Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/370 E. 2023/95 K. 25.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/370 Esas
KARAR NO : 2023/95 Karar

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 22/04/2021
KARAR TARİHİ : 25/01/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı borçlunun, müvekkiline olan 27.779,93-TL borcunu ödemediği için hakkında Büyükçekmece … İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyasından takip başlatıldığını, davalıya ödeme emrinin tebliğ edildiğini, davalının takibe ve takip konusu alacağın tüm ferilerine, işlemiş ve işleyecek olan faize ve faiz oranına itiraz ettiğini, davalı tarafından yapılan itirazların yerinde olmadığını, davalının, müvekkili şirketin satışını yapmış olduğu ürünlerden satın aldığını, bu ticaretin 2019-2020 yıllarında farklı tarihlerdeki davalının siparişi üzerine gerçekleştiğini ve her satışta ürünlerin davalıya fatura ve irsaliye ile imza karşılığı teslim edildiğini, davalının da müvekkili şirkete göndermiş olduğu Beşiktaş …. Noterliği’nin 12.11.2020 tarih ve … yev.nolu ihtarnamesinde müvekkili şirketle ticari ilişkisinin bulunduğunu, müvekkilinden davaya konu ürünleri satın almış olduğunu kabul ettiğini, her ne kadar davalının söz konusu ihtarında satın almış olduğu ürünlerden “çift taraflı bandın” ayıplı olduğunu iddia ederek zarar tazmini talebinde bulunmuşsa da davalının bu iddialarının haklı ve geçerli bir yanı bulunmadığını, davalının bu ihtarına karşı müvekkili şirket tarafından Ankara … Noterliği’nin 02.12.2020 tarih ve … yev. nolu ihtarı ile cevap verildiğini, davalının ihtarında bildirdiği ayıp iddiasının haklı bir yanı bulunmadığını, davalının, müvekkilinden satın almış olduğu ürünlerin farklı ürünlerden oluştuğunu, davalının ayıplı olduğunu iddia ettiği “….” ürünün kendisine 28.11.2019 tarih ve …. nolu, 1.976,41-TL bedelli fatura ile satıldığını, üründe herhangi bir ayıp olmadığını, davalının böyle bir iddiası bulunmakta ise bu durumu en geç 8 gün içerisinde ihbar etmesi gerektiğini, davalıya icra takibinin ilk olarak 20.08.2020 tarihinde İstanbul ….İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyasından başlatıldığını, davalının ürünün kendisine tesliminden yaklaşık bir yıl sonra hakkında icra takibi başlatılmasından sonra haksız ve kötüniyetli şekilde ihtarname gönderdiğini, davalının ihtardaki iddiasının 28.11.2019 tarih ve …. nolu, 1.976,41-TL bedelli “…” ürünü ile ilgili olduğunu, bu hususta da herhangi bir iade veya bedel indirimi talebi bulunmadığını, zarar tazmini talebinin bulunduğunu, davalının zarar iddiasının ve tazmininin de işbu davada dinlenilmesinin mümkün olmadığını, davalının satın almış olduğu ürünlerin bedelini ödemediği gibi, borcun ödenmesine yönelik Büyükçekmece …. İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı dosyasından başlatılan icra takibine ise hiç bir somut vakıaya dayanmaksızın haksız ve kötüniyetli şekilde itiraz ettiğini, haksız itiraz üzerine müvekkilince zorunlu ticari dava şartı arabuluculuk başvurusu yapıldığını, arabuluculuk görüşmesinde de herhangi bir anlaşma sağlanamadığını iddia ederek; davanın kabulü ile davalı borçlu itirazının asıl alacak yönünden iptali ile icra takibinin devamına, davalının %20 icra inkar tazminatı ödemeye mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafça ikame edilen iş bu davanın haksız ve mesnetsiz olduğunu, dava