Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/354 E. 2021/587 K. 04.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/354 Esas
KARAR NO : 2021/587

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 19/04/2021
KARAR TARİHİ : 04/06/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 04/06/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının dosya üzerinde yapılan incelemesi sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili şirketle davalı borçlu … Sanayi ve Ticaret A.Ş.’nin adi ortak olduğu … İnşaat Sanayi ve Ticaret A.Ş.-…. Sanayi ve Ticaret A.Ş. … Konut İşi Adi Ortaklığı arasında 17/10/2018 tarihinde Taşeron Sözleşmesi imzalandığını, sözleşmeye konu izolasyon işlerinin müvekkili tarafından yerine getirildiğini, yapılan işler ve kullanılan malzemeler hakkında taşeron ara hakediş raporları ve taşeron kesin hakediş raporu düzenlendiğini ve fatura edildiğini, müvekkilinin sözleşmenin edimlerini yerine getirdiğini, davalının adi ortak olduğu …. İnşaat Sanayi ve Ticaret A.Ş.-…. Teknoloji Sanayi ve Ticaret A.Ş. … Konut İşi Adi Ortaklığı 489.763,00 TL’lik kısmını ödemediğini, davalı hakkında Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasından başlatılan icra takibine davalı tarafından yapılan haksız itirazın iptali ile takibin devamına, İİK.67.maddesi gereği %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE YARGILAMANIN ÖZETİ:
Dava; İİK 67.madde uyarınca ticari satım ilişkisinde cari hesap alacağının tahsili için girişilen ilamsız icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Taraf vekilleri yazılı delillerini ibraz etmişler, diğer deliller mahkememizce toplanmıştır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın davacının davalıdan 17/10/2018 tarihli sözleşmeden kaynaklanan alacağının bulunup bulunmadığı var ise miktarının tespiti, itirazın iptali koşullarının oluşup oluşmadığından kaynaklandığı tespit edilmiştir.
İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünden sicil kayıtları celp edilmiş, incelenmesinde; …. sicil nolu … İnşaat Sanayi Ticaret Anonim Şirketi’nin … Mahallesi …. Caddesi … Bloklar Apt. No:… …/… adresinde sicilde kayıtlı olduğu, 12/04/2004 tarihinde kurulduğu, … sicil nolu …’nin … Mahallesi … Sokak …. Apt. No:… …/… adresinde sicilde kain olduğu, şirketin son tescilini 07/10/2020 tarihinde yaptırdığı, … sicil nolu … Yapı Endüstri Taahhüt ve Ticaret Limited Şirketi’nin … Mahallesi … Sokak No:… …/… adresinde sicilde kain olduğu, 26/02/1998 tarihinde kurulduğu anlaşılmıştır.
Bakırköy …İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasının Uyap üzerinden örneğinin gönderildiği, incelenmesinde;davacı-alacaklı tarafından davalı-borçlu şirket aleyhinde toplam 501.570,98-TL alacağın tahsili için 23/02/2021 tarihinde ilamsız icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin davalı-borçlu şirkete 28/02/2021 tarihinde tebliğ edildiği, davalının vekili vasıtasıyla 02/03/2021 tarihinde borcun tamamına, faiz ve tüm fer’ilerine itiraz ettiği, itirazın yasal 7 günlük süre içerisinde yapıldığı, işbu itirazın iptali davasının da yasal 1 yıllık süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Öncelikle mahkememizce dava şartları açısından dosyanın incelenmesi gerekmiştir.
Dava şartları, medeni usul hukukuna ait bir kurum olup, amacı bir davanın esası hakkında incelemeye geçilebilmesi için gerekli bütün şartları ve bunların incelenmesi usulünü tespit etmek, böylece davaların daha çabuk, basit ve ekonomik bir şekilde sonuçlanmasına yardımcı olmaktır.
Dava şartlarından biri olmadan açılan dava da açılmış (var) sayılır, yani derdesttir. Ancak mahkeme, dava şartlarından birinin bulunmadığını tespit edince, davanın esası hakkında inceleme yapamaz; davayı dava şartı yokluğundan (usulden) reddetmekle yükümlüdür.
