Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/352 E. 2022/935 K. 25.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/352 Esas
KARAR NO : 2022/935 Karar

DAVA : Tazminat (Rücuen Tazminat)
DAVA TARİHİ : 16/04/2021
KARAR TARİHİ : 25/10/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Rücuen Tazimat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde; Müvekkili, …. unvanı altında ….. Cad. No:…. …./….. adresinde mukim olarak mobilya satışı yapmakta olduğunu, müvekkili davacının, davalı …. ile ticaret ilişkisi mevcut olup davalıdan aldığı ürünleri müşterilerine satarak ticari faaliyetlerini sürdürmekte olduğunu, müvekkili davacı, detayları aşağıda açıklanacağı üzere davalı üreticiden temin edilip satılan ayıplı mal sebebiyle bedel ödemek zorunda kaldığını, ilk olarak, müvekkili ile dava dışı tüketici ….. arasında 03.10.2018 tarihinde …… mobilyalarının alımı hakkında tüketici satış sözleşmesi imzalandığını, dava dışı tüketici …… söz konusu köşe takımının ayaklarında sıkıntılar olması ve çökme meydana gelmesi sebebiyle …… no’lu tüketici başvurusu ile Bahçelievler Kaymakamlığı İlçe Tüketici Hakem Heyeti Başkanlığı’na başvuruda bulunduğunu, dava dışı tüketici ……’nın Tüketici hakem heyetine istinaden müvekkili şirkete başvurduğunu, söz konusu ….. ve…..ürününün üreticisinin davalı …. olması sebebiyle Bahçelievler İlçe Tüketici Hakem Heyeti’nin verdiği karara istinaden söz konusu ürünlerin ayıpsız misli ile değiştirilmesi için taraflarınca öncelikle sözlü olarak iletişime geçilerek durum davalıya bildirildiğini, davalı, ürün değişimini yapmayacağını bildirmesi üzerine bu sefer, 10.12.2020 tarihinde Bakırköy …..Noterliği …. yemviye no’lu ihtarnamenin ….. gönderildiğini, neticede müvekkili tarafından dava dışı tüketiciye ödenmiş olan 2.500 TL’nin, noter masraflarının ve diğer giderlerin ödeme tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalıya yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalıya usulüne uygun tebligata rağmen davaya karşı cevap ve beyanda bulunmamıştır.
Davacı tanığı ….. ; “davacı benim kaynım olur, ben kendisinin yanında çalışmaktayım, ben nakliye taşıma işinde çalışıyorum, 2013 yılından beri çalışmaktayım, davalı …..’ı tanımaktayım, kendisi …..’nın sahibidir, dava konusu ürünü 2018 yılı Ağustos ayında ben aldım, bu ürün köşe takımıydı, ücretini ben ödedim, 2500 TL verdim, ödemeyi elden yaptım, bu ödemeye ilişkin ben muhasebeciye bilgi verdim, bu ürün müşteriye satıldı, daha sonra bu üründe ayıp olduğu tespit edildi, bu tespit üzerine tüketiciye ödeme yapıldı, davacı ….. temin eden satıcıdır, üretici değildir, üretici …..’dır, dava konusu mal tamir amaçlı davalıya götürülmemiştir, kendisinden bu mal satılmak üzere alınmıştır, tanıklık ücreti talebim yoktur.” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Davacı tanığı ….. ; “Ben ….. yanında çalışmaktayım, ben 2018 yılından beri çalışıyorum, ben muhasebeci olarak çalışıyorum, ben dava konusu ürünü bilmekteyim, davalı …..’ı da bilmekteyim, kendisi …..’nın sahibidir, davalı ile aramızda ticari ilişki bir kez olmuştur, bu da dava konusu üründen kaynaklıdır, biz bu ürünü davalıdan temin ettik tüketiciye sattık, davalı bize katalog getirdi bu katalog üzerinden biz müşteriye gösterdik, müşteri beğendi bunun üzerine biz davalıdan ürünü temin ettik ve tüketiciye sattık, ürünün alt kısmında kasasında ve sünger kısmında problemler çıktı, bunun üzerine tüketici hakem heyetine gidildi, hakem heyeti bir karar verdi, bu karar üzerine biz parayı müşteriye