dilekçesinde öne sürülenin aksine müvekkilinin karşı taraftan alacaklı olduğunu, müvekkilinin Türkiye genelinde bulunan kurumsal müşterilerinin montajlarında kullanmak amacıyla davacı yandan yüklü miktarda … marka çift taraflı bant satın aldığını, bu bantların müvekkili tarafından birçok farklı ilde, farklı müşteriler için kullanıldığını ancak bu bantlardan beklenen yararın elde edilemediğini, aksine malların ayıplı olması sebebiyle müvekkilinin ciddi anlamda maddi zarara uğradığını, ayıplı mal tesliminden kaynaklı olarak işbu ürünün kullanıldığı Türkiye geneli 20 farklı şubede yazıların kayması sonucu duvarlardaki boyaların döküldüğünü ve müvekkilinin müşterilerinin zararlarını gidermek amacıyla duvarları yeniden boyamak, astar atmak, şablon ve pleksi üretmek durumunda kaldığını, ayrıca tüm bu zararların telafisi ayrı bir iş gücü de gerektirdiğinden müvekkilinin birçok işçisini şubelerin bulunduğu illere gönderdiğini ve işçilerin konaklama, ulaşım, yemek gibi tüm giderlerinin de müvekkili tarafından karşılandığını, sırf işçilerin masraflarının dahi işçi başına ortalama 1.500,00-TL-1.750,00-TL gibi meblağlara ulaştığını, müvekkilinin davacı taraftan satın almış olduğu bantlardan ötürü yaklaşık 35.000,00-TL maddi zarara bulunduğunu, TTK Madde 23/1-c hükmüne göre, olağan bir muayene ile meydana çıkmayan ayıpların gizli ayıp olarak nitelendirilmekte olup davacı yandan satın alınan bantların gizli ayıplı olduğu hususunun izahtan vareste olduğunu, davacı tarafça her ne kadar malların ayıplı olduğuna dair usulen geçerli herhangi bir ayıp bildiriminde bulunulmadığından bahsedilmişse de işbu iddianın somut gerçeklerle bağdaşmadığını, zira müvekkili tarafından satılan bantlardaki ayıp ortaya çıkar çıkmaz karşı tarafla mail yolu ile iletişime geçildiğini ve bu kapsamda ihbar yükümlülüğünün yerine getirildiğini, müvekkilinin her ne kadar karşı tarafa ayıp ihbarını içeren mail göndermişse de mail neticesinde karşı taraftan hiçbir ödeme alamadığını, zararının tazmin edilmediğini, buna istinaden satılan malların ayıplı olmasından kaynaklanan zararın giderilmesi amacıyla karşı tarafa Beşiktaş …. Noterliği’nin 12 Kasım 2020 Tarihli …. yevmiye numaralı ihtarnamesinin keşide edildiğini, karşı tarafça ihtarnameye de itibar edilmediğini ve müvekkiline hiçbir ödeme yapılmadığını, asla kabul anlamına gelmemekle birlikte; karşı tarafın müvekkili şirket nezdinde bir alacağı bulunması halinde dahi TBK kapsamında düzenlenen mahsup hükümlerinin uygulanarak bakiye tutar yönünden işlem yapılması gerekirken karşı tarafça icra takibine konu edilen alacağın haksız olduğunu, davacı tarafın iş bu davanın açılmasında kötü niyetli olduğunu savunarak; müvekkili hakkında açılmış bulunan işbu itirazın iptali davasının reddini, takibinde haksız ve kötü niyetli olan alacaklının takip konusu alacağın %20’sinden az olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
YARGILAMANIN ÖZETİ, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, cari hesaba dayalı alacağın tahsili için girişilen icra takibine vaki itirazın İİK’nun 67.maddesi gereğince iptali ile takibin devamına ve icra inkar tazminatı istemine ilişkindir.
Mahkememizce taraflara usulüne uygun davetiye tebliğleri yapılarak taraf teşkili sağlanmış ve davanın esasına başlanmıştır.
Taraf vekilleri karşılıklı olarak delillerini bildirmişler, bildirdikleri deliller toplanılmıştır.
