissesini devreden ortağın aynı zamanda bu devri TTK madde 595 hükmüne göre genel kurulun onayına sunması gerekmektedir. Dosya kapsamında devrin geçerli olması için bu ikinci aşamanın yerine getirildiğine dair davacı tarafça delil sunulamadığı gibi, dosya kapsamından davacının noter nezdinde akdettiği devir sözleşmesinden sonra davalı şirket nezdinde 02.07.2014 tarihli ve 18.03.2016 tarihli genel kurul toplantılarına katıldığı yani diğer bir deyişle şirket idaresinde rol aldığı anlaşılmıştır. Bu durumda davacının ana talebi yönünden hissesini devredip genel kurul onayına sunduğuna dair iddiasını ispat edemediği gibi, genel kurul onayına sunulmuş olsa bile davacı tarafça hisse devrinden sonra bile şirket idaresine katılmış olması dikkate alındığında uzun süre sonra bu hususun dile getirilmesi TMK 2 kapsamında dürüstlük kuralı ile de bağdaşmadığından ana talep hakkında aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
Davacının terditli talebi yönünden;
Davacı terditli talebi yönünden ise haklı nedenle şirket ortaklığından çıkarılması hukuki nedenine dayanmıştır.
. Davacının talebi, diğer bir talebi de haklı nedenle şirketten çıkarılmasına ilişkindir. Limited şirketten çıkma ve çıkarılma hususunu düzenleyen TTK. m. 638/2 hükmüne göre, “her ortak, haklı sebeplerin varlığında şirketten çıkmasına karar verilmesi için dava açabilir”. Yine
TTK. m. 640 hükmüne göre:
“Şirket sözleşmesinde, bir ortağın genel kurul kararı ile
şirketten çıkarılabileceği sebepler öngörülebilir.
Çıkarma kararına karşı ortak, kararın noter aracılığıyla kendisine bildirilmesinden
itibaren üç ay içinde iptal davası açabilir.

Şirketin istemi üzerine ortağın mahkeme kararıyla haklı sebebe dayanılarak şirketten
çıkarılması hâli saklıdır”.
Yukarıdaki hüküm ile birlikte somut olay irdelenecek olur ise, ana talep kısmında zikredildiği üzere davacı tarafça hisse devir sözleşmesi akdedilmesine rağmen şirket faaliyetlerine katıldığı, şirketin faal olmadığı gerekçesinin yerinde olmadığı, zira alınan rapora göre davalı şirketin işleyişine devam ettiği anlaşılmıştır. Her ne kadar bilirkişi raporunun sonuç kısmında kar payı dağıtılmamasının haklı nedenle çıkmaya gerekçe olabileceği mütalaa edilmişse de söz konusu tespit hukuki olup, hukuki tasnif yetkisi mahkememize ait olduğundan raporun bu kısmına itibar edilmemiştir. Dolayısıyla mahkememizce yapılan bu tespite itibar edilmeyerek davacının kar payı dağıtımı yapılmamış olsa bile buna ses çıkarmadığı gibi, şirket faaliyetlerinden engellendiğine dair dosyaya somut delil sunamadığı anlaşılmakla haklı nedenle şirket ortaklığından ayrılma şartlarının da oluşmadığı kanaatine varılmış ve tüm talepler hakkında aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-DAVACININ ANA TALEBİNİN VE FER-İ TALEBİNİN AYRI AYRI REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gereken 179,90-TL maktu ilam ve karar harcınının davacıdan alınarak hazineye İRAT KAYDINA,
3-Adli yardım talebi kabul edildiğinde ve karar tarihine kadar suç üstü ödeneğinden karşılanan 194-TL tebligat masrafı, 10-TL kep masrafı, 11.507,83-TL basın ilan masrafı ve 3.000-TL bilirkişi ücreti olmak üzere TOPLAM 14.711,83-TL’nin davacıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA,

4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/1 maddesi gereğince tayin ve takdir olunan 9.200,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı …’ye verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde BIRAKILMASINA,

6-Gider avansından artan olur ise karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
Dair; 6100 sayılı HMK.’nun 341. ve devamı maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere davacı vekilinin ve davalı … vekilinin yüzüne karşı, diğer tarafların yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 23/01/2023

Katip … Hakim …
¸e-imza ¸e-imza