iade ettik, davalı bize herhangi bir fatura ve belge sunmadı, bu sebeple kayıtlarımızda herhangi bir belge yoktur, davalıdan bu ürünü temin ederken 2500 TL kendisine ödeme yaptık, davaya konu ürün koltuk, kanepe idi. Her ne kadar davalı bu ürünü kendisinin satmadığını ve tamir amaçlı bizim kendisine götürdüğümüzü iddia etmişse de, bu husus gerçek değildir, şöyle ki; davaya konu koltuğun astar kısmında …… şeklinde bir ibarenin yer aldığı ve ayrıca davacının kendi konsept katalogunda bulunan ürünün tarafımızca temin edildiği, dava konusu üründen ve dosyadaki katalogdan anlaşılabilir, bu ürünü biz kendisinden temin ettik, herhangi bir tamirat yaptırmadık, tanıklık ücreti talebim yoktur.” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Bilirkişi heyeti tarafından hazırlanan 21/06/2022 tarihli raporda; Davacı tarafın 2018-2019 yılına ait ticari defter ve kayıtlarını usulüne uygun tuttuğunu ve sahibi lehine delil niteliği taşıdığı, HMK 222 (5) maddesinde “Taraflardan biri tacir olmasa dahi, tacir olan diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini belirtir; ancak, karşı taraf defterlerini ibrazdan kaçınırsa, ibrazı talep eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılır.” ifadesi yer almıştır. Davalı tarafın defter inceleme günü gelmediğinden ticari defter kayıtları veya belgeleri üzerinden inceleme yapılamadığı, bu husustaki takdirin sayın mahkemenize bırakıldığı, Davacı tarafın davalı dışı tarafa düzenlediği 2019 yılında 1 adet toplam KDV dâhil 4.670,00 TL tutarlı faturanın olduğu, Faturanın açıklama kısmına ….. diye yazıldığı, İş bu fatura içinde davaya konu ürünlerin KDV dahil 2.570,00 TL tutarlı olduğu (KDV hariç 2.379,63 TL -KDV %08) faturanın teslim eden ve teslim alan kısımlarının olmadığı, imza ile teslim edilmediği ve teslim alınmadığı, İş bu faturanın davacı tarafın yasal defterlerine usulüne uygun olarak işlendiği, “Türk Ticaret Kanununun MADDE 21–(2) Bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır.” İfadesi yer almaktadır. Davacı tarafın 2018-2019 yılı ticari defter ve kayıtlarında, davalı taraf ile ilgili cari hesap hareketi, borç veya alacak bakiye kaydının bulunmadığı, Bakırköy ….. Noterliğinin 10.12.2020 tarihli ….. numaralı makbuzu ile davacı tarafın 316,67 TL ihtarname bedeli ödediği, takdirin sayın mahkemeye bırakıldığı, Bahçelievler Tüketici Hakem Heyeti Başkanlığına Kararında, “başvuru sahibinin talebinin kabulü ile ayıplı ürünün şikâyet edilen firmaya iadesine bedeli 3.849,00 TL olan …. koltuk takımı ve …. puf ürünün ayıpsız misli ile değiştirilerek tüketiciye verilmesine” karar verildiğini, ….. bankası tarafından düzenlene dekontta, Davacı tarafından dava dışı tarafa 23.11.2020 tarihinde 3.849,00 TL ödendiği, 15.06.2022 tarihinde, yerinde yapılan incelemeler ile tespit ve değerlendirmeler sonucunda; tespit talebine konu koltuk takımının , …. İli, …. Mah……Sok. No: …. ….. adresinde bulunan depoda olduğu, Yapılan incelemede Koltuk takımının 3 parçadan oluşan, 2 parçasının sandıklı, L Kanepe köse koltuk modelli ve 1 adet Pufu olup, Koltuk iç astar alt kumaş kısımlarında marka adı olarak ‘…..’ marka baskısı olup, ürünün ‘…..’firmasına ait olduğu, Davaya konu Koltuk takımının Markasının ‘…..’ olup, ……’dan alındığı, koltuk takımının kusurlu/ayıplı olduğu, Davacı tarafa sipariş tutarı olan 3.849,00 TL ‘nin, iade edilmesi gerektiği, Tarafların tazminat, muhakeme masrafları ve benzeri taleplerinin, Mahkeme takdirlerine ait olduğu sonuç ve kanaatine varıldığını bildirir raporu sunmuşlardır.