Uyuşmazlığın, taraflar arasında ticari ilişki kapsamında cari hesap alacağına dayalı olarak başlatılan takibe davalının itirazının haklı olup olmadığı, davacının itirazın iptali ile icra inkar tazminatı taleplerinin kabul edilip edilemeyeceği hususlarından kaynaklandığı tespit edilmiştir.
Küçükçekmece Vergi Dairesi Müdürlüğüne müzekkere yazılarak davalının vergi mükellefi olup olmadığı, hangi defterleri tuttuğu, işletme hesabına göre mi bilanço usulüne göre mi defter tuttuğu, Vergi Usul Kanunu’nun 176-177.maddeleri kapsamında esnaf mı yoksa tacir mi olduğu hususlarının araştırılarak mahkememize bu hususla ilgili bilgi verilmesi istenmiş, cevabi yazı ve ekleri dosyaya kazandırılmıştır.
Küçükçekmece Vergi Dairesi Müdürlüğüne yazılan müzekkereye verilen cevapta; davalının “….” faaliyetinden dolayı 13/01/2015 tarihinde Yenibosna Vergi Dairesi Müdürlüğünden nakil gelerek işe başladığı ve bilanço usulüne göre defter tutan gerçek gelir vergisi mükellefi olduğu hususlarının bildirildiği görülmüştür.
Büyükçekmece … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyası UYAP sistemi üzerinden celp edilmiş, incelenmesinde; davacı alacaklı tarafından davalı borçlu aleyhine cari hesap alacağından kaynaklı 27.779,93-TL asıl alacak, 1.925,57-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 29.705,50-TL alacağın tahsili için icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin davalıya 16/01/2021 tarihinde tebliğ edilmiş sayıldığı, davalı borçlu vekilinin 13/01/2021 tarihli dilekçesi ile borca, faize, eklere ve tüm ferilerine itiraz ettiği, davalı borçlu vekilinin itirazı üzerine 15/01/2021 tarihinde icranın durdurulması kararı verildiği, işbu itirazın iptali davasının yasal 1 yıllık süre içerisinde açıldığı görülmüştür.
Ankara … Noterliğinden; 02/12/2020 tarih ve … yevmiye sayılı ihtarname ve tebliğ mazbatasının onaylı bir sureti celp edilerek dosya kapsamına kazandırılmıştır.
Beşiktaş … Noterliğinden; 12/11/2020 tarih ve … yevmiye sayılı ihtarname ve tebliğ mazbatasının onaylı bir sureti celp edilerek dosya kapsamına kazandırılmıştır.
Mahkememiz dosyası, tarafların iddia ve savunmaları, sundukları deliller, dosya kapsamı belgeler, Büyükçekmece … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyası ve tüm dosya kapsamına göre; her iki tarafa ait ticari defter ve kayıtlar incelenmek sureti ile; takip tarihi itibari ile taraflar arasındaki ticari ilişki kapsamında davacının davalıdan alacaklı olup olmadığı, alacaklı ise ne miktarda alacaklı olduğu hususlarında rapor düzenlenmek üzere SMMM bilirkişiye tevdi edilmiş, bilirkişi tarafından düzenlenen rapor mahkememiz dosyasına ibraz edilmiş;
28/02/2022 tarihli bilirkişi raporunun incelenmesinde özetle; “… Dava konusunun, davacının, davalı ile olan ticari ilişki dolayısıyla oluşan cari hesap alacağının tahsili amacıyla yürüttüğü takibe yapılan itirazın iptali talebinden ibaret olduğu, davacının, 2019 ve 2020 yılları ticari defterlerinin lehine delil niteliğinin bulunduğu, davacının ticari defterlerine göre; takip tarihi itibariyle davacının davalıdan 27.779,93 TL alacağının bulunduğu, davalının 2019 ve 2020 yılları