Dava şartlarının bulunup bulunmadığı davada hakim tarafından kendiliğinden (re’sen) gözetilir; taraflar bir dava şartının noksan olduğu davanın görülmesine (esastan karara bağlanmasına) muvafakat etseler bile, hakim davayı usulden reddetmekle yükümlüdür.
Bu usuli şartlar çerçevesine mahkememizce yapılan incelemeye göre, Uyuşmazlık, taraflar arasındaki taşeron sözleşmesine göre davalı ve dava dışı diğer adi ortak sözleşme konusu inşaat alanınında davacı tarafından izolasyon işlerinin yapılması hususunda anlaşma sağlandığı davalı ve diğer dava dışı şirketin de adi ortaklık olarak sözleşmeyi birlikte imzaladıkları anlaşılmış olup davacı adi ortaklık sözleşmesine ilişkin ak edişlerden kaynaklı alacağın tahsiline yönelik başlatılan icra takibine vaki itirazın iptaline ilişkindir.
Ancak takip adi ortaklardan sadece davalıya yapılmış ve eldeki dava da sadece adi ortaklarda birine karşı açıldığı anlaşılmıştır.
Adi ortaklıkta, ortaklığın tüzel kişiliği bulunmadığından salt adi ortaklık olarak husumet ehliyeti bulunmamaktadır. Bir başka anlatımla adi ortaklık şeklinde yürütülen iş ve işlemlerden dolayı oluşacak olan uyuşmazlıklar sonunda yapılacak takip ve açılacak davada ortaklığı oluşturan tüm kişilerin davada ve icra takibinde taraf olarak gösterilmesi zorunludur. Taraf ehliyeti, bir davada taraf olabilme yeteneğini ifade eder. Taraf ehliyeti, medeni (maddi) hukuktaki medeni haklardan yararlanma ehliyetinin usul hukukunda büründüğü şekil olarak anlaşılmalıdır. Buna göre, medeni haklardan yararlanma ehliyeti bulunan her gerçek ya da tüzel kişi davada taraf ehliyetine sahip kabul edilmelidir. Mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 520 (6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 620) ve devamı maddelerinde düzenlenen adi ortaklığın taraf ehliyeti yoktur. Bu nedenle, adi ortaklığa ilişkin davalarda, adi ortaklığı oluşturan kişilerin taraf olarak hep birlikte hareket etmeleri gerekir. Adi ortaklık tarafından açılacak davaların iştirak halinde mülkiyet hükümleri gereği bütün ortaklar tarafından birlikte açılması gerektiğinden davanın usulden reddine karar vermek gerekmiştir.
Sonuç olarak anılan sebeplerle HMK 320. maddesi gereğince dava şartı eksikliği nedeniyle taraflar davet edilmeden de dosya üzerinden karar verilebileceği anlaşıldığından, davanın dava şartı eksikliği nedeniyle usulden reddine karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle:
1-Davanın USULDEN REDDİNE,
2-Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gerekli 59,30 TL karar ve ilam harcının davacı tarafından peşin olarak yatırılan 6.057,73 TL harçtan mahsubuna, artan 5.998,43 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa İADESİNE,
3-Arabuluculuk sonuç tutanağı tarihi itibariyle yürürlükte bulunan tarifeye göre tahakkuk eden 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin 6325 Sayılı Kanun madde 18/A-11 uyarınca davacıdan tahsili ile hazineye İRAT KAYDINA,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde BIRAKILMASINA,
5-Kullanılmayan gider avansının HMK 333. maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden sonra davacıya İADESİNE,
6-HMK’nın uygulanmasına dair yönetmeliğin 58/1 maddesi gereğince taraflardan birinin talebi halinde gerekçeli kararın taraflara TEBLİĞİNE,
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 ila 360’ncı madde hükümleri uyarınca, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliğiyle karar verildi. 04/06/2021

Başkan …
¸
Üye …
¸
Üye …
¸
Katip …
¸