Dava dilekçesi, taraf beyanları, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde;
Dava, davacı tarafın Tüketici Hakem Heyeti kararı kapsamında dava dışı tüketiciye ödemiş olduğu miktarın ticari faaliyeti kapsamında davalıdan rücuen tazmini istemine ilişkindir.
Dava konusu miktar 2.500,00 TL’ dir.
Taraflar tacir olup delil olarak ticari defterlere dayanıldığından TTK’nun 83 ile 85 ve HMK’nun 222’nci maddeleri uyarınca tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiştir.
Davacının incelemeye konu ticari defterlerinin yasal şartları taşıdığı ve davacı lehine delil niteliğinin olduğu dosya kapsamı içeriğinden anlaşılmıştır.
Davalı taraf ticari defterlerini dosya içerisine sunmamıştır.
Taraflar arasındaki ticari ilişkinin varlığı fatura ve ticari defter ve ticari kayıtlar içeriğinden anlaşılmaktadır.
Davacının ticari defterler ve kayıtlarının ve Bilirkişi heyetinin hazırlamış olduğu 17/06/2022 tarihli rapor içeriğinin incelenmesinde;
– Davacının dava dışı tüketiciye 2019 yılında 1 adet KDV dahil 4.670,00 TL tutarlı fatura düzenlediği; faturanın açıklama kısmında …… yazdığı; davaya konu …… ürünlerinin KDV dahil 2.570,00 TL olduğu,
– Davacının, Bahçelievler Tüketici Hakem Heyeti Başkanlığı’ nın kararına biaen, ayıplı olduğu tespit edilen davaya konu ….. ve ….. ürünlerine karşılık 3.849,00 TL ödeme yaptığı görülmüştür.
– Taraflar arasında doğrudan ticari ilişki olduğunu gösterir, davacının ticari kayıtlarında herhangi bir kayıt bulunmamaktadır. Davacı taraf, davaya konu ayıplı …… ürünleri, davalıdan aldığını iddia etmiştir.
Kural olarak, davaya konu ürünlerin davalı tarafından üretilip, davacıya teslim edildiğinin ispat yükü davacıdadır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemesi Kanunu’ nun 222/3. maddesinin 22/07/2020 tarih ve 7251 sayılı yasa ile değiştirilmeden önceki hali ” İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz. ” şeklindedir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemesi Kanunu’ nun 222/3. maddesinin 22/07/2020 tarih ve 7251 sayılı yasa ile değiştirildikten sonraki hali ” İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi halinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.” şeklindedir.
7251 sayılı yasanın 6100 sayılı Hukuk Muhakemesi Kanunu’ nun 222/3. maddesindeki değişikliği düzenleyen 23. maddesine ait Türkiye Büyük Millet Meclisi gerekçesi ” Maddeyle, Kanunun ticari defterlerin ibrazı ve delil olmasına ilişkin 222 nci maddesinde değişiklik yapılmaktadır. Mevcut metne göre diğer tarafın defter kayıtlarında ilgili hususta hiçbir kayıt bulunmaması halinde, ibraz eden tarafın ticari defterindeki kayıtlar, sahibi lehine delil olarak kabul edilebilmektedir. Ticari defteri ibraz edenin tek taraflı işlemiyle oluşturduğu kayıtların, bu kayıtlardan hiçbir şekilde haberi olmayan karşı taraf aleyhine delil teşkil ediyor olması hakkaniyete aykırı sonuçlar doğurabileceği gibi hukuk güvenliği ilkesine de aykırılık teşkil edebilmektedir. Bu sebeple maddede yapılan değişiklikle, ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için öngörülen unsurlardan biri olan, diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtların “ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi” hali, madde metninden çıkarılmaktadır. Kural tersine çevrilmekte ve karşı tarafın maddede belirtilen usule uygun olarak tuttuğu ticari defterini ibraz ettiği halde ileri sürülen hususta hiçbir kayıt içermemesi halinde ticari defterin, sahibi lehine delil olarak kullanılamayacağı açıkça hükme bağlanmaktadır. Madde metni dışına çıkarılan “ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi” durumunun yerine, “diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi” durumu maddeye ilave edilmektedir. Buna göre ticari defterde yer alan herhangi bir kaydın, sahibi lehine delil teşkil edebilmesi için diğer tarafın ticari defterini ibraz etmemesi gerekecektir. Bu düzenlemenin hakkaniyete ve hukuk güvenliği ilkesine uygun olduğu düşünülmektedir. Zira ticari defteri ibraz edenin defterinde yer alan ve diğer tarafı muhatap alan kayıt, diğer tarafa sunulmakta ve diğer tarafın kendi defterindeki kayıtlara dayanarak karşı delilini ileri sürmesi beklenmektedir. Diğer tarafın ticari defterini ibraz etmemesi hali, ileri sürülen delili hükümden düşürecek başka herhangi bir kayda sahip olmadığı anlamına gelecektir. Belirtilmelidir ki defter ibraz etmeyen tarafın, diğer tarafın ticari defterindeki kayıtların aksini senet veya diğer kesin delillerle ispatlama hakkı saklıdır.” şeklindedir.