ticari defterlerinin lehine delil niteliğinin bulunduğu, davalının ticari defterlerine göre; takip tarihi itibariyle davalının davacıya 13.593,35 TL borçlu olduğu, taraf ticari defterleri arasındaki cari hesap farkının davacı şirket tarafından davalı şirket adına düzenlenen 8 adet toplamda 14.186,58 TL tutarlı faturaların davalı şirket ticari defterlerinde kayıtlı olmamasından kaynaklı olduğu, mezkur faturalar içeriğindeki ürünlerin davalı şirkete teslimi hususu ile ilgili olarak sunulan sevk irsaliyeleri incelendiğinde; mezkur faturaların teslim alan kısımlarında …., …. ve … isimlerinin bulunduğu, bazı irsaliyelerde isim/imza bulunmadığı, davacının takip konusu alacağa konu faturalardan önce davalının kabulünde olan faturaların teslim alan kısımlarında … isimleri bulunduğundan bu isme yapılan teslimlere ilişkin teamül oluştuğu ve mezkur faturalar içeriğindeki ürünlerin davalı şirkete tesliminin kabulünün gerektiği, …. ve …. imzasına teslim edilen ve isim/imzâ bulunmayan faturalardaki ürünlerin davalıya teslimi hususunun ispata muhtaç olduğu, mezkur faturaların davacının takip konusu alacağı hesabında nazara alınmadığı, neticeten takip tarihi itibariyle davacının davalıdan (27,779,93 TL – 8.559,10 TL) 19.220,83 TL alacaklı olduğu” değerlendirme ve tespitlerinin yapıldığı anlaşılmıştır.
Bilirkişi raporu taraf vekillerine tebliğ edilmiş, taraf vekilleri tarafından bilirkişi raporuna karşı beyan ve itirazlarını içerir dilekçeler dosyaya sunulmuştur.
Küçükçekmece ve Ulus Vergi Dairesi Müdürlüklerinden; tarafların 2019 ve 2020 yıllarına ait BA/BS formları celp edilerek dosya kapsamına kazandırılmıştır.
Esenyurt ve Bağcılar Sosyal Güvenlik Merkezlerine müzekkere yazılarak; davalının 2019 ve 2020 yılları arasında sigortalı bildirimi yapılan çalışanlarının isim listesinin kayıtlardan çıkartılarak Mahkememize gönderilmesi istenmiş, cevabi yazı ve ekleri dosyaya kazandırılmıştır.
15/06/2022 tarihli celse ara kararı gereğince, Mahkememiz dosyası, taraf vekillerinin itirazları da değerlendirilerek …. Marka çift taraflı bant satışı yönünden; taraflar arasındaki ticari ilişki kapsamında bu marka ürüne yönelik kesilen fatura miktarının belirlenerek; ayıplı ifa olup olmadığı, ayıp iddiasının subüt bulması halinde ayıbın niteliği (gizli-açık ayıp), ihbarın süresinde yapılıp yapılmadığı, satıma konu malda ayıbın tespiti halinde ayıp değerinin ne kadar olduğu hususlarında davalı tarafça sunulan … Marka çift taraflı bant üzerinde inceleme yapılmak suretiyle ayrıca heyete sektör bilirkişisinin dahil edilerek rapor düzenlenmek üzere kök raporu hazırlayan SMMM bilirkişiye tevdi edilmiş, bilirkişiler tarafından düzenlenen ek rapor mahkememiz dosyasına ibraz edilmiş;
21/12/2022 tarihli ek bilirkişi raporunun incelenmesinde özetle; “…Davalı taraftan 2019 yılına ilişkin cari hesap ekstresinin defaatle talep edildiği ancak davalı tarafın 2019 yılında cari ilişki olmadığını iddia ederek cari ekstresini sunmaktan imtina ettiği, davalı tarafın BA-BS formlarının sunulması neticesinde davalının 2019 yılında toplam 40.418,00-TL (KDV Hariç) tutarında 16 adet alış faturası beyan etmiş olduğu, kök raporda davacı tarafın ispatına muhtaç olduğu belirtilen faturalardan 11. Aya ait 19/11/2019 tarihli 1.888,24-TL tutarlı ve 21/11/2019 tarihli 4.521,97-TL tutarlı faturaların BA-BS formunda bildirildiği anlaşılmakla birlikte mezkur faturaların davalı kabulünde olduğu, toplam 2.148,89-TL tutarlı 2 adet faturaya ilişkin alacak talebinin davacının ispatına muhtaç olduğu, davalı tarafından satın alınan ….. marka çift taraflı bantın ayıplı olduğundan dolayı beklenen yararın elde edilemediği ve ciddi anlamda zarara uğranıldığı belirtilmiş ise de dosyada bu durumu ortaya konan herhangi bir teknik inceleme veya yapılmış bir analiz raporuna rastlanmadığı, dolayısı ile teknik olarak mevcut veriler ışığında çift taraflı bantın ayıplı olup olmadığı hakkında bir değerlendirme yapılmasının mümkün olmadığı, ayrıca 6102 Sayılı TTK’nun 23/c maddesi gereğince 2 gün veya 8 gün içerisinde ayıplı mal müracaatının yapılmadığı” değerlendirme ve tespitlerinin yapıldığı anlaşılmıştır.
Bilirkişi raporu taraf vekillerine tebliğ edilmiş, taraf vekilleri tarafından bilirkişi raporuna karşı beyan ve itirazlarını içerir dilekçeler dosyaya sunulmuştur.
İİK’nun 67. maddesinde “Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.” hükmüne yer verilmiştir.
İcra ve İflas Kanunu’un 67/2.maddesinde “Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.” hükmüne yer verilmiştir.
Öncelikle şunu belirtmek gerekir ki bir ticari ilişki ve bu ilişkiden kaynaklı alacağının olduğunu iddia eden taraf bunu usulü dairesinde ispat etmesi gerekir. İspatın konusu, ispat yükünün kimde olduğu ve ispat vasıtalarının neler olduğu 6100 sayılı HMK.nun 187, 190 ve 200’ncü maddelerinde açıkça belirtilmiştir.
İspatın konusu HMK.nun 187’nci maddesinde “İspatın konusunu tarafların üzerinde anlaşamadıkları ve uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek çekişmeli vakıalar oluşturur ve bu vakıaların ispatı için delil gösterilir. Herkesçe bilinen vakıalarla, ikrar edilmiş vakıalar çekişmeli sayılmaz.” Şeklinde belirtilirken, ispat yükünün kimde olduğu ise HMK.nun 190’ncı maddesinde “İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir. Kanuni bir karineye dayanan taraf, sadece karinenin temelini oluşturan vakıaya ilişkin ispat yükü altındadır. Kanunda öngörülen istisnalar dışında, karşı taraf, kanuni karinenin aksini ispat edebilir.”düzenlemesi ortaya konmuştur.
Yemin delili, HMK’nın 225. ve devamındaki maddelerde düzenlenmiş olup, yemin kesin delil niteliğindedir. Bir vakıayı ispat yükü kendisine düşen taraf, o vakıayı başka delillerle ispat edemezse, diğer tarafa yemin teklifinde bulunabilir. Bununla birlikte, iddia veya savunmasını ispat edemeyen tarafa yemin teklif etme hakkının hatırlatılabilmesi için, yemin deliline açıkça dayanılmış olması da zorunludur.
Bu kapsamda; davacı vekiline, dava dilekçesinin deliller kısmında yemin deliline açıkça dayanmış olduğu anlaşılmakla; 06/12/2019 tarihli 715,80 TL ve 09/12/2019 tarihli 1.433,09 TL bedelli faturalar yönünden; yemin teklif etme hakları hatırlatılmış, davacı vekilinin 25/01/2023 tarihli duruşmadaki beyanı ile yemin deliline dayanmadığı görülmüştür.