Kanun değişikliği sonrasında madde gerekçesi içeriğinden anlaşıldığı üzere, davalı defterlerini sunmayarak davacının ticari defter kayıtlarının HMK’nın 222/3. maddeye göre lehine delil oluşturup oluşturmadığının tam olarak incelenebilmesine 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu 2. maddesi ile 6100 sayılı HMK’ nın 29. maddesi kapsamında dürüstlük-hakkaniyet ilkesine aykırı bir şekilde engel olduğundan, sunulmayan ticari defterlerinde de davacının alacaklı olduğuna dair kayıtların mevcut olduğu halde sunulmadığının, davacı tarafça ileri sürülen delili hükümden düşürecek başka herhangi bir kayda sahip olmadığının ve bunun sonucunda da davacının incelenen defter kayıtlarının davacı lehine delil oluşturduğunun kabulü gerekir.
– Yukarıda belirtilen hususlar ile davacı tarafın dinletmiş olduğu tanıkların beyanlarından ve yine davaya konu ürünlerin üzerindeki marka yazılardan, davaya konu ürünleri davalının ürettiği ve davacıya satmak üzere teslim ettiği mahkememizce kabul edilmiştir.
– Davalının, davacının gerçekleştirdiği ispatı ortadan kaldıracak, aksini gösterir herhangi bir kesin (yazılı) delil sunmadığı görülmüştür.
Bu durumda davacının ticari defter kayıtları ile alacağın varlığının ispatlandığı, davalının ticari defter ve kayıtları sunmayarak ispat yükünü kendi üzerine aldığı kabul edilmiş ve davalının üretici konumda olması sebebiyle ayıptan sorumlu olduğu kabul edilerek, açılan davanın davacının talebi ile sınırlı olarak kabulüne karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının davasının KABULÜ İLE,
-2.500,00TL’nin ödeme tarihi olan 23/11/2020 tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
2-Harçlar tarifesi uyarınca alınması gereken 170,78-TL harçtan davacı tarafça peşin yatırılan 59,30-TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 111,48-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat KAYDINA,
-Arabuluculuk sonuç tutanağı tarihi itibariyle yürürlükte bulunan tarifeye göre tahakkuk eden 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin; davalıdan tahsili ile hazineye irat KAYDINA,
-Davacı tarafça sarf edilen toplam 127,10-TL harcın davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
3-Davacı tarafından sarf edilen bilirkişi, tebligat posta ve noter masrafı olmak üzere toplam 2.932,27-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
-Davacı tarafça yatırılan gider avansından arta kalan miktarın karar kesinleştiğinde yatıran tarafa İADESİNE, (Gerekçeli kararın tebliğe çıkarılma masraflarının kalan gider avansından karşılanmasına)
4-Davanın kabul miktarı dikkate alınarak karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca tayin ve takdir olunan 2.500,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
Dair; Miktar itibariyle kesin olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 25/10/2022
Katip …..
¸e-imzalıdır

Hakim ……
¸e-imzalıdır