Yapılan yargılama, iddia, savunma, sunulan ve toplanan deliller, yukarıda açıklanan yasal düzenlemeler, Büyükçekmece … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyası, 28/02/2022 tarihli bilirkişi kök ve 21/12/2022 tarihli ek bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamına göre; taraflar arasında cari hesap şeklinde işleyen alım satımdan kaynaklanan ticari bir ilişki bulunduğu, bu ilişki kapsamında davacı tarafından bakiye alacaklı olduğu iddia edilerek davalı hakkında icra takibine girişildiği, davalı tarafça borca ve ferilerine itiraz edilmesi üzerine işbu itirazın iptali istemli davanın açıldığı, taraflar tacir sıfatına haiz olup uyuşmazlığın ticari nitelik arz ettiği, HMK’da yapılan değişiklik gereğince uyuşmazlık değeri 500.000,00 TL’nin altında olduğundan davada basit yargılama usulünün uygulandığı, delil olarak ticari defterlere dayanıldığından TTK’nun 83 ile 85 ve HMK’nun 222’nci maddeleri uyarınca taraf şirketlerin ticari defter ve belgeleri ile davalı tarafça dosyaya sunulan satıma konu olduğu iddia edilen numune …. Marka çift taraflı bant üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verildiği, 28/02/2022 tarihli bilirkişi kök ve 21/12/2022 tarihli ek bilirkişi raporlarına göre; tarafların 2019 ve 2020 yılları ticari defterlerinin lehlerine delil niteliğinin bulunduğu, davacının ticari defterlerine göre; takip tarihi itibariyle davacının davalıdan 27.779,93 TL alacağının bulunduğu, davalının ticari defterlerine göre; takip tarihi itibariyle davalının davacıya 13.593,35 TL borçlu olduğu, taraf ticari defterleri arasındaki cari hesap farkının davacı şirket tarafından davalı şirket adına düzenlenen 8 adet toplamda 14.186,58 TL tutarlı faturaların davalı şirket ticari defterlerinde kayıtlı olmamasından kaynaklı olduğu, davalı tarafın BA-BS formlarının sunulması neticesinde davalının 2019 yılında toplam 40.418,00-TL (KDV Hariç) tutarında 16 adet alış faturası beyan etmiş olduğu, kök raporda davacı tarafın ispatına muhtaç olduğu belirtilen faturalardan 11. Aya ait 19/11/2019 tarihli 1.888,24-TL tutarlı ve 21/11/2019 tarihli 4.521,97-TL tutarlı faturaların BA-BS formunda bildirildiği anlaşılmakla birlikte mezkur faturaların davalı kabulünde olduğu, toplam 2.148,89-TL tutarlı 2 adet faturaya ilişkin alacak talebinin davacının ispatına muhtaç olduğu, davalı tarafından satın alınan Orabond marka çift taraflı bantın ayıplı olduğundan dolayı beklenen yararın elde edilemediği ve ciddi anlamda zarara uğranıldığı belirtilmiş ise de dosyada bu durumu ortaya konan herhangi bir teknik inceleme veya yapılmış bir analiz raporuna rastlanmadığı, dolayısı ile teknik olarak mevcut veriler ışığında çift taraflı bantın ayıplı olup olmadığı hakkında bir değerlendirme yapılmasının mümkün olmadığı hususlarının tespit edildiği anlaşılmakla; kesin delil niteliğinde bulunan yemin deliline dayanan taraf, bu delile sıra gelmiş olduğunu başka türlü bilemeyeceğinden; davalı ticari defterlerinde kayıtlı olmayan ve BA/BS formlarında beyan edilmeyen 2.148,89-TL tutarlı 2 adet faturaya ilişkin alacak iddiasının ancak açıkça dava dilekçesinde veya delil listesinde dayanılmış olması şartı ile yemin delili ile ispatlanması lazım geldiği kabul edilerek, davacı vekiline yemin hakkı hatırlatılmış, davacı vekilinin 25/01/2023 tarihli duruşmada yemin teklifinde bulunmadıklarına dair beyanda bulunduğu, davacı tarafça düzenlenen ve takibe konu edilen faturalardan 2.148,89-TL tutarlı 2 adet fatura dışındaki faturaların davalı BA/BS formlarında beyan edildiği, süresinde faturalara itiraz edilmediğinden fatura içeriğinin davalı tarafça kabul edilmiş sayıldığı ve davalı tarafça ayıp iddiasının ispat edilemediği değerlendirilerek, dosya kapsamında yapılan inceleme ve alınan bilirkişi raporları ile dosyaya ibraz edilmiş olan faturalar, taraf şirketlerin ticari defterlerindeki kayıtlarla hep birlikte göz önünde bulundurulduğunda denetime uygun ve hüküm kurmaya elverişli bilirkişi raporları da dikkate alınarak; davanın kısmen kabulü ile, davalının Büyükçekmece … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasına yaptığı itirazın 25.631,04 TL asıl alacak yönünden kısmen iptali ile, takibin bu miktar üzerinden takip tarihinden itibaren takipteki koşullar üzerinden faiz uygulanmak suretiyle devamına, alacağın likit ve muayyen olduğu anlaşılmakla hüküm altına alınan 25.631,04-asıl alacağın %20’sine tekabül eden 5.126,20-TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, koşulları oluşmadığından reddedilen kısım yönünden davalı lehine tazminata hükmedilmesine yer olmadığına karar verilerek aşağıdaki şekilde tüm hususları içerir hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
Davanın KISMEN KABULÜ ile,
1-Davalının Büyükçekmece …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasına yaptığı itirazın 25.631,04 TL asıl alacak yönünden KISMEN İPTALİ ile, takibin bu miktar üzerinden takip tarihinden itibaren takipteki koşullar üzerinden faiz uygulanmak suretiyle DEVAMINA,
Hüküm altına alınan 25.631,04 TL asıl alacağın %20’sine tekabül eden 5.126,20 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
Fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
Reddedilen kısım yönünden davalının tazminat talebinin REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gerekli 1.750,85-TL karar ve ilam harcından peşin alınan 325,89-TL harç ile icra dosyasına yatırılan 148,53-TL harcın mahsubu ile bakiye 1.276,43-TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE İRAT KAYDINA,
3-Arabuluculuk sonuç tutanağı tarihi itibariyle yürürlükte bulunan tarifeye göre tahakkuk eden 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinden davanın kabul ve red oranına göre hesaplanıp takdir olunan 1.214,40-TL’sinin davalıdan, 105,60-TL’sinin davacıdan alınarak HAZİNEYE İRAT KAYDINA,
4-Davacının kendisini bir vekil ile temsil ettirdiği anlaşıldığından ve davanın kabul miktarı dikkate alınarak karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca tayin ve takdir olunan 9.200,00-TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
5-Davalının kendisini bir vekil ile temsil ettirdiği anlaşıldığından ve davanın red miktarı dikkate alınarak karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca tayin ve takdir olunan 2.148,89-TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
6-Davacı tarafından dava açılırken yatırılan 59,30-TL başvurma harcı, 325,89-TL peşin harç ve icra dosyasına yatırılan 148,53-TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davacı tarafından yapılan 153,55-TL posta gideri ve 1.550,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.703,55-TL yargılama giderinden red ve kabul oranına göre hesaplanıp takdir olunan 1.571,77-TL’sinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE, kalan miktarın davacı üzerinde bırakılmasına,
8-Kullanılmayan gider avansının HMK 333. maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden sonra davacıya iadesine,
9-HMK’nın uygulanmasına dair yönetmeliğin 58/1 maddesi gereğince taraflardan birinin talebi halinde gerekçeli kararın taraflara tebliğine,
Dair; 6100 sayılı HMK.’nun 341. ve devamı maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 25/01/2023

Katip …
¸

Hakim …
¸